29 Mart Cuma 2024
3 yıl önce

Biden darbeyi biliyordu

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 4.5 yıl geçti ve Amerika’nın rolü yine tartışma konusu oldu. “Yine” diyorum, çünkü konuya biraz ilgisi olanlar 15 Temmuz’un FETÖ eliyle gerçekleştirilen bir ABD darbe girişimi olduğunu biliyorlar. Ama yine de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir televizyon kanalında, “15 Temmuz’u FETÖ mü yaptı?” sözünün, 15 Temmuz’a “tiyatro”, “kontrollü darbe” diyen CHP’liler ve yandaşları ile özellikle FETÖ’cü sosyal medya hesapları tarafından dakikalar içerisinde hızlı bir şekilde paylaşılması, konunun bir kez daha gündeme gelmesini sağladı. Aslında Soylu’nun söylediği açıktı; FETÖ’nün darbe girişiminin arkasındaki ABD’yi işaret ediyordu. Ertesi gün, Soylu’nun konu hakkındaki sözleri daha açık bir şekilde Hürriyet’te yayınlandı. Aynı gün Reuters Haber Ajansı çevirisini yapıp servis etti. Saatler sonra da Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, iddiaları reddetti ve şu açıklamayı yaptı: “Açıkça ifade etmek gerekirse, ABD’nin, 2016’da Türkiye’de gerçekleşen darbe girişimine hiçbir dahli olmamıştır. ABD bu girişimi derhal kınamıştır. Aksi yöndeki iddialar yanlıştır ve Türkiye’nin NATO müttefiki ve ABD’nin stratejik ortağı olmasıyla bağdaşmamaktadır.” BiDEN DARBEYİ BİLİYORDU ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price belki bilmiyordur ama 15 Temmuz darbe girişiminden haberdar olan üç grup vardı: Birincisi 25 Aralık 2015’ten itibaren Ankara’da darbe toplantılarını organize eden FETÖ’nün Genelkurmay imamı Adil Öksüz ile 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde beraber hareket ettiği “mahrem imamlar” ve FETÖ elebaşı Gülen. İkincisi, o toplantılara katılan TSK içindeki FETÖ’cü darbeci askerler, üçüncüsü de şimdiki ABD Başkanı Joe Biden... “Hiç de inandırıcı değil” dediklerini duyar gibiyim. FETÖ’cülerin ByLock kayıtları olmasa ben de aynısını düşünürdüm. Ama Biden’ın Türkiye’de bir darbe hazırlığından 2016 yılı Ocak ayında haberdar olduğunu FETÖ’nün iki üst düzey yöneticisi olan Rıdvan Kızıltepe ve Barbaros Kocakurt’un 2 Şubat 2016 tarihli ByLock yazışmalarından öğrenmiştik. İSTANBUL’DAKİ ‘BOŞBOĞAZLIK’ Şimdiki ABD Başkanı’nın ülkesindeki bir lakabı da “Boşboğaz (Loquacious) Biden”dı. 2016 yılı Ocak ayında “ABD Başkan Yardımcısı” sıfatıyla Türkiye’ye gelen Biden, İstanbul’da bazı gazeteciler ve Can Dündar’ın oğlu ile görüşmüştü. “Boşboğaz Biden” o görüşmede, Türkiye’de darbe olacağını ağzından kaçırmıştı. Biz bunu ByLock kullanıcı numarası (ID) 283838 olan Rıdvan Kızıltepe ile 146905 ID no’lu kullanıcı Barbaros Kocakurt arasında 2 Şubat 2016 tarihinde gerçekleşen yazışmada öğrendik. Kızıltepe ve Kocakurt, bu yazışmada, 22 Ocak 2016 günü Türkiye’de bulunan Biden’ın İstanbul’da yaptığı toplantıda Can Dündar’ın oğluna söylediği ve kendilerine ulaşan bilgiyi şöyle paylaşmışlardı: “Kızıltepe: Hidayet Bey’in çok selamı var. Kocakurt: Aro (Allah razı olsun) Aleyküm slm. Kızıltepe: Bu arada bir bilgi Biden, Can Dündar’ın oğluna, ‘Bu adam (Erdoğan) bizi pek dinlemiyor ama TSK tarafından kokular geliyor’ gibi bir cümle sarf etmiş. Kocakurt: Bu adam kim? Kızıltepe: Biden Başkan yardımcısı, Obama yardımcısı. Kocakurt: Ne kokusu, olumlu mu olumsuz mu? Kızıltepe: Hareket var manasında kullanmış, rahatsızlıkları var manasında hareket edebilirler gibi.” 7 İADE DOSYASI BEKLİYOR BÜgünkü ABD Başkanı Biden’ın 15 Temmuz darbe girişimini altı ay öncesinden bildiğini biz değil, FETÖ’cüler söylüyor. Dolayısıyla ABD yalnızca öncesinde değil, içinde yer aldığı darbe girişimi sonrasında da suç ortağını korumaya devam ediyor. Yazılanlar yalansa, ABD adalet makamları bunun hesabını FETÖ elebaşı ve yanındakilere neden sormuyor? Bu yazışmaları yapanlar topraklarında yaşıyor. Eğer ABD, söylediği gibi masumsa Türkiye’nin defalarca iadesini istediği FETÖ elebaşı ile ilgili bir adım atar. FETÖ elebaşı Gülen, sadece 15 Temmuz darbe girişimi değil, birçok suçu işleyen bir terör örgütü elebaşıdır. İşlediği suçlarla ilgili tüm deliller dosyaları ile ABD makamlarına gönderildi. Bugüne kadar değişik konularda yedi kez iadesi istendi. Ancak ABD Adalet Bakanlığı bu dosyalardan bir tekinin kapağını bile açmadı, Pensilvanya’daki çiftlikte Fetullah Gülen’i beslemeye devam etti. YA AMERİKALILARLA MACERALARINI ANLATIRSA İlginç olanı ise ne “yargılanması” için FETÖ elebaşını ne de “suçsuz” diye dosyaları Türkiye’ye iade etmemesi. Bırakın bir kez “usulen” bile olsun ifadesini almayı, kimlik teyidi için dahi kapısına gitmediler. İki ülke arasındaki anlaşmalar, Gülen’in hakkındaki iddialar/işlediği suçlardan ifadesinin alınmasını, tutuklanmasını, yargılanmasını hatta iadesini gerektiriyor. Eğer ABD yönetimi FETÖ’nün işlediği suçların ortağı olmasa, FETÖ elebaşı ve örgüt yöneticilerini Pensilvanya’daki çiftlikte beslemez, zaman zaman “müttefik” dediği Türkiye’ye iade ederdi. Peki neden iade etmiyor? Elbette iade edilse, FETÖ elebaşı yalnızca “Amerika maceralarını” değil “Amerikalılarla maceralarını” da anlatır diye korkuyorlar. Elbette konuşmasın diye casusunu koruyacak. Bunun başka hiçbir açıklaması yok. İade etmemesinin hukukla, adaletle hiçbir ilgisi yok. Tıpkı Amerika’nın hukukla, adaletle, demokrasiyle ilgisi olmadığı gibi. Ya ne? İnsanlarımızı katleden FETÖ ve PKK’nın “müttefiki”, terörist destekçisi bir ülke, başka bir şey değil.

