Son Dakika:
yenişafak, hdp, ayhan bilgen, bylock, kars, ataşehir, nahide yıldırım, garson, belediye işçisi, maaş, ali b., fetö, beldiye, aydınlık
FETÖ’nün kullandığı gizli haberleşme programı ByLock’un lisans sahibi olan David Keynes kendi isteği ile Türkiye’ye gelip teslim oldu. 9 Haziran’da ABD’den önce Almanya, ardından Türkiye’ye gelen ve tutuklanan Keynes hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame hazırlandı. İddianamede 15 yıl hapsi istenen Keynes’in ABD vatandaşı olduktan sonra Alpaslan Demir olan ismini değiştirdiği bilgisine yer verildi. TANIK İFADESİYLE BAŞLADI Keynes’in adı ilk olarak Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hakkında “FETÖ’ye üye olmak” suçundan soruşturma yürütülen eski astsubay Cihan Arukan’ın verdiği ifadede geçti. Arukan, lise mezuniyetinden sonra Ankara Polatlı’daki Maltepe Dershanesi yurdunda kaldığı dönem 1 yıl boyunca kendisiyle, belletmen olarak görev yapan ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olarak bildiği Alpaslan Demir’in ilgilendiği beyanında bulunmuştu. Soruşturma da bu bilgiler üzerine başlatıldı. KARA HARP’TE MAHREM İMAM Keynes ile ilgili ihbar, beyan, ifade ve teşhis tutanaklarına yer verilen iddianamede, 18 Temmuz 2017’de ifadesi alınan ve 26 yıl FETÖ yapısı içerisinde aktif olarak bulunduğunu belirten gizli tanık “Karadeniz”in ifadelerine de yer verildi. Gizli tanık Karadeniz, Keynes’in Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde okurken evlerde askeri okullara öğrenci yetiştirmekle görevli olduğunu ve 1996 yılına kadar Kara Harp Okulu’nda mahrem imamlık yaptığını anlattı. İTİRAFÇI OLMAK İSTEMİŞ İddianamede, Keynes’in 26 Ekim 2016’da dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İsmail Uçar’ın makamını aradığı, güvence verilmesi durumunda ByLock’la ilgili bilgiler vermek isteyerek “Ne gerekiyorsa yapmaya hazırım” dediği belirtildi. 1990’da üniversiteyi kazandığını ve örgüt evine yerleştirildiği anlatan Keynes, “Tarık” kod Talip Aydın isimli kişi ile problem yaşadığımdan dolayı Tarık Toros’un imamlığını yaptığı eve yerleştirildiğini anlattı. Keynes, “Bu evde benim dışımda kalanları hatırlamıyorum” dedi. PROGRAMI ATALAY YAZDI Keynes verdiği ifadede ByLock’un lisansını nasıl aldığını da anlattı. ByLock programının yazılımını kendisinin yazmadığını iddia eden Keynes, Portland State Üniversitesi bilgisayar mühendisliği mezunu “Tilki” lakaplı Atalay Candelen’den bahsetti: “Atalay Candelen bana Slikon Vadisinde çalışmak için CV’sine ekleyecek programlar hazırladığını, bu programları Apple markete yüklemek için internetten satın alması gerektiğini, ancak kendi kredi kartının yurt dışı harcamasına kapalı olduğunu ve kredi kartımdan 100 dolar kullanmak istediğini söyledi. Ben de kredi kartı bilgilerimle işlemler için kullanacağı mail adresimi verdim. Apple marketten söylediği program aracını satın aldı. (..) Mart 2014’te ByLock isimli bir program hazırlayıp Apple markete yüklediğini söyledi. O dönem Amerika’da kullandığım hat bulunan telefonumu benden alıp Apple marketten bu programı indirdi ve telefonuma kurdu. 