23 Nisan Salı 2024
2 yıl önce

Türkiye'den Mısır'a sürpriz Doğu Akdeniz teklifi

Dış politikada son dönemde hareketli günler yaşanıyor. Özellikle ilişkilerin bir süredir olumsuz seyrettiği Körfez Bölgesi ülkeleri ile normalleşme süreci olumlu seyrediyor. Türkiye ile Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) arasındaki buzlar erirken, Ankara ve Kahire arasında da sıcak rüzgârlar esiyor. Türkiye'ye sıcak mesajlar gönderen Suudi Arabistan'la da benzer bir süreç yaşanıyor. İsrail de Türkiye ile normalleşmenin yollarını arıyor. SİNYAL ERDOĞAN'DAN GELDİ Ankara-Kahire hattında bir süredir istihbarat yetkilileri düzeyinde devam eden görüşmeler, yerini diplomatların siyasi istişarelerine bırakırken, iki ülke arasındaki diplomatik ilişki seviyesinin yükseltileceği sinyalini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Türkmenistan seyahati dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kararımızı verdiğimiz zaman tabii ki büyükelçileri belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız" ifadelerini kullandı. DİYALOG MEKANİZMASI KURULUYOR Erdoğan'ın açıklamasının ardından Dışişleri Bakanlığı da Mısır'la normalleşmenin yol haritası üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Türk Dışişleri Heyetinin mart ayında Kahire'yi ziyaret etmesi ile başlayan, Mısır heyetinin ise eylül ayında Ankara'yı ziyaret etmesi ile ivme kazanan iki ülke arasındaki siyasi istişarelerin devam etmesi bekleniyor. Bu kapsamda, Ankara ve Kahire öncelikli olarak ikili siyasi ilişkiler meselesini ele alacak. 2013 yılından bu yana başkentlerde karşılıklı büyükelçiler bulunmazken, ilişkilerin maslahatgüzar seviyesinden yeniden büyükelçilik seviyesine çıkarılması için çalışılacak. İki ülke arasında diyalog mekanizmasını kurulması ve Dışişleri Bakanları seviyesinde görüşmelerin yapılmasının yolları aranacak. Öncelik, anlaşmazlık konularına değil, iki ülke ve bölgeye fayda sağlayacak Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ve ticaret gibi iş birliği konularına verilecek. KAHİRE'YE DOĞU AKDENİZ TEKLİFİ Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Bir taraftan diplomatik olarak normalleşme sürecini yürütmek isteyen Ankara, diğer taraftan Kahire'ye Doğu Akdeniz'de kazan-kazan modelini sunacak. Mısır'a, Türkiye ve Libya'nın mutabık kalarak iki ülkeye de fayda sağlayan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması anlaşması hatırlatılacak. Ayrıca, Türkiye ve Mısır, 2013 yılından bu yana süresi dolan ikili ticaret anlaşmalarını henüz yenilenmezken, ilişkilerin normalleşmesi ile beraber iki ülkenin ekonomisi de katkı sağlayacak ticaret anlaşmalarının güncellenmesi bekleniyor. RİYAD'LA ESKİYE DÖNÜŞ YAŞANIYOR Suud gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin ardından ilişkilerin gerilediği Riyad'la da son aylarda buzlar erirken, iki ülke arasındaki ilişkilerde eskiye dönüş yaşanıyor. Türkiye'ye yönelik agresif bir siyaset yürüten Riyad yönetimi, Ankara ile yakınlaşma politikası izleyeceğinin sinyallerini veriyor. Suudi Arabistan ile Türkiye arasında doğrudan görüşmeler sürerken, önümüzdeki günlerde karşılıklı resmî ziyaretlerin olabileceğine belirtiliyor. NORMALLEŞME İSRAİL'E BAĞLI BAE, Suudi Arabistan ve Mısır'ın yanı sıra İsrail'le de normalleşme süreci devam ediyor. İsrail tarafından ilişkilerin normalleşmesi için son dönemde güçlü sinyaller gelirken, Ankara'ya göre, normalleşme İsrail'e bağlı. Tel Aviv, Filistinlilere karşı illegal ve saldırgan tutumundan vazgeçerse ilişkilerin normalleşmesine sıcak bakılıyor. İsrail ile şu anda diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesinde devam ederken, diplomatik ilişki düzeyinin yeniden büyükelçi seviyesine çıkarılması iki ülkenin gündeminde yer alıyor. FİDAN VE ÇAVUŞOĞLU ABU DABİ YOLCUSU BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed en-Nahyan'ın Türkiye'yi ziyareti ile normalleşme sürecine giren ilişkiler, önümüzdeki süreçte de daha ileri bir boyuta taşınacak. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, şubat ayında Abu Dabi'ye iadeiziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan'ın gerçekleştireceği iadeiziyaretten önce ise bu ay, Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu ile MİT Başkanı Hakan Fidan BAE'ye gidecek. Erdoğan'ın seyahati öncesinde BAE'de ön hazırlık toplantısı yapacak olan Çavuşoğlu ve Fidan, karşılıklı atılması planlanan adımlar ele alınacak. Ayrıca görüşmede bölgesel ve ikili siyasi ilişkiler masaya yatırılacak.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Doğu Akdeniz'de söz sahibi ülke Türkiye

