29 Mart Cuma 2024
1 yıl önce

Diyarbakır annelerinin eylemi 1031'inci gününde: Bir aile daha katıldı

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1031'inci gününde sürüyor. Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinden 2016 yılında 15 yaşında dağa kaçırılan oğulları İsa Eslek için gelen anne Zeliha ve baba Abdulkadir Eslek de oturma eylemine dahil oldu. Baba Eslek, gazetecilere, oğlundan 6 yıldır haber alamadığını söyledi. Oğluna kavuşmak istediğini ifade eden Eslek, "Oğlumu HDP'den istiyorum. Onun için buradayız. Eşimle birlikte bu nöbete devam edeceğiz. Allah'ın izniyle İsa'mız gelene kadar burada kalacağız. Umut ediyorum ki bu bayram inşallah İsa'mız gelir." dedi. Anne Eslek de çocuğuna seslenerek, "Oğlum bizi duyuyorsan geri dön, seni kabul ediyoruz. Bütün anneler perişan olmuş. Çocuklar buradaki annelerini görüyorlarsa lütfen dönsünler." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür: 'Özgürlük Türkiye'dedir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin yapıldığı IFEMA Kongre Merkezi'ndeki basın toplantısında Freedom House'tan olduğunu belirten bir katılımcının, "Türkiye, gazetecilerin özgürlüklerinin kısıtlanması konusunda kötü bir sicile sahip. 15 Temmuz'dan sonra çok sayıda gazeteci hapse atıldı. NATO'da yeri var mı Türkiye'nin?" değerlendirmesi üzerine verdiği yanıt, Diyarbakır annelerini sevindirdi.  'NEREDE BU FREEDOM HOUSE?' Evlatları için bekleyişini sürdüren aileler, "Türkiye'de 40 yılda 40 bin vatandaşımız öldürüldü. Diyarbakır anneleri, 1100 gündür HDP'nin kapısı önünde evlatlarını bekliyor. Bu anneler; çocukları 12, 13, 14 yaşında dağa kaçırılanlar. Nerede bu Freedom House? Önce gelsin Diyarbakır annelerini ziyaret etsinler. Bugün Türkiye'de bir Kandil gerçeği var. Bu Kandil gerçeğinde de 13, 14, 15 yaşında kız çocuklar dağlara kaçırılıyor ve bu dağlarda boyları kadar silahlarla bunlara eğitim yaptırılıyor. Acaba bunları biliyor musunuz?" ifadelerini kullanan Erdoğan'a teşekkür etti.  'ÖZGÜRLÜK TÜRKİYE'DEDİR' Dağa kaçırılan çocukları için oturma eylemi yapan annelerden Zeliha Eslek, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinden 6 yıl önce 15 yaşında dağa kaçırılan oğlu İsa için gelerek, evlat nöbeti tuttuğunu söyledi. Oğlunun 6 yıldır PKK'nın elinde olduğunu, oğlundan hiç haber alamadığını ifade eden Eslek, evladına kavuşma ümidiyle eylem yaptığını belirtti. Eslek, şunları kaydetti: "Önce Allah'a sonra Erdoğan'a duacıyız. Eğer özgürlüğü soruyorlarsa özgürlük Türkiye'dedir, özgürlük Erdoğan'ın yanındadır. Özgürlük orada (dağda) olmuş olsaydı en azından oğlumun sesini duyardım. Emin olun Erdoğan olmasaydı, bu kadar çocuk geri dönmezdi. İnşallah onun sayesinde hepsi döner. Özgürlüğü soruyorlarsa, özgürlük burada."  'CUMHURBAŞKANIMIZ ÇOCUKLARIMIZIN ARKASINDA' Necibe Çifçi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteğinin hep yanlarında olduğunu belirtti. "Cumhurbaşkanımız bizlerin ve çocuklarımızın arkasında. Biz anneleri ve çocuklarımızı her zaman her yerde dile getiriyor." diyen Çifçi, Cumhurbaşkanı'na çok teşekkür ettiklerini dile getirdi. Bir evladının terör örgütü PKK tarafından öldürüldüğünü, diğerinin dağa kaçırıldığını anlatan Çifçi, bir evladının dağda diğerinin mezarda olduğunu kaydetti. Çifçi, "Türkiye'deki özgürlüğü sorgulayanlar neredeler, neden bizim haklarımızı savunmuyorlar?" dedi.  'PEKİ BENİM ÇOCUĞUMUN ÖZGÜRLÜĞÜ NEREDE?' Baba Abdullah Demir ise 7 yıldır oğluna hasret olduğunu anlatarak, Cumhurbaşkanı'nın desteğiyle 35 ailenin evladına kavuştuğunu aktardı. Demir, "Cumhurbaşkanı'mıza 'Türkiye’de özgürlük yok.' diyorlar. Madem özgürlük istiyorlar, peki benim çocuğumun özgürlüğü nerede? 7 yıldır oğlum onların elinde. Neden oğlumla beni konuşturmuyorlar? Özgürlük varsa neden evladımı benimle görüştürmüyorlar? Dış devletler HDP'yi destekliyor, terörü destekliyor. Yine bizi görmüyorlar. Bu çadırda evlatlarımız için eylem yapıyoruz, canlarımız için." şeklinde konuştu.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu duyurdu! 2 Diyarbakır Annesi daha evladına kavuştu

