Çin haber ajansı Xinhua'nın haberine göre Bakan Vang, Amerikalı mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesinde Afganistan'daki durum ve ikili ilişkiler konusunda değerlendirmelerde bulundu. Vang, görüşmede "ABD askerilerinin aceleyle çekilmesi Afganistan'daki durumu son derece olumsuz etkilemiştir. ABD'nin sonraki adımında yeni problemler yaratacak girişimlerde bulunması sorumlu bir tavır olmayacaktır." şeklinde konuştu. Sorunları güçle ve askeri araçlarla çözmeye çalışmanın yalnızca onları artırmak anlamına geldiğini, Afganistan deneyiminden çıkan bu dersin üzerine düşünmeye değer olduğunu vurgulayan Vang şunları kaydetti: "Olgular bir kez daha göstermiştir ki mekanik olarak kopya edilmiş ithal yabancı bir modelin tamamıyla farklı tarihe, kültüre ve şartlara sahip bir ülkeye hazır kalıp gibi uyması ve nihai olarak yerleşmesi olanaksızdır." Vang, Çin'in Afganistan'da sorunsuz bir geçişin sağlanması ve insani yıkıma yol açabilecek yeni bir iç savaşın önlenebilmesi için ABD ile iletişim ve diyalog içinde olacağını belirterek "Afganistan, ulusal şartlarına uygun açık fikirli ve kapsayıcı bir siyasal sistemi benimsemeye teşvik edilmeli." ifadesini kullandı. Çin'in ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri olarak uluslararası sistemin en önemli ortakları olduğuna dikkati çeken Vang, "Ancak ABD bir yandan Çin'i bilerek baskılamaya ve kısıtlamaya çalışarak Çin'in meşru haklarına ve çıkarlarına zarar verip diğer yandan Çin'in desteğini ve iş birliğini beklememelidir." değerlendirmesinde bulundu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Afganistan'daki son durum ile ilgili açıklamalarda bulundu. Stoltenberg'in açıklamalarından satırbaşları; Kabil'de önceliğimiz tahliyelerin başarılı bir şekilde tamamlanması. Afganistan'da durum son derece üzücü ve endişe verici. Özellikle Türkiye, İngiltere ve ABD'ye teşekkür ediyorum. Afganistan'da sonsuza kadar kalma gibi bir niyetimiz hiç olmadı. Şu anda bölgede hiç askerimiz yok ve durumun nasıl geliştiğine bakın. Taliban'ın kontrolü yeniden ele geçirmesi gibi bir risk hep vardı. NATO'nun Afganistan'da olduğu yıllar boyunca güçlü sesler ve önemli bir ilerleme olduğunu gördüm. Afganistan'da kadın hakları başta olmak üzere insan haklarıyla ilgili durumu yakından izlemeye devam edeceğiz.
Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliğinin sosyal medya hesaplarından yapılan duyuruda, Afganistan genelindeki güvenlik durumunun izlenmeye devam edildiği kaydedildi. Duyuruda, büyükelçiliğin Türk vatandaşlarıyla sürekli temas halinde olduğu ve bu süreçte tahliye olmak isteyenlerin dönüşleri için gerekli eşgüdümü sürdürdükleri belirtildi. Büyükelçilik ve konsolosluk çağrı merkeziyle iletişime geçen Türk vatandaşlarının, başvuru sırasına göre Türkiye'ye getirileceği kaydedilen duyuruda, "Vatandaşlarımızın kişisel güvenliklerini gözeterek, kendilerine haber verilene kadar beklemeleri uygun olacaktır. Büyükelçiliğimiz ve konsolosluk çağrı merkezi tarafından aranarak, tahliye için davet edilen vatandaşlarımıza gerekli yönlendirme yapılacaktır" ifadesi kullanıldı. Duyuruda ayrıca Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliğine +93 79 782 82 83 ve +93 79 182 79 76 ve konsolosluk çağrı merkezine +90 312 292 29 29 telefon numaralarından ulaşabileceği kaydedildi.