3 yıl önce

İzmir Menemen'de otobüste çarşaflı kadını darbeden kişi tutuklandı

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 4.5 yıl geçti ve Amerika’nın rolü yine tartışma konusu oldu. “Yine” diyorum, çünkü konuya biraz ilgisi olanlar 15 Temmuz’un FETÖ eliyle gerçekleştirilen bir ABD darbe girişimi olduğunu biliyorlar. Ama yine de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir televizyon kanalında, “15 Temmuz’u FETÖ mü yaptı?” sözünün, 15 Temmuz’a “tiyatro”, “kontrollü darbe” diyen CHP’liler ve yandaşları ile özellikle FETÖ’cü sosyal medya hesapları tarafından dakikalar içerisinde hızlı bir şekilde paylaşılması, konunun bir kez daha gündeme gelmesini sağladı. Aslında Soylu’nun söylediği açıktı; FETÖ’nün darbe girişiminin arkasındaki ABD’yi işaret ediyordu. Ertesi gün, Soylu’nun konu hakkındaki sözleri daha açık bir şekilde Hürriyet’te yayınlandı. Aynı gün Reuters Haber Ajansı çevirisini yapıp servis etti. Saatler sonra da Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, iddiaları reddetti ve şu açıklamayı yaptı: “Açıkça ifade etmek gerekirse, ABD’nin, 2016’da Türkiye’de gerçekleşen darbe girişimine hiçbir dahli olmamıştır. ABD bu girişimi derhal kınamıştır. Aksi yöndeki iddialar yanlıştır ve Türkiye’nin NATO müttefiki ve ABD’nin stratejik ortağı olmasıyla bağdaşmamaktadır.” BiDEN DARBEYİ BİLİYORDU ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price belki bilmiyordur ama 15 Temmuz darbe girişiminden haberdar olan üç grup vardı: Birincisi 25 Aralık 2015’ten itibaren Ankara’da darbe toplantılarını organize eden FETÖ’nün Genelkurmay imamı Adil Öksüz ile 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde beraber hareket ettiği “mahrem imamlar” ve FETÖ elebaşı Gülen. İkincisi, o toplantılara katılan TSK içindeki FETÖ’cü darbeci askerler, üçüncüsü de şimdiki ABD Başkanı Joe Biden... “Hiç de inandırıcı değil” dediklerini duyar gibiyim. FETÖ’cülerin ByLock kayıtları olmasa ben de aynısını düşünürdüm. Ama Biden’ın Türkiye’de bir darbe hazırlığından 2016 yılı Ocak ayında haberdar olduğunu FETÖ’nün iki üst düzey yöneticisi olan Rıdvan Kızıltepe ve Barbaros Kocakurt’un 2 Şubat 2016 tarihli ByLock yazışmalarından öğrenmiştik. İSTANBUL’DAKİ ‘BOŞBOĞAZLIK’ Şimdiki ABD Başkanı’nın ülkesindeki bir lakabı da “Boşboğaz (Loquacious) Biden”dı. 2016 yılı Ocak ayında “ABD Başkan Yardımcısı” sıfatıyla Türkiye’ye gelen Biden, İstanbul’da bazı gazeteciler ve Can Dündar’ın oğlu ile görüşmüştü. “Boşboğaz Biden” o görüşmede, Türkiye’de darbe olacağını ağzından kaçırmıştı. Biz bunu ByLock kullanıcı numarası (ID) 283838 olan Rıdvan Kızıltepe ile 146905 ID no’lu kullanıcı Barbaros Kocakurt arasında 2 Şubat 2016 tarihinde gerçekleşen