29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

AB Anketi: Türkiye’de vatandaşın kolluk personeline olan güveni yüzde 20 arttı

İçişleri Bakanlığı’dan yapılan açıklama şöyle; Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğiyle yürütülen “İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi” projesinin ikinci ve üçüncü aşamaları kapsamında, yerel ve ulusal ölçekte “Kolluk Kuvvetlerine Yönelik Vatandaş Memnuniyeti ve Güven Anketi” gerçekleştirildi. Polis ve Jandarma personelinin hizmetlerinden duyulan memnuniyet anket sonuçlarına yansıdı.   Vatandaşlarımızın Yüzde 79’a Yakını Kolluk Görevlilerini ‘Etkin’ Buluyor   Anket yerel ölçekte, proje kapsamındaki pilot 8 il ve 22 ilçede; ulusal ölçekte ise 28 il, 249 ilçe ve 540 mahallede uygulandı. Vatandaşlarımızın kolluk kuvvetlerine desteği yüzde 60,9’dan yüzde 73,2’ye yükselirken, kolluk kuvvetlerinin etkin olduğunu düşünen vatandaşlarımızın oranı 2015’e göre yüzde 19,9 artarak yüzde 78,8’e çıktı.   10 İlçeden 9’u Polis ve Jandarmayı Yüksek Derecede Başarılı Buluyor   Anket sonuçlarına göre, 10 ilçeden 9’u kolluk personelini yüksek derecede başarılı buluyor; vatandaşlarımız kolluğun olay yerine intikalinin yüzde 20 oranında arttığını düşünüyor. Aynı proje kapsamında yürütülen 2015 anketine kıyasla kolluk personelinin vatandaşlarımız ile teması 5 kat artarken, vatandaşlarımızın da Polis ve Jandarma hizmetlerinden yüzde 20 oranında daha fazla memnun kaldı. 28 İl, 249 İlçe ve 540 Mahallede Uygulandı   Bilimsel araştırma yöntemleri esasına dayanarak 28 il, 249 ilçe ve 540 mahallede uygulanan memnuniyet araştırması raporu Türkiye’nin sosyo-ekonomik çeşitliliklerinin dikkate alınmasıyla gerçekleştirildi. Anket, önleyici kolluk hizmetleri oranında da artış yaşandığına işaret etti.   Kolluk Personelinin Vatandaşımızla Teması 5 Kat Arttı   Bakanlığımızın görev, yetki ve sorumluluğundaki genel kolluk personelinin sayısı 2015 yılına göre azalış gösterse de vatandaşlarımızla temasta 5 katlık artış yaşandı. Vatandaşlarımızla temasın artmasındaki nedenler arasında Covid-19 önlemleri kapsamındaki çalışmaların yanında Vefa Sosyal Destek Gruplarımızın yardım faaliyetlerinin etkin olarak sürdürülmesi de yer alıyor.   Vatandaşlarımız Kolluk Personelini Saygılı Buluyor   Yerel memnuniyet araştırması raporunda (22 ilçe), kolluk personelinin dört ilçede vatandaşlarımıza çok yüksek derecede saygı gösterdiği 18 ilçede ise yüksek derecede saygı gösterdiği belirlendi. Buna göre vatandaşlarımız; Yeşilyurt, Hekimhan, Çeşme ve Darende ilçelerinde Polis ve Jandarma personeline 5 üzerinden ortalama 4,5 saygı puanı verdi. Kolluk personelinin vatandaşlarımıza saygılı davranma düzeyi 2015 yılına göre ise 3,48’den 4,12 puana yükseldi.   Her Alanda Olumlu Yönde Artış Yaşandığı Belirlendi   Vatandaşlarımızın kolluk personeliyle ilgili algısını ölçmek üzere gerçekleştirilen ankette halkın kolluk kuvvetlerine desteğinin yüzde 60,9’dan yüzde 73,2’ye yükselerek 2015 yılına oranla yüzde 12,3 arttığı görüldü. 2015 yılına göre; kolluk personelinin etkinliği yüzde 58,9’dan yüzde 78,8’e, kolluğun vatandaşlarımıza adil davranma oranı yüzde 59,3’ten yüzde 69,1’e, vatandaşlarımızın kolluk personeline yardımcı olması oranının yüzde 56,7’lik orandan yüzde 73,5’e yükseldiği belirlendi. Vatandaşlarımızın, kolluk personelinin hukuka uygun hareket ettiğini 2015’te yüzde 59,9’luk oranla düşünürken bu oranın 2020’de yüzde 71,4’e çıktığı görüldü.  Genel ortalamada ise Polis ve Jandarmanın 2015’te yüzde 59,5’lik başarı oranının 13,2’lik artışla 2020 yılında yüzde 72,7’ye yükseldiği ortaya konuldu. Vatandaşlarımız 2015 Yılına Göre Kolluk Personeline Yüzde 76,78 Daha Fazla Yardımcı Oluyor   Anket sonuçlarına göre; kolluk personelinin ikaz, uyarı ve yönlendirmelerine uyma oranı 2015’te 10 üzerinden 4,48 iken 2020’de 7,92 düzeyine yükselerek yüzde 76,78’lik artış kaydetti. Bu kapsamda kolluk personeline en fazla yardımcı olan ilçeler Yeşilyurt, Çeşme ve Hekimhan oldu.    Kolluk İle En Fazla Temas Kuran İlçe Kadıköy Oldu   Anket kapsamında pilot seçilen 8 ilçeden 7’sinde 2020 yılında 2015 yılına göre kolluk personeliyle temas kuran vatandaşlarımızın sayısında artış gözlendi. İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 2015 yılında kollukla temas kuran vatandaşlarımızın oranı yüzde 10,5 seviyelerinde iken 2020 yılında bu oran 59,4’e yükseldi. 2020 yılında kollukla en fazla temas kuran Kadıköy’ü 55,5’lik oranıyla Çorlu ve 52,5’lik oranıyla Beşiktaş ilçeleri takip etti. Kolluk görevlileriyle en az temas kuran ilçeler ise Akçaabat, Çorlu ve Hekimhan olarak belirlendi.  

