28 Mart Perşembe 2024
2 yıl önce

Bu tablo her şeyi özetliyor: 130 hastanın 126'sı aşı olmamış

Koronavirüste iki hafta öncesine kadar 5 binlerde seyreden vakalar yeniden yükselişe geçti. Tespit edilen günlük vaka sayısı 20 bine dayandı. Delta varyantının da etkisiyle salgında yeni bir dalga uyarısı yaşanabileceği belirtiliyor. Dördüncü dalganın “aşısızların salgını olacağı” değerlendirmeleri yapılıyor. İstanbul’da koronavirüs tedavisinde öne çıkan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi, Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ndeki durum da bu durumu ortaya koyuyor. YATAKLARIN YÜZDE 15’İ DOLU Yeni Şafak’ın görüştüğü üç hastanenin başhekimi de vakaların artışına dikkat çekerek ‘aşı’ vurgusu yaptı. Başhekimler, yoğun bakımda tedavi gören hastaların tamamına yakınının aşı yaptırmayan kişiler oluştuğunu aktardı. Aşının ölüm oranını düşürdüğünün altını çizen Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit şunları anlattı: “Rakamlar yükseldikten sonra hastaneye yatışlar 7-10 gün sürer. Bunun için biraz vaktimiz var. Bizim bin 8 yatak kapasitemiz bulunuyor. Şu anda yüzde 15’i dolu ve hastanenin içerisindeki en büyük grup, aşı olmamışlardan oluşuyor.” İNGİLTERE’DE ÖLÜMLER ARTMIYOR “İkinci en büyük grubu aşılarını tamamlamamış olanlar oluşturuyor. 130 yatan hasta içerisinde tüm aşılarını tamamlamış sadece 4 kişi var. Şu an İngiltere nüfusunun yüzde 52’si aşılanmış olmasına rağmen ölüm rakamları artmıyor. Demek ki bir toplumun yüzde sekseni aşılanmış olsa biz ne hastaneye yatış ne de ölüm rakamlarını konuşacağız. Ama böyle giderse biz aşılanmayanların pandemisini yaşayacağız. Bunu nereden anlıyoruz vakaların çoğu aşılanmanın az olduğu bölgelerden çıkıyor.” ÜÇ HAFTAMIZ VAR Önlem almak için son bir ayın kaldığına dikkat çeken Yiyit, şöyle devam etti: “Şimdi ilk dozunu olmuş ülkede 40 milyona yakın insan var. Bu 40 milyon insan 3 hafta içerisinde ikinci dozlarını olabilir. Tam anlamıyla rahatlamamız için yüzde 70’e çıkmamız lazım, kısa süremiz kaldı. Biz aşı nedeniyle çok yoğun çalışıyoruz. Yaş oranları alta indikçe ölüm oranları düşüyor. Fakat uzun Kovid dönemi var. Altı aya kadar insanlar bu semptomları yaşıyorlar.” TOPLUM SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATIYORLAR “Bu kadar veri varken ortada hiçbir bilimsel açıklaması olmayan söylentiden ibaret iddialara takılıp hem kendinizi hem toplumun geleceğini tehlikeye atıyorsunuz. Siz aşı olmamakta ısrarcı olursanız başka insanlarında hayatlarını tehlikeye atmış oluyorsunuz. Aylarca insanlar aşı bulunsun diye bekledi. Şimdi insanlar aşı olsun diye bekler hale geldik. İlk aşıyı biz sağlık çalışanları olduk. Biz daha mı az seviyoruz canımızı.” Ağır geçiren vakamız yok Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gökhan Tolga Adaş’da, hastanelerindeki durumu şöyle anlattı: “Bizde vaka sayıları iki haftaya kadar yüzün altına düşmüştü. Yatan 188 hastamız var. Yoğun bakımda da yaklaşık 34 kişi yatıyor. Yatanların büyük bir çoğunluğu aşılanmamış olanlar. Aşı bizi ağır hastalık geçirmemizden koruyor. Biz Kovid-19 olsak da aşı sayesinde hafif geçiriyoruz. Çok düşük bir oranla aşı olmuş olanlardan hastaneye yatanların kronik hastalığı olabilir ya da bağışıklığı düşmüştür. Aşı olmama özgürlüğü tabi ki var fakat Kovid-19 oldunuz ve hafif atlattınız ama gezerken yirmi kişiye bulaştırdınız. Kim verecek bunun hesabını? Bir yerde taksirli adam öldürmeye benziyor.” Yatanların 3’ü aşı yaptırmış Tüm dünyada delta varyantının hızlı yayıldığını belirten Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Recep Demirhan, “Aşılanan kişiler çok ciddi bir şekilde bu enfeksiyonu geçirmiyorlar, ağır yoğun bakımda tedavi edilmiyor. Türkiye’de yaklaşık 69 milyon doz aşı yapıldı. Bu insanlarda aşılanmadan dolayı hiçbir problem yaşamadık. Ciddi bir yan etki görmedik. Vaka sayısında artış var ama aynı oranda kliniklere şu anda yansımadı. Şimdilik sadece 50 yatan hastamız var. Bunun sadece yüzde 5’i yani 2-3’ü aşı olmuş” dedi. Aşının en büyük silah olduğuna dikkat çeken Demirhan, “Aşıyı ihmal ettiğimiz sürece biz maalesef eski günlere dönebiliriz” diye konuştu.

