28 Mart Perşembe 2024
3 yıl önce

Yeni dönem başlıyor: Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de eli güçlenecek

Türkiye, doğu akdeniz, kktc, enerji, ersin tatar, mustafa akıncı, rusya, abd, fransa

3 yıl önce

F1 Türkiye Grand Prix’sinde heyecan bugün başlıyor

F1 Türkiye Grand Prix'si antrenman turları, F1 yarışları ne zaman, saat kaçta ve hangi kanalda yayınlanacak?

3 yıl önce

Sosyal ağlar için son çağrı: Reklam yasağı başlıyor

Kararın uygulanmasından itibaren 30 gün içinde söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 90’a kadar daraltılması için hakimliğe müracaat edebilecek. Sosyal ağ sağlayıcıları, yaklaşık 5 ay sonra dahi Türkiye’de temsilcilik açmayı kabul ederlerse kendilerine o güne kadar kesilen cezaların yüzde 75’i affedilecek

2 yıl önce

Kobani davası başlıyor

Hakkında gözaltı kararı verilenler arasında terör örgütü PKK'nın sözde dağ kadrosundan Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Rıza Altun, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Sabri Ok, Salih Müslüm Muhammed ile kadın yapılanmasından Azime Yılmaz ve Hacire Ateş de yer aldı. Soruşturmayı tamamlayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosu, 2 bin 676 müştekinin bulunduğu 3 bin 530 sayfa ve 6 ciltten oluşan 108 sanıklı iddianame ile 300 ek klasörü 30 Aralık 2020'de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. "Azmettirici" sıfatıyla olay tarihinde ülke genelindeki terör eylemlerinden sorumlu tutulan 28'i tutuklu, 6'sı tutuksuz, diğerleri ise firari sanıklar hakkında, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "nitelikli adam öldürme" suçlarından 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca sanıklar 29'ar kez "öldürmeye teşebbüs," 3 bin 777'şer kez "mala zarar verme", 25'er kez "alıkoyma", 395'er kez "hırsızlık", 15'er kez "yağma", 308'er kez "iş yeri ve konut dokunulmazlığı ihlali", 13'er kez "Türk bayrağını yakma", 7'şer kez "Atatürk'ü Koruma Kanununa muhalefet" ile suçlandı. İddianamenin kabul edilmesinden sonra olay tarihinde HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan HDP Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, dönemin MYK üyelerinden Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Hakkı Saruhan Oluç ile Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Van Milletvekili Sezai Temelli ve İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü hakkında hazırlanan fezlekeler 19 Şubat 2021'de Meclis'e gönderildi. TALİMAT ÖCALAN'DAN, ÇAĞRI HDP'DEN İddianameye göre terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan 22 Eylül 2014'te, "Halkımızı topyekun bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum." açıklamasıyla Kobani olaylarının fitilini ateşledi. Kısa süre sonra