20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Gizli tanık, PKK'nın HDP’li Selahattin Demirtaş'a verdiği talimatları deşifre etti

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Kobani olaylarına ilişkin iddianamede, gizli tanık Mahir'in ifadeleri dikkat çekti

3 yıl önce

Terör örgütü PKK'nın sinsi planı deşifre edildi! 15 Şubat'ta hain saldırı hazırlığı...

İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince, terör örgütü elebaşının yakalanıp Türkiye'ye getiriliş tarihi olan 15 Şubat öncesinde, "terör örgütü içinde faaliyet yürütüp deşifre olmadan ülkeye yasa dışı yollardan geri döndükleri ve uyuyan hücre olabilecekleri" şeklinde haklarında tespit bulunan şüphelilere yönelik çalışma başlatıldı. Şanlıurfa, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Hatay, Osmaniye, Adana, Çorum, Uşak ve İstanbul'da 17 adrese operasyon düzenlendi. Adreslerde yapılan aramada çok sayıda örgütsel doküman ele geçirilirken 17 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Terör örgütü PKK'nın dağ kadrosunda yer teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getiriliş tarihi olan 15 Şubat öncesinde, patlayıcı madde ile metropollerde sansasyonel eylem yapmak üzere eğitim aldıkları, örgütünün "gizli şehir "yapılanması kadrosunda bulundukları, şehirlerde saldırı yapmak üzere "uyuyan hücre" olarak hazır bekletilerek görevlendirdikleri tespit edildi. Öte yandan, HDP’nin bebek katili teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının yıl dönümü olan 15 Şubat'ta "Herkes İçin Adalet" kampanyasını bahane edip Diyarbakır'da yürüyüş yapma hazırlığı içinde olduğu biliniyor.

3 yıl önce

Terör örgütü YPG/PYD'nin DEAŞ oyunu deşifre oldu!

Suriye’nin en verimli petrol sahasını ABD’nin talimatıyla kontrol altında tutan terör örgütü YPG-PYD-PKK’nın, sözde DEAŞ’la mücadele görüntüsü vermek için hapishanelerdeki 60 örgüt üyesini Deyr ez-Zor bölgesine gönderdiği belirlendi. Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre, terör örgütü, kontrolü altında tuttuğu bölgelerdeki hapishanelerden bir araya getirdiği DEAŞ’lı teröristleri Deyr ez-Zor’un doğusundaki el-Ömer petrol sahasına nakletti. Suriye’nin Haseke bölgesinde bulunan hapishanelerdeki DEAŞ’lı teröristlerin, terör örgütü YPG/PYD-PKK’nın sözde ‘aşiret ordusu’ adı verilen yapılanmasına katılmak için salıverildiği propagandası yapıldığı öğrenildi. DEAŞ’lı teröristlerin koalisyona ait helikopterlerle el-Ömer’e götürüldüğü de belirtildi. 'DEAŞ’LA MÜCADELE' GÖRÜNTÜSÜ İÇİN TERÖRİST NAKLETMİŞLER Tutuklu DEAŞ’lı teröristlerin el-Ömer’e sevk edilmelerinden önce terör örgütü YPG/PYD-PKK’nın kullandığı taktiklere yönelik özel eğitimler de verildiği ortaya çıktı. Suriye’nin kuzey doğusunda devam eden ve ‘doğal kararlılık’ adı verilen harekat kapsamında, terör örgütünün 'çatı kuruluşu' SDG’nin Deyr ez-Zor’da sözde 'güvenlik harekatı'na başladığı duyurulmuştu. DEAŞ’lı tutuklu teröristler aynı gün el-Ömer petrol sahasına konuşlandırıldı. Terör örgütü YPG/PYD-PKK’nın, sözde 'güvenlik harekatı'nda, nakledilen tutuklu DEAŞ’lı teröristleri kullanacağı değerlendirmesi yapıldı.