yazışmada öğrendik. Kızıltepe ve Kocakurt, bu yazışmada, 22 Ocak 2016 günü Türkiye’de bulunan Biden’ın İstanbul’da yaptığı toplantıda Can Dündar’ın oğluna söylediği ve kendilerine ulaşan bilgiyi şöyle paylaşmışlardı: “Kızıltepe: Hidayet Bey’in çok selamı var. Kocakurt: Aro (Allah razı olsun) Aleyküm slm. Kızıltepe: Bu arada bir bilgi Biden, Can Dündar’ın oğluna, ‘Bu adam (Erdoğan) bizi pek dinlemiyor ama TSK tarafından kokular geliyor’ gibi bir cümle sarf etmiş. Kocakurt: Bu adam kim? Kızıltepe: Biden Başkan yardımcısı, Obama yardımcısı. Kocakurt: Ne kokusu, olumlu mu olumsuz mu? Kızıltepe: Hareket var manasında kullanmış, rahatsızlıkları var manasında hareket edebilirler gibi.” 7 İADE DOSYASI BEKLİYOR BÜgünkü ABD Başkanı Biden’ın 15 Temmuz darbe girişimini altı ay öncesinden bildiğini biz değil, FETÖ’cüler söylüyor. Dolayısıyla ABD yalnızca öncesinde değil, içinde yer aldığı darbe girişimi sonrasında da suç ortağını korumaya devam ediyor. Yazılanlar yalansa, ABD adalet makamları bunun hesabını FETÖ elebaşı ve yanındakilere neden sormuyor? Bu yazışmaları yapanlar topraklarında yaşıyor. Eğer ABD, söylediği gibi masumsa Türkiye’nin defalarca iadesini istediği FETÖ elebaşı ile ilgili bir adım atar. FETÖ elebaşı Gülen, sadece 15 Temmuz darbe girişimi değil, birçok suçu işleyen bir terör örgütü elebaşıdır. İşlediği suçlarla ilgili tüm deliller dosyaları ile ABD makamlarına gönderildi. Bugüne kadar değişik konularda yedi kez iadesi istendi. Ancak ABD Adalet Bakanlığı bu dosyalardan bir tekinin kapağını bile açmadı, Pensilvanya’daki çiftlikte Fetullah Gülen’i beslemeye devam etti. YA AMERİKALILARLA MACERALARINI ANLATIRSA İlginç olanı ise ne “yargılanması” için FETÖ elebaşını ne de “suçsuz” diye dosyaları Türkiye’ye iade etmemesi. Bırakın bir kez “usulen” bile olsun ifadesini almayı, kimlik teyidi için dahi kapısına gitmediler. İki ülke arasındaki anlaşmalar, Gülen’in hakkındaki iddialar/işlediği suçlardan ifadesinin alınmasını, tutuklanmasını, yargılanmasını hatta iadesini gerektiriyor. Eğer ABD yönetimi FETÖ’nün işlediği suçların ortağı olmasa, FETÖ elebaşı ve örgüt yöneticilerini Pensilvanya’daki çiftlikte beslemez, zaman zaman “müttefik” dediği Türkiye’ye iade ederdi. Peki neden iade etmiyor? Elbette iade edilse, FETÖ elebaşı yalnızca “Amerika maceralarını” değil “Amerikalılarla maceralarını” da anlatır diye korkuyorlar. Elbette konuşmasın diye casusunu koruyacak. Bunun başka hiçbir açıklaması yok. İade etmemesinin hukukla, adaletle hiçbir ilgisi yok. Tıpkı Amerika’nın hukukla, adaletle, demokrasiyle ilgisi olmadığı gibi. Ya ne? İnsanlarımızı katleden FETÖ ve PKK’nın “müttefiki”, terörist destekçisi bir ülke, başka bir şey değil.

