29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Evlat nöbetindeki aileler: Ha HDP ha İsrail değişen bir şey yoktur

Diyarbakır’da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını için HDP il binası önünde eylem yapan aileler, Ramazan Bayramı’nın üçüncü gününde Gaziantep’e gelerek Gara şehidi Adil Kabaklı ve Müslüm Altıntaş’ı mezarı başında andı. 'HERKES BAYRAM YAPIYOR BİZ YAPAMIYORUZ' Terör örgütü PKK tarafından 2009 yılında kaçırılan oğlu Yusuf Bektaş için evlat nöbetinde olduğunu belirten baba Celil Bektaş, ölene kadar şehitlerin arkasında olacaklarını ifade etti. İsrail’in Filistin’e yaptıklarının aynısının HDP’e tarafından kendilerine yapıldığını söyleyen Bektaş, “Ben Yusuf Bektaş’ın babasıyım. 2009 yılında kahrolası parti HDP evlatlarımızı bizden çaldı. Evimizi yıktılar. Herkes bayram yapıyor biz maalesef yapamıyoruz. Bunu her zaman her yerde söylüyorum. Ben Diyarbakır’da Kürt, İstanbul’da Türk, Trabzon’da Laz’ım. Gara şehitlerimizi ümitle bekliyorduk ne yazık ki şehitlik haberleri geldi. Ha İsrail ha HDP fark etmiyor. İsrail de çocuk öldürüyor HDP de çocuk öldürüyor. Bunlara destek verenler öbür dünyada bunun hesabını nasıl verecekler çok merak ediyorum. CHP ve İyi Parti’yi şiddetle kınıyorum. Gözünü kapatanları, aileleri duymazdan gelerek kulaklarını tıkayanları kınıyoruz. Biz şehitlerimizin ölene kadar yanındayız. Gara şehitlerimizin ziyaretlerine ilk olarak dün Mardin’e giderek Vedat Kaya’yı ziyaret ederek başladık. Bugün de Gaziantep’e gelerek Gara şehitlerimizden Adil Kabaklı ve Müslüm Altıntaş’ı mezarı başında ziyaret ediyoruz. Daha sonra Malatya’ya gideceğiz. O Karayılan alçağı diyor ki ‘Biz Kürt’ü temsil ediyoruz’ hayır, bizi temsil edemezler. Onlar Kürt olamazlar. Onlar olsa olsa İsrail uşağı, Amerika’nın uşağı olurlar. Benim oğlumu Amerikan askeri yapmışlar kendi oğullarını Avrupa’da yaşatıyorlar. Neymiş Kürt davasıymış, yalan söylüyorlar. İyi ki arkamızda Cumhurbaşkanımız var, İçişleri Bakanımız var. Biz Türk milleti olarak güçlüyüz ve kimse bizi yıldıramaz. Ben buradan tekrar Gara şehitlerimize ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennettir zaten. Ailelerimize tekrardan başsağlığı diliyorum” dedi.

2 yıl önce

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı'ndan Peker'e suç duyurusu

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar ve avukat Barbaros Yılmaz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi vererek Ankara Adliyesi önündeki basın açıklaması yaptı. Vakıf Başkanı Lokman Aylar, Sedat Peker'in sözlerine ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya değil Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu kaydetti. Başsavcılığına verilen dilekçede, Peker hakkında "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama" suçundan kamu davası açılması talep edildi. 'ÜLKEMİZİN LİDERİNİ YIPRATMAYA ÇALIŞIYORLAR' Aylar, devlet içinde şaibe yaratılmaya çalıştığını kaydederek, "Hükümet düşürmeye, bakan düşürmeye, ülkemizin liderini yıpratmaya, kurumları karıştırmaya, devletimiz için şaibe oluşturmaya, 'Türkiye mafya devletidir' algısı inşa etmeye ve 'zaaflar ülkesi' görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Bu sebeple İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu hakkında kamuoyu tarafından organize suç örgütü lideri olarak bilinen Sedat Peker isimli şahıs tarafından sarf edilen beyanlar, bakanımız Süleyman Soylu beyin şahsı hakkında münferiden değerlendirilemeyeceğini, yapılan açıklamaların Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne, anayasal organların tamamına, vatanına, milletine ve varlığına yönelik saldırı mahiyetinde olduğundan bu uğurda canlarını feda eden kahramanlarımız ve bu uğurda uzuvlarını kaybeden gazilerimiz adına bu ülkeye beden ödeyen kahramanlar ve aileleri bu toprakları vatan yapmak için hayallerini feda eden gazilerimiz ve vatan yürekli Türk milleti buna müsaade etmeyecektir" dedi.

