25 Nisan Perşembe 2024
1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Onur Şener açıklaması: Olayı siyasete alet etmek ailesine zulümdür. Meselenin takipçisi olacağız.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Açılış Töreni'ne katıldı. "MESELENİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Onur Şener cinayetiyle ilgili "Olayı siyasete alet etmek ailesine zulümdür. Faillerin hak ettiği cezayı alması için meselenin takipçisiz olacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: "Bugün bu güzel binada Türkiye'nin en modern sanat birikimini ihya ediyoruz. Modern tasarımı, güvenlik donanımı ve estetik özellikleri ile Resim ve Heykel Müzesi her açıdan şehrimize yakışan bir eser oldu. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Cumhuriyet tarihimizin en köklü yapıları arasında yer alıyor. Binanın elverişsiz şartlarından dolayı müzede yer alan eserler de maalesef zarar görüyordu. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ülkemizin en önemli sanat destinasyonlarından biri olacak. KOLEKSİYON SAYISI 10 BİNİN ÜZERİNE ÇIKTI Ülkemiz genelinde 56 müzeyi ilk kez ziyarete açarken, 18 müzemizi de yeni inşa edilen binalarında milletimizle buluşturduk.1937’deki ilk sergide sadece 320 eser varken, bugün İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonu 10 binin üzerine çıkmıştır. Nerede bir ata yadigari eserimiz varsa buluyor, ihya ediyor, sahip çıkıyoruz. 9 bin 134 eseri ait oldukları topraklara kavuşturduk. Göreve geldiğimizde 59 olan özel tiyatro sayısı 428'e yükseldi. Devlet idaresinde makbul-makbul olmayan vatandaş ayrımına gidenler, benzer tavrı sanat dallarında da sergiledi. Sanatı tekelleştiren çarpık bakış açılarını reddediyoruz. Eski Türkiye'ye ait bu tip arizi durumların artık tamamen geride bırakılmasını istiyoruz. Hiçbir komplekse kapılmadan, insanlığın ortak birikiminden azeri derecede istifadenin gayretindeyiz. Sanatı tekelleştiren, sanatçıyı toplumun karşısında konumlandıran çarpık bakış açılarını reddediyoruz"

1 yıl önce

Bakan Soylu, Diyarbakır’da Yasin Börü’nün ailesiyle bir araya geldi

https://twitter.com/suleymansoylu/status/1579093327202619392?s=46&t=afF0QsK4Je1Ghn0tGpxlEA İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde “Hamo Ağa” olarak tanınan kanaat önderi Mehmet Arslan'ın oğlu iş adamı Tahsin Arslan'ın yaptırdığı "Muhammed Recai Arslan Kur'an Kursu" açılışına ve hafızlık icazet programına katıldı. Bakan Soylu, ilçeden ayrıldıktan sonra, 6-8 Ekim olaylarında kurban eti dağıtırken terör örgütü PKK’lılar tarafından arkadaşlarıyla birlikte katledilen Yasin Börü’nün ailesiyle bir araya geldi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1579115449153097729?s=46&t=afF0QsK4Je1Ghn0tGpxlEA Bakan Soylu, basına kapalı gerçekleştirilen ziyaretin fotoğraflarını sosyal medya hesabından paylaştı. Bakan Soylu, paylaşımında, “Diyarbakır’da, bir bayram gününde bu millete kastetmiş hainler tarafından katledilen Yasin Börü evladımızın ailesini ziyaret ettik. Ailesinin sabrına, metanetine minnettarız. Allah, evladımıza rahmet eylesin” ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

LGBT Dayatmasına Karşı Büyük Aile Yürüyüşü bu kez Konya'da düzenlendi

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Önder Kutlu, burada yaptığı konuşmada, etkinliğe katılanların büyük bir mesaj verdiğini söyledi. Aileye sahip çıkmak için Konya'da çok sayıda kişinin yürüyüşe katıldığını aktaran Kutlu, "Kimler toplum üzerine hesap yapıyorsa o hesaplarını gözden geçirmek zorunda kaldılar. Uzun soluklu bir yürüyüşün ilk adımını attık. Bundan sonra da çalışmalarımız devam edecek." dedi. Kutlu, küresel güçlerin orkestra şefliğinde, yerli işbirlikçilerin destekleriyle yürütülen sürecin herkesi rahatsız ettiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Bugüne kadar sesimiz düşük tonda çıkmış olsa da bu, yapılanların farkında olmadığımız anlamına gelmiyor. Kimlerin neleri pişirip bize servis etmekte olduğunu biliyoruz. Ancak bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı bir biçimde mesafe alabileceklerini tahmin etmek zordu. Maalesef pandemi ile hızlanan dijitalleşme, işlerini kolaylaştırdı. Bugün bizler kendimizi savunmak, nefret söylemi içinde olmadığımızı ifade etmek zorunda bırakılıyoruz. Oysa fıtrata Cenab-ı Allah'ın bizlere uygun gördüğü role, görüntüye aykırı davrananlar başkaları. Yani savunma yapması gerekenler, savcı pozisyonunda, bizler ise sanık pozisyonundayız. Yavuz hırsız misali bizi savunma pozisyonuna iterek ötekileştirmek istiyorlar. Onların çizdiği sınırlara sıkışıp kalmayacağız."

