24 Nisan Çarşamba 2024
3 yıl önce

Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir: Her zaman alternatif vardır

Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, aralarında TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel’in de olduğu bir grup medya temsilcisinin sorularını yanıtladı. Türk savunma sanayiinin ABD yaptırımlarından etkilenmeyeceğini, bütün çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini belirten Demir, “Daha önce de istediklerimizi satmadılar, kendimiz geliştirdik. Yine yapıyoruz. Her zaman alternatif vardır” dedi

2 yıl önce

ABD-Çin arasında ticaret savaşı! Türkiye, alternatif olarak öne çıkıyor

Türkiye-ABD arasındaki ticaret ilişkilerine ilişkin soruları cevaplayan Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Türkiye - ABD İş Konseyi'nin (TAİK) eski Yürütme Kurulu Üyesi Davut Ökütçü, "ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, diğer yandan Kovid-19 salgını sebebiyle küresel tedarik zincirinde yaşanan köklü değişimler ülkemiz için büyük fırsatları beraberinde getirdi" dedi. ABD'nin, 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip olduğuna, resmi verilere göre ABD'nin 2.3 trilyon dolarlık ithalat yaptığına dikkat çeken Ökütçü, "Şüphesiz böyle büyük bir ekonomiden daha fazla yararlanmak, ikili ticaretimizi bugünkü seviyelerin oldukça üzerine taşımak Türk iş dünyasının ortak arzusu" diye ekledi. "ABD İLE İKİLİ TİCARET HACMİMİZDE 30 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE HIZLA YAKLAŞIYORUZ" Almanya'nın yüzde 8.2 ile Türkiye'nin ihracatında en büyük paya sahip ülke olduğunu, bu ülkeyi yüzde 6.3 ile ABD'nin izlediğini vurgulayan Ökütçü, "Özellikle Covid-19 salgını sebebiyle 2020 yılında ivme kaybeden ABD ile ticaretimizin 2021 yılında hızlı bir büyüme kaydettiğini söylemek mümkün" dedi ve şöyle açıkladı: "Bugün gelinen noktada ABD ile dış ticaretimizde ticaret fazlası vermeye başladık. Kısa süre önce yayınlanan resmi rakamlara baktığımızda 2021'in ilk 11 aylık döneminde ABD'den ithalatımız 11.7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ABD'ye ihracatımız ise 13.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. ABD ile ikili ticaret hacmimizde 30 milyar dolar seviyesine hızla yaklaşıyoruz. Kısa vadede şahsen ticaret hacmimizdeki bu yükselişin devam edeceğini ön görüyorum." "ORTA UZUN VADEDE İSE ARZUMUZ VE HEDEFİMİZ ABD İLE STA'NIN İMZALANMASIDIR" Ökütçü, "Öte yandan, orta uzun vadede ise arzumuz ve hedefimiz ABD ile serbest ticaret anlaşmasının (STA) imzalanmasıdır. İnancım o ki, dost ve müttefik ABD ile imzalanacak serbest ticaret anlaşması ticaret hacmimizi kayda değer bir şekilde artıracaktır" dedi. Sözlerini, "Potansiyelin yüksek olduğu yerlerde azla yetinmenin doğru olmadığı kanaatindeyim" diye sürdüren Ökütçü, ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşının uluslararası tedarik zincirini yeni baştan şekillendirdiğini vurguladı ve ekledi: "Sadece bir yıl içinde ABD'nin Çin'den ithalatı 90 milyar dolara yakın azaldı. Bu daralmanın 2023 yılına kadar yılda 