İçişleri Bakanlığından da açıklama geldi İçişleri Bakanlığı koordinesinde Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yürütülen ikna çalışmaları neticesinde; PKK/KCK terör örgütünden kaçan 2 örgüt mensubu daha güvenlik güçlerine teslim oldu. 2015 yılında terör örgütünün kırsal alanına katıldıkları tespit edilen örgüt mensuplarının son olarak Irak'ta faaliyet yürüttükleri tespit edildi. Teslim olan örgüt mensuplarından A.T.'nin annesi 2020 yılından bu yana Diyarbakır Anneleri içinde yer alıyor. M.A. isimli örgüt mensubunun annesi ise Mart ayından bu yana Diyarbakır HDP İl binası önünde bekleyişine devam ediyor. Böylelikle Evlat Nöbetinde kavuşan aile sayısı 37’ye, 2022 yılı içerisinde sadece ikna yoluyla ülkemize teslim olan örgüt mensuplarının sayısı ise (53)'e yükseldi.

1 yıl önce

Ümit Özdağ’ın kezzap yalanı! Anne Medine Candan: “Yapılanın propaganda olduğunun farkındayım”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Konya’nın Meram ilçesinde Suriyelilerin 20 TL istedikleri bir çocuğun yüzüne sülfürik asit attığını söylemişti. Aile ile görüştüğünü belirten Özdağ, “Şimdi çocuğun babası ile konuştum. Olay 45 gün önce olmuş. Suçlu Suriyeliler yakalanmış, yargı süreci başlamış.1 yabancının başına 1 şey gelince Zafer Partisi kışkırttı diyenlere sorum şu: Bu çocuğun yüzüne 20 TL için kezzap dökenleri kim kışkırttı? Türk düşmanı Suriyeli yalakaları” ifadelerini kullandığı bir paylaşımda bulunmuştu. OLAY Geçtiğimiz ay Konya’nın Meram ilçesinde 9 yaşındaki Yusuf İsmail Candan, parkta oyun oynadığı sırada 12 yaşındaki Suriyeli G.E.H ile tartıştı. Bu sırada G.E.H. elinde sülfürik asit olduğu sonradan öğrenilen sıvıyı Yusuf İsmail Candan’ın yüzüne fırlattı. Başında ve boyun bölgesinde yanıklar oluşan Candan Hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. ÖZDAĞ, KONTV ÜZERİNDEN PRİM YAPMAYA ÇALIŞTI Ümit Özdağ, olayı aktardığı paylaşımlarının ardından KONTV de dahil olmak üzere birkaç medya kuruluşunun, yaşanan olayda Suriyelileri korumaya yönelik haber yaptığını iletmiş, yaralı çocuğun annesinin olayı anlattığı bir de video paylaşmıştı. Özdağ’ın sosyal medya hesabından yaymış olduğu görüntüler sanatçı Mustafa Sandal’la birlikte birkaç ünlü isim tarafından paylaşıldı. Videoda, anne Medine Candan, KONTV de dahil olmak üzere bazı medya kuruluşlarının, oğullarının yüzüne asitli sıvı atanların, Suriyeli olduğunu gizlediğini söyledi. KONTV’YE NEDEN İFTİRA ATILDI? Yaşanan gelişmelerin ardından KONTV Haber, kendilerine atılan iftirayı açığa çıkarabilmek amacıyla olaya yönelik araştırmalara başladı. 3 günlük araştırmalar sonunda da olayın gerçek yüzü ortaya konarak, acılı bir anne üzerinden basit ve pis siyaset yapanların gerçek yüzü gösterildi. Hiçbir şekilde bahsi geçen bir haberi yapmayan KONTV ekibi, Candan Ailesi’ni ziyaret edip geçmiş olsun dileklerini ileterek olayı ilk başından itibaren tüm detaylarıyla öğrendi. “YAPILANIN PROPAGANDA OLDUĞUNUN FARKINDAYIM” Olayın yalanlarla anlatılarak kendilerini kışkırtmaya çalıştıklarını vurgulayan Anne Candan, pis bir oyuna getirildiklerinin altını çizerek, “Bana, Güneysınır Haber, Şafak Gazetesi ve KONTV’nin, oğlumun yüzüne Suriyeli değil de bir Türk çocuğun asit attığı haberini yaptıklarını söylediler. Ben de olmayan bir çocuğu nereden çıkaracaksınız, bulun o çocuğu dedim. Kimse kimsenin vebaline giremez” sözleriyle yaşananları anlattı. KONTV’yi, sözde siyaset yapmak amacıyla karalamaya çalıştıklarını söyleyen Candan, “KONTV, kesinlikle Konya’mızın iyisiyle kötüsüyle her olayını bize ulaştıran bir kanaldır. Konya’mızı, ailelerimizi, evlerimizi siyasete karıştırmalarını istemiyorum. Yapılanın propaganda olduğunun farkındayım. Ben çocuğumun sağlığının arkasındayım. Devletimizin, arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, çevremizin sayesinde biz de ayağa kalkacağız” dedi. “SİYASETE ÇOCUKLARIMIZI, KADINLARIMIZI ALET ETMESİNLER” Çıkar uğruna kirli siyasete kadınların, çocukların ve ailelerin dahil edilmemesini istediğini sözlerine ekleyen Candan, mülteciler üzerinden Anadolu insanını kullanmak isteyenlere de şu sözlerle seslendi: “Kimse bilmediği, duymadığı, gözleriyle görmediği sürece hiçbir şeye hiçbir şekilde inanmasın. Bir de özellikle siyasete çocuklarımızı, evlerimizi, kadınlarımızı alet etmesinler. Bizim yaşadığımız olayda bir yanlışlık oldu, bu yanlışlığı buradan düzeltmek istiyorum. Kesinlikle böyle bir şey yok, herkesten bu konudan dolayı özür diliyorum.” https://twitter.com/bugunguncel/status/1550031557246832640?s=21&t=HLfldEkSzgtC16KQZLMiJQ

1 yıl önce

Ümit Özdağ iyice faşiste bağladı! Gençlere skandal çağrı: ‘Anne babanızı eve kilitleyin’

