20 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

İşte ASELSAN'ın geliştirdiği yerli ve milli kontrol sistemi

ASELSAN'ın VOLKAN-M Atış Kontrol Sistemi'nin testleri M60TM tankıyla gerçekleştirildi. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ASELSAN tarafından geliştirilen VOLKAN-M Atış Kontrol Sistemi’nin hareketli tank atışlı testlerine başladığını duyurdu. Savunma Sanayii Başkanı Demir, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri envanterindeki M60TM tanklarımızın bir yandan modernizasyonunu bir yandan tüm bileşenlerinin millileştirilmesini sağlıyoruz. Böylece dışa bağımlılığı azaltırken, tanklarımızı yüksek performanslı güncel sistemlerle donatıyor ve ömür devri sürelerini uzatıyoruz. Bu kapsamda ASELSAN tarafından geliştirilen VOLKAN-M Atış Kontrol Sistemi’nin hareketli tank atışlı testlerine başladık. Hareketli tanktan duran hedeflere atışlar başarıyla gerçekleştirildi. Yıl sonuna kadar yeni tank atış kontrol sistemimizi kalifiye etmeyi hedefliyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Milli savaş uçağı ASELSAN teknolojileriyle donatılacak

Türk savunma sanayisinin lider şirketi ASELSAN, sahip olduğu kabiliyetler ve geliştirdiği teknolojilerle Milli Muharip Uçağı'nı (MMU) donatacak. MMU Geliştirilmesi Projesi’nde ana yüklenici konumundaki Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), 2030'lu yıllarda Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesi amaçlanan uçakların geliştirilmesine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. TUSAŞ bunun yanında uçağın üretim sürecinde ihtiyaç duyulan sistem ve alt sistemlerin geliştirilmesi için Türkiye'deki ekosistemden en üst seviyede yararlanacak. Türkiye'den temin edilecek sistemlerde ASELSAN çözümleri önemli bir yer tutuyor. Tam hareket yeteneği kazanacak ASELSAN, uçak için milli radar, elektronik harp ve elektro-optik sistemler geliştirecek. Yürütülecek çalışmalarla MMU için ihtiyaç duyulan kritik görev sistemlerinin milli olarak geliştirilmesi ve projenin ilerleyen süreçlerinde uygun aşamalarda tam harekat yeteneği kazanacak şekilde uçağa entegre edilmesi hedefleniyor. Uçağın hava haberleşme sistem ihtiyaçları için ASELSAN ve TUSAŞ arasından geçen yılın sonunda Milli Muharip Uçak Bütünleşik Haberleşme Seyrüsefer Tanıma-Tanıtma Projesi başlatıldı. Bu kapsamda, MMU Ön Tasarım Gözden Geçirme Aşaması'na kadarki çalışmaların teslim edilmesi hedefleniyor. Bunun yanı sıra sözleşme veri istek listesi dokümanlarının çalışmalarına başlandı. Dedektör geliştirme faaliyeti sürdürülüyor ASELSAN, MMU'nun Bütünleşik Elektro-optik Sistem Teknoloji Geliştirme Projesi mühendislik çalışmalarına devam ediyor. Bunun yanında hem MWIR hem LWIR (Uzun Dalgaboyu Kızılötesi) MCT dedektör geliştirme faaliyetleri sürdürülüyor. Elektronik harp sistemleri kapsamında MMU Bütünleşik RF Sistemi Geliştirme Projesi'yle hem kritik teknoloji geliştirme, hem de ürüne yönelik gereksinim tanımlama faaliyetleri devam ediyor. Milli mühimmatlar MMU'ya entegre edilecek ASELSAN'ın yürüttüğü çalışmalar, milli mühimmatların MMU'ya entegrasyonuna yönelik olarak devam ediyor. TUSAŞ ile imzalanan sözleşme kapsamında, Minyatür Bomba, Akıllı Çoklu Salan ve Lazer Güdümlü Bomba'nın MMU'ya entegrasyonu amaçlanıyor. ASELSAN ve TUSAŞ arasında ayrıca Uçuş Kontrol Sistem Sensörleri ve Kaska Entegre Gösterge için sözleşme görüşmeleri yürütülüyor. 2021 içinde sözleşme imzalanmasıyla bu konudaki çalışmaların da başlaması planlanıyor. MMU Projesi ile yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda Türkiye, 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek alt yapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yerini alacak.