DEAŞ'ın Kobani'ye saldırması üzerine HDP yöneticileri de peş peşe açıklamalarda bulunarak terör yandaşlarından sokaklara çıkmalarını istedi. HDP'nin sosyal medya hesabından, "Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK'dan halklarımıza acil çağrı" başlığıyla yapılan paylaşımda, "Kobani'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz." ifadeleri kullanıldı. Ayrıca toplantı sürerken yapılan yazılı açıklamada da uluslararası kurumların, demokratik kitle, emek ve meslek örgütlerinin Kobani'de yaşananlara karşı harekete geçmesi gerektiği belirtilerek, "Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı 7'den 70'e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bundan böyle her yer Kobani'dir." denilerek sokak eylemlerine bir kez daha davetiye çıkarıldı. Aynı gün benzer bir açıklama yapan HDP Kadın Meclisi de terör örgütü YPJ-YPG ile dayanışma gösterilmesini istediği açıklamasında, "Bütün kadınları YPJ-YPG ile, Kobani halkı ile dayanışmaya, Türkiye'nin her yerinde alanlara, sokağa, aktif eylemselliğe çağırıyoruz." ifadesini kullandı. Örgüt elebaşlarından Murat Karayılan da "Sınırlar kalkmalı, Urfa ile Kobani birleşmeli. Bu direnişe katılmak esas alınmalıdır." mesajını verdi. Sözde KCK yürütme eş başkanı, Bese Hozat kod Hülya Oran ise 7 Ekim 2014'te, "Tüm sokaklar Kobani sokaklarına dönüştürülmeli, eyleme geçilmelidir. Kendi öz savunmasını güçlendirerek, 'her yer Kobani, her yer direniş-serihildan' anlayışıyla direnişini zafere taşımalıdır." ifadelerini kullanarak eylemlerinin yoğunlaşmasını istedi. Bu çağrılar üzerine Türkiye genelinde yaşanan terör eylemlerinde 37 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı. KOVİD-19 TEDBİRLİ DURUŞMA Kobani davası, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişiminden sonra Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde inşa edilen 1464 kişilik 1 Nolu Salonda görülecek. Bahtiyar Çolak mahkeme başkanı, Yıldıray Kaya ve Ergin Yılmaz üye hakimler olarak kürsüdeki yerini alacak. İddia makamında ise Cumhuriyet Savcısı Cemalettin Şimşek görev yapacak. Koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında müştekiler, sanıklar ve taraf avukatları ile basın mensuplarının alınacağı salona izleyici giremeyecek. Bu kişiler, HES kodu sorgusunun ardından kendilerine ayrılan bölümde duruşmayı takip edecek. Bununla birlikte 4 metrekareye 1 kişi düşecek şekilde yeniden dizayn edilen 1464 kişilik salonun dolması halinde kalan müşteki ve taraf avukatları ile sanık yakınları aynı yerleşkedeki başka salonlarda video konferans yöntemiyle dev ekranlardan duruşmayı izleyebilecek. Güvenlik önlemleri kapsamında cezaevi yerleşkesinin çevresinde iki arama noktası kurulacak ve mini dronlarla gün boyu havadan takip yapılacak.

