20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten İYİ Partili Özdağ'ın iddialarına sert tepki: Biz kapalı kapılar ardında iş yapmayız

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın TBMM'de düzenlediği basın toplantısındaki açıklamalarına cevap veren, AK Parti Sözcüsü Çelik, "Biz kapalı kapılar arkasında hiç kimseyle konu ne olursa olsun bir çalışma yapmayız. Yaptığımız ve yapacağımız her işi milletimizin gözü önünde yaparız." ifadelerini kullandı

3 yıl önce

Türk gemisine hukuk dışı arama ile ilgili açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Çelik: Bu korsan aramadır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısı sonrasında gündeme ilişkin açıklama yaptı. Türk gemisine hukuk dışı arama ile ilgili Çelik, "Hukuk dışı, korsan aramalardır, son derece yanlış bir iş yapmışlardır" açıklamasını yaptı

3 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Kılıçdaroğlu'nun iddialarına yanıt: Siyasi tarihte örneği yok

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten CHP’ye: “Kadın onuru karşısında susanın ondan sonra siyasette söyleyecek bir şey olmaması gerekir”

3 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik CHP’nin ‘darbe’ sicilini açtı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan sözlerine çok sert paylaşımlarla yanıt verdi. Çelik, 104 amiralin darbe imalı bildirisi ile ilgili tartışmalar sonrası CHP'nin 'darbe' sicilini açtı, Yassıada yargılamalarını hatırlattı. "SİYASİ AKIL BİTİNCE..." Çelik, Öztrak'ın Cumhurbaşkan Erdoğan'a hakarete varan ifadelerine şu ifadelerle yanıt verdi: "Dikkatli bir üslupla, siyasi akılla konuşuyoruz. Her türlü saygısızlıklarına makul bir dille cevap vermeye çalışıyoruz. Ama akıl ve izan bunları tamamen terk etti. Siyasi akıl bitince küfür etmeye başlıyorlar. https://twitter.com/omerrcelik/status/1379789753239883776?s=21 "MİLLİ İRADENİN NAMUSUNA SİLAH DOĞRULTANLARA..." En büyük namussuzluk, siyasetin namusunu tehdit eden her türlü darbe girişimine ve muhtıraya destek vermektir. Tarih boyunca ve bugün her türlü milli irade düşmanlığına hizmet etmektir. En büyük arsızlık, 1960'tan bu yana milli iradenin namusuna silah doğrultanlara yardım ve yataklık yapan bir siyasi tarihten utanmamaktır. "EN BÜYÜK NAMUSSUZLUK YASSIADAYI CANLANDIRMA TEŞEBBÜSÜ" En büyük namussuzluk geçmişteki Yassıada'yı aynen bugünde canlandırma teşebbüsüdür. En büyük namussuzluk kendi partileri adına "iktidarı canlı yayında yargılayacağız" diye vahşet çağrısı yapılırken üç maymunu oynamaktır... En büyük arsızlık, "iktidarı seçimle ya da seçimsiz" göndermekten bahseden mensuplarının demokrasi düşmanı çağrılarına susarak destek vermektir. En büyük saygısızlık milletin seçtiği Cumhurbaşkanını muhalefet diliyle değil düşmanca ve Yassıada diliyle hedef almaktır. En büyük akılsızlık, aynaya bakarak konuşurken, başkasına konuştuğunu zannetmektir. 15 Temmuz gecesi kim direndi, kim kaçtı herkes gördü. Direnen ve mücadele eden lider bizim liderimizdi. Kaçanın adresi ise sizin genel merkezinizde."

3 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik, Yunanistan'ın Ege'deki zalimliğini fotoğraflarla gösterdi

Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK devam ederken gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, Yunanistan'ın Ege Denizi'nde mültecilere yaptığı kötü muameleye AB'nin ses çıkarmamasını eleştirerek, "Mülteci botuna yaklaştıktan sonra Yunanistan sahil güvenlik unsuru, mültecilerin üstüne yakmak için benzin döküyor. Bu olay AB karasularında gerçekleşiyor. Bu görüntülere ne diyorlar? AB sürekli olarak üyemizin arkasındayız diyor. Bunu herkesin görmesi gerekiyor. 41 göçmen, Türkiye'nin sahil güvenlik ekibi sayesinde kurtarılmıştır" ifadelerini kullandı. İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları: DİYARBAKIR ANNELERİ Diyarbakır annelerinden 24 aile evladına kavuştu. 595. gününe girildi. Bu dünya tarihinde annelerin evlatlarına kavuşması için yaptıkları en uzun nöbettir. Bütün annelerin evlatlarına bir an evvel kavuşmasını ümit ediyoruz. Bize gönderdikleri tüm selamları mesajları alıyoruz, yakından takip ediyoruz. KILIÇDAROĞLU'NA BİLDİRİ TEPKİSİ Emekli amiraller tarafından yayınlanan siyasete geçmişteki kötü girişimleri hatırlatan bir bildiri olduğunu geçen hafta size anlatmıştım. Yargının devreye girmesinden dolayı konuya girmemiştim. Bu süreç içerisinde AK Parti'yi ima eden Kılıçdaroğlu'ndan ve bazı CHP'li arkadaşlardan kabul edemeyeceğimiz iddialar oldu. Bu metnin değiştirilmesinde ya da gece yayınlanmasında iktidarın sorumlu olduğu yönünde açıklama yaptılar. Bunlar baştan aşağı yanlıştır. Eğer bu bildiri değiştirildiyse ya da gece yayınlanması konusunda müdahale olduysa, niçin gece yayınlanır, yayınlanmaz bazı emekli amiraller açıklama yapmaya çalıştı? Eğer gece yayınlanması konusunda bir provakasyon varsa bunu o gece yayınlanır yayınlanmaz, "Ben bu bildirinin arkasındayım" tweeti atan amirallere soracaklar. Bizim eleştirimize karşı "gece uykulu olarak okumuşlar, sabah anlarlar" diye saygısızlık yaparak sahip çıktılar. Kılıçdaroğlu'nda bilgi varsa içeriğine kim müdahale etmiş? Bu son derece yanlış bir iştir, bizim iktidarımızın suçlanması bu eylemi örtmek için bu suçlamalara girişmektedir. Ayrıca bu değiştirildiği bilgisi kim tarafından Kılıçdaroğlu'na gelmiştir. Hemen sahiplenenlerin niye buna sahiplendiği onlara sorulması gereken bir iştir. DENDIAS'IN SKANDAL SÖZLERİ Yunan Dışişleri'nin ülkemize bir ziyareti oldu. Geleneksel misafirperverliğimiz çerçevesinde sorunlarımızı konuşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Fakat biz burada gördük ki, Yunan Dışişleri Bakanı Ankara ile konuşmak için gelmemiş, Atina'ya konuşmak için gelmiş. Son derece bağnaz bir şekilde ülkemizi itham etti. Dışişleri Bakanımız, cevap verdikten sonra son sözü yine misafir bakana verdi. Ama yine aynı şekilde devam etti. Müzakereye gelmiş ama müzakereyi sabote etmiş olarak kayıtlara geçmiş oldu. Bütün dünya da bu tavrı görmüş oldu. Dünya ayrıca müzakere isteyen pozitif taraf kim bunu da görmüş oldu. Beni en çok şaşırtan şey, "İster küçük devlet olsun ister büyük devlet olsun. Bütün devletler kendi ülkelerinin egemenliklerini korumaya muktedirdir söylerler. Bunun dışındaki bir ifade devlet olma kapasitesinden geriye gitmek olarak ifade edilir. İlk defa bir bakanın kendi ülkesinden değil, Avrupa Birliği'nden bahsetti. Kendi ülkesinin egemenliğinden değil, Avrupa'nın egemenliğinden bahsetmesiyle ilk kez karşılaştık. Müzakere sürecini akıllı bir dille, akıllı bir devlet anlayışıyla biz sürdürmeye hazır olduğumuzu sürdürüyoruz. Yunanın dışişlerinin yaptığı konuşma, Türkiye ile Yunanistan arasındaki krizi göstermekten çok bakanın kendi ülkesindeki krizi göstermektedir. Cumhurbaşkanımız şunu ifade ediyor; Hemen talimat veriyorum belgeleri size gönderiyorum" diyor. Belgeleri