2 yıl önce

ASELSAN'ın hayat kurtaran cihazı OED

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Finlandiya ile oynanan maçta fenalaşan Danimarkalı futbolcu Christian Eriksen'in sahadaki hızlı müdahale ve kalp masajıyla kurtarılması, bu tür acil durumlar için geliştirilen tıbbi cihazların önemini ortaya koydu. ASELSAN, 40 yılı aşan birikimini son dönemde sağlık alanında ihtiyaç duyulan ürünlerin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Şirketin sağlık alanında geliştirdiği ilk ürünlerden biri OED oldu. OED cihazları ASELSAN HEARTLINE markası altında sağlık sektörünün kullanımına sunulmaya başlandı. Yurt dışından da talep artıyor ASELSAN İş Geliştirme Yöneticisi Nil Ateş, OED'nin yazılım ve tasarımıyla Aralık 2018'den bu yana ASELSAN tarafından geliştirildiğini anlatarak, "OED, ilk yardım yönetmeliklerinde zorunlu hale getirildi. Bu yüzden eğitim çok önemli. Sonrasında beklentimiz özellikle ilk yardımcıların ve eğitim almış kişilerin defibrilatörü ihtiyaç duyulan yerlerde kullanabilmeleri. Bu nedenle standart cihazlarımızın üretimine başlandı. Fransa ve İtalya'ya ihracatımız yapıldı. Diğer ülkelerden de güzel talepler alıyoruz. Yurt içinde de taleplere cevap vermeye çalışıyoruz" dedi. İlk 2-6 dakikadaki müdahale çok önemli Ani kalp durmalarının çok farklı noktalarda her an karşılaşılabilecek elektriksel bir durum olduğunu vurgulayan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Kalbin aniden durması söz konusu. İlk 2-6 dakika arasında müdahale edilmesi gerekiyor. Bu müdahalede de elektroşok ve kalp masajı gibi bir uygulama hastanın hayata hızlı geri dönebilmesi için hayati bir önem taşıyor. OED'lerin özellikle kalp krizi geçirme riskinin yüksek olduğu noktalarda, ağır spor, işçilik yapılan yerlerde, kalabalık alanlarda, havaalanları, uçaklar, okullar gibi yer ve araçlarda bulunması gerekiyor. Aslında bir yangın söndürme cihazı gibi düşünülebilir. Zaman içerisinde gerekli regülasyonlarla bu uygulamanın dünyada olduğu gibi Türkiye'de geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Mevzuat üzerinde bildiğimiz kadarıyla Sağlık Bakanlığı çalışıyor. Türkiye'de ilk önce eğitim cihazlarına, ilk yardımcıların eğitim almasına yönelik bir mevzuat yayımlandı. Sonraki mevzuatların daha geniş kapsamlı ve yaygın alanlarda kullanıma yönelik olacağını düşünüyoruz." Cihazlar özel takip sistemiyle izleniyor Nil Ateş, bu cihazların özellikle ABD ve Avrupa'da yoğun olarak kullanıldığını söyledi. Cihazların özel takip sistemleriyle takip edildiğini belirten Ateş, "Ülkede nüfus başına oranlayanlar, iş yerlerindeki yoğunluğa ya da kalabalıkların geçiş noktalarına oranlayanlar var. Çok çeşitli çalışmalar mevcut. Her 100 ila 200 metre arasında konumlandırılan yerler var. Potansiyeli çok büyük. Türkiye'de yapılmış net bir çalışma yok ama yıllık 100-150 bin vakadan bahsediliyor. Umarız hiç olmaz ama olduğu noktada bir defibrilatör ulaştırabilirsek, bunlar uygun noktalara konumlandırılabilirse en mutlusu biz oluruz" dedi. Ani kalp durması yoksa şok vermiyor Defibrilatörün kullanımına ilişkin de bilgiler veren Ateş, uygulamaların ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini anlatarak, şöyle konuştu: "Dünyada ise gönüllülük esasına göre uygulamalar mevcut. OED'ler ani kalp durması yaşamayan kişilere zarar vermediği, herhangi bir risk teşkil etmeyeceği için özellikle gönüllülük teşvik ediliyor. Cihaz normal bir insan düşüp bayıldıysa, kalbiyle ilgili bir sorunu yoksa ancak elektroşok cihazı yerleştirilmişse kişiye zarar vermez. Önemli bir modu var. Ventrikuler fibrilasyon ölçüyor, bu ölçüm ani kalp durması verisidir. Bu veriyi almazsa cihaz kesinlikle şok vermez, bu nedenle de güvenlidir."

2 yıl önce

ASELSAN'dan 66 milyon 750 bin avroluk dev anlaşma!