2 yıl önce

Bingöl Karlıova’da uzman çavuşa iftira atan Rahime Öz’nün yalanı deşifre oldu…

Bingöl’ün Karlıova ilçesinde Ferhat K. adlı uzman çavuşun kendisini darp edip burnunu kırdığını iddia eden Rahime Öz’nün terör örgütü PKK’nin siyasi uzantısı HDP ile yakın ilişkide olduğu ortaya çıktı. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel tarafından ziyaret edilen Rahime Öz’nün kırık olduğunu söylediği burnunun birkaç gün içinde iyileşmiş olması dikkatlerden kaçmadı.

2 yıl önce

FETÖ sosyal medya yapılanmasıyla ilgili yeni bilgiler deşifre oldu

superhaber.tv’nin haberine göre; Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sosyal medya yapılanmasıyla ilgili yeni bilgiler deşifre oldu. Örgütün yüksek yargı sosyal medya sorumlusu firari Hikmet Polat'ın, sosyal medya üzerinden algı operasyonlarını yürüttüğü ortaya çıktı. TEHDİT VE ŞANTAJ Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün mahrem yapılanmalarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hakkında 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme' suçundan 22.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Polat'ın, FETÖ'nün kontrolünde olan sosyal medya hesaplarını kimlerin kullanacağını ve bu kişilerin hangi ideolojide hareket edeceklerini belirlediği tespit edildi. Polat hakkında hazırlanan iddianamede, örgüt üyelerinin kontrolündeki sosyal medya hesaplarında, çok sayıda yıpratma, algı oluşturma, soruşturmalarda görev alan yargı mensuplarını korkutma amaçlı yayınların yoğun bir şekilde yapıldığı, kamu görevlilerinin ve yargı mensuplarının açıkça tehdit ve şantaja maruz bırakıldığı kaydedildi. ALGI OPERASYONU İddianamede örgüt elebaşısı Fetullah Gülen'in, örgüt üyelerinin her birinin algı operasyonları için en az 10 adet Twitter hesabı açmasını ve günlük atılan tweet sayısını da en az 2 katına çıkarma talimatı verildiği de belirtildi. İfadesi alınan gizli tanıkı ise, Polat'ın 'Kemal' kod adını kullandığını ve yüksek yargı ile ilgili 5A temsilcilerinin getirdiği bütün bilgi ve belgelerin kendisinde toplandığını anlattı. Gizli tanık, algı operasyonunda faaliyet yapacak örgüt mensuplarına sosyal medyayı nasıl kullanacağı ve sosyal medyada nasıl takipçi arttıracağı konularında eğitim verdiğini kaydederek, "Belirlenen kişilerin günlük ne kadar süre sosyal medyada özellikle sosyal medyanın prime time olarak adlandırılan zaman dilimlerinde örgüt adına paylaşımlar yaptığını takip eder ve raporlardı. Örgüt içerisinde bu görevi yürüten kişilerin hangi profil ve ideoloji adı altında faaliyet gösterdiğini diğer örgüt mensupları ve bu görevi yürüten kişiler birbirlerinin profillerini bilmeleri yasaktı" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Silahlı saldırıya uğrayan Emre Erciş organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bağlantılarını deşifre etmişti