3 yıl önce

Analiz - Sultan Şenyazar | Üniversite olayları bizi hiçbir zaman demokrasiye götürmedi. Mesela darbeye karşı üniversite olayları olmadı

Bir soru sormak isterim. Bir üniversite öğrencisi, okul hayatı boyunca rektörü kaç kez görür? Veya bir rektörün yönetiminden, doğrudan nasıl etkilenir ki rektörün seçimiyle bu kadar ilgilenir. Türkiye’de binlerce lise var. Lisede öğrenciler, devletin atadığı müdürün yönetiminde eğitim alıyorlar, o müdürle temas ediyorlar, her gün görüyorlar ama bir yıl sonra üniversiteye başlıyorlar ve diyorlar ki hayır rektörümüzü biz seçeceğiz. Ve bunun için günlerdir eylemler yapılıyor. Yalnız burada bir incelik var, öğrenci eylemleri, rektörü öğrenciler seçsin iddiasiyla yapılmıyor aslında. Rektör üniversite içinden seçilsin diyorlar. Yani bu eylemi planlayanlar, aslında öğrencilere bir seçme hakkı talep ediyor değil. Öğretim görevlilerinin talebini dile getirmek için öğrencileri kalkan olarak kullanıyor.

3 yıl önce

PKK'ya GARA'da büyük darbe... Bölgeyi teröristlerden temizleyen Mehmetçik kışlasına döndü...

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 4 gün süren harekatın sona erdiğini duyurdu. GENELKURMAY BAŞKANI ORG. YAŞAR GÜLER'İN HAREKATA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, “PKK terör örgütü unsurlarını etkisiz hâle getirerek, Irak'ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla yaptığımız bu harekâtla teröristlere ait barınak, sığınak, mühimmat depoları, karargâhları ve de mağaraların imhası planlanmıştır" dedi. Harekât alanına ilişkin bilgiler veren Orgeneral Güler, "Harekât alanımız 75 kilometre genişliğinde ve 25 kilometre derinliğinde, bugüne kadar icra ettiğimiz harekâtların hemen hemen en büyük bölgesidir. Bu geniş bölgede önemli tüm hedeflerin vurulması da planlanmıştır" diye konuştu.