ABD Temsilciler Meclisi üyesi Andy Kim'in Afganistan'dan tahliye konusunda yardım talep eden kişilerle paylaştığı bir güncellemeye göre, ABD personeli Kabil'deki ABD Büyükelçiliği'ndeki tüm hassas malzemelerinden kurtulurken bazı Afganların pasaportlarını imha etti. CNN'in haberine göre pasaportların neden imha edildiği belli değil ancak diplomatlar, belgelerin Afganları hedef alabilecek Taliban üyelerinin eline geçmesinin tehlikeli olacağı için böyle bir karar alındığı görüşünde. Pasaport sahibi olmamak, çaresizce ve acilen ülkeden çıkmaya çalışan Afganlar için büyük sorunlar yaratıyor. Parlamenter Tom Malinowski, ABD'nin pasaportları yakılan Afganların kimliklerini doğrulamanın yollarını bulması gerektiğini söyledi. 'HİÇBİR AFGAN HAVAALANINA BELGELERİYLE GİTMEK İSTEMEYECEK' Malinowski, CNN'e verdiği demeçte, "Pasaportsuz insanların kimliklerini, örneğin telefon numaraları gibi başka şekillerde inceleyip anlamamız gerekecek. Çoğu durumda iletişim bilgilerini ve telefon numaralarını biliyoruz ve bu şekilde onları tanımlamamız gerekecek. Havaalanına gitmeye cesaret eden hiçbir Afgan, oraya kimlik belgeleriyle gitmek istemeyecektir" dedi. ABD, Kabil'deki tamamen boşaltılan ABD Büyükelçiliğini korumuyor ancak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price'a göre bölgenin güvenliği yüksek. ABD Dışişleri Bakanlığı, pasaportların imhasıyla ilgili yorum talebine yanıt vermedi.
Gani'nin BAE'de olduğu, BAE Dışişleri Bakanlığı'nca da doğrulandı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "BAE Dışişleri ve Uluslararası İş Birliği Bakanlığı, BAE'nin Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve ailesini insani gerekçelerle ülkeye kabul ettiğini doğrulamaktadır" ifadeleri yer aldı.
Amerikan ABC kanalına konuşan Başkan Joe Biden, Afganistan'dan ayrılma kararını, tahliye sürecinde ortaya çıkan durumu ve son gelişmeleri değerlendirdi. Afganistan'dan ayrılma kararının doğru olduğunu ve kararının arkasında olduğunu vurgulayan Biden, bu kararı almalarının gerekçelerini anlattı. "Afganistan'dan ayrılma sürecinin daha iyi yönetilebileceğine inanmıyor musunuz?" şeklindeki soruya yanıt veren Biden, "Sanmıyorum. Bu süreç, ardından kaosun ortaya çıkmadığı bir şekilde ele alınabilirdi, bunun bir yolu olduğu fikri var ama bunun nasıl olacağını bilmiyorum." şeklinde konuştu. Biden ayrıca, söz konusu kararı alırken "kaos olabilir" durumunu da karar alma sürecinde değerlendirdiklerini belirtti. Amerikalıların ülkeden ayrılmasına izin verip vermeyeceği konusunda Taliban'ın ne yapacağından emin olmadıklarını anlatan Biden, "Peki şu an ne yapıyorlar, iş birliği yapıyorlar. Amerikan vatandaşlarının ayrılmasına izin veriyorlar." dedi. Kabil Hamid Karzai Havalimanı'nda ortaya çıkan kaos görüntüleriyle ilgili fikri sorulan Biden, "Bir an önce kontrolü sağlamalıyız ve hızlı hareket etmeliyiz diye düşündüm. Ve öyle de yaptık." şeklinde konuştu. Afganistan'ı terk eden eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani ile Taliban'a karşı herhangi bir savunma yapmayan Afgan güvenlik güçlerine atıf yapan Biden, tam da bu sebeplerle ülkeden ayrılmalarının çok doğru bir karar olduğunu söyledi. "Basit bir karar verebilirdim. Eğer kalıyoruz deseydim o zaman çok daha fazla askeri oraya göndermeye hazırlanmamız gerekirdi." ifadesini kullanan Biden, verdiği kararlarla çok sayıda Amerikan askerinin Afganistan'da ölmesini engellediğini belirtti. Amerikalıların tahliyesi sona erene kadar ABD askerleri kalacak Biden, Afganistan'dan ayrılmak isteyen tüm Amerikalıların tahliye sürecinin 31 Ağustos'tan sonraya sarkması durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine, gerekirse bazı ABD askerlerinin kalacağını söyledi. "Afganistan'da 10 ila 15 bin Amerikalı var, doğru mu? Ülkeden ayrılmak isteyen tüm Amerikalılar tahliye edilene kadar askerlerin orada kalacağı konusunda taahhüt veriyor musunuz?" sorusuna Biden, "Evet." şeklinde cevap verdi. Biden, bunun, 31 Ağustos'tan sonra da Afganistan'da kalacakları anlamına gelmediğini vurgularken, halen tahliye edilmesi gereken Amerikalıların olması durumunda 31 Ağustos'ta ne kadar ve ne şekilde askerin kalacağı konusuna bakacaklarını ancak kalan vatandaşlarını çıkaracaklarını belirtti. Taliban’ın ülkeye hakim olma süreci ABD ile Taliban arasında Şubat 2020'de varılan barış anlaşması çerçevesinde bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan'dan geri çekilme süreci başladı. Anlaşma yabancı güçlere saldırılmamasını öngörürken Taliban'ın Afgan güvenlik güçlerine yönelik eylemlerine dair hüküm getirmedi. Afgan hükümetiyle Doha'daki müzakereleri devam ettiren Taliban, eş zamanlı şekilde, hazirandan bu yana şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeye, son bir ayda da vilayet merkezlerine hızla hakim oldu. Başkent Kabil çevresini kuşatan Taliban, 15 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terk etmesinin ardından kenti çatışmasız şekilde kontrolüne aldı.
