29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Almanya’da ekmek fiyatları tartışılıyor

Enerji fiyatlarının Avrupa genelinde olduğu gibi Almanya'da da yükselişe geçmesinin ardından ülke, şimdi yeni bir konuyu tartışıyor. Alman basını, tahıl fiyatının yüzde 34,4 artış kaydettiğini, bunun üzerine endüstriden uyarılar geldiğini yazdı. "EKMEK FİYATLARI ARTACAK" UYARISI Uyarıda, "Küçük yuvarlak ekmekler yakında 1 eurodan fazlaya mal olacak." denildi. Bild gazetesi, daha önce akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının arttığını yazmış, Başbakan Angela Merkel'e işaret edilerek, "Bizi en soğuk kışta yükselen fiyatlarla bizi yalnız mı bırakacaksınız?" sorusu yöneltilmişti. "KAHVALTI SOFRALARINDA FİYAT ŞOKU DALGASI" Aynı gazetenin haberinde bu kez, "Şimdi de fiyat şoku dalgası kahvaltı sofralarımıza ulaşıyor." ifadesine yer verilerek, ülkede hayatın pahalandığı belirtildi. Fırınlar ve perakendecilerin normal ekmek, küçük ekmek ve diğer unlu mamullerin fiyatlarını sıkılaştırdığı kaydedildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya Başbakanı Merkel ile bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere bulunduğu İtalya'nın başkenti Roma'daki temaslarını sürdürüyor. Bugün ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi. Zirvenin yapıldığı Nuvola Kongre Merkezi'ndeki basına kapalı görüşme 30 dakika sürdü. Görüşmede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik hazır bulundu. Almanya tarafında ise Başbakan Merkel'in görüşmeye davet ettiği, Almanya'da yeni koalisyon hükümetini kurmak için müzakerelerini sürdüren Olaf Scholz da yer aldı.

2 yıl önce

Almanya Başbakanı Merkel: Önümüzde çok zor haftalar var

Merkel, hükümetin internet sayfasından bir video mesaj yayınlayarak günlük Kovid-19 vaka sayılarının salgındaki en yüksek seviyeye çıktığını, hastanelerin yoğun bakım bölümlerinde yatanların sayısının hızla yükseldiğini ve her gün Kovid-19'dan insanların öldüğünü anımsattı. Başbakan Merkel, Kovid-19'a yakalanan herkesin mümkün olan en iyi tedaviyi alması ve başka bir hastalık nedeniyle tedavi olması gereken herkes için de hastanelerde personel ve yatak bulunması gerektiğini vurguladı. Salgından çok fazla etkilenen bölgelerde artık bunun tam mümkün olmadığını belirten Merkel, "Hastanelerdeki bölümler dolu, hastaların başka yerlere nakledilmesi gerekiyor. Ameliyat randevuları iptal ediliyor." diye konuştu. Merkel, doktor ve sağlık personelinin bir kez daha kapasitesinin sınırına geldiğini kaydetti. "Önümüzde çok zor haftalar var. Bunun beni çok endişelendirdiğini hissediyorsunuz." diyen Merkel, bir yıl önce benzer ciddiyette bir durumla karşı karşıya kalındığını ancak artık Kovid-19’a karşı etkili aşının bulunduğunu anımsattı. Merkel, halkı aşı olmaya ve Kovid-19 tedbirlerine uymaya çağırarak salgınla mücadelede 3. doz aşıyı olmanın da önemli taşıdığını kaydetti. Eyalet başbakanlarıyla 18 Kasım Perşembe günü Kovid-19 salgınındaki durumu ele alacağını anımsatan Merkel, Kovid-19 tedbirlerinin uygulanmasında birlikte hareket edilmesini istedi. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer de Augsburger Allgemeine gazetesine yaptığı açıklamada, ülke genelinde ortak kuralların uygulanması çağrısı yaparak "Vatandaşların kafasını daha fazla karıştırmamamız lazım." değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan Spiegel dergisinin haberinde, Alman ordusunun, Kovid-19'la mücadelede hastaneleri ve sağlık dairelerini desteklemek ve halkı aşılamada yardımcı olmak amacıyla yıl sonuna kadar yaklaşık 12 bin askeri seferber etmeyi planladığı belirtildi. Kovid-19 vakaları yüksek seviyede seyretmeye devam ediyor Robert Koch Enstitüsünden yapılan açıklamaya göre, Almanya’da son 24 saatte 45 bin 81 vaka tespit edildi. Böylelikle toplam vaka sayısı 4 milyon 987 bin 971’e yükseldi. Ülkede 11 Kasım'da 50 bin 196 ile salgının başlangıcından bu yana "en yüksek günlük vaka sayısı" tespit edilmişti. Son 24 saatte 228 kişinin yaşamını yitirmesiyle virüse bağlı toplam can kaybı sayısı 97 bin 617'e çıktı. Haftalık 100 bin kişide görülen yeni vaka sayısı 277,4 olarak belirlendi.