gönderiyoruz, fakat bir cevap alamıyoruz. YUNANİSTAN'IN MÜLTECİ ZALİMLİĞİ Mülteci botuna yaklaştıktan sonra Yunanistan sahil güvenlik unsuru, mültecilerin üstüne yakmak için benzin döküyor. AB ülkesi bir üyenin yaptığı zalim davranışı durduran milletimizin asil evlatları sahil güvenlik güçlerimizdir. Kalabalık olan mülteci botunu şişlendiğiniz zaman hayatta kalma imkanı vardır. Yunan güvenlik güçleri benzin dökerek bir katliam yapmaya imza atıyor. Türk sahil güvenlik ekiplerimiz orada olmasa denizleri mezar yapacaklar. Hepsi Akdeniz'de ölecekti. Bizim karşımıza sürekli Yunan Türkiye ilişkilerini Ankara AB ilişkisine sokmaya çalışıyorsunuz. Sürekli bize belge yok diyorsunuz. Bakın buna. 41 göçmen, Türkiye'nin sahil güvenlik ekibi sayesinde kurtarılmıştır. AB sürekli olarak üyemizin arkasındayız diyor. Bu olay AB karasularında gerçekleşiyor. Bu görüntülere ne diyorlar? Bunu herkesin görmesi gerekiyor. AFGANİSTAN'A DESTEK Milli güvenliğimiz açısından Afganistan barışına verdiğimiz destek stratejiktir. Öte yandan kardeş bir ülke olarak Türkiye'nin ev sahipliği önemli olacaktır. Türkiye bir kere daha dünya barışına destek olan bu katılımı düzenleyecektir. UKRAYNA-RUSYA KRİZİ Donbas'taki ateşkes ihlallerinde 20'ye yakın Ukrayna askerinin ölümüyle sonuçlandı. Rusya arkasından Karadeniz'de bölgeyi kapattı. Rusya, Ukrayna ve AGİT arasında bir çözümün olmasını istiyoruz. Kuşkusuz biz Kırım bölgesindeki işgali tanımıyoruz. Ukrayna ve Rusya ile yakın ilişkilerimiz var.  Bu süreci de diplomatik bir süreçte 3'lü temasla çözülmesini arzu ediyoruz. FİLİSTİN'İN YANINDAYIZ Üzülerek söylüyoruz İsrail yine Gazze'ye saldırıda bulunmuştur. Batı Şeria'da Filistinli siyasetçileri tutukluyor, buna karşı batıdan güçlü bir ses çıkmıyor. Kınamaların İsrail'i etkilemediği ortaya çıktı. Kuşkusuz Filistin'in yanındayız, hak ve hukukunu korumaya gereken tavırları almayı sürdüreceğiz. CHP'YE 23 NİSAN TEPKİSİ CHP sözcüsü arkadaşımız basın toplantısı yapmış, Burada 23 Nisan'ı anarken bile yanlış argümanlar kullanmış. Atatürk, tabii Meclis'e her zaman önem verdi. Dünyadaki bütün meclisler savaştan sonra kurulmuştur fakat bizim Meclis'imiz Kurtuluş Savaşı'nın yönetmiştir. Şimdi, Atatürk üzerinden cümle kuran CHP'li arkadaşımızın söylediği doğru değil. Onlar, her Meclis'in kapatıldığı darbede destek verdiler. Ve netice itibarıyla keşke farklı bir tutum ortaya koysaydılar da siyasi partiler açısından elverişlilik olarak görmezdik ve belki ilk defa CHP demokrasiye katkı vermiş olurdu amirallerin bildirisine karşı çıkmış olsaydı. Siz 60, 70 ve onun ötesindeki her girişime destek verdiniz. Bunu birbirine karıştırmayın. Biz gazi olmuş yüce Meclis'i her zaman saygıyla korumaya devam edeceğiz. Genel Başkanları kumpası ifade ediyor. Bu kumpas kurma geleneği bizim bakanlarımızda geleneğimizde yok. Kumpas diye bahsettikleri, "Gece yayınlanmasında iktidar var ya da bildirini değiştirilmiş ve iktidarın bir kolu var" "Sabah okurlarsa anlarlar diyor" bunu söyleyen imza atan emekli amiral. Niye demiyor, "içeriğinde bu ifadenin olması gerekiyor, başlığın atılmaması gerekiyordu" diye. Kumpas için uzağa gitmeyeceksiniz. Bu ifadeyi söyleyen emekli amirallere söyleyeceksiniz. Ondan sonra buna karşı çıkanları kumpasla suçlamaya çalışıyorsunuz. Kumpası burada arayacaksınız. SARIKLI AMİRAL SORUŞTURMASI TSK'daki disiplin süreci devam ediyor. Ne yapılsın Silahlı kuvvetler soruşturmayı kendi tamamlamasın mı? O görüntüyü kabul etmiyoruz arkadaşlar. TSK'da kendi içinde bunu halledeceğine inanıyoruz. O görüntüye vurgu yaparak, emekli amirallerin bildirisini meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu ikisini birlikte kavga ettirerek nereye varmaya çalıştığınızı biliyoruz. Bununla ilgili atmadığımız adım söz konusu olamaz. TSK'nın disiplini bizim için çok önemlidir.  