24 Nisan Çarşamba 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Bayram öncesi evlat nöbetlerindeki annelere bir müjde daha; 28. buluşma gerçekleştiriliyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından Diyarbakır'da devam eden evlat nöbetiyle ilgili açıklama yaptı.  Diyarbakır annelerine müjde Soylu, 28. buluşmanın gerçekleşeceğini belirterek, şunları söyledi: "Bayram öncesi evlat nöbetlerindeki annelere bir müjde daha; 28. buluşma gerçekleştiriliyor. Diyarbakır'da, ailelerin 681 gündür süren bekleyişi sonuç vermeye devam ediyor. Anneler kararlı, evlatlarını terör örgütünden alana kadar mücadelelerini sürdürecekler!"

2 yıl önce

İslam İşbirliği Teşkilatı buluşması... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemiz yeni bir göç akınını karşılayamaz

 İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Sizleri ülkemizde ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Konferansın ana temasının 'Paylaşım, vicdan ve İslam, Filistin, göç ve Afganistan' olarak belirlenmesini isabetli buluyorum. İnsanlık olarak son 2 yıldır şimdiye kadar 5 milyona yakın kişinin hayatına mal olan büyük bir salgınla mücadele ediyoruz. Aralarında sevdiklerimizin de olduğu pek çok vatandaşımızı kaybettik. Mevladan bizi bu virüs musibetinden bir an önce kurtarmasını niyaz ediyorum. Salgın dönemde insanı merkeze alan bir yaklaşım sergiledik. Her fırsatta insanlığa demokrasi, hak ve hukuk dersi verenler kendi sınırları dışındaki dramlara kulaklarını tıkarken elimizdeki tüm imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya hassasiyet gösterdik. 160 ülkeye yardım ulaştırdık. 11 ülkeye aşı tedarikinde bulunduk. Yerli aşımız Turkovac için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. Bir an önce neticelendirmeyi arzu ediyoruz. İŞGAL, ŞİDDET POLİTİKALARINDA ISRAR ETMENİN ARTIK KİMSEYE BİR FAYDASI YOKTUR Filistin meselesi hepimizi bir araya getiren yapı taşlarından birisidir. Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç cesur Müslümanın davası değildir, İslam aleminin ortak davasıdır. Filistin davası gündemimizin en üst sıralarında yer almayı sürdürüyor. Batı Şeria'da tek taraflı uygulamalar günden güne artıyor. Filistinli kardeşlerimizin sokak ortasında infaz edildiğini görüyoruz. Gazze'ye yönelik haksız abluka da devam ediyor. Filistin'i nefessiz bırakan bu politikalar Filsitinli kardeşlerimizin şanlı direnişi sayesinde şimdiye kadar hedefine ulaşamamıştır. Bir avuç fanatik dışında ne İsrail'e ne de bölge halkına faydası olmamıştır. İşgal, şiddet politikalarında ısrar etmenin artık kimseye bir faydası yoktur.  Biz asla acılar ve ölümler arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Ne suretle olursa olsun bir halkın ötekileştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Zulüm kimden gelirse gelsin karşı durmak bizim inancımızın bir gereğidir. Kudüs'ü 400 yıl boyunca adaletle yöneten ecdadın torunları olarak Filistin'de zulüm görmek istemiyoruz. Doğu Kudüs'ün statüsüne yönelik hassasiyetimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.  Önümüzdeki dönemde bölgemizde barış ikliminin güçlenmesini bizim atacağımız adımlar belirleyecektir. Uluslararası sistemdeki engellere rağmen Filistin davasının dünya gündeminde hakettiği yere getirilmesi için gayretlerimizi sürdürmeliyiz. Filistinlilerin de kendi aralarındaki tefrikayı sonlandırmaları yürütülen çalışmaların başarıya ulaşması için son derece önemlidir. Beklentimiz Filistinli kardeşlerimizin birliğini güçlendirerek bu sürece destek vermeleridir. ÜLKEMİZ YENİ BİR GÖÇ YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ Afganistan'ın kalıcı barışa kavuşması temennimizdir. Şu anki zor kış şartlarında Afgan kardeşlerimize yönelik insani yardımların sürdürülmesi öncelik taşıyor. Devam eden siyasi süreçte içimize sinmeyen özellikle kapsayıcılık noktasında eksik bulduğumuz hususlar vardır. Tavsiyelerimizi net biçimde muhattaplarımıza iletiyoruz. Afganistan'ın tekrar çatışmaya sürüklenmemesi için gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Afganistan'daki gelişmelerin göç akını riskini arttırdığı malumunuzdur. 3.6 milyonu Suriye'den gelenler olmak üzere yaklaşık 5 milyona yakın yabancıya ev sahipliği yapan ülkemiz yeni bir göç yükünü kaldıramaz. Göç ve mülteciler meselesinde asıl yükü sesi çok çıkan Batılı ülkelerden ziyade bizim gibi ülkeler çekiyor.  Batı dünyası hep üç maymunu oynadı. Aylan bebeğin hepimizin yüreğini dağlayan dramları karşısında yine bir şey yapmayan bunlardır. DEAŞ'la mücadele kılıfı altında PKK, YPG gibi terör örgütlerini desteklemekten çekinmediler. Yardım sözlerinin önemli kısmını yerine getirmediler. Suriye'de bir milyona yakın kişi hayatını kaybetmişse bunda rejim ve terör örgütlerinin saldırıları kadar batı dünyasının riyakarlığının da payı vardır. Hem Batılı ülkelerin vicdansızlığının faturasını masum Suriyeli kardeşlerimiz ödemiştir. İSLAM DÜŞMANLIĞI İLE MÜCADELE Müslümanlar olarak sadece koronavirüsle değil giderek yükselen İslam düşmanlığı ile de mücadele ediyoruz. Müslümanlar özellikle Müslüman kadınlar başta olmak üzere ırkçı politikaların mağduru oluyor. Batı ülkelerinde nefret söylemleri günlük hayatı da esir alıyor. Sokakta, iş yerinde, pazarda, markette ırkçıların saldırısına uğrayan bir vatandaşımızın haberini alıyoruz. Farklılıklarımız, görüş ayrılıklarımız olabilir. Bize düşen safları büyütmektir. Ümmetin yarınlarının bugünlerinden çok daha iyi olacağına inanıyorum. 

