29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Afgan mülteci politikasına tepki gösterdi

Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2 Ağustos'ta yaptığı Afgan göçmenlerle ilgili açıklamaya tepki gösterdi. "Ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez" Açıklamada, şöyle denildi: "ABD devleti, ABD merkezli STK'lar ve basın kuruluşları için çalışan Afganlar ve ailelerine yönelik göçmen kabul programı ile Afganların ABD'ye göç başvurularının bağlı oldukları kuruluşlar aracılığıyla üçüncü ülkelerden alınacağı belirtilerek, başvurular için ülkemize de işaret edilmektedir." ABD'nin açıklamasının Türkiye'de büyük bir göç krizine sebep olacağının vurgulandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Öncelikle ABD'nin açıklaması bölgemizde büyük bir göç krizine neden olacak ve göç yollarında Afganların acılarını artıracaktır. Soruna bölge ülkeleri arasında çözüm bulmak yerine ülkemizin rızası olmaksızın ülkemizde çözüm aranmak istenmesi kabul edilemez." "ABD, bu kişileri almak istiyorsa uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür" Açıklamada, Türkiye'nin yeni bir göç krizini üstlenecek kapasitesinin bulunmadığının altı çizildi: "Son 7 yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkemizin yeni bir göç krizini üçüncü bir ülke adına üstlenecek kapasitesi bulunmamaktadır. Türkiye olarak, ABD'nin sorumsuz ve ülkemize danışmadan aldığı kararı kabul etmiyoruz. ABD, eğer bu kişileri ülkesine almak istiyor ise doğrudan uçaklarla ülkesine nakletmesi mümkündür. Ülkemiz, hiçbir durumda üçüncü ülkelerin uluslararası sorumluluklarını devralmayacak, kanunlarımızın üçüncü ülkeler tarafından kendi amaçları için kötüye kullanılmasına izin vermeyecektir. Bölgemizde üçüncü ülkelerin kararları neticesinde yaşanan göç krizlerinin yükünün Türk milleti tarafından üstlenilmesini kimse beklememelidir."

2 yıl önce

ABD "11 Eylül" dosyalarını yeniden gözden geçirerek gizli tutulan belgeleri kurbanların aileleriyle paylaşacak

Biden yönetimi, 11 Eylül terör saldırıları ile ilgili dosyaların yeniden gözden geçirileceğini ve ABD hükümetinin gizli tuttuğu belgelerin kurbanların aileleriyle paylaşılacağını açıkladı. ABD Adalet Bakanlığı, 11 Eylül kurbanlarının ailelerine saldırılara ilişkin daha fazla bilgi verileceğini duyurdu. 11 Eylül terör saldırılarının kurbanlarının aileleri geçen hafta ABD Başkanı Joe Biden'a bir mektup göndererek saldırılara ilişkin bazı belgelerin gizli tutulmaya devam edilmesi durumunda Biden'dan bu yıl 20. yıl anma törenlerine katılmamasını istemişti. ABD hükümeti, Suudi Arabistan hükümetinin saldırılardaki rolüne ilişkin belgeleri gizlemekle eleştiriliyor. Kurbanların ailelerinden yüzlerce kişi saldırılarda "Suudi Arabistan'ın rolü olduğu" iddiasıyla bu ülkeye dava açmıştı. Suudi Arabistan ise 11 Eylül saldırılarında rolü olduğu iddialarını reddediyor. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise Biden, "Yönetimim yasa gereği maksimum düzeyde şeffaflık sağlama konusunda kararlı." ifadesini kullandı. Joe Biden, Adalet Bakanlığının ABD hükümetinin daha önce gizli tuttuğu belgeleri yeniden gözden geçirme ve kurbanların aileleriyle paylaşmaya yönelik adımı memnuniyetle karşıladığını belirtti. ABD'de 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarında, 4 yolcu uçağı kaçırılmış, uçaklardan ikisi İkiz Kuleler'e çarpmıştı. Kaçırılan bir diğer uçak başkent Washington'da Pentagon'u hedef alırken dördüncü uçak ise F-16'lar tarafından Pensilvanya kırsalında düşürülmüştü ve yaklaşık 3 bin kişi saldırılar sonucu hayatını kaybetmişti.

