19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

AK Partili Çelik'ten CHP'ye tezkere tepkisi: Bu ibretlik bir durumdur, savrulma yaşadılar

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde: Cumhuriyeti kuran ruh bugün aynı irade ve kararlılıkla yaşıyor. Gazi Mustafa Atatürk'ün 'Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz' iradesi, hepimiz için yol göstericidir. Bu uğurda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz. Polatlı'da top sesleri duyulurken milletvekilleri Meclis'i terk etmediyse, 15 Temmuz'da da aynısı yaşanmıştır. Yüce Meclisimiz 2 kere gazi olmuştur. Şebnem Şirin hunharca katledildi. Kadın cinayetleri bizi kahretmeye devam ediyor. Bu canilerin içinde bulundukları kültürel ortam, onları teşvik eden çeşitli kodlar, birçok alanca güçlü bir mücadele verilmesi gerektiğini gösteriyor. Kadına dönük şiddetin, insanlığa dönük şiddet olduğunun anlatılması çok boyutlu bir çalışmayı gerektiriyor. Son olarak Irak ve Suriye'deki askeri varlığımız için bir tezkere yüce Meclis'e getirildi. Burada 'hayır' oyu veren partilerin dayanaksızlığı ile karşı karşıya kaldık. DEAŞ ve PKK ile mücadele edildi. Geçmişte YPG PKK Türkiye'ye niye saldırsınlar diyenler bugün tezkereye hayır oyu vermişlerdir. Silahlı kuvvetlerin orada olmaya devam etmesi elzemdir. Türkiye'nin sınır güvenliği açısından ne kadar hayati olduğu bu süre içinde bir kere daha görülmüştür. Tezkere milli güvenliğimize gösterdiğimiz hassasiyettir. Bu tezkere ile yapılan operasyonlar söz konusu olmasaydı Suriye ve Irak'ta terör devletçikleri dediğimiz fiili oluşumlar olacaktı. TSK oraya girip darmadağın etmiştir. Sınırlarımızın yakınlarında terör oluşumuna müsaade etmeyeceğimiz en kararlı bir şekilde gösterilmiştir. PKK, DEAŞ gibi örgütlerle yoğun bir mücadele verilmiştir. DEAŞ'la karadan mücadele eden, en çok zayiatı vermiş ülkeyiz. Silahlı kuvvetlerin orada var olmaya devam etmesi elzemdir. Türkiye'nin sınır güvenliği açısından sınırda oluşturulan derinliğin ne kadar hayati olduğu bir kez daha görülmüştür. Burada ortaya koyulan iradeye, Türkiye'nin milli güvenliği konusunda hassasiyeti olan herkesin destek vermesi gerekirdi. Türkiye'nin terörle mücadelesini savaş olarak niteleyip, Türkiye ile terör örgütlerini eşit tutan zihniyet ile CHP aynı hizaya gelmiştir. Geçmiş zamanlarda CHP ile birçok konuda anlaşmazlığımız olsa bile, milli güvenlik konusunda yüksek hassassiyet gösterirdi. Yüksek sesle hayır oyu vereceklerini söylediler, ve verdiler de. Milletimiz bunu değerlendirecektir. Bu ibretlik bir durumdur, savrulma yaşadılar. Türk yargısına müdahale olarak biz açıklamamızı yaptık. Türkiye egemen bir devlettir. Hiçbir şekilde böyle uslubu kabul etmeyeceğimizi ortaya koymuştuk. Gösterdiğimiz irade açık ve nettir. Pek çok büyükelçi ile çalıştık, birçoğı ile emekli olduklarında bile temasımız sürüyor. Ülkeler arasında birbirini eleştiren dönemler yoğunlaşabiliyor. Bu dönemlerde bile, bir büyükelçi diplamatik başarısını ortaya koyararak, hep görevini doğru yapmış oluyor, hem ülkesinin temsilini doğru yapmış oluyor. Ama bu son olayda yapılan iş, diplomatların saygınlığına uygun bir iş değildir. 