2 yıl önce

CHP’li Zeydan Karalar ve ABD Büyükelçisi Jeff Flake'ten ‘kebap’ buluşma

https://twitter.com/genelgundem/status/1488573352822329347?s=21 Türkiye'de yeni göreve başlayan ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Belediye Başkanlarını ziyareti kapsamında CHP'li Zeydan Karalar'ı ziyaret etti. Cherly Flake ile birlikte Başkan Karalar ve eşi Nuray Karalar'ı ziyaret eden Jeff Flake, kentle ilgili bilgi aldı. Başkan Zeydan Karalar ve Eşi Nuray Karalar, büyükelçi ve eşine Adana kebabı ikram etti. Ziyaret Seyhan baraj gölü manzarasında çekilen anı fotoğrafıyla son buldu. https://twitter.com/zeydankaralar01/status/1489230809282273283?s=21 Karalar sosyal medya paylaşımında "Ülkemizdeki görevine yeni başlayan ve Adana’mızı ziyarete gelen ABD Ankara Büyükelçisi Sn. JeffFlake ve eşi Sn. Cherly Flake’i sevgili eşim Nuray Hanım ile ağırladık" dedi. https://twitter.com/genelgundem/status/1488888089124737029?s=21 CHP’Lİ ÖZCAN İMAMOĞLU’NU HEDEF ALMIŞTI Göçmen karşıtı açıklamalarıyla bilinen ve CHP'den uyarı cezası alan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake ile buluşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef almıştı. Özcan, "Benim kapımdan bir tek Amerikalı giremez. İsteyen kol kola girsin. Emperyalistlerin uşaklığını yapmam" demişti  

2 yıl önce

6 muhalefet partisi liderinin buluşması... Devlet Bahçeli: Bu ittifak çürümüş ve çözülmüştür