15 Temmuz’dan sonra ByLock’un tamamen FETÖ için hazırlanmış bir program olduğu kanaatine vardım” dedi. SAVCI: HER BİLDİĞİNİ ANLATMADI İddianamede, Keynes’in ifadesinde her şeyi anlatmadığı, kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarda bulunduğu değerlendirilirken; Keynes’in ilk olarak 1986-1987 yıllarında 8’inci sınıfta eğitim görürken örgüt evlerine yönlendirildiği, Ankara’da üniversite okurken örgüt evlerinde belletmen olarak kaldığı ve “Tarık” kod adı verilerek TSK mahrem yapılanmasında öğretmen (grup abisi) görevini yürüttüğünün altı çizildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda gerçekleşen İçişleri Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin görüşmeleri oldukça gergin geçti. Muhalefet milletvekilleri ile tartışan Bakan Soylu salonu terk etti. GARO PAYLAN PANKART AÇTI! 2022 yılı bütçesine ilişkin bilgilerin paylaşıldığı komisyonda ilk tartışma HDP'li Garo Paylan'ın usul hakkındaki konuşması sırasında çıktı. Paylan ''Bakan bey Hrant Dink cinayetinde parmağı olanları ve 10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklasın'' dedi. Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz ise ''Suiistimal etmeyin, usul hakkında söz istediniz'' dedi. Paylan da ''Burası hesap verilen yer'' cevabını verdi. CHP'li vekiller komisyonda "10 bin dolar alan siyasetçi kim?" yazılı pankart açtı. Daha sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu terörle mücadele kapsamındaki faaliyetleri anlatırken CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'a dönerek, "Ben konuşurken gülme" dedi.Soylu'nun sözlerinin ardından tansiyon yükseldi. CHP'li, İYİ Partili ve HDP'li vekiller ayağa kalktı. Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz ara vermek zorunda kaldı. "SİZ DE BAŞKA ŞEYLER SÖYLEMEK ZORUNDA KALIRSINIZ" Aranın ardından başlayan ikinci oturumda da tartışma yaşandı. Soylu, " Sedat Peker'den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi var" açıklaması hatırlatılınca, "Ben 10 bin doları alan siyasetçiyi söylerim siz de başka şeyler söylemek zorunda kalırsınız. Kılıçdaroğlu, Bylock kullanan vekilleri açıklasın, ben de 10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklarım" yanıtını verdi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), rüşvetle 10 bin terör şüphelisinin soruşturma bilgilerinin sızdırdığının ortaya çıkmasının ardından aynı yöntemle ByLock kullanıcı havuzuna da ulaştığı ortaya çıktı. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Adnan Şeker ile 6 sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün gerekçesi taraflara tebliğ edildi. Gerekçede yer alan tespitlere göre, Şeker'in başında bulunduğu şebeke, rüşvetle UYAP'tan sızdırdığı 10 bin terör suçlusunun soruşturma bilgileri gibi, emniyetin ByLock havuzundaki kullanıcı bilgilerine de ulaştı. Bilgileri satın alan ve ByLock kullanıcı listesinde olduğunu öğrenen bazı örgüt mensupları yurt dışına kaçtı. Örgütün bu şekilde bilgileri sızdırdığı, Yaşar Şeker ile örgüt üyesi M.O'nun yazışmalarının deşifre edilmesiyle ortaya çıktı. M.O, 17 Ocak 2019'da Şeker'den, isim ve kimlik numarası verdiği kişinin ByLock kullanıcı listesinde olup olmadığını sorgulamasını istedi. Yaşar Şeker de ağabeyi Adnan Şeker'e WhatsApp üzerinden, "Abi, bir arkadaşın lock kaydı var mı öğreneceğiz de siz bakıyor musunuz buna? Bu ne nasıl oluyor?" diye sordu. Adnan Şeker de usulsüz sorgulama yaptırabileceği örgüt mensubunu işaret ederek, "Lock kaydı dediği ByLock listesinde olup olmadığı. Bakılabiliyor, 'top sakallı hıyar' bakıyor." cevabını verdi. Bunun üzerine Yaşar Şeker, ByLock sorgusu yaptırabildiklerini, bunun sonucunda kullanıcı ID'si ve irtibat bilgilerini görebildiklerini M.O'ya bildirdi. Bunun ardından örgüt mensubunun listede yer alıp almadığına ilişkin sorgulama, 230 lira rüşvet karşılığında kimliği henüz tespit edilemeyen bir kamu görevlisi aracılığıyla yaptırıldı. Şeker kardeşler, havuzdan ulaştıkları bu bilgileri örgüt mensuplarına kimi zaman 300 avro karşılığında sattı. ByLock sorgusu yapılmasına aracılık eden ve yazışmalarda "top sakallı" olarak anılan kişinin Murat B. isimli Whatsapp kullanıcısı olduğu bildirilen gerekçeli