29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

10 büyükelçiye çok sert tepki: Hadsiz açıklama kabul edilemez

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri, Kavala’nın yargılandığı davayla ilgili sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarından dolayı Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. 10 ülkenin diplomatik misyon şefi bu çerçevede dün 10.00 sıralarında Dışişleri Bakanlığı’na geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, büyükelçilere Türkiye’nin resmi tepkisini iletti. ‘Teamüllere aykırı’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Ülkemizde devam eden bir davayla ilgili olarak, diplomatik teamüllere aykırı şekilde dün (önceki) akşam ortak bir açıklama yayımlayan Ankara’daki bir grup büyükelçi bu (dün) sabah Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştır. Bu ülkelerin büyükelçileri/maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir. Adı geçenlere, anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, büyükelçiler/maslahatgüzarlar, Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır.” Tepkiler sürüyor Dışişleri Bakanlığı tarafından bizzat uyarılan büyükelçilere siyasilerin tepkileri dün de sürdü: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Görevli bulundukları ülkenin bağımsızlığına sadakat göstermek zorunda olan ve ‘yargı bağımsızlığından’ söz eden bazı ülkelerin büyükelçileri, hadlerini aşarak ‘siyasetin yargıya müdahalesini’ talep etmişlerdir. Türkiye’de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bu aralar çok moda oldu, canı sıkılan bildiri yayımlıyor. 10 tane büyükelçilik bir araya gelmiş, içinde Amerika’sı da var Almanya’sı da var. 10’unuz değil, 100’ünüz gelse Türkiye’ye zerre toz konduramazsınız... Osman Kavala için seferber olmuş Batı’ya diyeceğim şudur; Türk yargısı ‘bitti’ demeden, bitmez, bunu da herkes böyle bilsin... Burası bir çadır devleti değil, 2 bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Herkes aklını başına alsın, haddini bilsin.

2 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’den 10 büyükelçinin skandal Osman Kavala çağrısına destek!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından ortak açıklama yaptı. Akşener, “Parlamenter sistem çalışmamızı takdim ettik. Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıyla Türkiye’ye dair önemli konularda istişarede bulunduk” dedi. Kılıçdaroğlu ise, “Güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Ben şunu ifade etmek isterim: Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok” ifadelerini kullandı. OSMAN KAVALA ÇAĞRISINA DESTEK Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçilikleri, birleştirilmiş Gezi Parkı davası kapsamında Osman Kavala’nın tutukluluğuna ilişkin açıklaması yapmıştı. Akşener, 10 ülkenin “Osman Kavala tahliye edilsin” açıklamasına ilişkin şunları söyledi: “Osman Kavala sizin tanımınıza göre Sorosçu. Soros’la masaya kim oturdu? Ben ve Kılıçdaroğlu değil. Dışişleri Bakanlığı’na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulur muyuz? Hayır bulmayız. Ama böyle taleplerin Türkiye’ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson’ı hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye’nin uzak durmasını tavsiye ederiz. Bütün bunların önüne geçecek tek yol hukukun işletilmesidir.” CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sözüne uyacağına karar verdi. Anayasa değişikliği teklifi Meclis’ten oy birliğiyle çıktı. İmza attığınız sözleşmenin gereğini yapmıyor ve arkasında durmuyorsanız itibar kaybeden Türkiye olur. AİHM’nin bir kararı varsa, o kararın da uygulanmasını isteriz. Türkiye demokratik bir ülkeyse, bu çerçevede hareket etmesi lazım.” SINIR ÖTESİ TEZKEREYE NE CEVAP VERECEKLER? İki lidere Irak ve Suriye’ye sınır ötesi tezkereye yönelik partilerinin alacağı tutum soruldu. Akşener şunları söyledi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelen tüm tezkerelerle ilgili ekip kurarız. Daha evvel de söylemiştim. Bu konunun uzmanı arkadaşlarımız tartışırlar, rapor ortaya çıkarırlar. Sonra da milletvekili arkadaşlarımızla paylaşılır. Bu çalışmayı yaptırdık ve o raporun sonucunda eleştirilerimiz baki kalmak kaydıyla evet oyu vereceğimizi buradan ifade etmek isterim.” CHP lideri Kılıçdaroğlu ise soruyu, “MYK’da bu konuyu ayrıntılı görüşüp kararımızı Parlamento’da ifade edeceğiz” şeklinde yanıtladı. “PERVİN BULDAN’IN SÖZLERİNİ İLK KEZ DUYDUK” Toplantıda HDP Eş Başkan Yardımcısı Pervin Buldan’ın “İktidarın parçası olacağız” açıklaması da soruldu. Akşener, “Ortada seçim yok. Siz şunu yapacaksınız diye parmak sallanıyor. Sayın Buldan’ın ne söylediğini bilmiyorum şu anda sizden duydum. Ama bizim gündemimizde böyle bir durum yoktur” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu ise, “Gerçekten ilk kez duydum. Millet İttifakı’nı nasıl bozacağız diye Cumhur İttifakı’nda arayış olduğunu biliyorum. Bizim tek güvencimiz milletimiz” dedi. “İMAMOĞLU’NA BEN İZİN VERDİM” Son olarak CHP liderine son günlerdeki açıklamaları üzerinden, “Aday olacak mısınız?” sorusu ve adaylık yolunda İmamoğlu ile aralarında bir yarış olup olmadığı soruldu. İBB Başkanı’nın Diyarbakır ziyareti Kılıçdaroğlu’na meydan okuduğu şeklinde yorumlanmıştı. CHP lideri, “İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili bana gelmiş bir talep yok. Ayrıca (Diyarbakır’a) giderken de benden izin aldı” diye konuştu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 10 büyükelçi mesajı: Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin?

