29 Mart Cuma 2024
3 yıl önce

17-25 Aralık: FETÖ'nün 'yargısal darbe' girişimi

FETÖ üyeleri, 7 yıl önce 17-25 Aralık'ta, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla devleti zor duruma düşürmek ve hükümete birçok koldan darbe vurmak için karanlık operasyonlarını uygulamaya başladı

2 yıl önce

“17-25 Aralık’ta da tape'lerin ve Fuat Avni’nin peşinden gidiyordunuz”

Küçük’ün Türkiye Gazetesi’ndeki yazısı şöyle; “Muhalefet hükûmeti eleştirecek, hiç şüphe yok. En doğal hakları. Sonuna kadar hem de. Ama savunduğunuz argümanlar sizin olacak, başkasının değil.  Ne yazık ki öyle olmuyor. Muhalefet ipe sapa gelmez iddialarla gündeme geliyor. Gerçekleri de asla görmüyorlar. Neden mi? Anlatayım.  17-25 Aralık darbe girişimi zamanını hatırlayın. Erdoğan artık bitti diyorlardı. Günleri sayılı diye zil takıp oynuyorlardı. Bunu diyen muhalefetin tek bir argümanı yoktu. Sarıldıkları ve bel bağladıkları tek şey FETÖ’ydü.  Her akşam kimi gerçek kimi montajlı tapeler yayınlıyorlardı. Muhalefet nasıl sevindirik oluyordu. Akşam 21.00 olunca YouTube ve diğer sosyal medya mecralarının başına geçiyorlar ve FETÖ’nün yayınlayacağı tape'leri bekliyorlardı.  O tapeler de milyonlarca kez dinleniyordu. Muhalefet Erdoğan’ın gideceğinden emindi. Kendi başlarına bir argüman ortaya koyamayan muhalefetin tek umudu FETÖ ve yasa dışı tape'lerdi.  31 Mart 2014 yerel seçimleri oldu. AK Parti yerel seçimlerde tarihî rekor oy aldı. 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve sonraki seçimlerin hepsini AK Parti kazandı.  O süreçte FETÖ bu ülkeye hizmeti olan ve büyük projeleri gerçekleştiren herkesi hedef almıştı. Şimdi de öyle. Ve ne yazık ki muhalefet hâlâ FETÖ argümanlarıyla konuşuyor. “15 Temmuz kontrollü darbe”, “Saray rejimi çökecek”, “5’li çete” gibi argümanların hepsini kullandılar.  Ben bugünlerde olan biteni görünce sanki 17-25 Aralık sürecini yaşar gibi oluyorum. O günlerde yasa dışı tape'lerden medet umanlar şimdi de bir suç örgütü liderinin videolarından medet umuyorlar. 2014’teki tape'ler de milyonlarca kez dinlendi, şimdikiler de öyle. Sadece aktörler değişiyor ama hedefleri aynı. Yerli ve millî insanları hedef almak.  Geçen yazımda aynen şöyle yazmıştım: “Terörle mücadele eden baştaki kadrolara saldıranların bu ülke için tek iyi planı yoktur. AK Parti’nin gitmesi için vallahi, billahi DEAŞ’tan bile medet umarlar!.. O noktaya kadar geldiler. Çünkü muhalefet pandemi şartlarında bile oylarını artıramadığı gibi geri gidiyorlar. Gerçekten merak ediyorum: Siz niye böylesiniz? Niye Türkiye düşmanlarından, yurt dışına kaçıp başka ülkelerin istihbaratına saklanan ayak takımından medet umuyorsunuz? Niye FETÖ argümanlarına sarılıyorsunuz? Niye böylesiniz?” Şimdi de terörle mücadele eden siyasileri hedef alıyorlar. 17/25 Aralık’ta Erdoğan’ın etrafını hedef almışlardı. Ama esas nokta atışları Erdoğan’dı. Şimdi de aynı yöntemi uyguluyorlar.  Ha, bir de Fuat Avni vardı. Her akşam yayınlanan tape'lerle beraber o da gündemdeydi. Sıralı onlarca tweet atıyor, muhalefet de o tweetlerle hükûmeti yıkacağını sanıyordu. Hükûmet gidici diyorlardı. Yalanlardan başka elinde hiçbir şey olmayan FETÖ, Fuat Avni üzerinden topluma korku salıyordu. Şimdi de suç örgütlerinin videolarına umut bağlamış durumdalar.  Ya muhalefetin kendi argümanı niye yok? Önceden FETÖ, tape'ler ve Fuat Avni’nin tape'lerine kadar düşmüştünüz. Gene aynı yoldasınız. Yazık, geçmişten hiç ders almamışsınız.  İnsan merak ediyor, muhalefetin akıl hocası kim diye!.. Baksanıza Meral Akşener, Başkan Erdoğan’ı çocuk katili Netanyahu ile kıyaslayacak kadar aklını tatile göndermiş. Yazık ki yazık!..”

