20 Nisan Cumartesi 2024

FETÖ, HDP’yi yeniden tasarlıyor

FETÖ, HDP’yi yeniden tasarlıyor

Yaklaşık 40 yıllık FETÖ tecrübemiz bize şunu öğretti ki bu örgüt, sızdığı veya yanaştığı bütün kurumları yeniden dizayn etmeyi seviyor. Önce destekliyor, sonra “onlardan” oluyor, sonra da sızdığı yerin dilini, kimliğini değiştirmeye başlıyor ve en sonunda da oranın sahibi oluyor. Örnek mi, yığınla..

 

Bakınız, Cumhuriyet Gazetesi; bakınız Chp ve diğerleri. Bu sürece en etkili şekilde direnenler, özellikle siyaset sahnesinden AK Parti ve MHP oldu. AK Parti’nin 17-25 direnişin böyle birşeydi. Sızma ve dönüştürme taktiği duvara toslayan FETÖ, yenilgiyi kabul etmeyip hırçınlaşınca da 15 Temmuz’da milletin tokadını yedi.

 

MHP’de benzer bir direniş ortaya koydu ve sızma girişimini başaramayan FETÖ, İyi Parti ile yola devam etmek istedi.

 

CHP’nin hali ise içler acısı. Bir kısmı kendini hala Atatürk çizgisinde zannededursun, Atatürkçü çizgisiyle neredeyse ikonlaşmış isimlerin kesim sistematik şekilde uzaklaştırıldığı bilinen ve dillendirilen bir gerçek. Muharrem İnce’in geçtiğimiz günlerdeki “yalnız bırakılma” isyanı malum. Emine Ülker Tarhan, Selin Sayek Böke, Deniz Baykal ve bu çizgide olanlar, zaten çok önceden soyunma odasına gönderildi. Oyundakilerin de gözü, saha kenarında, her an çağrılmayı bekliyorlar. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile söylem birliği, hiç değilse tepkisizliği artık karakter halini almış. Danışmanlarından önde gelenlerinin, aranan örgüt üyeleri çıkmasını, 15 Temmuz Gecesi Bakırköy’de bir evde yeşeren umutları hiç saymıyorum zaten. Rahmetli Ecevit’e yanaşarak başlattıkları uzun yolculukta FETÖ, yılların CHP’sini söylemiyle, kimliğiyle yeniden tasarlamayı başarmış.

 

Cumhuriyet Gazetesi diye boşuna demedik. Şöyle bir bakın bakalım, bugünün Cumhuriyet Gatetesi’nin İlhan Selçuk’un Cumhuriyet’ine benzer bir hali var mı?

 

FETÖ, HDP’Yİ YENİDEN TORNAYA SOKUYOR

 

FETÖ’nün bir tarzı var. Zincir marketlerin ilgili ilgisiz her ürünü satması gibi, FETÖ de ilgili ilgisiz her partiye yanaşıyor. Yeter ki bir kitlesi olsun. Muhafazakâr olması, ateist olması falan sorun değil. HDP cephesinden bir süredir gelen açıklamalar, git-gel’ler, sanki birilerinin HDP’nin söylemini, kimliğini dizayn ettiğinin işaretini veriyor. Tıpkı kampanya için İngiltere’den ajans getirmek gibi..

 

Tarih 11 Mayıs 2020, Sırrı Süreyya Önder, İyi Parti Genel Başkanı’nın kendilerine aracı gönderdiğini, söyler..

 

2 Gün sonra Ahmet Türk’ten, bu açıklamaya ilişkin “Hayretle karşıladım, siyasette gizli kalması gereken bazı şeyler vardır” diye ayar gelir.

 

Pervin Buldan 22 Şubat’ta “İstanbul seçimlerinde ittifak yaptık, artık bundan sonra ittifakları açık  yapalım” çağrısı yaptı, büyüklerinden hiçbirinden ses çıkmadı.

 

Ancak 8 Mayıs’ta sinirlenip “bakalım biz kimseyle ittifak yapacak mıyız, isteyen gelir isteyen gelmez” deyince, telefonları zarıl zarıl çalmaya başlamış olacak ki hemen düzeltme yaptı, “sözlerim çarpıtıldı” dedi.. Yeterli görülmemiş olacak ki bugün de Demirtaş da “kastettiğimiz demokrasi ittifakıdır, herkese açıktır vs”  temalı bir mesaj yayınladı.

 

Oysa ittifaklar konusu çok net. Seçim sürecinde Kandil’in verdiği ittifaka destek mesajları ortada. Bizzat parti yöneticilerinin açıklamaları ortada. Halihazırda kazandıkları belediyelerde birbirlerine karşı olan müşfik tavır ortada.

 

Yıllarca PKK için sorduk, “değirmenin suyu nereden geliyor” diye. Şimdi insan ister istemez soruyor, bu ayarın kaynağı nereden geliyor. Birileri HDP’nin şahin söylemlerini sürekli yumuşatıyor, ortama uyduruyor, HDP’yi merkeze çekmeye çalışıyor. Tıpkı Cumhuriyet’i, Chp’yi soldan merkeze çekmeye çalıştıkları gibi. Anlaşılan Kandil, HDP’nin vitrin ve strateji işini ihaleyle FETÖ’ye vermiş, FETÖ’de yeni müşterisini yeniden makyajlıyor.

Osman Divitoğlu

 

Yeni Yorum