2 yıl önce

DHKP-C’ye büyük operasyon: 126 şüpheli hakkında yakalama ve gözaltı kararı var

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, örgüt adına faaliyetlerde bulunan ve silahlı eğitim alarak eylem hazırlığı yaptığı belirlenen 126 zanlı hakkında gözaltı kararı verildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, İstanbul merkezli 16 ilde düzenledikleri eş zamanlı operasyonda şüphelilerden 54'ünü yakaladı. Devam eden operasyon kapsamında adreslerdeki aramaların sürdüğü, gözaltı sayısının artabileceği bildirildi.

2 yıl önce

Merkez Bankası rezervleri 126 milyar dolara yükseldi

Ham petrol ve doğal gaz fiyatlarının artmasıyla enerji fiyatları son dönemde hızlandı. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, arz kısıtları ve taşımacılık maliyeti, tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açıyor. "YATIRIMLAR ILIMLI SEYRETTİ" Beklentilerin enflasyonun 2022 yıl sonunda hedeflere yaklaşacağını öngörüyoruz. İç talebin katkısında özel tüketim öne çıkarken, kamu harcamaları ve yatırımlar ılımlı seyretti. Büyümeye hem iç talep hem de ihracat olumlu katkı verdi. "BELİRSİZLİKLERİN DEVAM ETMESİNE NEDEN OLUYOR" Vaka sayılarında gözlenen artış salgının seyrine ilişkin belirsizliklerin devam etmesine neden olmaktadır. iç talep 3.çeyrekte güçlü seyretti. Anket verileri firmaların yatırım harcamalarını artırdığına işaret etmektedir. Ekim ayında da yatırım eğilimindeki artış sürmüştür. Dayanıklı ürün tüketiminde yavaşlama, dayanıksız ürün tüketiminde ivmelenme var. Ticari kredi faiz oranlarındaki düşüşün de etkisiyle önümüzdeki dönemde krediler sabit sermaye yatırımlarını daha fazla destekleyecektir. Son dönemde güçlü bir istihdam artışıyla salgın dönemi kayıplarının tamamının telafi edildiğini gördük. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri ihracat artışını sınırladı. Önümüzdeki dönemde olumlu dış talep koşullarına bağlı olarak, ihracatın desteğiyle, yıllıklandırılmış cari işlemlerdeki iyileşmenin sürmesini öngörüyoruz. REZERV 126 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ Ödemeler dengesindeki gelişmelerin MB'nin uluslararası rezervleri üzerinde olumlu yansımalarını görüyoruz, son dönemde istikrarlı bir artış görüyoruz. Rezerv rakamımız yaklaşık 126 milyar dolar seviyesine yükseldi. Ticari krediler kur etkisinden arındırılmış yüzde 6,7 büyüme ile geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyrediyor. Yüksek frekanslı kredi verileri ihtiyaç kredisi artış hızının yavaşladığına, vade kompozisyonunun bir miktar kısaldığına işaret ediyor. Gıda fiyatlarının enflasyon dinamikleri üzerindeki belirleyici etkisi tüm dünyada önemini korumaktadır. Yılın son çeyreğinde talep koşullarının daha ılımlı bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz. Enflasyon beklentilerinde son dönemde bir miktar artış görülüyor. Ham petrol fiyatları temmuz tahminlerimizle büyük oranda uyumlu gerçekleşti. Ham petrol fiyatları varsayımımızı yukarı yönlü güncelledik. Petrol fiyatı varsayımımızı 2021 için 70,8 dolar, 2022 için 77,5 dolara yükselttik. ENFLASYON TAHMİNLERİ DEĞİŞTİ Gıda enflasyonu varsayımımızı 2021 için yüzde 15,0'ten yüzde 23,4'e güncelledik. Enflasyonun 2021 yıl sonunda %18,4 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz (önceki %14,1). Enflasyonun 2022 yıl sonunda %11,8 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz (önceki %7,8). Enflasyonun, %70 olasılıkla 2021 yılı sonunda %17,3-19,5 aralığında -orta noktası %18,4- gerçekleşeceğini öngörüyoruz (önceki %12,2-16,0 aralığı ile %12,2).  Enflasyonun orta vadede %5,0 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Yüksek küresel enflasyon, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakında izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonlarındaki normalleşme, arz kısıntılarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır.