kararda, "Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yazısında, ByLock sorgusunu yapan şüphelinin (kamu görevlisinin) tespiti için ByLock sorgu kayıtlarının incelenmesi hususunda izin talep edildiği, bu amaçla ilgili kurumlardan yazışma yapılmasının talep edildiği belirtilmiştir.” tespiti yapıldı. Kardeşini de sorgulatmış Yaşar Şeker’in yazışmalarında, ByLock sorgulamaları için "top sakallı"nın her seferinde para istediği bilgisine yer verilen kararda, "Yaşar Şeker, şahsın kendisine sorgulamaları 230 TL karşılığında yaptırabileceğinden bahsettiği ve Yaşar Şeker'in Murat B. isimli şahsa yaptırdığı sorgulamalar karşılığında verdiği paraları ajandaya not ettiği görülmüştür." ifadeleri kullanıldı. Yaşar Şeker'in aynı şekilde kardeşi Mustafa Şeker'i de sorgulattığı aktarılan kararda, "Sorgulama sonucunda, Mustafa Şeker'in ByLock kullanıcı listesinde yer aldığı ve ByLock kullanım yoğunluğunun kırmızı kategoride olduğu sonucunun iletildiği, bu şekilde sanıkların örgüt mensupları vasıtasıyla kişilerin ByLock listesinde olup olmadıklarını öğrendikleri anlaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı. Bir başka yazışmada ise Yaşar Şeker ağabeyine, "Bu iddianamelere ulaşma konusu vardı ya sanırım ulaşabiliriz gibi. Birisini bulduk da bağlantı kurabilirsek onun aracılığıyla" mesajını gönderdi. Adnan Şeker'in, "Öyle mi? Harika olur. Ayrıca yakalama ve tutuklama kararlarına da ulaşılabilirse çok büyük bir rant ve iş olur." cevabını vererek söz konusu bilgilere ulaşmaları halinde usulsüz sorgulama içinde yüklü miktarda para elde edeceklerini kaydetti. Karar Bir dönem örgüt elebaşı Gülen'in avukatlığını da üstlenen Adnan Şeker'in başında olduğu şebeke, rüşvet verdiği katip aracılığıyla FETÖ'cülerin yanı sıra PKK, DHKP-C ve MKP'li yaklaşık 10 bin terör şüphelisinin soruşturma ve yakalama bilgilerini sızdırdığı ortaya çıkmıştı. Şeker'in bu işlem için yurtdışındaki firari örgüt mensuplarından 300 avro, yurt içindeki şüphelilerden ise 400 lira aldığı, UYAP üzerinden usulsüz işlem yaptırdığı katibe ise sorguladığı her kişi için 50 lira verdiği tespit edilmişti. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sonucunda Adnan Şeker, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl, "zincirleme şekilde rüşvet vermekten" 17 yıl 6 ay, "gizliliği ihlalden" 2 yıl 6 ay ve "suçluyu kayırmadan" ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ'nün 2015’te yapılan Sermaye Piyasası Kurulu Uzman Yardımcılığı Giriş Sınavı sorularını alıp, örgüt üyelerine dağıttığı tespit edildi. Örgüt üyelerinin aralarında yaptıkları ByLock yazışmalarında sınav sorularının kimlere verileceğini konuştukları belirlendi. Soruşturma sonunda soruları sınav öncesi temin ettiği belirlenen Sümeyye Y. hakkında iddianame düzenlendi. Örgütten sınav sorularını alarak SPK’da uzman yardımcısı olarak çalışmaya başlayan ve KHK ile ihraç edilen Sümeyye Y. hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15 yıla kadar hapis talep edildi. İddianamede yer alan bilgilere göre; örgütün Ankara’daki kurum sınavlarına hazırlık için açtığı sözde çalışma evleri tek tek tespit edildi. Örgütün, bu evlere deşifre olmaması için 'yıldız', 'nakış', 'mutlu', 'kısmetim', 'orkide', 'mehterler', 'bal' gibi kod isimleri verdiği belirtildi. Evde kalan kişilerin, evlere tahsis edilen GSM hatları üzerinden aileleriyle irtibata geçtiği, örgüt içi iletişimin ise evlere tahsis edilen ByLock hesapları vasıtasıyla gerçekleştiği belirtildi. BYLOCK YAZIŞMALARI ORTAYA ÇIKTI Örgütün bu evlere özel olarak tahsis ettiği ByLock hesapları üzerindeki yazışmalar da iddianamede yer aldı. Yazışmalarda sınav sorularından 'dua', soruların dağıtılacağı örgüt üyelerinden 'dualık' diye bahsedildiği ifade edildi. 