Gazeteci Emre Erciş silahlı saldırıya uğradı. Bacaklarına isabet eden kurşunlar sonrası kaldırıma yığılan ve kanlar içinde kalan Erciş'e, ilk müdahaleyi çevredekiler gerçekleştirdi. Erciş'in saldırıya uğraması bir süre önce organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in bağlantılarını deşifre eden paylaşımlarda bulunmasını akıllara getirdi. "KENDİMİ İHANET ETMİŞ SAYARIM" "Birileri rahatsız olup, sosyal medya üzerinden saldırıya geçeceklerini de biliyorum. Ama ortada çok büyük ve kapsamlı bir komplo var. Yazmazsam kendimi bu topraklara ihanet etmiş sayarım" diyen Erciş, ucu 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar uzanan ilişkiler ağı ile ilgili şunları aktarmıştı: Firari Sedat Peker tarafından gündeme gelen daha doğrusu Sedat Peker’in tetikçi olarak kullanılarak gündeme getirilen Sezgin Baran Korkmaz’ın ABD Merkezli yürütülen kara para aklama ve Kingston Kardeşler ilişkisi madalyonun sadece bir yüzü. Sezgin Baran Korkmaz ve Kingston Kardeşler ilişkisi zaten yazılıp çiziliyor ve ipteki cambaz olarak servis ediliyor. Sezgin Baran Korkmaz’ı önemli yapan ve asıl operasyon amacı olarak kullanılması planlanan madalyonun diğer yüzüyse tam bir küresel operasyon! Aralık 2018’de Başkan Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’le Türkiye lehine lobicilik faaliyetlerinde birlikte çalışan Türk-Hollanda vatandaşı Ekim Alptekin hakkında ABD’de hazırlanan iddianame, hem Türkiye’de hem de ABD’de gündemi değiştirmişti. Alptekin ve ortağı Bijan Rafiekian hakkında “Gizli lobi faaliyeti yürütmek, FETÖ lideri Fetullah Gülen hakkında karalama çalışmaları yapmak ve Türkiye’ye kaçırılması için çalışmak” suçlamalarının yer aldığı iddianamenin hedefinde Türk hükümet yetkilileri de yer aldı. Suçlamaların temelini Alptekin'in Flynn'in şirketini lobicilik için tuttuğu,faaliyetlerin finans ve kontrolünü de Türk hükümetinin sağladığı yönündeki iddialar oluşturdu.Kanıt olarak da Flynn, Rafiekian ve Alptekin'in 19 Eylül 2016'da 2 Türk bakanla yaptığı görüşme gösterildi. ABD’de hazırlanan bu iddianame, buz dağının görünen yüzü, arka planda Türk devletine yönelik hazırlanan komplonun habercisi niteliğindeydi. İddianamede yer alan isimler özellikle seçilmiş, profesyonel bir üst akıl eliyle ustaca yan yana getirilmeye çalışılmıştı. İddianamenin 1 Numaralı ismi Kamil Ekim Alptekin, 1977 yılında dünyaya geliyor. Anne ve babası Türkçe Öğretmeni. Baba Mustafa Sevinç Alptekin, 12 Eylül Askeri Darbesinde yaşadığı bir olay yüzünden öfkeleniyor ve 1981 yılında Türkiye’yi terk ederek Hollanda’ya gidiyor. Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Baba Sevinç Alptekin, Ankara Siyasal Bilgiler’den mezun olduktan sonra Çalışma Bakanlığında personel müdürü olarak işe başlıyor. 