25 Nisan Perşembe 2024
3 yıl önce

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten kalkınmış ülkelere çağrı: Yeşil enerjiye yatırım yapın

birleşmiş milletler genel sekreteri antonio guterres, japonya, kovid-19, çevre bakanı koizumi şinciro

3 yıl önce

Birleşmiş Milletler (BM), İzmir'de meydana gelen depremin ardından 'yardıma hazırız' mesajı verdi

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, İzmir depreminin ardından destek için Türk yetkililere ulaştıklarını söyledi

2 yıl önce

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi: "Türkiye'nin kanunları ve mevcut sistemi son derece adil ve etkili"

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc, Türkiye'nin yabancılar ve uluslararası koruma kanunu ile mültecilere son derece adil ve etkili iltica prosedürlerini sunduğunu belirterek, "Türkiye'deki mülteci statüsünün belirlenmesine yönelik mevcut sistem son derece adil ve etkili. Yüksek sayıda başvuruları zamanında ve etkili bir şekilde işleme alabilme kapasitesine sahip." dedi. AA'nın haberine göre, BMMYK ile İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı iş birliğinde yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen "Ulusal Sığınma Prosedürlerinin Etkinliğinin Uluslararası Standartlar ve Ulusal Mevzuata Uygun Olarak Kuvvetlendirilmesi" projesinin lansmanı bir otelde gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan Leclerc, Türkiye'nin çatışmadan ve zulümden kaçan milyonlarca mülteciye sınırlarını açtığını ve dünyada en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını söyledi. Leclerc, dünyanın pek çok farklı bölgesinde uluslararası koruma aracılığıyla yardım ulaştırılması gereken pek çok bölge bulunduğunu belirterek, son 1 ay içinde uluslararası koruma arayan çok fazla Ukraynalının olduğunu dile getirdi. Dünya çapında her 95 kişiden birinin zulüm ya da çatışmadan ötürü bulunduğu bölgeden ayrılmak veya kaçmak durumunda kaldığını aktaran Leclerc, iş birliğine her zamandan fazla ihtiyaç olunduğunu kaydetti. Koruma yönetimi ve koruma hizmetlerinin sunumunda uluslararası hukuki çerçevenin uygulanmasının kilit rol oynadığını vurgulayan Leclerc, "Türkiye çok uzun süreden bu yana yabancılar ve uluslararası koruma kanunu ve bunu takip eden ikincil mevzuatı ile mültecilere son derece adil ve etkili iltica prosedürleri sunmaktadır." dedi. Leclerc, bu standartların sürdürülmesinden emin olabilmek için uzmanlığa, teknik bilgiye ve iyi bir rehberliğe ihtiyaç olunduğunu belirterek, "Türkiye'deki mülteci statüsünün belirlenmesine yönelik mevcut sistem son derece adil ve etkili. Yüksek sayıda başvuruları zamanında ve etkili bir şekilde işleme alabilme kapasitesine sahip. Her gün karşı karşıya kaldığımız, Afganistan'dan olsun, Ukrayna'dan olsun, Suriye'den olsun farklı farklı ülkelerden gelen mülteci akınını yönetebilmek adına Türkiye'de son derece etkili bir sistemin olduğunu söylemek mümkün." diye konuştu. Leclerc, "Göç İdaresi Başkanlığı sürece