Gençlere seslenen Ümit Özdağ, faşist düşüncelerini, “Annenizi babanızı Zafer Partisine oy vermeye ikna edin, ikna olmuyorlarsa oy verme günü eve kilitleyin” ifadeleriyle bir kez daha açığa çıkardı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ sık sık yaptığı mülteci düşmanlığı ile gündeme geliyor. Son dönemde yalan yanlış bilgiler sosyal medya üzerinden provokasyonun dozunu artıran Ümit Özdağ yeni bir skandala imza attı. ÜMİT ÖZDAĞ’DAN YENİ SKANDAL: ANNE BABANIZI EVE KİLİTLEYİN Kilis’te sığınmacıların nasıl gönderileceğine ilişkin toplantı yapan Ümit Özdağ gençlere yaptığı çağrıyı canlı yayında açıkladı. Ümit Özdağ, “Gençlerle konuşuyorum, annenizi babanızı Zafer Partisine oy vermeye ikna edin, ikna olmuyorlarsa oy verme günü eve kilitleyin” ifadelerini kullandı. Gençlerin kendisine destek verdiğini iddia eden Özdağ şu skandal ifadeleri kullandı; “Bu ülkede 10 milyonu aşan sığınmacı var. Sığınmacıları yollayacak 1 tek parti var. O da Zafer Partisi. Türk gençliğinin büyük bir desteği var. Benle fotoğraf çektirmeye geliyorlar nereye gitsem. Ben de onlara şöyle söylüyorum, annenizi ve babanızı da Zafer Partisine oy vermeye ikna edin, ikna olmuyorlarsa oy verme günü eve kilitleyin. Oy kullanmasınlar…” https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1552321187547693057?s=21&t=jMKp7j94SsKm-GjN21cxOg

