29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

KADES uygulamasını yaklaşık 2 milyon 500 bin kadın telefonuna indirdi

TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, İçişleri Bakanlığının Kadın Acil Destek İhbar Sistemi (KADES) uygulamasını yaklaşık 2 milyon 500 bin kadının telefonuna indirdiğini ve uygulamanın şiddeti önlemede etkili olduğunu belirtti. Çalık, kadına yönelik şiddetin tüm dünyada acı bir gerçek olduğunu, gelişmiş, gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere bunun eğitim, makam, tanımadığını anlattı. Kadınların özellikle ev içerisinde şiddete maruz kaldığını, kadınların gördüğü şiddetin yüzde 70'inin ev içerisinde olduğunu ifade eden Çalık, "Özellikle kadınlarımızın en korunaklı olduğu yerde ailenin ve evin içinde şiddet görmesi hepimizin yüreğini dağlıyor." dedi. Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonunu TBMM'de tüm siyasi partilerin katılımıyla kurduklarını, komisyona ilgili ve yetkili tüm kurumları davet ederek dinlediklerini belirten Çalık, Türkiye'de kadına yönelik şiddeti önleme için AK Parti hükümetlerinin 2002 yılından bu yana yasal düzenlemeler yaptığını hatırlattı. Çalık, "2004 yılında Anayasanın 10. maddesinde yapmış olduğumuz değişiklikle 'kadın ve erkek eşit haklara sahiptir ve devlet bunu sağlamakla mükelleftir' ifadesini anayasamıza ekledik. Yine 2010 yılında yaptığımız değişiklikle 'kadın erkek fırsat eşitliği konusunda alınacak pozitif kararlar eşitlik ilkesine aykırı değildir'i anayasamıza derç ettik." diye konuştu. 2006 yılındaki Başbakanlık genelgesinin kadına yönelik şiddeti önlemenin bir devlet politikası haline getirilmesi açısından önemli bir metin olduğunu anlatan Çalık, "Başbakanlık genelgesi sonrasında eylem planlarımız hazırlandı. En son Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından geçen ay 4. eylem planımız açıklandı ve kadına yönelik şiddeti önlemek için 4. eylem planımızı başlattık." dedi. Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının dışında farklı bakanları da dinlediklerini hatırlatan Çalık, "Mili Eğitim, İçişleri ile Adalet Bakanlarımızı, Diyanet İşlerini, YÖK'ü, medyayı ve sivil toplum örgütlerinin her birini ayrı ayrı dinledik. Yapılan çalışmaların neler olduğunun ve hangi bakanlık hangi işleri yapıyor, bunları dinledik. Uygulamalardan kaynaklı yasada, Anayasada, eylem planlarında var olmasına rağmen uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri tespit ettik. Anayasa, yasa ve genelgemiz elimizi çok güçlendiriyor." ifadelerini kullandı. 2,5 milyon kadın KADES'i indirdi Komisyon olarak dinlemedikleri iki kesim bulunduğunu aktaran Çalık, şunları kaydetti: "Mağdurlarımızı ve görsel medyada şiddeti dinleyen medya mensuplarımızı dinleyeceğiz. Saha ziyaretlerimiz olacak. Uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları görmek adına tatbikatlar yaparak nerede ne aksıyor görelim. Ekim ayında saha ziyaretlerimizi yaparak raporumuzu tamamlamış olacağız. Önleyici, koruyucu ve eğitici tedbirler olmak üzere her kurumda varsa gördüğümüz eksiklikleri raporumuza derç edeceğiz." Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kadına yönelik şiddetin incelenmesi ve şube müdürlüklerinin kurulduğunu, kolluk kuvvetlerinin özel eğitimlere tabi tutulduğuna işaret eden Çalık, sözlerini şöyle tamamladı: "İçişleri Bakanlığımızın KADES uygulaması var. Yaklaşık 2,5 milyon kadın telefonlarına KADES uygulamasını indirmiş vaziyette ve ciddi manada da şiddete maruz kalan mağdurların, kadınlarımızın indirdikleri uygulamalarla şiddeti önlediklerini görüyoruz."