2 yıl önce

Topkapı-Habipler Tramvay Hattı'ndaki arıza vatandaşa isyan ettirdi: Her şey daha güzel olacak

Bu arızanın ilk kez olmadığını belirten bir yolcu, 'Geçen akşam da aynı arıza oldu. 'Elektrik kesildi' dediler. Arkadaşlar metrobüsle gidiyor, 'Şehitlik Durağı'nda hiç bir şey yok' diyorlar.' dedi. Bir başka vatandaş 'Her şey daha güzel olacak' diyerek yaşanan duruma tepki gösterdi. Öte yandan güvenlik görevlileri, kamerayla kayıt alan vatandaşlara tepki gösterdi.

2 yıl önce

Irak savaşının mimarlarından ABD'nin eski Kara Kuvvetleri Komutanı Odierno kanserden öldü

Irak'ta 3 kez görev yapan Odierno, evlerin kapılarını kıran, Iraklıları evlerinden alarak sokaklarda sürükleyen, sert yöntemlere başvuran ve tutukluları Ebu Gureyb Cezaevi'ne atan 4. Piyade Tümeni'ne de komuta etti. Ebu Gureyb Cezaevi, ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgalinin ardından ABD askerlerinin tutuklulara yaptığı işkenceler ve tecavüz olaylarıyla gündeme gelmişti. Odierno, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin yakalandığında "Direnemeyeceği bir çukurun dibindeydi. Sıçan gibi yakalandı." sözlerini kullanmıştı.