2 yıl önce

Belarus-Polonya sınırından Avrupa'ya geçmeyi amaçlayan göçmenler, Almanya'da yaşama umuduyla sınır bölgesindeki bekleyişlerini sürdürüyor

Belarus'un Grodno şehrindeki Bruzgi sınır bölgesindeki kişilerin büyük çoğunluğu Irak'ın kuzeyinden geliyor. Vize alarak Belarus'a gelen, Avrupa'ya göçme arayışıyla bu ülkeden de Polonya'ya geçmeye çalışan kişiler, kendileri için ayrılan lojistik merkezindeki kapalı alanda beklerken ümitlerini de kaybetmiyor. Çok sayıda çocuk ve kadının aralarında bulunduğu 2 bin civarındaki kişi, ülkelerindeki zor koşullardan dolayı daha iyi bir yaşam için özellikle Almanya'ya gitme amacıyla ülkelerini terk etmiş durumda. Polonya'nın sınırlarını açarak Almanya'nın kendilerini kabul etmesini bekleyen bu kalabalık, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yaptığı telefon görüşmeleri sonrasında dikkatlerini AB'den gelecek haberlere çevirdi. Lukaşenko, Merkel'e Polonya üzerinden bir koridor açarak sınır boyundaki 2 bin civarındaki göçmenin Almanya'ya gönderilmesi konusundaki mekanizma önerisinde bulunmuştu. Merkel'in bu öneriyi Avrupa Birliği (AB) ile görüşeceği belirtilmişti. GÖÇMENLERİN GEREKÇESİ IRAK'TA YAŞAM KOŞULLARININ ZOR OLMASI Türkmenlerinden Mehmet, Kerkük'ten geldiğini ve Almanya'ya gitmek istediğini belirterek "Irak'ta bize bir şey vermeyecekler. Hakkımız yok orada. O yüzden buraya geldik." dedi. Mehmet, Irak'ın kuzeyinde Türkmenlerin ellerinden haklarının alındığına dikkat çekti. Almanya'da çalışmak istediğini anlatan Mehmet, "Orada iş var, orada çalışırız." diye konuştu. Irak'tan gelen 13 yaşındaki Fırat, Belarus-Polonya sınırına, Almanya'ya gitme hedefiyle geldiklerini söyledi. Fırat, Irak'ta yaşamanın zor, eğitimin de kötü olduğunu belirterek "Ben büyüyünce ne olacağım diye düşününce korkuyorum Irak'ta. Buraya Almanya'ya gitmek için geldim. Hedefim büyüyünce doktor olmak. Irak'ta bizim hakkımızı yiyorlar." diye konuştu. Polonya sınırına yakın ormanlık alanda 20 gün beklediklerini hatırlatan Fırat, "Irak'a gitmek istemiyoruz. Biz Almanya'ya gitmek istiyoruz. Okumak istiyoruz, bir yerimiz olsun istiyoruz." dedi. Irak'ın kuzeyinden gelen Royal Abdulvahid Ahmed, Almanya'ya veya Avrupa ülkelerinden birine gitmek istediğini belirterek "Çünkü benim ülkemde hayat yok." dedi. Ahmed, 10 gün ormanda sınır boyunda yaşadığını ifade ederek kendileri için ayrılan kapalı alanda uyuyabildiğini dile getirdi. Göçmenlerden Iraklı Süleyman da Belarus-Polonya sınırında Almanya'ya gitmek için beklediklerini ifade ederek "Çalışmak için, iyi bir gelecek, iyi bir iş için Almanya'ya gitmek istiyoruz. Benim bütün ümidim bu." diye konuştu. Ülkesinde iyi bir gelecek göremediğini anlatan Süleyman, sınırdaki bekleyişleri esnasında herhangi bir planı olmadığını, geleceklerini Almanya ve Avrupa'nın bildiğini ifade etti. Süleyman, Avrupa'nın kendilerine yardım etmesi halinde iyi bir geleceğe, ümide ve hayale sahip olacağını dile getirdi. Irak'tan Belarus'a gelerek Avrupa'ya gitmek isteyen Muhammed de Irak'ta yaşamak için yeteri kadar para kazanamadıklarını anlattı. Muhammed, "Orada verilen 300-400 dinarla ailemizi geçindiremiyoruz. Sekiz kişiyiz ve kirada kaldığımız için tahammül edemedik." dedi. Suriye'nin Humus şehrinden gelen Yusuf Maruf da Almanya'ya gitmek istediğini belirterek "Suriye'de evimiz yok. Orada hayat kötü. Benim Almanya'ya gitmem lazım. Ardından ailem Almanya'ya gidecek. Çünkü Suriye'de hayat yok." diye konuştu. Belarus-Polonya sınırında 8 Kasım'dan bu yana Avrupa'ya göçme arayışıyla çoğunluğu Irak ve Suriye'den gelerek Belarus üzerinden Polonya'ya geçmeye çalışan kişiler, ormanlık alanda kendi kurdukları kampta ve sınır önünde bekleyişini sürdürüyordu. Bir süre önce bu kişiler sınır boyunda kurdukları kampı tamamen boşaltarak Belarus hükümetinin bölgedeki hazırladığı kapalı alana geçmişti.

