20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

AB liderlerinden geri adım: Türkiye’ye ambargo uygulanmasına yönelik madde rapordan çıkartıldı

ab, Türkiye, ambargo, geri adım, liderler zirvesi, sonuç raporu, silah ambargosu, oruç reis, yunanistan, avrupa konseyi

2 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na: Terörizmin ambargo koyduğu şahıs

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Her şehit gönüle düşen nar, toprağa düşen nurdur. Aziz şehitlerimiz vatanımızın semalarında dolaşan ebedi muhafızlarımızdır. Şehide öldü diyemeyiz, çünkü onlar ölmez, ölmemiştir. Yalnızca bizler göremeyiz. Biliriz ki, her şehit Allah’ın gufranıyla mükâfatlandırılmıştır. Gazilerimiz, şehitlerimiz beka serverimiz, birlik ve dirlik servetimizdir. Şehit helal ve haysiyetli mücadelelerin şeniyeti, gazilerimiz de şahididir. Türk milleti yerin üstünde yaşayanlar kadar yerin altında sere serpe uzanıp sıradağlar gibi duranların kutlu mecmudur. Dün şehitler kervanına dört kahramanımız daha eklendi. Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Yıldırım Operasyon Bölgesi’nde Uzman Çavuşlarımız Doğanay Çelik, Ali Sarı, İdris Aksöz ile İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Emre Ceylan şehit düştüler. Dilerim ki, şehadetleri mübarek olsun. Şehitlerimiz vatan ve millet uğrunda gözlerini daldan budaktan esirgeyemeyerek makamların en yücesine ulaştılar. Rabbim rahmetiyle muamele etsin. Geride bıraktıkları muhterem ailelerinin, silah arkadaşlarının, aziz milletimizin ve ezcümle hepimizin başı sağ olsun. Bayraklaşıp devleşen şehitlerimiz bugün dualar eşliğinde vatan topraklarına emanet edildiler. Al bayrağımız örtüleri, hatıraları övünçleri olarak aramızdan (fiziken) ayrıldılar. Ancak dökülen kanları yerde kalmayacak, sorulacak hesapları mahşere bırakılmayacaktır. İnanıyorum ki, terörün çürüyen kökü kazınacak, teröristlerin de gömülecek kuyuları kazılacaktır. Bundan taviz yoktur, geri adım yoktur, vazgeçme yoktur. Nerede bir hain varsa bir kahraman karşısına çıkacaktır. Hangi bataklıkta bir haşarat üremişse orası tertemiz yapılacaktır. Şehitlerimizin acısına maruz kaldığımız şu günlerde, TBMM Genel Kurulu’nda 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin görüşülmesi esnasında tezahür eden ağır provokasyonlar, şiddet ve derinlik kazanan tahrik provaları yürek yaramıza adeta tuz basmaktadır. İhanet her yerdedir. "NEFRET DİLİNE KAPILANMALARI ALENİ ZİLLETTİR" İçişleri Bakanlığımızın bütçesi görüşülürken, CHP’li ve HDP’li milletvekillerinin beka mücadelemizden intikam alır gibi, şehitlerimize hakaret edercesine, kahraman güvenlik görevlilerimize saldırırcasına öfke nöbetine kapılmaları, nefret diline kapılanmaları aleni zillettir. Terörle mücadelede tarihi başarılara imza atan bakanlıklarımızın bütçeleri müzakere edilirken mayası bozuk, meşrebi bulanık, mensubiyeti hasarlı isimlerin alçalmış üsluplarıyla Genel Kurulu terörize etmeleri hakikaten rezaletin daniskası, işbirlikçiliğin alametifarikasıdır. TBMM’de yaşanan karmaşa ve siyasi kundakçıların tacizleri asla tesadüfi değildir. Bölücü terör örgütü darbe üstüne darbe yedikçe Meclis’e yuvalanmış ittifak ve ikbal ortaklarının ateşi yükselmekte, sinir sistemleri, oto kontrol mekanizmaları altüst olmaktadır. KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER Artık CHP’yi HDP’den, Kılçdaroğlu’nu terörist Demirtaş veya terörist Karayılan’dan ayırt etmek, ayrı değerlendirmek neredeyse imkansızdır. Eline ve diline hakim olamayan, şuur ve ruhunu çaldıran Kılıçdaroğlu istikameti kaybolan, iradesine terörizmin ambargo koyduğu bir şahıstır. Bir HDP’li vekilin “Kürdistan’a özgürlük şiarıyla iktidara geleceğiz” açıklamasına sessiz kalıp bu bölücünün Genel Kurul çalışmalarına 3 birleşim katılmama cezasına itiraz eden Kandil’in yeni CHP’sidir. İçişleri Bakanımıza çakal demek de soysuzluk ve terör seviciliktir. Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle, dağda, şehirde, kırsalda, mezrada, sınır ötesinin her tehdit saçan noktasında başı ezilen, ayaklar altında sürünen terör örgütünün hunhar ve hain fermanını TBMM’de okumaya çalışan mülevves ve müptezel emellere müsaade edilmeyecektir. Meclis kürsüsünü lekeleyip demokrasiyi ve milli iradeyi hedef alarak,terörle mücadelede insanüstü mücadeleler sergileyen bakanlarımıza dil uzatan sefiller meydanın boş olduğunu sanmasınlar.Türk milleti her şeyin gözlemcisi,her gelişmenin takipçisi,her terör hayranının da hasmıdır. Yavruları yetim bırakan, gelinleri dul koyan, anaları, babaları acılar içinde kıvrandıran şerefsiz teröristlere ne sözle, ne de eylemle karşı gelemeyen, karşı çıkamayan kim varsa bizim nazarımızda akan kanda payları olan, doğrultulan kanlı silahlardan tutan vatansızlardır.