2 yıl önce

Selin vurduğu Bozkurt'ta yüzlerce iş makinesi aralıksız çalışıyor

Sel felaketinden etkilenen Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde, yaraların bir an önce sarılması için Türkiye'nin farklı illerinden getirilen yüzlerce iş makinesi aralıksız çalışıyor. Ekskavatör operatörü Erol Aydın, "Burada selin getirdiği molozları aktarıyoruz. İçinde bir vatandaşımız varsa onun çıkması için çalışıyoruz. Bizden sonra da eğer içeride kimse yoksa kepçeler molozları kamyonlara yüklüyor. Bir vatandaşımızı kurtarabilirsek bizim için çok değerlidir." dedi.

2 yıl önce

Zorunlu kış lastiği uygulaması 1 Aralık'ta başlıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Trafik Kanunu gereği yolcu ve eşya taşımalarında kullanılan araçlara kış lastiği takılmasını, illerin hava ve iklim şartlarına göre yılın belirli dönemi için zorunlu tutuyor. Söz konusu yetki, Bakanlıkça valiliklere de devredilebiliyor. Araçların denetimi, Bakanlığın yetkilendirdiği personelin yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Ticaret Bakanlığının sınır kapılarındaki birimleri ve belediyelerin denetim birimleri tarafından yapılıyor. Kış lastiği takma zorunluluğu 1 Aralık'ta başlayacak ve 1 Nisan 2022'ye kadar devam edecek. Kurala uymayan araçların sürücülerine 846 lira ceza kesilecek. Söz konusu ceza, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanacak yeniden değerleme oranı kapsamında 1 Ocak 2022 itibarıyla güncellenecek. Uygulama "hususi" değil, "ticari" araçlarda zorunlu Yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar dışındaki hususi araçlar için uygulama zorunlu değil ancak can ve mal güvenliğiyle sorunsuz seyahat için kış şartlarında tüm araçlarda kış lastiği kullanılması önem taşıyor. Bu uygulamayla kış şartlarına göre önlemini almayan, kış lastiği olmayan araçların yolu kapatması ve insanların mağduriyete uğraması önlenmeye çalışılıyor. Kış lastikleri, 7 derecenin altındaki sıcaklıklarda, ıslak, karlı ve çamurlu zeminlerde yaz lastiklerine oranla daha iyi yol tutuşu ve yüksek güvenlik sağlıyor. "Lastiklerin mevsime uygun olması gerekir" Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Başkanı Aydın Erkoç, trafiğin güvenli seyredebilmesi ve trafik kazalarının önüne geçilebilmesi için lastik değişiminin büyük önem taşıdığını söyledi. Bir araçta kazaya sebebiyet veren unsurların başında lastiğin geldiğini belirten Erkoç, kullanılan lastiklerin mevsime uygun olması gerektiğini bildirdi. Erkoç, "Hava sıcaklıkları 7 dereceye ve altına indiğinde, artık kışlık lastikleri takmanın zamanı gelmiştir. Kışın meydana gelen trafik kazalarının sebebi çoğunlukla mevsime uygun olmayan lastiklerin kullanılmasıdır. Çünkü yaz lastikleri soğuk havalarda, karlı ve buzlu zeminlerde tutunma kaybına, frenlemelerde kaymaya, savrulmaya ve hakimiyet kaybına yol açar." dedi. "Lastik alınırken mutlaka tarihine bakılmalı" Kış lastiği uygulamasının zorunluluğun ötesinde hayati önem taşıdığını vurgulayan Erkoç, "Sürücüler hem kendi hem de diğer sürücü ve yolcuların güvenliği için bu kurala uyarak bir an önce lastik değişimini yapmalılar." diye konuştu.