2 yıl önce

Terör örgütünde iç hesaplaşma! İtirafçı olan sözde sorumlu, 126 ismi deşifre etti

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, ihbarla başlayıp itiraflarla zirveye çıkan operasyonel süreç, canlı bomba talimatına karşı çıkarak "Ben örgüte sadakatte hiçbir yanlış yapmadım. Gözden çıkarılacak bir şeyi ise hiçbir zaman yapmadım" diyen sözde SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) alan sorumlusunun yakalanmasıyla başladı. DHKP-C TERÖRİST 126 KİŞİNİN İSMİNİ VERDİ Milliyet'in haberine göre; Jandarmaya yapılan nokta ihbarıyla gözaltına alınıp sorguya alınan K.K. adlı alan sorumlusu, örgüt içi ihbarla yakalandığını düşünerek itirafçı oldu. Etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan K.K.'nın verdiği bilgilerle terör örgütü yönetici ve mensubu olup, terör faaliyetlerinde bulunmak suçlamasıyla 126 isim belirlendi. İTİRAF BİLGİLERİ SONRASI YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koordinesinde yürütülen soruşturmada, daha önceki operasyonlardan elde edilen bilgi ve verilerle karşılaştırılan itiraf bilgilerinden 126 isme gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldı. İTİRAFÇI TERÖRİSTİN SAKLADIĞI İSİMLER DE DEŞİFRE OLDU İstanbul merkez olmak üzere 16 ilde geçtiğimiz 15 Ekim günü düzenlenen operasyonlarda bu şüphelilerden 96'sı yakalanıp 33'ü tutuklandı. İtirafçı sözde SPB sorumlusunun isimlerini vererek yakalattığı örgüt mensuplarının verdiği bilgilerle de SPB sorumlusunun isimlerini sakladığı kendisine yakın 33 şüpheli daha yakalandı.

