29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Van'da geri gönderme merkezinde göçmenler Avrupa’ya ders verecek koşullarda misafir ediliyor

Sınır güvenliğini en üst noktaya taşıyan Türkiye’nin yakaladığı göçmenleri ülkelerine iade süreci de Avrupa’ya fark atıyor. Van’ın İran sınırında ve kent merkezinde güvenlik güçlerince yakalanan düzensiz göçmenler, ilk olarak Van İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığı ile Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü’ne getiriliyor. Burada, yüz tarama sistemi ve parmak izleriyle kontrol ediliyorlar. Terör bağlantısı veya bir suça karıştığı tespit edilenler hakkında işlem yapılıyor. Göçmenler, ülkelerine iade edilmeden önce Avrupa’ya ders verecek koşullarda misafir ediliyor. Ön kabulün ardından 48 saat içinde Van’da bulunan 750 kişi kapasiteli Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edilen göçmenlere 24 saat sağlık hizmeti veriliyor. Merkezde bunun yanısıra psikososyal destek, 3 öğün yemek hizmeti, çocuk oyun alanları, spor salonu bulunuyor. Göçmenlere Türkçe dil kursu ve el sanatları kursu da veriliyor. Ayrıca ülkelerine geri dönüşlerinde meslek sahibi olmaları için meslek eğitimi sağlanıyor. MAKSİMUM 12 AY Merkezde maksimum 12 ay süreyle misafir edilen göçmenler için ilgili ülke konsolosluklarıyla irtibata geçiliyor. Ardından göçmenlerle mülakat yapılıyor. Seyahat planı belirlenen göçmenler önce İstanbul’a ardından da uçaklarla ülkelerine gönderiliyor. Halen 7 bin 500 Afgan göçmenin Kabil Havaalanı’nın rutin faaliyetine başlamasıyla gönderilmesi bekleniyor. YÜRÜYEREK 2 AYDA GELDİK Göçmenler, Afganistan’dan İran’a, İran’dan da Türkiye’ye içler acısı geliş hikayelerini anlattı. Taliban zulmünden kaçan anne Benevşe Mirzai, eşi Gulan Kadr Mirzai, çocukları 4 yaşındaki Reyhan ve 2 yaşındaki Rehimullah ile zorlu yolculuklarını şu sözlerle anlattı: “Ormanlardan, dağlık alanlardan geçerek 2 ayda Türkiye’ye geldik. Can güvenliğimiz tehlikede olduğu için Afganistan’dan kaçtık. Türkiye’nin Müslüman bir ülke olması ve güvenli olması nedeniyle buraya geldik. Avrupa’ya gitme gibi bir niyetimiz yoktu. İran’dan geçiş çok zordu. Yolda hırsızlarla karşılaştık, paramızı çaldılar.” GÖÇÜN TARİFESİ BİN DOLAR Fehim Musevi, “2014’ten 2016 yıllarına kadar Afganistan’da ABD’lilerin ve Türklerin şoförlüğünü yapıyordum. Taliban’ın kara listesindeydim o yüzden kaçtım. Afganistan’da kaçakçılarla 4 kişi için toplam 4 bin dolara anlaştım” ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Avrupa Komisyonu: Taliban'ı tanımak ya da ilişkileri resmiyete dökmek için acele etmeyeceğiz

Sputnik'e konuşan Wiegand, "Taliban ile temas kurmamız, örgütü etkilememiz, sahip olduğumuz kozlardan faydalanmamız gerekiyor. Ancak bu yeni oluşumu tanımak veya resmi ilişkiler kurmak için aceleci olmayacağız" ifadelerini kullandı. Wiegand daha önce, Afganistan'daki AB misyonunun 520 mensubunu Kabil'den tahliye ettiğini bildirmişti. Yetkili, ayrıca Afganistan'daki AB misyonunun Brüksel'deki çalışmalarını sürdüreceğini belirtmişti.

