19 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan mevkidaşı Dendias ile basın toplantısı düzenlidi: 'Provokatif söylemlerden uzak durulmalıdır'

Ankara-Atina hattında gerçekleşen istikşafi görüşmelerin sonuncusu bugün Ankara'da yapıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Yunan mevkidaşı Nikos Dendias kritik görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu'nun ılımlı mesajlarının ardından Dendias, Türkiye'ye yönelik ağır ithamlarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, 'Dostum Niko' diye hitap ettiği Dendias'ın bu tavrına ise gereken karşılığı verdi.  Bakan Çavuşoğlu'nun basın toplantısındaki açıklamaları şöyle: Bugün gerçekleştirme konusunda gösterdiği anlayış için Niko'ya çok teşekkür ediyorum. Türkiye-Yunanistan arasında diyalog kanallarının canlandırılmasın olumlu buluyoruz. Atina'da da hem 62. istişareyi hem de iki bakanlık arasında siyasi istişareler toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıları son derece samimi bir atmosferde gerçekleştirilmesinden memnuniyet duyuyorum. Sorunların iki komşu ve müttefik arasında diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz. 3. taraflar üzerinden çözüm aramak doğru bir yaklaşım değildir. KRİTİK DOĞU AKDENİZ MESAJI Evet, Ege'de görüş ayrılıklarımız var. Doğu Akdeniz bağlamındaysa biz Türkiye olarak hakça paylaşımdan yana olduk. Ay sonunda Cenevre'de Kıbrıs konulu gayriresmi 5 + BM toplantısı gerçekleşecek. Bu Türkiye olarak bizim teklifimizdi. Bugün Niko'yla da ay sonunda Cenevre'de buluşmak üzere teyitleştik. Herkesin bu toplantıya açık fikirlerle gelmesi önemli. Ticari ve ekonomik ilişkilerimize iki komşu ülke olarak önem veriyoruz. Uçak seferlerinin başlamasını da önemli buluyoruz ama aynı zamanda sınır kapılarının da açılması ticaret bakımından önemlidir. TIR şoförlerimizin vize konusunda yaşadığı bazı sıkıntılar vardı. Bugün bu konudaki beklentilerimiz, taleplerimizi aktarma imkanımız oldu. TERÖRE KARŞI ORTAK MÜCADELE VURGUSU Terörle mücadele konusunu da samimi bir şekilde ele aldık. Özellikle FETÖ, PKK, PYD, DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadelemizde daha etkin bir işbirliği görmek arzumuzdur. Yasadışı göç konusu hem Türkiye'yi, hem Yunanistan'ı hem de AB'yi ilgilendiren bir sorun. 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesi konusunda AB ile görüşüyoruz. Bu insani konunun rekabet değil, iyi bir işbirliği alanı olması gerektiğine inanıyoruz. İkili konuları değerlendirirken hem Türkiye'de hem de Yunanistan'da azınlıklarımız var. Azınlıklarımızın yaşadıkları sorunları da gündemimize getirdik bugün. Biz Türkiye olarak, özellikle AK Parti iktidara geldiğinden bu yana Rum vatandaşlarımızın sorunları konusunda diyalog içinde pek çok olumlu uygulamayı hayata geçirdik.  Aynı yapıcı yaklaşımı Batı Trakya Türkleri dahil oradaki soydaşlarımız için bizim de beklememiz gayet doğaldır. Her iki ülkedeki azınlıkların huzur ve refah içinde olması bizlerin de yararınadır. "DİYALOG KANALLARININ AÇIK TUTULMASI ÖNEMLİ" Yunanistan'daki kültürel mirasımızın korunmasına büyük önem veriyoruz ve Osmanlı eserlerinin restorasyonuna hazırız. Niko Dendias çok sayıda eserin restorasyonu konusunda adımlar atıldığını söyledi. Bizde de Rum Ortodoks eserleri var. Bu eserlerin restorasyonu konusunda işbirliği yapabiliriz. Biz