Batı Afrika turu kapsamındaki resmi ziyaretleri verimli bir şekilde tamamladıklarını belirten Erdoğan, böylece bugüne kadar 30 ayrı Afrika ülkesine toplam 41 ziyaret gerçekleştirmiş olduklarını söyledi. Erdoğan, sadece bu tablonun bile tek başına Türkiye'nin Afrika kıtasıyla ilişkilerini geliştirme konusundaki kararlılığının somut bir göstergesi olduğunu vurguladı. "İKİLİ İLİŞKİLER İLE BÖLGESEL KONULARI ETRAFLICA ELE ALDIK" Erdoğan, bu seyahatinde Angola, Togo, Burkina Faso, Liberya ve Nijerya Cumhurbaşkanlarıyla yaptıkları görüşmelerde, ikili ilişkiler ile bölgesel konuları etraflıca ele aldıklarını belirtti. Angola'da, Angola Ulusal Meclisi'ne hitap ettiklerini dile getiren Erdoğan, ziyaret vesilesiyle gerçekleştirilen Türkiye-Angola İş Forumu'nda karşılıklı yatırım ve iş imkanlarını değerlendirdiklerini kaydetti. Erdoğan, "Angola Cumhurbaşkanı Sayın Lourenço ile ilişkilerimizi eğitimden güvenliğe, ekonomiden kültürel hayata kadar her alanda geliştirmek doğrultusunda bir kez daha mutabık kaldık." dedi. TOGO'DAKİ TEMASLAR Bir ilki teşkil eden Togo ziyaretindeki temaslarının, Togo ile son dönemde bakan düzeyinde gerçekleştirilen karşılıklı ziyaretlerle yakalanan ivmeyi daha da güçlendirdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Togo Cumhurbaşkanı Sayın Gnassingbe ile terörle mücadele ve bölgesel meseleler başta olmak üzere birçok konuyu ele aldık. Kendisiyle siyasi ve askeri alanda iş birliğimizi ilerletme arzumuzu da teyit ettik." ifadelerini kullandı. "TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI DAHA ETKİN MÜCADELE ETME HUSUSUNDA MUTABIK KALDIK" Lome'de ayrıca Burkina Faso Cumhurbaşkanı Kabore ve Liberya Cumhurbaşkanı Weah ile de görüştüklerini hatırlatan Erdoğan, "Dört lider, bir çalışma yemeğinde ayrıca bir araya geldik. Bu liderlerle yaptığımız görüşme sonunda yayınladığımız bildiride, diğer pek çok hususun yanı sıra güvenlik alanında iş birliğimizi güçlendirme kararına da vardık. Bu kapsamda dört lider olarak FETÖ, Boko Haram, El Kaide, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı hiçbir ayrım gözetmeden daha etkin mücadele etme hususunda mutabık kaldık." diye konuştu. "AFRİKA’YI PAZAR DEĞİL, ORTAK OLARAK GÖRÜYORUZ" Nijerya Cumhurbaşkanı Buhari ile gerçekleştirdikleri görüşmelerde de ülkeler arasındaki ilişkileri tüm veçheleriyle gözden geçirdiklerini söyleyen Erdoğan, iş birliğini pekiştirecek anlaşmalar imzalayarak ziyaretlerini taçlandırdıklarını belirtti. Erdoğan, "Malumunuz, Afrika vizyonumuz karşılıklı saygı temelinde kazan-kazan ilkesine dayanıyor. Afrika’yı pazar değil, ortak olarak görüyoruz. Bazı ülkelerin Afrika kıtasına bizim gibi iş birliği perspektifinden değil, çıkar penceresinden baktıklarını gayet iyi biliyoruz. Kibir üzerine bina edilmiş bir bakış yerine iş birliği, dayanışma, ortak tarih, bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımı üzerine inşa edilmiş bir Afrika yaklaşımını savunuyoruz. Afrikalı dostlarımızın da bizim bu samimi yaklaşımımızın farkında olduklarını memnuniyetle görüyoruz." dedi. "KITA İLE BAĞLARIMIZI VE İŞ BİRLİĞİMİZİ TAÇLANDIRACAĞIZ" İstanbul'da 21-22 Ekim tarihlerinde Üçüncü Türkiye-Afrika Ekonomi ve İşbirliği Forumu'nu düzenlediklerini hatırlatan Erdoğan, "Biz de bu forumun kapanış oturumuna katılacağız. 17-18 Aralık’ta ise Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ni yine İstanbul’da gerçekleştirerek kıta ile bağlarımızı ve iş birliğimizi taçlandıracağız. Ziyaretlerimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." dedi. "EVLATLARINI BU VATAN İÇİN ÇOK ÇOK İYİ YETİŞTİRDİ" Söyleşinin soru-cevap kısmına geçmeden önce gazeteciler, 18 Ekim'de hayatını kaybeden Özdemir Bayraktar için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a başsağlığı diledi. Özdemir Bayraktar'ın için son zamanlarda hep yerli ve milli ifadelerini kullandıklarını ifade eden Erdoğan, bütün bunların yanında onunla yaklaşık 40 yıllık ağabey-kardeşlikleri, dostlukları olduğunu söyledi. Erdoğan, Bayraktar'ın aynı zamanda Refah Partisi il başkanı olduğu dönemde, il yönetim kurulunda olduğunu, böyle bir ilişkilerinin de olduğunu kaydetti. Özdemir Bayraktar'ın muhterem bir insan, mütevazı bir insan, işinin dört dörtlük ehli bir insanı olduğunu belirten Erdoğan, "Evlatlarını da gerek Haluk gerek Selçuk gerek Ahmet olsun, hepsini bu vatan için çok çok