2 yıl önce

ABD 50 bin Afgan alacak

Afganistan'ın Taliban yönetimine geçmesiyle birlikte ABD, bölgede tahliye çalışmalarını hızlandırmıştı. Taliban, tüm ülkelerin birliklerinin ay sonuna kadar ülkeyi terk etmesini istediklerini duyururken, birçok Afgan sivil de tahliye uçaklarına binerek ülkeyi terk etmeye çalışıyor. Bölgedeki son gelişmeleri aktaran Pentagon Sözcüsü John Kirby, binlerce Afgan göçmeni ülkeye alacaklarını duyurdu. ABD, 50 BİN AFGANI ÜLKEYE ALACAK Ülkeye göçmen vizesi olan 50 bin Afgan alacaklarını duyuran Kirby, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: "Bugün, Savunma Bakanlığı şunun açıklamasını yapabilir; Deniz Piyadeleri üssüne, Virgina'daki üssüne ve Yeni Meksika'daki üslere yetki verdik. Amerikan misyonuna destek vermeleri için... Afgan göçmenleri ülkeden çıkarmak, aileleri ve diğer riskli sivilleri ülkeden çıkarmak için. Bu tesislere müşterek hareket üssü de dahil oluyor. "AİLELERİ VE DİĞER RİSK ALTINDAKİ BİREYLERİ AĞIRLAYABİLECEĞİZ" Pentagon, burada Amerika içerisindeki operasyonlar konusunda Dışişleri'ne yardımını sürdürecek. 50 bin göçmen vizesine sahip Afgan göçmeni alabileceğiz. Aileleri ve diğer risk altındaki bireyleri ağırlayabileceğiz. Kuzey Kuvvetler komutanlığı da bu konudaki koordinasyonu devralacak İçişleri'yle birlikte."