2 yıl önce

Türkiye gizli ambargoları bir bir aşarak 400 ürünü millileştirmeyi başardı

Savunma Teknojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) Thinktech Merkezi, "Türk Savunma Sanayiinin Yükselişi ve Ambargolar" başlıklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Savunma Sanayii Başkanlığı, Roketsan, Aselsan, BAYKAR, Meteksan, Havelsan ve TUSAŞ gibi savunmanın göz bebeği kurum/kuruluşlar ile üniversitelerden 23 uzman katıldı. Yeni Şafak'ın haberine göre; Toplantıda anlatılanlar daha sonra raporlaştırıldı. Türkiye'nin savunma serüveni hakkında bilgiler veren katılımcılar, uygulanan ambargolar hakkında çarpıcı örneklerler verdi. STM Deniz Projeleri Grup Yöneticisi Mehmet Selahattin Deniz, Türkiye'ye yönelik "aleni", "gizli" ve "yavaşlatma" şeklinde 3 tür ambargo uygulandığını aktardı: FRANSA HİZMET VERMEDİ ALMANLAR EL KOYDU "Mesela bugün Türkiye'ye resmi olarak hizmet, hatta insan gücü dahi iletmeyen ülke Fransa. Fransa hem Pakistan, hem Türkiye'deki projelerimiz için hizmet göndermeyeceğini bize resmi olarak deklare etti. Bunun yanı sıra İngiltere ve Almanya resmi olarak bildirmese de ihraç lisans izinlerinin süreçlerini çok uzattı. Eskiden 2 ayda aldığımız izinler 10 aya çıktı. En son bununla ilgili yaşadığımız örneklerden biri şu oldu: MİLGEM için Almanya'dan tedarik ettiğimiz ama İngiltere'de dökümü yapılan şaft sisteminin braketlerini İngiltere'den Almanya'ya geçiş sırasında gümrükte tuttular. Türkiye'deki bir sisteme ait olduğu için bunlara el koydular. Bunun belli bir deklarasyonu yok, ihraç lisansına tabi değil ama böyle bir inisiyatif kullanıldı." ABD İZİN ALMA SÜRESİNİ UZATTI SSB Uzmanı Mete Arslan ise hem platformların, hem alt sistemlerin Türkiye'ye yönelik ambargolardan etkilendiğini söyledi. Arslan, "S-400 nedeniyle ABD sadece F-35'leri bize vermemekle kalmıyor. Bizim genelde vakıf kuruluşlarımızın veya diğer savunma sanayii kuruluşlarımızın, örneğin ASELSAN'ın ABD'den getirdiği malzeme, alt bileşen var. Bunlar ihraç lisansına tabi. Bunlarda ihraç izinleri alma süresi uzadı. Eskiden 3 veya 6 ayda alınan ihracat izinleri 1 yıla kadar uzadı. Ambargolar nedeniyle, belki de belirli bir noktada bunları alamaz hale geleceğiz" ifadelerini kullandı. KARABAĞ AMBARGOSU! Ayrıca Meltem uçak projesinde bazı ekipmanların Fransız Thales firmasına ait olduğunu ifade eden Aslan, "Şimdi Thales gerekli desteği vermiyor. Telefonlara bile çıkmıyor. İlk uçak olan Meltem 2 uçağında gecikmeler yaşandı; ilk sistem yurt dışında entegre edilecek, diğerlerini de TUSAŞ'ta biz entegre edeceğiz. Ama şu anda entegrasyonda sorun yaşıyoruz" dedi. Aselsan Genel Müdür Danışmanı Ali Rıza Kılıç ise İsveç'in de Türkiye'ye ambargo uyguladığını aktardı. Kılıç, "Bir İsveç firması CAATSA yaptırımlarını bahane ederek bize satış yapamayacağını söyledi. Bunu kılıf ya da bahane olarak kullanmak isteyenler kullanıyor" dedi. AB'nin Türkiye'ye herhangi bir yaptırım kararı almamasına rağmen bazı hükümetlere firmaların engeller çıkardığını belirten Kılıç, şunları söyledi: "Bunun canlı bir örneği, dünyanın önde gelen tümleşik devre üreticilerinden biri olan XYLINX firması. Azerbaycan'daki harekatı bahane ederek bir anda 'Ben savunma sanayiine satmıyorum' dedi. Bunun aslında CAATSA'yla da bir ilgisi yok ama firmaların tamamen kendi politikalarının sonucu." 400 ÜRÜN MİLLİLEŞTİRİLDİ Rapora göre engelleme çalışmaları Savunma Sanayii Başkanlığı'nda başlatılan yerli üretim seferberliği ile aşıldı. Sadece 2020 yılında öncelikli ürünler belirlenip ilan edilerek "Ben bu işi yaparım" diyen firmalar görüşmelere çağırıldı. Yaklaşık 900 civarında yerli firma başvuru yaptı. Ön incelemeler sonunda 131 ürünün siparişi yerli firmalara verildi. 