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. ABD'nin tedarik zincirini Çin'den kaydırmasıyla Vietnam, Kamboçya, Tayvan, Meksika ve Kanada'nın yanı sıra Türkiye de alternatif bir tedarikçi olarak ön plana çıkmaya başladı. Bu noktadan hareketle, potansiyelleri de göz önünde bulundurarak ABD ile güncel ticaret rakamlarımızı ümit verici olarak değerlendiriyorum." "ELEKTRİK VE ELEKTRONİK, DİJİTAL EKOSİSTEM VE ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE OLASI İŞ BİRLİĞİ İMKÂNLARI" Ticaret için 'anlayış ve yaklaşım birliğinin' oluşturulması gerektiğini vurgulayan Ökütçü, "Bu noktada, ticaretin güncel siyasi ve askeri anlaşmazlıkların gölgesinde bırakılmaması büyük önem arz ediyor. Sorunların çözümü için ticaretin bir araç olarak kullanılabileceği kanaatindeyim. Bugün baktığımızda her iki ülkenin de siyasi ve askeri anlaşmazlıklara rağmen ticarete ve ekonomik iş birliğine önem verdiğini görüyoruz" diye açıkladı. Küresel ve bölgesel gelişmelerin doğurduğu fırsatların da değerlendirilmesinin önemine dikkat çeken Ökütçü, TAİK'in, Boston Consulting Group (BCG) ile birlikte hazırladığı 2019 ve 2020 tarihli raporlarda iki ülke arasındaki ticaretin ve ekonomik ilişkilerin geliştirilebilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini 'kapsamlı bir şekilde' ortaya koyduğunu anımsattı ve ekledi: "TAİK'in öngörülü davranarak hazırlamış olduğu bu raporlarda; tekstil, mobilya, inşaat ve yapı malzemeleri gibi uzmanlık ve tecrübelerimizin bulunduğu sektörlerin yanı sıra üç başlık daha ön plana çıktı: Elektrik ve elektronik, dijital ekosistem ve üçüncü ülkelerde olası işbirliği imkânları. Bu alanlarda atılacak cesur adımların Türkiye'nin ABD'ye ihracatını kuvvetli bir şekilde artıracağı kanaatindeyim." "TAİK, ÖZAL'IN 'DAHA FAZLA YARDIM DEĞİL, DAHA FAZLA TİCARET İSTİYORUZ' ÇAĞRISI İLE KURULDU" TAİK'in, Türkiye'nin en eski ve büyük iş konseyi olması nedeniyle 'ciddi bir sorumluluk' üstlendiğinin altını çizen Ökütçü, "Merhum Özal'ın 'daha fazla yardım değil daha fazla ticaret istiyoruz' çağrısı ile kurulan TAİK, ilk günden beri ikili ticaretin ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor" dedi ve bunlara örnek olarak her sene geleneksel olarak gerçekleştirilen New York'taki Türkiye Yatırım Konferansı'nı (TRICON) ve Washington DC'de gerçekleştirilen Amerikan Türk Konferansı'nı (ATC) gösterdi. Her sene iki ülkenin önde gelen iş dünyası temsilcilerinin yanı sıra devlet başkanları ve üst düzey bürokratların ağırlandığı bu etkinliklerin, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. TAİK'in New York, California, Texas, Florida, Massachusetts, Illinois ve Virginia'yı kapsayan 7 ayrı eyalet komitesinin bulunduğunu ve bu komiteler aracılığıyla ABD'de yatırımı olan Türk şirketlerinin çeşitli ihtiyaçlarının, eyaletleri merkeze alan bir yaklaşımla ele alındığını belirten Ökütçe, "Ayrıca, az önce ifade ettiğim üzere TAİK, hazırlamış olduğu sektörel raporlar aracılığıyla iki ülke arasındaki fırsatları tespit ediyor ve Türk iş dünyasını temsilen bu tespitleri hayata geçirmek için projeler üretiyor" diye ekledi.

