26 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

Arşiv | Bülent Ecevit: “Terörü teşvik eden bir yazar bence teröristten daha suçludur”

Ecevit’in terör destekçisi yazarlar hakkındaki düşünceleri: “Terörü teşvik edici, teröre cesaret verici nitelikte yayınlar kesinlikle yasaklanmalıdır. Terörü teşvik eden bir yazar bence teröristten daha suçludur. Çünkü terörist canını ortaya koyuyor, teröristi teşvik eden kimse masa başında oturup güvenlik içinde fikir beyan ediyor. O bence teröristten daha çok suçludur.”

3 yıl önce

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu yasalaştı

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması getiren 18 maddelik yasa, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yayımlanan kanuna göre, “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeleri, kimler hakkında yapılacağını, araştırma konusu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğunu, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağını, hangi mercilerin soruşturma ve araştırma yapacağını, Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ve çalışma usul, esaslarını, veri güvenliği ile verilerin saklanma ve silinme sürelerini düzenlemektedir” denildi. Buna göre güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması birlikte yapılacaklar, “Kurum ve kuruluşlarda, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli, Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler, üst kademe kamu yöneticileri, özel kanunları uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulan kişiler, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler” şeklinde oluştu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı arşivinde yer alan 'Atatürk' belgesi İsrail’in Mescid-i Aksa ve Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından sosyal medyada paylaşılmaya başlandı

İçişleri Bakanlığı arşivlerinde yer alan belgede, 1937 temmuzunda Bombay Chronicle adlı gazetede Mustafa Kemal Atatürk’e atfen "Filistin'e el sürülemez, Kemal Paşa Avrupa'yı ihtar ediyor" başlıklı makale yer alıyor. Yazıda Atatürk'ün, "Türkler mukaddes topraklarda, yabancı hakimiyetine tahammül etmeyecek" dediği vurgulanıyor. ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ "Arapların arasında mevcut karışıklığı ve hoşnutsuzluğu, kimse bizim kadar bilemez. Biz, vâkıa birkaç sene Araplar'dan uzak kaldık. Şimdi kendimize kâfi derecede güvenip kudretimizi bildiğimiz için, İslâmiyet'in mukaddes yerlerinin, Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzu altına girmesine mâni olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmiyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslâmiyete lâkayt olmakla ittiham edildik; fakat bu ittihamlara rağmen, Peygamber'in son arzusu, mukaddes toprakların İslâmiyet hâkimiyetinde kalmasını temin için kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selâhaddin'in idaresi altında mücâdele ettikleri toprakların yabancı hâkimiyeti altında bulunmasına müsaade etmiyeceğimizi beyân edecek kadar Allah'ın inâyetiyle kuvvetliyiz." Bombay Chronicle'de yer alan yazı dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın imzası ile arşive alınmıştı.