Beypazarı Belediyesi'nce düzenlenen '7'nci Geleneksel Kızak Şenliği'ne katılmak için Ankara'ya gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD'nin, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın üzerinde çalıştığı Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nden (EastMed) desteğini çekmesiyle ilgili açıklamada bulundu. Tatar, Rumlar ve Yunanların, kendilerini tehdit olarak gördüğünü belirterek, "Kıbrıs'ın etrafındaki doğal zenginliklerin paylaşımında bizi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni işin dışına itmek için kendilerine göre bir projeydi. O projenin mümkün olmadığı ortaya çıktı dolayısıyla bizim bildiğimiz bir şeydi. Amerika ve diğer ülkeler de bu konuda kanaat oluşturmuşlar" diye konuştu. 'BU HESAP DOĞRU VE ADİL DEĞİL' Kıbrıs ve çevresindeki barışın devamı için mutlaka eşitlik temelli bir anlaşma olması gerektiğini vurgulayan Tatar, "Eşitlik temelli bir anlaşmaya da KKTC'nin dahil olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da her vesilede vurguladığı gibi Kıbrıs'taki hidrokarbon zenginliklerinin paylaşımında mutlaka geniş bir toplantının olması lazım. Bu toplantıya hem Türkiye Cumhuriyeti müdahil olacak hem Kıbrıslı Türkler müdahil olacak ve eşitlik temelinde nasıl bir anlaşma olabileceğinin değerlendirilmesi yapılacak. Maalesef Rumlar, Yunanlar ve bazı Avrupa ülkeleri Kıbrıs'ta Türkler yokmuş gibi hesaplar yaparak, bizi işin dışına itmek suretiyle kendilerine çekmeye çalışıyorlar fakat bu hesap tutmuyor. Bu hesap doğru ve adil değildir. Herkes de bunu görüyor. Biz bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Türkiye her fırsatta, 'Doğu Akdeniz'de ne hakkımızı ne de KKTC'nin hakkını yedirmeyiz' diyor. Bu da bize güç vermektedir çünkü ileride bu zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türklerinin de hakkı ve payı vardır" dedi. 'TÜRKİYE'NİN MÜDAHİL OLMADIĞI DENKLEMDE BARIŞIN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL' KKTC'nin geçmişten gelen ve uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması için bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti tarafından sahiplenilmesinin kendilerine güç verdiğini dile getiren Tatar, "Biz halkımıza diyoruz ki 'Kıbrıs'ta 2 eşit halk vardır, 2 ayrı devlet vardır. Onların ne kadar egemenliği olursa bizim de o kadar egemenliğimiz var'. Kıbrıs'a baktığımızda Rodos'tan, Girit'ten sonra Kıbrıs'ın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bir kez daha Kıbrıs'ın ne kadar değerli ve statüsünün fevkalade stratejik, fevkalade jeopolitik olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Kıbrıs çok önemlidir, çok değerlidir. Coğrafya bakımından, tarih bakımından, ticaret yollarının kesiştiği bir nokta olarak da önemlidir. Türkiye'nin sadece 40 mil uzaklığındadır. Türkiye İskenderun Körfezi'nden Ege adalarına kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz'de en fazla söz sahibi olması gereken, bugün 85 milyon, yarın 100 milyonluk büyük bir ülkedir. Doğu Akdeniz'de en güçlü ve en büyük potansiyel olarak gelecekte söz sahibi olacak ülke Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyeti'nin müdahil olmadığı herhangi bir denklemde barışın sürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti her zaman orada olacak. O zaman adil bir çözüm şekli ortaya çıkabilir. Maalesef şu an bu duruma yakın değiliz. Karşı taraf bizi hep dışlamaya çalışıyor" diye konuştu. 'SİLAHLANMALAR BEYHUDE' Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sınır hattına asker ve silah konuşlandırmasıyla ilgili de "Rum kesimi sürekli sınırlara asker ve silah konuşlandırıyor. 1974 Barış Harekatı'yla Kıbrıs'ta Türk halkının hakkı kazanılarak iki devlet oluşturulmuştur. O zamandan beri güney tarafında epey silahlanma olduğunu biliyoruz. Ancak 40 mil uzaklıkta 85 milyonluk bir Türk milleti vardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü bütün dünya biliyor dolayısıyla biz Türkiye'ye bakıyoruz. Hiçbir zaman meydanı boş bırakmayız. Kimse çatışma istemez; ama güney tarafının da dikkat etmesi lazım. Bu silahlanma kime yöneliktir? Bunun hesabını kitabını bir kez daha gözden geçirmeliler çünkü karşılarında büyük bir millet var. Daha fazla konuşmaya bile gerek yok, silahlanmalar beyhudedir" dedi.

