19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Mahir Ünal: Sosyal medyada dezenformasyonla mücadele için yasal düzenleme kaçınılmaz

Ünal, "Dezenformasyonla mücadele, terörle mücadele kadar önemli. Çünkü biz terörü silahlı şiddete dayalı bir yapı olarak anlayamayız. Terörün ortak amacı kaos oluşturmak, 'düzen' fikrini ortadan kaldırmaktır. Dezenformasyon dediğimiz ve inşa edilmiş sahte gerçeklik üzerinden toplumlar üzerinde çok ciddi anlamda bir algı operasyonu yapılıyor. Sosyal medya yalanları, sosyal medyada oluşturulmak istenen sahte gerçeklikle ilgili ciddi düzenlemelere gidiyor" ifadelerini kullandı. Daha önce çıkarılan sosyal medya düzenlemesini hatırlatan Ünal, "Bu bir ayağı işin. Bu tarafsız platformlarda paylaşılan yalan haberlerin de orada oluşturulan dezenformasyonun ortaya koyduğu bir terör biçimi var. Ve bununla bütün dünya mücadele ediyor" diye konuştu. AK Parti'nin yeni bir sosyal medya düzenlemesini gündeme aldığını kaydeden Ünal, şunları kaydetti: "AB dezenformasyonla mücadele anlamında hangi yasal adımları attı, hangi düzenlemeleri getirdi bunun incelemesini yapıyoruz. Bu incelemelerimiz tamamlandığında yine Avrupa’yı temel alarak dezenformasyonla mücadeleye ilişkin bir yasal düzenleme kaçınılmaz. İnternet coğrafyasında mücadele edilen ortak düşman dezenformasyon. Diğer ülkelerin de bizim de ortak düşmanımız dezenformasyon. Burada tam da özgürlüklerin rahat bir şekilde kullanabilmesi, kişisel verilerin korunmasından, özel hayatın dokunulmazlığına, kişi haklarının korunmasından, insanların özel hayatlarına dönük yapılan dezenformasyona bir çözüm bulma çabasında şu anda dünya. Biz de bu çabaların bir yerinde yapılan düzenlemeleri örnek alarak bir benzer düzenlemeyi hayata geçireceğiz."

2 yıl önce

EGM: “Yağ fiyatları” üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve bağlı il birimlerince, kanunların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir.   Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, Twitter isimli sosyal medya platformu üzerinde “Yağ fiyatları” üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır.

1 yıl önce

EGM’den açıklama: Kendilerini Afgan, Pakistanlı göstererek yapılan dezenformasyon içerikli paylaşımlara inceleme

Emniyet Genel Müdürlüğü'nden sosyal medyadaki bazı paylaşımlar hakkında yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi: “Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca, kanunların verdiği yetki çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla, internet  ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir. Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında sosyal medya platformlarında açık kaynaklardan kolaylıkla elde edilebilecek provokatif görüntüler ile kendilerini “Afgan, Pakistanlı” hesaplar gibi göstererek ülkemizde iç karışıklık çıkarmak amacıyla dezenformasyon içerikli paylaşımlar yapıldığı görülmüş olup gerekli incelemeler başlatılmıştır. Bu ve benzeri operasyon hesaplarına fırsat verilmeyecektir.”

