29 Mart Cuma 2024
3 yıl önce

Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım’dan güzel haber var

binali yıldırım, semiha yıldırım, son başbakan, covid-19, terst, negatif, sağlık, koronavirüs, pcr

2 yıl önce

Binali Yıldırım: Peker'in iddiaları kesinlikle iftiradır, yalandır, şiddetle reddediyoruz

çıkışında, oğluyla ilgili atılan iddialara ilişkin gazetecilerin sorularını cevaplayarak, "Bugünkü yayınladığı videoda oğlum Erkan Yıldırım'ı da zikretti. Öncelikli bu kesinlikle iftiradır, yalandır, şiddetle reddediyoruz. Bizimle uyuşturucuyu yan yana getirmek, bize yapılabilecek en büyük hakarettir, en büyük yanlıştır, tümüyle reddediyoruz. Bu olsa olsa çamur at, izi kalsın türünden bir suçlamadır. Unutmayalım ki, çamur atanın önce kendi elleri kirlenir. Oğlum Venezüella'ya gitmiştir. Orada bahsedildiği gibi ocakta şubatta değil, geçen sene aralık ayında gitmiştir. Ve beraberinde covid ile mücadele amacıyla orada ihtiyaç sahiplerine test kiti, maske gibi bir takım malzemeler götürüp dağıttı. Ziyaret amacı da bundan ibarettir. O esnada Venezüella'da seçim olduğu için Türkiye dostluk grubu da oradaydı. O münasebetle onlarla da birlikte oldu. Bazı sosyal medya paylaşımlarda resmi heyetle gittiği ifade ediliyor. Bu da gerçek dışıdır, yanlıştır. Kendi imkanlarıyla, kendi biletini alarak, masraflarını karşılayarak, o ziyareti gerçekleştirmiştir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım, organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu

"İftiradır, yalandır" AK Parti İstanbul İl Binası önünde açıklama yapan Yıldırım, "Bu kesinlikle iftiradır, yalandır. Şiddetle reddediyoruz. Bizimle uyuşturucuyu yan yana getirmek bize yapılacak en büyük yanlıştır. Tümüyle reddediyoruz. Olsa olsa "çamur at izi kalsın" yönünde bir suçlamadır. Unutmayalım ki ilk çamur atanın elleri kirlenir. Oğlum Venezuela’ya gitmiştir. İddia edildiği gibi ocak, şubat ayında değil, geçen sene aralık ayında gitmiştir. Orada koronavirüs test kiti, maske ve yardım malzemeleri dağıtmıştır. Ziyaret amacı da budur." ifadelerini kullanmıştı. Erkam Yıldırım, organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Süleyman Soylu ve Binali Yıldırım'a destek