İşte Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar... Bugüne kadar birikmiş tecrübelerin bize gösterdiği budur. Dünya genelinde tehdit ve fırsatlar iç içe geçmiştir. Akan tarih nehrinin içinden Türk milletini çıkardığımız vakit geride hiçbir şey kalmayacaktır. MHP bu şuurlar siyasetini yüksek bir şevkle temin etmektedir. Ne kadar geriye bakarsak o kadar uzak geleceği görebileceğimizin idrakında olduk. Millete adanmış, tarihe mal olmuş, vatan ve bayrağa feda edilmiş bir mücadele şerefiyle siyasetimizin temellerini oluşturduk. Bekamız için her şeyi göze aldık. MHP bir millet eseri, bir irade estetiği, bir inanç esintisidir. Dışımız milletle, içimiz Allah'la beraberdir. Düğüm içindeki düğümleri çöze çöze hızımıza hız, gücümüze güç katıyoruz. Buna kesinlikle devam edeceğiz. MHP, siyaset kalitesiyle, tutarlılık kalibresiyle gıpta edilecek bir seviyededir. Ülküdaşlık hukuku, dava arkadaşlığı en büyük servetimizdir. Bu serveti israf etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Doğudan batıya, kuzeyden güneye il teşkilatlarımız tek yürektir. Partimizin ana direği, asıl omurgası teşkilatlarımızdır. Bugüne kadar bu sağlanmıştır, daha iyisinin tezahür etmesi konusunda ilgili arkadaşlarımız sorumludur. Milliyetçi ülkücü harekette hırsların rekabeti değil, sen yoksan bir eksiğiz anlayış ve ahlakı hakimdir. Ülkücü, ülkücünün yurdudur, ufkudur, umududur, uğurudur. Fitne ve dedikodu ayaklarımızın altındadır. Kızılcahamam'da yaptığımız toplantılara katılan üyelerimize, il başkanlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biriniz bin olsun, biriniz hepiniz olun. Kalpleri Türkiye sevdasıyla çarpan, bu vatan benim diyen her kardeşimi bağrıma basıyor, Allah'a emanet ediyorum. RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİ Dünya nefesini tutmuş, Rusya-Ukrayna arasında nükseden gerilimin ağır sonuçlarına odaklanmıştır. Korkunç senaryolar havalarda uçuşmaktadır. ABD Başkanı Biden'ın 'Dünya Savaşı'ndan bahsetmesi krizin çok geniş bir coğrafyaya yayılabileceğinin ön haberidir. Muhatap devlet başkanlarının gün aşırı görüşmeleri, uzlaşma arayışları, telefon diplomasileri, sukunet tavsiyeleri, bugüne kadar beklenen yumuşamayı sağlayamamıştır. Rusya Dışişleri Bakanı'nın dün yaptığı açıklama iyimserliği besleyen bir çıkış olarak değerlendirilmelidir. Dünya'nın kafa yorduğu, bir numaralı gündem konusu haline gelmiştir.  Gerginliğin yatışmasını arzulayan ülkeler bulunmaktadır. Türkiye bu seçenekte yer alan ülkelerin başını çekmektedir. Çıkacak savaşta en fazla Türkiye mağdur olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın arabuluculuk görevi saygındır, değerlidir. Hayırlı sonuçlara vesile olması dileğimizdir. Macron'un bana göre amaca ulaşıldı sözleri erken olarak yorumlanmayı hak etmiştir. Karşılıklı mevzilenmeyi sertleştiren, çatışma çıktı-çıkıyor mesajları paylaşan ülke ABD'dir. Putin'e Ukrayna'nın işgaline hızla cevap veririz demesi, ABD'nin Polonya'ya askeri birlik göndermesi, krizi artırmaya yönelik hareketlerdir. Ortamı geren ABD, Kiev Büyükelçiliği'ni boşaltmıştır. İngiltere, Almanya, Belçika, İsveç, Filistin de aynı çağrıyı tekrarlamışlardır. İngiltere Savunma Bakanı'nın Münih Anlaşması'nı hatırlatması da savaş iklimini tesis çabası şeklinde okunmalıdır. Biden-Putin telefon görüşmesinden bir uzlaşma çıkmamasına rağmen fikir birliğinin sağlandığının anlaşılması da kısmi bir gelişmedir. Temennimiz Rusya ile Ukrayna'nın savaştan uzak durmasıdır. Rusya'nın Belarus'ta sürdürdüğü tatbikatlar şüphesiz akıllara her türlü kötü senaryoyu getirmektedir. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. Kafkaslar'daki bir savaşın bir kazananı olmayacaktır. MHP bu zorlu süreçte devletimizin ve hükümetimizin yanındadır, tarafı ve tavsiyesi de barıştır, sağduyudur. Ahmet Cevdet Paşa, Kırım Harbi sırasında fırsatçıların, asker cephedeyken vurgunculuk yaptıklarını yazmış ve bundan şikayet etmişti. Un yoktu, ekmek pahalıydı, İstanbul'a karaborsa egemendi. Düşman postalları topraklarımızı çiğnerken hayat pahalılığı insanımızı canından bezdirmişti. Felaketten istifade edip arsa toplayanlar ön plandaydı. Aynı şeyleri 2. Dünya Savaşı Türkiye'si için de söylemek yanlış olmayacaktır. Fırsat düşkünleri, her dönemde milletimizin kasasından para kazanmanın ayıbıyla lekelenmişlerdir. TEMEL GIDADA UYGULANAN KDV İNDİRİMİ Bugün döviz kuru artınca fiyat etiketlerini kabartanlar, döviz kuru indiğinde aynı iradeyi göstermemişlerdir. Fırsatçılara göz açtırılmamalıdır, stokçuların üzerine gidilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımız yeni kararları duyurmuştur. Temel gıda ürünlerinde KDV yüzde 1'e çekilmiştir. Dünden itibaren temel gıdaların fiyatları yüzde 7 ucuzlamıştır. Alınan bu önemli karar inanıyorum ki vatandaşlarımıza nefes aldıracaktır. Devlet üzerine düşeni yapmıştır. Etiketleri düzenlemeyene ağır cezalar uygulanmalıdır.  