2 yıl önce

Türk SİHA'ları ABD'yi rahatsız etti

ABD'de Ermeni lobisine yakın 27 Kongre üyesi, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e yazdıkları mektupta, Baykar Savunma tarafından üretilen İHA ve SİHA'ların Güney Asya, Kafkasya, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'da Amerikan çıkarlarına ters düştüğü ifade edildi. Kongre üyeleri, ABD'nin Türkiye'ye drone teknolojisi ihracatı yapmayı durdurma çağrısı yaptı. Kongre üyeleri, Dışişleri Bakanı Blinken'e, Türkiye'nin ürettiği SİHA'lara dair mektup yazdı. Mektupta, "Amerikan çıkarları, müttefikleri ve ortakları için tehdit oluşturan silahlı insansız hava aracı (SİHA) programı hakkındaki endişelerimizi ifade etmek için yazıyoruz" denildi. Mektupta SİHA'ların 'Amerikan çıkarlarına' ters düştüğü ve Güney Asya, Kafkasya, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırdığı öne sürüldü. Kongre üyeleri, Blinken'e yollanan mektupta ABD'nin Türkiye'ye drone teknolojisi ihracatı yapmayı durdurma çağrısı da yaptı. MEKTUBUN KAYNAKÇASINDA AMERİKA ERMENİ ULUSAL KOMİTESİ DE YER ALIYOR Mektupta yer alan kaynakça bölümünde Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) da yer aldı. Öte yandan mektup, ANCA'nın resmi internet sitesinde de yayınlandı. Mektupta ilk imzanın sahibi ABD Kongre üyesi David Cicilline, Azerbaycan-Ermenistan arasında çatışmaların sürdüğü 14 Kasım 2020'de yayınladığı açıklamada, "Ermenistan'ın demokratik hükümetinin yanındayım" demişti. SİHA'LAR BİRÇOK BÖLGEDE BAŞARILI OLDU Baykar Savunma tarafından üretilen SİHA'lar, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'da Ermenistan'la savaşında etkin rol oynamıştı. Azerbaycan ordusunun envanterine eklediği SİHA'lar, Ermeni güçlerini Dağlık Karabağ bölgesinden geri çekilmek zorunda bıraktı. Öte yandan Libya'da gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in ilerleyişi, SİHA'ların etkin kullanımıyla durdurulmuştu.