ASELSAN'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, uluslararası bir müşteri ile radar, sınır güvenlik ve haberleşme sistemleri ihracatıyla ilgili olarak toplam bedeli 66 milyon 750 bin avro olan bir yurt dışı satış sözleşmesi imzalandığı bildirildi. Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatların 2022-2024 döneminde gerçekleştirileceği aktarılan açıklamada, yeni iş ilişkisinin ortaklık faaliyetlerine etkisine ilişkin, "Şirketin cirosunu olumlu etkileyecektir." değerlendirmesi yapıldı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ASELSAN'ın yabancılara satılacağına yönelik iddiaları yalanladı

Kocaeli Sanayi Odası tarafından Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen SANTEK Dijital Fuarı'nın açılışı ile Kocaeli Savunma Sanayi İl Buluşması'na katılan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ASELSAN'ın satılacağına yönelik iddialara cevap verdi. Gazetecilere açıklamada bulunan Demir, "Gündemdeki iddialar nedir? Kim yapmış? Nasıl yapmış? Gerçekten biz şaşırıyoruz. Bu yine bir dezenformasyonun bir parçası. ASELSAN malumunuz Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı'nın çoğunluk hissesine sahip olduğu bir şirket. Yüzde 25'i halka açık bir şirket. Vakfımızın bir şirketi. Büyük savunma sanayi şirketlerimizin çoğu ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN; bunların büyük hisseleri Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı'na ait. ASELSAN'ın olsun, TUSAŞ'ın olsun, HAVELSAN'ın olsun, çeşitli ülkelerde ve ülkemizde de ortaklıkları ve alt şirketleri var. Durum bu. Bu açıklamayı yapma gereği bile bana biraz tuhaf geldi" diye konuştu. 'BİZ YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ' ASELSAN'ın borsada halka açık şirket olduğunu kaydeden Demir, "Bu şirket hakkında yapılacak herhangi bir spekülasyonun gerçekten çok önemli ve ciddi sonuçları olur. Zaten ASELSAN yasal olarak da Kamuyu Aydınlatma Platformu'na herhangi bir hareketini bildirmek zorunda. Bu dezenformasyon meselesi gerçekten, savunma sanayi konusunda da siyasete alet edilmemesini kaç kere söyledik. Biz yolumuza devam ediyoruz. Şirketlerimiz teknoloji alanında, savunma sanayi alanında çalışmalarına devam ediyorlar. Bu arada tabi ki ortaklıklar yapıyorlar. Çeşitli alt şirketler kuruyorlar. Çeşitli ülkelerde yapılanmaları devam ediyor. Normal profesyonel şirketlerin çalışmalarının gerektiği gibi çalışıyorlar. Bu konuda söyleyeceklerimiz bunlar" dedi. Savunma sanayi il buluşmalarını da değerlendiren İsmail Demir, "Çok çeşitli illere gittik ve gitmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin bütün kabiliyetlerinin bu sanayi ve teknoloji yolculuğumuzda, ileri teknolojiler yolculuğumuzda masada olması gerekiyor. Genç bir sanayi altyapımızın savunma sanayi özelinde yapacağı katkılar da çok önemli. Onun için kabiliyetleri yerinde tespit etmek, yerinde görmek, onlarla beraber belirli hedeflere doğru yürümek ve teknoloji derinliğimizi, yeni buluşları, inovatif yaklaşımları hep beraber hayata geçirmek durumundayız. Bu bir anlamda Türkiye'nin bir yolculuğu. Bunda da bütün varlığımız, bütün kabiliyetlerimizin masada ve alanda olması gerekiyor. Onun için geniş ölçüde bir tarama yapıp, şirketlerimizle el ele çalışıp, olası bütün kabiliyetleri, mümkün olan en ileri seviyede desteklemek, hayata geçirmek ve kullanmak istiyoruz. Bu tabi sadece sanayi buluşması olmuyor. Aynı zamanda gittiğimiz yerlerde üniversitelerimizde gençlerimizle de buluşuyoruz. 7'den 77'ye bütün insan kaynağımızın bu konuda yetkinliklerini ortaya koyması gerekiyor. Bunu koyduğumuzda da çok daha güzel işler yapacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

2 yıl önce

ASELSAN, uluslararası bir müşterisi ile 12 milyon dolar değerinde yurt dışı satış sözleşmesi imzalandı

ASELSAN'ın Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, ASELSAN ile uluslararası bir müşterisi arasında bir yurt dışı satış sözleşmesi imzalandığı bildirildi. Savunma sistemleri ihracatı ile ilgili olarak imzalanan yurt dışı satış sözleşmesinin toplam bedelinin 11 milyon 950 bin 760 dolar olduğu belirtilen açıklamada, söz konusu sözleşme kapsamında teslimatın 2022 yılı içerisinde gerçekleştirileceği kaydedildi. 700 MİLYON LİRA VE 85 MİLYON DOLAR BEDELLİ SÖZLEŞME ASELSAN'ın 7 Aralık'taki Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, Savunma Sanayii Başkanlığı ile toplam 700 milyon lira ve 85 milyon dolar bedelli bir elektronik harp projesi sözleşmesi imzalandığı bildirilmişti. Söz konusu sözleşme kapsamında teslimatların 2024-2026 döneminde gerçekleştirileceği aktarılan açıklamada, "Şirketin cirosunu olumlu etkileyecektir" değerlendirmesi yapıldı.