400 ürün Türk mühendisin çabalarıyla millileştirildi. İSRAİL SÖZLEŞMEYE RAĞMEN YAN ÇİZDİ SSB Uzmanı Mete Arslan toplantıda İsrail'le ilgili bir anekdotu paylaştı. Arslan, "2009 yılında İsrail'in Taktik Keşif Pod'ları vardı. ASELSAN ana yükleniciliğinde İsrail'den Elbit elektro-optik podu ve Elta'dan sar podu alıyorduk. RF-4 ve F-16 uçaklarına takacaktık. Sözleşmeyi 2008'de imzaladık. 2009'un Ocak ayında efektif oldu, ihraç lisansını aldı. Gönderdiler bize. Ama Ocak ayının sonunda Davos'ta Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'One minute' olayı gerçekleşti, İsrail'le aramız bozuldu. Biz ihraç lisansını almıştık ama şimdi İsrail hükümeti bunu tekrar yürürlükten kaldırıyor" dedi. TUSAŞ eski Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı ise modernizasyon süreçlerinde de engellemelerle karşılaştıklarını kaydetti: "'C130 modernizasyonunu İsrailliler yapmasın, TUSAŞ yapsın' denildiğinde Northrop Grumman firmasından radarla ilgili teklifini biz alamadık. Bir başka Northrop Grumman projesinde bize radar teklifi vermediler. Paramızla teklif alamadık." ABD VERMEYİNCE KENDİMİZ YAPTIK SSB Deniz Araçları Daire Başkanı Alper Köse, engellenmeye çalışılan ve millileştirilen ürünlerden bir örnek verdi: "Mesela MİLGEM beşinci gemide dikey atım sistemi olarak ABD yapımı Mk 41 kullanacaktık. Ancak ihracat izni çıkmadı. İşin garip tarafı hiçbir zaman 'Vermiyoruz' da demediler, oyaladılar. Ayrıca ihracat izni çıksa bile bazen yine de vermiyorlar. Atış kontrol radarı tedarik edilen ülke henüz ambargo koymamıştı, ancak bekliyorduk. Bu nedenle ambargoyu beklemeden çalışmalara başladık. Neticede ASELSAN kendi Atış Kontrol Radarı olan AKREP-D'yi geliştirdi. Daha sonra da ambargo geldi."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan NATO Liderler Zirvesi'nde önemli mesajlar: Müttefikler arasında ambargo olmamalı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Belçika'nın başkenti Brüksel'de NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi'ne katıldı. Zirve marjında liderlerle peş peşe görüşmeler gerçekleştiren Erdoğan, Rusya-Ukrayna krizinin çözüme dair önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısında özetle şöyle konuştu: Belçika makamlarına da zirveye başarılı ev sahipliklerinden ötürü takdirlerimi iletiyorum. Ukrayna ve Rusya savaşı bugün itibariyle 1. ayını geride bıraktı. NATO müttefikleri olarak güncel gelişmeleri ve ittifakın aldıkları liderler seviyesinde bir araya geldik. 25 Şubat'ta gerçekleşen zirvenin ardından NATO'nun birlik ve beraberlik mesajı vermesi anlamlıdır. Kırım'ın İlhak'ını tanımadığımızı ve tanımayacağımızı ifade ettik, etmeyeceğimizi sürdürüyoruz. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına tutumumuz da bu ilkeli tutumuzla nettir. Tahrip olan şehirler, okullar, evler bütün varlığını bir bavula sığdırmış mülteciler savaşın kanlı yüzünü bizlere bir kez daha hatırlatmıştır. Bu savaş kadınlar ve çocuklar üzerinde izleri yıllarca silinmeyecek travmalara yol açıyor. "MÜZAKERE SÜRECİNİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN ADIMLAR ATTIK" Öncelikle Ukrayna ve Rusya Karadeniz'den komşumuz olan 2 ülkedir. Son 11 yıldır Suriye'deki savaşın yükünü adeta tek başına taşıyan bir ülke olarak bölgedeki sükunun sağlanması için çalışıyoruz. Taraflar arasındaki müzakereleri yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Müzakere sürecini kolaylaştırmak için birçok adım attık. Müzakerelerde bazı noktalarda ilerleme kaydedilmesini ihtiyatlı iyimserlikle karşılıyoruz. "MONTRÖ SÖZLEŞMESİ'Nİ GERİLİMİ AZALTMAK İÇİN KULLANIYORUZ" Montrö Sözleşmesinin sağladığı yetkileri Karadeniz'de gerilimi azaltmaya yönelik kullanıyoruz. 