20 Nisan Cumartesi 2024
4 yıl önce

AK Partili Özkan: CHP'liler Kanal İstanbul güzergahında çok ciddi arsalar aldılar, araziler kapattılar

ak parti grup başkanvekili cahit özkan, chpliler, kanal istanbul, güzergahından, ciddi arsalar, aldılar

3 yıl önce

ABD Başkanı Donald Trump için 2. kez azil süreci başlatıldı

Trump'ın bu ikinci azil süreci ise ABD tarihinde bir ilk oldu. Watergate Skandalı'nın baş aktörü Richard Nixon da azil süreci başlamadan görevinden istifa etmişti

2 yıl önce

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı'ndan Peker'e suç duyurusu

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar ve avukat Barbaros Yılmaz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi vererek Ankara Adliyesi önündeki basın açıklaması yaptı. Vakıf Başkanı Lokman Aylar, Sedat Peker'in sözlerine ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya değil Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu kaydetti. Başsavcılığına verilen dilekçede, Peker hakkında "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama" suçundan kamu davası açılması talep edildi. 'ÜLKEMİZİN LİDERİNİ YIPRATMAYA ÇALIŞIYORLAR' Aylar, devlet içinde şaibe yaratılmaya çalıştığını kaydederek, "Hükümet düşürmeye, bakan düşürmeye, ülkemizin liderini yıpratmaya, kurumları karıştırmaya, devletimiz için şaibe oluşturmaya, 'Türkiye mafya devletidir' algısı inşa etmeye ve 'zaaflar ülkesi' görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Bu sebeple İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu hakkında kamuoyu tarafından organize suç örgütü lideri olarak bilinen Sedat Peker isimli şahıs tarafından sarf edilen beyanlar, bakanımız Süleyman Soylu beyin şahsı hakkında münferiden değerlendirilemeyeceğini, yapılan açıklamaların Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne, anayasal organların tamamına, vatanına, milletine ve varlığına yönelik saldırı mahiyetinde olduğundan bu uğurda canlarını feda eden kahramanlarımız ve bu uğurda uzuvlarını kaybeden gazilerimiz adına bu ülkeye beden ödeyen kahramanlar ve aileleri bu toprakları vatan yapmak için hayallerini feda eden gazilerimiz ve vatan yürekli Türk milleti buna müsaade etmeyecektir" dedi.

2 yıl önce

Bakan Ersoy’dan Kılıçdaroğlu’na tepki: Yanan orman arazilerinin yapılaşmaya açılması hukuken mümkün değil

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Twitter hesabından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdaroğlu'nun iddialarına tepki gösterdi. Bakan Ersoy, "Sayın Kılıçdaroğlu, hem anayasa hem kanunlar gereği yanan orman arazilerinin öncelikle ağaçlandırılması hukuki bir zorunluluk olup, görev yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığındadır. Bu arazilerin yangın sonrası turizm veya başka amaçla yapılaşmaya açılması da hukuken mümkün değildir." dedi. Ersoy, sözlerinin devamında da CHP liderini "Siz bunları zaten biliyorsunuz ama gerçek dışı iftiralarınıza ısrarla devam ediyorsunuz" diyerek hedef aldı.

2 yıl önce

Sivas’ta gazilerle bir araya gelen İçişleri Bakanı Soylu: “Sorumluluğumuzun farkındayız”

