25 Nisan Perşembe 2024
2 yıl önce

Bakan Soylu: Afet bölgesinin ince temizliğini 10 güne bitiririz

İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları: Kim çalışmak istiyorsa gayret gösteriyorsa burada tabi kii ihtiyacımız var. İçinde bulunduğumuz durum bambaşka bir şeydi. Bizim buradaki insanların umudunu ayağa kaldırmamız lazım. Oturdu ben ne olacağım dedi. 10 gün sonra bambaşka tabloda olacaksın dedim. 10 gün sonra mutluydu. Bizim insanların o hüznünün kayıplarının, kaybettiklerini yerine getirebileceğimizi ifade etmemiz lazım. 'ELİMİZDE NE VARSA VERİYORUZ' AFAD'a atılan her mesaj aslında o duyguyu ayağa kaldırıyor. Umudu yeniden yeşertiriz. Bunu yeniden yapabilecek bir kabiliyetimiz var. Onun için bizim ülkemizde umutsuzluğu ortadan kaldıracak o anlayışı beraber yeşertiyoruz. Biz de Kabine üyesi olduğumuzdan bu yana kendi arkadaşlarımızla da konuştuk. Elimizde ne varsa veriyoruz. Biz inanıyoruz çünkü. Bu konuda vatandaşlarımızın şöyle bir örnek verebilirim; Bir iş yerinin sahibinin yanında gönüllüler çalışıyordu. Tanımıyordum. Döndüm dedim ki, 'Bir başkasının başına böyle bir şey gelse gönüllü olup temizler misin?' dedim. Dönüp, 'Temizlerim' dedi. 700 BİNE YAKIN SMS GÖNDERİLDİ Dün Sınarcık tarafındaydım. Aldığı mısırı komşusuyla paylaşan, burayı daha fazla ayağa kaldıralım ki, karşı karşıya kaldığımız mağduriyetten kendi kendimize küllerimizden doğabileceğimizi gösterelim. Hepimiz verdik. Hem vatandaşlarımız bireysel olarak 700 bine yakın SMS gönderdi. Ama ben bu rakamı az buluyorum. Oradaki mesele 10 lira değil. Oradaki mesele birlik. Onu daha fazla sağlamalıyız. Birkaç iş adamının 1 yardımda sel ve yangın bölgelerine 50 milyon yardımda bulundular. Bu çok kıymetli bir şey. Bunun karşılığı bu. Bizim kültürümüz başka kültürlere benzemiyor. Benim için 10 lira verende biraz önce söylediğim rakamları veren de aynıdır. Öteki de gönlünden o kadar kopuyor doğru bir iştir. Bu durum bizim elimizi rahatlıyor. Evleri biz yapıyoruz. Tahliye olanlara 3'er bin lira verdik. Ne gerekiyorsa burada düşünülmüştü. Unundan tütününe kadar, elbisesinden başörtüsüne kadar yardımlar buraya akıyor. Sosyal marketimiz var insanlar elbiselerini buradan rahat alabiliyor. Planımız, kurgumuz burada işliyor. Yarın akşama kadar buranın kabasını bitiririz. İnce temizliğini de 10 güne bitiririz inşallah.  'ONLAR FEDAKARLIK YAPIYOR, BİZ İŞİMİZİ YAPIYORUZ' Daha fazla iyi noktaya gelelim istiyoruz. Siz yapamazsınız, siz gerçekleştiremez siniz diye milletimizi aşağılayanlara aslında birlik olunca burada yapabileceğimizi gösteriyoruz. Burada gönüllüler var. Diyor ki; Antalya, Muğla'da Artvin'de beraberdik burada da beraberiz. Devlet yöneticisi olarak da vatandaşımıza görevimiz var. Biz bu işi yapmakta mükellefiz. Bu işi yaptıktan sonra gönlümüz rahat ediyor mu? Ona bakacağız. Ailemiz özlüyor mu? Muhakkak özlüyor. Ben genelde hanım benimle beraber. Gecenin bir vaktinde orayı görmezsem dinlenemem. Kızım bu gece geldi. Görüp gitti. Uzun zamandır görmüyordum. Bütün arkadaşlarımız böyle. Onlar fedakarlık yapıyorlar. Biz işimizi yapıyoruz. 