2 yıl önce

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü: Almanya'da ekonomi 4. çeyrekte daralacak

DIW, Almanya'ya ilişkin kasım ayı ekonomik barometresini açıkladı. Buna göre, ekonomik barometre, 4. çeyrekte 9,6 puan azalarak 97,1 puana geriledi. Bu da 2020'nin 2'inci çeyreğinden bu yana en düşük değer olarak kayıtlara geçti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarının artışıyla ekonomiye yönelik riskin her geçen gün arttığına yer verilen açıklamada, "Son çeyrekte istihdamdaki artış muhtemelen gözle görülür şekilde yavaşlayacak ve kısa süreli çalışan sayısındaki hızlı düşüş muhtemelen şimdilik durma noktasına gelecek." değerlendirmesinde bulunuldu. DIW'in açıklamasında mal kıtlığının geçici olarak enflasyonu körüklediğine vurgu yapılarak, enflasyon oranının bu yıl sonuna kadar yüzde 5 seviyesinde kalacağı öngörüldü. Alman ekonomisinde tedarik darboğazlarının devam etmesiyle ivme kaybı yaşandığının belirtildiği açıklamada, bu yılın son çeyreğinde GSYH'nin daralacağını tahmin edildi. DIW ekonomistlerinden Simon Junker, konuya ilişkin değerlendirmesinde, tedarik darboğazlarının devam ettiğini ve son çeyrekte de Alman sanayi üretimini baskıladığını vurguladı. Junker, "Buna ilave olarak, Kovid-19 salgınında 4. dalgaya yönelik endişeler önemli ölçüde arttı ve konaklama sektörü gibi yoğun hareketlilik gerektiren birçok hizmet sağlayıcısını etkiliyor. Ek olarak, Kovid-19'un Güney Afrika'da ortaya çıkan yeni varyantı, hızlı bir ekonomik toparlanma umudunu baskılıyor." değerlendirmesinde bulundu. Bu arada, Almanya'da geçen ay yüzde 4,5 olan yıllık enflasyon, enerji fiyatları ve salgının etkisiyle kasımda yüzde 5,2'ye yükselerek, son 29 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Öte yandan, Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), 22 Kasım'da yayınlanan ekonomiye yönelik aylık raporunda, Alman ekonomisinin üretim için ara mal ve çalışan eksikliği ile Kovid-19 salgınında yeni kısıtlamalar nedeniyle "durgunluğa doğru yol aldığını" duyurdu. Almanya ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,7 büyümüştü. Alman hükümetine ekonomik danışmanlık yapan Ekonomi Bilirkişi Kurulu (SVR), ortalama enflasyonun bu yıl yüzde 3,1, gelecek yıl yüzde 2,6 olarak gerçekleşmesini bekliyor. Almanya'da hükümet, 27 Ekim'de bu yıl için daha önce yüzde 3,5 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini Kovid-19 salgınının kalıcı etkileri ve tedarik zincirindeki sıkıntılardan dolayı aşağı yönlü revize ederek yüzde 2,6'ya çekti.

2 yıl önce

Almanya’da Müslüman kadının vatandaşlık başvurusuna erkek yetkiliyle tokalaşmadığı için ret

Avrupa genelinde artan İslam karşıtlığı ve Müslümanların yaşamlarını yönelik baskı her geçen gün artıyor. Bu duruma son örnek Almanya’da yaşandı. Baden-Vürtemberg eyaletine bağlı Rastatt kasabasında geçtiğimiz hafta meydana gelen olayda, Müslüman bir kadının vatandaşlık başvurusu erkek yetkiliyle tokalaşmadığı için reddedildi. DİNİ İNANCI GEREĞİ 2019 yılında Alman vatandaşlığına başvuran, kabul belgelerini de teslim eden kadın, sıra mülakata geldiğinde dini inancı nedeniyle erkek kabul memuruyla tokalaşmak istemedi. Bu duruma anlayış göstermeyen Alman makamları, kadını vatandaşlığa kabul etmedi. "ALMANYA'YA UYMUYOR" Hazırladıkları gerekçe mektubunda da “Erkeklerle tokalaşmayı reddetmenin Alman yaşam koşullarına aykırı olduğu ve temel Alman değerleriyle bağdaşmadığı” belirttiler. KEYFİ KARARLAR OLASI Alman yargısına göre, “köktenci bir kültür ve değerler anlayışı” temelinde el sıkışmayı reddeden herkes “Alman yaşam koşullarında bir sınıflandırmayı” reddetmiş oluyor. Ancak “köktenci bir kültür ve değerler anlayışı” ifadesinin belirsiz sınırları keyfi kararları mümkün kılıyor.