2 yıl önce

NYT: ABD, Kabil'deki Büyükelçiliğine saldırmamaları için teminat istedi

ABD yönetiminin, Kabil Büyükelçiliğindeki personelin tahliyesine karışmaması ve bunun için oraya giden Amerikan askerleriyle çatışmadan kaçınması durumunda "Taliban'ın başkente girmesinin hem uluslararası toplum hem de Afganlılar tarafından daha rahat kabul görebileceğini" ilettiği öne sürüldü. Amerikan Washington Post (WP) gazetesinde yayımlanan ve Afganistan'daki son durumu ele alan haberde, ABD yönetiminin Taliban'ın Amerikan askerlerine saldırmaması için girişimlerde bulunduğu belirtildi. ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad'ın Katar'ın başkenti Doha'da Taliban yetkilileriyle bir araya gelerek görüşmelerde bulunduğu hatırlatılan haberde, ABD'nin "Taliban'dan Kabil Büyükelçiliğindeki personelin tahliyesine kadar bir şey yapmamasını" istediği bildirildi. Habere göre ABD'li yetkililer, Kabil Büyükelçiliğindeki personelin tahliyesine karışmaması ve bunun için oraya giden Amerikan askerleriyle çatışmaya girmemesi durumunda "Taliban'ın başkente girmesinin hem uluslararası toplum hem de Afgan halkı tarafından daha rahat kabul görebileceği" değerlendirmesini Taliban'a iletti. ABD'nin söz konusu tahliye işlemini sorunsuz gerçekleştirebilmek için Taliban'la kurduğu temaslarla ilgili cuma günü New York Times (NYT) gazetesinde çıkan haberde de ABD'li müzakerecilerin, Kabil'i ele geçirmesi muhtemel görülen Taliban ile iletişime geçerek başkentteki Amerikan Büyükelçiliğine saldırmayacakları yönünde teminat almaya çalıştıkları belirtilmişti. Aynı haberde Halilzad'ın, "Taliban liderlerini, gelecekteki bir Afgan hükümetinin parçası olarak Amerikan mali yardımı ve diğer yardımları almak isteyeceklerini öngörerek, büyükelçiliğin açık ve güvende kalması gerektiğine ikna etmeyi umuyor." sözlerine de yer verilmişti. NYT: ABD, Taliban'dan Kabil'deki Büyükelçiliğine saldırmamaları yönünde teminat istedi Öte yandan ABD'nin, Taliban'dan, Afganistan'ın başkenti Kabil'in ele geçirilmesi halinde Amerikan Büyükelçiliğine dokunulmaması için güvence istediği iddia edildi. New York Times gazetesinde yayımlanan makalede, isimlerinin açıklanmasını istemeyen üst düzey iki Amerikalı yetkiliye dayandırılarak, ABD'li müzakerecilerin, Kabil'i ele geçirmesi muhtemel görülen Taliban ile iletişime geçerek başkentteki Amerikan Büyükelçiliğine saldırmayacakları yönünde teminat almaya çalıştıkları belirtildi. ABD'nin, Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad liderliğinde Taliban yönetimiyle irtibata geçtiği ifade edilen makalede, Afganistan'daki şehirleri hızla devralan Taliban'ın gelecek aylarda başkent Kabil'i de ele geçirmesi durumunda, en azından Amerikan Büyükelçiliğinin tahliye edilmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı bildirildi. Makalede, Biden yönetiminin, ABD birliklerinin resmi olarak ülkeden çekilmesini tamamlamaya çalışırken, yaklaşık 1400 Amerikalı da dahil olmak üzere 4 bin çalışandan oluşan büyükelçilik personelini önemli ölçüde azaltmak için acil bir plana gerek olmadığı yönündeki açıklamalarına işaret edildi. Bununla birlikte Kabil Büyükelçiliğinin, ABD hükümeti için çalışmayan tüm Amerikalıların "Afganistan'ı derhal terk etmesi" çağrısında bulunduğu belirtildi. Taliban'a "dış yardımlar için meşruiyet" mesajı Amerikalı diplomatların Taliban ile görüşmelerine dair detaylı bilgilere yer verilen makalede, Halilzad için "Taliban liderlerini, gelecekteki bir Afgan hükümetinin parçası olarak Amerikan mali yardımı ve diğer yardımları almak isteyeceklerini öngörerek, büyükelçiliğin açık ve güvende kalması gerektiğine ikna etmeyi umuyor." ifadesi kullanıldı. Makalede, Taliban liderinin ülkenin meşru bir temsilcisi olarak görülmek istediğine ve kısmen ekonomik destek almak için Rusya ve Çin de dahil olmak üzere diğer küresel güçlerle ilişki kurmaya çalıştığına vurgu yapıldı. Makalede, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın dün yardım konusuyla ilgili "Meşruiyet esasen uluslararası desteğin ve insani yardımların Afgan halkına erişebilir olmasını bahşeden bir bilettir." değerlendirmesine de yer verildi ve Biden yönetiminin Amerikan Büyükelçiliğinin boşaltılmasının diğer diplomatik misyonların ve uluslararası desteğin ayrılmasını hızlandıran bir domino etkisi yaratabileceğinden, bunun da Afgan hükümetinin çöküşüne yol açabileceğinden endişe duyduğu bilgisi paylaşıldı. Tahliye ihtimaline karşın "Acil durum eylem komitesi" kuruldu Taliban'ın ülkenin kuzeyinde Mezar-ı Şerif dışındaki bütün şehirleri ele geçirmesinin Kabil'de büyük endişe oluşturduğu ve ABD Büyükelçiliğinin muhtemel tahliyesi için kurulan "Acil durum eylem komitesinin" olası senaryolar için düzenli toplantı yaptığı bildirildi. Kabil'deki maslahatgüzar Ross Wilson'ın, Taliban'ın gücü, şiddet, korku ve savaş yoluyla tekelleştirme girişimlerinin yalnızca uluslararası izolasyona yol açacağı konusunda uyardığı vurgulanan makalede, şunlar kaydedildi: "Nisandan itibaren, büyükelçilik, Kabil'de güvenlik daha fazla savunulamaz hale geldiğinden zorunlu olmayan çalışanları eve göndermeye başlarken, diğer personelin, kendilerini tehlikede hissettikleri takdirde kariyerlerine herhangi bir ceza verilmeden ayrılmalarına izin verildi. Bununla birlikte, tahliyenin Amerikan vatandaşları ile birlikte büyükelçiliğin tüm yabancı personelini kapsayıp kapsamadığı açık değil ve ABD'ye yardım ettikleri için Taliban tarafından kesinlikle hedef alınacak olan Afgan çalışanların akıbeti üst düzey yöneticiler için ciddi endişe kaynağı.'' Taliban vilayet merkezlerini ele geçirmeye yöneldi ABD'nin Afganistan'dan çekilme kararı alması ve Afgan yönetiminin Taliban ile barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Taliban saldırıları hız kazandı. Taliban, hazirandan itibaren onlarca ilçeyi ele geçirdikten sonra kuşatmaya aldığı vilayet merkezlerine yöneldi. Afganistan-İran sınırındaki Nimroz vilayet merkezi Zaranc, Taliban'ın ele geçirdiği ilk vilayet merkezi oldu. Ardından çoğu kuzeyde olmak üzere 11 vilayet merkezinde Afgan güvenlik güçleri Taliban'a karşı kontrolü kaybetti. Kabil yönetimi halen 24 vilayet merkezinde hakim durumda. Çatışmaların son aylarda yoğunlaşması sivil kayıplarını ve göçleri artırdı. BM'ye göre 2021'in ilk yarısında 1659, son bir ayda ise 1000'den fazla sivil hayatını kaybetti. Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, mayıs ayı başından ağustosa kadar yaklaşık 1 milyon sivilin evlerinden olduğunu açıkladı. BM, 18 milyon Afgan'ın insani yardıma ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