ELEKTRİK VE DOĞAL GAZ FATURALARI SÖZLERİ Hiçbir şart altında vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmesine tahammül edemeyiz. İnsanımızın umutlarına gölge düşürmesine sessiz duramayız. Bize göre makul sızlanmalara, haklı taleplere kulak verilmelidir. Elektrik ve doğal gaz faturalarının yıkıcı artışlarının önüne geçmek zorundayız. Üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyoruz. Yüreğimiz milletle beraberdir. Elektriği satan görevli tedarik şirketleridir. CHP'nin iddiaları asılsızdır, cahilcedir, kriz çıkarmaya yöneliktir. 21 adet dağıtım şirketinin görevleri arasında dağıtım şebekesini işletmek, bağlantı taleplerini karşılamak, sistem kullanıcılarına ayrım gözetmeksizin elektrik hizmetini sunmaktır. Özellikle kırsal alanda oluşan elektrik arızalarına belli bir gün geçmeden müdahale edilmemesi gözümüze çarpan eksikliklerdir. Dağıtım şirketlerinin mali konuları, denetim yetkisi kaldırılmış EPDK'ya devredilmiştir. Denetim yetkisi TEDAŞ'a verilmelidir. İnsanlarımızı elektrik faturalarının ablukasından çekip çıkarmak siyasetin görevidir. KILIÇDAROĞLU'NA FATURA TEPKİSİ  CHP Genel Başkanı'nın fatura ödemeyeceğim sözü ise bir isyan teşebbüsünün mahsulüdür. Ödemezse sonucu bellidir, elektriği derhal kesilmelidir. Kılıçdaroğlu'nun 'fatura ödemem' çıkışı bir provokasyondur. Elektriğe gelince fatura ödemekten köşe bucak kaçanların, İstanbul'da su faturalarının zamanında ödenmesini istemesi çelişkidir. Yeni adımlar atacağından bahsetmişsin, layık olduğun cevabı hemen alırsın. CHP Genel Başkanı, Kandil'e uzak ve mesafeli hiç değildir. CHP'nin trafosu, ana şebekesi Kandil'dir. Türk milleti teröristlerin Kandil'ine Türk bayrağını dikecek, Kılıçdaroğlu'nun Kandil'ini de başına geçirecek. MUHALEFETİN AYNI MASADA BULUŞMASI Ne CHP ne de diğer zillet paydaşlarının küresel konular hakkında tek kelime ettiklerine şahit olan yoktur. Bunların işi gücü masa etrafında ömür tüketmektir. Dış politikada çıtları çıkmaz, esameleri okunmaz, bir CHP'linin herhangi bir ittifak ortağının milli bir duruşla itiraz ettiği görülmemiştir. Zillet ittifakı akşam yatıyor güçlendirilmiş parlamenter sistem diyor, sabah kalkıyor aynı ezberi tekrarlıyor. Politikaları yok, geleceğe dair en ufak bir planları yok. Oturma düzenin nasıl olacağını günlerce konuştular. Yeni bir şey söylemekten, ortak bir siyasi program üretmekten mahrumiyetlerinin ileri düzeyde olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Görünüşte 6, gerçekte 7 partinin bir siyasi dağılma içinde oldukları bir kez daha görülmüştür. Eskiye dönme niyeti reform değildir. Zillet ittifakı havlu atmıştır. Yapılan açıklamada yeni ve dişe dokunur hiçbir şey yoktur. BAHÇELİ'DEN YUVARLAK MASA KARİKATÜRÜ Hiç mi hazırlık yapmadınız? Açıklamada çok daha vahim savrulmalar vardır. Avrupa Konseyi'nin ve Avrupa Birliği'nin normlarına bağlı kalacaklarmış. Bu nasıl bir gayri milliliktir. Bu kadar mı yabancılaştınız? Bahsedilen bu normlar nelerden ibarettir? Açıklasınlar da öğrenelim. Türkiye'nin aleyhtarı tutumuna destek olacaklar mı? Şimdi bu toplantıyla ilgili bir değerlendirmeyi size sunmak istiyorum. Bu kara kalem çizilmiş bir şey. Burada 6 yuvarlak masa, altında HDP, onun ayaklarının altında Avrupa Konseyi ve ABD var. Masa dikdörtgen olsa 4 ayağı olurdu ama yuvarlak olunca ayak 1, o da gizli ayak. O da HDP. Şu hale bakın! 6'lı ganyan, HDP ve Avrupa Konseyi, ABD, AB. Bunların normlarına kalacakmış. Birleştikleri yer HDP, kullandıkları yer altılı ganyan. Bizim için tek geçerli norm, Türkiye normudur. Herkesin kendini eşit gördüğü, demokratik bir Türkiye'yi kurmak istiyorlarmış. Bunu külahıma anlatsınlar. Ülkemizde yaşayan herkes eşit ve özgür vatandaştır. Türkiye'de eşitliğin ihmal edildiği ne zaman görülmüştür? Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili mutabakat metnini de 28 Şubat'ta açıklayacaklarmış. 28 Şubat'a gün vermeleri elbette tesadüfi değildir. Bu ittifak içten içe çürümüş, çözülmüş ve çökmüştür. HDP'li bir eşbaşkan ortaklarını uyarmıştır. Zillet ittifakı PKK, FETÖ, husumet, çıkar, nifak ittifakıdır. Türkiye düşmanları ve HDP'nin gözetimi altındadır.  Millete sevdamız, Türkiye'ye bağlılığımız tarihi bir emanet, bir fedakarlık numunesi, bir vatan ve devlet mütefasıdır. Bunların 6'sını toplasanız 1 etmez. Bizim duruşumuz Dünya'ya en büyük cevaptır. 