2 yıl önce

Soylu: Tedbirleri almamış olsaydık bir milyon 250 bin kaçak göçmen Türkiye'ye gelmiş olacaktı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin son 3 yılda 1 milyon 250 bin kaçak göçmeni sınırda engellediğini belirterek, "Biz bu tedbirleri almamış olsaydık, 1 milyon 250 bin kaçak göçmen Türkiye'ye gelmiş olacaktı." dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, beraberinde Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Ali Çardakçı, İller İdaresi Genel Müdürü Hüseyin Kürşat Kırbıyık ile Hakkari programının ardından, 31 Temmuz'da Van'da etkili olan selden zarar gören Başkale ilçesine bağlı Esenamaç Mahallesi'ne geldi. Burada selden etkilenen vatandaşlarla görüşen, sorun ve taleplerini dinleyen Soylu, Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez ile Başkale Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Asım Solak'tan yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Sel sularına kapıldıktan sonra baygın halde kurtarılan Kader Yurtseven'in ailesiyle bir araya gelen Soylu, "geçmiş olsun" dileklerini iletti. "Kayıp yaşanmadı, en büyük teselli kaynağımız odur" Soylu, incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, 31 Temmuz-1 Ağustos'ta meydana gelen sel afetinden sonra tüm kurumların, vatandaşın sel afetinin etkilerinden bir an evvel kurtarılması için el birliğiyle gayret gösterdiğini anlattı. Başkale'de sel afeti yaşanırken ülkenin başka bölgelerinde yangınla mücadele edildiğini hatırlatan Soylu, "Çevre ve Şehircilik Bakanımız ve ben bir aradaydık. Vali beyle konuştuktan sonra ikimiz de bakan yardımcımızı buraya yönlendirdik. Milletvekillerimiz, il başkanımız burada büyük gayret gösterdi. Devlet, vatandaşın ihtiyaç duyduğu zamanda lazım. Tüm yardımlarıyla sizinle birlikte olan, sizi tanımayan ama zorluğunuzu hisseden, buraya yardım eden herkese çok teşekkür ediyoruz." diye konuştu. Ekiplerin burada ilk müdahaleyi gerçekleştirdiğini, bir an önce hayatın akışını sağlamak için gayret sağladıklarını kaydeden Soylu, "Çadırlar, şimdi konteynerler, her biri oluştu, oluşuyor. Yine aynı zamanda yollar düzeltildi. Gıda yardımlarından diğer yardımlara kadar bütün ihtiyaçların hepsi sağlanmaya çalışıldı ve bunlar da devam edecek." ifadelerini kullandı. Soylu, Esenamaç'ta sel sonrası yapılan çalışmalara değinerek şunları söyledi: "Burada yıkılmış 38'e yakın ve yeniden yapılması gereken evler var. Bunlarla ilgili hasar tespitleri yapıldı, bunlar gerçekleştirilecek. Diğer birtakım hasarlar var, onlar da sağlanacak. Yani buradaki sistemimiz eski halinden daha güzel bir hale dönene kadar, devlet buradan, hükümetimiz buradan, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla buradan elini çekmeyecek. Biz sizin emrinize amadeyiz. Bir aya aşkın süredir Kastamonu, Bartın ve Sinop'taydık. Orada da büyük sel afetleri meydana geldi. Allah milletimizin hiçbir ferdini böyle bir sınavla karşı karşıya bırakmasın, duamız odur. O kadar büyük afetler oluyor ki bazen insan çaresiz kalıyor. Ama burada muhtarımız, sizler, selden önce gerekli tüm tedbirleri aldınız ve burada herhangi bir kayıp yaşanmadı. Bizim en büyük teselli kaynağımız odur. Diğerinin hepsini yapabilme kabiliyetine sahibiz. İnşallah el birliğiyle bunu gerçekleştireceğiz." Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünün etkili bir çalışma yürüttüğünü, bunlardan birinin de dere ıslahı olduğunu ifade eden Bakan Soylu, "Hükümetimizin, sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu düstur odur. Yani bir yılın sonunda evleriydi, barklarıydı. DSİ inşallah dereyi de gerçekleştiriyor, ihalesine başlıyor. Bu da önemli bir adımdır. İnşallah bundan sonra böyle bir taşkınla karşılaşmamak için buradaki dere ıslahını da gerçekleştirecekler." şeklinde konuştu Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile bir görüşme yaptığını, mezralarıyla yaklaşık 2 bin 500 nüfusu bulunan mahalleye Sağlık Bakanlığının sağlık evi veya sağlık ocağı yapmasının söz konusu olacağını bildirdi. Sınırdaki güvenlik duvarı İçişleri Bakanı Soylu, gazetecilerin, sınırda devam eden güvenlik duvarının son durumuna ilişkin sorusu üzerine şunları kaydetti: "Bugün, Şırnak'ta hem Dicle'nin hem de Habur ve Hezil çayının birleştiği noktadaydım. Şırnak-Suriye sınırında bir çalışma vardı. Şimdi Şırnak-Irak sınırında ilk etapta 34,5 kilometrelik bir sedde, aynı zamanda da bir duvar çalışması var. DSİ hazırlığını yaptı. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü üzerinden çıkacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da burada TOKİ'nin yaptığı duvarlar gibi gerçekleştirecek. Oradan Hakkari'ye geçtik. Hakkari'de şu anda yine yaklaşık 43 kilometrelik bir duvarımız söz konusu. Bu da Esendere'den başlayan Hakkari-İran sınırı. Şu ana kadar 15,5 kilometresi bitti, 4,5-5 kilometre daha, 20 kilometreyi tamamlayacak bir sınır duvarını bu yıl sonu itibarıyla gerçekleştireceğiz. İnşallah önümüzdeki yıl da oradaki hattın kritik olan bölümünü bitirip, diğer hatta doğru geçeceğiz. Yine özellikle toplam büyüklüğü 120 kilometre civarında olan yerde bir takım yerler var, yapılamaz. Oraya da farklı tedbirler alacağız. Yani 3 bin metrelerden bahsediyorum. Diğer yerlerde devam edeceğiz. Bizim bir Iğdır-İran sınırımız vardı, bir Ağrı-İran sınırımız vardı. Iğdır-İran sınırıyla Ağrı-İran sınırı ve Van-İran sınırının 241 kilometresinin 175 kilometresi şu an sona erdi, yapıldı." Van'da 2-3 etabın bulunduğunu, bu etaplardan birisinde yoğun mayın temizliğinin olduğunu dile getiren Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Bu etaplarımızın birisinde yoğun bir mayın temizliği var. Hemen hemen bitti sayılabilir. Biten kısmın montesine bugün başlandı. Van-İran sınırıyla ilgili başka bir bilgi vereceğim. Geri kalan 231 kilometreyle ilgili de yaklaşık 1 milyar liralık keşif bedeli var. Maliye Bakanlığımızla konuşuldu, sayın Cumhurbaşkanımız talimatını verdi ve Van-İran sınırının, şu an ihale edilen ve yapım aşamasında olan 64 kilometrenin dışındaki 230 kilometrelik bölümü de yaklaşık keşif bedeli 1 milyar lira olan sınır duvarları da ihaleye hazır hale getirilmesi için bütün çalışmaları yapılıyor. Yani Van sınırının tamamı, aynı zamanda buna Hakkari-İran sınırı da dersek, İran sınırının tamamı Hakkari, Van, Ağrı ve Iğdır dahil olmak üzere güvenlik duvarlarıyla beraber bitecektir. Bu yıl itibarıyla Van açısından söyleyebilirim; bu 220 kilometreyi bitirmeye çalışacağız. Çünkü geçen yıl zorlu kış şartlarında çalıştık, bu yıl da çalışacağız." "Hudutta gerekli tedbirler alınmış vaziyette" "Bu arada sınırın güvenliği açısından da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), hudutta gerekli tedbirleri almış vaziyette. Biz bugün bu tedbirleri alıyor değiliz, yaklaşık 3 yıldır gerek kaçak göç, gerek uyuşturucu ticareti, gerekse terörle mücadele sebebiyle burada tüm tedbirlerimizi alıyoruz." diyen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "TSK huduttaki koruma tedbirlerini alıyor, biz özellikle İçişleri Bakanlığı olarak İran sınırındaki tüm duvarları gerek fiziki güvenlik sistemlerini, gerekse de sadece 108 milyon avro bu da 1 milyar liranın üzerinde 341 elektro optik kuleler, aynı zamanda termal kameralar, aynı zamanda iletişim kuleleri olmak üzere bütün sınır boyuna örüldü. O projenin de yüzde 90'ı sona erdi. Aynı zamanda yine hem jandarma hem de polisimiz, ön hudut duvarında TSK, arkasında jandarmamız, arkasında polisimiz hatlar çizerek, hatların tamamında özellikle kaçak göçmen ve terörle mücadele konusunda ciddi bir tedbir aldılar." Kaçak göçmenle mücadele konusunda yoğun çalışma yürütüldüğüne dikkati çeken Bakan Soylu, "Türkiye'nin son 3 yılda kaçak göçmen olarak sınırda engellediği sayı 1 milyon 250 bindir. Biz bu tedbirleri almamış olsaydık, 1 milyon 250 bin kaçak göçmen Türkiye'ye gelmiş olacaktı. Peki bu ne sağlıyor? Bu, daha fazla gelecek olanların da caydırıcılığını sağlıyor. Elektro optik kulelerin dışında, sınır duvarlarında termal kameralar, fiber optik kablolar ve hareket algılayıcı kameralar, bunların aynı zamanda karakollara eş zamanlı yansıtılması olarak teknolojik bir sistem de kuruldu." değerlendirmesinde bulundu. Soylu, Van Gölü'nün korunmasının daha önce jandarmada olduğunu belirterek, "Özellikle denizlerde, Ege ve Akdeniz'de göçmenle mücadelede çok önemli tecrübeleri olan Sahil Güvenlik Komutanlığımızı, Van Gölü'nden de sorumlu hale getirdik." dedi. "Kaçak göçmenlerin güzergahlarında alarm