2 yıl önce

İhanetin ilk adımı! 17-25 Aralık kumpasının üzerinden 8 yıl geçti

Türkiye'de yerel seçimlere yaklaşık 3,5 ay vardı. 17 Aralık 2013 tarihinde FETÖ'nün İstanbul Adliyesi ve Emniyet Müdürlüğündeki kadroları, siyasi operasyonların fitilini ateşledi. Bu, FETÖ'nün açıkça hükümete karşı kalkıştığı bir darbe girişimiydi. Operasyon talimatını verenler, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerdi. Adliye ayağında eski özel yetkili savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen ve Celal Kara, emniyet tarafında ise Ali Fuat Yılmazer, Nazmi Ardıç, Yakup Saygılı, Ömer Köse gibi FETÖ'cü emniyet müdürleri vardı. Bu isimler önceki yıllarda yakın tarihe damga vuran bir dizi şaibeli operasyonların da aktörleriydi. 2007 itibariyle başlayan Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk soruşturmalarıyla TSK'ya operasyon yapmışlar, uydurma delillerle birçok vatansever subayı tasfiye edip yerlerine FETÖ elemanlarının yerleşmesini sağlamışlardı. 3 Temmuz 2011'de başlatılan Şike operasyonuyla büyük kitlelere hitap eden futbol camiasını dizayn etmeye çalışmışlar, 7 Şubat 2012'de de Milli İstihbarat Teşkilatı'nı (MİT) hedef almışlardı. 17 ARALIK: TORBA SORUŞTURMA 2013 yılının aralık ayına gelindiğinde ise örgüt artık dolaylı yoldan değil, doğrudan hükümete operasyon çekiyordu. Emniyet ve yargıdaki FETÖ ekibi, üç yıldır hukuk dışı yöntemlerle dinleyip izledikleri hükümet üyeleri ve çevreleriyle ilgili dosyalar hazırlamış, montaj kayıtlarla algı operasyonuna kalkışmıştı. "Reza Zarrab grubu", "Fatih Belediyesi" ve "TOKİ grubu" olarak yürüttükleri birbirinden ayrı soruşturma dosyalarını o sabah paket yaparak operasyona dönüştürdüler. Gözaltına alınacakları tutuklayacak hakimler bile ayarlamıştı. Sabahın karanlığında başlanan operasyonlarda 4 Bakan çocuğu da gözaltına alındı. Sabah'ın haberine göre, Operasyonun ardından İstanbul Adliyesi'ndeki odasında gazetecileri bilgilendiren dönemin başsavcı vekili Zekeriya Öz, bakanları alma yetkileri olmadığını, sadece fezleke hazırlayıp Meclis'e gönderebileceklerini açıklayıp, çocukları üzerinden hükümetteki bakanların hedef alındığı mesajını veriyordu. Öz'ün talimatıyla soruşturmayı yürüten savcı Celal Kara ise 25 Ocak 2015 tarihinde Cumhuriyet gazetesinin o dönemki genel yayın yönetmeni Can Dündar'a bir röportaj verecekti ve "1 Numara Erdoğan'dı" diyerek, 17 Aralık operasyonlarının amacının, Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek olduğunu itiraf edecekti. Kara ve Öz daha sonra Gürcistan sınır kapısından birlikte yurtdışına kaçtı. 25 ARALIK: TÜRK SERMAYESİNE OPERASYON 17 Aralık, FETÖ'nün hükümete karşı peş peşe giriştiği operasyonların sadece ilk ayağıydı. Örgüt topyekûn saldırıya geçmişti. Bir hafta sonra, 25 Aralık'ta başka bir dosya devreye sokuldu ve ikinci bir operasyona kalkışıldı. Yine sözde rüşvet ve yolsuzluk iddiasıyla hareket edilen ikinci operasyonun başındaki isim bu kez özel yetkili savcı Muammer Akkaş'tı. Akkaş'ın listesindeki isimler ise Türkiye'de dev projelere imza atan ve ekonominin bel kemiğini oluşturan şirketler ve işadamlarıydı. Akkaş, ilk başta 41 işadamına operasyon talimatı verdi. Ancak 18 Aralık'ta İstanbul Emniyeti'nin FETÖ'cü müdürleri görevden alınmıştı. Yeni il emniyet müdürü Selami Altınok ise 25 Aralık'ta başsavcının bilgisi olmadığı gerekçesiyle Akkaş'ın operasyon talimatını yerine getirmeyeceklerini, sadece başsavcı Turan Çolakkadı'nın onayı ile hareket edebileceklerini bildirdi. Çolakkadı ise operasyonun bilgisi dışında ve usulsüz olduğunu belirterek Akkaş'ın talimatlarının yerine getirilmemesini istedi. Bu kez gözaltılar yapılamamıştı. 17-25 Aralık'ın ardından İstanbul emniyeti ve adliyesindeki FETÖ temizliği operasyonları sekteye uğratıyordu. Ama örgütün de durmaya niyeti yoktu. 1 VE 19 OCAK: MİT TIRLARI DURDURULDU 25 Aralık'tan bir hafta sonra yeni bir aşamaya geçildi. 