2 yıl önce

MHP lideri Bahçeli'den İmamoğlu'na çok sert tepki: “PKK sevdasını her fırsatta dile getiren Cem Özdemir'le fotoğrafı PKK'yla buluşmak demektir”

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: Sorunların konuşarak değil de kavgayla hatta kan dökerek çözüme kavuşacağını zannedenler derin bir yanılgı pençesinde olan hasta ruhlulardır. Şiddet, aklın dağılması, vicdanın duyarsızlaşması, kalbin durağanlaşmasıdır. Şiddetin olduğu yerde huzur yoktur. Özellikle kadınlarımızı, kızlarımızı, çocuklarımızı, masum insanlarımızı hedef alan şiddet dalgası hepimizin ortak şikâyet konusudur. Geçen hafta yaşı henüz 16 olan bir kız çocuğumuz hunhar bir cinayetle hayattan koparılmıştır. İnternetten tanıştığı katil ile önce nişanlanıp sonra da ayrılan Sıla isimli kızımız ilerleyen süreçte dilimizin varmadığı vahşet bir saldırganlıkla katledilmiştir. Beyaz gelinliği ile evinden çıkması gereken bir kız çocuğu kefene sarılarak bu dünyadan göçmüştür. Şiddetin muhakkak önüne geçmek mecburiyetindeyiz. Kadınlarımıza, kızlarımıza, çocuklarımıza kast eden alçakları en ağır şekilde cezalandırmak adalet ve hukukun en temel görevidir. Şiddete tolerans gösterilemez, iyi niyet hali uygulanamaz, pişmanlık hükümleri tatbik edilemez. Aksi olursa şiddet ödüllendirilmiş olacaktır. MHP'DEN KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ÖNERİLER 16 Kasım 2021 tarihinde yapmış olduğumuz Meclis Grup Toplantımızda Kadına Yönelik Şiddete karşı görüşlerimizi paylaşmıştık. Parti olarak 6 maddeden oluşan tekliflerimizi kamuoyunun dikkatine sunmuştuk. Şunları söylemek mümkündür. 26. dönemde TBMM'ye sunmuş olduğumuz Ruh Sağlığı Yasa Teklifi'nin bir an önce görüşülüp yasalaşmasını, çocuk istismarı, kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı, kalıcı ve kapsayıcı sonuçlar alabilmek için gerekirse 'idam' cezasının bile tartışmaya açılmasını, medyada kadınlara yönelik cinayetlerin ifşasına kesinlikle son verilmesini, şiddeti özendirip teşvik edecek her türlü yayından kaçınılmasını, aldatmanın, cinayetin, şiddet dilinin dizi filmlerinin hazırlanmasını, üniversitelerin Sosyoloji, Psikoloji, Felsefe, İlahiyat gibi bölümlerinde görev alan akademisyenlerin öncülüğünde ülkemizin şiddet haritasının çıkarılması şiddetle mücadelede ufuk ve yol açıcı çalışmaların yapılmasını, insanlığa bakış açımızı belgelendiren İnsanlığın Huzuru Projemizin her yönüyle tartışılmasını önermiştik. Bugünde aynı çizgide, aynı görüşteyiz. Önerilerimizi kulak verilmesini temenni ediyoruz. 'KİM BİZİ YUTMAYA KALKARSA BOĞAZINIZA DURURUZ' MHP, pergelin çivili ucunu Ankara'ya koyup hareketli ucuyla da dünyayı 360 derecelik açıyla tarayan, tarihin alacakları yeri ve zamanı geldiğinde tahsil etmek için hazırda bekleyen Türklüğün zafer nişanesidir. Küçük düşünenlerin gölgesiyle birlikte gelecekleri de küçüktür. Türklüğün jeopolitik alanında küçük düşünmek geride kalmaktır, yutulmaktır. Biz ne geride kalacağız, ne yem olacağız ne de yutulacağız. Yürüdük mü tozumuza bile yetişemezler. Kim bizi yutmaya kalkarsa boğazınıza dururuz. Cüretkar hezeyanlarını çok ağır şekilde ödetiriz. Bilmeyen varsa hatırlatayım, bizim adımız Türk milletidir. Medeniyetlere beşiklik, milletlere bilirkişilik yapan bir kültür kucaklaşmasının afadıyız. Bugün 3 kıtada manevi anıtlarımız olan, isminin ne kadar geniş coğrafyalarda yayıldığının belgesidir. Nerede bir soydaşımız varsa gönlümüz oradadır. Karabağ'dan Kırım'a Keşmir'e kadar 3 hilalin adı vardır, silinemeyecek adı ve şanı vardır. Hocalı bunlardan birisidir. 30 yıl evvel, zulüm dolu bir gecede, Hocalı kasabasında soydaşlarımızın kanı dökülmüştür. Hocalı tedavi edilememiş bir yaradır. 7 bin nüfuslu Hocalı'da bir soykırım suçu işlenmiştir. 613 soydaşımız şehit edilmiştir. Geride kalanlar yerinden yurdundan edinmiştir. Hocalı stratejik önemi yüksek olan bir bölgedir. İkinci Karabağ savaşı ile Azerbaycan Ermenistan kontrolündeki toprakları geri almıştır. Azerbaycan ordusunun kahraman askerleri Ermeni askerlerini yıkıp geçmiştir. Türkün vatanına göz koyanlar, bağımsızlığıyla oynayan doğduklarına pişman edilmiştir. Laçin Hocalı Terter gibi pek çok yerleşim yeri kurtarılmıştır. Türkün Türk'e omuz vermesi, bir elin nesi varsa iki elin gücü olduğu cümle aleme gösterilmiştir. İHA'larımız SİHA'larımız destan yazmış, bu sayede Azerbaycan lehine güçlü kılınmasını sağlamıştır. Bu zafer tarihi bir belge hükmündedir. Hocalı Türktür, Dağlık Karabağ Türktür. Bu tarih gerçeğini hiçkimse değiştiremeyecektir. Bir kere kalkan bayrak inmeyecektir. Mukadderatımız yıkılmayacaktır. Suşa beyannamesi Türklüğün ortak beyennamesidir. Kafkaslar'da fiili işgal peşinde koşmaları, muhtemel tehdit olarak durmaktadır. Ukrayna krizinin Azerbaycan ve diğer Türki Cumhuriyetlere sirayet etmemesi önemlidir. Kafkaslar'da fiili işgal peşinde koşmaları, Türk yurtlarında yeni oyunlar peşinde koşmaları muhtemel tehdit olarak durmaktadır. Kazakistan'da testi yapılan Ukrayna hududuna sıçrayan kaotik iklimin bilhassa Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetlere sirayet etmemesi önemlidir. Biz hiç kimseyle savaşalım, düşman olalım demiyoruz. Hiçbir devletle husumet kamplarına ayrılalım demiyoruz. Ancak muhattap ülkelerden dürüstlük bekliyoruz. Bu beklentimizi karşılayan ülkelerle istikrar içinde geçiniyoruz. Hocalı'da 2. Karabağ savaşında şehit olan soydaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİ Rusya ve Ukrayna gerilimi her gün boyut değiştirmektedir. Rusya'nın 2. dünya savaşından bu yana Rusya'nın en büyük savaşa hazırlandığını Boris Johnson açıklamıştır. Putin'in doğrudan Kiev'i hedef alınacağı iddia edilmiştir. Bu iddialar Rusya tarafından reddedilmiştir. Ama Rusya 19 Şubatta gövde gösteri niteliğinde bir tatbikat gerçekleştirmiştir. Bu iki ülke arasında gerilimi tırmandıran söylemler gözlenmektedir. Duma'da ayrılıkçı bölgelerin ayrı birer bağımsız Cumhuriyet olarak tanınmasını içeren tasarının onaylanarak Putin' sunulması ve Putin'in bu bölgelerin bağımsızlığına olur vermesi yangına körükle gitmekten başka bir anlam taşımamıştır. Putin geçen hafta Ukrayna sınırdan askerlerin çekileceğini söylese de ABD askerlerin çekilmediğini açıklamıştır. Hem ABD hem Rusya, barış ve istikrara hizmetten uzaklara savrulmuşlardır. Biden, bir yönden Ukrayna'nın egemenlik haklarını zedelemiştir. 