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: 14 aydır devam eden salgın sürecinde milletimizin güvenliği, aşını, işini korumak için devletin tüm imkanlarını seferber ettik. Pek çok ülkenin aksine kamu güvenliğini tehdit edecek bir olumsuzlukla karşılaşmadık. Vatandaşlarımızı ve esnaflarımızı yalnız bırakmadık. Merkezi yönetim bütçesinden ilaç, tıbbi malzeme, sağlık personeline ek ödeme gibi kalemler için yaptığımız harcamalar yıl sonunda 104 milyar lirayı bulacak. 645 bin emeklimizin maaşını 1500 TL'ye çıkardık, bayram ikramiyelerini de 1100 TL'ye yükselttik. Vergi indirimleriyle devletin 26 milyar lirayı bulan alacağından vazgeçtik. 7 milyon haneye çeşitli defalar nakit yardımı gerçekleştirdik. Şu ana kadar saydığım ödemelerin tutarı Haziran sonu itibariyle 181 milyar liraya ulaşacaktır. 400 bin firmanın, 8 milyon vatandaşın, 848 bin esnafın faydalandığı kredilerin toplamı 315 milyar lirayı geride bırakmıştır. Ertelenen borçların yıl sonunda 219 milyar lirayı bulacaktır.. Salgından etkilenen tüccar, sanayici için nefes kredisi için de çalışmalara başlandı. Çiftçilerimiz için de sezo0nu açılan hububat ve bakliyat alım fiyatlarını ilan ettik. Bakliyatta alım fiyatını kırmızı mercimekte 5 bin liraya, nohutta 4 bin 50 TL'ye çıkardık. Çayda kilo fiyatını 4 TL olarak belirledik. Salgının başından bu yana 661 milyar liralık kaynakla milletin her kesiminin yanında olduğumuzu gösterdik. Türkiye'nin 2021 büyüme oranının, tahminlerin çok ötesinde gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum. BU SİNSİ OPERASYONU AKAMETE UĞRATACAĞIZ AK Parti olarak en büyük başarımız hükümetlerimiz döneminde çalışacakları iş sağlamak olmuştur. Son dönemde ülkemizdeki güven ve istikrar iklimini hedef alan saldırıların gerisinde insanımızın elindeki bu büyük imkanı alarak gençlerimizi karamsarlığa sürükleme olduğu açıktır. Oyunları, tuzakları bozacağız. Bu sinsi operasyonu akamete uğratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.  Sadece hakka ve hakikate bakarak yolumuza devam edeceğiz. Kimin terör örgütleriyle, kimin suç çeteleri ile yeminli Türkiye düşmanları ile yürüdüğünü memleketimiz görüyor.  Biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız müddetçe, hiçbir senaryo ülkemizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamaz, milletimizle aramızdaki uhuvveti bozamaz. AK PARTİ'NİN İKTİDARA GELMESİYLE YENİ BİR DÖNEMİN PERDELERİ AÇILDI Türkiye'yi siyasetten teröre kadar her alanda ağır maliyetleri olan 1990'lı yılların istikrarsızlık dönemi 3 Kasım 2002 seçimleri ile sona ermiştir. Milletimiz AK Parti'yi iktidara getirerek yeni bir dönemin perdelerini açmıştır. Benim üniversiteye girdiğim dönemde üniversiteye girme şansı 10'da birdi. Şimdi bu 10'da 10'a yükseldi. Eğitim yolculuğu bitmeyen ve bitmeyecek olan bir mücadeledir. Şehir hastanelerimiz salgın döneminde adeta destan yazan kurumlar haline dönüştü. Adalet insanın en çok hassasiyet gösterdiği konudur. Adaletin temelinde dışa bağımlılığı kaldırma vardır. Bağımsız ve tarafsız yargı da adaletin temelidir. Vesayete selam duran, darbelerin, darbe girişimlerinin aparatı olan, vicdanını ve aklını kiraya veren bir yargı, dışa bağımlıdır. Biz işte buna son verdik. YENİ ANAYASA YARINLARA BIRAKACAĞIMIZ EN DEĞERLİ MİRAS Geçmişte belli bir ideolojiye hizmet eden Hakimler ve Savcılar Kurulları'nı önce vesayet güçlerinin ardından FETÖ'nün yargıyı araçsallaştırdığı dönemlerin ağır tecrübelerini hep birlikte ağır bedeller ödeyerek yaşadık. Bugün aynı kurulda milletin seçtiği Cumhurbaşkanı ve vekillerin seçtiği üyeler var. Dün seçim gerçekleştirildi. Kurula üye seçilmesinde uzlaşmayı sağlayan siyasi partilere teşekkür ediyorum. Bu uzlaşma yeni anayasa çalışmaları içinde ümit vericidir.  Siyaset kurumunun, demokrasimizin kazanımlarını ve milli iradeyi siyasi tarihimize mühürleyecek yeni bir Anayasa yapacağına inanıyorum. İnşallah, yeni Anayasa da milletin vicdanından, milletin kanaatinden çıkacak; yarınlarımıza, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miras olacaktır. 1. yargı paketi ifade özgürlüğünün güvencesini arttıran değişiklikler yapmıştık. 2. yargı paketinde infaz aşamasına ilişkin çözüm bekleyen konuları ele almıştık. 3. yargı paketinde hukuk davalarında yargılamanın daha etkin yürütülmesine ilişkin reformlar yapmıştık. E-duruşma uygulaması salgın sürecinde yargının işleyişine büyük kolaylık sağlamıştır. Reform çalışmalarımızın yeni halkasını oluşturan 4. yargı paketi de yakında meclisimize sunulacak. Bu paketle idari yargıda vatandaşın işini kolaylaştıran, ceza yargılamasında güvenceleri artıran çok önemli yenilikler getiriliyor. Hemen ardından beşinci yargı paketi için kolları sıvıyoruz.  Hemen ardından 5. yargı paketi için kolları sıvıyoruz. amacımız 15 Temmuz'da milletin yazdığı destanı hukukla taçlandıran yargının daha iyi işlemesidir.  