2 yıl önce

Atatürk'ün hiç yayımlanmayan röportajı İngiliz arşivinde

Şanlıurfa Milletvekili Özşavlı, İngiliz Milli Arşivi'nde araştırma yaparken tesadüfen bulduğu bir belgenin önemini sonradan fark ettiğini söyledi. Büyük İzmir yangını ile ilgili araştırma yaparken İzmir Limanı'nda demirleyen İngiliz savaş gemisi Curacoa'nın seyir defterinde Atatürk ile yapılan bir röportajı bulduğunu dile getiren Özşavlı, "Röportaj, daha önce hiç yayımlanmamış olması ve Mustafa Kemal'in verdiği mesajlar açısından çok kıymetli." dedi. Özşavlı, Fransız Le Temps gazetesinden gazeteci Paul Gentizon'un, 12 Şubat 1923'te Atatürk ile yüz yüze röportaj yaptığını belirtti. Gentizon'un, Atatürk ile yaptığı röportajı, Curacoa adlı İngiliz savaş gemisinin kaptanına rapor ettiğini anlatan Özşavlı, "Kaptan da bunu alıp seyir defterine işliyor. Sonra bu röportaj acaba Le Temps gazetesinde yayımlanmış mı diye baktım. Dönemin Le Temps gazetesini buldum. Orada hiçbir şekilde çıkmamış. Atatürk Araştırma Merkezi'ne sordum, kendim araştırdım, Mustafa Kemal'in bu röportajı kesinlikle bilinmiyor. Dolayısıyla bu röportajın ilk kez ortaya çıktığı ve daha önce yayımlanmamış olduğunu tespit ettim." diye konuştu. "YENİ TÜRKİYE" VURGUSU Atatürk'ün, 1,5 sayfalık röportajında üç kez "yeni Türkiye" ifadesini kullandığına dikkati çeken Özşavlı, şöyle devam etti: "Atatürk, 'Kapitülasyonları hiçbir koşul altında kabul etmeyeceğimizi, bağımsızlığımız için savaştığımız 4 yıl boyunca her zaman ifade ettim.' diyor. Mustafa Kemal, 'Fransızların bu konuda diğer herkesten daha uzlaşmaz olması beni şaşırttı. Şahsımın ve ülkemin Fransa'ya karşı hissettiği duygular dostanedir. Fransız hükümeti, bağımsızlığımızı tehlike altına sokacak koşulları kabul etmemiz konusunda ısrarcı olursa biz bu ısrarın dostane olduğunu kabul edemeyiz. Yeni Türkiye, diğer milletler gibi yaşamak istiyor. Biz yeni Türkiye'nin, ikinci bir Çin veya koloni addedilmesine karşıyız. Biz köle olmayacağız. Eylemlerimizi harekete geçiren tek şey, tam bağımsızlığa olan talebimizdir ve Fransız halkı, tutumumuzun başka bir motivasyondan kaynaklandığını düşünmemelidir. Fransa ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz çünkü iki ülkenin birçok müşterek çıkarı var. Bunlar karşılıklı ilişkiye dönüşürse bu, en yararlısı olacaktır. Eğer olmazsa sonsuz güçlükler var olacaktır.' ifadelerini kullanıyor. Röportaj, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 98 yıl önce yeni Türkiye'ye ve tam bağımsızlığa vurgu yapması bakımından çok kıymetli." "MANDA İSTER GİBİ ÜLKESİNİ SÜREKLİ YURT DIŞINDA ŞİKAYET EDİYOR" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, yabancı ülkelerin Ankara büyükelçilerine mektup yazarak Türkiye'yi şikayet ettiğini dile getiren Özşavlı, şunları kaydetti: "Sayın Kılıçdaroğlu, keşke Cumhuriyet Halk Fırkası'nın kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünebilse. 1919'da Erzurum ve Sivas kongrelerinde 'Manda ve himaye kesinlikle kabul edilemez.' diye karar alındı. Mustafa Kemal, bakıyoruz hemen akabinde 1923'te Fransız bir gazeteciye tam bağımsızlık konusunda vurgu yapıyor, kapitülasyonların her ne pahasına olursa olsun kaldırılması gerektiğini, kaldıracağını söylüyor. 'Gerekirse uğruna savaşırız.' diyor. Aynı partinin şimdiki Genel Başkanı, manda ister gibi ülkesini sürekli yurt dışında şikayet ediyor. Yetmezmiş gibi Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasi lider, Avrupalı büyükelçilere 'Ülkeme yatırım yapmayın' diye mektup gönderiyor. Milletimiz de bunu hafızasına kaydetti, unutmayacaktır diye düşünüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'na, şu an Genel Başkanı olduğu partinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü örnek almasını tavsiye ediyorum."