128 MİLYAR DOLAR TARTIŞMASI Bu 128 milyar dolar meselesini sürekli ortaya çıkarıyorlar. Kendi milletvekilleri en güzel cevabı verdi. Neredeymiş, "bakması bilene gözünün önündeymiş" Kim söylüyor? Kendi CHP'li milletvekili. SORU-CEVAP YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI Anayasa çalışmalarıyla ilgili akademisyen arkadaşlar siyasi tartışmaya zemin hazırlıyorlar. O çalışma güçlü bir şekilde devam ediyor. Burada olgunlaştıktan sonra diğer partilerle de konuşacağız. Bu mutabakata katılan olur katılmayan olmaz onların bileceği iş ama bu kapı açık olacaktır. Gelecek nesillere bu anayasayı bırakmamalıyız. Bunu gelecek nesillere borçluyuz. Darbe dönemine ait olmayan ilk sivil anayasayı geleceğe bırakmalıyız. KKTC'DE KUR'AN KURSU KARARI Türkiye'yi geçmişteki mahveden şey konjektür hazretleri ile mevzuat efendileriydi. Geçmişte biz bunu gördük. Bunlar laikçilik diye demokrasi uydurdular. Laiklik, Türkiye için toplumsal barış ilkesidir. Laiklik tam anlamıyla uygulanmalıdır. Bu da din ve vicdan hürriyetinin uygulanmasıyla olur. Hiç kimse laikliği din ve vicdan hürriyetine aykırı yorumlayamaz. Aynı acılar niye KKTC'de olsun. Tabi ki Türkiye'nin atacağı adımlar vardır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Tatar'da aynı ifadeleri dile getirdi zaten. Geçmişte bu Türkiye'de yapıldı bunun aynısının KKTC'ye yapılmasını arzu etmeyiz. YUNANİSTAN'IN AKDENİZ TEMASLARI Yunanistan Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı'na biz şunu söylüyoruz; "Gelin bu konuları birlikte çözelim" Dendias'ın Türkiye'ye gelip, 'Şunlar hukuka uygundur' dediklerinin hepsi hukuka uygun değildir. Biz, Yunanistan'ı zor durumda olduğu zaman hiç istismar etmedik. Deprem oldu, yardıma gittik. Bunun tamamlayıcısı olarak da şöyle bir şey yapıyor. Türkiye'yi kuşatmak için Libya'ya gidiyor, Mısır'a gidiyor. Bu gittikleri devletlerle bizim de ikili ilişkilerimiz var. Akdeniz hiçbir zaman kan gölü olmaz. Yunanistan şöyle bir devlet durumuna düşüyor. Yunan halkını bu hale düşürmesi konusunda da herkesin düşünmesi gerekir. Türkiye'ye karşı kumpas oluşturmaya çalışan bir konuma düşüyor. RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİ Şöyle mantıksızlık var. Türkiye Rusya ile ilişkilerini bozmak için Suriye'den Ukrayna'ya savaşçı taşıyacak. Bazı şeyleri birbirine karıştırmamak lazım. Rusya ile güçlü ilişkiler geliştirdiğimiz gibi Ukrayna'yla da güçlü ilişkiler geliştiriyoruz. Kırım ihlalini tanımıyoruz. Sonuçta 3'lü temas hayata geçmelidir. Bunu daha önce CHP'li arkadaşımız, Karabağ için demişti. İşte "Suriye'den Karabağ'a asker gönderiliyor" diye. Hangi grupların vekalet savaşlarında kullanıldığını adreslerine kadar biliyoruz. Hepsinin velaket savaşıyla ilgili unsuru var. Türkiye'nin böyle bir şeye ihtiyacı yoktur. BELEDİYELERE PASAPORT SORUŞTURMASI Bir kaç tane CHP'li milletvekili çıktı, bunu AK Parti belediyeleri yapıyor dedi. Şimdi bugün gördük ki aynı durum CHP ve İYİ Parti belediyelerinde de varmış. Kendi belediyelerinde de çıktı işte. Ondan sonra CHP sözcüsü çıkıyor, İçişleri Bakanımızı suçluyor. Zaten soruşturma emrini Bakanımız vermiş. Onlara şunu sormak istiyorum, "Her CHP üyelik kartı verdiğinizin sütten çıkmış ak kaşık olduğuna emin misiniz? Kefil olabiliyor musunuz" Sonuç olarak Belediyelerden böyle bir tablo ortaya çıktı. Bakanlığımızda soruşturma yaparak her şeyi ortaya çıkaracaktır. Biz de bunun olmasını istiyoruz.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten ABD'ye '1915' tepkisi: Müttefiklik ilişkilerine yakışmıyor

