25 Nisan Perşembe 2024
3 yıl önce

Meral Akşener geçmişini unuttu: 2016 yılında attığı tweet ortaya çıktı

İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın, İYİ Parti Disiplin Kurulu tarafından oy birliğiyle partisinden ihraç edilmesiyle başlayan süreçte Meral Akşener'den ilk açıklama geldi. FETÖ ile ilgili ifadeleri nedeniyle ihraç edilen Özdağ'ın durumuyla ilgili 'Keşke böyle olmasaydı' diyen Akşener'in 2016 yılında 'Suçu demokratik hakkını ifade etmek ve Genel Başkan Adayı olmak' açıklaması manidar bulundu

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: 2016 yılında Siirt polis lojmanlarına roketatarlı saldırı düzenleyen terörist yakalandı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından İstanbul’a geldiği ve yurt dışına kaçma arayışında olduğu belirlenen, F.Ş.E. isimli terörist TEM Şube Müdürlüğüyle koordineli bir şekilde yürütülen operasyonla 9 Kasım günü Arnavutköy'de yakalandı. 2016 yılında Siirt'teki polis lojmanlarina yönelik gerçekleştirilen roketatarlı saldırının faili olduğu belirlenen teröristin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra hırsızlık suçundan da 8 yıl cezası bulunuyor. Terörist yapılacak işlemlerinin ardından cezaevine gönderilecek.

2 yıl önce

Türkiye’de 2016'dan bu yana 70 doğal afet meydana geldi. 987 bin yapıda hasar tespit çalışmaları yapıldı.