2 yıl önce

Eğitim hakkına Yunan gaspı! Atina 10 yılda 126 Türk okulunu kapattı

Yunanistan'da Batı Trakya Türklerine yönelik baskı her geçen gün artıyor. Yunan idarecilerin, Türk öğrencilerin ve öğretmenlerin cuma namazına gitmelerine engel olmak için yeni uygulamaları yürürlüğe sokma kararı sonrası, Batı Trakya Türk Okulları bir günlük boykot gerçekleştirdi. Bu kapsamda öğrenciler okula gitmeyerek Atina'nın azınlık haklarını gasp etme girişimini protesto etti. Azınlık Okulları Encümenler Birliği (AOEB) Başkanı Ahmet Kara, yaşadıkları zorlukları Yeni Şafak'a anlattı. Kara, Yunan hükümetlerinin, 10 sene içerisinde Müslüman Türklerin eğitim gördüğü 126 okulu kapattığını kaydetti. CUMA NAMAZINA ENGEL Yeni Şafak'ın haberine göre, Yunan makamların cuma namazına yönelik engelleme girişimlerini "bardağı taşıran son damla" şeklinde yorumlayan Ahmet Kara, "Bizim aldığımız boykot kararı cuma namazından ziyade, eğitim alanında uzun yıllardır devam eden haksızlıklardan ötürü" dedi. Düzelme görmedikleri takdirde eylemlerine devam edeceklerini belirten Kara, "Cuma günü için kararlaştırılan ders programına göre erken paydos yapılmaması, öğrenci ve öğretmenlerin cuma namazına gitmelerine mani olma girişimidir. Düzenlediğimiz boykota katılım yüzde yüze yakın oldu. Veliler bizi destekledi ve öğrenciler derse girmedi" ifadelerini kulandı. KARARLAR HUKUKSUZ Atina'nın anlaşmalara ve hukuka aykırı olarak tek taraflı karar aldığını belirten Kara, "Azınlık eğitiminin statüsü, gerek Lozan Anlaşması'nda gerekse Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan kültür protokolleri ve eğitim anlaşmaları ile belirlenmiş durumda. Dolayısıyla burada anlaşmalarla belirlenmiş konuların Atina yönetimince tek taraflı olarak değiştirilmesi mümkün değil" dedi. Kara, "10 yıl önce azınlık okul sayımız 229'ken şu anda 103 ilkokul, 2 de lisemiz var. Yunan hükümeti yeni okul açılmasına da okulların onarımına da müsaade etmiyor" dedi. VELİLERİN AKLINI ÇELİYORLAR Yunan öğretmenlerin sıklıkla Türk velileri manipüle etmeye çalıştığını belirten Kara, "Yunan öğretmenler Türk velilere 'Çocuğunuzun kapasitesi yüksek. Devlet okullarına (Yunan hükümetine bağlı) gitse çok iyi olur' yönlendirmesiyle akıllarını çelmeye çalışıyor" dedi. Yunan idaresinin oyalama taktikleri ile Türk kitaplarındaki güncellemeleri geciktirdiğini belirten AOEB Başkanı, "Öğrencilerin okuduğu kitaplar güncel içeriklere sahip değil. Yunan hükümeti Türkiye'nin gönderdiği güncel kitapların içeriğini onaylamıyor. 25 yıl önce biz 1968 yılından kalan kitaplarla ders yapıyorduk. Eğitim öğretim yılı başladıktan 2 ay sonra, kitaplar öğrencilerin eline geçiyor" ifadelerini kullandı. HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi Başkanı Dr. Pervin Hayrullah da yaşanılanların çağ dışı olduğuna dikkat çekti. Hayrullah, "Azınlık eğitim sistemi özel ve özerk. Yasalara göre ders programı okul encümenleri tarafından şekillendirilir. Encümenlerin karar almalarına mani oldular. Bizim çocuklarımız Cuma günleri ibadet saatinde izinli oluyorlar. Bu uygulamayı kaldırdılar. Çocuklarımızın Cuma namazına gitmelerini engellemek için alınan bu kararı geri almazlarsa farklı eylemlerle hakkımızı aramaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Bakan Nebati: Kur korumalı mevduata 300 bin kişi katıldı, mevduat tutarı 126 milyar TL'ye ulaştı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonun Ocak ayında pik noktaya ulaşmasını, buna karşın dünyadaki gelişmeler, gıda ve enerji fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte mayıs ayından itibaren düşüş yaşanacağını, kasım ve aralık ayı enflasyonlarının bazdan çıkmasıyla sene sonunda da anlamlı bir düşüşün geleceğini söyledi. Nebati, "Ben seçime tek haneli enflasyonla gideceğim 2023 Haziran ayında." dedi. Nebati, Bloomberg ile gerçekleştirdiği mülakatta yeni ekonomi modelinden, kur korumalı mevduat uygulamasında gelinen noktaya; planlanan yeni adımlardan ekonomideki beklentilerine kadar bir dizi konuda soruları yanıtladı. Yıllık enflasyonun kurdaki yükseliş, ücret artışları, yeniden değerleme oranı kapsamında yapılan artışlar gibi etkenlerle ocak ayında pik noktasına ulaşmasını öngördüğünü anlatan Nebati, bu noktada kurun stabil hale gelmesinin ise bir avantaj olduğunu söyledi. Nebati, "Biz şu anda aralık ayının kamburunu taşıyoruz. Yazın gerek gıda fiyatlarındaki gevşeme, ki şu an dünyada bir enflasyon da var, bu ikisinin etkisinin azaldığı bir döneme giriyoruz. Enerji ihtiyacımızın azalması, gıda fiyatlarındaki normalleşmeler bizim artık yeni bir patikaya girdiğimizi gösteren en önemli aylar olacak." dedi. Bakan Nebati, Merkez Bankası'nın ilk çeyrekte gevşemenin etkisini izleme kararını desteklerken de "Merkez Bankası'nın nasıl karar alacağını bilmiyorum. Benim görüşüm, ocak, şubat ve mart ayını şöyle bir görmemiz lazım." değerlendirmesini yaptı. Nebati, 2022 için büyüme beklentilerinin sorulması üzerine de "İddialı bir şey söylüyorum; büyümeyle ilgili de ben piyasadaki iştahı görüyorum" dedi. Nebati aynı süreçte büyüme için de tek