3 yıl önce

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer’nin darbeci sevdası

CHP’li Tunç Soyer’in başkanlığını yaptığı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne 28 Şubat cuntacılarından Çevik Bir’in isminin verildiği Buca’daki “Çevik Bir Meydanı”nın isminin “Ömer Halisdemir Meydanı” olması için verilen teklifi, “Şahıs kesin hüküm giymemişse ismini kaldırmayız” diyerek reddeden İzmir Büyükşehir Belediyesi, darbeci Bir’in cezasının istinaf mahkemesinde de onanmasına rağmen isim değişikliğiyle ilgili adım atmadığı biliniyor.

3 yıl önce

Çiğ köfte 'acılı' olduğu gerekçesiyle iş yeri çalışanını darbeden şüpheli yeniden gözaltına alındı

Afyonkarahisar Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, "Sosyal medyada büyük tepki toplayan, çiğ köfte dükkanında çalışan gence saldıran ve bu saldırgan tavrıyla hepimizin içini acıtan şahıs, Cumhuriyet Savcılığının kararıyla emniyet ekipleri tarafından gözaltına alınmış, şahısla ilgili gerekli adli işlemler devam etmektedir" denildi.

3 yıl önce

New York Times Meydanı'ndaki FETÖ’nün 'Stop Erdogan' ilanına karşılık, TASC tarafından 15 Temmuz darbe girişimini anlatan görseller yayınlandı

Yayında, söz konusu reklamının verildiği köşede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz anma programının 4. yılında okuduğu şiiri, İngilizce alt yazısı ile gösterildi. Dijital ekranlı kamyonetin 3 gün boyunca günde 8 saat Times Meydanı'nda dolaşacağı kaydedildi. Times Meydanı'na yakın 42. sokak ile 8. Cadde köşesindeki dijital ekrana verilen 'Stop Erdogan' reklamı, ABD'de yaşayan Türklerin söz konusu reklamı yayınlayan Outfront Media reklam şirketini telefon ve e-posta ile arayarak protestolarını ifade etmesi üzerine kaldırılmıştı.

3 yıl önce

Darbecilerin zulmü 60 yıl sonra İçişleri Bakanlığı’nın devreye girmesiyle bitti

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Demirer'in 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra darbeciler tarafından tüm hakları kısıtlandı. 1995'te hayatını kaybeden ve Demokrat Parti Afyonkarahisar Milletvekilliği de yapan Demirer'in kentte bulunan bir taşınmazının tapu kaydına 1961'de darbe yönetimi tarafından gizli emirle "ihtiyati tedbir şerhi" konulduğu ortaya çıktı. Şerh, Demirer'in taşınmazında hissesi bulunan bir kişi tarafından, satış suretiyle ortaklığın giderilmesi (İzale-i Şuyu) davası açmasıyla tespit edildi. Bu durumun ortaya çıkmasının ardından Afyonkarahisar Barosu avukatlarından Ahmet Hikmet Kurtulmuş, önce Afyonkarahisar Valiliği daha sonra da İçişleri Bakanlığına dilekçe gönderdi. Dilekçeyi inceleyen İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, söz konusu taşınmaz üzerindeki şerhin Bakanlık tarafından kaldırılmasını uygun gördü. "Kararın olumlu sonuçlanmasından dolayı mutluyuz" Avukat Kurtulmuş, kararın olumlu sonuçlanmasından dolayı mutlu olduklarını belirterek, "27 Mayıs 1960 askeri darbesinden kalma 'mülkiyet hakkını kısıtlayan' şerhi 60 yıl sonra kaldırmış olduk. Karar, Afyonkarahisar Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yazılı olarak bildirildi. Bu karardan dolayı İçişleri Bakanlığına teşekkür ediyoruz." ifadelerini kullandı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 18 19