1 yıl önce

Bakan Soylu'dan aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele paylaşımı: “Kadına el kal-ka-maz”

Bakan Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı videolu paylaşımda, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, aslında pek çok sorunu dünya ile yaşadıklarını ifade ederek, problemlerin içlerinden özellikle kadına şiddetin asla Türk milletine yakışmadığını söyledi. "Cennet annelerin ayakları altındadır" diyen, "kadına el kalkmaz" diyen bir medeniyete kadına şiddet uygulamanın hiç ama hiç yakışmadığını vurgulayan Soylu, "Bir kadına, bir çocuğa, bir anneye, ayrılmak isteyen eşe, ayrıldığı eşine, nişanlıya şiddet göstermek sırf kadın ve çocuk olduğu için zulmetmek. Bunlar bize yakışmıyor. Bu ne haktır, bu ne insanlıktır, ne de erkeklik. Dinde de vicdanda da yeri yoktur" ifadesini kullandı. Dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele ettiğini belirten Soylu, şöyle devam etti: "21. yüzyılın başında Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bu alanda ülkemizde devrim niteliğinde adımlar atıldı. Her şeyden önce anayasa değiştirerek kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapmayı ilk defa bir anayasa kuralı haline getirdik. Aile içi ve kadına yönelik şiddeti engellemek için kanunlar, yönetmelikler ve uygulamalar yapıldı. Namus cinayeti ve töre cinayetlerinde yapılan ceza indirimleri, mahkemedeki iyi hal indirimleri de kaldırıldı. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da bizim stratejilerimiz var." https://twitter.com/suleymansoylu/status/1588596475163947008?s=46&t=ezTKiuRK73PZfkSusLxPbQ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinesinde Milli Eğitim, Adalet, Sağlık ve İçişleri bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığınca kadına yönelik şiddetle mücadelede IV. Ulusal Eylem Planı'nın (2021-2025) hazırlandığını hatırlatan Soylu, bu plana ek olarak 2022'de her birimin sorumlu olduğu faaliyet planının da yayınlandığını ifade etti. "KADES uygulamasını 4 milyon 105 bin kadın telefonuna indirdi" Bakanlık olarak kendilerine düşen görevler çerçevesinde pek çok uygulamayı hayata geçirdiklerini anlatan Soylu, şunları söyledi: "Tedbirlerin bir kısmı, önleyici olmaya yönelik, modern teknolojinin tüm imkanlarını sahaya öncelikle sürdük. Mesela 2018'de KADES adlı uygulamayı devreye aldık. Kadınlarımız bunu cep telefonlarına indiriyorlar. Bir panik butonu gibi çalışıyor. Acil durumda tek dokunuşta 112 Acil Çağrı Merkezimize ihbar düşüyor. En yakın ekibi yönlendiriyoruz. 27 Ekim itibariyle 4 milyon 105 bin kadın bu uygulamayı telefonuna indirdi. 536 bin ihbar aldık. Ekiplerimiz hepsine gitti. Bunların 318 bini gerçek ve tehlike içeren ihbarlardı ve hepsine müdahale edildi. Küçük bir not, başarısından dolayı KADES uluslararası ödül aldı. Fransa ve Belçika da uygulamayı örnek aldı." Bakanlık olarak aldıkları tedbirlerden bir diğerinin GAMER'deki Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi olduğunu söyleyen Soylu, "Riski yüksek vakalarda mahkeme kararıyla takılan elektronik kelepçeler, söz konusu merkezden 7 gün 24 saat izlenmektedir. Aynı anda 1500 vakayı takip edebiliyoruz. Uzaklaştırma kararı olan erkek, kadına yaklaştığında sistem uyarıyor ve ekiplerimiz anında müdahale ediyor. Şu ana kadar 1950 vaka izledik. Halen 747 vakanın izlemesi de devam ediyor." diye konuştu. Kadınların şikayet imkanlarını ve şikayet takip kapasitesini artırmak için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Soylu, şu bilgileri paylaştı: "Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 1005, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde 242 olmak üzere 1247 yerde Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliği kurduk ve her ilçede ulaşılabilir oldu. 