2 yıl önce

İstanbul’da cenaze sahipleri alternatif çözüm arıyor! DİAYDER’li gassala güvenmiyorlar…

PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla kurulan DİAYDER, Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde İslamiyet’in kurallarını Apo’nun talimatları ile değiştirmek için faaliyet gösteriyordu. Cuma namazlarının camilerde değil çadırlarda, DİAYDER üyesi imamların arkasında kılınmasını isteyen Öcalan, kendisini yeni bir dinin yayıcısı olarak tanımlamıştı. “NAMAZ BİR TİYATRODUR” DİAYDER tarafından ‘peygamber ve yarı tanrı” vasıflarını taşıdığı iddia edilen terör örgütü lideri Öcalan, kitaplarında “Lise döneminde büyük felsefi bunalım yaşadım. Tanrı ile savaş verdim ve bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum” ifadelerini kullanmıştı. Öcalan, 1992’de Yalçın Küçük’e verdiği röportajda ” PKK’nın çıkışıyla İslamiyet’i karşılaştırıyorum… Peygamber gibi konuşmak, peygamber gibi hitap etmek, nazarımda çok değerlidir. Kaldı ki peygamberce olmak niye kötü olsun!” açıklamasını yapmıştı. Kendisini Hz Muhaammed ile de kıyaslayan Öcalan, M. Ali Birand ile 1992’de yaptığı röportajda ise ‘yurtdışına çıkışımı peygamberin Mekke’deki sıkışmış durumuna benzetirim” demişti. NAMAZ İLE DALGA GEÇEN PKK’LILAR Terör örgütü liderinin AİHM’e verilmek üzere hazırlanan ‘Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru” isimli savunmasında ise Öcalan “Namaz genel anlamda bir tiyatro olarak kabul edilebilir” diye başlayan ifadeler kullanmış ve hemen sonrasında PKK’lı teröristlerin namazla dalga geçen videoları gündeme bomba gibi düşmüştü. SÖZDE İMAMLARDAN ‘TÜRK ASKERİNİ ÖLDÜRMEK SEVAPTIR’ FETVASI Muhafazakar Kürt halkının dini duygularını sömürmek ve Kürtleri İslamiyet’ten koparmak için kurulan PKK derneği DİAYDER’in imamları, Türk askeri öldürmenin sevap olduğuna dair sözde fetvalar yayınlamıştı. Güvenlik güçlerinin yanı sıra Diyanet’e bağlı din adamları ve imamlar da DİAYDER fetvaları ile katledilmişti. PKK, 1992-1996 yılları arasında şehit ettiği 41 din görevlisinin DİAYDER’in hedef göstermesiyle katledildiği biliniyor. İSTANBULLULARDA BÜYÜK KORKU İçişleri Bakanlığının başlattığı özel teftiş ile ortaya çıkan İBB-DİAYDER işbirliği ise cenazesi olan İstanbulluları ürküttü. Zira, İBB’de gassal olarak işe başlatılan DİAYDER üyelerinin cenaze işlemlerinde İslami kurallara göre mi yoksa Apo’nun peygamberliğinde savundukları sapkın dinin kurallarına göre mi hareket ettikleri bilinmiyor. Pek çok cenaze sahibi cenaze işlemleri için İBB yerine AK Partili belediyelere müracaat etmeye başladı.

2 yıl önce

Projeleri suya düştü! Yeni alternatiflere yöneldiler: Türkiye'yle işbirliği yapmalıyız

ABD'nin EastMed projesinden desteğini çekmesinin ardından İsrail basını, İsrail'in Türkiye'nin de dahil olduğu alternatiflere yönelmesini istedi. İsrail basını "Rotayı yeniden hesaplamanın zamanı geldi" başlığıyla çarpıcı bir analiz yazısı yayınladı. ABD'nin desteğinin geri çekmesinin projeye dahil olan ülkeleri hayal kırıklığına uğrattığını yazan İsrail basını, yeni alternatiflere işaret etti. Sahadaki gerçeklik sebebiyle ABD'nin kararına şaşırılmaması gerektiği ifade edilen haberde projenin gaz hattının döşenmesinin teknolojik programlaması, değişken enerji fiyatları, jeopolitik çatışmalar, fosil yakıtlara karşı tutum ve enerji şirketlerinin istekliliği gibi önemli zorluklarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. Haberde ABD'nin Hint-Pasifik bölgesinde artan Çin etkisini kontrol altına almak için Doğu Akdeniz'de istikrar sağlayıcı bir strateji izlediği belirtildi. YENİ ALTERNATİFLERE YÖNELDİLER: TÜRKİYE'YLE İŞBİRLİĞİ YAPMALIYIZ ABD'nin EastMed kararının İsrail'i alternatif bir plan düşünmeye ittiği ve Ankara'dan gelen olumlu sinyaller ışığında Türkiye ile işbirliği olasılığının incelenmesi gerektiği ifade edildi. Doğu Akdeniz'deki münhasır ekonomik bölge alanındaki durumun karmaşık olduğu vurgulanan haberde gaz ihracatı alanında Türkiye'yi de içine alan bölgesel işbirliğine zemin oluşturulmalı denildi.