2 yıl önce

Bakan Varank: KOSGEB başvuruları pazartesi başlıyor

Bu açıklamanın ardından HDP'den cevap gecikmedi. HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Ağıralioğlu'nu kastederek bir tweet attı. Kenanoğlu, "Yavuz it havlamış yine…!" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: Vaka, ağır hasta ve vefat sayılarındaki belirgin düşüşle gördük, görüyoruz. Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz. Bu konudaki detayları kabine toplantımızın ardından milletimizle paylaşacağız. Niyetimiz mayıs ayı sonuna kadar ihtiyatlı hareket etmeyi sürdürmektir. Haziran ayı itibariyle tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz. Milletimin şundan emin olmasını istiyorum. Salgının ülkemize sirayet ettiği günden beri aldığımız tedbirlerin, kısıtlamaların tek amacı 84 milyon vatandaşımızın her birinin sağlığını, hayatını, geleceğini korumaktır. Mecbur olmadığımız hiçbir tedbire başvurmadık, başvurmayacağız. Amacımız dünyanın tamamıyla birlikte yaşadığımız bu sıkıntılı sürecin en az hasarla atlatılabilmesini sağlamaktır. Üretim tarafında bunu başardığımızı memnuniyetle görüyoruz. Hiçbir vatandaşımızın kendini sahipsiz hissetmemesi için devletimizin tüm imkanlarını seferber ederek sosyal destekleri ciddi oranda artırdık. Salgın döneminde vatandaşlarına ve etkin sosyal destek sağlayan ülkeler arasında yer alıyoruz. Pek çok gösterge ülkemizi aydınlık yarınların beklediğine işaret ediyor. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız sürece bizi bekleyen güzel günlere ulaşmamıza hiç kimse mani olamayacaktır. Türkiye kadim tarih, medeniyet ve kültür bağları sebebiyle geniş bir coğrafyanın mesuliyetini üzerinde taşıyan büyük bir ülkedir. Ülkemizin merkezinde yer aldığı bu geniş coğrafyada yaşanan olumlu veya olumsuz her hadise bizi doğrudan ilgilendiriyor. Gönül dostlarımızın ve kardeşlerimizin sevinci sevincimiz, sıkıntısı sıkıntımız, hüznü de hüznümüzdür. İSRAİL'E TEPKİ Filistin topraklarında ve özellikle Kudüs'te yıllardır devam eden Ramazan ayının son günlerinde ise iyice yoğunlaşan saldırılar nedeniyle bayrama buruk girdik. Dertliyiz, derdimiz var. Gücü sadece sabilere, mazlumlara yeten terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında hem üzüntülü, hem öfkeliyiz. Türkiye'nin bu konudaki tavrı tamamen ilkeseldir. Dün Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, bugün de zulme karşı da aynı hissiyatla harekete geçiyoruz. Dün Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna nasıl izin vermemişsek, bugün de Mescidi Aksa'ya uzanan ellere aynı şekilde karşı çıkıyoruz. Bugün tüm dünya görmezden gelse bile İsrail'in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz. Yoğun bir diplomasi faaliyeti yürüttük. 19 ülkenin devlet ve hükümet başkanıyla telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Kendileriyle hem bayramlaştık hem de Kudüs'te ve diğer Filistin şehirlerinde yaşanan hadiseler konusundaki endişelerimizi paylaştık. Kısacası bir diplomasi yürüttük. Muhataplarımızla benzer hissiyatlarımızı paylaştığımızı gördük. Uluslararası toplumun bu konudaki duyarsızlığından üzüntü duyuyoruz. Siyasi kaygılarla, şu veya bu sinsi hesapla İsrail'in döktüğü kanlara, yaptığı saygısızlığa sessiz kalarak veya açıkça arka çıkarak ortak olanlar bir gün sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir. Eğer İsrail'in Filistin'de bilhassa Kudüs'te sergilediği saldırganlığı derhal durdurmazsak yarın herkes kendini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır. Bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır. Üç dinin mukaddeslerine ev sahipliği yapmasınn ötesinde Kudüs, tüm insanlığın ortak mirasıdır. İşte bunun için Kudüs tüm dünyadır. Oradaki Müslümanlar da tüm insanlıktır diyoruz. Türkiye olarak BM bünyesinde bu doğrultuda başlatılacak her girişime aktif destek vermeye, barış için sorumluluk üstlenmeye ve fedakarlık yapmaya hazırız.