100 bin nüfusun üzerindeki kadın konuk evi olmayan belediyeler, konuk evi açmaları konusunda uyarıldı ve süre verildi. Ayrıca Polis Merkezi amirlikleri ve jandarma karakollarındaki Güven Masaları'na 3 bin kadın personel görevlendirerek kadınlarımızın kendilerini daha rahat ifade etmelerini sağladık. Öte yandan valilik ve ilçelerimizde bulunan Açık Kapı birimlerimizde de bu şikayetlerin alınmasını ve ŞÖNİM'lere yönlendirilmesini sağladık. Bu kanalları açtıkça alınan şikayetler de elbette ki tedbir kararları da ulaşılabilirlikle arttı." Kadına yönelik şiddet olaylarında temel yaklaşımlarının önleyici olduğunun altını çizen Soylu, işin risk analizi boyutuna ayrı bir önem verdiklerini belirtti. Dünyada kullanılan risk analiz formlarını ve yöntemlerini de kullandıklarını ifade eden Soylu, "Her olayda, olaya özel bir kayıt ve risk değerlendirme formu doldurup analiz ediyoruz. Bu formlarımızı sürekli yeni kriterlerle güncelliyoruz. Şimdi de yeni bir projeyle bu analizleri yapay zeka algoritmalarıyla yapmak için çalışma başlattık. Şu an test aşamasındayız. İnşallah çok kısa bir süre içerisinde her olay için daha isabetli, daha erken uyarı veren ve daha önleyici bir sisteme hep birlikte kavuşmuş olacağız" dedi. Her konuda olduğu gibi aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede de işin en önemli unsurunun insan, uzman personel ve toplumsal farkındalık olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti: "Son 3 yılda toplam 327 bin kolluk personelimize bu konuda eğitim verdik. Ayrıca son 2 yılda 38 bin erbaş ve ere, Polis Akademisi ile Jandarma Sahil Güvenlik Akademisinde öğrenim gören yaklaşık 24 bin öğrenciye, 1327 mülki idare amirine yani kaymakamlarımıza, valilerimize, 18 bin muhtarımıza bu konuda eğitim verdik." 'Kadına el kalkamaz' projesi hayata geçirildi Yepyeni bir projeye başladıklarını duyuran Soylu, buna ilişkin şu bilgileri paylaştı: "'Kadına el kalkamaz' adını verdiğimiz bu projeyle erkek odaklı yaygın bir bilgilendirme çalışması yapıyoruz. Şu ana kadar tam 5 milyon erkeğe ulaşıldı. 100 binden fazla afiş ve pankart hazırlandı. Bir buçuk milyondan fazla broşür dağıtıldı. Tüm bu çalışmalar sonucunda geldiğimiz nokta şudur, 2015'de yıllık maalesef 360 kadın cinayeti yaşanmıştı. Nüfusumuz yüzde 7 buçuk artmasına rağmen geçen yıl 309'a indi. Bu yıl da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8'lik bir azalış var. Yani bir iniş trendi var. 2015'de şüpheliye yönelik verilen önleyici tedbir kararı sayısı 295 bin, 2021 yılının sonunda bu sayı 726 bin olmuştur. Bu yıl ise halen 608 bin yani devletin bütün organları, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda tam bir seferberlik halindedir." Dünyada yaşanan olaylarla Türkiye'dekilerin verilerini de paylaşan Soylu, şunları söyledi: "Aile içi ve kadına yönelik şiddette ölüm oranı Türkiye'de milyonda 5 ve hala düşüyorken Amerika'da milyonda 22, yani 4 katımız. Ukrayna'da milyonda 21, Belçika, Avustralya ve Romanya'da milyonda 8, İsrail, Hırvatistan milyonda 7, Finlandiya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti milyonda 6, Almanya, Hollanda, İsveç, İspanya, Norveç bizimle aynı yani milyonda 5. Birçok ülkede bu ölüm oranları sadece eşi, ayrıldığı eşi ve kız arkadaşını kapsamasına rağmen bizde aile içi anne, kız kardeş gibi bireyleri de kapsamaktadır. Elbette bir sayısına bile tahammülümüz yoktur. Bir aile içi şiddete, bir kadına şiddete bir ölüme dahi tahammülümüz yoktur. Hedefimiz sıfır şiddet. Bu sayıların tamamı sıfır olana kadar şiddet sıfır, can kaybımız sıfır, gözyaşı sıfır olana kadar tüm kadınlarımız kendini her zaman güvende hissedene kadar çalışmaya, çalışmaya ve çalışmaya devam. Aile içi şiddet ve kadına şiddet insanlık dışıdır. Kadına el kalkamaz."