2 yıl önce

İBB'den 'terör soruşturması'na ilişkin itiraf gibi açıklama: Arşiv araştırmasında eksik var

"İBB'DEN ALINAN BİLGİLER SGK VERİLERİYLE KARŞILAŞTIRILDI" Bu zamana kadar yapılan çalışmalar kapsamında, müfettişler tarafından İBB, İETT, İSKİ ve belediye şirketlerinde ilk defa işe alınan kişi sayısı ile bu kişilerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılıp yaptırılmadığına ilişkin bilgilerin, belediyenin ilgili birimlerinden temin edildiği ve daha sonra bunların SGK verileriyle karşılaştırıldığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bu listeler emniyet ve adli birimlere gönderilerek, kaç personel hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırıldığı ve kaç personel hakkında yaptırılmadığı belirlenmiştir. Gelinen aşamada, ilk defa işe alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sürecinin gereği gibi işletilmediği anlaşılmıştır. Büyükşehir Belediyesince birçok personel hakkında hiç güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması talebinde bulunulmadığı, bazı kişiler hakkındaki talebin ise müfettiş incelemesi başladıktan sonra apar topar yapıldığı anlaşılmıştır. TERÖR SEBEİYLE SORUŞTUMA YAPILMIŞ KİŞİLER VAR
 İstihdam edilen kişiler arasında emniyet birimlerimizce 'suç veya istihbarat kaydı' bulunduğu bildirilen kişiler de mevcuttur. Hatta bu kişiler arasında hakkında terör sebebiyle adli soruşturma yapılmış, anayasal düzene karşı işlenen suçlar ve terör suçları sebebiyle mahkumiyet kararı almış kişiler de bulunmaktadır." Bakanlığın açıklamasında, İBB Başkanı tarafından "müfettişler sadece 8 kişi bulabildiler" şeklinde dile getirilen hususun da tamamen gerçek dışı olduğu dile getirilerek, "Bu kişiler, daha müfettişler çalışmaya başlamadan önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Din Alimleri Yardımlaşma Derneği (DİAYDER) hakkındaki soruşturmada isimleri geçen ve dernek ile bağlantılı olarak İBB şirketlerinde işe alındığı ve soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra işten çıkartıldıkları anlaşılan kişilerdir." ifadelerine yer verildi. "86 BİN ÇALIŞANI ZAN ALTINDA BIRAKACAK HİÇBİR DURUM SÖZ KONUSU OLMADI" Açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 86 bin çalışanını zan altında bırakacak hiçbir durumun söz konusu olmadığının altı çizilerek, "Çünkü yapılan incelemenin, çalışanların tamamıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yapılan çalışmanın esası, bu dönemde işe alınanlardan adli sicil kaydı ile emniyet birimlerinde arşiv kaydı bulunanların belirlenmesi ve Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilmemiş olan hukuki sürecin işletilmesidir." değerlendirmesinde bulunuldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde halen 80 müfettişin çalıştığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamaya, şöyle devam edildi: "5 Nisan 2022 tarihi itibarıyla İBB ve bağlı kuruluşlarında aktif olarak 23 müfettiş görev yapmaktadır. Bunlardan 8'i personel, ihale işlerinin özel teftişinde görevlidir. Diğer müfettişlerin tamamı şikayetler üzerine araştırma ve ön inceleme yürütmektedirler. Araştırma ve ön inceleme gibi görevlerin tamamen Teftiş Kurulunun inisiyatifi dışında, şikayet ve ihbar mekanizması üzerine başlayan bir süreç olduğu izahtan varestedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın müfettişler tarafından halen çalışma yürütülen bir konuda televizyonlarda kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarda bulunmasının devam eden görevi etkileme amacını taşıdığı da aşikardır." İBB'DEN İTİRAF GELDİ: ARŞİV ARAŞTIRMASINDA EKSİK VAR İçişleri Bakanlığı'na yanıt vermek için bir basın duyurusu yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi arşiv taraması yapmadığını kabul eder nitelikte bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "86 bin personelimizden 4500 tanesinin adli sicil kayıtları elimizde olsa da, arşiv araştırmasının eksik olduğu tespit edilmiş ve evraklar İstanbul Valiliği'ne gönderilmiştir." ifadeleri yer aldı. Açıklama ile İBB arşiv taramasında eksik kaldığını açıkça itiraf etti. https://twitter.com/istanbulbld/status/1511342788427796487?s=21&t=9sHlaBDEkpZUEZY4oyYofw

1 yıl önce

Kalaşnikoflu teröristi İBB'de işe alanlar arşiv taraması yapsaydı neyi görecekti?