koşulsuz olarak bu diyaloğu sürdürmek istiyoruz ve ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Bugün önümüzdeki süreçte ilişkilerimizi geliştirmek için neler yapabileceğimizi görüştük. Bizim karşılıklı ziyaretlerimizden sonra liderlerimizin de bir araya gelmesini arzu ediyoruz ve sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda son derece olumlu olduğunu söylüyoruz. İlişkilerimizi daha iyiye götürme bakımından ve aramızdaki anlaşmazlıkların çatışma yoluyla değil, diyalog yoluyla çözülmesi için başlattığımız bu ziyareti olumlu buluyoruz. Hem Dendias hem Niko diyorum çünkü uzun yıllardır şahsi dostum 2003'ten bu yana. Dostum Niko'yu ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. MİÇOTAKİS'TEN RAMAZAN AYI MESAJI Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın konuşması şöyle: Başkan Sayın Erdoğan'a ve eski dostum sana teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca bu akşam beni iftar yemeğine davet ederek de beni onurlandırma vesilesiyle teşekkür etmek istiyorum. Sayın Başbakanımızın bütün Müslüman aleminin ramazan ayını kutladığı mesajını sizlerle paylaşmak istiyorum. Miçotakis hükümeti din özgürlüğüne özel bir önem atfetmekte. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin açık ve samimi bir ortamda son derece verimli olduğunu söyleyebilirim. Uzlaşamadığımız bütün konuları masaya yatırma fırsatı bulduk. İki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması gerekli. Türkiye de defaatle AB'ye üyeliğinin stratejik hedef olduğunu söyledi. İstikşafi görüşmelerin başlamasının, iki ülkenin bakanları arasında siyasi görüşmelerin başlamasını memnuniyetle karşılıyorum. Bugün birçok ikili konuya değindik. Dostum Mevlüt'le mutabık kaldık ki iki ülke arasındaki işbirliğini çeşitli alanlarda geliştirebiliriz. Ümit ediyoruz ki geçmiş yıllarda var olan ekonomik işbirliğimizin daha da ileriye götürülmesi. "TÜRKİYE İLE POZİTİF GÜNDEM İSTİYORUZ" Biz Türkiye'yle pozitif bir gündem oluşturabileceğimize inanıyoruz ekonomik alanda. Aramızdaki ekonomik işbirliğini de geliştirerek Türk-Yunan ilişkilerindeki mevcut havayı iyi yönde geliştirebiliriz. Pandeminin sonunda iki ülke arasındaki halkların ilişkilerini de yeniden tesis edebiliriz. Kışkırtıcı söylem ve eylemlerden uzak durmamız gerekiyor. Son dönemde ihlal eylemleri dramatik şekilde arttı ve bu eylemler ikili ortam oluşturulmasının önünde engel teşkil etmekte. Ben dün Patrik'le görüşme fırsatı buldum ve bu görüşme sırasında Türkiye'deki Yunan azınlıklarının sorunlarını dinleme fırsatı buldum. Yunanistan'da Müslüman azınlık var. Lozan Anlaşması'na göre buradaki azınlık Müslüman. Ayrıca yapmış olduğumuz görüşmelerde yalan haber, kışkırtıcı söylemlerden uzak durulması çağrısında bulundum. Birçok bölgesel konuyu da ele aldık. Bunların başında Kıbrıs konusu var. Biz BM zirvesine bütün tarafların iyi niyetle gelmesini ümit ediyoruz. "TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYORUZ" Türkiye - AB ilişkilerin de ele aldık görüşmemizde. Yunanistan Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor. Komşu ülkeler olarak AB ailesinin bir parçası olmuş Türkiye'den çok fazla şey kazanabiliriz. Türk halkının çoğunluğu ülkesinin AB'ye girmesini destekliyor. Bu yüzden AB Konseyi'nde de belirtildiği gibi vize serbestisi gibi önemli konuları ele almaya