İktidara geldiğimizde emniyet konusunda tarihi başarılara imza attık. Terör örgütlerinin, suç çetelerinin cirit attığı Türkiye'yi güvenli bir ülke haline getirdik. Terör meselesini ülkemizin gündeminden çıkarmak için dünyada tecrübe edilmiş tüm yolları denedik. Çözüm süreci diye hafızalara kazınan yöntemle terör örgütlerini suhuletle sınırlarımızdan çıkarmanın yollarını aradık. PKK'nın bu yaklaşımını kendi emelleri için kullandıklarını görünce de teröristlerin başını ezmekte tereddüt etmedik. FETÖ'yü devlet ve toplum hayatımızdan kazıyıp atmak için yoğun çaba harcıyoruz. İriliş ufaklı pek çok terör örgütünü eylem yapamaz hale getirdik. Suç örgütlerine karşı da tavizsiz bir mücadele yürüttük. SÖZDE BABALARIN RACON KESTİĞİ TÜRKİYE GERİDE KALDI Geçmişte etki sahibi olan suç örgütlerini 19 yıl boyunca ellerindeki imkanları alarak birer birer çökerttik. Bir dönem ülkenin dört bir yanında türemiş, kerameti kendinden menkul, cafcaflı lakaplarla anılan sözde babaların racon kestiği Türkiye’yi, hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik. Uyuşturucu suçları ile mücadele ederken kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Dünyada uyuşturucu suçlarına en ağır ceza verilen ülkelerin başında geliyoruz. Sadece son 3.5 yılda 750 bine yakın uyuşturucu suçu şüphelisi gözaltına alınmıştır. Organize suç örgütlerine karşı 5 yılda 21 binden fala kişi gözaltına alınmış, 8 bine yakın kişi tutuklanmıştır. Kaçakçılık operasyonlarında da tarihi rekorlar kırılmıştır. Suç sayıları azalırken suçların aydınlatılma oranları da giderek yükselmektedir. Terörle, suç örgütleriyle mücadelede elde ettiği başarılar birilerini de rahatsız etmiştir. Nerede nasıl adım atılacağını iyi bilmek lazım. Burası Rize. Rize'nin uşağına bu şekilde hakaret edip, Netenyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacağı budur. Gelin hanıma çok ileri gitmeden ders verdiler. Bu da Rizeli'nin adabını gösterir. İkizdere yetmedi, Çayeli'ne gitti. Orada da gereğini yaptılar. Trabzon'da da hiç meydana çıkamadan uçağa binip Ankara'ya döndün. Bu daha bir. Daha neler olacak. Bunlar daha iyi günler. Bu ülkede ahde vefa vardır. Ahde vefa olmazsa bu millet affetmez.  İÇİŞLERİ BAKANIMIZIN YANINDAYIZ Ülkede mikserler var. İçişleri Bakanımız Soylu'yu hedef alan saldırıların gerisinde ülkedeki huzur ikliminden duyulan rahatsızlık var. Suç örgütleriyle mücadelede İçişleri Bakanımızın yanında olduk, yanındayız ve yanında olacağız. Binali Yıldırım arkadaşımızın oğlu üzerinden hedefe alınması asıl niyeti gösteren bir başka işarettir. Bu tezgahı da Allah'ın izniyle bozacağız. Buradan sesleniyorum Bay Kemal, Bayan Meral size buradan ekmek çıkmaz, boşuna uğraşmayın. Suç çetelerinin mensuplarını dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar takip ediyoruz. Bu suçluları da ülkemizde getirip yargıya teslime dene kadar peşlerini bırakmayacağız. Gereken cevaplar muhatapları tarafından verilmiştir. Tarafların başvurusu üzerine başsavcılıklar da gereken tahkikatlara başlamıştır.  Eski Türkiye'nin hastalığı olan toplumu suç çeteleri eliyle düzenleme gayretlerinin yeniden hız kazandığını görüyoruz. Bu yöntemi FETÖ de uzunca bir süre sinsice kullanmıştır.  BOŞUNA UĞRAŞMAYIN, SEÇİM HAZİRAN 2023'TE Türkiye'yi ısrarla DEAŞ parantezine alma girişimlerini de sınır ötesi harekatlarla yerle bir ettik. Ekonomimize yönelik saldırıların da aynı oyunun parçası olduğu şüphe götürmez hakikattir. Ülkemizi suç örgütleri üzerinden hem içerde hem uluslar arası alanda kıskaca almak, bundan siyasi sonuç üretmek peşindeler. Ortada makul hiç bir sebep olmadığı halde seçimin 2023'te yapılacağını söylememize rağmen erken seçim teranesi tutturanların sufleyi nereden aldıkları malumdur. Boşuna uğraşmayın, seçim Haziran 2023'tür. Seçimle veya seçimsiz iktidar sözü edenleri de unutmamak gerekiyor. CHP GENEL MERKEZİ TACİZCİLERİN İŞGALİ ALTINDA Bugün suç çetelerinden medet umacak kadar çapsız, ilkesiz bir muhalefet anlayışı vardır. Kendini kullandırmaya, ülke düşmanlarının değirmenine su taşımaya bu kadar gönüllü bir muhalefetin olduğu yerde terör örgütlerine de çetelere de gün doğuyor. Milletimizin her bir ferdinin hakkını, hukukunu nasıl gözettiysek inşallah yarın da aynı şekilde halkımızın emrinde çalışmayı sürdüreceğiz. Geçenlerde malum bir tane CHP'linin yargı tarafından nasıl bir cezaya çarptırıldığı taciz sebebiyle malum. Bunu biz söylemiyoruz, her türlü medyada yerini aldı. CHP Genel Merkezi tacizcilerin, onları koruyanların işgali altındadır. Tecavüzcülerin, onları koruyanların, hırsızların, onları koruyanların işgali altındadır. Terör örgütlerinin siyasi uzantılarının işgali altındadır. Milleti İttifakı adı altında CHP ile yol yürüyen herkes de bu utanç tablosunun ortağıdır.  Önceki gün ülkemizi ziyaret eden Polonya Cumhurbaşkanı ile verimli bir görüşme gerçekleştirdim. Savuna sanayinde işbirliğinin verimli sonuçlarının ortaya çıktığını görüyoruz. Türkiye, Polonya ile İHA'ların satışı konusunda anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşma Türkiye'nin NATO ve AB üyesi bir ülkeye yaptığı ilk yüksek teknolojiye sahip İHA satışı olması açısından da çok önemlidir.

