20 Nisan Cumartesi 2024

NaifAnaliz - Ali Naif Çakar | HDP’nin Kurtuluş Umudu; Cizre Bodrumları

Cizre’nin Bodrumlarını, unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!

HDP’nin kin, nefret ve öfke dolu çağrılarını da unutmadık. Şehirlere bombalar yağdırmaya ara verip, belediye kılığına girip yolların, menfezlerin, binaların altına bomba döşeyenlerin ihanetlerini unutmadık. Çözüm süreci döneminde yaşananlar herkesin malumu. Devletin tüm iyi niyetini ve gayretini terör örgütünün başarı hanesine yazdırmak isteyen bir fırsatçılığı da hep birlikte izledik.Çözüm süreci döneminde HDP’ye düşen görevin terör örgütünün silah bırakmasını kolaylaştırması olması gerekirken, HDP terör örgütünün açıktan halkla ilişkiler ve insan kaynağı temini aparatına dönüştü. Çözüm sürecinde de siyasi bir parti olduğu söylenen HDP siyaset yapmak yerine PKK’yı aklama ve güçlendirme merkezi gibi hareket etti.

 

Tüm yaşananlar açıkça ortada. İlk defa tecrübe edilen bir süreçte köklü bir devletin iyi niyetini paçavra ve maşa bir terör örgütüyle denkleştirme siyasetsizliği Cizre’de, Sur’da, Dargeçit’te, Nusaybin’de, Derik’te önce çukur oldu, barikat oldu daha sonrada terör örgütüne mezar oldu. “Cizre Bodrumları” diye sosyal medya gargaralarına konu edilen mesele oldukça karışık ve HDP’nin halkla ilişkiler faaliyetini yürüttüğü örgüte hesap vermekte zorlandığı bir meseledir.

 

Meskûn Mahal operasyonları denilen ve teröristler tarafından şehirlerin silahlandırılması yoluyla bir kalkışmanın tasarlandığı silahlı kurguda HDP, PKK’yı yarı yolda bıraktı daha doğrusu sattı.

 

Tüm bu yaşananlar gösterdi ki HDP bir kirli pazarlıklar partisidir. Bu millete bu devlete ve değerlerine kim karşıysa onlarla pazarlık ede ede, oy deposu olarak gördüğü Kürtlere şirin görünmeye çalışa çalışa örgüt desteği ve talimatlarıyla ayakta kalmaya çalışan bir gayri milli çıkarlar bileşimidir. Bugün “Cizre Bodrumları” diye ortalığı ayağa kaldıranlar henüz o günlerin hesabını kendi aralarında görmediler.Bu işin en şanslısı Selahattin Demirtaş. Cezaevinde ben bedel ödüyorum der çıkar işin içinden ama PKK’nın kandırıp eline silah verdiği yeni yetme çocukların nasıl böyle bir başarısızlığa maruz kaldıklarının hesabını ne örgüt ne HDP kendi içlerinde görmeye cesaret edemediler.

 

O dönemde ellerindeki Belediyeler ve imkanlar, özyönetim ilanlarına dayanan yersiz özgüven gösterileri, mecliste temsil ediliyor olmanın verdiği rahatlık, ana akım medyadaki sazlı sözlü pazarlama faaliyetleri, hükümet temsilcileriyle periyodik görüşmeleri ve Cizre Bodrumlarındaki barbarlık iki ucu keskin bumerang gibi döne döne hepsinin yüzüne JÖH oldu PÖH oldu tokat gibi çarpıverdi.

Cizre Bodrumları PKK ve HDP’nin kapatamadığı, kendi aralarında üstünü örttükleri büyük bir başarısızlığın enkazıdır. Gündeme getirmeleri ve bakiyeyi devletin sırtına yüklemek istemeleri günün birinde hesap vermelerinden onları kurtaramayacaktır.