10 büyükelçi olayında, yapılan iş ne diplomatların saygınlığına ne de diplomatik misyona uygun bir iştir. Büyükelçilerin müdahalesine bile ses çıkarmayanların, iç siyasette hükümetimize dönük eleştirilerine karşı bu durumu not ettiğimizi söylemek istiyorum." Maalesef bazı devletler ve o devletlerin yayın organları, yoğun bir biçimde "Türkiye'nin Afrika'da ne işi var?" diye sordular. Bu sorunun sorulması bunların Afrika'yı kendilerine ait bir mülk gibi gördüklerini ifade ediyor. Türkiye Afrika'daki varlığını ve faaliyetlerini herhangi bir ülkeye karşı olmak, herhangi bir ülkeyle çatışmak için değil, Afrikalı kardeşlerimizin yanında olmak için gerçekleştiriyor. Şimdiye kadar yürüttüğümüz bütün faaliyetler orayı sömürmek için gidenlere karşı eşit ortaklık temelinde ortaya çıkmıştır. Afrika'da sömürgeci olarak bulunanların, bir sömürge tarihine imza atmış olanların bugün oraya eşit ortaklık çerçevesinde giden Türkiye'yi sorgulamaları da ibretlik bir durumdur. Bizim açımızdan AB gündemini yakından takip her zaman değişmez maddelerimizden bir tanesidir. İlerleme raporlarını ve diğer açıklamaları bu bağlamda yakından takip ediyoruz. Tabii en çok konuşulan konulardan bir tanesi yargı ve temel haklar konusudur. Türkiye bir aday ülkedir AB'nin de eleştirileri var. AB bir yandan eleştiri getiriyor, bir yandan da 23. ve 24. fasılları açmıyor. Fasıl açmak için ön şart olmaz. Bir meseleyi müzakere ederseniz, konuşursunuz ilerleyebiliyorsanız faslı kapatırsınız. Siz fasıl bile açmıyorsunuz. Yaptığınız şey bir değerlendirme, analiz olmuyor. Bu konuları Türkiye'ye karşı negatif koz olarak kullanmış oluyorsunuz. Masaya bile oturmaya yanaşmıyorsunuz, söylediğiniz şeyin ciddiye alınmasını bekliyorsunuz. Bu konuda ciddilerse yapacakları şey 23. ve 24. fasılları hemen açıp masaya oturmaktır. Soru-cevap bölümü (Kadın cinayetleriyle ilgili) Bazı meseleler var bu meselelerde ortak duyarlılık oluşturmak çok önemli. Bu insanlıkla ilgili bir sorundur. Bu acı haber duyulur duyulmaz birilerinin bunu politik tartışmaya çevirmesi doğru değil. Bunun kesinlikle politik tartışma alanı olmaması lazım. Biz her görüşten her kesimden bileşenlerle bundan sonrasında da çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bir takım yeni çalışmalar yapacağımızı ifade ederim. (CHP'nin tezkereye hayır oyu vermesiyle ilgili) Tezkereye hayır diyerek oy bekliyorlarsa Türkiye Cumhuriyetinin bütün vatandaşları hassastır. CHP tabanının da olumlu yaklaşacağını düşünmüyorum. CHP tabanındaki kardeşlerimizde bu konularda hassastır. Bu CHP'nin yaptığı bir yanlış, savrulmadır. (Türkiye'de yabancı askerlerin bulunmasıyla ilgili) Daha önce evet dedikleri tezkerelere bakın, o tezkerelerde de bu madde var. CHP'nin daha önce evet dediği tezkerelerde de o madde vardı. Ya CHP okumadı böyle bir tavır sergiliyorlar. CHP içinde bu maddenin ne anlama geldiğini bilen kimseler de var. Bunu iki cümlede ifade edebilirler. Başka ilişkiler içinde hayır demeye karar vermişler, tutuyorlar bu maddeye sığınıyorlar. Bu olmaması gereken bir durum.