Soylu, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Sivas'ta bir düğün salonunda düzenlenen programda, gazilerin bulunduğu masaları tek tek gezerek günlerini kutladı. Gazilere ve şehit ailelerine hitap eden Soylu, tüm şehitlere ve ebedi dünyaya göç eden gazilere, Allah'tan rahmet diledi. Gaziler Günü dolayısıyla gazilerle ve şehit aileleriyle bir araya gelmenin, hasret gidermenin onurunu yaşadığını ifade eden Soylu, Gaziler Günü'nün olmasına vesile olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve diğer tüm gazilerin huzurunda saygıyla eğildiğini dile getirdi. Konuşması sırasında duygulanan Soylu, "Ne yapsak sizin evlatlarınızın bu ülkeye yaptıklarının karşılığını bizim ödeyebilmemiz mümkün değildir." diye konuştu. Soylu, bu topraklarda milletin nezdinde şehitlere ve gazilere saygının her zaman yüksek olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti: "Ancak bunu devlet nezdinde eskisinden çok daha yüksek bir seviyeye taşıyan, bunu bir anlayış haline getiren, devleti şehit aileleri ve gazilerimizin emrine veren tarihimizi unutmayalım. Sadece Anadolu topraklarındaki gazilerimizi ve şehitleri değil, ta Orta Asya'yı hatırlayalım. Balkanlar'ı, Orta Doğu'yu, nerede huzur, nerede İ'la-yi Kelimetullah'ı orada hakim kılmaya çalışmışsak orada bu Anadolu insanını var etmeye çalışan, oraya dokunan, Balkanlar'da köprü yapan, tamir eden, restore eden, Kutadgu Bilig'den Orta Asya'daki bütün eserlerimize uzanan, dünyanın neresinde ecdadımızın yaptığı cami varsa ona Anadolu topraklarından tekrar nefes veren, Çanakkale'yi gençlerimizle, insanlarımızla buluşturan, hasret kaldığımız tarihimizle bizi tekrar bir araya getiren kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile dün gece konuştuğumuzda Sivas'ta Gaziler Günü'nde birlikte olacağımızı söylediğimde 'Benim Kurtuluş Savaşı'mın kahraman şehrine selam, gazilerimize de hem muhabbetlerimi hem de emirlerinde olma dileklerimi ilet.' dedi." Soylu, tarih kitaplarında yazan kahramanlıkların hepsinin tekrar yaşandığını dile getirdi. "Biz aslında yarının kitaplarında yazacak destanları bugünden şehitlerimizle, buradaki gazilerimizle birlikte yazıyoruz" diyen Soylu, "Şehitlik ve gazilik hem bu milletin ruhudur hem bu milletin temsil ettiği değerler, rahmani değerlerdir. Onun için savunulmak durumunda olan değerlerdir. Bu milletin gazasında gaza vardır, gaza ehli vardır, gaza bizim inancımızda ganimet kazanmak için çıkılan sefer değildir. İslam için çıkılan, bu dünyaya adaleti, hakkı, merhameti, iyilik medeniyetini yaymak için çıkılan seferlerdir." diye konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Geçen hafta bir konuşmada bir sayı verdim, terör örgütü PKK'nın 2016'dan bugüne kadar sadece şehit ettiği sivil sayısı 408. Hiç kimseden çıt çıkmadı. Avrupa lal oldu. Hani insan hakları, demokrasi, huzur, barış?" dedi. Sivas'ta 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla düğün salonunda gazilerle bir araya gelen Soylu, burada yaptığı konuşmada, Türk milletinin tarihinin hiçbir yerinde Batılıların Afganistan'a, Suriye ve Bosna Hersek'e gittiği gibi gitmediğini söyledi. "Türk milleti gittiği hiçbir yerde insanlığı tahrip etmemiştir." diyen Soylu, bugün dünyada olan çatışmanın petrol savaşından kaynaklanmadığını, "hak" ve "batıl"ın çatışması olduğunu belirtti. Türk milletinin hep "hak" tarafında olduğuna değinen Soylu, PKK'nın yıllarca Batılı ülkelerden yardım aldığını ve aleni olarak onlara silah, para gönderildiğini, eğitim verildiğini ifade etti. Soylu, Avrupa'nın modern şehirlerinde kamplar kurularak PKK'lılara eğitimler verildiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Sormak isterim bu terör örgütü bu ülkelere ne menfaat sağlayabilirdi? Petrol mü, vergi mi verecekti? Bir başka ülkeye faizsiz 5 kuruş borç bile vermeyen bu ülkeler, PKK'ya, karşılığında bir kuruş bile almadan hatta uyuşturucu ticaretinden zarar görmesi pahasına yıllarca yatırım yaptılar. Amaç, bu ülkeyi zayıflatmak. Ne karları ne kazançları var. Yani yeter ki bu asil millet, mazluma el uzatan, umut olan, Müslüman coğrafyasına liderlik etme potansiyeline sahip tek millet olan, bu büyük millet 'dara düşsün, zorlansın, geri kalsın, ayağa kalkmasın, yeter ki Türkiye gelişmesin biz her türlü maliyete razıyız, parasını veririz' anlayışındalar. Geçen hafta bir konuşmada bir sayı verdim, terör örgütü PKK'nın 2016'dan bugüne kadar sadece şehit ettiği sivil sayısı 408. Hiç kimseden çıt çıkmadı. Avrupa lal oldu. Hani insan hakları, demokrasi, huzur, barış? 12-13 yaşındaki çocukları aldılar annelerinden babalarından kopartıp dağlara götürdüler. 14 yaşındaki kızlara bu toprakların değerlerine hiçbir şekilde uymayacak şekilde kötü davrandılar. Burada masanızın huzurunuzda söylemek istemiyorum. Her türlü edepsizliği, rezilliği gerçekleştirdiler. İnsan hakları diye yıllarca ensemizde boza pişirenlerden, içeride PKK'nın sözcülüğünü yapan siyasi partiden, o parti ile siyasi ittifak hesabı yapanın hiçbirinden ses çıkmadı. Hala da çıkmıyor. Meclis kürsüsünden 408 sivil katledildiği dendiği zaman tek bir ses çıkmadı. Yani oradakilerden. Meclis kürsüsünden tek tek fotoğraflarını gösterdiğimiz zaman da sesleri çıkmadı. İşte bizim karşımızda böyle karanlık bir zihniyet ve böyle bir kirli ortaklık var. Bunun için yıllarca PKK'ya ve diğer terör örgütlerine birliğimizin ve beraberliğimizin bozulması için milyonlarca dolar para aktardılar." Türkiye'nin bugün bu zinciri kırdığına dikkati çeken Soylu, bunun şehit, gazi ve ailelerinin sayesinde olduğunu anlattı. Şehitlerin diri olduğunu belirten Soylu, onların Gabar, Cudi, Tendürek ve Bestler Deresi'ne kadar mücadele eden on binlerce askerle beraber olduğunu söyledi. Soylu, kendilerinin hakkın davasını yürüttüklerini, Ezan-ı Muhammediyi, İstiklal Marşı'nın her satırını, ay yıldızlı bayrağın her zerreciğini gönüllerinde hissettiklerini belirtti. "Biz bizim üzerimize oyun kuran ülkelere benzemeyiz." diyen Soylu, Türk milletinin şımarık bir millet olmadığını, İ'la-yi Kelimetullah'ın emrinde, büyük ve asil bir millet olduğunu dile getirdi.