1 yıl önce

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti 4'üncü yılında

Anne Hacire Akar'ın dağa kaçırılan oğlu Mehmet Akar için 22 Ağustos 2019'da HDP il binası önünde başlattığı oturma eyleminin sonuç vermesi, evladına kavuşmak isteyen diğer annelere de örnek oldu. Bir grup annenin dağa kaçırılan evlatları için 3 Eylül 2019'da HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlattığı evlat nöbeti 1095'inci güne ulaştı. Evlatlarını isteyen annelerin sesini tüm Türkiye duyarken, evlat nöbetine katılım da günden güne artarak 303'e yükseldi. Annelerin bu zorlu süreçteki en büyük destekçisi kendileri gibi evlatlarının yolu gözleyen babalar oldu. Büyük bir dayanışma ve kararlılıkla 3 yıldır sürdürülen oturma eylemi sayesinde 37 aile, evladını terörün pençesinden kurtarmayı başardı. Yaz kış, kar yağmur, bayram salgın demeden aralıksız devam eden evlat nöbetinde anne ve babaların "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp terör örgütü PKK'dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olanlar, bekleyişi devam eden ailelere de umut oldu. Gelen her evlat için sevinç gözyaşı döken aileler aynı mutluluğu yaşama ümidiyle ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla HDP İl Binası önündeki çadırda bekleyişlerini sürdürdü. Annelerin eylemi bölgeye yayıldı, sınırları aştı Kızına kavuşabilmek için Diyarbakır'daki oturma eylemine destek veren baba Mehmet Laçin, 7 Şubat 2020'de baypas ameliyatı olmak üzere gittiği İzmir'de de HDP il binası önünde eylemi sürdürdü. Daha sonra kızı için İzmir'den Ankara'ya da yürüyen Laçin, 16 Eylül 2021'de HDP Genel Merkezi önünde açıklama yaptı. Laçin'den sonra baba Yasür Dülge ve anne Muhbet Alemdağ da oğullarına kavuşmak için İzmir'deki eyleme dahil oldu. Aileler, İzmir'de bazı günler eylem yaptı. Evlat nöbetine katılım her geçen gün artarken, aileler Hakkari, Van ve Muş'ta da çocuklarını terörün pençesinden kurtarmak için belirli aralıklarla eylem yapıyor. Diyarbakır annelerinin aynı acıyı yaşayan annelere çağrısı Almanya'nın başkenti Berlin'de de duyuldu. Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı. Anne Maide T, daha sonra Alman yetkililerinin duyarsızlığı nedeniyle Başbakanlık binası önünde bir süre eylemini devam ettirdi. HDP kepenk kapatmak zorunda kaldı Çocuklarını isteyen ailelerle yüzleşmek istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. HDP, daha sonra il binasında yaptığı faaliyetleri ilçe binalarında sürdürdü. Terör örgütü PKK ise aileleri bu eylemden vazgeçirmek amacıyla farklı yollar denedi. Bazı aileler tehditlere maruz kalırken bazı aileler de yıllardır sesini dahi duymadıkları çocuklarını örgüte müzahir yayın organlarında oturma eylemini sonlandırmaları adına verdiği röportajla gördü. Örgütten kaçan ve ailesine kavuşanlar, baskı ve silah zoruyla kendilerine bu röportajlarda verilen metnin okutulduğunu belirtti. Ailelerin eylemini görenler ikna çalışmalarıyla örgütten kaçıyor Yurt içi ve yurt dışında düzenlenen başarılı operasyonlarla terör örgütüne ağır darbe vuran güvenlik güçleri bir yandan da kaçırılan ya da kandırılarak dağa götürülen çocuk ve gençleri kurtarmak için ikna çalışması yürütüyor. Ailelerinin Diyarbakır'daki oturma eylemini görenlerin, ikna çalışmalarıyla terör örgütü PKK'dan kaçışı sürüyor. Toplumun tüm kesimlerinden destek Oturma eylemi yapan ailelerin kendilerinden koparılan evlatlarını istediği haklı talebini tüm Türkiye duydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bakanlar, aileleri eylem yaptıkları çadırda ziyaret etti, sonuna kadar ailelerin yanında oldukları mesajını verdi. Diyarbakır annelerini siyasetçi, sanatçı, gazeteci, yazar, sporcu, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderi, din adamı, şehit ailesi, gazi, esnaf, muhtar, öğretmen ve gurbetçiler olmak üzere toplumun her kesiminden binlerce kişi ziyaret etti. Oturma eylemine Avrupa'dan destek geldi Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet ile Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler, annelerle görüştü. Yaşadıkları tüm zorluklara rağmen evlat nöbetine kararlılıkla devam eden ve 3 yılı geride bırakan aileler, 3 Eylül'de 4'üncü yılına girecek oturma eylemine Türkiye'den destek bekliyor. "Anne ve babaların acıları aynı, hikayeleri farklı" Bekleyişini sürdüren annelerden İmmihan Nilifırka, çocukların anne ve babalarından kopartılarak dağa götürüldüğünü söyledi. Kimsenin evlatlarını ellerinden almaya hakkının olmadığını belirten Nilifırka, büyük zorluklarla büyüttükleri evlatlarına kavuşmayı temenni ettiklerini kaydetti. "HDP ve PKK'nın bunu bize yaşatmaya hakkı yok. 81 ile çağrım; gelip bize destek olup sesimize ses olsunlar." diyen Nilifırka aynı acıları başka ailelerin yaşamaması için bu eylemin önemli olduğunu vurguladı. 3 yıldır oturma eylemi yaptıklarını, hep ağladıklarını dile getiren Nilifırka, evlatlarına duydukları özlemi anlattı. Nilifırka, "Tüm anne ve babaların acıları aynı, hikayeleri farklı. Evlatlarımızı bekliyoruz. 37 evladımız geldi. Bir evladımız geldiği zaman o kadar seviniyorum ki sanki benim Mehmet'im gelmiş. Burayı terk etmeyeceğiz, inşallah kazanacağız. Çocuklar, gelin güvenlik güçlerine teslim olun." dedi. "3 Eylül'de herkesten destek istiyoruz" Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinden 6 yıl önce 15 yaşında dağa kaçırılan oğlu İsa için oturma eylemi yapan anne Zeliha Eslek de oğlundan bugüne kadar hiç haber alamadığını belirtti. Tüm anne ve babaların acılarının bir olduğunu dile getiren Eslek, yaşadıkları tüm zorluğa rağmen evlat nöbetini sürdürmekte kararlı olduklarını aktardı. Eslek, en kısa zamanda çocuklarına kavuşmayı umut ettiklerini ifade ederek şunları söyledi: "4'üncü yılımıza giriyoruz. Anne ve babalar, hepimiz burada oturuyoruz, içimiz kan ağlıyor. Ne bayramımız ne gündüzümüz ne de gecemiz var. İnşallah çocuklarımızın hepsi döner. 3 Eylül'de herkesten destek istiyoruz, herkesi buraya bekliyoruz. Tüm Türkiye'ye sesleniyorum; herkes gelip bize destek olsun." Eslek, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu. "Hep birlikte PKK'ya ve ona destek verenlere dur diyelim" Baba Süleyman Aydın, oturma eyleminde onlarca anne ve babayı bir araya getiren sebebin sadece evlat acısı olduğunu belirterek, evlatları için sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Ailelerine kavuşan 37 evladın mücadelelerine güç kattığına vurgu yapan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "3 Eylül'de bize destek verin, hep birlikte PKK'ya ve ona destek verenlere artık dur diyelim. Anne ve babalar olarak bir kez daha HDP'ye sesleniyoruz. Sizin demokrasi anlayışınız bu kadar mı? Kürtler için mücadele verdiğinizi söylüyorsunuz ancak 3 yıldır Kürtler kapınızda, evlatlarını istiyor, siz sessiz kalıyorsunuz. Tüm dünya feryadımızı duydu, bir tek HDP duymadı. Çünkü HDP suçlu. İnşallah çocuklarımız güvenlik güçlerine teslim olur ve bu hasretlik biter." Aydın, zaman zaman tehdit edildiklerini, susturulmak istendiklerini ifade ederek, her şeye rağmen bu mücadeleden vazgeçmediklerini anlattı. Oğluna seslenen Aydın, "Oğlum, gelin güvenlik güçlerine teslim olun. 3 yıldır bu çadırda mücadelemize devam ediyoruz. Türkiye'nin dört bir yanından bize destek verildi. Sonuna kadar HDP'nin kapısından kalkmayacağız." diye konuştu. "4'üncü yılımızda inşallah çocuklarımıza kavuşacağız" Baba Abdullah Demir de yaz kış, salgın demeden evlatları için mücadele ettiklerini belirtti. Tüm Türkiye'den bu haklı mücadeleleri için destek beklediklerini dile getiren Demir, çocuklarına kavuşmak istediklerini söyledi. Demir, oğluna "teslim ol" çağrısı yaparak, "37 evladımız geldi, devletimiz anne ve babalarına teslim etti. Oğlum dön, seni bekliyoruz. 4'üncü yılımızda inşallah çocuklarımıza kavuşacağız. Dağdaki tüm çocuklara sesleniyorum, kaçın gelin, adalete teslim olun." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Yunanistan’ın Lavrion Kampı’ndan gelen teröristi annesi ihbar etmiş