2 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi: Elektrik indiriminde Kabine'nin gündemindeki alternatifler

Selvi, bugünkü köşe yazısında elektrik faturası çalışmasında alternatiflerden birisinin Katma Değer Vergisi’nde indirim olduğunu söyledi ve "Gıdada yüzde 8’den yüzde 1’e düşürüldüğü gibi elektrikte de yüzde 18 olan KDV oranının indirilmesi gündemde. Ancak bu ticari işletmeler ile sanayi için değil, daha çok konutlar için öneriliyor" diye yazdı. Bir diğer alternatifin konutlardaki indirimli tarifenin 240 kilovat saate yükseltilmesi olduğunu aktaran Selvi, şöyle devam etti: "Konutlardaki indirimli tarife oranı 150 kilovat saatten 210 kilovat saate çıkarılmıştı. Bu günlük olarak 7 kilovat saate denk geliyordu. Bunun günlük 8 kilovat saate, aylık ise 240 kilovat saate yükseltilmesi de alternatifler arasında yer alıyor." “Küçük işletmelere kademeli tarife” Ticari işletmelerin elektrik faturaları can yakıyor. O nedenle kabine toplantısında ele alınacak konuların başında özellikle de orta halli esnafın yüksek gelen elektrik faturalarının desteklenmesi konusu geliyor. Büyük işletmelerden ziyade bakkal, manav, kasap, berber, kuaför, lokanta, kahvehane gibi küçük işletmelerin üzerinde duruluyor. Bu işletmelerin belirlenmesinde ciro mu yoksa elektrik tüketim oranları mı esas alınacak diye bir tartışma söz konusuydu. Belli oranda elektrik tüketim oranlarının esas alınması eğilimi ağır basıyor.Örneğin:1000 kilovat saate kadar olanlara indirimli tarife,2000 kilovat saate kadar olanlara ayrı tarife,3000 bin kilovat saat ve üzeri olanlara ise farklı tarife uygulanması gibi. “Dağıtım bedeline indirim” Bir alternatif de dağıtım şirketlerinin dağıtım bedellerinde indirim yapması yönünde. Meskenlerde ve küçük işletmelerde dağıtım şirketlerinin indirim yapması da alternatifler arasında yer alıyor. Dağıtım şirketlerinin maliyetlerinin dengelenmesi için de EÜAŞ’den firmalara verilen oranın yükseltilmesi gündemde. Selvi, faturalar konusunda hükümetin destek verdiği aile sayısının artırılmasının da masada olduğunu ifade etti. Hürriyet yazarının yazısına göre cemevleri, vakıflar ve dernekler de mesken veya meskene çok yakın bir tarife üzerinden ücretlendirilebilir.

1 yıl önce

Selvi: Kılıçdaroğlu’nun ısrarı Akşener alternatifinin doğmasına neden olmuş

Selvi, "Kılıçdaroğlu kararlı, iş çoklu adaya mı gidiyor" başlıklı köşe yazısında ismini vermediği bir kaynağa dayandırarak şu bilgileri paylaştı: “A planı Meral Akşener değildi. A planı Ekrem İmamoğlu’ydu. Meral Hanım başbakanlığa talibim derken samimiydi. Ama Ekrem İmamoğlu elde patlayınca Meral Akşener ismi gündeme geldi” diye söze başladı kaynağım. O zaman, “Meral Akşener A planı olduysa o zaman Kılıçdaroğlu ne olacak? Kemal Bey, gemileri yaktı. Kendisine çekil, kazanamazsın diye gidenlere ‘Adayım, kazanacağım. 6’lı masadan çıkacağım’ diyor. Kılıçdaroğlu nasıl ikna edilecek?” diye sordum. Beklemediğim bir yanıt aldım. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki ısrarı Akşener alternatifinin doğmasına neden olmuş. Çünkü yapılan araştırmalarda Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a karşı seçim kazanması mümkün gözükmüyormuş. Bu kez ben itiraz ettim. CHP’nin yaptırdığı anketlerde Kılıçdaroğlu’nun kazanacağının çıktığını söyledim. O anketlerin CHP Genel Merkezi tarafından Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemek amacıyla yaptırıldığını söyledi. 'Kılıçdaroğlu kararlı' CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığında kararlı ve ısrarlı olduğunu belirten Selvi, bu nedenle 6'lı masanın seçimde ilk tura çoklu adayla gidilebileceğini aktardı: "Kılıçdaroğlu’nun kararlılığının onlar da farkında. O nedenle ortak aday olmazsa ilk tura çoklu adayla girilmesi fikrinin gündemde olduğunu söyledi. Ama 6’lı masanın diğer üyelerinden “Çoklu aday bizim felaketimiz olur” sözünü işittim. 6’lı masada ortak aday olduğu sürece kazanma şanslarının olduğuna ama çoklu adayla gidildiğinde Erdoğan’ın ilk turda kazanacağına inananlar var." Bu diyalog üzerine 6’lı masanın diğer üyelerinin nabzını tutmaya çalıştım. 1- 6’lı masanın A planı hâlâ ortak aday çıkarmak. 2- Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday, milletvekili seçiminde ise ittifak peşindeler. 3- Ortak aday olmazsa çoklu aday çıkarmak zorunda kalırlar mı? Bu birinci tercih değil, hatta istenen bir durum değil. 4- Ama bundan sonra çoklu aday formülü daha çok gündeme gelecek. Amaç, Kılıçdaroğlu’nu geri çekilmeye zorlamak. 5- Ama Kılıçdaroğlu bunu kendisine yönelik bir tuzak olarak görüyor. Kılıçdaroğlu geri çekildiği takdirde hem cumhurbaşkanlığı şansını hem de CHP Genel Başkanlığı’nı kaybedeceğini düşünüyor. O nedenle cumhurbaşkanı adaylığında kararlı. 6- Kılıçdaroğlu ısrar ederse, Akşener adaylıkta istekli olursa bu durumda çoklu aday kaçınılmaz olacak.