56 TIR bölgeye insani yardım göndermiş durumdayız. Göndermeye de devam ediyoruz. Türkiye'ye giriş yapan Ukraynalıların sayısı ise 60 bine yaklaştı. Gerek AFAD, Kızılay gibi resmi kurumlarımız sahada büyük özveriyle çalışıyorlar. Son 8 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan bir ülkeyiz. Dostlarımızın içinde bulunduğu zorluğu iyi anlıyoruz. Mültecilere sahip çıkma konusunda uluslararası toplumun başarısız olduğunu tecrübemizle iyi biliyoruz. Başta Avrupa ülkeleri başta olmak üzere kapısına gelen mültecileri desteklemeli, elini taşın altına koymalı. "MÜTTEFİKLER ARASINDA AMBARGOLARIN GÜNDEME DAHİ GELMEMESİ GEREKİR" İttifakın Avrupa Atlantik'e yönelik kaygılar konusunda kapsamlı görüş-alışverişinde bulunduk. Gerçekçi ve stratejik yaklaşımla hareket etmesi şarttır. İttifakın Rusya'ya ya da başka bir ülkeye tehdit oluşturacak durumda olmadığının altını bir kez daha çizmiş olduk. Güvenliğin bölünmezliği ilkesine özellikle dikkat çektim. Türkiye, ittifak dayanışması ruhunu esas alarak NATO'nun caydırıcılık ve savunma tekniklerine gerekli katkıyı vermeye devam edecektir. Savunma sanayimizin önüne bizzat NATO müttefiklerimiz tarafından konan ambargoların kaldırılması lazım. Bu konudaki beklentilerimizi liderlerle açıkça paylaştım. Bugünkü toplantımız Haziran ayındaki NATO toplantısına giden süreçte önemli bir adım. Müttefikler arasında gizli-açık ambargoların gündeme dahi gelmemesi gerekir.  Dünya liderlerinin çoğuyla kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdim. Bugün de temaslarımın yanında Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya, Estonya, İspanya, Birleşik Krallık liderlerilye görüşmeler gerçekleştirdim. Bu görüşmelerle meslektaşlarımla ağırlıklı Ukrayna meselesini ele aldık. Vize serbestisi sürecinde esneklik sağlanmasına dair beklentimizi bir kez daha mevkidaşlarımla paylaştım. "AMACIMIZ İKİ LİDERİ BİR ARAYA GETİRMEK" Türkiye üzerinde yoğunlaşan değil, yaptığımız çalışmalarla ilgili Türkiye'ye şükranlarını sunan ülkeler oldu. Putin ve Zelenski görüşmelerimizi bundan sonra da devam ettireceğiz. Bütün gayretimiz bu iki lideri bir araya getirmek ve barış atmosferi oluşturmak. Beyaz Rusya'da devam eden teknik altyapının çalışmalarda. Bir Kırım ve Donbas meselesi var ki buna Ukrayna'nın sıcak bakması mümkün değil. Zelenski'nin referanduma getirme amacıyla "Ukrayna halkının vereceği karar" diyerek akıllı bir liderlik uygulamasını ortaya koymuştur. "ZELENSKI ARABULUCU OLMAMIZI BİZZAT İSTİYOR" Bu görüşmeler devam ediyor. Bir işin teknik altyapı olarak devam ettiği görüşmeler var. Bunun yanında Zelenski'nin bizimle yaptığı görüşmelerdeki talebidir. Türkiye'nin bu işlerde arabuluculuk rolü üstlenmesini bizzat istiyor. Rusya'nın da bunu olumsuz olarak görmesi mümkün değil. Temennimiz o dur ki bu süreç içinde eğer Türkiye'nin arabuluculuğuna yönelik talep gelirse biz buna hazırız. Burası Ankara, İstanbul olur. Buralarda görüşmeyi yapmak üzere bu adımı atmaya hazır olduğumuzu söyledik. Liderlerle görüşmemizdeki yaklaşım Türkiye'nin kurduğu ilişkilerin ne denli sıcak olduğu, ne denli olumlu yaklaşım sergilediğidir. Tabi bundan dolayı bize teşekkürleri oldu. Attığımız adımlardaki sıcak temaslar liderlerin dikkatini çekiyor. Türkiye olarak aynı yaklaşımı sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim sayın Putin'le de olumlu istikametimiz oldu, sayın Zelenski ile de olumlu istikametimiz devam edecek diye söylemiştim. Bizim temennimiz barışın sağlanması. TÜRKİYE-FRANSA İLİŞKİLERİ Fransa seçime gidiyor. Ve bu dönemde Macron'la ağırlıklı olarak gündemimiz Rusya-Ukrayna arasındaki savaştı. Bunun dışında Türkiye-Fransa ilişkileriyle alakalı, gerek askeri, ekonomi, kültürel konularında nereye geldik. Bundan sonra neler yapabiliriz diye görüştük. Temennimiz, seçim sonrası bu süreci Türkiye-Fransa ilişkileri olarak devam ettirmek. Görünen gerçek şu; O da hemen hemen NATO ülkelerinin çoğu yaptırımlar üzerinden hareket ediyorlar. Yaptırımların dışındaki yöntemlerin faydalı olamayacağı düşüncesi hemen hemen hepsinde aynı.

