25 Nisan Perşembe 2024

Analiz - Ahmet Bölükoğlu | Ah Yemen, Vah Yemen!

Analiz - Ahmet Bölükoğlu | Ah Yemen, Vah Yemen!

ACLED “Armed Conflict Location and Event Data Project”  (Silahlı Çatışma Yerleri ve Olay Verileri Projesi) adında 1997'den beri dünyanın çeşitli politik ve askeri şiddete ilişkin verileri bir araya getiren sivil bir kuruluş var…  İşte bu kuruluş, Yemen'de öldürülen “gerçek” insan sayısının 80.000’in üzerinde olduğuyla alakalı verileri paylaştı.

 

Bitmedi…

 

ACLED'in verilerine göre, savaşın dolaylı sonuçlarından ötürü; yani difteri, açlık ve kolera gibi önlenebilir hastalıklardan kaynaklanan ölümler bu rakama dâhil değil... Doğrudan savaş sebebiyle ölenlere bu dolaylı vakalar da eklendiğinde, tüm ölümlerin toplamının şu an itibariyle 100.000/yüz binden fazla olduğu ifade ediliyor.

 

Yine aynı kuruluşun tespitlerine göre Yemen nüfusunun yarısı - 14 milyon insan – Suud orijinli kontrollü ve yönetilebilen stratejilerden ötürü "açlık" tehlikesiyle karşı karşıya…

 

Başta ABD ve İngiltere olmak üzere bazı Batılı ülkeler bu verilere şiddetle karşı çıkıyorlar… Aslında ABD ve İngiltere başta olmak üzere bu ülkeleri telaşlandıran husus şu: Bir başka bir bağımsız kuruluş olan “Yemen Data Project” verilerine göre, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin hava saldırılarının neredeyse tamamına yakınında ABD yapımı mühimmat kullanılmış… Bilhassa okul, ibadethane, çarşı-pazar yerleri gibi dokunulmaz yerlerdeki sivil ölümleri bu mühimmat ile yapılmış…

 

Bu bilgi seti savaş hukukuna dair çok önemli teknik bir detay içeriyor. Silah satan ülkeler, silah sattıkları ülkeleri, bu tür gayri insanî ve savaş dışı dokunulmazlığı olan unsurlara karşı kullanılmasını anında önleyebilirler. Mali karşılığını alsalar dahî, bu silahların kullanımını ilgili ülkeye yasaklayabilirler. Eğer savaş mühimmatı satan ülkeler bu hamleleri gerçekleştirmezlerse, kullanan ülkeler kadar suçlu sayılır!

 

İşte bu yüzdendir ki, ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler bu tür ciddi verileri hazırlayan kuruluşlara ve bu verileri görsel delillerle destekleyerek dünya kamuoyuna yayan medya gruplarına yönelik baskı ve itibarsızlaştırma kampanyaları uygulamaktadır.

Peki... ABD-İngiltere-Fransa müttefikleri, Suud'un onca savaş suçlarını örtbas etmelerine ve görmezden gelmelerine rağmen, niçin ara ara Yemen’e dair insanî ve vicdani çıkışlar yapıyorlar?

ABD, İngiliz ve Fransız hükümetleri, kendi vatandaşları ve STK’ları arasında tabiri-i caizse bir hasar-sınırlama egzersizi yapıyor. Çünkü Cemal Kaşıkçı Cinayeti’nden sonra kamuoylarının Suud hükümeti hakkındaki önyargıları arttı. Bu yüzden Yemen’deki insanlık dramına daha farklı bir gözle bakıyorlar.

 

Anlayacağınız; Suud’un Yemen’deki kuraldışı ve vahşi savaş performansı, Suud'a dolayısıyla onunla iş tutan hükümetlerine olan tepkileri arttırdı! Sonuç olarak, Suud ile müttefik olan Batılı ülkelerin kamuoyları hassasiyetleri yüzünden Yemen savaşı, Batı başkentlerinde "iç politika" konusu olmaya başladı! 

 

Gerçi, Suud sivillerle yönelik acımasız hava saldırılarını geçmişe oranla minimize etse de başka gayri insani savaş oyunları sergilemeye başladı Yemen’de… Resmen Yemenli nüfusu dize getirmek için Yemen'i açlığa mahkûm edecek kuralsız ve gayri insanî stratejiler izlemeye başladı. 

 

Hülasa,

Şu anda dünya coğrafyası üzerinde, Doğu Türkistan’dan sonra dünyanın en kötü insanî dramına ve krizine sahne olan coğrafya Yemen’dir.

 

Tıpkı Suriye ve Irak’ta süreç hangi görünen gerekçelerle başladı ve geliştiyse, Yemen’deki mücadele ve savaşta aynı şekilde başladı. Bu süreç Hürmüz'de, Aden'de, Malakka'da benzer şekilde devam ediyor. Savaşın bu cephesinde amaç, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’na hâkim olma durumundan ve petrol güzergâhını/enerji lojistiğini kimin kontrol edeceği kavgasından ibarettir.

Yeni Yorum