Johansson, içişleri bakanlarının olağanüstü toplantısının ardından yaptığı açıklamada AB personelinin ve AB ile çalışan Afganların tahliyesi için çalışmalarının çok zor koşullarda devam ettiğini bildirdi. Johansson, şu değerlendirmelerde bulundu: "Afganistan'daki istikrarsızlığın artan göç baskısına yol açması muhtemeldir. Bu nedenle tüm senaryolara hazırlanıyoruz. İnsanlar AB'nin dış sınırlarına ulaşana kadar beklememeliyiz. Bu bir çözüm değil. İnsanların kaçakçıların işlettiği güvenli olmayan, düzensiz ve kontrolsüz yollarla AB'ye yönelmesini engellemeliyiz. Aynı zamanda, Afganistan'da acil tehlike altındaki insanları terk edemeyiz. Afganistan'daki gazeteciler, sivil toplum çalışanları ve insan hakları savunucuları ve özellikle kadınlar en fazla risk altında olanlar arasında." Bölge ülkeleriyle yakın iş birliği mesajı Johansson, Afganistan'ın komşularıyla yakın çalışılması ve onlara gerekli insani ve kalkınma yardımını sağlamaya hazır olunması konusunda desteğin artırılması gerektiğini vurguladı. AB'nin Pakistan, İran ve Tacikistan'ın yanı sıra Türkiye gibi ülkelerle iş birliğini yoğunlaştıracağını ifade eden Johansson, "Afganistan'daki durum açıkça güvenli değil ve bir süre daha güvenli olmayacak." değerlendirmesini yaptı. Johansson, toplantıda bakanları Afganların yerleştirilmesi için taahhütlerini ve kotalarını artırmaya çağırdığına dikkati çekerek, "AB, bölgedeki Afgan mültecilerin desteklenmesinde de öncü rol oynamaya devam edecektir." şeklinde konuştu.
Bakan Çavuşoğlu gazetecilere yaptığı değerlendirmede; "Kapsayıcı bir hükümet kurulacak mı bunları görmemiz lazım. Görüştüğümüz herkes hemfikir uluslararası toplumla hep birlikte hareket edeceğiz. Atacağımız adımlar koordine edilecek. Belki NATO Dışişleri Bakanları toplantısı olacak cuma günü… Önceden bir karar vermek, şöyle olacak böyle olacak doğru olmaz." dedi. ÇAVUŞOĞLU, TALİBAN’DAN TÜRKİYE’YE ZİYARET OLUP OLMAYACAĞI SORUSUNU "Havaalanı ile ilgili farklı görüşler vardı. Ama bu gelişmeler oldu o zaman sayın Cumhurbaşkanımız TV’de söylemişti ama değişik kanallardan iletişimimiz var Kabil’den Doha üzerinden temaslarımız var olması da lazım. Şimdi hükümet kurmak için kendi aralarında görüşmeye başladılar esas öncelikleri o” KILIÇDAROĞLU’NUN AFGAN MÜLTECİLER İÇİN AMERİKAYLA ANLAŞILDIĞI İDDİASI Bakan Çavuşoğlu; "Böyle bir anlaşma hiç olmadı böyle bir teklif de bize hiç gelmedi. Getirelim Afganları sizde tutalım teklifi hiç gelmedi. Gelse de biz kabul etmeyiz” ifadesini kullandı. AFGANİSTAN'DAN TAHLİYELER Çavuşoğlu açıklamalarının devamında, bin 500 civarında Türk’ün Afganistan’da bulunduğunu söyledi. Bu vatandaşların bir kısmının dönmek istemediğini belirtti. Çavuşoğlu, Afganistan’daki vatandaşlara tek tek ulaşılarak gitmek isteyenlerin Türkiye’ye tahliyesini sağladıklarını ifade etti. TÜRKİYE AFGAN HÜKÜMETİNİ TANIYACAK MI? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Taliban'ın kuracağı yeni hükümetin tanınıp tanınmayacağı ile ilgili soru ile ilgili olarak da; "Ortak tutum için ülkelerle görüşüyoruz, önceden karar vermek doğru olmaz." dedi.