halindeyiz" Bunların çok uzun zamandan beri hem terörle mücadelede hem de özellikle kaçakçılık, uyuşturucu ve kaçak göçmen mücadelesinde alınan tedbirler olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti: "Peki bunun sonunda Türkiye'de ne oldu? Bunu açık bir şekilde ifade edeyim. Eğer biz bu tedbirleri almasaydık, şu anda sınırımızın hemen öteki tarafında 2 milyon kaçak Afgan göçmen var. Bu, bugün değil. Yaklaşık 5 yıldır, sınırımızın hemen öte tarafında duruyor bunlar. Biz tedbirlerimizi sıkı aldığımız için Türkiye bu konuda çok sıkı bir tedbirle beraber davrandığı için sadece öyle değil aynı zamanda doğuda tüm illerde çok uzun zamandır alarm halindeyiz. Kaçak göçmenlerin güzergahlarında alarm halindeyiz. Bir taraftan Trakya, Edirne hattında, aynı zamanda Ege hattında, kısmen Akdeniz hattında alarm halindeyiz. Bütün buralarda yakalamalarımızı gerçekleştiriyoruz." Türkiye'nin bu göç mücadelesini ortaya koyduğu için etrafındaki coğrafyada göç baskısını engelleyebildiğini aktaran İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti: "Yine bir rakam daha vereyim buradan. İdlib'te 3,8 milyon insan yaşıyor. Sınırımızın hemen karşı tarafında. Afrin'de 600 bin insan yaşıyor. Fırat Kalkanı bölgesinde yaklaşık 1,2 milyon insan yaşıyor. Resulayn ve Tel Abyad, yani Barış Pınarı bölgesinde de 350 bin insan yaşıyor. Etrafımızdaki sınırda kendi yerlerinden edilmiş yaklaşık 8 milyon insan yaşıyor. Türkiye uzun yıllardan beri bu göçü ciddi bir şekilde tutabilen kabiliyete sahip. Bunu nasıl sağlıyor? Şimdi buradaki arkadaşlarım hatırlayacaklardır. Bizi küçümsediler ve bize kızdılar Türkiye'deki bazıları. Dediler ki İdlib'te niye ev yapıyorsunuz? Sizin derdiniz ne? Sizin ne işiniz var Çobanbey'de, Azez'de, El Bab'ta, Resulayn'da, Tel Abyad'da, Afrin'de. Biz oraları güvenli bölge olarak o insanların yaşayabileceği ve buradan da 461 bin insanın geri dönebileceği bir noktaya taşıdık. İdlib'te sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yaklaşık 50 bin briket evi yaptık. 42 bini tamamlandı. Diğeri de tamamlanıyor. Buraya 300 bin insan şu anda yerleşti. Yüz bine çıkaracağız ve 300 bin insan daha yerleşecek. Yani oradaki insanların da bir vesileyle orada yaşamasını temin eden bir göç dalgasını engelleyebilecek tedbirleri de güvenli bölge oluşturup aldık." "Kaçak göçte mücadelemiz olağanüstü şekilde sürmektedir" "Türkiye gerek doğu sınırlarında, gerek güney sınırlarında, özellikle Suriye'de terörden arındırılmış ve güvenli hale getirilmiş bölgelerde uzun erimli bir politikayı ortaya koymuş ve ne kadar doğru yaptığı da sonuçları itibarıyla belli olmaktadır." ifadesini kullanan Bakan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Şu ana kadar Afganistan'dan sınırlarımızın ötesine yoğun bir göç dalgası, yani var olanın dışında bir göç dalgası belirmemiştir. Bu konuda takiplerimiz devam etmektedir. Buna karşı alacağımız tedbirler vardır. Kaçak göçte mücadelemiz olağanüstü şekilde sürmektedir. 2016'dan bugüne kadar yaklaşık Afganistan'dan Türkiye'ye kaçak olarak gelenlerin ortalama yüzde 30-35’i kendi ülkelerine geri gönderilmiştir. Son yıllarda bu rakam yüzde 45-50 seviyesine çıkmıştır. Yani her iki Afgan'dan biri kendi ülkesine Afganistan'la yapmış olduğumuz anlaşmalar çerçevesinde geri gönderilmişti. İfade etmem gerekir ki bunların bir bölümü hem Ege Denizi'nden hem de Edirne sınırından yurt dışına gitmişlerdir. Burada da gerek Frontex'in gerekse Ege Denizi'nin öteki tarafında Yunanistan'ın verdiği bilgiler var. Bu bilgilerde de buradan ne kadar çıktığı belli. Türkiye'de tüm bu hesaplamaları yaptığımızda 183 bini kayıtlı olan, bunun 62 bini uluslararası korumada mülteci statüsünde, geri kalan çok uzun yıllardan beri de olan 120 bin ikametli göçmen, toplam 183 bin, yaklaşık 100 bin ila 120 bin civarında da bir kaçak göçmenin olduğunu tahmin ediyoruz. Bizim yaptığımız değerlendirmeler çerçevesinde bunun böyle olduğu konusunda bir değerlendirmemiz söz konusu. Bunun da yaklaşık 10 bini Geri Gönderme Merkezlerimizde." Soylu'ya, AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Bekmez ve AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu da eşlik etti. Bakan Soylu, ziyaretinin ardından ilçeden ayrıldı.