'CUMHURBAŞKAINIMIZ BİZZAT BAĞIŞLARA KATILMAK İÇİN ARADI' Bazen muhaliflere sorarsan ben korkutucu bir insan gibi görünebilirim ama. İş odaklığından olsa gerek. Bu işler insanı tarafımızı biraz daha yoğunlaştırıyor. Çözüme odaklı hareket ediyoruz. Bazen fevrileşebiliyoruz. Ona yönelik bazen bu tip işlerde vatandaşın değil de çözüm ortaklarının kalbini kırdığımız oluyor. Onlarda haklarını helal etsinler. Netice olarak vatandaşlarımızın işlerini halletmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımız travmadan geçmiş. Doğa sizi çaresiz hale getirmiş. Ama orada emekli bir astsubay. Kendisinin getirdiği mesleğin bilgisini konuşturarak. Bir ip atarak orada çocukları kurtarmış. Şimdi bunu anlatmak bunu yaşamak bambaşka travma. Çok şey yapmalıyız. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızdan. Bizati kendisi bağışlara katılmak için arıyor. Bazen biz şöyle de olabilir diyoruz. Hepsiyle tek tek konuşuyor. Devletimizin, milletimizin gücü var. Onları bir araya getirme düşüncesi içerisindeyim. 'HES PATLADI' İDDİALARINA SERT TEPKİ Sosyal medyada ben bunu görüyorum. Sosyal medyanın tüketici bir tarafı yok. Ama zaman alıcı, uğraştırıcı ve demorolize edici bir tarafı var. Ben söyledim oradaki haberlerin bir çoğu yalan. Özellikle ilim adamlarına seslenmek isterim. Bu tip dönemlerde pozisyonlarını net almaları lazım. Biz eksik yaparsak söylemeleri lazım. Eğer erbap oldukları işlerde yalan söyleniyorsa böyle olmadıklarını ifade etmeleri gereken cesaret olmalı. Burada "HES patladı gitti" o kadar çok yalan konuşuluyor ki. Topluma doğruları söylemek benim görevim. Söylemiyorsan toplum beni yargılar. Sosyal medyada dayağı yesin. İstediği kadar bu konuda ezilsin. Tasviye edilsin. Biz izleyelim. Arkadaş biz aynı okullarda okuduk. Bugün bana yarın sana. Bu tek taraflı ilişki ne kadar sürdürebilir? İlim adamlarına gücendiğimizi ifade etmek istiyorum. Kıtkanaat edindiğimiz bilgileri ifade etmeye çalışıyoruz. Onlar çok daha fazlasını biliyor. 'KONSANTRASYONUMUZU BOZMAK İSTEMİYORUZ' Muhalefet 10 günde kaldırdığınızı 8 günde yaparım diyebilirim. Bu siyasettir. Ama nesnel bir durumu, farklı bir şekilde ortaya koyarlarsa biz buna güceniriz. Bu doğru değil. Buranın bir milletvekili ve il başkanı "devletin bakanları yalan söylüyor" derse onu muhatap almam da, feleğini şaşırtırım aslında da işimiz çok. Konsantrasyonumuzu bozmak istemiyoruz. Bunu söyleyip toplumu tahrik etmeye çalışırsa da Allah nezdinde de bu yanlış istikamet olur. Vatandaşımıza söyleyeceğimiz bu tip kritik dönemlerde devletin verdiği bilgiler yüzleşeceğimiz bilgilerdir. Başkalarının verdiği bilgiler yüzleşmeyeceğimiz bilgilerdir. Aynısı yangınlarda da oldu. Tarihin en büyük yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. Dünyadaki yangınları görüyoruz, yananın yerine öbürünü dikebilme kabiliyeti sahibi oluruz. Öyle bir noktaya getirdiler ki biz yaktık olduk. Oradaki canlıları, insanları biz imha ettiğe getirdiler. Kimine cevap veriyoruz, kime cevap vermeden geçip gidiyoruz. Negatif enerji karşınızdakini de etkiliyor. Bu dönemlerde çok negatif enerji yaymamak lazım.