bu kadar kendini adamış olmasaydı, dahil olmasaydı gerçekten biz bu projeyi gerçekleştiremezdik." dedi. Öte yandan AB'nin desteklerinden de söz eden Leclerc, AB'nin BMMYK ve Göç İdaresi Başkanlığı ile iş birliği yaparak sistemin önemli bir çarkı olmaya devam edeceğini söyledi. Ukrayna'daki savaş nedeniyle çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 68 binden fazla Ukraynalının Türkiye'ye geldiğini aktaran Leclerc, "Elbette bunlara yönelik ayrı sorumluluklarımız olacak, politikalarımız olacak, Türkiye'ye güvenebileceğimizi biliyoruz. Bu politikaların, standartların tutturulmasında Türkiye'nin yanımızda olduğunu biliyoruz." diye konuştu. "TÜRKİYE EN BÜYÜK PAYDAŞLARIMIZDAN BİR TANESİ" AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut da Ukrayna'daki savaşın milyonlarca sivile başka çare bırakmadığını ve Ukraynalıların ülkelerinden kaçmak ve yurt dışına sığınmak durumunda kaldıklarını söyledi. Meyer-Landrut, Ukrayna'da halihazırda 4 milyon kişinin ülkelerinden kaçmak durumunda kaldığını, 6,5 milyon kişinin de ülke içerisinde yerinden edildiğini belirterek, "Dolayısıyla bu kişilere yönelik olarak geçici bir koruma mekanizmasının hayata geçirilmesi gerekiyor. Türkiye de bu bağlamda en büyük paydaşlarımızdan bir tanesi." dedi. Türkiye ile göç yönetimi üzerine yaptıkları mali iş birliğinin yakın zamanda ortaya çıkan krizlerle ve göç akımlarıyla sınırlı kalmadığını vurgulayan Meyer-Landrut, bunun 10 yıldan daha eski bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Meyer-Landrut, Göç İdaresi Başkanlığının, kuruluşundan bu yana AB ulusal sığınma prosedürlerinin Avrupa ve uluslararası standartlar ile uyumlu olmasına önem verdiğini belirtti. Sığınma prosedürlerinin yönetiminin oldukça dinamik ve sürekli desteğe ihtiyaç duyan bir alan olduğunun altını çizen Meyer-Landrut, "Başkanlığımız online bir mülakat platformu oluşturmak suretiyle başkanlığın dijital dönüşüm sürecine yardımcı olacak. Öte yandan özellikle sığınmacıların söz konusu süreçlere erişimini kolaylaştıracak." ifadesini kullandı. Göç İdaresi Başkanlığı Uluslararası Koruma Genel Müdür Vekili Muhammet Selami Yazıcı da bir taraftan düzenli göç kapsamındaki yabancılara hizmet sunarken diğer taraftan son yıllarda artan düzensiz göçle mücadele alanında da yoğun mesai harcadıklarını kaydetti. Yazıcı, BMMYK ile özellikle uluslararası koruma süreçleri konusunda yakın iş birliği içerisinde olduklarını, 2013'ten bu yana 8'i tamamlanan 11 projeye çeşitli fon kaynakları ile destek sağlandığını dile getirdi. Yazıcı, "Burada açılışını gerçekleştirdiğimiz bu önemli projemizle merkez ve taşra teşkilatı personelinin teknik kapasitesinin, uluslararası koruma alanındaki birçok konuda gerçekleştirilecek eğitim, çalıştay ve taşra teşkilatımıza gerçekleştirilecek işbaşı ziyaretleri vesilesiyle artırılmasını ve statü belirleme süreçlerinin daha etkin yürütülmesine destek sağlamak için rehberlik araçlarının oluşturulmasını amaçlamaktayız." dedi.