2 yıl önce

Evlat nöbetine bir aile daha katıldı

Evlatları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da HDP il binası önünde başlattığı oturma eylemi 656'ncı gününde devam ediyor. Osmaniye'den 17 yıl önce kandırılarak dağa götürülen kızı Devlet Çelik için gelen anne Zeliha Çelik de oturma eylemine dahil oldu. Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, devleti sevdikleri için kızına Devlet adını koyduklarını söyledi. Kızına kavuşmak için HDP il binası önüne geldiğini belirten Çelik, kızına teslim olması çağrısında bulundu. Çelik, şöyle devam etti: "Kızımın ne işi var orada. Kızımı kandırdılar, götürdüler, bana göstermediler. Kızımı PKK'dan istiyorum. Perişan durumdayız. Babası da hasta. Televizyonda annelerin eylemini gördüm, ben de kızıma kavuşmak için eyleme katılmak istedim. Kızımı istiyorum. Teslim olmasını istiyorum, yeter artık, gözyaşlarım bitsin. HDP kızımı versin. Kızım beni duyuyorsan gel teslim ol. Annene gel kızım korkma."

2 yıl önce

300 aile Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi oldu

Milyonlarca öğrencinin uzun bir çalışma temposu sonrası üniversite hayallerini gerçekleştirmek için YKS sınavına gireceği zaman CHP medyası, öğrencilerin moralini altüst eden bir yalan habere imza atmıştı. KILIÇAROĞLU, YALANI PAYLAŞIP ORTAK OLMUŞTU "Katarlı gençlere sınavsız tıp eğitimi hakkı verildiği" yönündeki asılsız haber, Sözcü, Cumhuriyet ve T24 haber sitesinde yayımlanırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter'dan bu haberi paylaşarak yalana ortak olmuştu. Çocukları YKS'ye giren Türkiye'nin farklı yerlerinden 300'den fazla aile, çocuklarının sınav öncesi moralinin bozulduğunu ve motivasyonlarının düştüğü gerekçesiyle yalan haberi yapanlar ve yayanlar hakkında şikayetçi oldu. "MiLYONLARCA ÖĞRENCİNİN HAYATIYLA OYNADI" Mağdur ailelerin avukatlığını üstlenen Doğukan Yılmazer, "Sınava saatler kala, Katarlı öğrencilerin üniversitelere sınavsız alınacağı seklinde ve ilgili devlet kurumlarınca çok kısa süre içerisinde yalanlansa da servis edilmeye devam edilen bir haberle amaçlanan iktidarı yıpratmak olsa da doğrudan milyonlarca öğrencinin hayatıyla oynandı. Bir gün sonra söz konusu habere ilişkin yayımlanan tekzip ve düzeltmeler ise insanların aklıyla alay etmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Dünden bu yana görüştüğüm bütün ebeveynler ve eğitimcilerin ortak görüsüdür ki sınava giden saatlerde çocukların umutları gibi psikolojileriyle de oynanmıştır. Anne babalar dün gece çocuklarıyla yasadıkları diyalogların, mesajlaşmalarının fotoğraflarını gönderiyorlar. Türkiye'nin dört bir yanından bana, onları anlıyor ve üzülüyorum. Bizler de o çocuklarla aynı yollardan geçtik. Gençlerin hayalleriyle oynamak bu kadar kolay olmamalı" dedi. "2 MİLYONDAN FAZLA GENCİMİZE HAKSIZLIK EDİLDİ" Avukat Yılmazer, "Büyük mağduriyet oluşmuş durumda. Çocukların gardları düşmüş, motivasyonları yerle bir. Eğitimcilerden, psikologlardan görüşler aldım bu süreçte. Oluşan mağduriyet nedeniyle tazminat davası açmaya hazırlanıyoruz. Bize başvuran ailelerden ücret almayacağız. Bu yalan, çarpıtma haber bir iki medya organının servisiyle kalsa belki bir parça etkisi daha düşük olabilirdi ancak ülkenin ana muhalefet partisinin lideri gibi üst düzey siyasetçiler hatta bazı üniversite profesörleri de paylaşınca gençlere sanırım yalnızca `inanmak` kaldı. Buradaki üzüntümüz siyasi parti liderlerinin de olayın aslını bilmeden böyle bir algı oluşturulmasına yardım etmesidir. 2 milyondan fazla gencimize haksızlık edildi" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan Elmalı davası açıklaması