2 yıl önce

Erdoğan’ın hayali Economist’in kâbusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “çılgın proje” olarak tanımladığı tarihi proje, tanıtıldığı ilk günden beri Türkiye karşıtı yabancı basının hedefinde. Her fırsatta ve platformda Türkiye aleyhine propaganda yürüten, terör örgütlerine kol kanat geren Batı basını, bir kez daha Kanal İstanbul’u hedef aldı. The Economist’in proje karşıtı muhalif “uzmanların” görüşlerine yer verdiği haberinde, kanalın çevreci olmadığı ve rant için yapıldığı iddia edildi. Haberde “Uzmanlar bu projeyi, Türkiye tarihindeki en büyük rant arayışı ve çevre felaketinin reçetesi olarak nitelendiriyor” ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

Trump: Rusya ve Çin, ABD’nin Afganistan'da terk ettiği helikopterleri söktü ve incelemeye başladı

ABD’nin Iowa eyaletinde düzenlenen mitingde destekçilerine seslenen eski ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin Afganistan’da terk ettiği helikopterler konusuna da değinerek, Rusya ve Çin’in ABD’nin bu helikopterleri çoktan söktüğünü ve incelemeye başladığını söyledi. Trump, “Rusya ve Çin’in elinde artık helikopterlerimizin örnekleri var. Apache’leri çoktan söküyorlar, inceliyorlar ve çok yakında en iyi ekipmanlara sahip olacaklar” diye konuştu. 'Bunlar artık düşmanlarımızın elinde' ABD ordu birliklerinin Afganistan'dan ayrılırken ‘en yenileri olmasa da birkaç eski helikopteri bozduğuna’ dikkat çeken Trump, “Bunlar artık düşmanlarımızın elinde” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Joe Biden’i konuşmalarında sıklıkla yaptığı hatalar için eleştiren Trump, mitingdeki konuşmada hata yaparak, ABD’nin Pakistan’dan çıktığını söyledi. Eski ABD Başkanı, “Hatırlarsınız, Uzay Kuvvetleri hoşlarına gitmemişti. Fakat en önemli (kuvvetlerden) biri olacaklar. Orduyu yeniden düzenledik ve bu, askerleri Pakistan'dan… Afganistan’dan çekmekten daha zordu. Yeri gelmişken, Pakistan bize yardım edebilirdi, fakat biz istemedik. Pakistan’a milyarlarca dolar veriyoruz, onlar ise bizim için hiçbir şey yapmıyor” diye konuştu. Son Amerikan askerleri 30 Ağustos gecesi Kabil Havaalanı’ndan ayrılarak, ABD’nin Afganistan'daki 20 yıllık askeri varlığına son vermişti.

2 yıl önce

Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliğine Kaşıkçı'nın fotoğrafı yansıtıldı: Cemal için adalet

Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliği binasına, üç yıl önce İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın resmi yansıtıldı. Eylemi gerçekleştiren "Önce Özgürlük" (Freedom First) Hareketi, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Cemal'in fotoğrafını Washington'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne yansıttık. Cemal'in mirasının sonsuza ek süreceğini hatırlatmak için sergiledik. Cemal için adalet aramamıza yardım edin" ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci: Rektörün arabasının önünü kesmek insani bir davranış değil