hazırız. Biz bu konuda yapıcı bir tutum takındık ancak AB ilke ve değerlerine saygı duymak gerekir. Bu da bütün üye ülkelerin egemenlik haklarına saygı duymaktan geçer. Bu çerçevede AB ikili bir yaklaşım benimsedi. Önlem alma ihtimali konseyin her zaman masasında bulunuyor. Eğer Türkiye bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse önlem ihtimalleri tekrar gündeme gelecektir. Hem ikili ilişkilerimize hem de Türkiye'nin AB üyeliğini etkileyen bir durum. Bu ne iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmakta ne de uluslararası hukuk ile. Türkiye BM Sözleşmesi'ni kabul etmiyor ancak bu sözleşme AB tarafından onaylandığı için AB müktesebatının bir parçasını teşkil etmekte. Muhtıra AB Konseyi tarafından kınandı. Göçmen ve mülteci konusuyla ilgili olarak ise bunun AB ile Türkiye arasında bir konu olduğunu söylemek istiyorum. Mevlüt'le görüşmemizde gene bir anlaşma imzalanmasından bahsettik ancak hep yeni bir anlaşma imzalansa da bunun başarılı olabilmesi için gerekli eylemlerin yapılması ve irade gereklidir. Son dönemde mülteci konususun Türkiye tarafından kullanılmasını da gündeme getirdim. Biraz sonra yemekte de görüşeceğimiz gibi, her iki ülke de uluslararası hukuk temelinde ve BMGK çerçevesinde toprak bütünlüğünü, egemenliğinin ve bağımsızlığının korunarak sorunların çözümünden yana. Miçotakis hükümetinin görüşü bu şekildedir ve ben bu görüşü Ankara'da ifade etme fırsatı buldum. Ümidimiz ilişkilerin daha da ileriye gitmesi yönünde. Bugün bir adım attık ve bunun halklarımızın menfaatine bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bugün bu mecradan sevgili dostum Mevlüt'ü Atina'ya davet ediyorum. DENDİAS'IN AÇIKLAMASININ ARDINDAN BAKAN ÇAVUŞOĞLU'NDAN SERT ÇIKIŞ
 Ben konuşmamda Yunanistan'ı itham edici bir söylemde bulunmadım ama ilk görüşmesinin daha pozitif bir atmosferde geçmesini umuyordum. Ama kabul edilemez ithamlarda bulundu. Türkiye'nin Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal ettiğini söyledi. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz bu konularda görüş ayrılığımız var ve bundan sonra bu konuları kendi aramızda görüşmemiz konusunda mutabık kaldığımız halde ben bunun cevabını vermek durumunda kalırım. Biz Rum Ortodoks azınlığı Rum Ortodoks olarak kabul ediyoruz ama 'Biz Türküz' diyen azınlığı Türk olarak kabul etmemeniz insani değildir. Bunların Türk ismini kullanmasına müsaade etmiyorsunuz. Bunlar Rum Müslümanlar mı? Bunu böyle kabul etmek zorundasınız. Anlaşmalar konusunda farklı düşünebiliriz, Libya'yla olan anlaşmalar. Fakat AB Komisyonu'nun bunu kınaması bir şey ifade etmez. AB'nin deniz yetki alanlarıyla ilgili bir rolü, yetkisi yoktur. Göç konusunu biz ne AB'ye ne Yunanistan'a karşı kullandık. Göç konusunda insani davrandık ve mutabakatı harfiyen uyguladık. Biz içeride bunları konuştuk ve dört yılda 80 bin insanı denize ittiğinizi konuştuk ama basının önünde konuşmadık. Ama buraya çıkıyorsunuz basının önünde mesaj vermek için böyle konuşuyorsunuz. Tüm bunlara rağmen Türkiye olarak 3. taraflar olmadan iki ülke arasında bu konularda görüş ayrılıklarımızı azaltmaya hazırız. Ama basının önünde ülkemi ağır bir şekilde itham edersiniz bunun da cevabını vermek durumundayım.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir araya geldi! Basın toplantısında önemli açıklamalar