2 yıl önce

Rus Dışişleri: Afganistan’daki gerilim ABD’nin deneyinin sonucu

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Afganistan’da ağırlaşan durumu Telegram kanalından değerlendirdi. Şu anda Afganistan'da her ikisi de ABD'nin düşünce sürecinin sonucu olan iki ayrı güç arasında çatışma yaşandığına dikkat çeken Zaharova, “Dünya, dehşete kapılmış bir şekilde Washington'un sıradaki tarihsel deneyinin sonucunu izliyor” ifadelerini kullandı. Afganistan’da tüm büyük vilayet merkezleri ile sınır noktalarını ele geçiren Taliban'ın, günün erken saatlerinde başkent Kabil'e girdiği bildirilmişti. Aynı zamanda Afganistan Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Kabil'deki durumun sakin olduğu, Taliban militanlarının kente saldırmadıkları bildirilmişti.

2 yıl önce

Eski ABD Başkanı Trump'tan Biden'a çağrı: Utanç içinde istifa etme zamanı geldi

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yazılı açıklamasında, "Joe Biden'ın Afganistan'da yaşananlara izin verdiği için utanç içinde istifa etme zamanı geldi." ifadesine yer verdi. Biden'a istifa çağrısıyla ilgili, "Bu önemli bir şey olmamalı. Çünkü meşru bir şekilde seçilmedi." sözlerini kullanan Trump ayrıca ABD Başkanını, ülkedeki Kovid-19 vakalarındaki artış, iç göç, ekonomi ve enerji konularında da eleştirdi. Eski ABD Başkanı, istifa çağrısından önce yayımladığı bir diğer bildiride ise "Joe Biden'ın Afganistan'da yaptığı efsane. Amerikan tarihinin en büyük yenilgilerinden biri olarak tarihe geçecek!" sözlerini sarf etmişti. Taliban'ın ülkeye hakim olma süreci ABD ile Taliban arasında Şubat 2020'de varılan barış anlaşması çerçevesinde bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan'dan geri çekilme süreci başladı. Anlaşma yabancı güçlere saldırılmamasını öngörürken Taliban'ın Afgan güvenlik güçlerine yönelik eylemlerine dair bir hüküm getirmedi. Afgan hükümetiyle Doha'daki müzakereleri devam ettiren Taliban, eş zamanlı şekilde hazirandan bu yana şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeyi, son bir ayda da vilayet merkezlerine hızla hakim oldu. Başkent Kabil çevresini kuşatan Taliban, kenar mahalleleri almaya başlarken hükümete yönetimi ve başkenti barışçıl şekilde devir çağrıları yaptı. Cumhurbaşkanı Eşref Gani akşam saatlerine doğru ülkeyi terk etti. Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahit, hükümet güçlerinin başkent Kabil'den ayrılması nedeniyle kentin ve kamu binalarının kontrolünü almaya başladıklarını açıkladı. Taliban, Kabil'de Cumhurbaşkanlığı Sarayından açıklamada bulunarak başkent ve ülkeye hakim olduğunu ilan etti.