2 yıl önce

Rusya Federal Güvenlik Servisi, Ukrayna'nın Odessa'ya döşediği mayınların İstanbul Boğazı ve Akdeniz’e sürüklenebileceğini iddia etti

Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı saldırıların ardından Rus güçleri, Azak Denizi dahil olmak üzere Ukrayna'nın birçok Karadeniz'e kıyısı olan noktada kontrolü ele geçirmişti. Rusların saldırılarına karşı Ukrayna ordusu ise ülkenin Karadeniz kenti olan Odessa açıklarına mayınlar döşemişti. Son gelişmelerin ardından Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından yapılan açıklamada, Odessa kenti açıklarına döşenen mayınlar için önemli bir risk ihtimaline değinilerek, Ukraynalılar tarafından Odessa açıklarına döşenen mayınlarda kopmalar başladığı ileri sürüldü. FSB'nin Halkla İlişkiler Birimi tarafından yapılan açıklamada, "Rusya tarafından özel bir askeri operasyonun başlatılmasının ardından Ukrayna Donanması, Odessa, Özi, Çornomorsk ve Yuzhne limanlarına ve açıklarına yaklaşık 420 eski tip mayın tarlası oluşturdu. Bu mayınlar 20. yüzyılın ilk yarılarında üretildi. Fırtınalı koşulların başlamasıyla birlikte denizin dip ankrajlarına bağlanan kablolarda kopmalar meydana geldi. Karadeniz'in batı kesiminde mayınlar rüzgar ve akıntıların etkisiyle serbestçe hareket etmeye başladı" ifadeleri kullanıldı. İSTANBUL BOĞAZI TEHLİKEDE İDDİASI Ukrayna'nın döşediği mayınlarla ilgili yapılan açıklamada, İstanbul Boğazı'nın risk altında olduğunu da belirten FSB'nin Halkla İlişkiler Birimi, "Ukrayna'nın listelenen liman bölgelerinde güneye doğru yüzey akıntılarının baskın olduğu göz önüne alındığında, mayınların İstanbul Boğaz'ına ve Akdeniz havzası sularına sürüklenme ihtimali göz ardı edilmez" ifadelerini kaydetti. Açıklamada, Ukrayna'nın denize mayın döşemesinin uluslararası anlaşmaların ihlaline neden olduğu vurgulanarak, "Bu, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin bir kez daha uluslararası hukukun temellerini tamamen hiçe saydığını ve Avrupa Birliği (AB) vatandaşları da dahil olmak üzere insan hayatını hiçe saydığını gösteriyor" vurgusu yapıldı. Açıklamanın sonunda ise, "Rus Donanması'nın Karadeniz Filosu, mayın tehlikesini dikkate alarak 18 Mart 2022 tarih ve 116 sayılı ilgili kıyı uyarısını yayınladı" denilerek, mayın tehlikesinin resmi kayıt altında kamuoyuna aktarıldığı belirtildi.