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Antalya'da bir araya geldikten sonra düzenledikleri ortak basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. İşte toplantıdan önemli satır başları... Çavuşoğlu toplantıya şu sözlerle başladı: "Bu toplantıyı bu sefer Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Ayrıca sayın Putin, Cumhurbaşkanımızı Rusya'ya davet ettiler. Bir sonraki toplantı ise Moskova'da yapılacak. Birçok konuda görüş alışverişinde bulunduk. Geçen seneyi telafi ettik, bizim hedefimiz 100 milyar dolar hedefidir. Çalışmamız gerekiyor, ekonomiyle ilgili diğer çalışma gruplarımız da bir araya gelecek. Turizm tabii önemli. Rusya'nın en son 22 Haziran itibariyle ülkemize uçuş sınırlamalarını kaldırmaları isabetli bir karar oldu. Rus turistlerin de dört gözle beklediği bir karardı. Diğer taraftan bizim salgınla mücadelede de işbirliğimiz başından beri devam etti. Sputnik V aşısının 400 binlik dozu Türkiye'ye geldi. Bu aşının ortak üretimi konusunda da birimlerimiz çalışıyor. Güvenli turizm bakımından da bu tür işbirliğimizi devam ettirmek arzusundayız. İkili ilişkilerimizde ciddi bir sorun görmüyoruz. Var olan küçük sorunları da birlikte çözme azmimiz var. Bölgesel konularda da bugün görüş alışverişinde bulunduk, Suriye'yi ele aldık, Karabağ yine bugün bölgesel konularımızdan bir tanesiydi. Amacımız bu ülkelerde istikrarın kalıcı olması. Suriye'de siyasi bir süreç için Rusya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. İşbirliğimiz somut sonuçlar doğuruyor, liderlerimiz arasında samimi bir dostluk var. Dostum Lavrov ile kapsamlı işbirliğimizi daha da ileri taşımak için çalışmaya devam edeceğiz." Bakan Çavuşoğlu bu önemli açıklamalardan sonra sözü mevkidaşı Lavrov'a bıraktı. Sergey Lavrov ise bu önemli görüşmeyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Çok teşekkür ederim Mevlüt Bey. Çok kapsamlı bir şekilde konuları ele aldık. İşbirliğimiz çok yönlü olarak devam ediyor. Beşeri, iktisadi alanlarda işbirliğimizi sürdürüyoruz. Liderlerimiz arasındaki mutabakatları hayata geçirmek için çalışıyoruz. Toplantı yakın bir zamanda Moskova'da yapılacaktır. Akkuyu'da çalışmalar aktif olarak devam ediyor. Bu kapsamda kesintisiz olarak Türk Akımı'nın çalışması için çalışmalar yürütüyoruz. Koronavirüs pandemisi kapsamında Sputnik V aşısının Türkiye'ye sevkiyatı ile birlikte üretimini önlemli görüyoruz. Devasa