1 yıl önce

BİK Genel Müdürü Erkılınç: Basınımız dezenformasyonla mücadele etmeli

Erkılınç, BİK tarafından kentteki bir otelde düzenlenen "Gazete Sahipleri ve Temsilcileri Bölge Toplantıları"nın açılışında yaptığı konuşmada, BİK'in, vatandaşın yerel ve bölgesel haberlere ulaşması için kamuoyu görevi üstlenen yerel gazetelere aracılık hizmetleri görmek üzere kurulduğunu hatırlattı. BİK'in son dönemlerde adının sıkça gündemde yer almaya başladığını belirten Erkılınç, ekim ayında bir kez daha Meclis'e gelecek Basın Kanunu teklifinin gündeme gelmesiyle BİK'in nasıl şekilleneceği konusunun konuşulduğunu aktardı. Cavit Erkılınç, son yasa teklifi çerçevesinde BİK'in kamu kurumu olmasına rağmen farklı zemine çekilerek birçok tartışmanın öznesi haline getirilmeye çalışıldığını dile getirerek, şöyle devam etti: "Hatta Basın İlan Kurumu hakkında medyayı baskı altına almak için kurulmuş yeni bir kurum imajı çiziliyor. Basın İlan Kurumu, 1961 yılında kuruldu. Amacı resmi ilanların adaletli bir şekilde dağıtılmasıydı. Yaklaşık 60 yılı aşkın sürede, her dönemde fikir ve içerik farkı gözetmeksizin aracılık hizmetini başarıyla yürüttü ve inşallah yürütmeye de devam edecek. Bugün BİK'in belli odaklar tarafından yıpratılmaya çalışılması bizi hiç de şaşırtmıyor. Son 20 yılda Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışıldığı her dönemde medya kullanışlı bir aparat olarak göründü. İnanıyorum ki bu durum vatanını, ülkesini seven, halkıyla barışık olan sizleri de ziyadesiyle rahatsız ediyordur. Yalan haber, dezenformasyon ve beşinci kol faaliyetlerinde basınımızı bir araç gibi kullanmaya çalışanların, Basın İlan Kurumu'nu hedef alması bizler için sürpriz değil. Unutmayalım ki burada en büyük zararı basınımız görüyor. Medyanın güvenilirliğine ilişkin tartışmalar yaşanıyor. Basınımız dezenformasyonla mücadele etmeli ve güvenilir olduğu günlere tekrar kavuşmalıdır diye ümit ediyoruz." "BİK, TÜRK BASINININ EN BÜYÜK DESTEKÇİSİDİR" BİK'in görev ve yetkilerinin belli olduğuna değinen Erkılınç, kurumun bunların dışına çıkarak siyasi karar alması, medya kuruluşlarının cezalandırılmasının teknik olarak da mevzuat olarak da mümkün olmadığını söyledi. Erkılınç, "Basın İlan Kurumu, bir cezalandırma kurumu değildir. Türk basınının en büyük destekçisidir. Bizler kurum olarak basına olan desteğimizi arttırarak devam ettirmenin yollarını arıyoruz. Yerel gazetelerimizi geleceğe taşıyacak projeksiyonu ortaya koymaya çalışıyoruz. Basın İlan Kurumu'nun ceza verme yetkisi yoktur. Olmayan bir yetkinin eyleme dönüşmesi de mümkün değildir. Biz herhangi bir gazete veya dergiyi cezalandıramayacağımız gibi ödüllendiremeyiz. Basın İlan Kurumu hiçbir gazeteye ayrımcılık yapamaz." diye konuştu. "TÜM GAYRETLERİMİZ BASIN KURULUŞLARIMIZI YENİ ÇAĞA HAZIRLAMAKTIR" Yerel gazete sahiplerinin, işlerini geliştirmeleri, sadece basılı yayınlarla kalmayıp internet gazeteciliğine yönelmesi gerektiğine işaret eden Erkılınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünyanın en önemli gazeteleri basılı yayınlarının yanı sıra yatırımlarını dijitale de