16 Şubat tarihinde toplanan NATO toplantısında, Ukrayna devlet Başkanı'nın 'Ukrayna'ya düşen bomba Avrupa için tehdittir' ifadesi, tabloyu ortaya koymuştur. NATO Genel Sekreteri, Rusya'nın Ukrayna sınırında asker çekmediğine değinmiştir. MHP olarak Rusya-Ukrayna arasında muhtemel bir savaşı doğru bulmuyor, bu cinayet teşebbüsüne hiç kimsenin ortak olmamasını temenni ediyoruz. Barış için diplomasinin tek yol olduğunu savunuyoruz. Savaş çıktı çığırganlığı yapan ülkelerin iyi niyetli olmadığını biliyoruz. Ukrayna'nın siyasi toprak bütünlüğüne saygı duyulmalıdır. İMAMOĞLU'NU HEDEF ALDI Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş halinin bölgesel ve küresel çapta bir yarılamalara yol açacağı ortadadır. Dünya Rusya Ukrayna arasındaki, cepheleşmeye kenetlenmişken, Türkiye'yi temsilen Milli Savunma Bakanımızı'ın güvenlik toplantısına katılmışken, İBB Başkanının Münih'e gitmesi dikkatimizi çekmiştir. Bu şahıs ne geziyor Münih'te, konferans koridorlarında ne arıyor? Şayet bizim bilmediğimiz bir görevi varsa söylesin öğrenelim. Üstüne vazife olmayan konularda görüş bildirme merakı olan bu şahıs Ukrayna Rusya barışından bahsetmiş, Türkiye'de demokrasinin sakatlandığını ama ölmediğini ifade etmiş. İBB başkanı hiç utanmadan Türkiye'yi kötülemiş ve kötü göstermiştir. Bu kimliksizliktir. Türk Milletinin oyuyla seçilen belediye başkanının bu tutumu fosilleşmiş zihniyetini ele vermiştir. PKK sevdasını her fırsatta dile getiren Cem Özdemir'le fotoğrafı PKK'yla buluşmak demektir. HDP'ye zeytin dalı uzatmak demektir. İstanbul sorun yumağı olmuşken Münih'te gezen siyaset cambazlığına heves eden, destek toplamaya çalışan İmamoğlu'nun İstanbullu kardeşlerimin iradesini hiçe saydığı, Batı'nın maşalığına talip olduğu ayan beyan ortadadır. İstanbul demokrasiye aç olsaydı Münih'in yolunu zor bulurdun. İstanbul demokrasiye aç olsaydı sen ekmeğe muhtaç olurdun. Türkiye'de demokrasi sakat olsaydı belediye başkanı olmanı rüyanda görürdün. Bizim gözümüzde İBB Başkanı mefluçtur. Yediği ekmeğe, içtiği suya, aldığı maaşa, kullandığı devlet imkanlarına haksızlık yapmıştır. Ümit ediyorum ki bu haksızlığın, vefasızlığın cevapsız ve cezasız bırakılmayacağı da mutlaka görülecektir. Demokrasimizin eksiği olabilir, ama sakat olduğunu iddia etmek akıl tutulmasıdır. Ülkemizi hiçbir uluslararası toplantıda yaralayıcı, yıpratıcı konuşamamak esastır. Bu kapsamda tavizsiz tutum temel ilkemizdir. 6 MUHALEFET PARTİ LİDERİNİN BULUŞMASI Milli duruş adamlık ister. Ne var ki adına millet ittifakı denilen zillet oluşum bu tablonun tam tersine yelken açmıştır. Zillet ittifakının 661 formatında planladığı toplantı 1 hafta boyunca tartışılmıştır. O masa umudun masası gibi pek çok saçma sapan açıklamalar yapılmıştır. Mizahi karakteri üst düzey olan şu açıklamaya bakar mısınız, yuvarlak masa heyecan yaratmış o masa vatan aşkıyla toplanmış. O zaman ne arıyorsunuz vatan hainlerinin yanında. İşte bu suç üstü halidir. HDP'lilerin periyodik olarak getirdikleri zilletin ortaklarının uykularını kaçırmıştır. Masanın altındaki bölücü köstebeğin sisli yüz hattının netleşmesini sağlamıştır. '28 ŞUBAT'TA BENİM BAŞBAKAN YARDIMCISI OLDUĞUMU İSPAT ETMEZSE NAMERDİN EN ÖNDE GİDENİSİN' 12 Şubat yuvarlak masa toplantısı hususunda en sivri çıkışı beklendiği ve tahmin edildiği gibi altılı ganyanın favorisi Kobaneli Serok Ahmet yapmıştı. Serok Ahmet'in akıl sağlığıyla ilgili ciddi endişeler taşıdığımı söylüyorum. Yazık olacak Serok'a. Serok demiş ki, "Türkmen diyarıdır. Yuvarlak masa gelenektir" demiş. Burasının Türkmen diyarı olduğu doğrudur ama Serok'un bu diyardan bağı kopalı çok olur. Serok şu ifadeyi utanmadan dile getirmiş. "28 Şubat'ın Başbakan yardımcısı Bahçeli'dir" demiştir. 28 Şubat'ta benim Başbakan yardımcısı olduğumu ispat etmezse namerdin en önde gidenisin. KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI S-400 hava savunma sistemini kime karşı kullanacağını soran Kılıçdaroğlu'nun geldiğimiz bu noktada şifresi çözülmüş, kullanma kılavuzu emperyalistlere geçmiştir. İstismar bunlarda, itibarsızlık bunlarda çarpıtma bunlarda, hayal tacirliği bunlarda, siyasi kalpazanlık bunların ortak unvanıdır. 'ELBET GEÇECEK, SORUNLAR BİTECEK, SALGIN GEÇECEK, DERTLER BİTECEKTİR' Türk müziğinin meşhur yorumcusu Tarkan bir şarkı sözü yazıp bunu da seslendirdi. Akbabalar leşe nasıl üşüşürse bu şarkıya da aynen musallat olanlar çıkmıştır ve hepsi meydandır. Tarkan 'geçecek' diyor, bunu da Anadolu'ya yakın bir şiveyle söylüyor. Elbet geçecek, zor günler geçecek. Zillet geçecek, terör geçecek. Sorunlar bitecek, salgın geçecek, dertler bitecektir. Altı rakamına iyi bakınız. Terse çevirdiğinizde tabiatıyla 9 rakamı ortaya çıkar. Biz 6'ya bakınca gördüğümüz 6 oktur. Yuvarlak masa çerçevesinde kurulan tuzaktır, kumpastır. Türkiye'nin sırtına bindirilmek istenen ağır külfettir. 6'yı çevirip 9 rakamına bakınca gördüğümüz huzurdur, havaya kaldırılan 9 tuğdur, 9 ışıktır. Tarkan şarkı sözleriyle Covid-19'u kastettiğini söylüyor. 'Hayır sen iktidarı kastettin' diyorlar. Bu saptırmanın kime ne faydası vardır. İktidar şarkıyla kurulmadı. Velev ki iddialar doğru olsun iktidar bir şarkıyla yıkılamaz. Davamızın iftiharlarından olan saygın büyüğümüz merhum Fethi Tevetoğlu'dur ve onun kardeş torunu Tarkan'dan başkası da değildir. Buradan zillet ittifakına ekmek çıkmaz. Tarkan'da zilletin Tarzan'ı çıkarılamaz. Bir şarkı sözünden yeni bir kutuplaşma sağlamanın bir faydası yoktur. İhanetin sızısı geçmez, şehitlerimizin acısı geçmez, davaya bağlılığımız geçmez. Türk ve Türkiye sevdalığımız geçmez. Buradaki konuşmamı geçen hafta taklit edenler şimdi dağılabilirler. Karga bülbülü taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırır. Tarkan'dan muhalif devşirmeye çalışanlar önce Kıl oldum abi şarkısını dinlesinler. Cumhur İttifakı'na pranga vurmaya kimsenin nefesi yetişemeyecektir. Herkes kendine işine bakmalı, kendi alanında sınırlı kalmalıdır.