2 yıl önce

Avrupalıların tercihi Macron değil Merkel

Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) tarafından 12 AB ülkesinde 16 bin kişiyle yapılan ankette "Bir Avrupa başkanlığı seçimi olsaydı ve adaylar sadece Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Almanya Başbakanı Angela Merkel olsaydı, hangisine oy verirdiniz?" sorusu yöneltildi. Fransa dahil olmak üzere 12 ülkenin 11'inde ankete katılanların çoğunluğu tercihini Merkel'den yana kullandı. Sadece Bulgaristan'da "Merkel" ve "Macron" yanıtları yüzde 31 ile eşit kaldı. Merkel en fazla ilgiyi sırasıyla yüzde 58 ile Hollanda, yüzde 57 ile İspanya, yüzde 52 ile Portekiz, yüzde 46 ile Danimarka, yüzde 44 ile Macaristan'da gördü. Bu ülkelerde Macron'u tercih edeceklerin oranı yüzde 20 civarında kaldı. Almanya'da katılımcıların yüzde 42'si "Merkel", yüzde 27'si "Macron" yanıtını verdi. Fransa'da ise Merkel tercihleri Macron'u geçti. Fransa'da ankete katılanların yüzde 32'si "Merkel" tercihini kullanırken, yüzde 26 Macron'u seçti.

2 yıl önce

Avrupa, Fransa-DEAŞ ilişkisini kulak arkası etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün yapılan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu toplantısında, Fransız çimento devi Lafarge’ın, DEAŞ’ı Fransa gizli servisinin bilgisi dahilinde desteklemesine ilişkin belgelerin ortaya çıkması da gündeme geldi. Fransa’da Yargıtay’ın Lafarge’a “İnsanlığa karşı suça iştirak” suçlaması yöneltilebilmesinin önünü açan kararını değerlendiren Erdoğan’ın, “Fransa Yüksek Mahkemesi tarafından konunun belgelenmiş olması önemli” dediği öğrenildi. BM’DE GÜNDEME GELECEK Birçok liderle konuyu daha önce konuştuğunu anlatan Erdoğan’ın, “Lafarge ile ilgili konuyu, Macron’un kendisine ve Avrupa’da görüştüğüm pek çok lidere yıllardır söyledim. Ancak hep kulak arkası ettiler” ifadesini kullandığı belirtildi. Erdoğan’ın, 19-22 Eylül tarihleri arasında BM Genel Kurulu için gideceği ABD’de gerçekleştireceği temaslarında da söz konusu konuyu gündeme getireceği ifade ediliyor. GENEL MERKEZ’E EK BİNA AK Parti, Genel Merkez yerleşkesini de genişletiyor. Genel Merkez binasının yanında bulunan düğün salonunun olduğu yerin satın alındığı ve buraya ek bina yapılacağı öğrenildi.