yönlendiriyor. Çünkü büyük ve karşı konulamaz bir dijital dönüşüm yaşanıyor. Ayakta kalmak için değişim ve dönüşüm şart. Kadim kültürümüzün taşıyıcı unsurlarından hattatlar uzun süre matbaanın gelişini geciktirdi. Fakat değişim o dönemde de kaçınılmazdı. Bugün de bu değişim kaçınılmaz. Hattatlar karşı çıkıyor diye matbaanın gelişini engellemek mümkün olamadığı gibi bugün için de dijitalleşmenin gelişiminin engelleneceğini biz düşünmüyoruz. Son iki yıl içinde internet haberciliğinin geliştirilmesi, yeni medya reklamcılığının geliştirilmesi, basın işletmelerinde bilgi güvenliği ve siber güvenlik bilinçlendirme eğitimi, yerel basına reklamcılığın geliştirilmesi, dijitalleşme ve sosyal medya eğitimi başlıklı eğitimler düzenleyerek destekçisi olduğumuz tüm basın kuruluşlarının dijitale geçiş süreçlerinde rehberlik ettik. Tüm gayretlerimiz basın kuruluşlarımızı yeni çağa hazırlamaktır." YENİ YASAYLA İNTERNET SİTELERİ DE SÜRELİ YAYIN SAYILACAK Erkılınç, ekim ayında TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi planlanan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, medya ve siyasetin bir kesimi tarafından bilinçsiz bir şekilde çarpıtıldığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Çağa ayak uyduran düzenlemeler sansasyonel tartışmaların gölgesinde kaldı. 'Sansür yasası' kılıfıyla yürütülen karalama operasyonlarına maalesef bazı yerel gazetelerimiz de katıldılar. Yasanın ertelenmesiyle ilk 8 ayda icra müdürlüklerimize ait menkul ve gayrimenkul ilanlardaki adetsel kaybımız 4 binden fazla. Sizleri sansürle korkutanlar bu kaybın yerine ne koydular? Değişiklik teklifinin basın camiası için getirdiği en önemli yenilik, internet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alınmasıdır. Artık internet siteleri de süreli yayın sayılacak, resmi ilan yayımlayacak ve çalışanları basın kartı alabilecekler. Yasa çıktığında resmi ilan yayınlama hakkı bulunan gazetelerimize ait internet sitelerinin elbette kazanılmış hak anlamında bir ayrıcalığı da olacak. Burası çok önemli. Yani yeni çıkan bir internet sitesiyle yazılı basından internete geçenlerin aralarında bir farkın olması gerektiğini düşünüyoruz. Yasa çıktıktan sonra bununla ilgili mevzuat çalışmalarımızı yapacağız." Bursa İlan Kurumu Bursa Şube Müdürü Ebubekir Günel de zaman mefhumu gözetmeden, gazetecilerin taleplerini karşılayabilmek adına gerektiğinde ilgililerle iletişime geçerek çözüm üretmeye çalıştıklarını anlattı. Mevzuat kurallarının uygulanmasını sağlamaya yönelik tedbirler aldıklarını vurgulayan Günel, düzenlenen toplantının hem iş birliğin gelişmesine katkı sağlayacağını hem de gelecek değerli fikirleri dinlemeye vesile olacağını aktardı. İlki Bursa'da gerçekleştirilen, Balıkesir, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Çanakkale, Eskişehir ve Kütahya şube il müdürleriyle yerel gazete sahipleri ve temsilcilerinin katıldığı bölge toplantısı, soru cevap ve öneri bölümüyle devam etti.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Ümit Özdağ açıklaması: Gündeme gelmek için yalan dezenformasyon devam ediyor