NATO üyesi Yunanistan "mülteci kampı" adı altında Lavrion'da yüzlerce teröristi barındırıyor. Türkiye'de kanlı saldırılar gerçekleştiren terör örgütlerinin Avrupa'daki üs bölgesi haline gelen Lavrion Kampı'nda silahlı ve bombalı saldırı eğitimleri veriliyor. Bu kampta sabotaj eğitimi alan "Delil" kod adlı PKK'lı terörist Hüsamettin Tanrıkulu İstanbul'da yakalanmıştı. PKK'lı teröristin örgüte katılmak üzereyken daha önce de gözaltına alındığı, serbest kaldıktan sonra Yunanistan'a geçtiği ve annesinin ihbarı sayesinde yakayı ele verdiği öğrenildi. İşte PKK'lı teröristin yakalanma süreci: LAVRİON'A GİTTİ ANNESİ İHBAR ETTİ PKK'lı Tanrıkulu'nun 2021 yılında PKK'ya katılırken gözaltına alındığı ortaya çıktı. Yapılan operasyonla Habur Sınır Kapısı'nda yakalanan örgüt mensubu, o dönem çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılıp ailesine teslim edildi. PKK'lı Tanrıkulu Mart 2022'de bu defa yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçti. Yeni Şafak'ın haberine göre, Teröristin annesi ise Diyarbakır'da polise başvurup oğlunun PKK'ya katıldığını ihbar etti. Lavrion Kampı'nda 3 ay silahlı ve bombalı sabotaj eğitimi alan terörist, Haziran ayında yasa dışı yollardan tekrar Türkiye'ye döndü. 2 AY SALDIRI TALİMATI BEKLEMİŞ İstanbul'da, yakınları örgütün dağ kadrosunda ölen ve PKK'nın bu nedenle "değer ailesi" adını verdiği bir ailenin yanına yerleşen terörist, Kandil'den gelecek eylem talimatını beklemeye başladı. Teröristi adım adım takip eden İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, eylem talimatı verildiği istihbaratı üzerine harekete geçti. Operasyon için düğmeye basan ekipler PKK'lı Tanrıkulu'nu 3 Ağustos gecesi Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi'nde kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Adreste ele geçirilen dijital materyaller incelemeye alındı.