2 yıl önce

Bozkurt’ta afetzede genç: Yapılan yardım zararından fazlaydı… 750 bin lirayı iade etti!

Kastamonu’da şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos’ta ilçedeki Ezine Çayı’nın taşması, can kayıplarının yanı sıra iş yerleri ile çok sayıda evin su ve balçık altında kalmasına neden oldu. Selde ilçede bulunan birçok işyeri yıkıldı, birçok işyeri de zarar gördü Bu işyerlerinde bir tanesi de ilçede kuyumculuk yapan Harun Akın’ın dükkanı oldu. Kuyumcu Harun Akın, sele işyerinde yakalandı. Selin ardından yapılan aramada Harun Akın’ın cenazesi, kuyumcu dükkanında bulundu. Ayrıca işyerinde yapılan aramada da ilk etapta 500 gram civarında bir altın bulundu. Hasar tespit çalışmaları sırasında selde hayatını kaybeden Harun Akın’ın oğlu 24 yaşındaki Feridun Akın’a işyerindeki zarar ile ilgili tutanak tutuldu. İçişleri Bakanı Soylu teşekkür etti Tutanakta kayıp altınlara karşılık olarak 1 milyon 100 bin liralık ödeme yapıldı. Bu ödemenin ardından ilçede görev yapan polis ekipleri tarafından kuyumcu dükkanının tahliyesi sırasında bir miktar daha kayıp altın bulundu. Bunun üzerine Feridun Akın, bulunan altınların değerine karşılık gelen 750 bin lirayı, görevlilerle irtibata geçerek iade etti. Feridun Akın’ın bu onurlu davranışına karşılık İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Feridun Akın ile görüşerek teşekkür etti. “Bulunan altınlar 750 bin lira civarında bir paraya tekabül ediyordu, biz de bunu iade ettik” Babasını sel felaketinde kaybettiğini belirten Feridun Akın, “11 Ağustos’ta ilçemizde yaşanan sel felaketinde babamı dükkanın içerisinde bulduk, vefat etti, selde babamı kaybettim. Burada kuyumcu dükkanı işletiyorduk. Kuyumcu dükkanında yaptığımız aramada 400-500 gram civarında bir altın bulduk. Sonradan da devletimiz bizlere zararlarını karşılayacağız dedi. 'Ne kadar zararınız var ise bir kağıda yazın ve bize teslim edin’ dediler. Ondan sonra zararımızı yazınca örnek veriyorum bizlerde 2 kilogram altın var ise 1,5 kilogram altın yazdık biz. Çünkü kendi imkanımızla bulduğumuz altınları mevcut kayıp altınlardan düşmüştük. Bunun akabinde bizlerin yüzde 60’lık zararımızın kısmı karşılandı. Yaşanan olaydan 1 ay sonra bize verilen para 1 milyon 100 bin liraydı. Devletimiz bize bu 1 milyon 100 bin lirayı ödedi. Bu parayla bizim yüzde 60-70 civarında bir zararımız karşılanıyordu. Bizler zaten zarar olarak belirttiğimiz kısımdan kendi bulduğumuz 200-300 gramlık kısmı düşmüştük, tam olarak ne kadar olduğunu bilmiyordum. Polis abilerimiz bizi aradı. Bizler de gidip polislerden dükkanda olan geri kalan altınları aldık. Bu altınları tarttık, 1 kilodan fazla altın çıktı. Yaklaşık 750 bin lira civarında bir paraya tekabül ediyordu. Biz de bu 750 bin lirayı tekrar devletimize iade ettik” dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Yılda 5 bin 500 kişinin katıldığı terör örgütüne bu yıl 39 kişi katıldı