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Antalya'nın Finike ilçesinde, 6 Mayıs 2020'de kız çocuğu G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.'nin istismara uğradığı şüphesinin ardından konunun kolluk güçlerine intikal ettirildiği belirtildi. İlk görüşmenin Çocuk İzlem Merkezi'nde yapılmasından sonra çocuklara psikososyal destek verilmeye başlandığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi: "Yargılama sürecinin başlaması ile birlikte Bakanlığımız davaya müdahil olmuştur. 16.10.2020 tarihinde gerçekleştirilen ilk duruşmada anne ve üvey baba tutuklanmıştır. 05.01.2021 tarihinde gerçekleştirilen üçüncü duruşmada sanıkların tahliyesine karar verilmiş, Bakanlığımız avukatları karara itiraz etmiştir. 05.03.2021 tarihinde gerçekleştirilen duruşmada Bakanlığımız avukatları sanıkların tutuklanması talebinde bulunmuştur. 21.05.2021 tarihindeki duruşmada ise Bakanlığımız avukatları sanıkların tutuklanması talebini yinelemiştir. Bu travmatik süreçte çocuklarımızı ihtiyaç duydukları sosyal hizmet modellerimiz ile desteklemeye devam ediyoruz. Faillerin mümkün olan en ağır cezayı alması için devam eden hukuki süreçte çocuklarımızın üstün yararı gözetilerek Bakanlığımızca yakın takibimizi sürdüreceğiz."

2 yıl önce

Muş'ta çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutarak eylem yapan aile sayısı 6'ya yükseldi

PKK'nın kaçırdığı çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren aileler, Muş HDP İl Başkanlığı önünde "Halk Düşmanı Parti", "Evlatlarımızı vereceksiniz", "Ha HDP, ha PKK", "Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir" ve "Halkı Dolandıran Parti" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarına ait fotoğraf ve Türk bayrakları taşıyan aileler, HDP aleyhine slogan atarak partililere tepki gösterdi. Bulanık ilçesine bağlı Elmakaya Beldesi'nde yaşayan Yemlihan Arul da terör örgütünce kaçırılan kardeşine kavuşmak için eyleme destek verdi. Arul, yaptığı açıklamada, kardeşinin 2015 yılında örgüt tarafından kaçırıldığını belirtti. Kardeşi gelene kadar eylemi sürdüreceğini ifade eden Arul, şöyle konuştu: "Annemin vasiyeti üzerine buraya geldim. Annem vefat etti. Annem, 'Mustafa'yı bulup gel' dedi. Ben de Mustafa için geldim. Sadece onlardan çocuklarımızı istiyoruz, çok şey istemiyoruz. Ben kardeşimi istiyorum. Bugüne kadar kardeşimle hiç görüşme şansım olmadı ve hiçbir yerden de haber alamadık. Gidiş o gidiş." "Diyarbakır'da HDP binasının kepengini kapatıp kaçtılar" Kardeşi dağa kaçırılan Ümit Özcan da kardeşi Atilla Özcan için eylemini sürdürdüğünü dile getirdi. "Kardeşimi HDP götürüp PKK'ya satmıştır. Ben, kardeşimi HDP'den istiyorum." diyen Özcan, şunları kaydetti: "Sonuna kadar kararlıyım. Diyarbakır ve Muş'taki eyleme de katılıyorum. Diyarbakır'da HDP binasının kepengini kapatıp kaçtılar. Suçlu olan kaçıyor. Şu an bina orada boş. Kürt Türk davası diyorlar. Bizim Kürt Türk davası diye bir davamız yok. Bizim Türklerle bir sıkıntımız yok. 'Kürt davası' diyorlar Ermeni'ye çalışıyorlar, Amerika'ya çalışıyorlar, oraya asker götürüyorlar. Bizim tek bir devletimiz var o da Türkiye Cumhuriyeti devleti. Biz bu devletin insanıyız, Amerika'nın Kürt'ü değiliz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt'üyüz." HDP'den çocuğunu isteyen anne Şahinaz Özcan da oğlunun 4,5 yıldır kayıp olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Oğlumdan hiçbir haber alamadım. Çocuğumdan haber almadan da buradan kalkmayacağım, eyleme devam edeceğim. HDP, PKK'ya destek veriyor. HDP, PKK'ya destek vermeseydi PKK bu işleri yapamazdı. Atilla oğlum biz burada seni bekliyoruz. Neredeysen gel devlete teslim ol, gel polise teslim ol. Burası güvenli. Orası senin yerin değil. Bugün de bir aile daha gelip bize katıldı ve destek olmaya başladı." Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden ailelere destek Muş Kardeşlik Platformu Kurucu Üyesi Kıyasettin Seçkin de HDP il binası önünde eylem yapan ailelere destek verdi. Seçkin, burada yaptığı açıklamada, çocuğu dağa kaçırılan ailelere bu eyleme destek vermeleri yönünde çağrıda bulunarak, şunları söyledi: "Devletimiz, PKK'nın tepesine binip onları ezdikçe biz özgürlüğümüzü ve hürriyetimizi o oranda elde etmiş oluyoruz. Bunun göstergesi de annelerin ortaya çıkıp evlatlarını bu zalimlerden istemesidir. 1994 tarihinde Batman ile Sason arasında yolculuk yaparken PKK yolumuzu kesti. Orada 5 kişiyi kurşuna dizdiler. Annesinin önünde birini kurşuna dizdiler. O annenin feryadı daha da kulaklarımda çınlıyor. O feryadı hatırlarken bu anneleri anlamaya başladım. Ailelere destek veriyorum. Çocuğu dağda olanlar, muhakkak gelsin çocuğuna sahip çıksın."