2 yıl önce

Avrupa'da seçim krizi: Yedi ülke yeni hükümetini arıyor

Almanya'da yapılan genel seçimlerin ardından yeni hükümeti kurmak için partiler arasında zorlu koalisyon pazarlığı başladı. 16 yıllık Angela Merkel (CDU) iktidarının ardından ülkede yeni hükümetin nasıl şekilleneceği merak ediliyor. Genel seçimden oyların yüzde 25,7'sini alarak birinci çıkan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller ve Hür Demokratlar (FDP) arasındaki koalisyon görüşmelerine geçildi. Seçimlerden 2 buçuk hafta sonra başlayan görüşmelerin başarılı olması durumunda SPD liderliğinde bir hükümet kurulacak. SPD Noel dönemine kadar hükümetin kurulması için çaba sarf edeceklerini görüşme süresinin 2017'deki kadar uzun sürmesini istemediklerini açıkladı. Özellikle Yeşiller ile FDP arasındaki vergi, çevre ve iklim konusunda derin görüş ayrılıkları mevcut. 1953'ten bu yana ilk kez 3 partili bir koalisyon hükümetinin gündemde olması ve görüş ayrılıkları nedeniyle görüşmelerin yılbaşından sonraya sarkabileceği yorumları yapılıyor. 2017'deki koalisyon görüşmeleri 172 gün, 2013'teki görüşmeler ise 86 gün sürmüştü. Almanya'da yeni bir hükümet kurulana kadar Angela Merkel hükümeti görevine devam edecek. Avusturya'da erken seçim beklentisi Avusturya'da "rüşvet ve güveni kötüye kullanma" suçlamalarıyla hakkında soruşturma başlatılan Başbakan Sebastian Kurz görevinden istifa etti. Kurz, lideri olduğu Avusturya Halk Partisi (ÖVP) başkanlığını bırakmazken, Ocak 2020'de kurulan ÖVP-Yeşiller Partisi koalisyonunu sürdürebilmek için, başbakanlık koltuğunu kendi partisinden Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg'e devretti. Kurz'un bir süre direndikten sonra attığı bu geri adım neticesinde ülkede hükümet krizi nispeten rahatlasa da muhalefet tarafında, Kurz'un "gölge başbakan" olacağı, "Kurz sistemi" verilen düzenin devam edeceği görüşü hakim. Mevcut hükümetin uzun ömürlü olmayacağı ve erken genel seçimlere gidilebileceği yorumları yapılıyor. Çekya'da hükümeti kurma görevinin kime verileceği belirsiz Çekya'da 8-9 Ekim'de düzenlenen genel seçimlerin sonucu, beklenenin aksini ortaya koydu. İktidardaki Gayrimemnun Vatandaşlar Hareketi (ANO), yüzde 27,17 ile en fazla oy alan parti olsa da seçimlerin galibi üç partinin birlikte kurduğu muhalefet iktidarı (Spolu) oldu. Cumhurbaşkanı Milos Zeman'ın daha önce açıkladığı üzere, hükümeti, tek başına en çok oyu olan partiye vermesi bekleniyor. Ancak ANO, parlamentoya giren aşırı sağcı Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi Partisi (SPD) ile anlaşması durumunda bile hükümeti kurmaya gerekli olan çoğunluğu sağlayamıyor. 200 sandalyeli meclisin 108 sandalyesini birlikte kazanan muhalefet ittifakı, hiçbir şekilde ANO ile görüşmeyeceğini açıkladı. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Zeman'ın, hükümeti kurma görevini, seçimin galibi muhalefet ittifakına değil de ANO lideri Başbakan Andrej Babiş'e vermesi durumunda ülkede uzun süre siyasi belirsizlik olacağı öngörülüyor. Hükümet kurulmasında belirleyici rol oynayan 77 yaşındaki Zeman'ın, son dönemde sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırılması ülkede ayrıca endişelere yol açıyor. Hollanda'da 210 gündür hükümet kurulamadı Hollanda'da 15-17 Mart'ta yapılan genel seçimlerin üzerinden 210 gün geçmesine rağmen halen hükümet kurulamadı. Toplam 17 partinin 150 sandalyeli Meclis'e girdiği Hollanda'da en az 4 partili bir koalisyon kurulması bekleniyordu. Geçici hükümetin idare ettiği ülkede koalisyon müzakereleri sancılı geçiyor. Çoğunluk veya azınlık koalisyonu kurma girişimleri şimdiye kadar başarısız olan partiler, yeniden dörtlü koalisyon görüşmelerine başladı. Muhalefetteki bazı partiler koalisyon müzakerelerinin tekrar başlamasını eleştirirken, yeni seçime gidilmesini savunuyor. Ülkede mevcut durumun değişmediğini ileri süren bir takım muhalefet partileri, seçmen iradesinin dikkate alınmadığı görüşünü dile getiriyor. Hollanda'da 2017'de yapılan genel seçimlerin ardından, koalisyon hükümetinin kurulması 225 gün sürmüştü. Bulgaristan bu sene 3. kez seçime gidiyor Bulgaristan'da 4 Nisan'da yapılan parlamento seçimi sonrası koalisyon hükümeti kurma çalışmaları başarısız olunca 11 Temmuz'da erken seçime gitme kararı alındı. Bu tarihteki genel seçimlerden sonra oluşturulan parlamentoda, 65 kişilik en büyük gruba sahip Böyle Bir Halk Var (İTN) partisi de hükümet kurma girişiminde başarısız oldu. Cumhurbaşkanı Rumen Radev, 16 Eylül'de parlamentoyu feshederek, seçimler öncesinde kurduğu geçici teknokratlar hükümetinde revizyon yaptı. Üç bakanı değiştiren Radev, 14 Kasım'da erken genel seçim yapılacağını, ülkeyi seçime götürecek hükümetin başbakanlığına Stefan Yanev'in devam edeceğini duyurdu. Bulgaristan böylece bir yıl içinde 3. kez seçime gitmiş olacak. Norveç 28 gündür yeni hükümetini bekliyor Norveç'te 13 Eylül'de yapılan genel seçimler sonrasında geçen 28 gün içerisinde hala hükümet kurulamadı. Norveç'te yapılan genel seçimleri İşçi Partisi lideri Jonas Gahr Stoere önderliğindeki sol blok kazanmış, ancak hükümeti kurmak için yeterli çoğunluğa ulaşamamıştı. Stoere, koalisyon görüşmeleri sonrasında yaptığı açıklamada, Sosyalist Sol Parti (SV) ve Merkez Partisi (SP) ile büyük bir koalisyon kurmak istediklerini, ancak bunu başaramadıklarını söyledi. Jonas Gahr Stoere, sağ blokta bulunan Merkez Partisi (M) ile azınlık hükümeti kurmak için önemli ilerleme kaydettiklerini ve gelecek hafta hükümeti kurmayı umduklarını belirtti. Romanya'da kurulan hükümet güvenoyu alamadı Romanya'da, 6 Aralık 2020 tarihinde yapılan seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Klaus İohannis, hükümeti kurma görevini daha önce genel başkanı olduğu ve seçimi ikinci tamamlayan merkez sağdaki Ulusal Liberal Parti'ye (PNL) vermişti. PNL Genel Başkanı Florin Citu'nun kurduğu azınlık hükümeti, 5 Ekim'deki oturumda güvenoyu alamayarak düştü. Cumhurbaşkanı İohannis, hükümet kurma görevini vermek üzere PNL'den bir isim beklediğini açıkladı. Seçimin galibi Sosyal Demokrat Parti (PSD) lideri Marcel Ciolacu da buna tepki göstererek, siyasi krizin bitmesi için erken seçime ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