Son günlerde sığınmacılar konusunda yaptığı kışkırtmalarla gündeme gelen Zafer Partisi (ZP) Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef alan paylaşımlarına devam ediyor. Son olarak Özdağ, "Soylu ile telefonda onun başlattığı bir küfürleşme yaşadık" açıklaması yapmıştı. İçişleri Bakanı Soylu, bugün yaptığı açıklamada, Özdağ'ın gündeme gelmek için yalan söylediğini belirterek, "Gündeme gelmek için yalan dezenformasyon devam ediyor" dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1570329891643752448?s=46&t=ICTgLPLXcKmV4JbZ6egeqA

1 yıl önce

Dezenformasyon yasasında 29. madde kabul edildi! 29. madde ne söylüyor?

TBMM Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerde, sosyal medya düzenlemesinin 29. maddesi kabul edildi. 1-3 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENECEK TCK'ya "halkın yanıltıcı bilgiye alenen yayma suçu" eklenecek. Yapılan değişiklikle söz konusu suçu işleyenler için 1 ila 3 yıl arası hapis cezası istenebilecek. 29. MADDE NE SÖYLÜYOR? 29. maddenin bünyesine dahil edileceği Türk Ceza Kanunu’nun 217. maddesi şöyle: TCK'ya eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu tanımlandı. TCK’ya "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı ile Madde 217/A eklenecek. “(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. (2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır. 'Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçunun oluşması için 5 ana şart aranacak İtibar suikasti ve sosyal medya mağduriyetlerinin artması ile devletler "ultima ratio" yani “son çare” olarak meseleyi suç kapsamına almaktadır. Ülkemizde getirilen düzenleme de bu doğrultuda geliştirilen çözümlerden farklı değildir. TCK'ya eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu tanımlanacak. Yeni düzenlemede suçun oluşması için şu beş şart aranacak: Yayılan haber gerçek olmamalıdır. Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığı ile ilgili olmalıdır. Halk arasında panik, korku ve endişe oluşturma kastı taşımalıdır. Kamu barışını bozmaya elverişli olmalıdır. Aleni (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilir) olmalıdır. Sosyal medya şirketlerinin yapılan yargılama ve soruşturmalarda kullanıcı bilgilerini bildirmemesi veya kullanıcılara yanıltıcı bilgi sunmamaları konusunda etkin bir uyarı yapmaması devletleri bu alanda kamu düzenini sağlamak için suç ihdas etmeye yöneltmiştir. Düzenleme bir kimsenin “yalan söylemesi” durumuna indirgenebilecek nitelikte değildir. Zira söz konusu yalanın toplumu etkileyecek düzeye gelmesi halinde dahi bu eylem ancak diğer 4 şartın da oluşması halinde suç olarak görülmektedir. Bu maddenin ''dar yorumlanabileceği' yönündeki kaygılar bu anlamda yersiz kalmaktadır. Sosyal medya şirketlerinin yapılan yargılama ve soruşturmalarda kullanıcı bilgilerini bildirmemesi veya kullanıcılara yanıltıcı bilgi sunmamaları konusunda etkin bir uyarı yapmaması devletleri bu alanda kamu düzenini sağlamak için suç ihdas etmeye yöneltmiştir. Düzenleme bir kimsenin “yalan söylemesi” durumuna indirgenebilecek nitelikte değildir. Zira söz konusu yalanın toplumu etkileyecek düzeye gelmesi halinde dahi bu eylem ancak diğer 4 şartın da oluşması halinde suç olarak görülmektedir. Bu maddenin ''dar yorumlanabileceği' yönündeki kaygılar bu anlamda yersiz kalmaktadır. ''İfade” kapsamındaki suçların çoğu gibi araçsallaştırılması riskine dikkat çekilmesine karşın bu bağlamdaki dosyaların pek çoğunda değerlendirme kriterleri Yargıtay’ın yaklaşımlarına ve AYM’nin kararlarına göre gelişmektedir.