1 yıl önce

Rusya'nın hamlesi Avrupa'nın kafasını karıştırdı! Ambargo kararsızlığı

Macaristan Hükümet Sözcüsü Zoltan Kovacs, "Macaristan'ın petrol ve doğal gaz ambargosu konusundaki tutumu değişmedi: Bu fikre karşıyız" dedi. Almanya'dan da benzer bir açıklama geldi. AB Komisyonu, Rusya'ya yönelik altıncı yaptırım paketinin görüşmelerinde fosil yakıtlara tamamen ambargo konması seçeneğini de görüşüyor. 'HENÜZ HAZIR DEĞİLİZ' Bakanların bu hafta içinde bir dizi yaptırımda uzlaşması bekleniyor. Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck de ambargonun hâlâ uzlaşılamayan konulardan olduğunu söylerken "Her ülke henüz bu noktada değil ve buna saygı duymamız lazım. Örneğin doğal gaz konusunda biz de henüz hazır değiliz" dedi. Moskova, "dost olmayan ülkelerin" doğal gaz ödemelerini Gazprom'un İsviçre'deki şubesi olan Gazprombank'a yapmasını talep etmiş, bu paraların da Rus Rublesi'ne çevrildikten sonra Rusya'ya aktarılacağı açıklanmıştı. Avrupa Komisyonu ise bunun AB yaptırımlarını delmek anlamına gelebileceği uyarısında bulunmuştu. Bu talebi geri çeviren Bulgaristan ve Polonya'nın doğal gazı ise geçen hafta kesilmişti. İki ülke de Gazprom'la bu yıl sonunda bitecek olan sözleşmelerini yenilemeyi düşünmediklerini açıklamıştı. Bulgaristan, Türkiye üzerinden geçen boru hattı ile Azerbaycan'dan daha fazla gaz almayı hedeflerken Polonya ise sonbaharda açılacak yeni boru hattı ile Norveç'ten gaz almayı planlıyor. Macaristan dışında Rusya'ya kapsamlı bir ambargoya karşı çıkan ülkeler arasında Slovakya da gösteriliyor. BBC'ye konuşan Slovakya'nın en büyük enerji şirketi SPP'nin yöneticisi Richard Prokypcak, kendilerinin de böylesi bir ihtimale hazırlık yaptığını söyledi. Prokypcak "Sadece doğal gaz değil, Rusya'dan alınan her ürün Rusya'nın savaşını desteklemek anlamına gelebilir. Cevap vermemiz gereken esas soru, Rus gazına yaptırım uygulamanın savaşı sonlandırıp sonlandıramayacağı" dedi. BBC Brüksel Muhabiri Jessica Parker, AB üyelerinin müzakerelerde bir orta yol bulması durumunda, Avrupa Birliği içinde tavizsiz bir ambargoyu savunan Polonya ve Baltık ülkelerinin rahatsız olabileceğini aktarıyor. Bir ay önce AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, savaşın ilk ayında AB'nin Rusya'ya enerji ithalatı için 35 milyar euro ödediğini söylemişti. Jessica Parker, Brüksel'de bunun bazıları tarafından "kanlı para" olarak görüldüğünü belirtiyor. Brüksel'deki görüşmeler sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Almanya Ekonomi Bakanı Habeck, bu yıl sonu itibarıyla Rusya'ya petrol ambargosu uygulamaya hazır olacaklarını söyledi fakat bunun ekonomik sonuçlarına karşı da uyarıda bulundu. Almanya Ukrayna'nın işgaliyle birlikte petrol ithalatında Rusya'nın oranını yüzde 35'ten 25'e indirmişti. Berlin, geri kalan kısım için de petrol üreticisi diğer ülkelerle görüşmeye devam ediyor.