Türkiye, son yıllarda başta deprem olmak üzere, sel, orman yangını, heyelan gibi çok sayıda afet yaşandı. Afetlerin hemen ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca başlatılan hasar tespit çalışmaları kapsamında hastaneler, okullar ve kamu kurumlarına öncelik veriliyor. Denetimler sonrası binalar, "hasarsız", "az hasarlı", "orta hasarlı", "ağır hasarlı" ve "acil yıkılacak" tespitiyle gruplandırılıyor. 70 afet olayı sonrası hasar tespit çalışması yürütüldü Yapı İşleri Genel Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, 2016'dan itibaren 46 ilde deprem, sel, fırtına ve yangın olmak üzere gerçekleşen yıkıcılığı yüksek 70 afet olayı sonrasında, 987 bin 362 bin yapı içerisindeki 2 milyon 482 bin bağımsız bölümde hasar tespit çalışması yürütüldü. Tespitler sonrası "ağır hasarlı", "acil yıkılacak" konumunda bulunan binalardan 25 bin 471 bağımsız bölümün yıkım işlemi Bakanlık koordinasyonunda yapıldı. Bakanlıkça Türkiye'deki büyük afetler sonrası yapılan hasar tespit çalışmaları ve sonuçları şöyle: Elazığ'daki 6,8 büyüklüğünde deprem Bakanlıkça, 24 Ocak 2020'de başta Elazığ olmak üzere, Diyarbakır, Malatya, Tunceli , Adıyaman illerinde de etkisi hissedilen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından toplam 242 bin 429 bina, 735 bin 477 bağımsız bölüm incelendi. Hasar tespitleri, arama kurtarma çalışmalarını takip eden 14 gün içerisinde tamamlandı. İzmir'de 643 ekip ile hasar tespit çalışmaları yapıldı Başta İzmir olmak üzere, Aydın ili Kuşadası ilçesinde de etkisi hissedilen 30 Ekim 2020'de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak Bakanlıkça toplamda 643 ekip ile hasar tespit çalışmaları yapıldı. İzmir ve Aydın'da 220 bin 169 bina, 1 milyon 41 bin 619 bağımsız bölüm incelendi. Arama kurtarma çalışmalarını takip eden 11 gün içerisinde tamamlanan hasar tespit çalışmaları özellikle yıkımın yoğun olduğu 4 mahallede yoğunlaştırıldı. İran Hoy depremi Türkiye'ye 20 kilometre mesafede 14 Haziran 2020'de İran'da yaşanan 5,9 büyüklüğündeki depremden Van yoğun şekilde etkilendi. Bakanlıkça görevlendirilen 64 kişinin yer aldığı 32 ekiple hasar tespit çalışmaları yapıldı. 6 bin 987 binadaki 9 bin 525 bağımsız bölüm incelendi. Hasar tespit çalışmaları arama kurtarma çalışmalarını takip eden 10 gün içerisinde tamamlandı. Bingöl depremi Başta Bingöl olmak üzere, Erzincan ve Erzurum illerinde etkisi hissedilen 14 Haziran 2020'de meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremde, toplamda 102 ekiple hasar tespit çalışmaları yürütüldü. Depremden etkilenen illerde toplam 29 bin 27 binadaki 36 bin 476 bağımsız bölümde hasar tespit çalışması yapıldı. Çalışmalar 10 gün içerisinde bitirildi. Giresun sel felaketi Giresun'da 22 Ağustos 2020'de yaşanan ve özellikle Doğankent'le Dereli ilçelerinde yoğun tahribata sebep olan sel felaketi sonrası hasar tespit çalışmaları 33 ekiple yürütüldü. Çalışmalarda 1740 bina, 5 bin 272 bağımsız bölüm incelendi. Hasar tespit çalışmaları, arama kurtarma çalışmalarını takip eden 12 gün içerisinde tamamlandı. Kastamonu, Sinop, Bartın sel felaketi Kastamonu'nun Bozkurt, Sinop'un Ayancık ve Bartın'ın Ulus ilçelerinde yoğun tahribata sebep olan 11 Ağustos 2021'deki sel felaketinin ardından 50 ekip ile hasar tespit çalışmaları yapılarak, 5 bin 684 bina, 24 bin 262 bağımsız bölüm incelendi. Çalışmalar 12 günde tamamlandı. Orman yangınları Antalya, Mersin, Muğla, Osmaniye ve Adana illerinde yoğun tahribata sebep olan 28 Temmuz- 10 Ağustos'taki orman yangınları sonrası 50 ekiple 10 gün içerisinde tamamlanan hasar tespit çalışmaları sırasında 6 bin 497 binadaki 12 bin 252 bağımsız bölümde hasar tespiti yapıldı. Dere yataklarında afet önleme tespit çalışmaları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iklim değişikliğine bağlı olarak Türkiye'deki taşkınlar ve sel afetlerine karşı can ve mal güvenliğini sağlama amacıyla, yerleşim merkezlerindeki dere güzergahları üzerinde bulunan risk altındaki yapıların tespitine yönelik çalışmalarını da sürdürüyor. Dere yatağında ya da taşkın sahası içerindeki riskli yapıların tespiti için Yapı İşleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri İş birliği ile saha çalışmaları yürütülüyor. Bu kapsamda Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerindeki kentlerde dere güzergahlarında bulunan riskli yapıların tespiti yapılıyor. Buna göre, Karadeniz Bölgesi'nde 1 milyon 803 bin 930 metrekare oturum alanı ve 16 bin 503 bağımsız bölüm, Marmara Bölgesi'nde 1 milyon 403 bin 320 metrekare oturum alanı ve 8 bin 83 bağımsız bölüm, Ege Bölgesi'nde, 2 milyon 722 bin 314 metrekare oturum alanı ve 18 bin 300 bağımsız bölüm, Akdeniz Bölgesi'nde 24 bin 527 metrekare oturum alanı ve 3 bin 836 bağımsız bölüm ile Trakya'da 120 bin 751 metrekare ve 1793 bağımsız bölüm incelendi.