1 yıl önce

CHP, dezenformasyon yasasını Anayasa Mahkemesi’ne götürecek

Dezenformasyon yasasının tartışmalı 29'uncu maddesi Meclis'ten geçti. Buna göre yalan haber yayanlar, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alacak. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile CHP Medya ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, Meclis'te, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden 'Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi' hakkında ortak basın toplantısı düzenledi. CHP, AYM'ye gidiyor Karara tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Anayasa Mahkemesi'ne gideceklerini duyurdu. Altay, "Biz son ana kadar uzlaşma aramaya devam edeceğiz; geçerse Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yayınlandığı günün ertesi günü gitmeyi planlıyoruz" dedi. Yasayı eleştirdi. Altay, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: "Yürütme organı eliyle Türk demokrasisi linç ediliyor" "Türkiye'nin acilen demokrasiye yönelik tahribatın önüne geçebilmesi lazım. Aslında bu görev TBMM'nindir. Yani yasama organınındır. Yürütme organı eliyle Türk demokrasisi linç ediliyor. Ortadan kaldırılmak isteniyor, tahrip ediliyor. Maalesef parti aidiyetine dayalı olarak Meclis çoğunluğu da alet oluyor. Dün izlemişsinizdir. İnat devam ediyor. Talimata uyma kararlılığı devam ediyor. Dün de söyledim, MHP'de daha baskın görünüyor. AK Parti içinde günahlarını almayım, hakikaten bu yasanın Türkiye'ye yakışmayacağını, dün Meclis'te söylediğim gibi Türkiye'yi dünya demokrasi liginde küme düşüreceğini, küme düşürmekten geçtim kategori dışına iteceğini gören siyasetçiler yok değil. Bütün samimiyetimiz ve iyi niyetimizle bunu anlatmaya çalışıyoruz. Sayın Tuncay Özkan, Genel Başkanımızın Başdanışmanı, meslekten gelen bir duayen olarak, bu konuda AK Parti yetkilileri ile 50'den fazla temas gerçekleştirdi. Burada bizim muradımız meramımız; üzüm yemek, bağcı dövmek değil. AK Parti'nin kusurlarını bulup bulup millete göstermek değil. En kolay iş o, kusur partisi zaten. Ama Türkiye'nin ve demokrasimizin tahrip edilmesi, bizim içerde de huzurumuzu, iç barışımızı olumsuz etkiler. "Kodes yolunu gösteren bir yasa ile uğraşıyoruz, uğraşacağız" Adeta uzlaşmak için herkes elinden geleni yaptı. Beyefendinin dilinde tüy bitti. Gazetecilikten gelmenin verdiği konuya hakimiyet, dünya örneklerine vakıf olması sebebiyle de söylenmesi gereken her şey söylendi. Bu yasa bu haliyle geçerse bütün bunlar tutuklu yargılanmak kayıt ve şartıyla, bunu söyleyen, yazan, retweet eden herkese kodes yolunu gösteren bir yasa ile uğraşıyoruz, uğraşacağız. Kimsenin şüphesi olmasın. Gene kimsenin şüphesi olmasın ki bu yasa CHP'nin hazını kesmeye, susturmaya yetmez. Bu yasadan dolayı Türkiye'de geri adım atacak tek CHP'li yok. AK Parti'nin bunu bilmesini isterim. "Yasa, Anayasa Mahkemesi'ne taşınacak" Eğer bu yasa geçerse ve biz Anayasa Mahkemesi'ne hiç şüphesiz yayınlandığı günün ertesi günü gitmeyi planlıyoruz. Ey Anayasa Mahkemesi bir paket daha getireceğiz sana öyle görünüyor"

1 yıl önce

“Dezenformasyonla mücadele yasası hayırlı olsun”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır İç Kale'de yerel televizyon kanallarının ortak yayınına konuk oldu. "Anadolu Soruyor" programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Türkiye'nin kaçak göçle mücadelede amansız bir adım atttığını söyleyen Soylu,"Yani dünyada kaçak göçle böyle bir mücadele yapılamaz kimse yapamaz. İngiltere, Ruanda'ya kaçak göçmenleri göndermek istedi becerebildi mi? bir tane gönderemedi" diye konuştu. Soylu, Avrupa ülkelerinin düzensiz göçle mücadelede Türkiye'ye minnettar olduğunu vurguladı. Türkiye'nin sınırında yapılacak duvarlar 2023'te tamamen bitecek Türkiye'nin kaçak göç konusunda neler yapacağını şöyle anlattı:  "Şurası Suriye sınırı, şurası İran sınırı tam burada 1306 km'lik duvar yapıyor bunun 1055 km'si bitmiş durumda tam 1055 km'si. Peki 126 km'si devam ediyor. Geri kalanı da ihale edildi 2023'ün haziranında Türkiye'nin yapılabilecek duvarları Hakkari'de dahil olmak üzere hepsi tamamlanmış ve bitmiş olacak." Soylu, dezenformasyon yasası için hayırlı olsun dileğinde bulundu Bakan Soylu, TBMM'den geçen sosyal medya yasasına hayırlı olsun dileğinde bulundu. Yasanın gayet iyi olduğunu söyleyen Soylu, "Türkiye için çok kıymetli bir mesele oldu. Muhalefetin burada turnosol kağıdı kendi kimliği bir kez daha ortaya çıkmış oldu bugüne kadar yediğimiz hakaretlerin hangi kanalla ve dezenformasyonla hangi kanalla geldiği bir kere daha kendileri tarafından tescil edilmiş oldu hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.

1 2 3