iyi yetiştirdi. Sürekli büyüyen, gelişen bir yatırımın içerisinde oldular. İHA-SİHA alanına girişleri gerçekten çok daha farklıydı." dedi. "VERDİĞİ SÖZÜ TUTTU, O YARBAYIN KATİLLERİNİ HEP GÖMDÜK" Bayraktar'ın kararlı bir insan olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir şeye azmettiği zaman, üzerine giderek onu bitirme noktasında güçlü bir azmi vardı. Nitekim bu İHA-SİHA’ların geliştirilmesi de böyle oldu. İlk başbakan olduğumuz dönemde, malum Amerika, İHA olayında işi biraz gevşetti, uzattı. Çok uzun sürmedi, Özdemir ağabey İHA ile ilgili adımı çocuklarıyla beraber attı. Tabi o zaman küçük bir atölye gibi bir yerde işe başladı, ardından işi geliştirip büyüttü. En önemli yanı da bu adımları attıktan itibaren oğulları Haluk ve Selçuk’la beraber kah Güneydoğu kah Doğu Anadolu’da bizim askerlere bunların uçuştaki eğitimini veriyorlardı. Bunlardan bir tanesi de yarbayımız Melih Gülova’ydı. O yarbayımız daha sonra şehit olmuştu. Orada onlara verilen eğitimin videolarını, fotoğraflarını bana gösteriyorlardı. Böyle bir aşkla bu işleri sürdürüyordu. Hatta 'Yarbayım sana verdiğim sözü tutacağım, hiç endişe etme' diye bir ifadesi de vardı ve verdiği sözü tuttu, o yarbayın katillerini hep gömdük." "HASTANEYE VARIP KENDİSİYLE HELALLEŞTİM" Özdemir Bayraktar'ın uzun süredir rahatsızlığı olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Afrika’ya hareket etmemden bir gün önce hastaneye varıp kendisiyle helalleştim. Helalleştikten sonra da yola çıktık. Mekanı cennet olsun. Rabbim inşallah sevgili habibine hep birlikte bizi komşu eyler. Tabutunu fabrikaya getirdiler. Orada 3 bin 500-4 bin genç mühendis var, onlarla da helalleşti. Hamdolsun çocukları da aynı şekilde babalarının izinden gidiyorlar." dedi. SORU-CEVAP "ÖZELLİKLE SAHRAALTI BÖLGESİNİ DOLAŞALIM İSTİYORUM" Afrika temaslarınız uluslararası medyada da geniş yer buldu. France24 "Afrika’daki Türk cazibesi", AFP "Erdoğan, Amerikalılara kazan-kazan ortaklığı teklif ediyor", LeFigaro "Erdoğan, Afrika’daki varlığını güçlendiriyor", AlJazeera "Türkiye’nin Batı Afrika’daki son hamlesi Fransa’yı sarstı", TV5Monde "Erdoğan, Afrika’ya seyahat etmeden bir yıl geçirmiyor" dedi. Ziyaret ettiğiniz üç ülkede de Türkiye’ye ve şahsınıza yönelik yoğun sevgilerini ortaya koydukları bir iletişim kampanyasıyla karşılaştık. Bugüne kadar 30 ayrı Afrika ülkesine toplam 41 ziyaret gerçekleştirdiğinizi söylediniz. Afrika neden önemli? Zaten bunlar bu işi yakalamışlar. Nerede ne olduğunu onlar da iyi biliyorlar. Arkadaşlarla bir plan yapmıştık. Togo’da yaptığımız görüşmede de gündeme geldi. Bu planda da nasip olursa inşallah Liberya, Burkina Faso gibi birbirine yakın olan diğer ülkeleri ziyaret edeyim diyorum. Özellikle Sahraaltı bölgesini dolaşalım istiyorum. Güney Afrika’ya daha önce gittim ama güneye doğru da inip buraya bir daha gitmekte fayda var. Güney Afrika tabi bölgenin adeta en diri ülkesi. Üstelik savunma sanayiinde de Güney Afrika çok güçlü. Birlikte atabileceğimiz çok güçlü adımlar var. "NİJERYA’DA DA FETÖ’NÜN ÜZERİNE GİDECEĞİZ" Tabi FETÖ’nün de maalesef Nijerya’da ciddi bir altyapısı var. Burada Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ile etraflıca bunları görüştük. Şimdi istihbarat başkanlarımıza talimatı verelim dedik, mutabık kaldık ve istihbarat başkanlarımızı çalıştırıp, Nijerya’da da FETÖ’nün üzerine gideceğiz. Burada bir üniversitesi, bir de hastanesi falan var. Bunları devralma talebimizi de görüştük. Dedi ki "Ben o zaman size Sağlık Bakanımı göndereyim, sizdeki sağlık sistemini ve hastaneleri bir yerinde incelesin. Sizin bu alanda başarılı olduğunuzu biliyorum." "Buyursunlar, gelsinler" dedik. Şimdi Sağlık Bakanını kısa zamanda Türkiye’ye gönderecek. "AFRİKA'DA BİZİM YAPACAĞIMIZ DAHA ÇOK İŞLER VAR" Fakat tabi bizim Afrika’daki bu dönüşümümüzün durmaması lazım. Afrika'da bizim yapacağımız daha çok işler var. İş adamlarımızın Angola’daki toplantısı gayet verimli oldu. Ama yetmiyor, bundan sonra bunun takibi gerekiyor. Angola’nın en önemli özelliği, yeraltı zenginliklerinin çok çok fazla olması. Altın var, bakır var. Bunlarla beraber çinko gayet ileri seviyede. Bunun yanında kurşun da var. Bizimle bir paylaşım içerisinde kazan-kazan esasına göre adım atın diyorlar. Elmas yatakları da çok ileri derecede. Fransızlar bunları sömürdü. Ama bunlar bu işin farkına