24 Nisan Çarşamba 2024
3 yıl önce

Feyzanur'un ölümüyle ilgili ailenin avukatından açıklama: “İntihar veya düşme şüphesi üzerinde duruluyor ama cinayet ihtimali yok"

Gaziantep'te lise öğrencisi Feyzanur Saydam, yılbaşı gecesi 7'nci kattaki evlerinin balkonundan düşerek yaşamını yitirmişti. Feyzanur'un ailenin avukatı Yunus Emre Ceylan, "İntihar veya düşme şüphesi üzerinde duruluyor ama cinayet ihtimali yok" dedi

2 yıl önce

Papa: Kürtaj bir cinayettir

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Macaristan'ın başkenti Budapeşte ile Slovakya'yı kapsayan dış gezisinden dönüşünde uçakta seyahatini takip eden gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ruhani lider, kürtajın sorundan daha fazlası olduğunu ve burada konunun insan hayatını ilgilendirdiğini belirterek, "Kürtaj bir cinayettir. Kürtaj yapan öldürür. İnsan hayatına saygı duyulmalı, bu çok açık. Bir sorunu çözmek için insan öldürmek doğru mudur? Bir insanı öldürmek için kiralık katil tutmak doğru mudur?" dedi. Eşcinsel evliliklerle de ilgili konuşan Papa, bir erkek ve bir kadın arasındaki evliliğin kutsal olduğunu ve kilisenin bu kutsallığı değiştirme yetkisi bulunmadığını söyledi. Papa Franciscus, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılarına yönelik karşıtlığa değinerek, "Kardinaller arasında da aşı karşıtı olanlar var. Bunlardan bir tanesi zavallı, Kovid-19'dan hastaneye kaldırıldı." dedi. Vatikan içinde hemen hemen herkesin aşılandığını ve aşı yaptırmayan küçük bir grup kaldığını, onlara da nasıl yardım edilebileceği üstünde çalışıldığını söyledi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan 'siyasi cinayetler' açıklaması: Böyle bir istihbarat yok, bu bir FETÖ taktiğidir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (Siyasi cinayetler tartışması) : İçişleri Bakanıyım sordum; böyle bir siyasi cinayet istihbaratı var mı, yok. Bu bir FETÖ taktiğidir.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu’dan 'siyasi cinayetler' açıklaması: ‘Tartışmayı manipüle edenlerin yüzde 69'u bot hesap’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: Hep idealistler kazanmışlardır, hiç bir zaman sadece kendini düşünenler kazanamamışlardır. Özellikle Batı dünyası bugün içinde bulunduğu vizyonsuzluğu ve yönsüzlüğü bana göre liderlik alanında çektiği kıtlığa borçludur. Ekonomileri gelişmiş, eğitim düzeyi yüksek böyle bir nüfus hatırı sayılır bir medeniyet birikimi var. Gelin görün ki AB hayali çatırdamış, kendi medeniyet değerleri ile çelişen, doğru dürüst bir uyuşturucu ile mücadele politikası bile ortaya koyamayan bir batı medeniyeti ile karşı karşıyayız. Liderlik kavramından ne anladığınız da önemlidir. Siyasi makam sahibi olmak, bir görevi ifa etmek ve liderlik aynı şey değildir. Lider, topluma yeni bir yol açan kimsedir. Otoyollar, şehir hastaneleri, hızlı trenler... Asıl mesele doğunun makus talihi değişmez cümlesine terk ettiğimiz doğu ve güneydoğuyu Anadolu'yu cazibe merkezi haline getirmek. Bugün İHA teknolojisinde küresel liderliğe oynamak... Buralarda büyüdük biz... 1989, 90 - 91... ABD'den Avrupa'dan bize parmak sallayıp dik yürümemize imkan sağlamayan bir iklimde büyüdük. Yüzde 8'lik gecelik faizin travmasıyla büyüdük. 35-40 şehidimizin ağıtıyla büyüdük. 100-200 kişiyi sallandıracaksın diyen ve büyüklerimizin inandığı sözlerle büyüdük. El bebek gül bebek bugünlere gelmedik. Uçağa binmenin zenginliğin ayrıcalığı olarak tanındığı bir ülkede büyüdük. İnsanların kıyafetlerinden sorgulandığı, inançlarından dolayı ötekileştirildiği bir tablo içinde büyüdük. özgüvenimizi aldılar. Belki bugün daha çok büyüme isteğimiz, haksızlıklara isyan etme düşüncemizin altında belki bu yaşadıklarımız vardır. Hür olsun diye, bir takım marjinalizmin etkisi altında çarçur olmasın diye... Meydan okumalarımızın sebebi, dünyaya söylediklerimizin sebebi, dünyanın en büyük havalimanlarından birini yapma sebebimiz belki budur. Bu topraklarda coğrafya ne kadar önemliyse medeniyet ve kültürümüz coğrafya kadar önemli. İstediğini bulamadıktan sonra bir günde ne olacağını hesap etmeden Afganistan'ı geride bırakan dünyaya bizim söyleyeceklerimiz var. Bizi sağdan sola çekiştirmelerine bakmayın, buna da itibar etmeyin. Bizden sonraki nesiller bu fırsatı çok daha ilerletecekler, bu ülkeyi medeniyet ve kültür havzasının en güçlü ülkesi haline getirecekler. Avrupa'ya pandemiden önce çok gittik, göç anlattık.. Gördüğüm ve kâbusuma dönen bir gerçeği anlatmak isterim… Ülkelerde marjinal fikirler olur. Marjinal fikirler merkeze yön vermez. Bugün Avrupa'nın temel hastalığı budur. bugünkü yönsüzlüklerinin temel nedenlerinden biri de bu savruluşlarıdır. İngiltere size bir ders verdi, henüz anlayabilmiş değilsiniz. Günümüzde küresel kapitalizm, medya eliyle toplumlar artık dışarıdan çok daha güçlü baskılara maruz kalıyorlar. güçlü ve hızlı karar alma mekanizmalarına duyulan ihtiyaç gittikçe artmaktadır. Bu sabah 3.5'ta bakanlıktan ayrıldım. Eskiden taşra bir şey isterdi. benim bir ihtiyacım var, ne olur yerine getirin derdi. merkez 'imkan yok, daha karar vermedik' derdi. taşradakiler Ankara2ya sitem eder, yoksullukları ile beraber kendi işlerini ayakta tutardı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ardından hızlı bir şekilde merkez taşrayı kontrol eden, vatandaşın memnuniyetinin artması için sahayı baskılayan eksiklikleri kendi tespit eden ve onunla beraber de politikalarını oluşturan bir anlayışa evrilmiştir. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, karar alma süreçlerini hızlandırmaktadır. Bizim icadımız mıdır? elbette hayır. Parlamenter sistem bir mucize midir? Hayır. Öyle olsaydı kullandığımız 95 sene boyunca darbeler üretmezdi ve bizi çok farklı yerlere taşırdı. Bizi bundan ötesine götürecek takatı yoktu ve yeni bir sisteme geçtik. 40 yılda bu ülkede 31 hükümet kuruldu. Dünyada bu kadar karmaşıklıkların olduğu durumda biz parlamenter sistemde olsaydık Türkiye kaos çemberine dönmüştü. Meclis'ten karar çıkarana kadar atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmişti. Biz çocukluğumuzdan beri bu hükümet modeli ile yanıp tutuştuk. Olabileceğini düşünmedik ama sayın cumhurbaşkanımızın iradesi, milletimizin iradesi ve onayı ile gerçekleşti. İHA AÇIKLAMASI Nüfus müdürlüklerinde yaptığımız devrim, dijitalleşme, vatandaşa memnuniyeti, ortam iyileştirmesi, başka ülkelerin hayalinde görebileceği bir hal bile değildir. devletin şöyle bir tehdidi var şu anda, vatandaş memnuniyetine odaklı. Elinde bulunduğu bütün işleri en yüksek kalitede ortaya koymak zorunda. Bizim İHA'larımızda öyle bir yazılım var ki otomatik olarak insanı da silahı da tanıyor. Bizim öyle yazılımlarımız var ki dün bir siyasi cinayetler tartışması vardı. Tüm Türkiye'ye söylüyorum sosyal medyada manipule edenlerin yüzde 69'u bot hesaplardır. Bizim çocuklarımızın yazdığı yüz tanıma sistemi onları fersah fersah geçer. Yenilerken birbiriyle entegrasyonunu sağlıyoruz. Son 2 yılda kırsalda bir olay oldu, jandarmanın deposunda kalır, şehirde olay oldu polisin deposunda kalır. biz şu anda bunları konuşturduğumuz için son 2.5 yılda 200 bin olayı aydınlattık. Kriminalde öyle bir noktadayız ki, bunları para verip alıyor değiliz, bunları bizim çocuklarımız yaptı. Sürekli kendini yenileyen bir devlet yapısını da kurmak zorundayız. Türkiye çevrim içi endeksinde ülkeler arasında 22. sırada. Bizim Siber Güvenlik Operasyon Merkezi, 24 saat tüm saldırıları kendi bakanlığımızdan ölçmeye, takip etmeye çalıştık. 2 gün önce Parlamento'daki vekil arkadaşlarımız elektronik kelepçe konusunda ne noktaya geldiğimizi, 1000'i aşkın olay oldu, bir tek küçük bir darbın dışında herhangi bir şikayet edenle edileni karşı karşıya bulunduran bir olayla karşı karşıya kalmadık. Önümüzdeki ay Roma'da Türkiye bunun ödülünü alacak. Bakanlık olarak siber güvenlik dışında her alanda çok ciddi teknolojik yatırımlar yapıyoruz. Türkiye'deki her binayı, içinde yaşayanları dijital ortamda sisteme kaydettik. Bir afette kimin nerede olduğunu, yıkılan binada kimler olduğunu... bu sistemin faydalarından biri. 'TÜRKİYE'NİN VERİLERİ AKTARILABİLİR DÜŞÜNCESİNDE OLABİLİRSİNİZ AMA BU DA ÇOK İMKANLI DEĞİL' Bakanlığa ilk gittim, şöyle bir efsane var. Bütün bilgilerimiz Rusya'ya gidiyor. 6 ay sonra öğrendim. Biyometrik verimizin sanallaştırma yazılımı bir Rus şirketten alınmış. İstismar etmek isterseniz Türkiye'nin verileri aktarılabilir düşüncesinde olabilirsiniz ama bu da çok imkanlı değil. Eski ve yeni verileri vermesini istedik, biz de uzun kavgalardan sonra bunu kendimiz üretelim dedik. Türkiye'nin ilk kez yerli ve milli biyometrik veri anlayışını kurduk. Yaklaşık 5.5 milyonun üzerindeki veriyi sayısallaştırdık. Ülkede tek bir numaraya geçtik, 112'ye. Sadece aramıyorsunuz, akıllı bir sistem var, o da ödül aldı. KADES uygulamamız var, elektronik kimlik uygulama sistemimiz var. Türkiye'de ne büyük dolandırıcılık kimlik dolandırıcılığı. Parmağınızı basacaksınız, elektronik kimliğinizi getireceksiniz, çipten geçireceksiniz. Yarın öbür gün hiçbir mahkemede bu sorgu konusu haline gelmeyecek. Ehliyetleri kimliğe yüklüyoruz, şimdi e-imzayı yüklüyoruz. Ateşli silahlı projelerimiz var. Özel güvenlikle ilgili hiçbir şeyde kağıda kalem ihtiyaç var. Dün akşam bir vekil, ''Ben silah başvurusu yaptım. Benim silah başvurumu kabul etmediler' diye yalan ortaya koydu. Hemen telefon açtım, sisteme baktılar 4 tane silahı var. Bundan 3 hafta önce Hakkari'de sokakta dolaşırken bir kız yanıma geldi, üniversiteyi kazandım dedi. Tıp fakültesini kazandığını söyledi. Yanımda Hakkari Valisi vardı, kaç kişi kazandı dedim. 2016'da, 2017'de, 2018'de, 2019'da kimse kazanmadı dedi. 2020'de 4 çocuğumuz kazandı dedi. Bu çocuklarımızı dağa götürüp annelerinden ayıranlara verilebilecek en büyük cevap budur. Moralimizi bozmaya çalışan yapay gündemlere takılmayın. Hedeflerinize sahip çıkın.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Başak Cengiz açıklaması: Bu cinayeti işleyene ve ait olduğu canice zihniyete lanet olsun