1 yıl önce

Çok konuşulacak iddia: Ekrem İmamoğlu alternatif yönetim oluşturdu, otelde görüşmeler yapıyor

Millet İttifakı'na öncülük eden Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayının kim olacağı belirsizliğini koruyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklamasına ittifak ortaklarının yanı sıra parti içerisinden de ciddi destek gelmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adaylık yönündeki girişimleri ise tartışılmaya devam ediyor. CHP 26. Dönem İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş konuya ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. 'GİZLİ OTEL GÖRÜŞMELERİ' İDDİASI Barış Yarkadaş, katıldığı bir televizyon programında Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için kapalı kapılar ardında girişimlerini sürdürdüğünü savundu. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecine ilişkin konuşan Yarkadaş, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın, Kılıçdaroğlu'nu açık bir şekilde desteklediğini ifade etti. Yarkadaş, İmamoğlu hakkında şu iddiayı gündeme taşıdı: Önümüzdeki günlerde CHP'li belediye başkanlarının adaylıklarına ilişkin tartışmalara son noktayı koyacağı bilgisini aldım. Bu konuda kesin ve net bir açıklamanın yapılacağı, bir daha da bu konunun tartışılmayacağını öğrendim. Buna rağmen Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da bir otelde yakın çalışma arkadaşlarıyla değerlendirmeler halinde olduğunu söyleyebilirim.

1 yıl önce

Hürriyet yazarı Selvi: Ekrem İmamoğlu, alternatif il teşkilatı kuruyor

Selvi, bugünkü köşe yazısında Ekrem İmamoğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu arasında geçtiği iddia edilen tartışmalara yer verdi Selvi, şunları kaydetti: "Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Belediyesi’nin bünyesinde alternatif bir il teşkilatı kurduğu düşünülüyor. Canan Kaftancıoğlu siyasi yasaklı ama fiili olarak il başkanı. Kaftancıoğlu’nun bir açmazı daha var. Siyasi yasaklı olduğu için milletvekili adayı olamıyor. Kaftancıoğlu görevi güvendiği bir isme bırakıp il teşkilatını perde arkasından yönetmek istiyor. Ekrem İmamoğlu, İBB bünyesinde alternatif il teşkilatı kuruyor. Belediyenin mali gücünü kullandığı için önemli isimleri yanına çekebiliyor. Canan Kaftancıoğlu, il teşkilatında operasyon yapıp Ekrem İmamoğlu’na yakın isimleri görevden alıyor. Ekrem İmamoğlu ile Canan Kaftancıoğlu arasında İstanbul İl Yönetimi’ndeki görevden almalar nedeniyle telefonda sert bir tartışma yaşanıyor. Canan Kaftancıoğlu’nun, “Şizofren” dediği İmamoğlu’na ulaştırılıyor. O tartışmadan sonra Ekrem İmamoğlu il başkanlığına baskına geliyor. Canan Kaftancıoğlu, önceden il binasını terk ediyor. Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu arasındaki kriz giderek büyüyor. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığına hazırlanan Ekrem İmamoğlu’nun karşısında Canan Kaftancıoğlu’nu destekliyor. Ama İmamoğlu da pes etmeye niyetli değil."

1 2