2 yıl önce

THY, günlük 1199 seferle Avrupa'da 2. sırada yer aldı

Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatının (EUROCONTROL), 10-17 Ekim hava trafiği verilerine göre, Avrupa'da 162 bin 562 uçuş yapıldı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri kapsamındaki kısıtlamaların büyük oranda kalkmasıyla İrlandalı Ryanair, günlük 2 bin 313 uçuşla Avrupa'nın en çok uçan hava yolu olarak kayıtlara geçti. THY, günlük 1199 uçuşla 2. sırada yer alırken, Easyjet 1027 seferle 3. sırayı aldı. Pegasus Hava Yolları da 445 uçuşla listede 10. sırada yer aldı. Raporda, söz konusu tarihlerde koronavirüs salgını öncesi 2019 yılına göre uçuşların yüzde 72,8 oranını yakaladığı ve ortalama günlük uçuş sayısının da 23 bin 223 olduğu kayıtlara geçti.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Terörü finanse eden, güç veren Avrupadır

İçişleri Bakanı Soylu, "(FATF'nin Türkiye'yi gri listeye alması) Terörizmin en çok maliyet yüklediği ülke biziz. Terörü finanse eden, güç veren Avrupadır. Bu kadar yüzsüzlük olabilir. Bu kadar gerçeklerden aykırı tespitler yapılabilir" ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "3,5 milyon Afganlı var İran'da. 2 milyonu hareket etmeye hazır, günlük 2 bin kişinin kişinin geldiğini düşünürsek çok ciddi bir göç tehdidi ile karşı karşıyayız" dedi. Soylu, "Terörist sayısı Türkiye’de 180’in altına düştü" diye konuştu. Soylu, "10 tane büyükelçi hukuka müdahale eden bir açıklama yapıyor. Ne pervasız, ne edepsiz bir açıklama. Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Selahattin Demirtaş'ı da çıkarmamızı isteyebilirler" şeklinde konuştu Soylu, "(FATF'nin Türkiye'yi gri listeye alması) Terörizmin en çok maliyet yüklediği ülke biziz. Terörü finanse eden, güç veren Avrupadır. Bu kadar yüzsüzlük olabilir. Bu kadar gerçeklerden aykırı tespitler yapılabilir" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK elebaşı Durun Kalkan'dan itiraf! Avrupa'dan PKK'ya: Savaşı sürdüreceksiniz