2 yıl önce

İstanbul: Son 10 günde vaka sayılarında artış yaşanıyor

Yerlikaya Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Sağlık Bakanımızın da belirttikleri gibi son 10 günde ilimizdeki vaka sayılarında artış görülmekte Omicron'a karşı 3. doz hatırlatma aşısını mutlaka yaptıralım. Virüsteki güç kaybına değil, maskemize güvenelim. Sosyal mesafemize dikkat edelim" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Tokayev, Rusya liderliğindeki barış gücünün 10 gün içinde ülkeden ayrılacağını duyurdu

Akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar nedeniyle başlayan protestoların şiddet olaylarına dönüştüğü ancak hafta sonu durumun kontrol altına alındığı Kazakistan'da Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev yeni bir açıklama yaptı. Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün barış gücü askerlerinin iki gün içinde ülkesinden ayrılmaya başlayacağını açıklayan Tokayev, çekilme işleminin 10 gün içinde tamamlanacağını söyledi. Telekonferans yöntemiyle bakanlara ve milletvekillerine hitap eden Tokayev, "Barış gücü, temel görevini başarıyla tamamlamıştır" dedi. Tokayev, "Almatı’yı kaybetseydik başkenti, sonra da bütün ülkeyi kaybederdik. Başkente barış güçlerinin gelmesiyle buraya ek özel kuvvet birlikleri sevk edebilip kenti kurtarabildik" dedi. 'Saldırganlar yabancı' Tokayev, protestoları bir terör saldırısı olarak değerlendirerek, "Bu, Kazakistan'a karşı iyi organize edilmiş, iyi hazırlanmış bir saldırı eylemidir. Saldırganların çoğu Afganistan dahil Orta Asya ülkelerinden gelen yabancı militanlardı. Ortadoğu'dan da militanlar var. Amaçları, bölgemizi bir kaos alanına dönüştürmek ve ardından iktidarı ele geçirmekti. Bu nedenle Kazakistan'da terörle mücadele operasyonu başlatıldı" dedi. Tokayev, ülkedeki sosyal sorunların çözümü için toplumsal sosyal fon kurulması talimatı verdi ve ilk devlet başkanı Nazarbayev döneminde zenginleşen iş insanlarından fona önemli miktarda ve düzenli kaynak aktarmalarını da istedi. Tokayev, hükümete, madencilik sektöründen daha fazla vergi alınması talimatı verdi. Öte yandan Tokayev, Kazakistan Meclisi genel toplantısında, başbakanlık görevine Alihan İsmailov’un adaylığını sundu. İsmailov, tüm siyasi parti milletvekilleri tarafından "evet" oyu alarak ülkenin 12. Hükümet Başkanı oldu. ‘Tüm imkânlarımızla Kazakistan’ın yanındayız’ Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Dışişleri Bakanları, dönem başkanı Türkiye’nin çağrısı doğrultusunda, Kazakistan’daki gelişmeleri ele almak üzere dün olağanüstü toplandı. Toplantıya başkanlık eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Tüm imkanlarımızla Kazakistan’ın yanındayız” dedi. Çavuşoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, Kazakistan’daki gelişmeleri kaygıyla izlediklerini dile getirdi, “Türk dünyası, büyük bir aile ve bu vücudun organları gibi birbirimize bağlıyız. Bir yeri ağrıdığında tüm vücudun bundan muzdarip olması gibi biz de millet olarak Kazakistan’daki gelişmelerden büyük üzüntü duyduk” ifadesini kullandı. TDT olarak Kazakistan ile dayanışma halinde olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, durumun kontrol altına alınmış olmasından memnuniyet duyduklarını söyledi. Başbakan seçilen Alihan İsmailov’u da kutlayan Çavuşoğlu, “Kazakistan’da barış ve istikrar, bölgemiz ve teşkilatımız için olduğu gibi küresel barış için de önemli. Kazakistan, bu krizi aşacak kabiliyet, tecrübe ve devlet geleneğine sahiptir” diye konuştu. Kazakistan’ın bağımsızlığından bu yana hep dengeli ve başarılı dış politika izlediğini belirten Çavuşoğlu “İçinden geçilmekte olan bu krizin de Kazakistan’ın egemenliğine, bütünlüğüne, istikrarına ve dengeli dış politikasına zarar vermeyeceğine inanıyoruz çünkü biz kardeş Kazakistan’ın gücüne, basiretine ve sağduyusuna güveniyoruz” dedi. 'Operasyona katılmadılar' Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, ülkesindeki gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Saparbekuly, Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün 'barış gücü' askerlerinin terörle mücadele operasyonlarında görev almadıklarını, sadece stratejik noktaları koruduklarını söyledi. Kazakistan'a komşu ülkelere uyarıda bulunan Saparbekuly, "Dünyanın 41. ekonomisi olan Kazakistan buna maruz kalmışsa komşularımızın gelişmeleri iyi değerlendirmesi gerekiyor" diye konuştu.