2 yıl önce

Binali Yıldırım: Kıbrıs bizim için siyaset üstüdür et ve kemik gibiyiz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Ulusal Birlik Partisi (UBP) 22. Olağan Genel Kurultayı başladı. UBP KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Üç adayın yarıştığı kurultayda, konuşmalar ve faaliyet raporların okunması ile oy verme işlemi gerçekleştirildi. Lefkoşa Atatürk Spor Salonu’nda yer alan kurultayın açılışına KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da katıldı. Divan Başkanı olarak Sunat Atun, yardımcılığına Menteş Gündüz, üyeliğe Özdemir Berova, İzlem Gürçağ Altuğra ve Yasemin Öztürk seçildi. Başkanlık divanının oluşturulmasının ardından saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ile devam eden kurultay açılış programı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, UBP Genel Başkanı Ersan Saner ve misafir konukların konuşması ile devam etti. 'TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRDİM' UBP Genel Başkanı Ersan Saner de kurultayda yaptığı konuşmada, yaklaşık bir yıl süren UBP Genel Başkanlığı ve 11 ay sürdürdüğü Başbakanlık dönemini ve hedeflerini anlattı. Saner, partinin gelecekteki üç yıllık planını yaparken siyasi bir komplo ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Saner, hayatı boyunca en güçlü insanın kendisiyle barışık olan insan olduğu inancıyla çalıştığını, inandığı değerler için çalıştığını, siyasi etiğe önem verdiğini, çalmadığını, çırpmadığını kaydetti. 'ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN 1 TL BİLE KULLANILMADI' Örtülü ödenekten bir TL kullanmadığını, halk çıkarlarını koruduğunu, partiyi bir arada tutmak, hükümeti yürütmek çerçevesinde UBP geleneklerine uygun davrandığını, Türkiye ile el ele yürüdüğünü ifade eden Saner, “Herkes görevden kaçarken görevi aldım hükümet kurdum, zor bir dönemde iktidar olmanın zorluklarını yaşadım, arkadaşlarımla çalıştım tek başına iktidarın konuşulmasına kadar geldim, Türkiye ile ilişkileri geliştirdim, Maraş açılımı, Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanı ile tam uyum içinde çalıştık, ne söz verdiysek hükümette yerine getirdik” dedi. KKTC, COVİD KONUSUNDA DÜNYANIN EN İYİ 5 ÜLKESİNDEN BİRİ Covid döneminde ülkeye 500 bin doz aşı getirildiğini, eğitim ve turizmin açıldığını, canlandığını ifade eden Saner, Türkiye ile protokoller imzaladığını, bütçe ve alt yapının gelişmesine katkı sağladığını söyledi, “Covid salgınında dünyanın başarılı 5 ülkesinden biriyiz” ifadesini kullandı. E-devlet binası altyapı çalışmaları yol çalışmalarının sürdüğünü, sulama projesinin devam ettiğini ifade eden Saner, yeni dönemde de, devlet hastanesi temeli, Ercan açılışı, dijital dönüşüm, enerji sorununu aşmak gibi planları olduğunu, ancak “siyasi, etik dışı bir komplo sonucu ortaya çıkan sorunla ilgili hukuk mücadelesi yürüteceğinden dolayı adaylığını geri aldığını” söyledi. Kendisine karşı yapılanlara siyasi ve hukuksal mücadelesinin devam edeceğini ifade eden Saner, “Partinin geleceği için bunu yaptım. Vicdansızlık, koltuk uğruna genel başkanına bu komployu kuranlara ve başındakilere geçit vermeyeceğim” dedi. Saner, adaletten şaşmadan, UBP değerlerine sahip çıktığını söyledi ve hataları varsa halktan affını, partililerden de helallik isterken, bir kişi hariç herkese hakkının helal olduğunu söyledi. BİNALİ YILDIRIM: KKTC VE TÜRKİYE ET VE TIRNAK GİBİ Binali Yıldırım da AK Parti Genel Başkanvekili olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletti. Yıldırım, UBP’nin başarılı bir kurultay geçirmesini ve ülkeye, halka hayırlı olmasını diledi. Türkiye'nin 98. kuruluş yılını kutladıklarını belirten Yıldırım, Atatürk ve silah arkadaşlarını andı, KKTC’nin de bu coşkuya ortak olduğunu, bundan mutlu olduklarını vurguladı. Türk halkının her zaman bağımsız ve hür yaşadığını ifade eden Yıldırım, Kıbrıs’ın Akdeniz’de sadece bir ada olmadığını, KKTC’nin de sıradan bir devlet olmadığını, Anadolu’nun, Türk milletinin ayrılmaz parçası ayrıca Kıbrıs Türk halkının bağımsız hür egemen yaşamasının Türkiye’nin milli davası olduğunu