1 Ocak'ta Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak'ta Adana'nın Ceyhan ilçesinde, Suriye Türkmenleri'ne yardım taşıyan Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait tırlar durduruldu. Tırlar, örgütün jandarmadaki görevlileri ve Adana Adliyesi'ndeki özel yetkili savcılar eliyle durdurulmuştu. Adana'da MİT görevlileri yere yatırılıp kelepçelenirken FETÖ'ye ait Cihan Haber Ajansı kayıttaydı. Yasadışı operasyon için devreye Adana Valiliği girdi ve operasyonun durdurulması emrini verdi. FETÖ'cü jandarma komutanları valinin talimatına uymadı, emniyet görevlileri ise valinin emriyle hareket etti. O savcılar ve jandarma görevlileri tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün bu operasyonu, sözde Selam Tevhid soruşturması kapsamında yaptığını ortaya çıkardı. 30 MART YEREL SEÇİM HESABI TUTMADI TIR'lardaki malzemelere ait olduğu söylenen görüntüler daha sonra gizli kapaklı şekilde Can Dündar'a ulaştırıldı. O dönem Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni olan Dündar, bu görüntülerle devletin terör örgütü DEAŞ'a silah taşıdığı yalanını ortaya attı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasını istedi. Dört koldan girişilen tüm bu ihanet operasyonlarına rağmen 30 Mart 2014'teki yerel seçimler öncesi düşürülmek istenen Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 60 oyla 18 büyükşehir belediyesi, yüzde 59.22 oyla da toplam 800 belediye başkanlığını kazandı. Dosya operasyonları tutmamıştı. Önce terör eylemleri, ardından FETÖ'nün 15 Temmuz askeri darbe girişimi devreye sokuldu, sonra da ekonomik krizlerle hükümete operasyon çekildi. Bir önceki ABD Başkanı Trump, birçok kez açık açık Türk ekonomisini yok etmekle tehdit etti. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE DE AYNI SENARYO Türkiye'de operasyon kabiliyetini yitiren FETÖ ve arkasındaki güçler, 17-25 Aralık kumpas dosyalarını daha sonra ABD'de devreye soktu. New York Bölge Mahkemesi'nde 2017 yılında başlayan ve "Atilla Davası" olarak tarihe geçen davada, dönemin Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla yargılanıyordu. 17-25 Aralık'taki FETÖ'nün aynı kurgu dosyalarıyla, Türkiye'nin Halk Bankası üzerinden ABD'nin İran'a koyduğu ambargoyu delme, bu şekilde iki ülke arasında ticaret yapma iddiası, bu ülkede yargılama konusu yapılmıştı. Eski CHP Milletvekili Aykan Erdemir ile 17-25 Aralık operasyonlarında aktif görev alan eski komiser Hüseyin Korkmaz, FETÖ'cülerin hazırladığı uydurma raporu götürüp, yargılamada delil olarak kullanılmasını sağladı. Kumpasın uluslararası boyuta taşındığı bu süreçte hainlerin casusluk serüveni dünya kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Bu kez 24 Haziran 2018'deki Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine kadar hükümetin bu dava üzerinden yıpratması amaçlanıyordu. İHANETİN BEDELİ 17-25 Aralık operasyonlarını yapan FETÖ'cü savcıların tamamı kaçtı. Şimdi sığındıkları ülkelerde gizlenerek korku içinde yaşıyorlar. Operasyonların emniyet ayağında yer alanlar ise yargılandıkları Türk mahkemelerinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırıldı. 17 Aralık darbe girişimine ilişkin 67 eski polisin yargılandığı dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince 18 Mart 2019'da karara bağlandı. Mahkeme heyeti, dönemin rütbeli emniyet görevlileri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, Nazmi Ardıç'ın aralarında olduğu 15 sanığı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. 22 sanığa da "FETÖ üyeliği"nden 2,5 yıldan 10,5 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezaları verildi. Bu davanın istinaf incelemesi sürüyor. 25 Aralık darbe girişimine ilişkin 71 sanıklı dava ise 24 Aralık 2018'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tamamlanmıştı. Bu davada da eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu ve Mahir Çakallı'nın aralarında bulunduğu 10 eski polis şefi, yine "Hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu sanıklardan 9'u ayrıca özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından toplam 131 yıla kadar hapis cezası aldı. Diğer 31 sanığa da benzer suçlardan onlarca yıl hapis cezaları verildi. Bu davanın istinaf incelemesini tamamlayan Bölge Adliye Mahkemesi, kararın hukuka uygun olduğuna hükmetti. Davanın Yargıtay'da temyiz aşaması devam ediyor.