2 yıl önce

Şehit yakınları ve gazilerden İYİ Partili Lütfü Türkkan'a kınama

15 Temmuz Derneği, Şehit Gazi Birlik Sendikası ve Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı üyeleri, Zeytinburnu'ndaki İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı önüne bir araya geldi. Çeşitli sloganlar atan ve pankart açan grup adına basın açıklamasını, 15 Temmuz gazisi ve 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İlhami Çil, okudu. Lütfü Türkkan'ı protesto etmek için burada toplandıklarını belirten Çil, Türkkan'ın, daha 17 yaşındayken terör örgütü PKK'nın attığı havanla şehit edilen İsa Gümren'in ağabeyine ve ailesine saygısızlıkların en büyüğünü yaptığını ve bundan dolayı kınadıklarını söyledi. Türkkan'ın, "Benim kardeşimin vücudu parçalandı, günlerce ayaklarını aradık." diyen bir şehit ağabeyinin feryadına küfürle karşılık verdiğini vurgulayan Çil, şöyle konuştu: "'Testinin içinde ne varsa o sızar' demişler. İçi böyle kötülükle dolu birinin değil vekilliğinden, insanlığından şüphe duyuyoruz. Üstelik Türkkan, dün gece önce küfretmediği yalanını söyleyip, sonra da tepkiler üzerine küfrettiği için özür dilemeye çalışmıştır. Hem yalancı hem de küfürbaz bu şahıs, konuşmasında genel başkanından bile özür dilerken şehidimizin ailesine bir özrü bile çok görmüştür. Şehit yakınları ve gaziler olarak buradan ilan ediyoruz, Türkkan'ın bu saatten sonra edeceği özrü de milletin vekilliği makamını işgalini de kabul etmiyoruz." Kendisini milli değerlere bağlı bir siyasi parti olarak tanımlayan İYİ Parti'yi, Türkkan'ı disipline sevk ederek ihraç etmeye davet eden Çil, "'Burası Kürdistan' diyenlerin karşısında sus pus olup, şehidin ailesine küfrü layık görenleri milletimizin vicdanına havale ediyoruz." ifadelerini kullandı. 15 Temmuz Derneğinin, hain darbe girişimin yaşandığı gece Türkiye'nin bekası için 251 vatandaşın şehit olmasının ardından kurulduğunu hatırlatan Çil, şunları kaydetti: "Sınır ötesi operasyonlarda ve terörle mücadelede şehitler vermeye devam ediyoruz. Vatan için canını ortaya koyan kahramanlarımızın aileleri bu ülkeye emanettir ve hiç kimse bırakın küfretmeyi onların kılına zarar vermeyi, kötü bir söz söylemeyi aklının ucundan bile geçirmemelidir. Geçirenler, karşısında bizi bulacaktır. Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden bir şahsın PKK elebaşlarından Murat Karayılan gibi davranması ve öfkesini kusması siyasette gelinen akıl karışıklığını göstermektedir. Oysa bizim kafamız gayet net. Bu ülke için, ezan için, bayrak için, canını veren her bir şehidimiz gönüllerimizde, hafızamızda ve kahramanların yazdığı destanlarımızda yaşamaya devam ediyor. 15 Temmuz Derneği olarak milletimize emanet edilen hiçbir şehidimizin ailesinin canının yakılmasını kabul etmedik, etmiyoruz ve diyoruz ki ha dağdaki Karayılan, ha meclisteki Lütfü Türkkan." Grup açıklamanın ardından dağılırken, polis ekiplerinin İYİ Parti İl Başkanlığı önünde güvenlik önlemi aldığı görüldü.