Kocaeli | İl Emniyet Müdürlüğü Araç Teslim Töreni'nde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Yılda 5 bin 500 kişinin katıldığı terör örgütüne geçen yıl 53, bu yıl şu ana kadar 39 kişi katıldı" dedi. Soylu, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Şuradaki insanların tecrübesi kadar Türkiye tecrübe görmemiştir. Hep birlikte çok çalışalım, gördüğümüz tecrübeyi, gördüğümüz acılara gelecek nesillerimize yansıtmamak için, el birliği ile yarına adım atmakla mükellefiz. Gelecek nesillerimiz bizim gibi bu karşı karşıya kaldığımız zorluklara göğüs geremeyebilirler, onlara önlerinin daha güvenilir olduğunu engellerin birer birer aşıldığı ve kendilerinin çok daha güçlü yarınlara büyük adımlarla gittiği bir Türkiye bırakmalıyız. Onlar babalarından bir Başbakan asıldığını duymayabilirler."

2 yıl önce

Macron'un sömürge çıkışı Cezayirlileri kızdırdı: 500 Fransız şirketle ilişkileri kesecekler

Cezayirli Müteahhitler Cemiyeti yaptığı açıklamada, 500 Fransız kuruluşuyla ithalat ve ihracat ilişkilerini kesme girişimini başlatan tüm ekonomik kuruluşlara teşekkür etti. Cemiyetin "Cezayir'in tarihi ve imajına zarar veren her şeye karşı olduğu" ifade edilen açıklamada, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarının da kınadığı vurgulandı. Cemiyet ayrıca, Fransa ile ekonomik ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi çağrısı yaptı. Açıklamada, Cezayirli Müteahhitler Cemiyeti'nin tüm yerel kuruluşlarla, Cezayir'e saygılı olmayan herhangi bir devletle ülke içinde ekonomik tüm ilişkileri koparmak üzerine ulusal bir sivil toplum kuruluşu oluşturmak üzerine çalışma yürüttüğü duyuruldu. Söz konusu cemiyet inşaat, sulama ve genel ticari alanda 2 bin kadar firmayı bünyesinde barındırıyor. Daha önce Cezayir'deki Fransız Büyükelçiliği, ülkeye 6 bin Fransız şirketinin ürün ihraç ettiğini açıklamıştı. Macron'dan Fransa'nın Cezayir'deki sömürge tarihine ilişkin tartışmalı açıklamalar Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2 Ekim Cumartesi günü Le Monde gazetesinde yer alan Cezayir'e yönelik suçlayıcı ifadeleri, iki ülke arasındaki gerginliği yeniden tırmandırdı. Cezayir'de "askeri-siyasi bir sistemin hüküm sürdüğünü ve ülkenin resmi tarihinin tamamıyla yeniden yazıldığını, gerçeklere dayanmadığını ve Fransa'ya düşmanlık üzerine inşa edildiğini" ileri süren Macron, "Cezayir'in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomendir. Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? Soru bu. (Cezayir'de) Daha önce sömürgeler vardı. Türkiye'nin Cezayir'de oynadığı rolü ve kurduğu hakimiyeti tamamen unutturabilmesi beni büyüledi ve tek sömürgecinin biz olduğumuzu açıklamak, bu harika. Cezayirliler buna inanıyor." ifadelerini kullanmıştı. Bunun üzerine Cezayir Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Macron'un ifadeleri "Fransız sömürgeciliğine karşı direnen 5 milyondan fazla şehidin anısına yönelik kabul edilemez bir hakaret." şeklinde nitelendirilmiş ve kınanmıştı. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un, ülkesinin Paris Büyükelçisi Muhammed Anter Davud'u istişare için derhal geri çağırdığı bildirilmişti. Ayrıca Cezayir'in hava sahasını Fransız askeri uçaklarına kapattığı duyurulmuştu.