2 yıl önce

10 güne kadar, dar gelirliden ticari işletmeye Cem Evi’lerinden vakıf ve derneklere kadar yüksek elektrik faturalarına çözüm geliyor

Selvi, bugünkü köşe yazısında Enerji Bakanlığı’nın elektrik konusunda yaptığı çalışmanın 10 güne kadar açıklanacağını söyledi. Selvi yazısında şu ayrıntılara yer verdi: Enerji Bakanlığı tarafından ticari işletmeler ile cemevleri başta olmak üzere dernek ve vakıfların elektrik yükünü hafifletmek üzere yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Enerji Bakanlığı uzmanları tarafından hazırlanan taslak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayından sonra yürürlüğe girecek. Yüksek gelen elektrik faturaları, vatandaşların ve ticari işletmelerin en önemli sorunu haline geldi. Ayrıca cemevleri, vakıflar, dernekler gibi ticari olmayan kuruluşlar da ticari kuruluş statüsünden faturalandırılınca ortaya altından kalkılması güç olan yüksek faturalar çıktı. Halkımızın en önemli gündem maddesi yüksek gelen elektrik ve doğalgaz faturaları. Haliyle ülkeyi yöneten iktidarın da en önemli sorununun bu olması gerekiyor. Daha önce yüksek gelen elektrik faturalarında dar gelirli vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için indirim sınırı 150 kilovattan 210 kilovata yükseltilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bu düzenleme şubat ayı faturalarına yansıyacak. TİCARİ İŞLETMELERLE İLGİLİ ÇALIŞMA Peki ticari işletmelerle ilgili bir çalışma yok mu? En önemli gideri elektrik olduğuna göre, ticari işletmeler açısından elektrik giderleri çok büyük önem arz ediyor. Bu sorunun yanıtını aradım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Enerji Bakanlığı tarafından bu yönde bir çalışma yapıldığı bilgisine ulaştım. Çalışmanın iki ayağı var. 1- Ticari işletmelerle ilgili 2- Cemevleri, dernekler ve vakıflarla ilgili Bu hazırlıklar kısa sürede açıklanacak ve yürürlüğe girecek. Enerji Bakanlığı’nın bu yöndeki çalışmasının belli bir seviyeye geldiği söyleniyor. 1 hafta ya da 10 gün içinde açıklanması bekleniyor. ZAYIF TÜKETİCİYE DESTEK Bir de öneri var. O öneri ise belki kabul edilmeyecek belki kabul edilecek ama uygulanması zaman alacak. Ama dünya örnekleri incelenerek hazırlanmış bir öneri. O da elektrik ve doğalgaz faturalarında ödeme güçlüğü geçen, “kırılgan abonelere” yapılması istenen nakdi yardım teklifi. Şimdi bunları ayrı ayrı başlıklar altında aktarmak istiyorum. TİCARİ İŞLETMELERE KADEMELENDİRME