2 yıl önce

Göç İdaresi: 2016’dan bugüne kadar 2.582.869 kişinin ülkeye yasadışı yollarla girmesi engellendi

Göç İdaresi Başkanlığı’dan yapılan açıklamada, “2016’dan bugüne kadar 2.582.869 kişinin ülkeye yasadışı yollarla girmesi engellenmiştir. 1.410.257 düzensiz göçmen yakalanmıştır.” denildi. https://twitter.com/gocidaresi/status/1513530253553147905?s=21&t=r7aBxdX3kihxrZgTCzJa5g

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu açıkladı... 2016'dan bugüne 19 bin Suriyeli sınır dışı edildi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanlığı'nın kuruluşunun 9. yılı dolayısıyla düzenlediği iftar programına katıldı. Gölbaşı Vilayetler Evi’nde gerçekleşen programda konuşan Bakan Soylu, “Göç hep vardı. İnsanlık tarihi boyunca vardı. Taş kalpliler anlamaz, göç hep acıydı, hep hüzünlüydü, göç hep ağıtlar yaktırdı, şiirler yazdırdı. Ama belki tarihte ilk kez; medeniyetin güya en gelişmiş olduğu bir çağda göç meselesi, tarihin hiç görmediği kadar büyük ve küresel bir krize dönüştü. Göç yollarının taşlarını, Batı emperyalizmi döşedi. Ama kriz başlayınca da ilk kaçanlar onlar oldu. Botların kurşunlandığını mı görmedik. Sahile vuran bebek cesetleri mi görmedik. İnsanların çırılçıplak soyulup donup ölsünler diye Meriç Nehri’ne bırakılmasını mi görmedik. Limanlara yanaştırılmayıp Akdeniz’de serseri mayın gibi gezen göçmen gemilerini mi görmedik. Batılı gazeteci kadınların bile mültecileri tekmelediği insanlık dışı sahneler mi görmedik. Hepsini gördük. Batı, o süslü medeniyet maskesini, göç meselesinde çıkarmıştır. Tıpkı terörde çıkardığı gibi. Tıpkı uyuşturucuda çıkardığı gibi. Tıpkı salgında ve küresel krizlerin tamamında çıkardığı gibi. Yıllarca bize insan hakları üzerinden ayar üstüne ayar verenlerin, maskesinin altında ne olduğunu, işte en son göç meselesiyle gördük. Hem bu tavırlarıyla gördük. Hem de Ukrayna meselesindeki halleriyle gördük” ifadelerini kullandı. “2016’DAN BUGÜNE KADAR 19 BİN SURİYELİNİN ÜLKEDEN ÇIKIŞI SAĞLANDI” 2020 yılında Avrupa’da Sınır Dışı başarı oranının yüzde 18, Türkiye’de ise yüzde 40 olarak kayıtlara geçtiğini aktaran Soylu, “Elbette ki görmek için bakmak gerek. Bizim içimizdeki bugün Batıya tapanların gözlerine perde çekilmiş. Bunu görecek halleri yok. 11 yıldır şu ülkenin göç yönetimine, göç politikasına, buradaki arkadaşlarımın emeğine, göç yollarında mağdur olan o insanlara iftira edenler, üç kuruşluk siyasi menfaat için bu meseleyi tahrik etmeye çalışanlar, bu çelişki görmezler. Bir gün olsun Batılı dostlarının yüzüne bu gerçekleri vurmazlar. Bu ülkenin İHA yapmaktaki başarısından bile rahatsız olanlar, elbette ki göç yönetiminde de bu ülkenin aldığı yükün ağırlığını, sorumluluğunu, burada ortaya koyduğu performansı hakkaniyetle takdir edemezler. Hayatında bir tane sınıra gitmemiş, bir sınır güvenlik sistemi incelememiş, bir tane geri gönderme merkezi ziyaret etmemiş, bir tane göç mevzuatı okumamış insanlar, göçle ilgili tek bilgisi, sokakta gördüğü iki tane göçmenden ibaret olan, onların da statüsünü bilmeyen insanlar, hemen her gün kalemi klavyeyi eline alıp yazılar döşeniyor. Ekranlara çıkıp ahkâm kesiyor, meclis kürsüsüne çıkıp saçmalıyor. Hiçbir sorumlulukları yok, istedikleri yalanı söyleyip geçiyorlar. Bugün bir tanesi köşe yazısı yazmış. Yalan yanlış bir iki tane asayiş olayı sıralamış ve hüküm vermiş. Bunları örtbas edeceksiniz, sınır dışı etmeyeceksiniz diye. Biz bugüne kadar tam 317 bin 98 kişiyi sınır dışı ettik. 2016’dan bugüne kadar 19 bin 336 Suriyelinin de asayiş sorunları sebebiyle ülkeden çıkışı sağlandı. 2020 yılında Avrupa’da sınırdışı başarı oranı yüzde 18, bizde yüzde 40 olarak kayıtlara geçmiştir ve 2022 yılında, geçen yılın aynı dönemine göre sınır dışı başarı oranı yüzde 73 artışla yüzde 41.2 olmuş. Sayıda 20 bin 636 olarak gerçekleşmiştir” dedi. COĞRAFİ ÇEKİNCE MADDESİ CHP’nin 2016 yılında hazırladığı “Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu Mülteci Raporu" hakkında eleştirilerde bulunan Soylu, “Göçle ilgili konuşuyorsun, daha kendi partinin hazırladığı belgeden haberin yok. CHP’nin 2016 yılında hazırladığı Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu Mülteci Raporunda ve bu rapora ilişkin bir milletvekilinin açıklamasında iki şey söylüyorlar. Birincisi ‘Göçmenlerin kalıcı olduğu kabul edilmeli’ İkincisi, ‘Türkiye Cenevre Sözleşmesine koyulan coğrafi çekinceyi kaldırsın’ diyorlar. Hatta Özgür Özel, yine 2016’da 'Coğrafi çekincenin kaldırılması bir tercih değil, zorunluluktur' diyor. Şu anda yalnız Türkiye’nin sınırlarının etrafında 8 milyon potansiyel göçmen var. Coğrafi çekinceyi kaldıralım da dünyadaki bütün göçmenleri buraya mı yığalım. Coğrafi çekince maddesi, 1951 Anlaşmasına Türkiye’nin koyduğu bir sigortadır. Biz bu sayede, bugün Ortadoğu Coğrafyasından gelen insanlar mülteci olarak almak zorunda değiliz. Geçici koruma statüsüyle alıyoruz. Haliyle bazı haklarımız oluyor, üçüncü ülkelere yerleştirebiliyoruz, kendi hukukumuzu uyguluyoruz, vesaire. Coğrafi çekincenin kaldırılmasını önermek, CHP’nin göç meselesindeki cehaletinin itirafıdır. Bu kadar açık ve nettir. Kılıçdaroğlu, kusura bakma. Ekibin de arkadaşların da tembelsiniz, zahmet edip de şu işin kuralını kaidesini okumuyorsunuz” şeklinde konuştu.