2 yıl önce

ABD köpeklerini de tahliye etti! Afganlar çaresizce uçak peşinde koşarken koltukta taşıdılar..

Taliban güçleri, 20 yıl sonra Kabil'e girmelerinin ardından Afganistan yönetimini ele geçirdi. Bu gelişmenin ardından birçok devlet vatandaşlarını ve diplomatik misyonlarını ülkeden tahliye etmek için harekete geçti. Kabil Havaalanı'na inen uçaklar, birer birer vatandaşlarını tahliye etmeye başladı. ABD, ordusuna ait köpeklerin de tahliyesini gerçekleştirdi. KOLTUĞA OTURTULDU Servis edilen görüntülerde, Afganistan'da askeri görevlere katılan köpeklerin uçak içinde koltuğa oturtulduğu görülüyor. HAVAALANINDA KAOS Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'e girmeye başlamasıyla halk kenti terk etmeye başladı. Cadde ve sokaklarda trafik kilitlendi, havalimanında izdiham yaşandı. Taliban'ın ülke yönetimini eline almasının ardından binlerce Afgan, Kabil Havaalanına akın etmişti. Kalabalık nedeniyle uçaklar saatlerce beklemek zorunda kalmıştı. Afganların uçağın üstüne çıktığı ve yanlarında koştuğu görüntüler gündemin en önemli maddelerinden biri olmuştu.

2 yıl önce

Çin Dışişleri Bakanı Vang'dan ABD'ye Afganistan eleştirisi açıklaması

Çin haber ajansı Xinhua'nın haberine göre Bakan Vang, Amerikalı mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesinde Afganistan'daki durum ve ikili ilişkiler konusunda değerlendirmelerde bulundu. Vang, görüşmede "ABD askerilerinin aceleyle çekilmesi Afganistan'daki durumu son derece olumsuz etkilemiştir. ABD'nin sonraki adımında yeni problemler yaratacak girişimlerde bulunması sorumlu bir tavır olmayacaktır." şeklinde konuştu. Sorunları güçle ve askeri araçlarla çözmeye çalışmanın yalnızca onları artırmak anlamına geldiğini, Afganistan deneyiminden çıkan bu dersin üzerine düşünmeye değer olduğunu vurgulayan Vang şunları kaydetti: "Olgular bir kez daha göstermiştir ki mekanik olarak kopya edilmiş ithal yabancı bir modelin tamamıyla farklı tarihe, kültüre ve şartlara sahip bir ülkeye hazır kalıp gibi uyması ve nihai olarak yerleşmesi olanaksızdır." Vang, Çin'in Afganistan'da sorunsuz bir geçişin sağlanması ve insani yıkıma yol açabilecek yeni bir iç savaşın önlenebilmesi için ABD ile iletişim ve diyalog içinde olacağını belirterek "Afganistan, ulusal şartlarına uygun açık fikirli ve kapsayıcı bir siyasal sistemi benimsemeye teşvik edilmeli." ifadesini kullandı. Çin'in ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri olarak uluslararası sistemin en önemli ortakları olduğuna dikkati çeken Vang, "Ancak ABD bir yandan Çin'i bilerek baskılamaya ve kısıtlamaya çalışarak Çin'in meşru haklarına ve çıkarlarına zarar verip diğer yandan Çin'in desteğini ve iş birliğini beklememelidir." değerlendirmesinde bulundu.

1 2 ... 13 14 15 16 17 18 19 ... 85 86