12 Eylül darbesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı yüzünden annesini ameliyat ettiremediği için öfkeleniyor. Öfkelenen Sevinç Alptekin, kendisi gibi öğretmen olan eşi Zehra Alptekin ve oğlu Kamil Ekim ile kızı Çiler’i de alarak Hollanda Hükümeti tarafından ülkedeki Türk işçilerin çocuklarına Türkçe eğitimi vermek için 16 öğretmenle birlikte Türkiye’yi terk ediyor. Alptekin ailesi Hollanda’ya gittiklerinde Kamil Ekim Alptekin 4, ablası Çiler Alptekin ise 6 yaşında. Ekim Alptekin, eğitimini Hollanda’da tamamlıyor. Utrecht University College’den Hukuk dalında Yüksek Lisansını yapıyor. Ekim Alptekin’in hayatı 2002 yılında aldığı Amsterdam Bursuyla gittiği ABD’de değişiyor. Ekim Alptekin, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesine giriyor ve ABD’nin Irak işgaline onay veren kanunu hazırlayan Tom Lantos’un ekibine katılıyor. Alptekin, neden ve nasıl olduğu bilinmeksizin önce Tom Lantos’un gözdesi oluyor ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush ile samimiyetini geliştiriyor. Öyle ki; amiri Lantos, Bush ile toplantı yaparken Bush’un köpeği Barney’e Alptekin göz kulak oluyor. Ekim Alptekin ile Başkan Bush ilişkisi sadece Beyaz Saray ile sınırlı kalmıyor ABD’den ayrılıp geri döndüğü Hollanda’ya kadar uzanıyor. Bush, 8 Mayıs 2005’te gerçekleştirdiği Hollanda ziyaretinde bile özellikle Ekim Alptekin’i ziyaret ediyor. Koskoca ABD Başkanı bir Türkçe öğretmeninin oğlunu özel olarak ziyaret ediyor ve daha sonra yazdığı mektubunda övgüyle bahsediyor. Alptekin, 2002’de geldiği ABD’de çalışmalarını ve ‘Eğitimini’ tamamladıktan sonra yeniden Hollanda’ya dönen Alptekin, Hollanda parlamentosunda çalışmaya başladı. Ardından Fransa’ya gitti ve 1 yıl İnterpol’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye döndü. Memur bir ailenin oğlu olarak önce Beyaz Saray sonra Hollanda Parlamentosu ve ardından İnterpol’de çalıştıktan sonra Türkiye’ye gelen Ekim Alptekin, önce ARI Hareketi ardından ABD Derin Devleti Neoconların think-tankı WINEP ile ilişki kurdu. Ekim Alptekin,Türkiye’ye geldiği ve ilişki networkünü genişletmeye başladığı 2005 yılında Hollanda’da 2018 yılında Türkiye’ye kurulan komploda baş rolü oynayacak olan Inova BV Şirketini Utrecht’da kurdu. Fakat burada da bir tuhaflık var. Hollanda’da kurulan şirketin adres bilgilerinde şirketle alakasız iki konut var. İlki Utrecht Adriaan Caddesinde 2 katlı ev, diğeri de 10 mil uzaklıkta bulunan Ridderhof Lane’da bir ailenin ikamet ettiği bir ev. Inova BV’nin adresleri hakkında Ekim Alptekin’e sorulan sorulara Alptekin’in verdiği cevap ise düşündürücü. Ortada bir şirkete yönelik adresler var ama o adreslerde şirket yok. CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan ve WINEP Türkiye Araştırma Programı kurucusu Alan Makovsky ve ondan sonra programın direktörlüğüne gelen Soner Cagaptay ile ilişkiler geliştirdi. O dönem WINEP uzmanlarından Gazetesi Aslı Aydıntaşbaş ile tanıştı. Aslında süreç Ekim Alptekin’in 23.3.2012 tarihinde Patronlar Dünyası isimli haber sitesinde anlattıkları gibi gelişmiyor. Ekim Alptekin, Cihan Kamer ile ortak olarak şirket kurduğunda zaten hedef alınıp ele geçirilmek istenen Eclipse şirketinin yönetim kurulunda yer alıyor. Ekim Alptekin, 2006-2009 yılları arasında yaşananları manipüle ederken Türkiye’de de önemli bir projenin adımları atılıyor. Projenin amacı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirmek. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu’nun parlatılma süreci başlıyor. Kılıçdaroğlu’nu parlatma operasyonunun medya ayağında, geçtiğimiz günlerde firari suç örgütü lideri Sedat Peker’e anlattıkları için teşekkür eden ve 90’lı yıllarda mafya ile mücadele ederken Peker hakkında 1 tane haber yapmayan Uğur Dündar var. Dönemin CHP Grup Başkan vekili Kılıçdaroğlu, yine dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcıları Şaban Dişli ve Dengir Mir Mehmet Fırat ile yine dönemin Ankara B.B. Başkanı Melih Gökçek’i düelloya davet ediyor, moderatürlüğü de Uğur Dündar yapıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı belgeler doğrultusunda görevinden istifa edenlerden ilki dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcılarından Şaban Dişli oldu. Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği iddia ise ‘İş takibi için alınan 1 Milyon Dolarlık’ rüşvet olmuştu. Şaban Dişli, 8 Ağustos 2008’de mahkeme tarafından aklanmıştı. 11 Ağustos 2008’de Kemal Kılıçdaroğlu elinde belgeyle çıktı ve Şaban Dişli’nin iş takibi için ‘1 Milyon Dolar’ rüşvet karşılığında Akademi Ofset A.Ş ile anlaşma yaptığını iddia etti. İddialara konu olan belge 31 Ağustos 2006 tarihliydi. Belgenin altında Akademi Ofset A.Ş. adına Mehmet Karasu ile Şaban Dişli’nin imzası vardı. Şimdi burada virgül koyarak bu iki ismin twit zincirimin konusu olan Kamil Ekim Alptekin ile ilişkisine bakalım. Belgenin altında imzası olan isimlerden dönemin AK Parti Genel Başkan yardımcısı olan Şaban Dişli, 7 Ağustos 2007’de Aslı Aydıntaşbaş ile evlenen Ekim Alptekin’in 2 nikah şahidinden birisiydi. Belgede imzası olan 2. isim Mehmet Karasu ise Ekim Alptekin’in çalışanıydı. Mehmet Karasu, Kamil Ekim Alptekin’in ortakları arasında yer alan EA İnşaatın Kartal Kule ve Beykonak Evlerinin proje danışmanıydı. Bununla birlikte Mehmet Karasu’nun bir diğer adresiyse SİMTEL Uluslararası Pazarlama Anonim Şirketiydi. Çok kısa bir şekilde ARTI 1 TV’nin kuruluşundan kapanışına bir özet geçeyim ki ilişki ağı daha iyi kavransın. Uğur Dündar, Tuncay Mollaveisoğlu, Banu Güven gibi isimler, bir şeyler yapalım, sesimizi duyuralım diyerek bir TV kanalı kurma kararı alıyorlar. İmece usulü boyayı yapan oluyor, cihaz getiren oluyor, ekip kuruluyor, stüdyo oluşturuluyor ve ARTI 1 TV 23 Nisan 2013’te yani gezi olaylarının başlamasından yaklaşık 1 ay önce test yayınları yapmaya başlıyor. ARTI 1 TV, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı yapılması sürecinde basın ayağında pr çalışmalarını yapan Uğur Dündar tarafından test yayınına başlıyor başlamasına ama masraflar arttıkça işin içinden çıkılamıyor. Bir finansör arayışı başlıyor. Bu finansör arayışında dönemin CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak’ın kapısı çalınıyor. Toprak, finansörlük konusuna hem sıcak bakıyor hem de kanalı kendisi almak istiyor fakat siyasetçi olduğu için bu teklif uygun görülmüyor. Bunun üzerine Erdoğan Toprak, gerekli olan finansmanı sağlayacağı yönünde teminat vererek çalışmalara başlıyor. Kılıçdaroğlu liderliğinde dönemin CHP İstanbul ilçe belediye başkanlarıyla bir araya gelinerek toplantılar yapılıyor. Yapılan tüm bu görüşme trafiğinin ardından Erdoğan Toprak’ın talimatıyla dönemin CHP MYK Üyesi