Söz konusu çağrılara AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sert şekilde tepki gösterdi. "Müttefiklik ilişkilerine yakışmaz" Çelik konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: •Herhangi bir şekilde bir müttefikimizin geçmişte tarihe mal olmuş olaylar hakkında 'Ermeni soykırımı' gibi sözde bir ifadeyi kullanması müttefiklik ilişkilerine yakışmaz. •Esasında dünyanın her tarafında bu sözde Ermeni soykırımıyla ilgili bir sektör vardır. Bu sektör diasporanın içerisine yerleşmiş bir sektördür. Bu sektör, sürekli olarak Ermenistan'da, Kafkaslardaki normalleşmeyi de rehin tutmaktadır. •Geçmişte Cumhurbaşkanımız çok net bir açıklama yaptı, 'Otursun tarihçiler arşivlerini açsın. Biz de arşivlerimiz açalım. Bütün ülkeler arşivlerini açsın. Masaya koyalım ve otursun tarihçiler bir karar versin. Bu karara da hep beraber uyalım' dedi ama maalesef Ermenistan tarafı yanaşmadı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan muhalefete Sedat Peker tepkisi

Çelik’in açıklamaları şöyle; “İllegal/mafyatik kişiliklerin tezviratlarını esas kabul ederek İçişleri Bakanımıza, Bakanlarımıza, Kabinemize, Ak Partimize ve siyaset arkadaşlarımıza saldıran muhalefet siyasetçileri sadece kendilerine kişiliksiz notlar veriyorlar. Suç örgütü mensubu şahısların hezeyanlarının peşine düşerek siyaset arkadaşlarımızı hedef alanlar aslında kendi referanslarının suç örgütü mensupları olduğunu itiraf etmekten başka birşey yapmıyorlar. Muhalefetin siyasi demeç verirken kendisini suç örgütü mensubu bir şahsın ifadelerinden beslenmek zorunda hissetmesi, siyasetin en temel ilkesinden ahlaki bir sapmadır. Terör örgütü üyelerinin iddialarının bir suç örgütü üyesi tarafından dillendirildikten sonra siyaset gündemine taşınması, bir siyasi aracılık örneğidir ve nasıl bir kurgunun ürünü olduğu milletimizin ferasetinden kaçmamaktadır. Elinde belge bilgi olan hemen mahkemeye gitsin. Elindeki malzeme sadece illegal/mafyatik tiplerin tezviratları olanlar, bunları kullanarak siyaset yapmıyorlar, sadece kendilerini kullandırıyorlar. İllegal odakların sözlerini esas alarak arkadaşlarımıza siyasi saldırıda bulunanlar, illegal odakların iftiralarını referans kabul ettiklerini beyan etmiş oluyorlar. Siyasetçinin bu hale düşmesi vahimdir. Bu şekilde davrananların yarın öbür gün kendileri hakkında illegal/suç örgütü mensubu kişiliklerin söyleyeceği herşeyin doğru kabul edileceği bir ortama imza attıkları açıktır. Rakibine gayrı meşru odakların iftiralarıyla saldıranlar, gayrı meşru odakların kendileri hakkında söyleyeceği herşeyi şimdiden doğru kabul etmiştir. Bu siyaset tarzı utanılması gereken bir siyaset tarzıdır. İçişleri Bakanımızı, kabinemizi ve partimizi bir suç örgütü üyesinin laflarıyla hedef alanları şiddetle kınıyoruz. Suç örgütü üyelerini siyaset ve muhalefet yapmanın referansı kabul edenleri kınıyoruz. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın ise, “İçişleri bakanımız @suleymansoylu meseleyi açıkça ortaya koyarken muhalefetin küçük siyasi hesaplarla ve mafyatik bir şahsın hezeyanlarından medet umarak iftira ve tezviratta bulunması muhalefet adına ne hazin bir durumdur. Umarım bu yaptıklarından hicap duyarlar.” İfadesini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten "ümmetçilik" eleştirilerine yanıt!