2 yıl önce

Fortune, dünyanın en güçlü 50 kadınını açıkladı

ABD merkezli iş dünyası dergisi Fortune, ‘Dünyanın En Güçlü Kadınları Listesi’ni açıkladı. Uluslararası listede 50 kadın yer alırken, koronavirüsün kadınların kariyerlerinin gidişatını kökten değiştirdiği vurgulandı. TÜRKİYE'DEN TEK İSİM Aydın Doğan'ın kızı Hanzade Doğan, Fortune Dergisi'nin her yıl belirlediği ‘Dünyanın En Güçlü Kadınları’ listesine bu yıl Türkiye’den girmeyi başaran tek isim oldu. Doğan, listenin 50'nci sırasında yer aldı. DÜNYANIN EN GÜÇLÜ KADINLARI İşte dünyanın en güçlü kadınlarının olduğu o liste:

2 yıl önce

Eminönü’nde ceza yiyen taksici: Taksim’de 50 euroya yolcu taşıyorlar

İstanbul’da, sık sık müşteri seçme, taksi metre açmama, kısa mesafe gitmeme gibi nedenlerden vatandaşları mağdur eden ticari taksi sürücülerine yönelik denetimler artırıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Sivil Trafik Ekipler Amirliği ekipleri, Eminönü’nde söz konusu sürücülerin tespiti için çalışmalar yaptı. Aksaray’da metro istasyonunun önündeki denetim noktasının gerisinde konuşlanan sivil ekipler, kurallara uymayan taksicileri tespit etti. Sürücüler denetim noktasına çekilerek cezai işlem uygulandı. Denetimde taksimetre açmayan taksi sürücüsüne 652 lira, yolcu seçen 2 taksi sürücüsüne bin 339 lira ve emniyet kemeri takmayan bir sürücüye 144 lira ceza kesildi. Cezai işlem uygulanan sürücüler, türlü bahanelerle cezadan kaçmaya çalıştı. “BAZI MÜŞTERİLER TAKSİMETRE İSTEMİYORUM DİYOR” Taksiye binen müşteriyle pazarlık yapan taksici Hüsamettin Kurt, şu sözleri kullandı: “Denetimler güzel, daha sık olması lazım. Turistlere hep taksimetre açıyoruz yani, problem yok. Bazı turistler taksimetreyi açmamızı istemiyor. Müşteri ‘Zeytinburnu’na gideceğim’ dedi. Taksimetre diyoruz, hayır diyorlar. ‘Ben taksimetre istemiyorum’ diyorlar. Kaç para diyorlar. ‘Kaç paraysa onu söyle’ diyor. Müşteri istiyor. ‘Beni dolaştıracaksın’ diyor. ’50 lira yazar’ dedim. Bunu müşteriye izah ettim. ‘Tamam’ dedi. ‘Ben ne yazdığını biliyim’ diyor.” * "BENİM ARACIM BAŞAKŞEHİR ARACI” Yolcu seçmekten cezai işlem uygulanan taksici Taci Kılıç ise, “Ben yolcu seçmedim. Ceza yazıyorlar. Köşeyi döndüm. Benim aracım Başakşehir aracı. Müşteri getirdim. 12.00’de değişimim var. Boş gitmeyeyim diye durdum. Bana Eminönü dedi. Ben şimdi Eminönü’ne dönsem ben 12.00’de değişim yapamıyorum. Ben de alamadım. ‘Ters yönde kalıyor’ dedim. Ruhsatı iptal ediyormuş” diye konuştu. “YOLCU SEÇME GİBİ BİR ŞEYİM YOK” Aracına binen yolcuyu indirdiği için ceza yazılan Aytekin İleri, “Yolcu indirmedim, almadım. Eğer ki benim arabama bindiyse önümdeki araba indirdi. Daha sonra diğer araca polisler yanaştı. Ben de oradan uzaklaştım. Yolcu seçme gibi bir şeyim yok. Öndeki inen yolcuları vermediler. Benim aracımdan müşteri inmedi. Trafikteydim. ‘Bayrampaşa’ya gideceğim’ dedi. Ben de gittim. Nereye gideceğin diye de sormadım” şeklinde konuştu. “50 EUROYA YOLCU TAŞIYAN YERLER NEDEN ÇEKİLMİYOR?” Gazetecilere tepki gösteren İleri, “Bunları güzel güzel çekiyorsunuz. Niye burayı çekiyorsunuz? Niye ana yerleri çekmiyorsunuz? 20-30 liraya yolcu taşıyorum. 50 euroya yolcu taşıyan yerler neden çekilmiyor? Hala daha Taksim Meydan’da 50 euroya yolcu taşıyor. Bu yanlış bir şey” dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 20 21