2 yıl önce

2021 Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı

Milyonlarca emekli ve memurun 2022 maaş zammı için beklediği enflasyon rakamları açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık 2021 dönemi ile yıllık enflasyon rakamlarını açıkladı. Memur ve emeklinin maaşlarına yılın ilk yarısında yapılacak zam oranı da böylelikle netlik kazandı. 2021 yılı temmuz-kasım döneminde, enflasyon temmuzda 1,8, ağustosta 1,12, eylülde 1,25, ekimde 2,39, kasımda 3,51 olmak üzere toplam 10,07 olarak gerçekleşmişti. 2021 aralık dönemi enflasyonu ise 13,58 oldu. 2021 yılı ikinci altı aylık döneminde enflasyon 23,65 olarak gerçekleşti. Memur ve emeklinin maaş zammı belli oldu Bu rakamlara göre memur ve memur emeklinin 2022 yılı ilk altı aylık dönemde alacağı maaş zammında enflasyon farkı 20,65 oldu. Toplu sözleşme gereği memur ve memur emeklilerinin ocak maaşlarında yüzde 5 artış yapılacak. Bu yüzde 5'lik zamma, 6 aylık enflasyon oranının yüzde 3'ü geçen kısmı da eklenecek. Böylelikle toplamda yüzde 25,65 oranında zam yapılması bekleniyor.

1 yıl önce

Yangın söndüren kadın kahramanlar! Aralıksız çalıştılar

Marmaris'teki orman yangınının söndürülmesinde, havadan müdahaleler etkili olurken, jandarma ve emniyete ait helikopterler de çalışmalarda ilk günden beri yoğun şekilde kullanıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı'na ait helikopterlerden biriyle bölgeden anbean görüntü alınarak, yeni yanan bölgelerin tespiti yapıldı. Mobil istasyon aracılığıyla görüntü iletimi yapılan helikopter, söndürme çalışmalarında kullanılan diğer helikopterleri doğru tespitler sonucu yanan sahalara yönlendirdi ve bu sayede söndürme çalışmalarına hız kazandırıldı.  YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ KAMERA SİSTEMİ Görüntü alan helikopterin yardımcı pilotu komiser Özge Karabulut Coşan, ilk günden itibaren çalışmalara katıldığını söyledi. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı'nda görev yapan Coşan, "Orman yangınlarının başlamasıyla birlikte görüntü aktarımı için görev aldık. Dalaman Hava Meydan Komutanlığı'na helikopterlerimizi konuşlandırdık. İlk günden itibaren yangına müdahale operasyonunda görüntü alıp, ilgili veri merkezi ve kurumlara iletiyoruz. Yüksek çözünürlüklü kamera sistemine sahip helikopterimiz, elektro optik, düşük ışık, termal modlara sahip. Helikopterimizde net bir şekilde yangına müdahaleleri, yangın anındaki durumu görüntüleyip, mobil istasyon vasıtasıyla veri merkezi ve Ankara'da dahil olmak üzere çeşitli ilgili yerlere ulaştırıyoruz. Mobil İstasyonu Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne kurduk. Yaklaşık 100 kilometre yarıçaplı bir alanda görüntü alabiliyoruz ve bu görüntüleri aktarabiliyoruz" dedi.

1 yıl önce

Narkoterörle mücadele aralıksız devam ediyor! Bakan Soylu: Bingöl kırsalında; 3 milyon 329 bin kök kenevir, 21.200 kök skunk, 152 kg esrar ele geçirildi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı yazılı açıklamada, “Narkoterör’e bir darbe daha❗ Eren Abluka-9 Narkoterör Operasyonu'nda Bingöl kırsalında; 3️⃣ MİLYON 3️⃣2️⃣9️⃣ BİN KÖK KENEVİR 21.200 KÖK SKUNK 152 kg ESRAR ELE GEÇİRİLDİ Terörün finansmanına da, çocuklarımızın zehirlenmesine de asla izin vermeyeceğiz. @Jandarma'mıza tebrikler👏” dedi. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1554778130337992705?s=21&t=GmGWS5QRqbxZCbakq8ZyAw

1 2 3