Devlet bu enkazı kaldırmış, hasarları tamir etmiş, gönülleri ihya etmiş, PKK ve HDP’nin Kürtlerin üzerine atıp elbirliğiyle enkazını örttüğü bu kazığın ortaya çıkardığı mağduriyetleri gidermiştir.

 

Cizre Bodrumlarında HDP tüm bileşenleriyle oradakileri yalnız bırakmıştır, teslim olmayıp ölmeleri için her türlü söylemsel desteği vermiş, lojistik desteği kesmiştir. PKK HDP’nin bu başarısızlığını kapatmak için yine devlete suç atmayı tercih ederek, Kürtleri her zamanki gibi PKK ve HDP arasındaki hesap kitapla ezip incitmişlerdir.

 

HDP’yi var kılan PKK’ya olan sevgisi değil, korkusudur!

 

Düne ait tüm gerçekleri kapatmak için “Cizre Bodrumları” diye uydurma ve çarpıtmalarla devleti sorumlu tutarak kirli defterlerini açıp açıp bu hesaptan kaçabileceklerini düşünmektedirler. PKK’nın şımarıklığı, HDP’nin aymazlığıyla eş zamanlı birleşip bir eylem fırsatı bulunduğunda gençlere dağın yolunu, çukurun karanlığını, hendeğin yalnızlığını, ölümün soğukluğunu işaret etmektedir. 6-7 Ekim olayları, Çukur-Hendek olayları ve o dönemde yaşanan nice olay PKK ve HDP’nin ortak operasyonları ve kurgularıdır. Örgüt ve HDP çevrelerinin bir devlet kurgusu olarak gösterip itibarsızlaştırmaya çalıştığı “Diyarbakır Anneleri” Cizre’ye, Sur’a, bodrumlara, çukurlara karşı verilmiş en doğal ve özgünlüğü olan bir cevaptır.

 

15 Temmuz’un henüz yaşanmadığı ancak darbe ağlarının örüldüğünü sonradan öğrendiğimiz çukur hendek günlerinde FETÖ’ye rağmen devletin ortaya koymuş olduğu irade ve kararlılık destansı bir niteliktedir.Cizre’nin hesabını kendi aralarında göremeyenler, kameraların önünde “Diyarbakır Anneleriyle” hesaplaşacak kadar düşkün ve değersizdiler. Cizre’nin Bodrumlarının gün yüzüne çıkması, Sur’un yeniden inşası, Derik’in kalkınması ve nicesi PKK’ya ve HDP’ye çok büyük derttir. Çözüm süreci ve çukur-hendek olayları başta olmak üzere PKK ve HDP’nin Kürtlere attığı kazığın haddi ve hesabı yoktur.

 

Cizre’nin Bodrumlarına o gençleri dizip sivil tek bir can zarar görmesin diye vicdanlarıyla operasyon yürüten onlarca kahramanımızı şehit vermemize neden olanlar er ya da geç gizledikleri derin gerçekler ortaya çıkar çıkmaz hesap vereceklerdir.

 

PKK ve HDP çukurların altında kalan teröristlerin hesabını, strateji ve siyaset hatalarını kendi aralarında henüz görmediler, Kürtler bu gerçekle tam anlamıyla yüzleşip hesap sormaya koyulmadı ama içimiz rahat o günler yaklaşıyor. Boğaziçi Eylemlerinde LGBT’ye daha fazla sığınma ihtiyacı hisseden PKK’nın, HDP’nin çukur ve hendeklerden sonra Kürt gençlerine verebilecekleri tek seçenek LGBT vizyonudur.

 

Bunların meşrebinde çukurdan kaçan LGBT’ye tutulur! Avrupa’ya , Amerika’ya yaranmak adına Kürt gençlerinin LGBT’lileşmesine rıza göstermeyiniz, karşı durunuz, Allah aşkına.

 

Ey kardeşleri olduğum Kürtler!

 

Evlatlarınızı, nesillerin sıhhati ve geleceği adına HDP’den muhafaza buyurunuz, HDP’den ve PKK’dan hesap sorunuz.

 

Yeni Yorum