bir proje gündemde... Turizm çok büyük bir popülariteye sahiptir. Bu turizmin gelişimi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kendileri her türlü tedbirin alınacağı bize teyit ettiler. Biz Azerbaycan'da ortak Rus merkezinin faaliyetlerini takdirle karşılıyoruz. Buradaki çabalar, ulaşımın yeninden tesis edilebilmesi için önem taşımaktadır. İdlib'de askerden arındırılmış bölge oluşturulması kapsamındaki çalışmaları ele aldık. Mutabakata vardık, Suriye sorununun BM bünyesinde barışçıl şekilde çözümlenmesi için fikir beyan ettik. Ortadoğu, Afganistan, Ukrayna'daki durum ele alındı. Bu tür temaslar düzenli olarak yapılıyor. Aynı şekilde dış politika koordinasyonu konusunda çalışma yürütüyoruz. SORU CEVAP Bakan Çavuşoğlu: Cumartesi günü Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün temelini attık. Evet, siz de söylediniz. Şu anda boğazdan geçen trafiğe baktığınızda ciddi bir risk oluşturuyor. Ve her bakımdan ihtiyacı olduğu için yıllar önce ortaya konulan proje için somut adımlar atmaya başladık. Bu projeyi hayata geçirmek için ilgili kurumlarımız çalışıyor. Uluslararası şirketlerden de çok ciddi ilgi ve talep var. Bazen Türkiye'de de dışarıda da tartışmalar oluyor. Ne Kanal İstanbul'un Montrö'ye bir etkisi var, ne de Montrö'nün Kanal İstanbul'a bir etkisi var. Ayrıca Montrö Anlaşması'nın nasıl revize edileceği ya da sonlandırılacağı anlaşmanın içinde var. Türkiye bugüne kadar Montrö Anlaşması'na harfine kadar uymuş bir ülkedir. Kanal İstanbul'u inşa ederek Boğaz'daki riski azaltacağız. Montrö Anlaşması'yla herhangi bir ilişkisi yoktur, Kanal İstanbul bizim iç hukukumuza tabi olacak. Lavrov: Ben de ilave etmek isterim, biz Türk dostlarımızla Montrö Sözleşmesi kapsamında yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda memnunuz. İstanbul Kanalı yabancı askerlere zemin hazırlamaz. Görüşmeler konusunda Cumhurbaşkanı bugün açıklama yaptı, olup biteni kapsamlı olarak değerlendirdi. ABD'liler Cenevre'de konuşulan bütün konuları kendi çıkarları doğrultusunda değerlendiriyor. Bir heyetimiz hazırlanıp görüşmeler yapacak. Bu tür ön görüşmeler kapsamında her iki tarafın çıkarlarına uygun sonuç olabilir. Birbirimizden ne beklememiz gerektiğini biliyoruz. Burada tuhaf bir durum var, biz dürüst bir şekilde yaklaşmak istiyoruz. Bizim kaynaklarımıza saldırılar ne olacak? ABD'lilerin yaklaşımı pek doğru bir yaklaşım değildir. 