1 yıl önce

İtiraz dünya basınında: Türkiye'ye askeri ambargo kalkabilir

Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılmasına itirazı uluslararası medyada ilk sayfadan verildi. Wall Street Journal gazetesi, 'Finlandiya, İsveç NATO'ya girmeyi planlarken, Türkiye taleplerini açıkça belirtiyor' başlığını kullandı. İki İskandinav ülkesinden heyetlerin Ankara'da Türkiye'nin endişelerini görüşeceğini yazan Washington Post, Türkiye'den gelen yorumun bazı Avrupalı liderler ve diplomatlar için sürpriz olduğunu yazdı. İKİ TEKLİFLE GELEBİLİRLER The Times ise İsveç'in masaya getirebileceği iki teklifi yazdı. Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğinin önünde ciddi bir engel olduğunu kaydeden The Times, Ankara'yı ziyaret edecek diplomatların 2019'da başlayan silah ambargosunun kaldırılması ve "PKK'ya karşı çetin önlemlerin alınmasını" teklif edebileceğini yazdı.

1 yıl önce

İsveç ve Finlandiya’nın NATO adımı... AK Parti Sözcüsü Çelik: Ambargo kabul edilemez, terör örgütüne desteği kesin

İşte Çelik'in açıklamasından önemli satırbaşları: Böylesi önemli günü, İstiklal mücadelesi için kilit taşı önemindeki günün gençlerimize atfedilmiş olması da ayrı bir kıymete sahiptir. Bu büyük bayramımızı kutluyoruz. Atatürk'ün ve milli mücadelenin o gün için gösterdiği kararlılığın bugün içinde aynı yol göstericiliğe sahip olduğunu görüyoruz.  ÖZLEM SARIKAYA YURT'UN VEFATI Çok değerli bir meslektaşınızı kaybettiniz. Özlem Sarıkaya Yurt'u kaybettik genç yaşta. Bu hepimizi çok üzdü. Allah rahmet eylesin. 18-20 Mayıs günleri tarihi açıdan çok önemli bir gün. Kırım Tatarlarının yaşadıkları trajedinin yıl dönümü. Bugün de verilen mücadelenin aynı şekilde devam ettiğini görüyoruz. Kırım Tatarı kardeşlerimizin hepimizin şehidi olan kardeşlerini rahmetle anıyoruz.  İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO'YA ÜYELİK BAŞVURUSU Bugünlerde İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği tartışılıyor. AK Parti açısından NATO sürecinin ilkelere bağlı olarak yürütülmesi her zaman önemli oldu. Türkiye'nin terörizmle mücadelesinde aynı desteğin verildiğine şahit olmadık. Sizin terör örgütlerine verdiğiniz destekler bize dönük saldırı olarak ortaya çıkıyor. Düşmanlarımıza verilen destek hiçbir şekilde kabul edilemez. Türkiye, açık bir talepte bulunuyor. NATO'ya yeni üye olacak devletlerin her halükarda terörle bağını kesmesi gerekir. Lüksemburg Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları meseleyi hiçbir şekilde anlamadığını gösteriyor. Yarın bir gün bir NATO üyesi olan ülke, Türkiye'yi tehdit eden bu davranışlara devam ederse NATO içinde karar alınamaz, Türkiye veto eder. En baştan prensiplere uygun şekilde bu üyeliklerin ele alınması gerekir. İsveç'in Haseke'de örgütün alt yapı çalışmalarına destek verdiği görülüyor. NATO güvenlik örgütüdür. Siz doğrudan NATO üyesi olan ülkenin terör hedefi olarak gösterdiği yapılarla temas içindesiniz. Bu örgütler sizin ülkeniz içinde para topluyor, bu para silah olarak örgüte dönüyor, Türkiye'ye karşı tehdit uyguluyor. Hem NATO içindeyiz hem de bize silah ambargosu uyguluyorsunuz. Böyle bir şey kabul edilemez. Gerçek güvenlik tehditleri karşısında sağlıklı bir değerlendirmeleri yok. Türkiye, NATO içinde görevlerini en üst düzeyde yerine getirmiş devlettir. Bize karşı ambargo uygulanması gibi tavır kabul edilemez. Türkiye, NATO'ya üye olmak isteyenlerin NATO'nun prensiplerine uygun olarak davranmasını istiyor. Bu terör örgütlerine destek vermeyi kesmenizi istiyoruz. Türkiye, NATO'nun genişlemesine ilkesel olarak hiçbir zaman karşı çıkmadı. Hatta İsveç ve Fİnlandiya’nın NATO’ya üyeliğiyle ilgili bir problemi olmadı. Problem bugün onların terör örgütlerine verdiği destekle ilgilidir. Net bir tablo var ama AK Parti kürsüsünden verdikleri desteği, fotoğraları paçavralarını göstermeyi uygun görmedik. Fransa'nın çimento firması var. Bu firmanın hem PKK/YPG'nin yeraltı sığınaklarını yaptığı ortaya çıktı, hem de bu firmanın DEAŞ terör örgütü ile bağlantıları çıktı. En son Paris Temyiz Mahkemesi, bu firmanın insanlığa