2 yıl önce

Göç İdaresi Başkanlığı: “2016 yılından bu yana kolluk birimlerimizce toplam 38.117 göçmen kaçakçısı yakalandı, 9.288’i tutuklandı”

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamanın detayları şöyle; Ülkemiz son yıllarda yoğun bir düzensiz göç baskısı altında olup alınan tedbirlerle, ülkemizin düzensiz göç ile mücadelesi aralıksız bir şekilde devam etmektedir. Bu kapsamda, göçmen kaçakçılarına ilişkin operasyonlar sürmekte ve bu suçu işleyen kişiler hem adli hem de idari bakımdan çeşitli yaptırımlara maruz bırakılmaktadır. 2022 yılında yakalanan göçmen kaçakçısı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %53 artmış ve 2.545 olarak kayıtlara geçmiştir. 2016 yılından bu yana yapılan çalışmalar neticesinde ise kolluk birimlerimizce toplam 38.117 göçmen kaçakçısı yakalanmış ve yapılan adli işlemler sonucunda bunların 9.288’i tutuklanmıştır.     Göçmen kaçakçılığı suçunun cezası artırılarak 6 Aralık 2019 tarihinde yapılan kanun değişikliği ile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adlî para cezası olarak belirlenmiştir. Bu suçun; birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek cezanın yarısına kadar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılacağı da hükme başlanmıştır. Ayrıca, yapılan değişiklikle göçmen kaçakçılığı, katalog suçlar arasında sayılmış ve göçmen kaçakçılığı suçunun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeninin var sayılabileceği düzenlenmiştir. Bunlarla birlikte, göçmen kaçakçılığı yaptığı tespit edilen şahıslara yönelik her bir yabancı sayısınca 2.574 Türk Lirası idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır. Göçmen kaçakçılığı suçunda kullanıldığı tespit edilen araçlara ise gerekli el koyma işlemleri yapılmaktadır.    Bu kapsamda, göçmen kaçakçılığında kullanılması sebebiyle; •    2020 yılında 644 •    2021 yılında 1.045  •    2022 yılında 407 araca el koyma işlemi yapılmıştır.

1 yıl önce

Suriyelileri geri gönderme vaadinde bulunan CHP'nin, 2016 yılında tam aksi fikirlerin savunulduğu bir rapor hazırladığı ortaya çıktı

CHP, 2016 yılında "İnsanlık dramından insanlık sınavına" başlıklı bir rapor hazırlayarak yabancı düşmanlığıyla mücadele edilmesini ve Suriyeli sığınmacılara geniş haklar öngören "mülteci" statüsü verilmesini istedi. Bugün ise tüm iddialarından vazgeçip "Suriyelileri evine göndereceğiz" kampanyasının öncülüğünü yapıyor. Siyasi rant elde etmek için Suriyelileri geri gönderme vaadinde bulunan CHP'nin, 2016 yılında tam aksi fikirlerin savunulduğu bir rapor hazırladığı ortaya çıktı. Yeni Şafak'ın haberine göre, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun önsöz yazdığı raporda Suriyeli mültecilerin kalıcı olacağının kabul edilmesi ve bu yönde projeler hazırlanması önerisinde bulunuldu. Ayrıca, Türkiye'nin 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne göçmenlerin kalıcı olmasına önlemek için kaydığı "coğrafi çekince" şerhinin kaldırılmasını istedi. GEZİP RAPOR YAZDILAR CHP, 15 Temmuz darbe girişiminden bir ay önce Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla, sığınmacılar üzerine bir çalışma yaptı. 