2 yıl önce

Evlat nöbetindeki ailelere 'şeref sözü' veren CHP'li vekil sözünü tutmadı: Biz anladık HDP CHP hepsi aynı

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP İl Binası önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 669’uncu gününde de devam ediyor. Geride kalan gün, ailelerin bulunduğu otelde yemeğe gelen CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, aileleri görünce arka taraftan kaçmak istedi, durumu fark eden aileler aracın önünü kesti. Ailelerle zorunlu görüşme yapan Hakverdi, oturdukları yerde ailelerin Genel Başkan Yardımcısı ile görüşme sağlayarak yarın aileleri ziyarete geleceği sözü vererek aracına binip gitmişti. CHP'li vekil verdiği sözü tutmadı Ailelerden Celil Begdaş’ın iletişim numarasını alarak arayacağını söyleyen Hakverdi, Begdaş’ın “Sizi bekliyoruz” diye aradığı cep telefonuna iddiaya göre “Cumartesi anneleri ve şehit aileleri tepki gösterdi” diyerek cevapladı. Bunun üzerine gelmeyen CHP’lilerle ilgili basın açıklaması yapan aileler, sert tepki göstererek şeref sözünü hatırlattı. "Gelmezsem istifa edeceğim dedi, ben istifasını bekliyorum" Evlat nöbeti tutan baba Celil Begdaş, Hakverdi’nin istifasını beklediğini kaydetti. Begdaş, “Dün CHP’liler otele gelmişti, aileler olarak derdimizi anlatmaya gittik, oda bize söz verdi çadıra geleceğini söyledi. Biz anne ve babalar olarak burada onu bekliyoruz. Demek ki bunlar başkasının emrinin altında çalışıyorlar, cumartesi anneler aramış, hangi şehit aileleri anlamadım herhalde teröristlerden bahsediyor, onlar aramış sen neden oraya gittin diye emir vermişler buraya gelmeyecekler. Sabah geliyorum dedi, sonra gelmeyeceğim dedi, daha sonra tekrar arayarak eş başkanlarımız gelecek dedi, 15 tane milletvekili hepsi beraber Diyarbakır’da, bazıları bunlara emir verdiler, dün söz verdi şeref sözü diye verdi. Biz burada onu bekliyorduk, buradan sesleniyorum kim talimat verdiyse gelip burada açıklama yapsınlar. Bana şehit ve cumartesi annelerinden tepki almışım dedi, biz ne yaptık sana anne ve babaların yüreği yanıyordu derdimizi anlattık. CHP yola, vicdana gelip elini HDP’den çeksinler. Demek ki HDP talimat verdi gelmediler, dün söz aldık aileler bekliyor hani nerede. Gelmesem istifa edeceğim dedi, ben istifasını bekliyorum. Biz anladık ha HDP, CHP İYİ Parti hepsi aynı, bu anne ve babaların sesini duymuyorlar gözlerini kapatıyorlar” dedi.

2 yıl önce

Diyarbakır’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP binasının önünde evlat nöbetinde olan ailelerle görüştü

Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019’da farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti korona virüse rağmen 674 gündür devam ediyor. Ailelerle bir araya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cuma gününü işaret ederek sürpriz açıklanacağı müjdesi verdi. Aileler, Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geleceği günü iple çekiyor. Sabırsızlıkla müjdeyi bekliyorlar Dağa götürülen Doğan Güger için eyleme katıldığını belirten anne Sultan Güger, 4 Ekim 2015’te oğlu kandırılarak dağa kaçırıldığını kaydetti. Anne Güger, “6 yıldır haber aramıyorum ne arıyor ne de soruyor. Bir buçuk yıldır buradayım hiçbir güç beni buradan kaldıramaz, oğlumu almadan gitmiyorum. Ben siyaset yapmıyorum siyaseten de anlamıyorum. Benim dava çocuğum kimseden mal mülk istememişim çocuğumuz istiyorum. Allah’ın izniyle birer birer geliyorlar, inşallah bize de sıra gelecek. İçişleri bakanımız gelmişti onunla görüştük, ’müjdemiz var’ dedi, herhalde Cuma günü söyleyecekler. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Cuma günü burada olacak müjdeyi o bize verecek, vereceği müjdeyi bekliyoruz. Ailelerden birinin çocuğu gelecek ama kim olduğunu bilmiyoruz, inşallah darısı bütün annelerin olsun, çocuk hasretiyle dayanılmıyor” dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 30 31