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Pakistan Başbakanı Şerif ile ortak basın toplantısında önemli açıklamalar: İlişkilerimizi her alanda ileriye götüreceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Vahdettin Köşkü'ndeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Sözlerine, Pakistan Başbakanı Şerif'e ve beraberindeki heyete "Hoş geldiniz" diyerek başlayan Erdoğan, Pakistan için ürettikleri 4 MİLGEM korvet gemisinin üçüncüsü olan Khaiber'i bugün denize indirdiklerini söyledi. Erdoğan, derin tarihi, kültürel ve beşeri bağların bulunduğu Pakistan'ın Türk milletinin gönlünde her zaman özel bir yeri olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkelerimiz ve halklarımız arasında bilhassa zor zamanlarda sergilenen dayanışma ve karşılıklı desteğin eşi benzeri yoktur. Son dönemde gerçekleşen terör saldırılarında şehit düşen askerler ve hayatını kaybeden sivillere Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Pakistan'ın terörizmle mücadelesini desteklediğimizi burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Daima Pakistan'ın acısını acımız, sevincini sevincimiz ve başarısını başarımız olarak gördük, görüyoruz." "Bu anlayıştan hareketle geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketlerinde derhal tüm imkanlarımızla Pakistanlı kardeşlerimizin yanına koştuk." diyen Erdoğan, o oluşturdukları hava köprüsü ve demir yoluyla insani yardım malzemelerini 15 uçak ve 13 iyilik treni ile afet bölgelerine sevk ettiklerini dile getirdi. "Kardeş Pakistan ve can Azerbaycan'la üçlü formattaki işbirliğimiz de hızla gelişiyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomatik ilişkilerin tesisinin 75. yılını kutlarken, Türkiye ve Pakistan halkları arasındaki kardeşlik bağlarından aldıkları güç ve ilhamla ilişkileri her alanda ileriye götürmek için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini söyledi. Pakistan Hava Yolları'nın İstanbul seferlerinin yeniden başlamasını da memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "Güney Asya'da barış ve istikrarın temininde önemli rol oynayan Pakistan'la birçok başarılı ortak işbirliği projemiz bulunuyor. 1 milyar dolara ulaşan ikili ticaret hacmimiz istikrarlı şekilde artışını sürdürüyor. 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmak için gerekli siyasi iradeye ve kararlılığa sahibiz. Değerli kardeşimin ziyaretleri kapsamında yarın iş dünyamızın temsilcileriyle yapacağı görüşmeler de şüphesiz bu çabalarımıza büyük katkı sağlayacaktır. FETÖ terör örgütünün Pakistan'daki yapılanmasına karşı vakitlice alınan önlemler ve bu konudaki desteği için tüm Pakistan makamlarına bir kez daha teşekkür ediyorum." Görüşmelerde ikili işbirliğinin yanı sıra ortak gündemde yer alan önemli bölgesel ve uluslararası konularda da fikir teatisinde bulunduklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Kardeş Pakistan ve can Azerbaycan'la üçlü formattaki işbirliğimiz de hızla gelişiyor. Ortak değerleri paylaşan Türkiye ve Pakistan Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve D8 gibi bölgesel ve uluslararası platformlarda dayanışma içinde hareket etmektedir. Afganistan'da barış ve istikrarın tesisi, Afgan kardeşlerimize karşı insani görevimizin ötesinde ortak tehdit ve riskler bakımından zaruridir. Afgan halkının karşı karşıya bulunduğu insani krizin etkilerinin giderilmesini teminen çalışmalarımızı el birliğiyle sürdüreceğiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün suya indirdikleri MİLGEM korvet gemisinin Pakistan için hayırlı olmasını temenni ederek, Şahbaz Şerif'in şahsında Pakistan halkına selam ve muhabbetlerini iletti. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: İkinci yuvamızdayız, Türkiye'deyiz. Yüreğimiz teröristlerin şehit ettiği kişilerle. Terörle mücadeleye destek vermeye hazırız. İşbirliğini daha da artırmanın zamanı geldi.