2016 yılında mülteci kamplarını ve Geri Gönderme Merkezlerini ziyaret eden CHP Milletvekilleri Veli Ağbaba, Zeynep Altıok, Mustafa Balbay, Nurettin Demir, Selina Doğan, Muharrem Erkek, Özcan Purçu, Sezgin Tanrıkulu ve Elif Doğan Türkmen, tespit ve önerilerini "Sınırlar arasında insanlık dramından insanlık sınavına" başlığıyla raporladı. KORUMA YETMEZ MÜLTECİ OLSUNLAR CHP'nin, 2016 raporunda hükümetin göçmen politikalarını yetersiz bulduğunu ifade edildi. Ülkede giderek tırmanan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık olduğu iddiasına yer verilen raporda, çözümün insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun bir anlayışla göç politikaları üretilmesi olduğu belirtildi. Raporda, Suriyelilerin kalıcı olduğu gerçeğinden yola çıkarak ekonomi politikalar üretilmesi gerektiği belirtilerek hükümete Göç Bakanlığı kurulması çağrısı yapıldı. 160 SAYFALIK RAPORU ELE VERDİ Türkiye 1951 Cenevre Sözleşmesi'ni bir çekince koyarak imzalamıştı. Bu çekincede sadece Avrupa'dan gelen göçmenlere mülteci statüsü verileceği deklare edilmişti. CHP'nin 160 sayfalık raporunda, Cenevre Sözleşmesi'ne koyduğu çekincenin kaldırılması ve ülkemize sığınan göçmenlere 'geçici koruma' statüsü değil daha geniş hak öngören 'mülteci' statüsü verilmesi çağrısı yapıldı. TEZLERİNİN AKSİNİ SAVUNUYOR Raporda bugün CHP'nin savunduğu tezlerin tam aksi yönünde görüşler var: - Ülkemizdeki sığınmacı ve mültecileri hedef alan ve yabancı düşmanlığına yaslanan ırkçı, ayrımcı ve dışlayıcı söylem ve uygulamalara tolerans gösterilmemelidir. Suriyeli karşıtlığına ve nefret söylemlerine karşı önlem alınmalıdır. - Medyada mültecilere yönelik kullanılan dilin, insan haklarına ve evrensel değerlere uygun olması sağlanmalıdır. Geri Gönderme Merkezlerine getirilen kişilere, kamplarda veya kamp dışında kalan sığınmacılara "suçlu" muamelesi yapılmamalıdır. - Göçün ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerdeki kalkınma süreçlerine katkısı topluma anlatılmalıdır. Türkiye'deki mültecilerin işgücü piyasalarına entegre edilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. - Türkiye, tek başına idare edemeyeceği ciddi bir krizle karşı karşıyadır. Bu nedenle, dış politikamız göç olgusunu içerecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. "LÜTUF DEĞİL HAK VERİN" CHP'nin raporunda yer alan önerilerden bazıları: - İlk aşamada misafir olarak kabul edilen Suriyeli mültecilerin ülkemizde kalıcı oldukları kabul edilmelidir. - Mültecilere yapılan yardımlar bir lütuf gibi sunulmamalıdır. - Göç ve Entegrasyon Bakanlığı kurulmalıdır. - Türkiye'de göçü düzenleyen mevzuat yeniden düzenlenmelidir. - Yerleşim planları sığınmacılar göz önüne alınarak yapılmalı, sığınmacılara barınma koşulları sağlanmalıdır. - Kamplarda çadır başına düşen kişi sayısı azaltılmalı, konteynerlerin sayısı arttırılmalıdır. - Ülkemizde mültecilere sağlanan hizmetler yetersizdir. Hukuki yardım, tercüme, eğitim ve sağlık hizmetleri daha etkin bir şekilde sağlanmalı. - Mülteci çocukların okullaşma oranı arttırılmalıdır. - Mültecilerin entegrasyonlarını sağlamak toplum merkezleri kurulmalıdır.

