23 Nisan Salı 2024

Analiz - Yunus Emre Demirci | Akılsız başın ayakları

Analiz - Yunus Emre Demirci | Akılsız başın ayakları

15 Haziran’da başlayan HDP’nin sözde demokrasi yürüyüşü sona erdi. Demokrasi kavramı artık diline pelesenk olan ancak uygulamada emaresini gösteremeyen HDP, bu yürüyüşte halk desteğinden ne kadar yoksun olduğunu bir kez daha gösterdi. Görüntüleri hatırlayacaksanız, oldukça az bir katılımla gerçekleştirilen bu eylemi halk neden desteklemedi? Aslında 5.8 milyon oy almış bir partinin sokak eylemlerine katılımın kayda değer olması beklenir. Ancak beklenen bu durum, demokratik ilkelerle milletvekili adaylarının belirlendiği, parti içerisinde örgütlenmesinin belli demokratik seçimlerle yapıldığı, bir terör örgütünden emir almayan, listeleri terör örgütü tarafından belirlenmeyen siyasi partiler için geçerlidir. Aksi durumda halk destekli değil terör örgütü destekli bir parti haline gelirsiniz. Bu sebeple terörle arasına mesafe koymayan HDP’nin yürüyüşü halkın dikkatini çekmedi.

HDP yürüyüşünün sona ermesi ile yeni bir yürüyüş konuşulmaya başlandı. Baroların “savunma yürüyüşü” adını verdiği eylemde, özellikle İstanbul ve İzmir Barosu’nun başı çektiği görülüyor. Yine iyi niyetle “zamanlama manidar” demek yerine tesadüf diyorum.  Hatta “savunma yürüyüşü” adı altında yapılması daha önce Çukur ve Barikat Operasyonlarında, gerçekleştirilen eylemlere “özsavunma sistemi” adını veren terörist Bese Hozat’ın yazdıkları aklıma geliyor. Eylemlerin isim benzerliği soru işaretleri oluştursa da “yok canım, hadi ordan” diyorum. Bunların bir tesadüf olduğu şöyle dursun, bir de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce gerçekleştirdiği ve adını “Adalet Yürüyüşü” koyduğu eylemi hatırlatarak “Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır.” çıkışı gündeme geldi. Bu cümle aslında analiz edildiğinde “ilk adım” sözünün ardında ikinci adım HDP, üçüncü adım Barolar… Kamu düzenini ve dolaylı yoldan iktidarı hedef alan bu eylemlerin ardı ardına olması, bir organizasyon görüntüsü vermesi kuşkusuz dikkatleri çekiyor. İlerleyen günlerde bunları daha yakından göreceğiz ancak unutmamak gerek, ne devlet eski devlet; ne hükümet eski hükümet!

Yeni Yorum