kaydetti. Kıbrıs Türk halkının hakkını her zaman her alanda koruyacaklarını ifade eden Yıldırım, KKTC’nin bölge için önemine işaret etti, geleceğe emin adımlarla yürümenin tek ses, tek yürek olmaktan geçtiğini söyledi. Yıldırım, UBP’nin kurucusu Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı da yad ederek, Türk milletinin hiç bir dönem boyunduruk altına girmediğini girmeyeceğini vurguladı, vatan, hürriyet ve istiklal uğruna şehit olan herkesi andı. Kıbrıs Türk halkının birlik beraberlik içerisinde hareket etmesinin önemine işaret eden Yıldırım, siyasetin zorluklarına işaret etti, siyasette etik içinde hareket edilmesi gerektiğini, bunu yapanlara karşı dik durulması gerektiğini vurguladı. Yıldırım, FETÖ örneğini vererek, “Sayın Başbakan bunlar önemli değil, geçecektir, önemli olan Türkiye ile KKTC’nin el ele omuz omuza yolculuğudur. UBP’nin birlik beraberlik içinde bu sorunları çözeceğine, siyasi istikrarsızlığa sebep verilmeyeceğine eminim” dedi. Yıldırım, kurultaydan istikrar ve güvenin çıkacağına inanç belirtti. “Kıbrıs bizim için siyaset üstüdür, et ve kemik gibiyiz, parti hükümet fark etmeden daima KKTC’nin yanında olduk olmaya devam edeceğiz” diyen Yıldırım, Kıbrıs görüşmelerinde de ülkeye UBP’nin sahip çıktığını söyledi. 50 yıl süren müzakerelerde bir arpa boyu yol alınamadığını, Rum zihniyeti değişmedikçe çözüm olmayacağını bildiklerini ifade eden Yıldırım, yeni dönemde ortaya konan “eşit egemen iki devlet kabul edilsin” sesinin her yerde yankılandığını ve Kıbrıs’ta artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının ilan edildiğini söyledi. KKTC’nin BM ve AB tarafından haksızlığa uğradığını, KKTC ve Türkiye’nin el ele vererek mücadelesini sürdüreceğini, iki ay yıldızlı bayrağın buralarda dalgalanmaya devam edeceğini ifade eden Yıldırım, “Kuzey Kıbrıs’ın gasp edilmiş hakları geri alınana kadar mücadelemiz sürecek” dedi. KKTC, GÜNEY'İN MERHAMETİNE BIRAKILAMAZ Birleşmiş Milletler’in de artık yeni parametreleri gündeme alması gerektiğini ifade eden Yıldırım, “Haklı davayı sonuçlandırmak için var gücümüzle çalışacağız. Kıbrıs Türk halkı Güney’in merhametine bırakılamaz, hak ve çıkarlarınız Türkiye’nin garantörlüğü altındadır ve ilelebet devam edecektir, bunu herkes kafasına yazsın” ifadelerini kullandı. Yıldırım, kurultayda kazanan kim olursa olsun ülkeyi iyiye ileriye götürmesi için destek vereceklerini, hedefin ülkenin ve Türkiye ile ilişkilerin ileriye taşınması olduğunu söyledi. ERSİN TATAR'DAN BİRLİK ÇAĞRISI Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da UBP’nin 22. Olağan Kurultayı’nın ülkeye hayırlı olmasını diledi. Tatar, UBP’nin her zaman birlik ve beraberliğini koruduğunu ifade ederek UBP’de siyaset yaptığı dönemi işaret etti ve cumhurbaşkanı seçilmesinde önemli yeri olan partililere teşekkür etti. Kurultay sonucunda ortaya çıkacak iradeye herkesin saygı duyması ve birlik beraberlik içinde geleceğe yönelik adımların atılmasının önemine işaret eden Tatar, önemli olanın ülkenin ve halkın refahı, güçlü bir KKTC olduğunu kaydetti. Türkiye tarafından da desteklenen yeni siyasetin desteklenmesi ve iki devletli egemenlik temelinde bir anlaşmanın dünyaya anlatılmasının önemine işaret eden Tatar, federal çözümün geride kaldığını yeni siyaset temelinde bir anlaşma için çalışmaları yürüttüklerini söyledi. Tatar, bu konuda atılan adımlarda ve Türkiye ile ilişkilerde güçlü bir UBP’nin önemine işaret ederek UBP Kurultayı’nın hayırlara vesile olmasını diledi, ulusal davaya sahip çıkılmasının önemine vurgu yaptı. Tatar, ülkenin geleceğe güvenlik içinde ekonomik gücü ve kalkınmasıyla yürümesinin en büyük beklentisi olduğunu ifade etti. Konuşmaların ardından kurultayın açılış programı sona erdi. Oylamaya geçildi. Oylama yarın 19.00’a kadar sürecek. Oylamanın ardından sayım yapılacak. Herhangi bir adayın, toplam üye sayısının oylarının yarısından bir fazlasını alamaması halinde kurultay ikinci tura kalacak. En çok oyu alan iki aday bir hafta sonra gerçekleşecek ikinci turda yarışacak. İkinci turda en çok oyu alan aday UBP Genel Başkanı olacak.