haneli bir rakam öngördüğünü söylerken, "Tek hane olacak zaten de, ben iyi bekliyorum. Türkiye'ye kendi halinde bıraksanız bile 5 büyür." diye ekledi. "KUR KORUMALIDA DTH'LARDAN YÜZDE 15 GELDİ" Kur korumalı mevduat uygulamasından çarşamba akşamına kadar yaklaşık 300 bin kişinin yararlandığını anlatan Nebati, "Buradan aldığımız miktar dün gece (Çarşamba) itibarıyla 126 milyar lirayı geçti. Şunu gösteriyor; günde ortalama 10 milyar TL sisteme dahil oluyor. Bunun yaklaşık yüzde 15'i DTH'lardan geliyor. TL'den Dövize gidecekler artı, dövizden buraya gelenler var, bu çok önemli ve iyi bir para." dedi. Benzer yeni enstrümanların da zamanla devreye alınacağını anlatan Nebati, "Bunlar özümsendikten sonra oraya da farklı kanalları geliştirmemiz lazım. Bir enstrümanı tam bitirmeden ikincisiyle ilgili açıklama yaptığınız zaman bir kararsızlık olabiliyor." diye konuştu. Nebati, sisteme giren paraların tekrar dövize dönüşmemesi ya da gereksiz harcanmaması için bir dizi önlem alınacağını söylerken de "Üretim odaklı, proje odaklı destek vereceğiz. Şimdi KGF'yi getiriyoruz mesela. Çalışıyoruz, fazla bir süresi yok. Bitiririz bu ay." dedi. Bakan Nebati'ye mülakatta bir süredir kamuoyunda tartışılan süper bono, KDV düzenlemesi, kamu bankalarının sermayelerinin artırılması gibi konular da soruldu. "Süper bono yok. Öyle bir şey yok. Böyle bir şeyi doğru bulmuyoruz" diyen Nebati, "Bizim sadece ve sadece yapacağımız şey, tedbirler paketinde açıkladığımız alanlarda adımlar atmak." diye ekledi. Bakan Nebati, kamu bankalarının sermayelerinin artırılması ile ilgili çalışmanın da bu ay bitmeden sonuçlanacağını duyurdu. "TCMB VE PİYASA FAİZLERİ YAKINSAMAYA BAŞLADI" Piyasa faizlerindeki patika ve finansal aktarım mekanizmasında görülen kopukluğa ilişkin de değerlendirmeler yapan Nebati, uyumsuzluğun başlangıçta "Merkez Bankası dayanamayacak, faiz artıracak" söyleminden kaynaklandığını ancak "oluşan güvenle" birlikte bu farkın da kapanmaya başladığını söyledi. Nebati, "Şimdi baktığınız zaman mevduat faiz oranları da Merkez Bankası'na yakınsamaya başladı. Dolayısıyla birbiriyle dengeli bir döneme girildiğini ben görüyorum" ifadesini kullandı. Kurdaki yükselişlerin önlenmesinin ardından Türkiye'nin ekonomideki yeni hedefinin enflasyonla mücadele olduğuna işaret eden Nureddin Nebati, şöyle devam etti: "Şimdi biz enflasyonu çözeceğiz. Ondan sonra 2022 yılı tam bir dönüş, istikrar ve işlerin oturduğu bir yıl olacak. Önümüzdeki yıl bu sohbeti yaparsak, yapacağımız sohbette faizde, enflasyonda ve kurdaki bütün olumlu değişimlerin nasıl gerçekleştirildiğini siz bana soracaksınız. Çünkü enflasyon denilen şey üç günlük bir iş değil ki, faiz oranlarının inmesi, çıkması hızlı bir etki gösterir ama kur ataklarının Türkiye'deki etkisini yadsımak, görmezden gelmek, kur ataklarının bu kadar hızlı etkili olduğunu görmezden gelmek kadar tehlikeli bir şey olabilir mi?" "LONDRA'DA DA İZLEMİYORLAR, TÜRKİYE DE İZLEYİCİ OLMAZ" Kamu bankalarının dolar kuru 14'e yaklaştığı zamanlarda satış yaptıkları iddiası da Nebati'ye sorulan sorular arasındaydı. Nebati, bu konuda "Biz şu anda izliyoruz" demekle yetinirken, Türkiye'nin olumsuz gelişmeler karşısında izleyici kalmayacağı yönündeki sözlerini yineledi. Nebati, "Sen git bak bakalım Londra'da hükümet oturuyor mu, Washington'da, Berlin'de, Moskova'da ne yaptıklarını zannediyorlar? "Hiç bir şey yapma izle." Eee? İstedikleri gibi dövsünler, istedikleri gibi seninle oyun oynasınlar, ben serbest piyasayım... Yok öyle bir şey. Türkiye Cumhuriyeti askeri alanlarda ihtiyaç duyulduğu zaman nasıl adımlar atıyorsa, ekonomisinin de kendisiyle ilgili atılacak adımlarda her türlü enstrümanı kullanma hakkı ve yetkisi vardır." ifadelerini kullandı. "CARİ AÇIK-FAZLA'YI LİTERATÜRDEN ÇIKARDIK" Hazine ve Maliye Bakanı, bakanlık olarak artık "cari açık", "cari fazla" gibi kavramları "literatürden çıkardıklarını" söylerken, bunun gerekçesini de Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne bağladı. Nebati, "Bu kadar büyük bir ekonomide 5 milyar dolar fazla vermişsin, 3 milyar dolar açık vermişsin bunun bir karşılığı yok. Onun için arkadaşlara diyorum ki, cari denge terimini kullanalım." dedi. "KDV'DE ÇOK HEYECANLIYIM" Nebati'yle röportajın son gündem maddesi de KDV oranlarıyla ilgili bakanlıkta bir süredir devam eden çalışmalardı. "KDV ile ilgili hakikaten çok heyecanlıyım" diyen Nebati, sadeleştirmenin yalnızca oranlarda değil, sektör içerisindeki farklı oranları da kapsayacağına işaret etti. Nebati, "Vatandaş ne ödediğini bilecek çünkü yüzde 1, 8, 18 gibi farklı oranlar var. Daha önemlisi üretici, imalatçı, satıcılar bununla ilgili bir sıkıntı yaşıyorlar bunu düzenlemiş olacağız. Üçüncüsü KDV iadeleriyle ilgili sorun yaşıyoruz, 1 ile alıyor 8'le; 18 ile alıyor 8 ile satıyor. Burada da sadeleştirmeyi sağlayacağız." diye konuştu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı, ülke genelinde eş zamanlı yapılan 'Huzurlu Sokaklar ve Terör Suçları Uygulaması'nda çeşitli suçlardan aranan 1126 kişinin yakalandığını açıkladı