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Ataşehir'de hiç tanımadığı şahıs tarafından samuray kılıcıyla katledilen 28 yaşındaki Başak Cengiz ile ilgili açıklamada bulundu. Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Karşı karşıya olduğumuz gaddarlık ve cinayeti tarif edecek kelime bulamıyoruz. Başak Cengiz nezdinde hedef alınan tüm insanlıktır, tüm kadınlarımızdır. Başak Cengiz'e rahmet diliyoruz. Bu cinayeti işleyene ve ait olduğu canice zihniyete lanet olsun" dedi. Çelik, "Bir kadını sadece masum ve "SAVUNMASIZ" olduğu için hedef aldığını söyleyen canice bir zihniyetle karşı karşıyayız. Toplumumuzun her bir zerresi bu canice zihniyetle, eğitim, hukuk ve bilinçlenme yoluyla mücadele etmelidir" diye konuştu. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu canice zihniyeti oluşturan herşeye ve bu zihniyetin hayatımızda dolaşan her bir ipucuna karşı bilinçlenme seferberliği ile hareket etmeliyiz. Toplumsal olarak kadın cinayetlerine karşı seferber olmamızın vakti gelmiştir ve dahi geçmektedir. Bugün insanlık namına, kadınlarımız adına Başak Cengiz’i kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Yürek kanatan bir acımız var. Her türlü ayrılığı gayrılığı bir kenara bırakarak insanlık namına topluca duyarlılık göstermeliyiz! Gelin tüm canlarımız yüreklerimizi ortaya koyalım ve kadın cinayetlerine karşı daha güçlü şekilde “YETER” diyelim; “DUR” diyelim! Bir bilinçlenme seferberliği için toplumumuzun her bir zerresine ve tüm yüreklere ihtiyacımız var."