2 yıl önce

Wall Street Journal: Nükleer enerjinin devreden çıkmasıyla, Almanya Rus doğal gazına bağımlı hale geldi

Elektriğinin yüzde 25'ini 17 nükleer santralden sağlamakta iken santrallerin sayısının 6'ya düşmesiyle enerji darboğazına giren Almanya, Rusya'ya bağımlı hale geldi. Wall Street Journal, Rus doğal gazının ülkeye pahalıya mal olduğunu, 1 megawatt-saat enerjinin 50 avrodan 300 avroya fırladığını yazdı. Amerikan ekonomi gazetesi Wall Street Journal (WSJ), önceki gün yayınladığı başyazıda, Avrupa Birliği'nin lokomotif ülkesi Almanya'nın yaşadığı enerji krizini ele aldı. Gazete, 10 yıl önce Almanya'nın elektrik ihtiyacının yüzde 25'inin faaliyetteki 17 nükleer santral tarafından karşılandığını ancak eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Japonya'daki Fukuşima nükleer felaketinden sonra hayata geçirdiği politikalar neticesinde bugün yalnızca 6 nükleer santralin kaldığını belirtti. Mevcut nükleer santrallerden üçünün de yıl sonunda faaliyetlerini durduracağı bildirilirken, ekonomik, jeopolitik ve iklim çerçevesinde kendine zarar veren bir politikanın zor olduğu ifade edildi. ALMANYA RUS DOĞAL GAZINA BAĞIMLI HALE GELDİ Nükleer enerjinin devreden çıkmasıyla, Almanya'nın Rus doğal gazına bağımlı hale geldiğine işaret eden WSJ, 2010-2020 döneminde bir megawatt/saat enerji fiyatı ortalamasının 50 euro olduğuna, 2021 içinde ise altı kat artışla 300 euroya fırladığına işaret etti. Fransa'nın da nükleer enerjiyi devre dışı bırakmaya başlamasıyla benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığına dikkat çeken gazete, Berlin'in, ülkede elektrik ihtiyacını karşılamak için Moskova'ya her geçen gün bağımlılığının artığını belirterek, Rusya'nın Ukrayna ve Doğu Avrupa'daki siyasetine karşı cılız çıkışlarda bulunmasını da taraflar arasındaki ilişkilerde yaşanan dengesizliğe bağladı. Ayrıca Almanya'nın nükleer karşıtı siyasetinin Avrupa için yıkıcı sonuçlar oluşturacağı uyarısında da bulunuldu.

2 yıl önce

Almanya'da cami avlusundaki yangında kundaklama şüphesi… Soruşturma başlatıldı

Chemnitz polisinden yapılan açıklamada, gece 23.00 sıralarında çıkan yangın nedeniyle kundaklama şüphesi dahil olmak üzere çok yönlü soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Cami derneği başkanı Enis Sezgi, AA muhabirine, polisin kendisini araması sonucunda yangından haberdar olduklarını söyledi. Sezgi, avludaki inşaat malzemesi dolu konteyner ile çöp bidonlarının yanması sonucu is ve koku oluştuğunu, itfaiyenin bina içinde ne kadar kapı varsa kırdığını, bu nedenle caminin ibadete kapatıldığını vurguladı. Yangının nasıl çıktığı konusunda henüz net bir bilgilerinin olmadığını dile getiren Sezgi, caminin posta kutusuna zaman zaman İslam karşıtı ve domuz karikatürleri atılarak tehditler aldıklarına dikkati çekti. Sezgi, olayın kundaklama, normal yangın ya da aşırı sağcı bir saldırı olup olmadığının yapılan soruşturma sonrası belli olacağını sözlerine ekledi. Berlin Din Hizmetleri Ataşesi Emre Şimşek de yangın nedeniyle caminin kullanılamaz halde olmasından üzüntü duyduklarını ancak can kaybı ve yaralı olmamasının sevindirici olduğunu belirtti. Şimşek, camiye yeni atanan din görevlisinin henüz göreve başlamadığını vurguladı. Berlin Başkonsolosu Olgun Yücekök ise yangına ilişkin Saksonya Emniyeti ile temasa geçildiğini, soruşturmanın yakından takip edildiğini aktardı. Yücekök, olayın bir an önce aydınlığa kavuşturulmasını istediklerini kaydetti.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 20 21