2 yıl önce

Binali Yıldırım'dan Kılıçdaroğlu'na 'helalleşme' yanıtı: Helallik verelim demek ki gitmeye karar verdi

AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım, Gümüşhane’de partisinin İl Danışma Toplantısı'na katıldı. Burada partililere seslenen Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helallik’ çıkışıyla ilgili konuştu. "Türkiye’yi hazmedemeyenlerin olduğunu biliyoruz, onları da rahatsız etmeye devam edeceğiz." diyen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: "Ana muhalefet partisi genel başkanı, helallik istiyor; verelim gitsin. Demek ki gitmeye karar verdi, hayırlı olsun. Bizim milletimiz, cömerttir; helallik isteyene helalliğini verir. Bizim helallik vermemiz yetmez, 2023’te helallik sandıkta görülecek. Eğer bir insanı sevmezseniz ülkeye hizmet edemezsiniz. Bizim başarımızın arkasında millet sevdası ve sevgisi var. Bu sevgi öyle bir sevgi ki yıllar geçtikçe azalan değil artarak devam eden bir sevgidir. 2020’nin başından beri bütün dünyanın dengesi bozuldu. Yani o kadar güçlü ülkeler o kadar zengin ülkeler bu mikrop pandemi vesilesi ile çaresiz ve güçsüz kaldılar. Topu topu yarım gramdan az bir mikroptan bahsediyorum. 8 milyarlık dünyamızı kasıp kavuruyor ve elimizden bir şey gelmiyor. Hayat durdu en zor şey değerli kardeşlerim belirsizliktir. Krizi yönetebilirsiniz, kriz olur deprem olur, Allah göstermesin sel olur, kriz olur, yangın olur, bunları yönetebilirsiniz ama belirsizliği yönetemezsiniz." Türkiye’nin tarihten gelen sorumluluğunun olduğunu kaydeden Yıldırım, “Türkiye sadece Türkiye değil, gençler değerli kardeşlerim; Türkiye bugün etrafında 1,5 milyar nüfus 30 milyon dolar milli gelirine sahip ve çok büyük bir coğrafyaya hitap ediyor. Dolayısıyla bizim tarihten gelen sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmenin başlıca yolu da dik durmak ve 2023’e emin adımlarla yürümek. Cumhurbaşkanı'mız telefonla bağlanarak hedeflerini ve isteklerini sizlere belirtti. Ülkemiz için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Biz yolları bölerken dedik ki yolları böldük, hayatları ve gönülleri birleştirdik. Yolları böldük Türkiye’nin doğusunu batısına kuzeyini güneyine yaklaştırdık ancak tek bir şeye izin vermedik. Yolları böleriz, Türkiye’yi böldürtmeyiz. Çok şükür bugün Türkiye’nin gündeminde terör yok. Tıpkı pandemide olduğu gibi terör olduğunda da gördük ki hiçbir şey yapamıyoruz. Şimdi Amerika gibi bir ülke düşünün dünyanın her yönden ekonomi olarak, askeri güç olarak büyük ülkesi. Dünyanın ayarı bozuldu. Bütün ülkeler aynı sorunu yaşıyor” dedi.