2 yıl önce

Özel koruması Aliya İzetbegoviç ile Erdoğan'ın son buluşmasını anlattı: Bosna'yı ona emanet etti

Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç'in özel koruması Nurudin İmamovic, Bosna Hersek'in 2003'te yaşamını yitiren ilk Cumhurbaşkanı'nın o dönemde başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile son görüşmelerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ilk kez 1996'nın sonlarında, Bosna Savaşı'nı sona erdiren Dayton Barış Anlaşması’nın imzalanmasından sonra tanıma fırsatı bulduğunu belirten İmamovic, "Erdoğan'ı resmi ziyaret için geldiği Saraybosna'da gezdirme şerefine nail oldum." dedi. İmamovic, 1996'daki bu ziyaretten yaklaşık 20 yıl sonra Erdoğan'ın başbakan olarak Bosna'yı ziyaret ettiğini belirterek ziyaret sırasında hastane tedavi gören Aliya İzetbegoviç'in yanına gittiğini anımsattı. İzetbegoviç'in kendisini hastanede ziyaret eden Erdoğan'a "Evladım Tayyip, sana çok daha ileri mevkilere geleceğini söylemiştim. Hatırlıyor musun? İstanbul'da belediye başkanıydın. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanısın." dediğini aktardı. "Aliya daha fazla yaşamayacağını söyledi ve Bosna'yı Erdoğan'a emanet etti" İmamovic, "Aliya daha fazla yaşamayacağını söyledi ve Bosna'yı Erdoğan'a emanet etti. Bu sözlerin ardından Erdoğan, gözyaşları içerisinde hastane odasından ayrıldı ve uçağına gitti. Bu, Aliya'ya hastanede yapılan son ziyaretti. Ertesi akşam vefat etti." dedi. Aliya İzetbegoviç'in Erdoğan'ı oğlu, Erdoğan'ın da Aliya'yı ağabeyi, babası gibi gördüğünü söyleyen İmamovic, "Türkiye bizim dostumuz. Bize çok yardımları dokunuyor. Hem savaş zamanı hem de savaştan sonra destekleri bizden eksik olmadı." diye konuştu. Aliya İzetbegoviç kimdir? "Bilge Kral" olarak tanınan ve Bosna Savaşı'nı bitiren Dayton Antlaşması'nı Bosna halkı adına imzalayan Aliya İzetbegoviç, Bosna-Hersek'in kuzeybatısındaki Bosanski Şamats şehrinde 1925'te dünyaya geldi. Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı olan İzetbegoviç, sağlık sorunları nedeniyle 2000 yılında Devlet Başkanlığı Konseyindeki görevinden istifa etti, partisinin 2001'deki kongresinde de genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Bosna Hersek halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya İzetbegoviç, 19 Ekim 2003'te başkent Saraybosna'da hayatını kaybetti. Vefatından önce Aliya'nın son görüştüğü devlet adamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Cenazesine farklı ülkelerden 150 binden fazla kişinin katıldığı Boşnak lider, vefatından önce "şehitlerin arasında mütevazi bir mezara defnedilmek istediğini" vasiyet etmesi üzerine Saraybosna'daki Kovaçi Şehitliği'ne gömüldü. Fikir adamı kişiliğiyle de tanınan Aliya, ardında "Doğu ve Batı Arasında İslam", "İslam Deklarasyonu", "Özgürlüğe Kaçışım", "Tarihe Tanıklığım" ve "Köle Olmayacağız" gibi eserler bıraktı.

2 yıl önce

Rusya'dan Ukrayna ile Türkiye'de buluşma fikrine olumlu yanıt: “İyi fikir”

Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Gennady Gatilov, Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarının Türkiye'de bir araya gelmesini desteklediklerini bildirdi. "BİR ARAYA GETİRMEK İSTİYORUZ" Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin olağanüstü nitelikli NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı için bulunduğu NATO karargahında düzenlediği basın toplantısında, Ukrayna ve Rusya tarafını en azından bakanlar düzeyinde Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF) bir araya getirmek istediklerini belirtmişti. PUTİN'DEN MÜZAKERE AÇIKLAMASI Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, “Ukrayna ile 3.tur müzakereler bu hafta sonu yapılabilir” dediğini aktardı. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir telefon görüşme gerçekleştirdi. Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit görüşme hakkında yaptığı açıklamada, “Almanya Başbakanı Scholz, Rusya Devlet Başkanı Putin ile 1 saat süren telefon görüşmesinde endişelerini dile getirerek, Rus liderini tüm düşmanlıkları derhal durdurmaya ve güç durumdaki bölgelere insani yardım erişimine izin vermeye çağırdı" dedi. Açıklamada ayrıca Devlet Başkanı Putin’in, Başbakan Scholz’a Rusya ile Ukrayna arasındaki 3’üncü tur müzakerelerin bu hafta sonu yapılabileceğinin bildirildiğini aktardı.