2 yıl önce

Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfından, Lütfü Türkkan hakkında suç duyurusu

Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Bilge Gürs, yaptığı yazılı açıklamada, "Şehit İsa Gürmen, ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyenler tarafından şehit edilmiş bu ülkenin bir evladıdır." ifadesini kullandı. Şehidin emaneti olan ağabeyi Tahir Gürmen'e Bingöl'de İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından ağıza alınmayacak türde hakaretler edildiğini kaydeden Gürs, "Terör belasından hayatı zehir olmuş, kardeşini kaybetmiş bir insan 'Ben şehit kardeşiyim' diyerek yüreğindeki acıyı paylaşmak isterken, milletin vekili olarak onun gönlünü ferahlatması, destek olması gereken kişinin tam tersi bir tutum ile gösterdiği çirkin tavrı, şiddeti, küfür ve hakareti Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı olarak asla kabul edemeyiz." açıklamasını yaptı. "TÜRKKAN'IN PARTİDEKİ GÖREVİNDEN ALINMASINI YETERLİ GÖRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL" Millet ve vatan uğruna bağımsızlığı ve beraberliği korumak için bu yolda canını feda eden şehitler ile şehitlerin geride bıraktığı ailelerin korunmasının Vakfın yegane amacı olduğunu belirten Gürs, şunları kaydetti: "Lütfü Türkkan'ın söylem ve davranışları şehitlik mertebesinin saygınlığını ve itibarını zedelemekte olduğu gibi hiçbir Türk vatandaşına söylenemeyecek türden kelimelerdir. Lütfü Türkkan'ın partideki görevinden alınmasını kesinlikle yeterli görmemiz mümkün değildir. Lütfü Türkkan'ın samimiyetten ve utançtan uzak, konumunu korumak amacıyla yayınladığı özür videosunu da kabul etmiyoruz. Ailemizden dilemediği özrü, milletimizin vicdanına oynama ve yasak savma kabilinden kabul ediyoruz. Bu tavrını ayrıca şiddetle kınıyoruz. Milletin vekilinin, bu çirkin davranışından sonra milletvekilliğinden de istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Lütfü Türkkan'ın bir an önce milletvekilliğinin düşürülmesi, İYİ Parti'den ihraç edilmesi ve yargılanmasının önünün açılması gerekmektedir. O koltuk, milletimizin onur, şeref ve haysiyetini en iyi şekilde temsil eden, milletimizin değerlerine sahip çıkan kişiler içindir. Milletimiz için en değerli makam olan şehitlik makamına karşı bu çirkin zihniyete sahip kişileri milletvekili olarak Gazi Meclisimizde görmek istemiyoruz. Halkın vicdanında yargılanmış olan bu kişinin en kısa sürede yargı önünde de hesap vermesini talep ediyoruz. Bu sebeple de bugün Vakfımız adına suç duyurusunda bulunduk. Gereğinin yapılacağına olan inancımız tamdır."

1 2 3