karşı suç işlemek bakımından karşı karşıya olduğu soruşturmanın devamına karar verdi. Bu ülke NATO ülkesi, DEAŞ'la işbirliği ortaya çıkacak. Bize saldıran bir terör örgütünün sığınaklarını bir NATO ülkesinin firması yapacak. Biz Suriye'deki Türkmen kardeşlerimize yardım yaparken o zaman arşivlere bakmak lazım yardımların DEAŞ'a gittiğini söyleyenlerin şimdi bu özeleştiriyi yapması lazım. Hepsinin arkasında bu firmalar çıkmış oldu. ATATÜRK HAVALİMANI TARTIŞMASI Bunlar defalarca açıklandı. Daha önce bu benimdi çalmışlar dedi. Şimdi seferberlik halinde buna karşı çıkıyor. Böylesine çelişkili, tutarsız, çevre bilincinden kopuk herhangi bir yaklaşım olabilir mi? Bunu tutup Atatürk’ü istismar ederek Atatürk’ün isminin verildiği yerin yıkılması olarak gösteriyorlar. Siyasette bugüne kadar Atatürk istismarcılarının yaptığı kötülüğün haddi hesabı yoktur. Taksim’in ortasına muhteşem eser yapıldı ve adı Atatürk Kültür Merkezi'dir. . Kimse kendi yaptığı kötülüğe Atatürk'ü kalkan yapmaya kalkmasın. Oraya 132 bin 500 ağaç dikilecek. Yürüyüş yollarıyla her türlü vatandaşımıza hizmet edecek yaklaşımla bu hayata geçirilecek. ADANA'DA YAPILACAK GENÇLİK ŞÖLENİ İki günden az zaman kaldı. Bütün Türkiye'deki gençleri Cumartesi günü Adana'ya bekliyoruz. Gençlik şöleni gerçekleştireceğiz. 8 yıl ara vermiştik. 81 ilden genç arkadaşlarımız gelecek. Saat 17:00 gibi başlayacak. Genç kardeşlerimizi Cumhurbaşkanımızla buluşmaya bekliyoruz.  EN ÖNEMLİ MESELE TERÖRE VERİLEN DESTEK En önemli mesele teröre verilen destek. İsveç ve Finlandiya'da öteden beri terör örgütlerinin yoğun faaliyet yaptığı, hem PKK'nın hem FETÖ'nün üst düzey yöneticilerini barındırdığı açık ve net. Bu teröristler açıkça istedikleri propagandaları yapabiliyorlar. Doğrudan İsveç hükümetinin gönderdiği silahlar PKK cephanelerinde çıkıyor. Biz PKK'nın herhangi bir yerini yok ettiğimizde, cephanesini bulduğumuzda içinde Avrupa ülkesinin silahını gördüğümüzde burada ilkesizliğin adını koyuyoruz. ABD ve Fransa’yı da uyarıyoruz. Siz kendi ülkelerinizin vatandaşlarınızdan silah toplayıp kendi ülkemin vatandaşlarını öldüren örgüte göndereceksiniz... Çelişkiyi gidermesi gereken onlardır. MESELE TÜRKİYE'NİN İKNA EDİLMESİ DEĞİL Biden'ın ülkemize gelip gelmemesi kendi takdiridir. Mesele Türkiye'nin ikna edilmesi değildir. Mesele yeni üye olmak isteyenlerin terör örgütlerine verdiği desteğin kesilmesi için o ülkelerin ikna edilmesidir.  Eğer bir genişlemeden bahsediliyorsa buna aday olan ülkelerin terör örgütlerine verdikleri desteği kesmeleridir. Türkiye’nin haklı güvenlik gerekçeleri tatmin edildiğinde zaten mesele yoktur. MİÇOTAKİS'İN ABD KONGRESİ'NDEKİ KONUŞMASI Miçotakis'in orada kendi ulusal tarihini Amerikan tarihine referans verilerek anlatma biçiminin Yunan medyasında da nasıl eleştirildiğini gördük. Hangi kongrede kim, ne için alkışlanmış bu çok önemli değil. Ama burada bazı çelişkiler var. Biz tabii Amerikan senatosunu önemsiyoruz. Bir kongrede bir müttefikinizin başka bir müttefikinize söz söylediğinde alkışlanması çok doğru değil. Herhangi bir komşumuz utanç verici bir şeydir, gidip de başka parlamentolarda Türkiye'ye silah vermeyin diye yalvarmak hiçbir şekilde saygıdeğer bir durum olarak görülemez. Adalar üstünde uçuş dediğiniz şey sizin hava kuvvetlerinizin yaptıkları karşısında hava kuvvetlerimizin verdiği cevaptır. Yunanistan Sahil Güvenliği ve FRONTEX göçmenlerin botlarını şişleyerek Akdeniz'de bu kadar insanın ölmesine yol açtı. Bu sorgulanmış mıdır? Kıbrıs meselesinde de hakkı gasp edilen KKTC'dir. KKTC egemen bir devlettir, onlar duymasa da bu böyledir. Türkiye ile konuşacaklar, Türkiye ile meselelerini çözecekler. İsterse dünyanın bütün parlamentolarında alkışlansınlar.  ASGARİ ÜCRETE TEMMUZ'DA ZAM GELECEK Mİ? Çalışma Bakanımız düzenli olarak açıklıyor. AK Parti olarak gelen talepleri değerlendiriyoruz. Zamanlaması henüz Çalışma Bakanlığı tarafından hangi takvimde yapıyorlar, onlar için bir şey söylemek için erken. Çeşitli sosyal kesimlerden iletilen talepler son derece sıkı bir takiple değerlendiriliyor.