"Ateşkes ilan etmeyecek, savaşı sürdüreceksiniz." Bu sözler PKK'nın kurucularından elebaşı Duran Kalkan'ın örgüte yakın bir siteye verdiği röportajdan. Duran, bahsettiği bu talimatı verenin ise Avrupa ülkeleri olduğunu söyledi. Kalkan, "Avrupa ülkelerinden ateşkes için zemin bulamadık" dedi. Terörist elebaşı, röportajında PKK'nın Avrupa tarafından desteklendiğini ifade etti. Türkiye'ye karşı "savaşı sürdürün" tarzı dayatmaların defalarca geldiğini belirtti. "Bu dayatma açık oldu-gizli oldu, sözle oldu-fiiliyatla oldu ama bize dayatılan çatışmaydı, çözümsüzlüktü. Eğer niyetimiz çözümden yanaysa, ateşkesten yanaysa onu boşa çıkartmak için saldırılarda bulundular" dedi. Kalkan, bunun aksine Avrupa ülkelerinin kendilerini barıştan yanaymış gibi gösterdiğini vurguladı. Terör örgütü elebaşı Duran Kalkan, Türkiye'nin de Avrupa'nın çözüm istediğini sandığını söyledi. Fakat, kısa sürede gerçeklerin bunun tam tersi olduğunu gördüğünü, Ankara'nın Avrupa'dan destek bulamadığını belirtti. "Dış ortam Kürt sorununun çözümüne fırsat ve imkan vermedi. Tam tersine Kürt sorunu için çözümsüzlüğü, Türkiye'de de çatışmayı dayattı" ifadesini kullandı. BEYRUT BÜYÜKELÇİSİ: DEHŞET VERİCİ

Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy, Lübnan'daki bir gazetenin terör örgütü PKK'nın sözde 2 numaralı ismi ile röportaj yapmasının "dehşet verici" olduğunu söyledi. Büyükelçi Ulusoy, "Sarkis Kassarjian" imzasıyla 26-27 Ekim'de yayımlanan röportaj için An Nahar Al Arabi gazetesi editörlerine gönderdiği kınama mektubunu Büyükelçiliğin Twitter hesabından paylaştı. Ulusoy, mektubun röportajın yayımlanmasından hemen sonra ilgili gazeteye gönderildiğini, ancak yanıt verilmeyince sosyal medyadan paylaşıldığını aktardı. Mektubunda PKK'nın sözde 2 numaralı ismi ile yapılan özel röportaja gazetenin onay vermesinin tamamen "dehşet verici" olduğunu belirten Ulusoy, "An Nahar Al Arabi gazetesinin terör örgütünün sözcülüğünü üstlenip bunu arzulaması ve böylesi bir röportajı yayımlamakla örgütün kara propagandasını yapması çok üzüntü vericidir. " ifadelerini kullandı. Ulusoy, 28 Ekim 2021 tarihli kınama mektubuna şöyle devam etti: "Röportajın aktardığı terör örgütünün kara propagandasının Türkiye'den veya herhangi bir uluslararası toplumdan hiçbir tepkiyi hak etmediğini söylemeye gerek yok. Türkiye'nin varlığını ortadan kaldırma kararlılığı karşısında PKK'nın varlığını sürdürmek için uluslararası kamuoyunun sempatisini kazanma umuduyla hala saçma ve tamamen asılsız iddialara başvurması, sadece acınası bir durum."

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 19 20