çok geç vardılar. Türkiye olarak bizim derdimiz bunları sömürmek değil. Tam aksine biz yardımcı olalım; hem onlara kazandıralım hem de biz kazanalım diyoruz. Mesela Angola petrol noktasında da baya iyi yerde. O adımları atacak olursak bunlarla beraber bizim yatırımcılarımız, girişimcilerimiz de çok ciddi bir kazanım sağlarlar. Angola’da şu anda bizim yatırımcılarımız yatırım içinde. Burada aynı zamanda çeşitli liman vesaire gibi çalışmalarını da sürdürüyorlar. Doğal gaz ve enerji noktasında arkadaşlarımızın attığı adımlar var. Bunların attığı bu adımlarla beraber aramızdaki insani ilişkileri çok daha iyi bir konuma getirmiş olacağız. "BUNLARIN BİR DAHA ORALARA GİRMELERİ DE KOLAY KOLAY MÜMKÜN OLMAYACAK" Tabi birileri de bunun farkında. Elimizden gidiyor diye endişe ediyorlar. Çünkü bunlar hep tek taraflı çalıştılar. Biz öyle değiliz. Onlar da kazanacak, biz de kazanacağız. Tabi bunların bir daha oralara girmeleri de kolay kolay mümkün olmayacak. Düşünün Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari "Bizim 1 milyon insanımızı öldürdüler" diyor. Fransızlar aynı şekilde Cezayir’de 1 milyon insan öldürdüler. Ruanda’da 700 bin insanı öldürdüler. Bunu söylediğiniz zaman kuduruyorlar. Onlara göre bunları teşhir etmeyeceksin, söylemeyeceksin! "AFRİKA KITASINDAKİ ÜLKELER BU TEKLİFİ GERÇEKTEN ÇOK ÇOK ÖNEMSİYORLAR" Afrika ülkeleri gerek İngilizler gerek Fransızlar tarafından senelerce sömürüldü. Bugün hala o sömürüden izler duruyor. Siz "birlikte kazanma" teklifini öne sürdünüz. O bölge için bunu yapan ilk ve tek lidersiniz. Afrika kıtasında nasıl karşılanıyor bu teklifiniz? Tabi Afrika kıtasındaki ülkeler bu teklifi gerçekten çok çok önemsiyorlar. Çünkü bundan önce gelenler böyle gelmediler. Onlar vurup geçtiler. Bizim gibi paylaşmak, beraber kazanmak, onların kitabında yok. Çünkü kapitalist zihniyette böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Hele modern kapitalizmde hiç yok. Bunlar kapitalizmin cani evlatları. O modern kapitalizm, bunlara neyi yüklediyse onlar da bunun gereğini yaptılar. Hiçbir şey bırakmadılar. Buralara helikopterlerle gelirler; o ocakların olduğu yerlere inerler; altın, elmas, gümüş, aklınıza ne gelirse bütün ocakları sömürürler, alıp kendi ülkelerine taşırlarmış. Oradaki garipler ölmüş, bitmiş, yok olmuş; umurlarında değil. Bunların bütün işi o yer altındaki zenginlikler. Onları da zaten orada bırakmadılar, aldılar kendi ülkelerine taşıdılar. "İŞ ADAMLARIMIZIN YATIRIMLARI İNŞALLAH AFRİKA’YI CİDDİ MANADA UYANIŞA GEÇİRECEK" Fransa medyası ve siyaseti sizin Afrika’ya yönelik ilginizin ne anlama geldiğini çok iyi idrak ediyor. Bunu verdikleri reaksiyonlardan çok açık görebiliyoruz. Ama maalesef bizim ülkemizde de "Ne işimiz var Afrika’da" şeklinde yorumlar yapıldı. Fransızlar bu işin ehemmiyetini çok ciddi olarak anlaşmışken, ülkemizde bir kesim de maalesef bunu itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu anda Afrika şunu çok iyi görüyor, çok iyi anlıyor; diyorlar ki sizin buraya gelişleriniz artık Batı’nın Afrika ile olan ilişkilerini de derdest ediyor. Afrikalı memnun. Bütün mesele şimdi bizim Afrika’yı uyandırmamız, ayağa kaldırmamız. Bizim iş adamlarımızın oradaki yatırımları inşallah Afrika’yı ciddi manada uyanışa geçirecek. "MAARİF VAKFIMIZ, 19 ÜLKEDE FETÖ İLTİSAKLI 216 OKULU DEVRALDI" -Togo’da yaptığınız dörtlü zirve sonunda DEAŞ ve Boko Haram ile birlikte FETÖ ilk kez Afrika özelinde uluslararası bir metne terör örgütü olarak girdi. Hem bunu hem de Afrika’daki varlığımızın FETÖ ile mücadele açısından önemini değerlendirir misiniz? Bir defa Afrika’da ciddi manada FETÖ ile ilgili bir çöküş başladı. Şu anda çok ciddi sayıda okul Maarif Vakfımıza devroldu. Maarif Vakfımız, 19 ülkede FETÖ iltisaklı 216 okulu devraldı. Şu anda bir Nijerya’da ayakta. Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ile yaptığımız görüşmede tabi bu konuyu da ele aldık. Ama birçok Afrika ülkesinde hamdolsun bize, Maarif Vakfımıza katılımlar oldu. Maarif Vakfına olan bu katılımlar zaten FETÖ’nün artık buralarda çöküşü anlamına gelir. Bu, hızla da devam ediyor. FETÖ, Güney Afrika’da da yavaş yavaş çökmeye başladı. "BİZ ŞU ANDA TAMAMEN, KENDİ İMKANLARIMIZLA YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ" -BM’deki adaletsiz işleyişe dikkat çekmek için söylediğiniz "daha adil bir dünya mümkün" sloganının, Afrika ve Orta Doğu halkları ve hükümetleri nezdinde güçlü bir karşılık bulduğunu görüyoruz. Ziyaret ettiğiniz ülkelerde bütün caddelerin, sokakların bu sloganla doldurulduğunu gördük. Bu ülke insanlarının böyle bir beklentisi olduğu çok açık. Sizin BM çerçevesinde başlattığınız "Dünya 5’ten büyüktür" şeklindeki siyasi inkılabın bölge halkları üzerinde gerçek anlamda bir tesiri olduğunu görüyoruz. Tabi bundan dolayı özellikle Fransa’nın ciddi bir rahatsızlığı var. Fransa bir süredir özellikle Cezayir’le ciddi bir siyasi kriz içerisinde. Macron’un bundan dolayı Türkiye’nin Cezayir halkını, devletini cesaretlendirdiği yönünde sözleri olmuştu. Peşinden de Türkiye’ye karşı tahrik edecek şekilde borç batağındaki Yunanistan’a yönelik ciddi silah satışı oldu. En son da yine Türkiye karşıtı bir hamle olarak Lafarge’ın Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerine destek verdiğini de gördük. Fransa’nın Türkiye karşıtı bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Fransa, Macron’la aslında çok ciddi bir kriz yaşıyor. Özellikle de son dönemlerin Fransa’sında bu yönetim, Fransa için en talihsiz yönetimdir. Ben Fransa’da Sarkozy ile tanıştım, Chirac ile tanıştım; bunların hiçbiriyle mukayese edilmezdi. Chirac’ta bir devlet adamlığı vardı. Sözse söz, olaya böyle bakardı. Çok ilginçtir, mesela, AB Liderler Zirvesinde üç adam vardı ki onlar Türkiye’yi ezdirmediler; Chirac, Schröder, Berlusconi… Türkiye o dönem içerisinde bütün AB Liderler Zirvesine istisnasız katılmıştır. Fakat Sarkozy ve değerli dostum Merkel geldikten sonra Türkiye’yi Liderler Zirvesine davetle ilgili tutum değişti. Tabi bu bizim Avrupa Birliğine giriş sürecimizi de olumsuz etkiledi. Adamların Türkiye’ye bakışı farklı. Eğer Türkiye’nin önünü açacak olurlarsa, biliyorlar ki Türkiye sıçrar. Bunlar Türkiye’nin sıçramasını ister mi, kabul eder mi? Biz şu anda tamamen, kendi imkanlarımızla yolumuza devam ediyoruz. "BU SOROS ARTIĞINI SAVUNANLAR, BUNU NASIL BIRAKTIRIRIZ GAYRETİ İÇİNDELER" Bakın şimdi AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 tane Büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi böyle bir şeyi şu ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu zaman sana verecekleri cevap şudur, "yargı bağımsızdır." Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor. "SENİN ÇOCUKLARIN BABASI İÇERİDE DE, YASİN BÖRÜ ŞEHİT OLDU GİTTİ" Muhalefet partileri de büyükelçilerin diliyle aynı dili kullanıyorlar… Bunlardan başka bir şey bekleyemeyeceğiz. AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakında biz milletimizin hakkı söz konusu olduğunda aynı hedefe vururuz. Ama diğerleri aynı hedefe vurmazlar. Onlar birlikte hareket ediyor. Neymiş? 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… 53 tane vatandaşımız bunun çağrısıyla ölüyor Diyarbakır’da. Yasin Börü yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz bir televizyon kanalı bunun hanımını çıkarıyor, konuşturuyor, o da "çocuklarımın babası içeride" diyor. Senin çocukların babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu gitti. Diğerleri, yine aynı şekilde şehit edildi. Peki onların yavruları yok mu? Onların hali ne olacak? Hiç bunu konuşmuyorlar. Bizim bu konudaki tutumumuzu, tavrımızı da sürekli eleştiriyorlar. Kusura bakmasınlar, biz bu görevde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz. "TÜRKİYE OLARAK BİZ GÜÇLÜYÜZ VE BİZE SIZAMIYORLAR" Kavala ile ilgili, "Türkiye’ye ders vermek haddinize mi?" diyerek çok net konuştunuz. Muhalefet de büyükelçilerin tarzıyla konuşuyor, bunu milli bir konu olarak görmüyor. Siz bunu nasıl görüyorsunuz? Bunlar niye Osman Kavala ve Demirtaş meselesine odaklandılar? Bunun arka planında ne görüyorsunuz? Terörün beslendiği odaklar belli. Bunlar zaten terörün beslendiği odaklar. Selahattin Demirtaş da öyle. Daha devam eden davaları var. Kavala hakeza öyle. Fakat Kavala’nın özelliği daha farklı. Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise, Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyorlar. Şimdi Soros’un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabi fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım. Kosova’da, Makedonya’da, Arnavutluk’ta, her yerde buna benzer şeyleri yaparlar. Dolayısıyla bizim bilincimizin altına bunu bir defa yerleştirmemiz lazım. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz güçlüyüz ve bize sızamıyorlar. Terörist sayısında ciddi bir düşüş var. Bundan sonra da terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğiz. "BİZ BU 1 MİLYAR 400 MİLYON DOLARIMIZI ÖYLE VEYA BÖYLE ALACAĞIZ" Afrika turuna çıkmadan önce yaptığınız basın toplantısında F-35’lerden dolayı 1,4 milyar dolar alacağımız karşılığı olarak Amerika tarafından bize F-16 alımı ve mevcutların modernizasyonu için bir teklif geldiğini açıkladınız. Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığına soruldu; yalanlamadılar da doğrulamadılar da. Yine bir oyalama taktiği yürütüyorlar. Bundan vazgeçmeyecek mi Amerika? Şu anda tabi alt düzeyde bu görüşmeler söz konusu. Ama biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı öyle veya böyle alacağız. Bütün bunlar konuşuluyor. Şu anda Savunma Bakanlarımız karşılıklı olarak bu görüşmeleri yapıyorlar. Şimdi Milli Savunma Bakanımız, Amerika Savunma Bakanıyla bir araya gelecek, görüşecekler. Mesafe alacağız diye inanıyorum. Roma’da G20 Toplantısında Biden ile biz de bunu tabi konuşacağız. "Ne yapıyoruz ne oluyor" diye soracağız. Hiçbir şekilde Türkiye’nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz. "ADETA BİR DELİ BİR KUYUYA BİR TAŞ ATTI, 40 AKILLI ÇIKARAMADI" Ana muhalefet genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun "siyasi cinayetler işlenebilir" şeklinde sözleri oldu. Siz de bununla ilgili suç duyurusunda bulundunuz. Bu konuyla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Her şeyden önce ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları tamamen deli saçması. Ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek; bunun başka çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin zaman senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. Böyle bir ispat söz konusu değil. Adeta bir deli bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da böyle. Bunu neye göre söylüyorsun? Çünkü hukuktaki kaide çok açık net ortada; müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Senin bunu ispat etmen lazım. Bunu ispat etmediğin sürece bu sana yapışıp kalır. Nitekim bütün arkadaşlarımız bu konuyla ilgili gerekenleri söylediler. Ama bu da aynı, yanındakiler de aynı. Aynı şeyleri dönüp dönüp konuşuyorlar. Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niye? Çünkü olmayan şeyi konuşuyor. Diğeri de aynı şekilde, olmayan şeyi konuşuyor. Malum, şimdi başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler. Bakalım ne söyleyecekler, göreceğiz. "SEÇİM ZAMANINDA YAPILACAK" Seçimlere daha çok var, bir yıldan fazla zaman var. Ancak muhalefet partilerinde gerek liderlerin söylemlerinde, gerekse sözcülerin açıklamalarında son dönemde bir özgüven artışı hissediliyor. Girdiği bütün seçimleri kazanmış bir lider ve Türkiye’nin en tecrübeli siyasetçisi olarak, muhalefetteki bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Bunlar neredeyse iki yıldır hep erken seçim demiyorlar mı? Çok açık net bir gerçek var ortada; ben "seçimler zamanında yapılacak diyorum, asla geri adım yok" diyorum. Devlet Bey, aynı şekilde, Haziran 2023’ü söylüyor, "seçimler zamanında yapılacak" diyor. Ama bunlar hala avara kasnak gibi dönüp dönüp duruyorlar. Yok böyle bir şey, olmayacak böyle bir şey. Seçim zamanında yapılacak. Türkiye, seçimlerin zamanında yapılması olayını yaşayacak. O tarih de Haziran 2023’tür. "HASSAS NOKTALARA OPERASYONLARIMIZ DEVAM EDİYOR" Suriye ve Irak’a sınır ötesi operasyonun iki yıl uzatılmasını öngören tezkere Meclis Başkanlığına sunuldu. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Millet İttifakı ortakları İyi Parti ve CHP’ye askeri tezkereler konusunda tutum değiştirme çağrısında bulundu. Yani bir milli güvenlik meselemizi pazarlık konusu haline getirdiler. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Bir de geçen günlerde “Artık tahammülümüz kalmadı, gereken adımları atacağız” demiştiniz. Bu da sınır ötesi operasyonun sinyali olarak nitelenmişti. Bu konuya ilişkin söylemek istediğini yeni şeyler var mı? Şu anda bizim bölgede ciddi manada hassas noktalara operasyonlarımız devam ediyor. Kesinlikle taviz vermek yok. Suriye’deki bu süreci devam ettiriyoruz. Şu an itibarıyla da rejim nasıl bir tavır alır onu bilemiyorum ama biz özellikle İdlib’deki bu yaklaşım tarzına karşı gereği neyse onu yapmaya ve bütün ağır silahlarımızla beraber cevabını vermeye devam ediyoruz. Bu işi kendi akışına bırakamayız. "ZENGEZUR KORİDORUNUN AÇILMASIYLA İLGİLİ KARARLILIĞIMIZ DA AYNI ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR" Haziran ayında Bakü’ye gidip Şuşa’yı ziyaret etmiştiniz. Zengezur Koridorunun açılması için de adımların atılacağını biliyorduk. Bu konuda bir gelişme var mı? 26 Ekim’de Fuzuli havalimanının açılışı için yine orada olacaksınız. Programınızla ilgili detaylar var mı? Programda Bakü yok ama havalimanını inşallah açıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak İlham Aliyev kardeşimle de görüştük. O günkü programda havalimanıyla birlikte oradaki birkaç karayolunun ve tarımla ilgili atılan bazı adımların açılışını da inşallah yapacağız. Zengezur Koridorunun açılmasıyla ilgili kararlılığımız da aynı şekilde devam ediyor. Bu arada bizim mayın tarama araçlarımızdan Azerbaycan’a verdik, veriyoruz. Onlar da çok takdir topladı. Mayın taramada bu araçlar çok çok başarılı oldular. Togo ve Burkina Faso’ya da ikişer tane verdik. Onlar da çok mutlu oldular. "İRAN, YENİ YÖNETİMİ DE ÖYLE ZANNEDİYORUM Kİ BU YANLIŞI DEVAM ETTİRMEZ" İran’ın Nahçivan ve güney Kafkasya sınırında bir askeri hareketliliği söz konusu. İran bir taraftan da Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkilerine atıfta bulunuyor. Türkiye’nin Kafkasya’da aktif ve kalıcı aktöre dönüştükten sonra İran’ın bu eylemlerinin bir anlamı var mı ve bu sıcak bir krize dönüşür mü? Benim şahsen böyle bir beklentim yok. İsrail’in Azerbaycan ile olan ilişkileri nedeniyle, İran kalkıp da Azerbaycan’a karşı, Azerbaycan’ı hedef tahtasına koymak gibi bir duruma girmez. Çünkü bugün İran’daki Azeri oranı ortadadır. Bu tabi düşündürür. Öyle kolay değil. Yapılan iş yanlıştır. İran, yeni yönetimi de öyle zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez. "LİBERYA CUMHURBAŞKANI WEAH ESKİ BİR FUTBOLCU" Togo, Burkina Faso ve Liberya liderleriyle buluşmanızda bahçedeki dörtlü sohbetten keyifli anlar yansıdı. Orada neler yaşandı, ne konuşuldu da o keyifli görüntü ortaya çıktı? Liberya Cumhurbaşkanı Weah eski bir futbolcu. Futboldan sonra siyasete girmiş. Galatasaray’ı çok sevdiğini söylüyor. Monaco, Paris Saint-Germain, AC Milan, Chelsea ve Manchester City ve Marsilya gibi birçok büyük futbol kulübünde oynamış. Yılın futbolcusu da seçilmiş. Ronaldo’nun da aldığı Altın Top Ödülünü o da almış. Tabi çok iyi de transfer paraları almış. Bunun üzerine yaptığımız bir espri üzerine gülümsediğimiz hoş bir sohbet oldu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'ndan 10 büyükelçinin açıklamasına tepki

ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin Ankara büyükelçisi, Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarına bir tepki de Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'ndan geldi. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak egemenlik yetkilerini demokratik meşruiyete dayanan anayasal organları marifetiyle Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirmekte olduğu vurgulanan açıklamada, temel erkler arasında yer alan yargı yetkisi de bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanıldığının altı çizildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "DİPLOMATİK AYRICALIKLAR MÜDAHALE ARACI OLAMAZ" "Hatırlatmak isteriz ki, diplomatların bulundukları ülkenin yargısal süreçlerine ve yasalarına saygı gösterme zorunlulukları hem uluslararası hukukun bir gereği hem de dış misyonların uyması gereken tartışılmaz bir diplomatik kuraldır. Diplomatik bağışıklık ve ayrıcalıklar Türkiye'nin bağımsızlığına ve egemenlik haklarına karşı müdahalenin aracı olamaz". "DIŞ MÜDAHALE ÇABALARINI ŞİDDETLE REDDEDİYORUZ" Açıklamanın son bölümünde; hangi saik ve sebeple olursa olsun Türkiye'de bağımsız ve tarafsız mahkemelerde görülmekte olan davalara dış müdahale çabalarının şiddetle reddedildiği vurgulandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan '10 büyükelçi' talimatı: İstenmeyen adam ilan edilecekler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir Millet Bahçesi, İl Halk Kütüphanesi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle: Cari açık ve istihdam vurgusu "Sermayenin milliyeti, inancı olmaz. Büyümemize katkı sağlayacak herkese kapılarımız da, yüreğimiz de sonuna kadar açıktır. Bu anlayış ile salgın döneminde yeniden yapılanan lojistik sisteminde kendimizi en üste çıkarmak istiyoruz. Cari açığın azalması ve ülkenin kazancının artması milletimizin zenginleşmesi demektir. Bu milletimizin kurtuluş reçetesidir. Kurulan her fabrika ile, ortaya çıkan istihdam ile ülkemiz hedeflerine adım adım yaklaşmaktadır. 