2 yıl önce

Yeşil dönüşüm başlıyor! Milli geliri yüzde 7 artıracak…

Paris Anlaşması’nın onaylanmasına ilişkin kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edilip, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından gözler bundan sonra Türkiye’nin atacağı adımlara çevrildi. Türkiye’nin ilk adım olarak, “enerji, atık, ulaşım, binalar ve tarım” sektörlerindeki emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlarını güncelleyip, BM sekreteryasına sunması planlanıyor. SICAKLIK ARTIŞI 1,5 DERECE Paris Anlaşması, temel olarak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne dayanıyor ve Kyoto Protokolü’nün sona erme tarihi olan 2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin düzenlenmesi amaçlanıyor. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefini, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin olabildiğince altında, mümkünse 1,5 derece seviyesinde tutulması oluşturuyor. Bu kapsamda, Paris Anlaşması’nı onaylayan ülkelerin, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak ve 2050’ye kadar sera gazı emisyonlarını sıfırlamak için taahhütlerini hayata geçirmesi gerekiyor. 4 SEKTÖR İLK SIRADA Türkiye, 2015’te BM Sekretaryası’na sunduğu ulusal katkı beyanı çerçevesinde emisyon artışını 2030 itibarıyla yüzde 21 azaltma taahhüdünde bulunmuştu. Paris Anlaşması kapsamında, Türkiye’nin 2030 hedefindeki ulusal katkı beyanlarını güncelleyerek, yeniden sunması planlanıyor. Ulusal katkı beyanları, taraf ülkelerin ulusal koşulları çerçevesinde kendi belirledikleri bağlayıcı olmayan gönüllü hedeflerinden oluşuyor. Türkiye de bu kapsamda ulusal katkı beyanında, “enerji, atık, ulaşım, binalar, tarım” sektörlerinde emisyon azaltım hedeflerine yer verecek. 2053 HEDEFİ NET SIFIR EMİSYON Paris Anlaşması kapsamında, iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye’nin bir diğer önemli hedefini ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “2053 yılında net sıfır emisyon hedefi” oluşturuyor. Net sıfır emisyon, özellikle fosil yakıtlardan kaynaklı sera gazlarıyla bunları yutan, yok eden okyanus ve yeşil alanların birbirine eşitlenmesi anlamına geliyor. Türkiye, bu konuda oluşan emisyonların yutak alanlarla dengelenmesi için hem denizlerin kirlilikten korunması hem de ormanların ve korunan alanların artırılması için yürütülecek çalışmalarla, bu dengenin kurulmasını sağlayacak.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Önümüzdeki yıl milli elektrikli lokomotifimizin üretimine başlıyoruz."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından notlar; Ülkemizi uzun yıllar boyunca havacılıkta temsil eden Atatürk Havalimanımız bugün de önemli organizasyona ev sahipliği yapıyor. Bundan sonra da yarışmalara, fuarlara ev sahipliği yapmayı sürdürecektir. Hedef 2023 diyerek şuralarımızı gerçekleştirmiştik.  Bugün de mevcut durum ve geleceği konuşuyoruz. Bu yatırımlar konusunda nereden nereye geldiğimize baktığımızda ciddi yol katettiğimizi görüyoruz.  Bundan sonrası için yapmamız gereken işleri eksiklerimizi yeni ihtiyaçları da görüyoruz. Salgın ve iklim değişikliği gibi son dönemde ağır sonuçlarıyla yüzleştiğimiz küresel krizler kendi gerçeklerini dayatmaktadır.  Ulaşım ve haberleşme sektöründe de ciddi değişimlere de neden olmaktadır. Dünyanın yeni ve köklü değişimin eşiğinde olduğunu görüyoruz. Bu süreci ülkeler ve toplumlar olarak doğru okur ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirirsek hayırlı bir iş yapmış oluruz.  SALGIN VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİBİ KÜRESEL KRİZLER KENDİ GERÇEKLERİNİ DAYATMAKTADIR Eğer harekete geçiremezsek insanlığı ağır bir kaosu beklediği açıktır. Türkiye önümüzdeki yeni sürecin öncülüğünü yürütmektedir. Uzakdoğu'yu batıya bağlayan baharat yolu ve ipek yolu gibi önemli noktalar bu coğrafyadan geçiyor.  Bu güzel coğrafyanın sakinliği olarak insanlığa olan katkıları sunmak için hazırız. 19 yılda kurduğumuz güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısı yeniden inşa sürecine giren küresel yönetim ve ekonomi sisteminde hedeflediğimiz yere varma konusunda bize büyük avantaj sağlıyor.  