Enerji Bakanlığı tarafından ticari işletmelerin elektrik yükünü azaltmak için bir çalışma yürütülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulmadığı için çalışma hakkında ayrıntılı bilgi verilmiyor. Çünkü son şekli Erdoğan’la birlikte verilecek. Ancak ticari işletmelerin elektrik faturalarından kaynaklanan yükünün dengelenmesi amaçlanıyor. Bunun için iki seçenek üzerinde duruluyor. 1- Ticari işletmelerin küçüklüğüne, büyüklüğüne bakılmadan, toptan ticari tarife üzerinden faturalandırılmasına son verilmesi seçeneği. Ticari yerlerin elektrik faturalarında aynen meskenlerde olduğu gibi kademelendirilmeye gidilmesi düşünülüyor. Bu nasıl olacak? Ticari işletmelerin cirosu ya da işletme büyüklüğü gibi kriterler esas alınarak farklı kademelerden fiyatlandırmaya gidilmesi. Yani bir bakkal, berber dükkânı ya da lokanta ile fabrikanın aynı şekilde ticari gösterge üzerinden fiyatlandırılmaması. Küçük işletmelere daha düşük tarife uygulaması NAKDİ DESTEK SEÇENEĞİ 2- Kriz dönemlerinde ticari işletmelerin elektrik faturalarına doğrudan nakdi destek sağlanması. Pandemi sürecinde esnafa sağlanan nakdi yardımlarda olduğu gibi bir sistem üzerinde duruluyor. Tabii ya kademelendirme ya da nakdi destek modeli kabul edilecek. İkisinin birden uygulanması düşünülmüyor. ÜRETİM AMAÇLI KULLANANLAR Tabii burada üretimi esas alan fabrikaların da desteklenmesi gerekiyor. Netice itibarıyla onlar elektriği sadece aydınlatma ya da ısınma amaçlı kullanmıyorlar. Doğrudan üretim esaslı olarak tüketiyorlar. CEMEVLERİNİN ELEKTRİK FATURALARI Cemevlerinin elektrik faturaları konusunda bir çalışma yürütülüyor. Belki bir iki ekleme olabilir ama bu çalışmada sona gelindi. Öncelikli olarak cemevlerinin elektrik aboneliği ticarethane tarifesinden çıkarılacak. Baştan yanlış, cemevi ticarethane olur mu? Öncelikle ticarethane tarifesi kaldırılacak. Bu konularda yasal düzenleme yapıldığı takdirde işin uzamasından endişe ediliyor. Çünkü zaten yüksek faturalar geldi. O nedenle idari bir düzenleme yapılarak cemevleri, dernekler ve vakıflar en düşük tarifeye alınacak. Bunlar, “kâr amacı gütmeden kamu hizmeti yapan yerler” olarak tanımlanacaklar. Neden tam olarak çerçevesi netleştirilmedi diyorum. Bu kapsama siyasi parti temsilciliklerinin ve camilerin de alınması gibi bir düşünce var. Camiler ibadethane statüsünde ancak camilerde iki elektrik sayacı bulunuyor. Biri aydınlatma için. O ibadethane statüsünde ve faturası Diyanet tarafından ödeniyor. Diğeri ise ısınma amaçlı tüketilen elektrik ya da doğalgaz, mesken tarifesinden. Onu da camiler yardım toplamak suretiyle karşılıyorlar. Son söz olarak cemevleri, dernekler ve vakıflar ticari tarifeden çıkarılıp en düşük tarifeden faturalandırılacak. DAR GELİRLİNİN FATURASI

Tabii her şey geliyor dar gelirli vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgaz faturalarına. Aile Bakanlığı bu yıl doğalgaz ödemelerini de kömür yardımları gibi destek kapsamına aldı. Bu ödemeler şubat ayında başlayacak. Aile Bakanı Derya Yanık, “Şubatın ikinci yarısında başvuruları alacağız ve mart ayında destekleri vereceğiz. Yıllık 450 lira ile 1150 lira arasında yardım yapacağız” dedi. Bir ısıl haritası çıkarılacak. Yani Aile Bakanı’nın açıkladığı gibi Erzurum’daki ile Ege’deki aynı yardımı almayacak. Benim şimdi size aktaracağım öneri ise biraz daha farklı. Aile Bakanlığı’nın sosyal yardım sağladığı vatandaşlarımızla asgari ücretle geçinmeye çalışanları da içine alan tüketicilerin elektrik ve doğalgaz faturalarına destek için düşünülen bir model. Dünya örnekleri incelenerek yapılmış bir çalışma. Kırılgan ya da zayıf aboneler olarak tanımlanıyorlar. Sayılarının 4.5-5 milyon olduğu tahmin edilen dar gelirli vatandaşlarımızın aydınlatma ve ısınma giderleri için hesaplarına doğrudan nakdi yardım yapılması düşünülüyor. Ama bu nasıl olur orasını bilemiyorum. SON SÖZ Dar gelirli vatandaşlarımızın belini büken ve ticari işletmeleri zorlayan yüksek elektrik faturaları için harekete geçildi. Enerji Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Alınan kararların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 1 hafta-10 gün içinde açıklanması bekleniyor. Amaç, vatandaşı çarpan elektrik faturalarının yükünü hafifletmek.