1 yıl önce

Eski belediye başkanlarıyla buluşma... Erdoğan: PKK, YPG ve FETÖ NATO kayıtlarına terör örgütü olarak girdi

Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli mesajlar paylaştı. Ekonomi, İsveç-Finlandiya mutabakatı, 2023 seçimleri gibi önemli konulara değinen Erdoğan'ın konuşması şöyle: Sizlerle burada bir arada gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Sizler belediye başkanlığı dönemindeki eserlerle adlarını tarihe yazdırmış kadrosunuz. İnşallah birlikteliğimizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Şu anda karşımızdaki muhteşem tablo kolayca oluşmadı. Kardeşlerimin kimileriyle çeyrek asrı geçen en yenisiyle 10 15 yılı geride bırakan mücadelemiz var. Ülkemize kazandırdığımız nice yatırımın mutluluğunu yaşadık. Nice badireleri aştık. Nice saldırılara birlikte göğüs gerdik. Sıfatlar makamlar gelir geçer, gurur verici yaşanmış hakikatler bizimle kalır. Dünyada pek az lidere böylesine köklü kaliteli kadroyla yol yürümek nasip olmuştur. Şahsıma sizler gibi çalışma arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamdediyorum. İSTANBUL VE ANKARA VURGUSU Önce şehirlerimizi geliştirdik ardından 81 vilayeti ile tüm ülkede tarihi dönüşümü yaşattık. AK Parti'yi kuranda iktidara getiren de girdiği her mücadelede yanında duran milletimizdir. Yerel kalkınma başlıyor sloganıyla girdiğimiz seçimden 1750 belediye başkanlığını kazanmıştır. En son 2019 seçimlerinde gücümüzü bir kez daha gösterdik. İstanbul, Ankara başkanlık nezdinde kaybedilmesinden üzüntü duyuyorum. Meclislerini biz kazandık. Meclisle beraber güçlüyseniz o belediyede gücünüz farklı olur. Bu şehirlerdeki seçimleri rakiplerimiz birleştiğimiz için kaybedildiği gerçektir. DODURGA SEÇİMLERİ Buna rağmen kayıplarımızı ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz bunları görüyor. Dodurga seçimleri anadolu irfanının göstergesi olarak siyasi tarihimizde yerini aldı. Muhalefet partileri 146 oyda kalırken Dodurga yüzde 87'lik oranla kazanılmıştır. Sınırlı seçim sonucu ölçü değildir. Fikir verecek tablo olduğu açıktır. Bu seçimde farklı sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların başını nasıl kuma gömdüğünü görüyorsunuz. Ülkemizde siyasi değerlendirmeler konusunda akıl ve vicdan bir kenara bırakılmıştır. Ülkenin kazanımlarından bize fayda getireceğinden üzüntü duyan bir güruh peydah oldu. Bu güruhu manda ve himaye taraftarlığı diye ifade edilenlerden tanıyoruz. Ülkeyi bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız. Ülkemizin belediyelerle başlatırsak son 30 yılına damga vuran hareket olarak bu seçimin anlamını biz biliriz. Darbeciler tetikçilerle boğuşarak geldiğimiz yer, mühimdir. Belediyeden hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde gece gündüz çalıştık. "KİMSEYİ İŞSİZ AÇ AÇIKTA BIRAKMADIK" Kendi vizyonunu belirleyen bir Türkiye var. Eğitimden sağlığa ulaşımdan enerjiye kadar sahip olduğu güçlü alt yapıyla güçlü bir Türkiye var. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasında yer almaya her zamankinden yakındır. Sıkıntılarımız mevcuttur. Özellikle ekonomide ortaya çıkan hayat pahalılığını iyi biliyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar gelir seviyelerini artırarak sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Dünyanın resesyon eşiğinde bulunması ülkemizin büyütme esasına dayalı programı ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Kimseyi işsiz aç açıkta bırakmadık. Şubat martta enflasyonu kontrol altına alarak yolumuza devam edeceğiz. Ekonomi tek belirleyici değildir. Ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Türkiye'yi hak ettiği konuma ancak biz getirdik biz getirebiliriz. Karşımızdaki güruhun insanların geleceğine nasıl zarar vereceğini biz anlatacağız. "PKK/YPG, FETÖ NATO KAYITLARINA TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GİRMİŞTİR" En son NATO zirvesini izlediniz. NATO zirvesinde kimlerle neyi nasıl konuştuğumuzu takip ettiniz. Eğitilip donatılan PKK'lı YPG'li FETO teröristlerin sınırlarımızda beklediğini, saldırmak için hazırlık yaptığı çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Yavru muhalefet size sesleniyorum. NATO'nun kayıtlarına PKK YPG girmiştir hepsinden öte FETO terör örgütü olarak girmiştir. AB kayıtlarında olan PKK artık YPG FETÖ NATO kayıtlarına girmiştir. Biz gerek NATO genel sekreterine bizim kırmızı çizgimizdir dedik. Bu kayıtlara girecek girmediği takdirde biz imza atmayız dedik. Kabul etmek zorunda kaldılar. Öyle Türkiye'de ileri geri konuşmanın anlamı yoktur. NATO'nun şu anda kayıtlarını açarsanız bunları görürsünüz. Gizli bir şey kalmadı. NATO zirvesinde 3 dakikada Türkiye’deki teröristlerin İsveç Finlandiya Almanya'da nasıl cirit attığını ekranda gösterdik. 2023 MESAJI 2023 seçimleri bir anlama hassasiyete sahiptir. Bu seçim kırgınlıkla hareket edilecek bir seçim değildir. Artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden tek bedel sahip olmadığımız özgürlüktü. Şimdi ise yanlış bir tercih durumunda yerimizi ve bu fırsatı tehlikeye atmış olacağız. Bizim hakikati dile getirdiğimiz her yerde muhalefetin yalanlarıyla insanları zehirlemeye çalışacağını unutmamalıyız.

1 2