Burhan Şenatalar görevlendiriliyor. Toprak tarafından görevlendirilen Şenatalar da finans konusunda Altan Ertürk’ü görevlendiriyor. Altan Ertürk’ün görevlendirilmesiyle birlikte ARTI 1 TV 29 Nisan 2013’te düzenli yayına, Gezi Olaylarının başlamasından 14 gün önce de TÜRKSAT 3A ve D-Smart Platformunda yayına başlıyor. Erdoğan Toprak’ın talimatıyla ARTI 1 TV’nin finansörlüğüne başlayan Altan Ertürk’ü önceki twitlerinde Ekim Alptekin, Mehmet Karasu, Davut Dişli ilişkisini yazmıştım. Bu ilişki ağını aklınızdan çıkarmadan okumaya devam edin. Çünkü birazdan daha da derinleşeceğiz. Altan Ertürk, Uğur Dündar, Haluk Şahin ve Tuncay Mollaveisoğlu birlikte bir yemek yiyor. Ertürk sözler veriyor, “Ben Kamil Ekim Alptekin’in patronuyum” diyor. Gezi olaylarında yapılan yayınlar vs derken kanalda ilk ayrılık gerçekleşiyor. Gezi olaylarının sona ermesinden yaklaşık 15 gün sonra kanaldan ilk olarak Tuncay Mollaveisoğlu ayrıldı. Mollaveisoğlu’nun ayrılmasıyla birlikte önce Uğur Dündar ardından da Banu Güven, Ece Temelkuran, Gökmen Ulu, Özlem Gürses gibi isimler ayrıldı. ARTI 1 TV’de yaşanan bu istifanın ardından Erdoğan Toprak ve Altan Ertürk kanalın başına Can Dündar’ı getirmeyi kararlaştırıyorlar. Can Dündar ile Akmerkez’de gerçekleştirdikleri görüşmenin akabinde Can Dündar kanalın başına geçmeyi kabul ediyor. Uğur Dündar sonrası Can Dündar'da kanaldan ayrılıyor Gezi Olayları sürecini Uğur Dündar ile tamamlayan kanal 17-25 Aralık ve MİT Tırları sürecini de firari Can Dündar ile tamamlıyor. Operasyonel görevini başarıyla yapan Can Dündar ve ekibi de 3 Mart 2014’te Altan Ertürk’e teşekkür ederek kanaldan istifa ediyor. ARTI 1 TV’nin finans arayışında çaldığı kapı ve Kamil Ekim Alptekin’in ortakları Altan Ertürk ile Mustafa Karasu’yu görevlendiren kimdi? Dönemin CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak. Peki Erdoğan Toprak kimin damadı? Engin Güner!!! Peki Engin Güner kim? Avukat Ece Toprak Güner’in babası ve uzun bir dönem FOX TV’nin hissedarı. Kiminle birlikte hissedar? News Corporation’ın sahibi, Yahudi Sermayesinin en önemli isimlerinden birisi olan Rupert Keith Murdoch. Diğer isimler gibi Murdoch isminide hafızanızda tutun, yeniden döneceğiz. CHP’li Erdoğan Toprak’ın eşi, Murdoch’ın ortağı Engin Güner’in kızı Ece Toprak Güner, Kamil Ekim Alptekin ile birlikte nerede karşımıza çıkıyor? European Council on Foreign Relations da. ABD Derin Devleti Neoconların Avrupa Ayağı olan ECFR’de kimler yok ki? George Soros, Ahmet Davutoğlu, Hanzade Doğan Boyner, Kemal Derviş ve tabiki Kamil Ekim Alptekin ile Erdoğan Toprak’ın eşi Ece Güner Toprak. Kamil Ekim Alptekin ile Ece Güner Toprak ECFR’de mesai arkadaşı. Fakat daha önemli ve daha derin bir ilişki var. O da FOX TV’de Engin Güner ile hissedar olan Murdoch ilişkisi. Alptekin ile Murdoch ilişkisinde köprü vazifesi gören isim ise Bijan R. Kian. İlişki ağının kök saldığı kuruluş ise kurucuları arasında Kamil Ekim Alptekin’in ortağı olan ve FBI Muhbiri RIza Sarraf ile Kamil Ekim Alptekin’i tanıştıran hatta FETÖ lideri Gülen’in kaçırılması komplosunda birlikte yargılandığı Bijan Kian yer aldığı Nowruz Komisyonu.