1 yıl önce

İBB’ye yönelik terör soruşturmasının basın toplantısında Canan Kaftancıoğlu Ekrem İmamoğlu’nu neden yalnız bıraktı?

Kaftancıoğlu dışında tüm İstanbul il başkanlarının toplantıda yer aldığını ifade eden Saymaz, “Kaftancıoğlu’nu aradım. Neden katılmadığını sordum. Yurtdışında okuyan kızını havalimanına götürdüğünü, toplantı ile uçak saati çakıştığı için gelemediğini anlattı” dedi. "İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile yaptığı baş başa görüşmede Kaftancıoğlu ile yaşadığı gerilimi masaya getirdi" Yazısına, “Bu arada, Saraçhane sürecine rağmen İmamoğlu ve Kaftancıoğlu gerginliği yatışmadı” notunu düşen Saymaz, “Hatta İmamoğlu, geçen pazar günü Ahlatlıbel’de Kılıçdaroğlu ile yaptığı baş başa görüşmede, şikâyet ve anlaşmazlık konularından biri olarak Kaftancıoğlu ile yaşadığı gerilimi masaya getirdi. ‘Bu mesele artık çözülmeli’ dedi” diye yazdı.

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun siyasi rekabetleri kutsal değerleri de tanımıyor: Türbede basın toplantısı, seçim öncesi cuma namazı…

SEYYİD MAHMUT HAYRANİ TÜRBESİNE GİTTİ Akşehir ziyareti kapsamında ilk durağı ‘dedem’ dediği, ailesinin kökeninin dayandığı ve ‘baba ocağı’ olarak adlandırılan Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi oldu. Türbede dua eden CHP Liderinin soy kütüğüne ait bir bilgilendirme yapıldı. KILIÇDAROĞLU KONYA NÜFUSUNA KAYITLIYMIŞ Bilgilendirmede Kılıçdaroğlu’nun Konya Akşehirli olduğu, dedesi Seyyid Mahmud Hayrani’nin Kureyşan Ocağı’na mensup olduğu aktarıldı. Yapılan bilgilendirmede şu ifadeler kullanıldı: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun ataları Türkmenistan, Afganistan Türkistanı olarak bilinen ve Horasan yakınlarındaki Hayran bölgesinden, Selçuklularla beraber dalgalar halinde Harran eyaletindeki Adıyaman beldesine, oradan Karaman eyaleti Konya Akşehir’e yerleştikten sonra 1243’te Akşehir’den, 1335’te Kayseri-Sivas bölgesindeki Alaaddin Ertena Beyliğinden ve 1466’da Karaman Beyliği’nden üç dalga halinde Tunceli’ye göçmüşlerdir.” https://twitter.com/bugunguncel/status/1619331288141561857?s=46&t=bD-pVjyu0g18eTpLeGqWsg ‘TURGUT ÖZAL İLE GECE YARILARINA KADAR ÇALIŞIRDI’ Bilgilendirmenin devamında ise Turgut Özal ve Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki detay ortaya çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu Gelirler Genel Müdürlüğü’nde görevliyken merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile gece yarılarına kadar devlet bütçesi için çalıştıkları ifade edildi. ‘ÖZAL, KILIÇDAROĞLU’NU AYAKTA ALKIŞLARDI’ Kemal Kılıçdaroğlu ve Turgut Özal diyaloğuna ilişkin ise şu metinler paylaşıldı: “Merhum Özal, sayın Kılıçdaroğlu’nu ayakta karşılardı. Merhum Turgut Özal, ‘Türkiye’de peygamber soyundan gelen birçok aile vardır. Ancak benim tanıdığım iki aileden biri Kılıçdaroğlu ailesidir”, diyor. Alemdar Yalçın’ın çalışmalarında Kemal Kılıçdaroğlu’nun ailesinin Kureyşan ocağına mensup olduğu, Horasan Türkmenlerinden ve Ehli Beyt soyundan geldiği belirtilmektedir. Kureyşan cemaati, Selçuklu ve Osmanlı döneminde büyük saygınlığı olan Kureyşan ocağına mensuptur. CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ailesi ve ataları bu cemaate mensuptur.” CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun türbe ziyaretine CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener’de eşlik etti.

6 ay önce

CHP'nin medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı Eren Erdem'in basın toplantısına sadece 1 gazeteci katıldı

CHP'nin Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem'in bugün düzenlediği basın toplantısını bir gazeteci takip etti.

6 ay önce

ABD Başkanı Biden, İsrail'de basın toplantısında konuştu! İşte Biden'ın skandal konuşmasından notlar

ABD Başkanı Joe Biden İsrail'e gelip Netanyahu ve Hertzog görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında kan donduran bir açıklamaya imza attı. İsrail'in düzenlediği saldırılardan bahsetmeyen Biden, İsrail'e saldırıldığını belirterek caydırıcılık adına daha çok silah vereceğini ima etti. Biden, İsrail'in hastane saldırısı sonrasında 'İsrail yalnız değil' diyerek İsrail'in savunması için eşi benzeri görülmemiş bir destek paketi isteyeceğini duyurdu.

1 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile ortak basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan ile anlaşmaların imza töreni ve ortak basın toplantısına konuştu. Erdoğan, "Tanzanya'dan ülkemize 14 yıl sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyorum. İstişaremizde terör meselesini de ele aldık. FETÖ ile mücadele konusunda Tanzanya'dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya tarafından etkili ve somut adımlar göreceğiz." dedi.