2 yıl önce

CHP'li Özgür Özel'in 'Ukrayna' yalanını yayına bağlanan Türk vatandaşı çürüttü: Büyükelçilik 10 gün önce haber verdi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, orduya Ukrayna'nın işgali konusunda talimat vermiş ve Rus güçleri birçok şehri kuşatmıştı. İşgal saldırıları sonrası Ukrayna Devleti, hava sahasını tüm uçuşlara kapattığını duyurmuştu. Ülkede mahsur kalan binlerce Türk vatandaşı için Dışişleri Bakanlığı çalışmalarına son sürat şekilde başlamıştı. Bu akşam saatlerinde katıldığı canlı yayında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna'daki Türk vatandaşlarının karadan tahliye sürecinin başladığını söyledi. CHP'Lİ ÖZEL'DEN PROVOKASYON: 'TAHLİYE' ÜZERİNDEN TÜRKİYE'Yİ HEDEF ALDI CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise gelişmeler üzerinden Halk TV yayınında provokasyona başvurdu. Özel, "Türkiye'nin istihbaratı nerede, ABD, Almanya bilirken, tedbir alırken sen bizimkileri orada güvencesiz şekilde bırakıyorsun. 20 bin vatandaş iki ateşin arasındaysa ABD bunları görüp günler öncesinden söylüyorsa, sen onlara 'Dönün yurdunuza' demediysen büyük devlet olma konusunda sorumluluğunu yerine getiremedin demektir." diye konuştu. TÜRK GENÇ ÖZEL'İ AYNI PROGRAMDA YALANLADI: BAKANLIĞIMIZ GÜNLER ÖNCESİNDEN TEK TEK ARADI Açıklamalar sonrası yayına bağlanan bir Türk vatandaşı, büyükelçiliğin 10 gün öncesinden herkesi arayarak tek tek bilgi verdiğini söyledi ve Özel'i yalanladı. Aynı programda konuşan Hikmet Samet Alemdar isimli Türk vatandaşı, büyükelçiliğin kendilerine mesaj attığını, gerekli tedbirleri uygulamaları konusunda bilgilendirdiğini duyurdu. Alemdar açıklamasında şunları söyledi: "Dışişleri Bakanlığımız burada yaşayan yaklaşık 15 bin Türk vatandaşını tek tek arayarak, 'Ülkeyi terk edin' dedi. Kimimizi gece 03.00'te bile aradılar." diye konuştu. BAKANLIK AÇIKLAMA YAPMIŞTI Öte yandan Özel'in açıklamalarının aksine Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'daki Türk vatandaşlarını uyaran bir duyuru yapmıştı. Yapılan açıklamada, "Vatandaşlarımızın Ukrayna’nın Doğu bölgelerinden ayrılmaları kuvvetle tavsiye edilmektedir." denilmişti.

2 yıl önce

İBB'nin yeni aldığı metrobüsler 10 gün geçmeden ikinci kez arızalandı

İBB’nin 10 gün önce satın aldığı Otokar marka metrobüs Haliç mevkiinde arızalandı. Yolcuların araçtan inerek yürümeye başladığı görüldü. İKİNCİ ARIZA Yeni metrobüsler kullanılmaya başladıktan sonraki ilk hafta da arızalanmıştı. İBB'nin düzenlediği programla filosuna kattığı 30 metrobüsten birisi olan "A-5004" kodlu yeni araç, Küçükçekmece Metrobüs Durağı'ndan Cevizlibağ istikametine seyir halindeyken dumanlar çıkarak arızalanmıştı. https://twitter.com/genelgundem/status/1518134371420618752?s=21&t=8A4co8DXfsD_VIQRnrSvlg

1 yıl önce

HDP'li Sırrı Süreyya Önder'in mesajları ifşa oldu: Kandil'e gidiyorum 10 gün yokum

Kobani davasında hazırlanan mütalaada, Sırrı Süreyya Önder'in PKK-KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu, buna ilişkin eylem ve örgütsel faaliyetlerinin bulunduğu ve Kobani olaylarında ise organizasyon içerisinde bulunarak diğer sanıklarla birlikte olayların meydana gelmesini sağladığı anlatıldı. Önder'in örgütün hiyerarşik düzeni içerisinde yer aldığı, örgüt üst düzeyindeki kişiler ve sanıklarla birlikte aynı amaç ve irade ile birlikte fiili hakimiyet içerisinde örgütün amaçlarını bilerek bu doğrultuda hareketle devletin birliği ve ülkenin bütünlüğünü bozmak ve diğer sanıklarla birlikte adam öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, mala zarar verme, yaralama gibi amaca ulaşmak için gerçekleştirilen suçlarla cezalandırılması istenildiği kaydedildi. 'BENİ TERSLEMEYE BAŞLADI' Sabah'ın haberine göre; Mütalaada, Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ele geçirilen mektup şeklindeki dijital dokümanda Önder'in bir örgüt mensubu tarafından PKK'ya şikayet edildiği ortaya çıktı. Söz konusu mektupla bağlantılı olduğu tespit edilen M.Ç.'nin Önder'le bir süre gönül ilişkisi yaşadığı, kendisini terslemeye başlayınca Azad isimli şahısla birlikte PKK'ya şikayet ettikleri belirlendi. M.Ç. Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde verdiği ifadesinde, "2014'te Azad isimli şahıs ile birlikte bu mektubu yazdık. O dönem HDP milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile TBMM'ye gittiğimde tanıştım, aramızda gönül ilişkisi oldu, telefon numaralarımızı aldık ve bu şekilde birbirimiz ile iletişime geçtik ve sevgili hayatı yaşamaya başladık. Her seferinde kendisi aradığında görüşüyorduk, bu görüşmeler Ankara'da oluyordu, mektupta da belirtildiği gibi o dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı olduğu için dışarıda çok fazla görüşmez genelde telefonla görüşürdük. 2 defa kendisi ile birlikte olduk, sonrasında ise benim telefonlarıma cevap vermemeye açtığı zamanda ise terslemeye başladı" dedi. 'MEKTUP YAZIP ÖNDERLİĞE VERELİM' Önder'in başka kadınlarla birlikte olduğunu öğrendiğini ve gururuna yediremediğini söyleyen M.Ç., "Şanlıurfa'da Azad olarak bildiğim kişiyi samimi gördüğüm için durumu anlattım. Azad bana 'Sırrı Süreyya Önder PKK ile ilişkilidir, biz bunu PKK'ya şikayet edelim ve bunu da mektup yazarak önderliğe bildirelim' şeklinde beni yönlendirmeye başladı. Azad beni telefonla arayarak, Diyarbakır'a gelmemi söyledi ve senin bu konunu çözeceğiz dedi, bende aynı gün Diyarbakır'a gittim. Gittiğimde Azad ve Baki isimli kişiler vardı, birlikte bir eve gittik, bu gittiğimiz evde Azad 'Biz Sırrı Süreyya'yı şikayet edelim sana yaptıysa bunu herkese yapabilir' dedi ve o esnada Sırrı Süreyya'yı aradı, konuyu anlattı ve mektup yazacaklarını söyledi. Sonrasında Sırrı Süreyya'yı yanımıza çağırdı fakat o gelmedi" ifadelerini kullandı. PKK'YA VERMEK İÇİN MEKTUP HAZIRLAMIŞ M.Ç. bu kez Önder'i kendisi arayarak çağırdığını, bir otelin lobisinde baş başa görüştüklerini kaydederek, "Azad ile yanında bulunan şahsın mektup yazacağını, şikayet edeceklerini söyledim. Kendisi de bana 'yazmayın böyle bir mektup, sana zarar gelir sana zara vermeye çalışıyorlar, seni kullanarak da bana zarar vermeye çalışır' dedi ve yanımdan gitti. Ben tekrardan eve geçtim ve Azad kendi eli ile mektubu yazdı. Azad'a bu mektubu nereye vereceksin diye sorduğumda 'PKK önderliğine vereceğim' dedi, mektubu yazdı okudum, beni tekrar Şanlıurfa'ya gönderdiler ve benden haber bekle dedi" diye konuştu. 'KANDİLE GİDİYORUM 10 GÜN YOKUM' M.Ç. ve Önder'in SMS ile mesajlaştıkları, Önder'in M.Ç.'ye "İyi Diyarbakır, Adıyaman ve Kandil'e gidiyorum şimdi. 10 gün yaklaşık yokum. Ne yapacaksan ben yokken yap" şeklinde mesaj gönderdiği tespit edildi. M.Ç. söz konusu mesaja ilişkin, "Milletvekili olduğu zamanda illeri geziyordu ayrıca da Kandil e gidiyordu. Mesajda Kandil'e gideceğini söyledi, daha önceleri de gitmişti, ne amaçla gittiğini ve orada kimlerle görüştüğünü bilmiyorum, yanında HDP'den bazı milletvekilleri ile gidiyordu" dedi.

6 ay önce

Bodrum 10 gündür susuz

Kenti besleyen Mumcular ve Geyik barajlarının kritik seviyeye ulaşması sonucunda bazı mahalleler 10 gündür susuz. Mahalle muhtarı, tankeri ile vatandaşa su vermeye çalışıyor.