2 yıl önce

Aksakallılar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım: Rusya ve Çin Türk Devletleri Teşkilatı'nın doğal üyesidir

AK Parti Genel Başkanvekili, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Moğolistan Ulusal Üniversitesinin ortak olarak kurduğu Türkoloji Enstitüsü'nün açılışını yaptı. Tören öncesinde konuşan Yıldırım, “Türkiye, Türk Devletleri ve Akraba Toplulukları” başlıklı konferansta konuştu. Konferansta Türk Devletleri Teşkilatı’na ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, “Rusya ve Çin de bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir.” dedi. Balkan devletlerinin de bu teşkilatın doğal üyesi olduğunu ekleyen Yıldırım, şöyle konuştu: “Nahcivan anlaşmasıyla 2009’de Türk Keneşi, Türk Konseyi Teşkil edildi ve bugün 7 üyeye sahip. Macaristan ve Türkmenistan gözlemci üye, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan Özbekistan, Kırgızistan asıl üye olarak yoluna devam ediyor. Tabi bu sayı gelecek yıllarda artacak, nasıl artacak? Akraba devletler yani aynı kökten gelen dilleri konuşan veya bünyelerinde Türklerin yaşadığı devletler de bu topluluğun doğal üyesidir. Moğolistan bunlardan biridir. Ayrıca balkan coğrafyasında Macaristan başta olmak üzere Bulgaristan, Bosna Hersek, Sırbistan, Arnavutluk ve Makedonya, bütün balkan devletleri bu teşkilatın doğal üyesidir ve ileride topluluğa dahil olacaktır. Ayrıca Rusya ve Çin de bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir. Bu geniş coğrafyada üzerimize düşen büyük görev ve sorumluluk var. Bunun farkında ve bilincindeyiz.” Binali Yıldırım’ın konuşmasından öne çıkanlar özetle şu şekilde: 'Bu ülkeleri ortak bir gelecek hedefinde birleştirmektir' “Bazılarının aklına ‘Türkler eski rüyalarını mı görüyorlar’ gibi birtakım sözler geliyor. Esas itibariyle olay şudur; Bir BM var, ana şemsiye örgütü. Onun altında da daha küçük topluluklar, bölgesel işbirlikleri var. Arap Birliği, Afrika Birliği, Karayip ülkelerinin, Güney Amerika ülkelerinin oluşturduğu birlik, Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şanghay İşbirliği Örgütü var. İşte bunlara benzer bir örgüt de Türk Devletleri Teşkilatı’dır. Amacı nedir? Bölgesel işbirliğini geliştirmek, bölgede yaşayan insanların refahını yükseltmek, güvenliğini kalıcı hale getirmek, kalkınmada, ulaşımda, iletişimde, ekonomide, ithalat ve ihracatta, kültürdeki farklıların giderilerek bu ülkeleri ortak bir gelecek hedefinde birleştirmektir.” 'Sayın Putin’in de kararlı ve adil davranışının hakkını teslim etmemiz lazım' “Azerbaycan 44 gün savaşıyla 30 yılda halledemediği meselesini halletti. Bağımsız devletler oluşurken, Sovyetler dağılırken, bu fırsatı ganimet bilen Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 25’ini işgal etti. 1 milyon kişi memleketlerini terk etmek zorunda kaldı. Azerilerin tabiriyle ‘kaçkın, göçkün’ durumuna düştüler. 30 yıl boyunca BM, AGİD, MİS Grubu gibi organizasyonlarla bu sorun çözülmeye çalışıldı. Fakat havanda su dövüldü, hiçbir sonuç alınamadı. Neticede haklısınız fakat alacağınız yok dendi, ertelendi. İşin sonunda, iş başa düştü. Azerbaycan, kendi topraklarındaki işgalcileri 44 günde attı ve bu süreçte Türkiye’de her türlü desteği verdi. “Burada Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’in de kararlı ve adil davranışının hakkını teslim etmemiz lazım. Hatırlarsınız o dönemde Ermenistan diasporası ile baskı kurduğu zaman Sayın Putin, ‘Niye telaş içerisindesiniz, bir savaş yok, Azerbaycan kendi topraklarındaki işgali sonlandırıyor.’ diyerek meseleyi çok açık şekilde ortaya koymuştur. Bu da bölgenin huzur ve selameti için bir devlet adamından beklenecek çok önemli bir tavırdır.” “Amacımız refahın ortak paylaşımını sağlamak, bölgesel sorunları ve huzursuzlukları ortadan kaldırmak, insanlarımızın geleceğini tehdit eden terör belasında ortak ve bir duruşu sağlamak ve özellikle Kafkasya ve Orta Asya’ya kadar uzanan topraklardaki her türlü yardımlaşmayı, işbirliğini geliştirmek. Temel hedefimiz ‘dostları arttırmak, düşmanları azaltmak’tır. Türk Devletleri Teşkilatının da amacı budur.”