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından eş zamanlı "Huzurlu Sokaklar ve Terör Suçları Uygulaması" yapıldı. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı birimleri tarafından başta asayiş ve terör olayları olmak üzere suç işleme amacındakilerin caydırılması, aranan şahısların yakalanması varsa suç delillerinin ele geçirilmesi için ülke genelinde eş zamanlı olarak "Huzurlu Sokaklar ve Terör Suçları Uygulaması" yapıldı. DENETİMLERE 50 BİN 729 PERSONEL KATILDI Türkiye genelinde 12 bin 709 karma ekip, 220 detektör köpek ve 50 bin 729 personelin katılımı ile yapılan uygulamalarda; bin 126 aranan şahıs yakalandı, 57 şahıs gözaltına alındı, 229 şahsa idari ve 141 şahsa adli olmak üzere toplam 370 şahsa adli ve idari işlem yapıldı. Uygulamada, 167 bin 432 araç kontrol edildi. Bu kontrollerde 4 bin 438 araca idari para cezası uygulandı, 656 araç trafikten men edildi, 24 aranan araç yakalandı. 20 bin 102 iş yerinin denetlendiği uygulamada; 10 iş yerine idari, 38 iş yerine adli olmak üzere toplam 48 iş yerine işlem yapıldı. Uygulamada, 15 ruhsatsız tabanca, 8 av tüfeği, 188 mermi/av tüfeği kartuşu, 7 kesici/delici alet, 6 kurusıkı tabanca ile muhtelif miktarda uyuşturucu madde ve 1.250 paket kaçak sigara ele geçirildiği bildirildi.