2 yıl önce

Cumhuriyet Gazetesi’nin “Resmen ilan edildi: Savunma sanayisinin göz bebeği ASELSAN 'QATAR'lı oldu!” yalanı!

Görgün, CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın Aselsan ile ilgili iddialarını “Resmen ilan edildi: Savunma sanayisinin göz bebeği ASELSAN 'QATAR'lı oldu!” başlığı ile haberleştirerek karalama ve yalan haber yapan Cumhuriyet Gazetesi hakkında hukuki süreç başlattıklarını duyurdu. Güngör resmi Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, “Bu haber başlığı aldatıcı ve gerçeği yansıtmayan bir başlıktır. Türk milletinin göz bebeği ASELSAN, küresel bir Türk şirketi olarak, 12 farklı ülkede aktif faaliyet göstermekte, 73 ülkeye ihracat yapmaktadı. Global pazarlarda faaliyet yürüten şirketimiz, yurt dışında da açtığı ofislere verdiği ismini ve markasını tescil faaliyetleri ile korumakta ve bunu rutin bir uygulama olarak gerçekleştirmektedir. Sözü geçen ASELSAN QSTP-B adlı Katar’daki şubemiz %100 ASELSAN’a ait olup 19 Ocak 2021 tarihinde KAP’ta ilan edilmiştir. Millî değerlerimizi yıpratmak yanlıştır, milletimize haksızlıktır. ASELSAN hakkındaki gerçek dışı iddialara ve bu iddiaları kaynak göstererek yapılan haber ve paylaşımlara karşı tüm hukuki süreçlerimiz başlatılmıştır.” dedi.

2 yıl önce

Bir milli başarı öyküsü daha! Kritik tesisleri ASELSAN teknolojisi koruyacak

ASELSAN'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlık vizyonu ışığında sivil sahalardaki atılımlarını devam ettiren şirketin, güvenlik sistemleri ürün ailesine ARIN X-ray bagaj kontrol cihazları eklendi. Şirketin, X-ray cihazları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep'te gerçekleştirdiği toplu açılış töreniyle kullanıma sunuldu. Yerli ve milli olarak üretilen cihazı yerinde inceleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ürünün özellikleri hakkında bilgi aldı. X-ray bagaj kontrol cihazları, havaalanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, devlet binaları gibi birçok tesisin güvenliğinin sağlanmasında kritik öneme sahip bulunuyor. Yeni geliştirilmiş cihazlar, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne Gaziantep Havalimanı'nda kullanılmak üzere 18 adet olarak teslim edildi. ASELSAN ve HTR'nin yerli olarak milli imkanlarla 11 ay gibi kısa sürede geliştirdiği ARIN X-ray bagaj kontrol cihazları, etkin atom numarasına göre organik, inorganik, metal madde ayrımı ve 6 renkli gösterim yapabiliyor. Cihazlarda otomatik patlayıcı tespiti, yüksek yoğunluklu bölgeyi görüntüleme, yüksek yoğunluk alarmı, yoğunlukta zoom kabiliyeti (renkli ve siyah beyaz), organik sıyırma, otomatik geometrik ve radyometrik düzeltme fonksiyonu, tünel giriş-çıkışlarının kamerayla izlenmesi ile genişletilebilir kurgusal tehdit kütüphanesi kabiliyetleri bulunuyor. Proje kapsamında Tokat Havalimanı yeni terminal binasına da 12 adet ASELSAN ARIN X-ray bagaj kontrol cihazının 2022'de teslim edilmesi planlanıyor. "Bir milli başarı öyküsü daha" Açıklamada görüşlerine yer verilen ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, sistemin bir milli başarı öyküsü olduğunu belirterek, "ASELSAN mühendislerinin milli imkanlarla kısa sürede geliştirdiği ARIN X-ray bagaj kontrol cihazlarımız Gaziantep'e ve ülkemize hayırlı olsun. Nerede yüksek teknoloji varsa ASELSAN'ın milli imzası orada olmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

1 2