İnci'nin açıklamalarından satır başları şöyle: -"Benim rektörlüğe atanmamla birlikte bir sakinleşme oldu. Kampüs normal hayatına dönmeye başladı. Sonra kampüs açıldı. Eğitim öğretime başladık. Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi, rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef." "Eylemlerin daha önceki argümanı şuydu: 'Rektör Boğaziçi Üniversitesi'nden biri değildi. Ben buranın 30 yıllık hocasıyım. Oranın asli unsuruyum. Onların bir kısmı benden ders aldı. Şimdiki argüman ise şu: 'Siz daha önceki yönetimde görev aldınız'. Size de teklif edildi. Bütün öğretim üyelerine 'Gelin yardım edin. Üniversite çökmesin. İşler yürüsün' denildiğinde kimse cesaret edip bunu üstlenmedi. Çünkü bir mahalle baskısı kuruyor bazı arkadaşlarımız." "Bunu bütün Boğaziçi Üniversitesi camiasına mal edemeyiz. Bizim 17 bin öğrencimiz var. Ama bunları yapan, bu vandallığı ve bu zorbalığı yapan öğrenciler ve buna destek verenler belki 25-30 kişi." "Kendisini üniversitenin sahibi ve efendisi gören belli bir grup var. İçerisinde emekli olan hocalarımız var ki biz onlara kampüsleri yasaklamadık, derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerini tutuyorlar ama forumlarda yönetime karşı, yönetimin işlememesi için birçok yazılar yazıyorlar. Öbür öğretim üyelerinin üzerinde bir mahalle baskısı oluşturuyorlar. Bu korkudan dolayı kimse bir görev almak istemiyor." "'İlla biz birisini seçeceğiz, cumhurbaşkanı onu atamak zorunda' inadı var. Bu bizim sorunumuz değil. Bu Boğaziçi Üniversitesi'nde savaşılabilecek bir şey değil. Bunun yeri TBMM'dir. Belli bir zümrenin dayatmasına bu üniversiteyi teslim etmeyeceğim. Hukuk zemininde gerekli bütün mücadeleyi yaparım. Üniversitemi her türlü tehlikeye karşı korumak için bunu yaparım ve yapacağım. "Türkiye birincileri Boğaziçi'ne geliyor. Herkesin hayali olan bir yer. Mezunlarımız burayı bitirdiklerinde bütün kapılar kendilerine açılıyor. Bu 17 bin öğrencimiz tabii ki derslerine konsantre olmak istiyorlar. Böyle şeylerin içerine girip kendi geleceklerini riske atmak istemiyorlar. O yüzden ben onların bu şeye katılmamaları gerektiğini söylüyorum. Bana yazıyorlar 'Hocam üzülmeyin' diye. Esas olan onların en sıhhatli bir şekilde eğitimlerine devam etmeleri." "Hukuk- fakültesinin kurulması devam ediyor. Dekanımız Selami Kuran hocamız saygın bir akademisyen. Dereceleri yurtdışından, en ünlü üniversitelerden. 3 öğretim üyesi alındı. Doktor öğretim üyeleri. Bunların doktoraları yurtdışından, ikisi University of London'dan bir tanesi Lancaster'den. İstihdam devam edecek. Hukuk fakültesi şunun için önemli: O kadar çok istek var ki. Halkın bir talebi var. Boğaziçi'ndeki bir hukuk fakültesine insanlar gelip okumak istiyor." "Bir bakıyorsunuz kapıda başka üniversitelerden gelenler var. 12 kişi gözaltına alınıyor. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniversitesi'ne kayıtlı, 8'i başka üniversiteye kayıtlı. Bir bakıyorsunuz bir lisede Whatsapp grubu kuruluyor, Boğaziçi adına mesajlaşmalar oluyor. Liselere yapıyorlar bunu. Ne alakası var. Boğaziçi'ndaki eylemlere destek verilmesinin lisedeki öğrenciyle ne alakası olabilir." "Rektörün makam aracına çıkıp tepinmek her şeyden önce insani bir davranış değil. O protesto falan değil ki. Eğer bu seviyeye getirilmişse öğrenciler bunun arkasında başka güçler var, bir arayüz. Bu bir projenin parçası. O zaman bir proje var." "Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etti. Disiplin amiri dekanlar. Dekana gönderiyorsunuz, örneğin bir fakültenin dekanına 149 tane disiplin soruşturması göndermişiz. Bunların sadece 30-35 tanesine cevap verilmiş ve hiçbirisine suç olmasına rağmen bir ceza verilmemiş. Dedim ya bir mahalle baskısı var. Dekanların ceza vermemesi de o mahalle baskısının bir sonucu. Ceza verseydiniz bunlar devam etmezdi." "Araca çıkan öğrencinin davranışına çok üzüldüm. Siz rektörü bu şekilde durdurarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Eğer güvenlik önemleri alınmazsa bir sonraki adım nedir? Bu Boğaziçi Üniversitesi'ne yakışır bir şey mi?"

2 yıl önce

Taliban: ABD ile görüşmeden olumlu sonuç umuyoruz

Katar’ın başkenti Doha’da Çatışma ve İnsani Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşan Emirhan Muttaki, Afganistan’ın kontrolunun kendilerinde olduğunu, uluslararası toplumun yeni Afgan hükümetiyle çalışması gerektiğini söyledi. Taliban yönetimini temsil eden yetkiliden gelen bu açıklamaların, Afganistan’da olası bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunan yeni hükümetin diğer ülkelerle ilişki kurma yönündeki çabalarını yansıttığı yorumu yapıldı. “DEAŞ-H tehdidini kontrol edebiliyoruz” Afganistan’da istikrarsızlığın kimsenin çıkarına olmadığını belirten Muttaki, Talebin güçlerinin ülkede DEAŞ-H’in Horasan kolundan (DEAŞ-H) kaynaklanan tehditleri kontrol edebildiğini söyledi. Muttaki Afganistan’ın başka ülkelere saldırılarda bir üs olmayacağını belirtti. Afganistan’ın Kunduz vilayetinde bir camiye 8 Ekim’de bir terör saldırısı düzenlenmiş, DEAŞ-H’nin üstlendiği saldırıda onlarca kişi ölmüş ve yaralanmıştı. “Afganistan’ın çeşitliliğini kabul ediyoruz” Afganistan Dışişleri Bakan Vekili Muttaki, Taliban yönetiminin Afganistan’da farklı etnik grupların varlığını kabul ettiğini, siyasi çeşitliliğe inandıklarını belirtti. Muttaki, yeni hükümetin ülkenin gençleri dahil olmak üzere tüm Afgan vatandaşlarının yeteneklerinden yararlanmayı amaçladığını söyledi; ülkenin ihtiyaçlarına cevap veren siyasi bir yapı istediklerini kaydetti. Muttaki, insani konuların siyasi baskı uygulamak için kullanılmaması gerektiğini belirtti. ABD ve Taleban arasındaki sorunların Doha anlaşmasıyla çözülebileceğini söyleyen Muttaki, her iki tarafın da bu anlaşmaya bağlı kalmasının önemli olduğunu vurguladı. Dışişleri Bakan Vekili, yeni hükümetin gümrük vergisi gibi çeşitli gelir kaynakları bulunduğunu, devletin resmi gelirlerinin çalınmasına son verildiğini söyledi. ABD ve Taliban ilk kez görüşmüştü ABD heyeti ve Taliban yetkilileri geçen hafta sonunda, Afganistan’ın başkenti Kabil’in düşmesinin ardından Katar’ın başkenti Doha’da ilk kez doğrudan görüşme yapmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre görüşmede Afganistan’daki güvenlik durumu, terörizm, Afganistan’daki ABD ile diğer ülke vatandaşlarının ve Afganlar’ın tahliyesi, Taleban’ın kapsayıcı bir hükümet kurmasına ilişkin çağrılar, kadın ve azınlık hakları ve ülkedeki insani kriz gibi konular ele alınmıştı. Doha’da yapılan görüşmede ABD heyetine CIA Başkan Yardımcısı David Cohen başkanlık etmiş, görüşmeye ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Afganistan temsilcisi yardımcısı Tom West ve ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi’nden bir temsilci de katılmıştı. Görüşmede Taliban yönetimini Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki temsil etmiş, görüşmeye Taliban’ın istihbarat yetkilileri de katılmış

1 2 ... 69 70 71 72 73 74 75 ... 330 331