2 yıl önce

Türkiye'nin Karadeniz ve Doğu Akdeniz'deki gaz hamlesi dış basında

Karadeniz'de bulunan doğalgaz rezervinin kullanıma sunulmasına ilişkin çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Yavuz Sondaj Gemisi, bu kapsamda rezervi karaya taşımak ve sahadaki faaliyetlere ivme kazandırmak için yola çıktı. Yunan basını: Doğalgazda önemli gelişmeler Yunan basını, Filyos Limanı'nda düzenlenen törende konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in ifadelerine dikkat çekti. Proto Thema'nın "Türkiye: Doğu Akdeniz'de doğalgazda önemli gelişmeler" başlıklı haberinde, Dönmez'in Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi de içeren çözüm konusunda artan istek olduğunu söylediği belirtildi. "Doğalgaz alternatiflerini artırmak için..." "Önümüzdeki günlerde sadece Karadeniz'de değil, Doğu Akdeniz'de de doğalgazla ilgili önemli gelişmeler olacak" diyen Dönmez'in, ülke olarak doğalgaz alternatiflerini artırmak için yeni ülkeler ve güzergahlar seçmekten yana olduklarını dile getirdiği kaydedildi. Haberde, söz konusu durum hakkında, "Hem bizim hem de Avrupa için arz güvenliği açısından önemli" şeklindeki ifadeye yer verildi. "Doğu Akdeniz, yeni bir enerji tedarik rotası olabilir" Ethnos gazetesi de gelişmeyi okurlarına aktarırken, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'de önemli gelişmeler yaşanacağını yazdı. Bakan Dönmez'in "Bu bağlamda karşılıklı haklarımıza saygı duyarak Doğu Akdeniz'i yeni ve güvenli bir enerji tedarik rotası haline getirebiliriz." açıklamasına yer verildi. İstikrar ve barış vurgusu Öte yandan Neakriti gazetesi, Türkiye'nin "istikrar ve barışı teşvik eden ve uluslararası hukuk ve karşılıklı saygı temelinde yürütülen her projede yer alacağı" şeklindeki mesajını okurlarıyla paylaştı.