'Bahar' kod adlı Belgin G.’nin kadın çalışma evlerinden, eşi Eren G.'nin ise erkek çalışma evlerinden sorumlu olduğu belirtildi. İddianamede yer alan örgüt üyeleri arasındaki yazışmalardan bazıları şöyle: Belgin G.: Dua gelmedi mi? Seher’e de verin demiş Kevser Abla. Seher’i alıp başka yere gideceğim. Eren G.: Kimlere vereceksin, Şevko’ya sordun mu? Belgin G.: Şimdi benim 7 kızım var, 7’si de dualık; ama Seher ve hukukçu Hatice’nin hiç dilleri yok. 35 üstünde YDS puanları da yok, dikkat çeker mi? Kadriye Y.: Dil kısmını puanlarından biraz daha yüksek yapabilirler. Belgin G.: Kevser Abla, öğlen hukukçuların yanına uğradım ‘SPK’ya gireceksiniz’ dedim. ‘Muhasebemiz biraz değil hiç yok’ diyorlar. Şimdi burada en az 50 alma şartı var diye biliyorum. Vergide hiçbir şey yapamayıp burada en az 50 olacak şekilde yapmak dikkat çeker mi? Çocuklar duayı bilmediklerinden 'kesin yapamayız' gözüyle bakıyorlar. Kadriye Y.: SPK adayınız varsa dua iletelim. SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ İddianamedeki ifadesinde suçlamaları kabul etmeyen Sümeyye Y., etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasını gerektirir bir hali bulunmadığını da belirtti. Ayrıca iddianamede, Sümeyye Y.’nin 2014-2016 yılları arası Ankara’da bulunan örgüt çalışma evlerinde kaldığı, bu evlerde uygulanan yasaklara ve gizlilik tedbirlerine riayet ettiği, kurum sınav sorularının sınav öncesinde kendisine tevdi edileceği derecede örgüt tarafından sahiplenilmesi nedeniyle sanığın üzerine atılı 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan cezalandırılması talep edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmalar sonucunda; Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce örgüt içerisinde faaliyette bulunduğu değerlendirilen ve örgütün kripto haberleşme programı olan “BYLOCK” kullanıcısı olduğu tespit edilen 1’i Doçent Doktor (İhraç), 1’i Doktor (İhraç), 4’ü Hemşire (1’i Aktif-3’ü İhraç) ve 2’si Sağlık Bakanlığı eski çalışanı olmak üzere toplamda 8 şüpheli şahsa yönelik gerçekleştirilen operasyonda; 6 şahıs yakalanmış olup firari 2 şüpheli şahsın yakalanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilerek engellenmesine yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.
Yıllarca Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele eden Milli Görüş geleneğinin yayın organı Milli Gazete, Necmettin Erbakan’ın vefatı sonrası Temel Karamollaoğlu’nun genel başkanlığa gelişi ile birlikte FETÖ ve CHP kontrolüne girmişti. İBB başta olmak üzere CHP’li belediyelerden beleş ihaleler alan Milli Gazete’de kadrolar da CHP’nin istediği isimlerden seçiliyor. BYLOCK KULLANAN MUHABİR Yayın çizgisinde olduğu kadar çalışanlarında da büyük değişikliğe giden Milli Gazete’de Milli Görüş’e bağlı isimler tasfiye edilirken FETÖ ile iltisaklı kişiler işe alındı. Milli Gazete muhabiri ve TV5 yorumcusu Bünyamin Güler’in ByLock kullanıcı olduğu öğrenildi. FETÖ SEVDALISI BÜNYAMİN GÜLER MİLLİ GÖRÜŞ’E NASIL SIZDI? ByLock kullanan ve FETÖ’cü isimlerle oldukça samimi olan gazeteci Bünyamin Güler’in Milli Gazete’ye geçişi; Saadet Partisi ile CHP yakınlaşması sonrası CHP’li belediyelerden Milli Gazete’ye beleş ihaleler yağdığı döneme rastlıyor. FETÖ çizgisinde yayınlar yapan Bünyamin Güler’in FETÖ’ye yakın isimleri sık sık ekrana çıkarması Mili Görüş içinde rahatsızlığa sebep olmuştu. GÜLER SOYLU’NUN İSTİFA ETTİĞİNİ İDDİA ETMİŞTİ Milli Gazete muhabiri Bünyamin Güler, “Süleyman Soylu kabinede istifasını sundu” haberiyle gündeme gelmişti.