1 yıl önce

İyi Partili Ezgi Dilara Gökçe, kuduzla savaşan çocuğun ailesini suçladı

Bitlis’te 10 yaşındaki Mustafa Erçetin ile 9 yaşındaki Polat Ergün’e, geçtiğimiz günlerde sokak köpekleri saldırdı. Ancak Mustafa, bu saldırıyı ailesinden sakladı, bisikletten düştüğünü söyledi. Kolu uyuştu, hırçın davranışlar başladı Çok geçmeden sağ kolunda uyuşma başlayan, hırçın davranışlar sergileyen, sudan korkan ve anlamsız konuşan çocuğun kuduz olduğundan şüphelenildi ve her ikisi de Ankara’ya sevk edildi. Bu sırada çocukların ısırıldığı Adilcevaz ilçesinin Göldüzü köyündeki köpekler ile kedilere kuduz aşısı yapıldı. Kuduz tanısı konuldu Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan ve sağlık durumu ciddiyetini koruyan Mustafa Erçetin'e, kuduz tanısı konuldu. Polat Ergün'ün ise yapılan tetkiklerde kuduz olmadığı anlaşıldı. “Başıboş köpek sorunu değil, sorumsuz aile sorunu” Erçetin’in yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edilirken, İyi Parti Ankara İl Başkan yardımcısı avukat Ezgi Dilara Gökçe’den skandal bir paylaşım geldi. Kuduzla savaşan çocuğun ailesini suçlayan Gökçe, sosyal medya hesabından “Başıboş köpek sorunu değil, sorumsuz aile ve insanlar sorunu var” yorumunda bulundu. Gelen tepkiler üzerine Gökçe, bu paylaşımını sildi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aile kavramını anayasal zemine oturtmak istiyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: Kadını hayatın her alanında desteklerken, aileyi de en güçlü şekilde ayakta tutup geliştirecek bir politika takip etmenin kararlılığı içindeyiz. Teklifini vermeye hazırlandığımız son anayasa değişikliğiyle aile kurumumuza ve insan fıtratına yönelik tehditlerin önüne bir set daha çekmiş olacağız. Kadını hayatın her alanında desteklerken, aileyi de en güçlü şekilde ayakta tutup geliştirecek bir politika takip etmenin kararlılığı içindeyiz. İşte şimdi anayasal bir düzleme taşıyalım. Olayı da başörtüsünü sağlama alırken aile konusunu da bir zemine oturtmak suretiyle ailede herhangi bir sıkıntıya mahal vermeyelim. Güçlü aile güçlü milletleri doğurur. Muhalefet bundan endişe etmiş. Bunda korkulacak bir şey yok. Aileyi en güçlü şekilde ayakta tutacak bir politika takip etmenin kararlılığı içindeyiz.

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinin oturma eylemine bir aile daha katıldı: “Oğlumun dönmesini istiyorum”

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1162'nci gününde sürüyor. Erzurum'dan gelen baba Faruk ile anne Şenay Koç, 15 yaşında dağa kaçırılan çocukları Abdulmutalip için eyleme dahil oldu. Baba Koç, gazetecilere, oğlunun 2015'te dağa götürüldüğünü belirterek, 7 yıldır kendisinden haber alamadıklarını söyledi. Oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulunan Koç, oğluna kavuşana kadar eylemi sürdüreceklerini belirtti. Oğlunu HDP'den istediğini ifade eden Koç, "Oğlumun dönmesini istiyorum. Onu özlüyoruz. 7 yıldır hasretini çekiyoruz. Evimizin kapısı ona açık." dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü: TDT'de gözlemci üye olunmasıyla aile fotoğrafımız tamamlandı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, KKTC’nin kuruluşunun 39’uncu yıldönümü için yazılı mesaj göndermiş olmakla birlikte bir kez daha tebriklerini iletti. KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasıyla birlikte aile fotoğrafının tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hitabında KKTC’nin tanınması için uluslararası topluma yaptığı tarihi çağrı doğrultusunda mücadeleye hep birlikte devam edeceklerini belirtti.

1 2 ... 17 18 19 20 21 22 23 ... 30 31