2 yıl önce

Fransa'da Kaşıkçı cinayetine ilişkin bir zanlı gözaltına alındı

Fransız basınının, adli kaynaklara dayandırdığı haberlerde, Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı zanlının, Paris'teki Charles de Gaulle Havalimanı'nda sınır polisi tarafından gözaltına alındığı kaydedildi. Haberlerde, 33 yaşındaki şüpheli Halid Alotaibi'nin, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitmek üzere uçağa binerken yakalandığı aktarıldı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'a yönelik eleştirileriyle bilinen ve Washington Post gazetesinde köşe yazarlığı yapan Cemal Kaşıkçı'nın, 2 Ekim 2018'de gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürüldüğü ve cesedinin parçalandığı ortaya çıkmıştı.

2 yıl önce

Tahir Güven cinayetinde tutuklanan şüpheli: Olayı PKK adına Miraz gerçekleştirdi

star.com.tr’nin haberine göre; Cizre'nin Cudi Mahallesi'nde 4 Aralık günü silahlı saldırıda hayatını kaybeden Meman aşireti lideri Tahir Güven'in ölümü ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, tutuklanan Emin Kalkan'ın ifadesinde, Miraz adlı bir kişinin adını verip, cinayeti onun işlediğini iddia etti. Miraz ile 4 ay önce bir arkadaşı aracılığı ile tanıştığını belirten Kalkan, ifadesinde şunları anlattı: "Bana HDP içerisinde gençlikten sorumlu kişi olarak faaliyet yürüttüğünü söyledi. Cizre ilçesinde gençleri bir araya getirerek, silah, mühimmat ve maddi yardımda bulunarak, tekrar hendek-barikat dönemindeki gibi örgütü güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Daha sonra bana numarasını verdi. Şu an numarayı hatırlamıyorum. Telefonuma Miraz olarak kaydettim. Daha sonra ayrıldık." 'BENDEN AÇIK HAT İSTEDİ' Saldırıdan 2 gün önce evinin yakınında Miraz ile buluştuğunu ve kendisini ajanlıkla suçladığını anlatan Kalkan, şunları söyledi: "Bana belindeki silahı gösterdi. Korktum, kendisi ile ilgili kimseye bilgi vermediğimi söyledi. Bunun üzerine benden açık hat istedi. Ben de korktuğum için teklifini kabul ettim. Ertesi gün hattı, teslim etmek üzere anlaştık. Ertesi gün 200 TL karşılığında bir adet açık hat aldım. Ancak hattın numarasını bilmiyordum. Bu hattın parasını ben verdim. Miraz benden önceki gün buluştuğumuz yerde hattı aldı. Elinde 3 tane telefon ve modem olduğunu düşündüğüm bir cihaz vardı. Aldığım hattı, cihazlardan birine taktı. *101 kareyi tuşladı. Bir telefon numarası çıktı. Bu telefon numarası, aldığım hattın numarasıdır. Başka telefondan bir kadın aradı. Çıkan telefon numarasını ona söyledi. Daha sonra aldığım hattı, taktığı telefona bir kod geldi. bu sırada telefona WhatsApp kurulduğunu anladım. Ayrıca daha sonra Miraz da bana WhatsApp kurduğunu ve telefonumda internet tanımlı olduğunu ve kullanabileceğimi söyledi. Bana önceden yaptığı gibi gençlik yapılanması içinde yapacağı faaliyetlerden söz etti ve benim de katılmamı istedi. Tekrardan kendisini reddettim. Bunun üzerine bana ertesi gün bir uyuşturucu baronu ile görüşeceğini ve yanında olmamı istedi. Kabul edip, eve gittim." 'HER SOKAKTA TELEFONLA KONUŞTUĞUNU GÖZLEMLEDİM' 4 Aralık günü saat 17.00 sıralarında Miraz ile buluştuklarını belirten Kalkan, ifadesine şöyle devam etti: "Benim yüzüm açıktı. Miraz'ın kapüşonu kapalıydı. Buluştuğumuz yer Ak Sokak'tı. Miraz bana alt sokaklarda bir yerde uyuşturucu baronu olduğunu, görüşmeye gideceğini, benim de yanında olmamı istedi. İstemediğimi söylememe rağmen ısrarları üzerine, korkudan teklifini kabul ettim ve sokaklara doğru yürümeye başladık. Bu sırada telefonu sürekli çalıyordu. Telefonu açtığı zaman benden uzaklaşıyordu. 