1 yıl önce

Pakistan'da sel felaketlerinde ölü sayısı 1265'e yükseldi

Pakistan'da yaşanan sel felaketinde ölü sayısı her geçen gün giderek artıyor. Pakistan Ulusal Afet Yönetim Ajansının (NDMA) verilerine göre, ülkede son 24 saatte 57 kişi yaşamını yitirdi. Toplam ölü sayısı 1265'e yükseldi Ülke genelinde 14 Haziran’dan bu yana etkili olan muson yağmurlarında ölenlerin sayısı 1265'e çıktı. Seller ve su baskınlarından 33,4 milyon kişi etkilendi. Hayatını kaybedenlerden 22’sinin erkek, 18’inin kadın, 17’sinin ise çocuk olduğunu açıkladı. Tarım arazilerinin yüzde 45'i su altında Ülke genelinde tarım arazilerinin yüzde 45'inin sular altında kaldığı bildirildi. Öte yandan yakın tarihinin en büyük sel felaketini yaşayan Pakistan'a uluslararası yardımlar düzenlenmeye başladı. "Kıyamet krizi" Konuya ilişkin olarak açıklama yapan Pakistan Dışişleri Bakanı Hina Rabbani Khar durumu "Kıyamet krizi" olarak yorumlayarak, "Yoksulun da en yoksulu olan, karbon ayak izi sıfır olanlar bu iklim krizinin bedelini ödüyor" ifadelerini kullandı. Zararın bedeli en az 10 milyar dolar Bölgenin üçte birinin sular altında kaldığı belirtilirken, yetkililer tarafından sellerin neden olduğu zararın 10 milyar doları bulacağı düşünülüyor. Büyüme hedefinin yüzde 2'ye düşmesi bekleniyor Bu kapsamda Pakistan'ın mevcut mali yılda büyüme hedefini yüzde 5'ten yüzde 2'ye çekmesi bekleniyor.

1 2