CHP'nin skandal gazeteci raporunu savunurken Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener ile görüşüldüğü yalanını ortaya atan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile ilgili FETÖ'cülerin Bylock yazışmaları ortaya çıktı. FETÖ'cüler, Soma'daki maden faciası ile ilgili notları Özel ile paylaşmayı konuşarak, "Bugün daha çok Özel ile çalışılırdı" dediği görüldü. Nedim Şener'in "ByLock’ta Özgür Özel’e FETÖ selektörü" başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle: 12 Kasım 2015 günü emniyet müdürlüğü önünde şunları söylemişti: “Kamuoyunda çeşitli isimlerle anılan, FETÖ terör örgütü diye yetkililerin ifade ettikleri Manisa’daki bir inanç grubuna bir cemaate kendilerine Hizmet Hareketi olarak ifade eden kişilere yapılmış operasyondan sonra bugün emniyet müdürlüğünde gözaltında olanları ziyaret ediyoruz, dört tanesiyle görüştüm yukarıda...” ‘BUGÜN ÖZGÜR ÖZEL’E ÇALIŞILDI’ FETÖ’cüler Bylock yazışmalarında bu konuya epey yer vermiş. FETÖ’nün “Gazete Mesulü” Murat Şimşek ile ED-Eğitim danışmanı Seyit Ahmet Akçalı arasındaki 12 Kasım 2015 tarihli yazışma şöyle: - Abi bugün daha çok Özgür Özel’le çalışıldı. - 5 ayrı haber yapıldı. - Abi yarın ‘Halil hocayla görüşelim’ diyorlar. - Hepsini teker teker gezdi. - 0 53.. 423 .. .. (Ö.Özel’in telefon numarası) - Abi, bütün abiler ve ablaları ziyaret etti. ‘ÖZEL’E DESTEK OLALIM’ Büyük Bölge Talebe Mesulü (BBTM) Tahsun Gündüz ile FETÖ mensubu İsmail Muslu arasındaki ByLock görüşmesi: (12 Kasım 2015) - CHP Milletvekili Özel bugün gözaltına alınan 5 bayanı tek tek ziyaret ederek destek olmuştur. Kendilerini arayarak teşekkür edelim, destek olalım. 0 53.. 423 .. ..(Ö.Özel’in telefonu). ‘SOMA RAPORUNU ÖZEL’E VERSEK KULLANIR’ FETÖ’cülerin Özgür Özel’e ilgisinin öncesi de var. Mesela, FETÖ’nün MİT Mahrem Yapılanması altında, 2013 yılında oluşturduğu “Siyaset Yapılanmasının” başında olan “Cafer” kod adlı Ahmet Hamdi Parlak ile Askeri Mahrem Yapı’dan Ali Topdağ, ByLock yazışmalarında Özgür Özel’den şöyle bahsediyor. (Tarih 27 Ağustos 2015) - Manisa CHP milletvekili Özgür özel ile diyaloğumuz nasıl? - Soma maden kazası ile ilgili bilgi notları var. - Versek kullanır ve iyi de olur. - Problemli bir ifade varsa çıkarıp verelim. (Tarih 3 Eylül 2015) - Kahvaltı bugün olmaz. - ABD’den geldiğinizi söyledim, sizi görmek ister. - O zaman akşam olur. - Ona göre tekrar sor. - Akşam saat kaç civarı diyeyim? - ‘21’den sonra’ dersin. KARŞILIKLI SELEKTÖR MÜ Bu yazdıklarım Özgür Özel’in bana yalanlarla attığı iftiralardan değil, Ankara ve İstanbul savcılıklarında açılmış dava ve yürütülen taraflara da ulaşan soruşturma dosyalarından; yazmakta olduğum bir kitabın içinden küçük bir detay. Ben Özgür Özel gibi yalana sarılmam, iftira atıp onu delilim olmadan FETÖ ile ilişkilendirmem. Sadece beni FETÖ’yü yanlamakla, selektör yapmakla itham etmişti, acaba yazdıkları gibi Özel FETÖ’cüleri, FETÖ’cüler Özel’i yanladı mı? Karşılıklı selektör yaptılar mı? Bunun anlamak şu sorulara cevap vermesinden geçiyor. İşte sorular: MİT mahrem yapılanmasından “Cafer” kod adlı Ahmet Hamdi Parlak, askeri mahrem yapılanmadan Ali Topdağ, Büyük Bölge Talebe Mesulü Tahsin Gündüz, Şerif Osman Çetinel, Alper Emreli, İsmail Muslu, gazete mesulü Murat Şimşek, ‘Eğitim Danışmanı Seyit Ahmet Akçalı’ isimli kişilerden hangilerini tanıyorsunuz? Hiç ilişkin, yüz yüze, dolaylı, veya telefonla görüşmen oldu mu? Manisa’da FETÖ’cüleri ziyareti onların isteğiyle mi yaptın? Sonra seni aradılar mı? Onların bilgisiyle başka cezaevlerine FETÖ’cüleri ziyarete gittin m? Sana Soma ile ilgili rapor verdiler mi?