1 yıl önce

Selçuk Bayraktar: Ambargo sopası sallayanlar asla kazanamayacak!

TEKNOFEST Karadeniz ile TÜRKPATENT 7. Uluslararası Buluş Fuarı ISIF'22'nin açılış töreninde Selçuk Bayraktar açıklamalarda bulundu. Selçuk Bayraktar'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: İşte zihinlerde başlayan devrim budur. Öğrenilmiş çaresizliğe, yıkıcılığa baş kaldırı budur. Bu kadarı da yetmez. Gün daha fazla mücadele günüdür. 2023-2024-2025-2053 ve hatta 2071'de Teknofest'leri yapmaya devam etmeliyiz 600 binleri aşan yarışmacı sayımız milyonları geçmeli. Yarışmalardaki fidanlar büyümeli kök salıp meyve vermeli. 2005'teki hissiyatımın bir benzerini T3 Vakfı ekibimizle Tekenofest için ilk ke yola çıktığımızda yaşadım. 2018'de şantiye halindeki İstanbul Havalimanı'na jüri olarak katılmıştım. Orada bulunan SSB Başkanımız ve bugün paydaşlarımız olan bazı kurumlarımızın yöneticilerine Teknofest'i anlattığımızda çok heyecanlandılar. Daha da önemlisi aklımızda hep şu soru vardı: Acaba milletimiz Teknofest'e teveccüh gösterecek mi,? İnsanlarımız akın akın Teknofest'e geldi. Teknofest'in ilk sabahı on binlerce gencin akın akın gelmesiyle alan rüyalar alemindekine benzer bir şenlik alanına dönüştü, hayallerimiz gerçek olmuştu. Yaptığımız bu işin aynen 2005'te olduğu gibi önünün açık olduğunu hissettim. Bilimde, kültürde, sanatta, teknolojide inovasyon ve yenilik getiremiyorsanız, durduğunuz yerde sayıyorsanız menzile varmanız asla mümkün değil. Bu habis fikirli kişilere karşı birlikte mücadele edeceğiz. Ambargo sopası sallayanlar biz yolumuzdan dönmedikçe asla kazanamayacaklar. Durmadan, yılmadan, asla pes etmeden tam bağımsız ve müreffeh Türkiye için azimle yürüyeceğiz.Bu kutlu hedefe giden yolda kaybetmek yok. Güneş yüzlü çocukların aydınlığı balçıkla sıvanamaz.Tüm insanların onur ve barış içinde yaşadığı bir Kızılelma.

1 2