1 yıl önce

Sinsi 'Alparslan' planı! Yunanistan Doğu Akdeniz'de de ateşle oynayacak

ABD ve Avrupa Birliği'nden aldığı destekle Ege Denizi'nde Türkiye karşıtı provokasyon ve gerilim faaliyetlerine hız veren Yunanistan'da, Miçotakis yönetiminin yeni hedefinin Türkiye'nin dördüncü sondaj gemisi Alparslan olduğu ortaya çıktı. Atina yönetimi, Ege'de tırmandırdığı provokatif faaliyetlerini, Alparslan sondaj gemisini hedef alarak Doğu Akdeniz'e genişletmeyi planlıyor. Yunan Ta Nea gazetesinin haberine göre, Alparslan sondaj gemisinin faaliyetlerine göre Doğu Akdeniz'de askeri ve siyasi adımlar atmaya hazırlanıyor. Yunanistan'ın, Alparslan'a müdahale etmeyi ve uluslararası zirvelerde gerilimi tırmandırmayı planladığı kaydedildi. DÖRT SENARYO ÇALIŞTILAR Yeni Şafak'ın haberine göre, Yunan Savunma Bakanlığı'nın Alparslan'ın Doğu Akdeniz'de olası sondaj planlarına ilişkin dört senaryo çalıştığı belirtildi. İlk senaryoda sondaj faaliyetlerinin Türk kıyılarına yakın bölgede gerçekleşmesi ele alındı. İkinci senaryoda Türkiye'nin Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesinde sondaj faaliyetinde bulunması. Üçüncü senaryo Alparslan'ın Atina ile Kahire arasında imzalanan münhasır ekonomik bölge anlaşmasıyla belirlenen sınırda faaliyet göstermesi. Dördüncü ve Atina tarafından en istenmeyen senaryo ise Türkiye-Libya deniz yetki sınırları anlaşması çerçevesinde Girit'in güneyinde Alparslan'ın sondaj faaliyeti gerçekleştirmesi olarak belirlendi. ÜÇ AYAKLI MÜDAHALE PLANI Miçotakis yönetiminin bu dört senaryoya göre çeşitli müdahale hazırlıklarını gündeme aldığı kaydedildi. Buna göre ABD'den alınan Mark V hücumbotları müdahale amacıyla hazır tutulacak. Yunanistan geçen yıl ABD'den 4 tane kullanılmış Mark V hücumbotu almış ve bunları modernize etmişti. Yine, Atina tersanelerinde üretilen ve deniz denemeleri tamamlanan, özel kuvvetler operasyonu için tasarlanmış bir geminin de Alparslan'a karşı hazır tutulacağı haberde belirtildi. Ayrıca Yunan ordusunun insansız hava araçları (İHA) ve elektronik harp sistemlerini de müdahale amacıyla test ettiği kaydedildi. NATO ZİRVESİNDE HEDEF ALACAK Miçotakis yönetiminin Türkiye ile arasındaki ikili meseleleri uluslararasılaştırma çabasını, Washington ve Brüksel'den aldığı destek sonrasında Haziran ayında hızlandıracağı belirtildi. Doğu Akdeniz'deki provokasyon hazırlığına paralel, Yunan yönetimi ilk olarak 23-24 Haziran'da düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nde Türkiye'yi hedef alan yalan ve kışkırtma politikasını masaya getirecek. Yine Yunan Başbakanı Miçotakis'in 28-30 Haziran'da Madrid'de düzenlenecek NATO Liderler Zirvesinde de Türkiye'yi, "İttifak'ın güneydoğu kanadını istikrarsızlaştırdığı" yalanıyla hedef alacağı belirtildi. ADALARA SKANDAL ZİYARET Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis önceki gün, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde Ege'de silahtan arındırılması gereken adalara provokatif bir ziyaret gerçekleştirmiş ve instagram hesabından bu adaların birine kazınmış Yunan bayraklı paylaşımda bulunmuştu. Miçotakis'in ziyareti yalan haritalarla Türkiye'yi hedef alan Brüksel ziyaretinden hemen sonra gerçekleşmiş ve Atina'nın Ege'de gerilimi tırmandırma çabalarından biri olarak değerlendirilmişti.

1 yıl önce

Mersin'in Akdeniz belediyesinde skandal! CHP'liler 'PKK, terör örgütü diyemedi!'