2 yıl önce

Binali Yıldırım: İstanbul seçimlerinde yalanın siyaseti başroldeydi

Yıldırım, parti genel merkezinde AK Parti Genişletilmiş Bilgi ve İletişim Teknolojileri Eğitim İstişare Toplantısı'na katıldı. Şu anda hayatları, bütün alışkanlıkları ve iş yapma şekillerini kökten değiştirecek bir sürecin yaşandığını ve bunun adına "dijital dönüşüm süreci" denildiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti: "Şimdi artık güçlü devlet yok, süper devlet yok. Şu anda dijital imparatorluklar kuruluyor. Dünyayı artık dijital imparatorluklar idare ediyor. Seçimleri etkiliyorlar, rejimleri değişime zorluyorlar, dünyanın herhangi bir yerinde karışıklık çıkarmaya da çalışıyorlar. Her şey bu dijital imparatorluklar marifetiyle yapılmaya çalışıyor." Yıldırım, içinden geçilen bu dönüşüme endüstri 4.0 veya dördüncü sanayi devrimi denildiğini hatırlatarak, bu dönüşüm nedeniyle gelecek yıllarda pek çok meslek dalının yok olacağını ve yeni meslek dallarının ortaya çıkacağını söyledi. AK Parti iktidarlarının döneminde ulaşım ve teknoloji alanında yapılan yatırımları anlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "2008 yılında tarihi bir karar aldık ve e-Devlet'i kurduk. e-Devleti kuran öncü ülkelerden biriyiz. İsim vermeyeceğim ama o zaman Bakanlar Kurulumuzda olan, bugün de partimizde olmayan, bize karşı muhalefet yapan arkadaşlarımızdan bazıları e-Devlet'e şiddetle karşı çıktılar, 'Bu bir fantezidir, buna ne gerek.' var dediler. Biz de ısrarla inat ettik, inat da bir murattır dedik, e-Devlet'i kurduk." "57 MİLYON KİŞİ E-DEVLET'İ KULLANIYOR" Yıldırım, e-Devlet aracılığıyla 842 kuruma yönelik 6 bin 170 hizmetin verildiğini ve toplam kullanıcı sayısının 57 milyon olduğunu bildirerek, Türkiye'nin dijital dönüşüm sürecinde yapması gerekenlere ilişkin, şunları söyledi: "Yapmamız gereken bir kere bu değişimi okuyup uzun vadeli istihdam programlarımızı gözden geçirmek, eğitim sistemimizi süratle buna göre dönüştürmek. Yani yeni iş alanları, yeni meslekler, geleceğin teknolojilerinin eğitim programımızda daha çok yer almasını sağlamak. Yani efendim işte Lidyalılar, Frigyalılar tamam bunları da bilelim de ağırlıklı olarak geleceğe yönelelim. Gelecekte ne bizi bekliyor? Bunları, çocuklarımızın, yavrularımızın hayal gücünü artırmaya yönelik yeni programları, yeni müfredatı belirlememiz lazım. Yarın Milli Eğitim Şurası var. Burada herhalde bu vizyonu ortaya koyacak, onu takip edeceğiz." "İSTANBUL SEÇİMLERİNDE YALANIN SİYASETİ BAŞROLDEYDİ" AK Parti'nin dijital dönüşüm ile bilgi, iletişim teknolojileri alanlarında hızla yapması gereken işlerin olduğunu dile getiren Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sanal alemde haberleşmek isteyen, fikirlerini beyan etmek isteyen ve bizim fikirlerimizi öğrenmek isteyen milyonlar var. Ben bunu İstanbul seçimlerinde yaşadım. İstanbul seçimlerinde yalanın siyaseti başroldeydi. Sosyal medyada yalanı ilk söyleyen kazandı. Yalan da bizim lügatimizde, siyasetimizde yer almadığı için biz uzak durduk. Sosyal medya sorumsuz medya değildir, sanal alem yalan alem değildir. Bunlara dikkat etmemiz lazım. İşin etik yanları da tabiatıyla önemli. Yani her şey kazanmak olmamalı ama etik değerleri yok sayarak kazanmanın bu ülkeye de faydası yok, kazanana da bir faydası olmaz." Sosyal medyanın toplumları mobilize etme, hareketlendirme ve kanaat oluşturmada çok etkin hale geldiğinin altını çizen Yıldırım, "Dolayısıyla bu araçlardan, bu platformdan sızlanmak yerine bu araçları en iyi, en etkin şekilde kullanmanın yollarını daha çok bulmamız lazım. Burada donanımımız, mücadele ederken aynı araçlarla olmazsa buradan sonuç alamayız. Dolayısıyla sosyal medyayı en etkin şekilde kullanmamızın yolu da yine bu Başkanlığımızın yapacağı faaliyetlerden geçiyor." şeklinde konuştu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri de dijital alanın artık siyasi söylemlerin paylaşıldığı bir yer olmanın ötesinde, bizatihi kendisinin siyasetin konusu haline geldiğini ifade ederek, "Dijital siyaset kavramı yerini dijitalin siyaseti kavramına bırakmaktadır. İşte bu açıdan baktığımızda AK Parti tam da bu dönemde kurulmuş olması kesinlikle bir tesadüf değildir." değerlendirmesinde bulundu.

1 2