Çelik’in açıklamaları şöyle; Sn Cumhurbaşkanımızın İslam Ümmeti'nin sorunlarının çözümü için yaptığı vurguları, bazı siyasetçiler ve yorumcular tarafından temsil edilen dar bir zihniyet öteden beri "bunlar ümmetçilik yapıyor" diye yargılamaya çalışıyorlar. En son bir tv programında bir yorumcu aynı köhne yaklaşımla Cumhurbaşkanımızın kullandığı ifadeleri güya yargılamaya çalıştı. Devletimiz ve milletimiz pekçok boyuta sahiptir. Cumhurbaşkanımız Türk Milleti'nin varoluşuna, hak ve menfaatlerine dayanan siyasete liderlik ediyor. Aynı zamanda da Ümmet'in sorunlarının çözümü, Türk dünyasının dirliği ve medeniyetler arası işbirliği için de çalışmaktadır. Cumhurbaşkanımız yakın coğrafyamızdaki Türkmen, Kürt, Arap, Sünni, Şii, Hristiyan, Yahudi, Ezidi ve diğer tüm toplulukların barışı için mücadele etmektedir. Bu çerçevede Cumhurbaşkanımız "Ümmetin birliğine ve dirliğine" vurgu yaparak, mezhepçilik ve ırkçılık belasına karşı sürekli uyarıda bulunmaktadır. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın "Ümmet" demesini, Cumhuriyet değerlerine, toplum ve millet kavramlarına aykırı görmek köhnemiş bir zihniyettir. Cumhuriyetimizin şan ve şerefini koruyan Türkiye ve millet odaklı siyasetin lideri Cumhurbaşkanımız, Ümmetin birliğini, Türk dünyasının güçlenmesini, komşu halkların barış içinde yaşamasını da gözetmektedir. Kültür ve inanç coğrafyamızın değerleri ile Cumhuriyet değerlerimizi çatıştıran anlayış ilkel bir yaklaşımdır. Bu zihniyet, vatandaşlarımızın aidiyet bilincini yaralayan ve devlet-millet birlikteliğine mâni olan bir çizgiyi temsil etmektedir. Ayrıca devletimizin ve milletimizin dünya ile ilişkisini tek boyuta indirgemektedir. Medeniyet ve siyaset değerlerimizi çatıştıran bu dar anlayış Cumhuriyet değerlerine yaslandığı iddiasını öne sürse de aslında Cumhuriyetimizin tarihsel derinliğini ve Türkiye'nin etki coğrafyasını idrakten uzaktır. Cumhurbaşkanımızın çok boyutlu bir kültürel yaklaşıma ve siyasete yaslanan vurgularını hadsiz şekilde yargılamaya çalışanlar, öncelikle bu kavramları alfabe düzeyinde öğrenmelidir. Cumhurbaşkanımızın, milletimizin ve Cumhuriyetimizin tarihten bugüne taşıdığı değerlerin güçlenmesi için nasıl çalıştığına herkes şahittir. Türk dünyası, Cumhurbaşkanımızın Türk dünyası için ne büyük mücadele verdiğini en son Karabağ savaşında görmüştür. Ve Ümmet, Cumhurbaşkanımızın Mescidi Aksa ve Kudüs için öteden beri verdiği mücadeleyi bugünlerde yine görmektedir. Türkiye "örgütlü cehalet"in millet, cumhuriyet, demokrasi, ümmet, toplum, Türk dünyası, Avrupa vizyonu kavramlarını birbiriyle çatıştıran ilkelliğini geride bırakmıştır. Cumhurbaşkanımız liderliğindeki siyaset ülkemizin tarihsel derinliğini ve stratejik tüm boyutlarını kapsamaktadır.

1 2 3 4 5 6 7 8