Mersin'de Akdeniz Belediye Meclisinde Diyarbakır ile kardeş şehir olma maddesi HDP, CHP ve bağımsız üyelerin oylarıyla reddelirken, kayyum üzerinden PKK tartışması yaşandı. Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak'ın 'kimler PKK'ya terör örgütü diyor, el kaldırsın' demesi üzerine HDP'lilerle birlikte saf tutan CHP'liler ellerini kaldırmadı. Akdeniz Belediyesi temmuz ayı birinci oturumunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile kardeş şehir protokolü CHP'li ve HDP'li meclis üyeleri tarafından reddedildi. HDP'li ve CHP'li Meclis üyelerinin Diyarbakır Belediyesi'nin kayyum olmasından dolayı kardeş şehir protokolüne red vermesiyle ilgili konuşan Başkan Gültak, ret kararına tepki göstererek 'Kimse ülkemizden büyük değildir. Bayrağımıza, askerimize, polisimize karşı çıkan kim olursa olsun karşısında duracağız. Şimdi soruyorum sizlere PKK terör örgütü müdür? Değil midir? Hadi oylama yapalım. PKK terör örgütüdür diyenler el kaldırsın' dedi. Gültak'ın yaptığı oylamada Cumhur İttifakı üyesi meclis üyeleri ve bağımsız meclis üyeleri el kaldırırken, CHP'li ve HDP'li meclis üyeleri el kaldırmadı. CHP'li meclis üyelerinin PKK'yı terör örgütü olarak görmemesi mecliste büyük tepki çekti. Öte yandan HDP'li meclis üyesi Ali Tanrıverdi, Cumhur İttifakı mensubu Kürt kökenli meclis üyelerine dönerek, 'Yazıklar olsun sizin gibi Kürtlere' ifadelerini kullanınca mecliste tartışma çıktı. Tanrıverdi daha sonra mecliste söylediği sözünü geri aldı.

1 yıl önce

'Eren Abluka Sonbahar-Kış-11 Şehit Jandarma Teğmen İsmail Can Akdeniz Operasyonu' başlatıldı

PKK terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla Şırnak'ta “Eren Abluka Sonbahar-Kış-11 (Şırnak-Cudi Dağı) Şehit Jandarma Teğmen İsmail Can Akdeniz Operasyonu” başlatıldı. Şırnak Jandarma Bölge Komutanlığı koordinesinde, Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığı sevk ve idaresinde gerçekleştirilen operasyonda; Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Komando ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 615 personel 48 operasyonel tim görev alıyor. Operasyonun 1’inci gününde; Şırnak Merkez İlçesi Cudi Dağı kırsalında icra edilen arazi arama tarama faaliyetinde tespit edilen (11) adet sığınak ve (10) adet mağara içerisinde; - (7) adet RPG-7 roketatar mühimmatı, - (1) adet şırınga düzenekli EYP düzeneği, - (3) adet el bombası, - (3) adet havan mühimmatı, - (38) adet tüp, - (160) adet çeşitli çaplarda mühimmat, - (20) adet EYP yapımında kullanılan alıcı verici elektrik rölesi, - (15) adet fünye, - (55) adet EYP yapımında kullanılan pil, - (19) adet EYP yapımında kullanılan ateşleme sistemi, - (75) adet EYP yapımında kullanılan elektrikli fünye, - (30) kg EYP yapımında kullanılan gübre, - (3) adet güneş paneli, - (25) kg çeşitli gıda malzemesi, - (2) adet akü, - Muhtelif miktarda gıda ve yaşam malzemesi ele geçirildi. Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen EREN ABLUKA SONBAHAR-KIŞ OPERASYONLARI, halkımızın desteği ile İNANÇLI ve KARARLI bir şekilde başarı ile devam ediyor.

10 ay önce

Pişkinliğin böylesi görülmedi: Alman başbakan 'espiri' yapıyorum diyerek Akdeniz'de ölen 30 bini aşkın göçmeni umursamadı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Akdeniz üzerinden Almanya'ya gelen düzensiz göçmenlerle ilgili "esprisi" sosyal medyada eleştirildi. Akdeniz’de gemilerle düzensiz göçmenleri kurtarma çalışmaları yapan Alman sivil toplum kuruluşu Sea Watch, Twitter’dan yaptığı paylaşımda Scholz’u eleştirerek, "Sadece 2023’te Akdeniz'de 1150’den fazla ölüm yaşandı. Şansölyenin aklına gelen kötü bir espri. Bunun üzerine gülebilen ülkeyi yönetmemeli." ifadeleri kullanıldı.

1 2 3 4