2 yıl önce

Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya: “Erdoğan'dan başkasına inanmıyorum"

Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arabuluculuk rolü nedeniyle teşekkür eden Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya, 'Türkiye'den Türkiye'nin ulusal çıkarlarına ters düşecek hiçbir şey beklemeyiz ve özgür, barışçıl ve müreffeh bir Ukrayna Türkiye'nin ulusal çıkarına olur. Bizim Türkiye'yi sevmemizin birçok nedeni var. Dostluğumuzun çok müreffeh ve başarılı bir geleceği olacağını düşünüyorum' diye konuştu. Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya, Rusya'nın 24 Şubat'tan bu yana Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşa ilişkin soruları yanıtladı. "Erdoğan'dan başkasına inanmıyorum" Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a arabuluculuk rolü nedeniyle teşekkür eden Kyslytsya, ''Erdoğan dışında bu kadar çok kişisel zaman ve çaba ayırmaya istekli liderler olduğuna inanmıyorum.'' değerlendirmesinde bulundu. Rusya diplomatik çözüm aramıyor Rusya'nın güvenilirliğini yitirdiğini belirten Kyslytsya, Moskova'nın diplomatik çözüm istediğine inanmadığını söyledi. Kyslytsya, ''Rusya, Rusya'ya verdiği zararı hafifletmek istiyorsa, ki uzun yıllar acısını çekecek, müzakere masasında kendine çekidüzen vermeli ve ciddi olmalı çünkü Rusya hiç şüphesiz Ukrayna'da yenilecek. Aksi takdirde ise küresel ölçekte izole edilmiş önemsenmeyen, bir ülke olacak.'' değerlendirmesini yaptı. Ruslar cesetleri toplamak istemiyor Ukrayna'nın teslim olmayacağını ve sonuna kadar savaşacağını ifade eden Kyslytsya, Rusya'nın Donbas'a odaklanması ve Suriyeli paralı askerlere yöneldiği iddialarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: ''Bu, Rus ordusunun dünyanın en büyük ikinci ordusu olduğu efsanesini çürütüyor. Bir aydan daha kısa bir sürede Sovyetler Birliği'nin Afganistan harekatındaki kaybından daha fazla askeri kayıp yaşadılar. Biz 17 binden fazla asker kayıplarının olduğunu tahmin ediyoruz. Ölen Rus askerleri Ukrayna'nın her yerinde ve bunu söylemekten üzüntü duyuyorum ama artık biyolojik tehlike arz ediyorlar çünkü Ruslar cesetleri toplamak istemiyor, büyük olasılıkla cesetlerle ne yapacaklarını bilmiyorlar, ülkeye götürmek istemiyorlar çünkü çok kayıpları var. İnsani açıdansa inanılır gibi değil çünkü düşman da olsa ailelerince ve onurla gömülmeyi hak ediyorlar.'' dedi. Nükleer Santralin Rusya'nın eline geçme tehlikesi Kyslytsya, Rusya'nın nükleer silah kullanma ihtimali endişelerine ilişkin ise şunları söyledi: ''Dünyadaki herkes nükleer savaştan endişe duymalı ve hiç kimse bunun yaşanmamasını istemiyor. Nükleer savaş olur mu olmaz mı bilmiyorum ama bu durum Putin'in düğmeye basması sonucu nükleer bir füzenin Avrupa'nın üzerinde uçacağı şeklinde basitleştirilmemeli. Putin nükleer füze konusunda daha çok blöf yapıyor. Bizim asıl endişemiz Rusya'nın Ukrayna'daki nükleer santralleri ele geçirmesi. Avrupa'daki en büyük nükleer santral olan Zaporijya'da korkunç bir şey olursa o zaman tüm Avrupa nükleer tozla kaplanacak ve bu 1986'daki Çernobil nükleer kazasından 10 kat daha tehlikeli.'' "Ukrayna kendini savunmazsa bir sonraki hedef NATO olacak" Ukrayna'nın daha fazla silaha ihtiyaç duyduğunu ve Ukrayna'yı savunamayan NATO'nun Ukrayna'ya silah sağlamasının kendi çıkarına olacağını söyleyen Kyslytsya, ''Ukrayna kendini savunmazsa Rusya'nın sonraki hedefi bir NATO ülkesi olacak.'' dedi.

1 yıl önce

Birleşmiş Milletler onayladı! Yabancı dillerde 'Türkiye' adı resmileşti

Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin talebinin ardından yabancı dillerde “Turkey” olarak kullanılan ülke adını "Türkiye" olarak değiştirdi. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye'nin yabancı dillerdeki isminin "Türkiye" olarak değiştirilmesine yönelik Genel Sekreter Antonio Guterres'e gönderdiği mektubu aldıklarını söyledi. Dujarric, ülke isminin değiştirilmesinin mektubun alındığı andan itibaren geçerli olduğunu belirtti. Bakan Çavuşoğlu da Twitter'dan "Ülkemizin marka değerini yükseltmek için sayın Cumhurbaşkanımız @RTErdogan liderliğinde başlattığımız süreç nihayete eriyor. BM Genel Sekreteri'ne bugün gönderdiğim mektupla ülkemizin BM nezdinde yabancı dillerdeki adını da "Türkiye" olarak tescil ediyoruz." paylaşımında bulunmuştu.