1 yıl önce

İzmir'de Hülya öldü acılı aileden Tunç Soyer'e tepki! 'Bir tuvalet yapmak bu kadar mı zor, 2 çocuk annesiz kaldı’

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2017'de hizmete açtığı ancak güvenlik görevlileri için tuvalet yapmayı unuttuğu Konak tramvayında görevli güvenlik görevlisi Hülya Onaylı, ihmal yüzünden önceki gün canından oldu. İstasyonlarda tek başına görev yapan bazı kadın güvenlik görevlileri, görev yerlerinden ayrılamadıkları için altlarına bez bağlamak zorunda kaldı. Bazıları da tuvalet ihtiyaçlarını çevredeki işyerlerinden sağlamaya başladı. Geçtiğimiz yıl özellikle kadın güvenlik görevlilerinin karşı karşıya kaldığı durum haberlere konu olmuştu. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı METRO A.Ş Yönetimi çalışanların bu taleplerini geri çevirmesi bir cana mal oldu. Konak Köprü durağında görev yapan kadın güvenlik görevlisi Hülya Onaylı (40) tuvalet ihtiyacını gidermek için yolun karşısına geçmek isterken bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Yakınları Tunç Soyer'e tepki gösterdi İhmal yüzünden canından ölen Hülya Onaylı'nın cenaze töreninde gözyaşı ve öfke vardı. Eşrefpaşa Çinili Cami'de düzenlenen törende eşinin tabutunu sırtında taşıyan Erkan Onaylı, ayakta durmakta güçlük çekti. İki çocuk annesi Hülya Onaylı'nın yakınları cenazeye katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e büyük tepki gösterdi. "Bir tuvalet yapmak bu kadar mı zor?" Onaylı'nın ikizi Derya Karaca, Soyer'e, "Benim kardeşim tuvalete giderken öldü. Geride iki tane yetim bıraktı. Bir tuvalet yapmak bu kadar mı zor. Allah katında bunun hesabını kim verecek? Belki sizin odanızda özel tuvaletleriniz var. Bu insanlar altlarına bez bağlayarak tramvay istasyonlarında görev yapıyorlar. Yazık değil mi?" diyerek tepki gösterdi. "İhmaliniz yüzünden 2 çocuk annesiz kaldı" Abla Semra Şengül de; "5 senedir oraya bir tuvalet yapılsın diye yalvarıp yakarıyorlar. Siz bunu hiç duymadınız mı? Sizin ihmaliniz yüzünden iki tane küçücük çocuk anasız kaldı. Ne yapacağız biz şimdi? Tramvay istasyonlarında çalışanlar tuvalet yapılsın diye belediyeye dilekçe vermiş, gazeteler haber yapmış. Hiç görmediniz mi, verdikleri dilekçeleri okumadınız mı? Niye duyarsız kaldınız. Bu nasıl vicdansızlık. O idarecilerin özel tuvaletleri var. Bu nasıl bir ayrımcılık. İşçiyiz diye ölelim mi?" diye bağırdı. "Altlarına bez bağlıyorlardı" Hülya Onaylı'nın diğer bir ablası Berna Özen de kardeşinin ağzından defalarca tramvay istasyonlarında görev yapan kadın güvenlik personelinin altlarına bez bağladıklarını duyduğunu belirtip "Benim kardeşim trafik kazasında değil iş cinayetinde öldü" dedi. Çocuklarının yaşları... Özen haklarını sonuna kadar arayacaklarını belirterek büyükşehir belediyesine dava açacaklarını söyledi. Kılınan cenaze namazının ardından Hülya Onaylı, gözyaşları arasında Karşıyaka Örnekköy Mezarlığında toprağa verildi. Talihsiz kadının ölümüyle birlikte 1.5 yaşındaki Umay ile 3 yaşında Utku yetim kaldı.

1 2 ... 11 12 13 14 15 16 17 ... 24 25