Salgın döneminde insan gücünün önemini sağlık hizmetlerinde hep birlikte gördük. Üretim ve lojistik konusunda aynı topla ile karşı karşıyayız. Bu alandaki altyapımız da oldukça güçlüdür.  Türkiye'yi hala eski hali ile hatırlayanlara işbirliği fırsatlarını genişletmek istiyoruz. Bizim diğer birçok ülkeden farkımız sadece kendimiz kazanmanın değil birlikte kazanmanın peşinde olmamızdır. Dostlarımıza hep bu teklifle giriyoruz.  Biz karayolundan demiryoluna havayolundan deniz yoluna kadar ulaşımı başardık. Türkiye olarak ulaştırma ve haberleşme alanlarında 1 trilyonluk kamu yatırımını hayata geçirmiş ülkeyiz.  Bu yatırımların bir kısmını tekrar ifade etmek isterim. Bölünmüş yol uzunluğunu 6.101 km'den aldık, 28.340 km'ye çıkardık. Böylece yolcu ve yük taşımacılığında hızlı konforlu güvenli karayolu taşımacılığını kurduk.  Otoyol uzunluğumuzu 1714 km'den 3532 km'ye yükselttik. Balkanlardan ülkemize giriş kapısı olan Edirne'den Şanlıurfa'ya kadar kesintisiz otoyol ulaşımına sahip ülkeyiz.  Aydın Denizli, 1915 Çanakkale Köprüsünün de yer aldığı projelerle 2023'te otoyol uzunluğumuzu 4100 km üzerine çıkarıyoruz. 14300 km daha yüksek standartlı tek yolu ülkemize kazandırdık.  Toplam tünel uzunluğunu 50'den 631 km'ye, köprü uzunluğunu 311'den 710 km'ye çıkardık. Ülkemizde ne aşılmaz dağlar, ne geçilmez vadiler bıraktık. Bu eserlerle artık karayolu ulaşımı vatandaşlarımız için külfet olmaktan çıktı.  ÜRETİMİNE ÖNÜMÜZDEKİ YIL BAŞLIYORUZ Osmanlı'dan Cumhuriyet'in ilk yıllarından kalan demiryolu ağlarımız ihmal edilmişti. Hiçbir ilave yapılmadan teslim aldığımız 12803 km demiryolu ağımızı tamamen yeniledik. Sinyalizasyon çalışmalarında önemli mesafe katettik. YHT hatlarını işletmeye açtık. 3500 km yeni demiryolu hatlarımızın inşası sürüyor.  YHT hatlarında Ankara Sivas kısmını açıyoruz. Birçok güzergâhta çalışmalar sürüyor. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu sayesinde kesintisiz tren seferi yapılabilmesini mümkün hale getirdik.  Raylı sistem araçları üreten firmalarımızı tek çatı altında topladık. Milli elektrikli lokomotifimizin üretimine önümüzdeki yıl başlıyoruz. Hızlı tren tasarımını tamamladık. Prototip tasarımı kısmındayız.  En büyük atılım alanlarından biri havayolu taşımacılığıdır. Yurtiçinde havalimanı sayımızı 26'dan 56'ya çıkardık. Yakında 61'e ulaşacak. Yurtdışı uçuşlarımızın sayısını 50 ülke 60 noktadan 127 ülke ve 329 noktaya yükselttik.  3 yıldır hizmette olan İstanbul Havalimanımız en iyiler arasında 2. Avrupa'da en yoğun havalimanı arasında ilk sırada. Türkiye'nin büyük vizyonunun sembolüdür. THY de yerini sürekli yükseltiyor.  Denizyolu payını 4 kat arttırdık. Dış ticaretimiz denizyoluyla 158 milyar doları buldu. Birçok limanın genişletilmesiyle denizyolunda ticaretimizi arttırma peşindeyiz.  Deniz taşımacılığındaki en büyük projemiz Kanal İstanbul'dur. 10 yıl önce gündeme getirdiğimiz Kanal İstanbul fiilen uygulama aşamasına gelmiştir. İlk somut adım Sazlıdere'dir. Diğer işler de belli plan dahilinde sürdüreceğiz.  Geniş bant internetten operatör tarifelerine kadar standartlarımızı yükseltiyoruz. Tüketen takip eden değil üreten konumuna geçmektedir amacımız. Millilik yerlilik oranlarını yükseltme peşindeyiz.  Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce açıklamalarda bulundu. Karaismailoğlu'nun açıklamalarından notlar; Şuramıza 55 farklı ülkeden ulaşım iletişim konusunda kanaat önderleri, ulaştırma bakanları katıldı. Ekonomi ve ulaşım konularının ülkelere etkilerini tartıştık. Mega projelerimiz sadece milletimizin takdirini kazanmamış, uluslararası çevrelerde de takdir ediliyor. Stratejik konumumuzun bize yüklediği misyon ile ülkemizi en üst noktaya taşıyoruz. Dev ulaşım projeleriyle ne kadar kararlı ve iddialı olduğumuzu gösteriyoruz. 1915 Çanakkale Köprüsü alanında dünyanın en büyük köprüsü olacaktır. Çalışmalarımızı başarıyla sürdürüyoruz. Kanal İstanbul'u hayata geçiriyoruz. Uluslararası ölçekte ulaşım ve kalkınma projesidir. Türk boğazlarını kullanan tüm ülkeler için büyük önem arz etmektedir.

1 2 3 4 5 6 7