3 milyar doları geçen 106 kalem eserin toplu açılışını yapıyoruz. Sağlıkta 112 acil merkezini hizmete açıyoruz. TOKİ tarafından yapılan kapalı otopark ve Eskişehir Millet Bahçesi'nin resmi açılışlarını da bugün gerçekleştiriyoruz. 1250 ve 1500 yataklı iki ayrı yurdun açılışını da bugün yapıyoruz. Bu eserlerin şehrimiz ve size hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımları şehrimize kazandıran bakanlıklarımızı, firmalarımızı tebrik ediyorum. Eskişehir'imizi yatırımlarla, hizmetlerle donatmaya devam edeceğiz. Değerli kardeşlerim ülkeye hizmet etmek nasip işidir. Rabbim bize 19 yıldır ülkeye hizmet etmeyi nasip etti. Türkiye'yi tarihimizin en büyük demokratik reformları vekalkınma reformları ile sözü en çok dinlenen ülkeler arasına dahil ettik. Bunun için çok büyük bedeller ödedik. Yeri geldi vesayetin dayatmaları ile karşı karşı kaldık, yeri geldi teröristlerin saldırıları ile karşılaştık, yeri geldi darbecilerin silahları ile burun buruna geldik. Yeri geldi içerde ve dışarıdaki iftira, yalan ve çarpıtma rüzgarına karşılaştık. Hepsinin de üstesinden geldik. Ülkemizi kendi çizdikleri siyasi ve ekonomik çizgisinin dışına çıkartmak istemeyenlere rağmen 2023 hedeflerimizin eşiğindeyiz. Zorluklar karşısında pes etmeyeceğiz. İBB başkanlığım zamanında bizi demir parmaklıklar ardına koyanlar vazgeçeceğimizi sandılar. Terör nice şer güçler aynı şer gayeyle harekete geçildi. Ekonomide de sıkıştırılmaya çalıştık. Bu oyunu kuranlar niyetlerini de gizlemeye gerek duymuyor. Türkiyeyi zora sokarak siyasi iktidarı değiştirmeye çalışanların amaçları, ülkemizin menfaatlerini korumak değilir. ama biz nasıl 19 yıldır bu ülkeyi yem etmediysek, kursaklarında bıraktıysak bu defa da aynı şeyi yapacağız. Bizi demir parmaklıklar arkasına koyanlar mücadeleden kaçacağımızı sandılar. 2002'de göreve geldiğimizde bize her türlü engeli çıkaranlar da aynı hevese kapılmışlardı. Ekonomide sıkıştırılmaya çalışıldığımız tablo asla Türkiye'nin gerçek yerini göstermiyor. Türkiye'yi diplomasi ve ekonomide zora sokarak iktidarı değiştirmeyi planladıklarını söyleyenlerin amaçları herhalde ülkemizin menfaatlerini korumak değildir. Bunların vaatleri ile efelenenlerin de ülkeye hizmet etme derdinde olmadıkları ortadadır. Bunların bu defa da heveslerini kursaklarında bırakacağız. Yaşadığımız sıkıntılar geçicidir. Ama elde edeceğimiz kazançlar nesiller boyu devam edecektir. Her yola, her tünele karşı çıkanların milleti refaha kavuşturmak gibi bir derdi olabilir mi? Muhalefet diyor ki; iktidara gelince devletin uçaklarını satacaklarmış. Siz ülkenin neyi var neyi yok onları elden çıkartmak için uğraşıyorsunuz. Kendi kin ve nefretleri içinde debelenip duruyorlar. Biz dünyanın en büyük projelerini yaparken, ülkeyi ölmüş bitmiş gibi bin dereden su getiriyorlar. Biz de onların su getirdiklere yollara projeler döşüyoruz. Biz gelince uçakları satacağız diyorlar. Biz ise almaya devam edeceğiz. Dışardan kulaklarına üflenen sufleleri tekrarlayarak ülkenin ve milletin hayrı için yapılan her işe engel olmak. İzlenen her politikayı zayıflatmak. öyle ki sırf bizi engellemek için terör örgütleri ve darbecilerle yan yana yürüdüler. MUHALEFETE 'DEMİRTAŞ' TEPKİSİ Bunlar terörist Selo ile beraber olurlar. Bunlarda ar yok! Yasin Börü'yü öldürenler Selo değil miydi? Şimdi bunlar Selo'yu çıkarmanın peşinde. YArgı ne derse o. Çıkaramayacaksınız! Eşi televizyona çıkmış, 'Benim çocuklarım masum diyor.' Seninkiler masum da toprağın altındaki Yasin Börü masum değil mi? Sen anasın da Yasin'in anası ana değil mi? DIŞİŞLERİNE 'KAVALA' TALİMATI: BÜYÜKELÇİLER 'İSTENMEYEN ADAM' İLAN EDİLECEK Yatıyorlar kalkıyorlar Kavala, Kavala... Kavala dediğin Soros'un Türkiye büyükelçisi. Siz burayı ne zannediyorsunuz ya. Burası Türkiye. Zannettiğiniz gibi burası kabile devleti değil. Burası anlı şanlı Türkiye. Kimse Dışişleri Bakanlığına gelip talimat veremez. Ben gerekli talimatı verdim. İstenmeyen adam ilan edilecekler. Türkiye'yi anlamadıkları gün Türkiye'yi terk edecekler.