2-3 saniyelik, kısık sesle konuşmalar yapıp, telefonu kapatıyordu. Genellikle geçtiğimiz sokakların isimlerine bakıyor, her sokakta telefonla görüştüğünü gözlemledim." 'BENİM İŞİM TAMAMDIR' DİYEREK AYRILDI' Daha sonra Miraz'ın girdikleri bir sokakta kendisini beklemesini söylediği belirten Kalkan, ifadesinde şunları söyledi: "Miraz, yan sokağa hızlı adımlarla girdi. Sokağa girince benim görüş açımdan çıktı. Kendisini görmedim. Görüş açımdan çıktı, 4-5 saniye sonra birden fazla el silah ateş sesi duydum. Mermilerin bana sıkıldığını düşünerek, kaçmaya başladım. Peşimden Miraz'ın geldiğini gördüm. Ben korkudan daha hızlı koşmaya başladım. Yaklaşık 400- 500 metre koştuk. Bizim evin yakınlarına kadar geldik. Burada Miraz beni durdurdu, telefonumu istedi. Telefonum içinden hattımı çıkarıp, sim kartımı bana verdi. Telefonumu cebine koydu. Ne olduğunu sorduğum zaman, bana gülerek 'benim işim tamamdır' dedi ve ayrıldı. Ben de korktuğumdan kendi evime geldim." 'KORKUDAN POLİSE TESLİM OLAMADIM' Daha sonra yemek yemeye amcasının evine gittiğini söyleyen Kalkan, ifadesini şöyle sürdürdü: "Eve gittiğim zaman evde bulunan kişiler, Cudi Mahallesi'nde Tahir Güven isimli şahsın öldürülmüş olduğunu söylediler. Miraz'ın silahla ateş ettiği kişinin, Tahir Güven olabileceğini orada anladım. Evden dışarı çıktığımızda ikametimiz önünde polisler olduğunu gördüm, beni aradıklarını anladım. Korkudan polise teslim olamadım. Ablamın evine gittim. Olay gecesinde polis ekipleri tarafından ablamın evinde yakalandım." 'HERHANGİ BİR KEŞİF FAALİYETİNDE BULUNMADIM' Güven'in öldürülmesi olayında hiçbir şey yapmadığını söyleyen Kalkan, ifadesinin son bölümünde, "Benim kesinlikle Tahir Güven isimli şahsın öldürülmesi olayında bir dahilim yoktur. Kendisi ile cinayet olayı hakkında herhangi bir keşif faaliyetinde bulunmadım. Tahir Güven'in öldürülmesi olayını Miraz isimli kişi, gerçekleştirmiştir. Kendisi bu cinayeti PKK/KCK terör örgütü faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirmiştir. Bu kişinin herhangi bir kişiden talimat alıp, almadığına yönelik bilgim yoktur" ifadelerini kullandı. 3 KİŞİNİN SORGUSU SÜRÜYOR Güven'in öldürülmesi ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan HDP Gençlik Meclisi üyeleri Mehmet Miraç Dinç ve Abdullah Kaçmaz ile Sümeyye Gök'ün ise Şırnak Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorguları sürüyor.

2 yıl önce

Tahir Güven cinayetinde 26 kişiye gözaltı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; AK Parti Cizre eski İlçe Başkanının kardeşi Tahir Güven’e düzenlenen silahlı saldırı olayı ile ilgili haklarında teşhis ve ihbarda bulunulan PKK/ KCK terör örgütünün şehir yapılanması YPS ve gençlik yapılanması DGH’ye yönelik, bugün sabah saatlerinde Şırnak İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüklerince operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda; 26 şahıs gözaltına alındı, çok sayıda örgüt propagandası içeren döküman ve dijital materyal ele geçirildi. Ayrıca HDP Cizre ilçe binasında yapılan aramada; terör örgütü propagandası içeren çok sayıda materyel ve malzemeye el konuldu.

1 2 3 4 5 6