1 yıl önce

2016 Yılında Afrin’de Yaşanan Katliamın Failleri Yakalandı

27.04.2016 tarihinde Suriye Ayn Dakka ve Beluniye bölgelerinde Özgür Suriye Ordusu mensuplarına yönelik yapılan katliamın faillerinden (3)'ü, Suriye/Afrin'de Emniyet İstihbarat Başkanlığı koordinesinde Hatay İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Suriye/Afrin Görev Gücü tarafından yapılan çalışmalarla yakalandı. 2016 yılında yaşanan olayda Ayn Dakna’da 76, Beluniye’de 14 Özgür Suriye Ordusu mensubu PKK/KCK terör örgütünün Suriye kolu PYD/YPG mensupları tarafından katledilmişti. Örgüt mensupları, Özgür Suriye Ordusu mensuplarının naaşlarını bir araya toplayarak kurşuna dizmiş, daha sonra naaşları, bir TIR dorsesinde Afrin merkez başta olmak üzere çeşitli yerlerde konvoy halinde teşhir edilmişti. Yaşanan katliam o dönem bölgede büyük bir infial uyandırmış, halk ve ÖSO gruplarında derin bir üzüntü ve öfke yaratmıştı. Yakalanan şahısların katliama katıldıklarını itiraf ettikleri belirlendi. Şahısların sorgu işlemleri devam ediyor.

1 2