2 yıl önce

Peker'in bağlantılarını deşifre etmişti! Gazeteci Emre Erciş'e yönelik silahlı saldırıya AK Parti'den tepki

Alınan bilgiye göre, Erciş'e, Silivrikapı'daki evinin yakınında kendisine yaklaşan motosikletteki kişi ya da kişilerce silahla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu bacağından yaralanan Erciş, olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay yerinde inceleme yapan polisin, şüpheli veya şüphelilerin yakalanması için başlattığı çalışma sürüyor. Ameliyata alınacak Emre Erciş'in arkadaşı Akif Şükür, hastanede bekleyen basın mensuplarına yaptığı açıklamada, saldırının, Erciş'in 9 yaşındaki kızını annesinin yanına bırakmaya giderken yaşandığını söyledi. Şükür, "Sanırım birisi arkadan motorla yaklaşmış, arkadan mermiyi silahın ağzına verme sesini duymuş. Erciş geri döndüğünde önce sol ayağına ateş edilmiş, sonra sağ ayağına ateş edilmiş. Sol ayağındaki sıyırıp çıkmış, bir yaralanması yok. Sağ bacak diz kapağı altından kaval kemiğinde kırık var. İçeride mermi yok. Doktorlar gerekli hazırlığı yaptı, ameliyata alınacak. Büyük bir şeyi yok, hayati tehlikesi bulunmuyor." bilgisini verdi. Erciş avukatı: Hukuki sürecin takipçisi olacağız Sosyal medyadan yaptığı açıklamada gazeteci Emre Erciş'in avukatı Harun Akdere, "Müvekkil Emre Erciş ile yaptığım görüşmede ikametine yakın bölgede silahlı saldırıya uğradığı, kendisinin iki kez bacak bölgesine ateş edildiği; ayaklarından yaralandığı ve genel sağlık durumunun iyi olduğun öğrenmiş bulunmaktayım. Hukuki sürecin takipçisi olacağız." dedi. Peker'in bağlantılarını deşifre etti Erciş'in saldırıya uğramadan önce organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in bağlantılarını deşifre eden paylaşımlarda bulunduğu öğrenildi. Erciş'e yönelik saldırıya tepki Saldırıyı gerçekleştirenlerin en kısa zamanda yakalanarak yargı önünde bu caniliğin hesabını vereceklerine inandığını belirten AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Bir babanın kızının yanında saldırıya uğraması caniliktir. Silahlı saldırıya uğrayan gazeteci Emre Erçiş'e acil şifalar diliyorum. Geçmiş olsun" dedi. Erciş'e geçmiş olsun dileğinde bulunan İBB AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, "Gazeteci Emre Erciş kardeşimize yapılan alçak saldırıyı lanetliyor, kendisine rabbimden acil şifalar diliyorum" dedi.

2 yıl önce

Ekşi Sözlük'teki troll ordusu deşifre oldu

Seçimlerde başarıya ulaşmak isteyen bazı siyasi partiler ya da siyasi liderler, sosyal medyanın gücünü kullanarak insanların algılarını etkileyebilmek ve siyasi rakiplerini karalamak için birçok çalışmaya imza atıyor. Twitter, Instagram ve Facebook'ta kullanılan bu troll ordularının bir benzeri de Ekşi Sözlük'te oluşturuldu. EKŞİ SÖZLÜK'TEKİ 200 KİŞİLİK TROLL ORDUSU Ekşi Sözlük'te oluşturulan yaklaşık 200 kişilik troll ordusunun bilgileri, Twitter'da @Abese_irca hesabı tarafından deşifre edildi. ERDOĞAN'A HAKARET ETMEKLE GÖREVLİ GRUP Paylaşılan bilgilere göre; bazı sözlük yazarları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla ilgili görevlendiriliyor ardından Erdoğan'a yönelik büyük bir linç başlıyor. Ekşi Sözlük ile ilgili paylaşılan bilgilerde dikkat çeken ayrıntılar var. EKŞİ SÖZLÜK-CHP İLİŞKİSİ Sitede Ekrem İmamoğlu ile ilgili bir konuyu tartışmak isterseniz, "Ekrem" ismini kullanmanıza izin verilmiyor. Ancak Ekşi Sözlük'te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili birçok isimle başlık açabiliyorsunuz. Bunlardan bazıları: Tayyipler, Tayyolar, Tayyörler... Bu politikanın uygulanmasındaki ana sebep ise, Ekşi Sözlük'ün CHP tarafından finanse ediliyor olması olarak gösteriliyor. Ekşi Sözlük'te bazı konuları özellikle gündemde tutmak için görevlendirilen hesaplar da deşifre oldu. KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİYE İZİN YOK Sitede; Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretler savuran yazarlar hakkında hiçbir işlem yapılmazken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştiride bulunan yazarlar cezalandırılıyor. 200 KİŞİLİK ORDUYLA SİTEDE LİNÇ BAŞLIYOR Sitede inceleme yapıldığında; muhalefetin hedef aldığı isimlerin tek tek hedef tahtasına yerleştirildiği ve bu 200 kişilik troll ordusu tarafından linç edildiği görülüyor. İstenilen seviyede eleştirinin gelmemesi üzerine yeniden harekete geçen troll ordusu, konuyu gündemde tutmak için hedef tahtasına yerleştirilen isimle ilgili küfürlerine devam ediyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10