İBB'de sosyal hizmetlet uzmanı olarak çalışan Şafak Duran'ın terör örgütü PKK'nın kampında elinde uzun namlulu silahla çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı. Polis ekiplerinin gözaltına aldığı Duran çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Duran'ın görüntülerinin ortaya çıkması İBB'nin işe aldığı personellere güvenlik taraması yapıp yapmadığı merak konusu oldu. İBB'nin PKK'lı terörist Duran'ı sadece E-Devlet'ten alınan savcılık kağıdı ile işe alındığı ancak detaylı bir güvenlik taraması yapılmadığı tespit edilmişti. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, İBB'nin güvenlik soruşturması yapsaydı Şafak Duran hakkında neleri öğrenebileceğini yazdı. Şener, Metina kampında 2,5 ay eğitim alan Duran'ın kod adının 'Diren Amara' olduğunu yazdı. Nedim Şener'in "2.5 ay ‘şerwan’ eğitiminden sonra kod adı ‘Diren Amara’" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: "Bu yapılsaydı Şafak Duran hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile Roza Amed kod adlı Fatma Yiğit ve Hozan Serhat kod adlı Cahit Karagülle isimli PKK’lı teröristlerin Şafak Duran hakkında verdiği ifade bilgilerinden haberdar olacak, güvenlik araştırması olumsuz geldiği için işe almayacaktı. İki PKK itirafçısı, 2014 yılında PKK’nın Metina kampında 10 bayan 30 erkek olarak iki buçuk ay şerwan yani “savaşçı” eğitimi aldıklarını anlattılar. İfadelerinde yer alan bilgilere göre; PKK’lı teröristlere şerwan eğitiminde Kalaşnikof, Biksi, Bisvink, el bombası, Kanas gibi silahların kullanımı yanında, pusu sızma eğitimleri veriliyor. İdeolojik eğitim adı altında da PKK Tarihi, Kadın Tarihi, Kürdistan Tarihi, Özel Savaş gibi dersler veriliyor. Eğitimi tamamlayan teröristler, tıpkı Şafak Duran’ın ele geçen fotoğrafında olduğu gibi Kalaşnikof silah kuşanıp törenle kimliklerine kavuşuyorlar. İfadelere göre kampta eğitim alanların yarısı Suriye’deki PKK/YPG saflarına katıldı, diğer yarısı ise Türkiye’ye gönderildi. Eğitime katılanları kod adlarıyla teşhis eden iki itirafçı bu kişilerden birisinin de Diren Amara kod adlı terörist olduğunu söylediler. 2016’da PKK’ya yönelik Şırnak/Cizre’de yapılan operasyonlarda 2014 yılında PKK’nın Metina kampında yapılan eğitim sırasında çekilen fotoğraflar ele geçirildi. İstanbul İl Jandarma Kriminal Labratuvarı tarafından yapılan incelemede, kampa katılan kişilerin fotoğrafları tek tek incelendi, isim isim ayrıştırılarak kimlik tespitleri yapıldı. Sonuçta Rosa Amed ve Hozan Serhat kod adlı teröristlerin, Diren Amara kod adlı Şafak Duran olduğu tespit edildi. İBB yasal yükümlülük gereği İstanbul Valiliği’ne güvenlik taraması için bildirmiş olsaydı 1 Haziran 2021’de işe aldığı Şafak Duran hakkında gerekli bilgiye sahip olacaktı. Belki de işe alınmasına engel bir durum oluşmaması için İstanbul Valiliği’ne “Güvenlik Araştırması” için başvurulmadı. Bunu zaman ortaya çıkaracak."

11 ay önce

Arşiv unutmaz! İşte terör örgütü elebaşları ve yandaşlarının Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklamaları

Terör örgütü PKK’nın elebaşları ısrarla 7’li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek mesajı yayınlarken Kılıçdaroğlu ve yandaşları terör örgütünün destek mesajları için montaj diyor… İşte Kılıçdaroğlu ve avaresinin montaj dediği mesajlar: