19 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

Koronavirüs dijital dönüşümü hızlandırdı

Pandemi, dijitale geçiş sürecini hızlandırmaya devam ediyor. Telekomünikasyon, bulut ve bilişim teknolojileri gibi uzaktan çalışmanın daha kolay olduğu işletmelerin bölgedeki diğer sektörleri geride bırakarak EMEA'daki toplam ara bağlantı bant genişliği büyümesine katkısının %54 oranında olması bekleniyor.

3 yıl önce

Mossad dijital platformlarda...

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad, dijital yayın kanalları üzerinden yeni eleman kazanmaya çalışırken dünya kamuoyundaki imajını da güçlendirmeyi amaçlıyor. Netflix, Hulu ve Apple TV gibi platformlar üzerinden elemanlar almak isteyen teşkilata eski çalışanlarından tepki de geliyor. Mossad'ın, bazı gizli operasyonları belgesel haline getirdikten sonra bu operasyonların ayrı ayrı filmleri çekildi

2 yıl önce

Merkez Bankası'ndan 'Dijital Türk Lirası' için ilk adım

Merkez Bankası: "Merkez Bankası Dijital Türk Lirası Araştırma Geliştirme projesi kapsamında kavram ispat çalışmasının tamamlanması ile başlayan sürecin teknoloji paydaşlarının katılımı ile bir sonraki aşamaya geçmesine karar verilmiştir Merkez Bankası ASELSAN, HAVELSAN ve TÜBİTAK-BİLGEM’le ikili mutabakat zabıtları imzalamış ve “Dijital Türk Lirası İşbirliği Platformu”nu oluşturmuştur." Ayrıntılar geliyor…

2 yıl önce

Milli savaş uçağı için dijital ikiz çalışmalarına başlandı

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), 18 Mart 2023'te hangardan çıkması hedeflenen Milli Muharip Uçak'ın (MMU) tasarımı ve üretimi için dijital ikiz teknolojisiyle çalışmalara başladı. ÜRÜN GELİŞTİRME SÜRECİNİ HIZLANDIRACAK Şirketten yapılan açıklamaya göre, tasarımdan üretime MMU'yu geliştirmek için 3DEXPERIENCE PLM platformunu ve havacılık endüstrisi deneyimlerini kullanan TUSAŞ, bu teknoloji için Dassault Systemes firmasıyla anlaşma yapmıştı. Dijital ikiz teknolojileri yardımıyla MMU'nun tüm tasarım ve testlerini gerçekleştirecek olan TUSAŞ, bu sayede ürün geliştirme sürecini hızlandıracak ve dijital teknolojilerle üretim ve test işlemlerini devam ettirecek. MMU'nun 18 Mart 2023'te hangardan çıkması için çalışmalarını hızla sürdüren TUSAŞ, dijital ikiz teknolojisi için kullandığı PLM (Product Lifecycle Management) sistemi tecrübesini savunma ve havacılık camiasındaki seçkin davetlilerle bir araya geldiği etkinlikte paylaştı. Etkinlikte, TUSAŞ tecrübeleriyle birlikte Dassault Systemes firmasının bilgi paylaşımları ve sektördeki başka firmaların PLM uygulama tecrübeleri de aktarıldı.

2 yıl önce

Kamudaki dijitalleşme sayesinde 154 milyon 704 bin TL vatandaşın cebinde kaldı

Bakanlıktan yapılan açıklama şöyle; Özel güvenlik işlemlerinin dijital ortamda yapılmasının önünü açan ÖGNET sistemi ile zamandan tasarruf sağlanırken vatandaş üzerindeki maliyet yükünün büyük bir bölümü de kaldırıldı. Sistem sayesinde geçen yıl 1 milyon 703 bin 355 işlem dijital ortamda gerçekleşirken, 154 milyon 704 bin TL vatandaşın cebinde kaldı.    Özel güvenlik hizmetleriyle ilgili tüm iş ve işlemlerin dijitalleştirilmesi çalışmaları kapsamında başlatılan Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyonu (ÖGNET) sistemi; özel güvenlik sektörü çalışanları ile Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı birimlerini tek çatı altında topladı.    100 bine yakın kullanıcıyı bünyesinde barından sistem ile özel güvenlik evrak işlemleri dijital ortamda gerçekleşirken, vatandaş üzerindeki maliyet yükünün büyük bir bölümü de kalktı. Sistem sayesinde geçen yıl 1.703.355 işlem dijital ortamda yapılırken, 154 milyon 704 bin 747 lira vatandaşın cebinde kaldı. 2 milyon 596 bin adet kağıt ise tasarruf edildi.   Özel Güvenlik Kimlik Kartı e-Devlet’e Taşındı Yıllık ortalama 200 bin kişi özel güvenlik kimlik kartı alabilmek için başvuruda bulunuyor. Bu başvurularda dilekçe, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırma formu, banka dekontu, sağlık raporu vb. birçok evrak başvuru sahiplerinden fiziki olarak isteniyor. Bunun önüne geçebilmek için özel güvenlik kimlik kartı işlemleri de artık e-Devlet sistemine taşındı. e-Devlet üzerinden yapılan işlemler, vatandaşları yaklaşık 86 milyon lira maliyet yükünden kurtaracak.    Yılda 3.5 Milyondan Fazla Kağıt Tasarrufu Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığınca dijital dönüşüm faaliyetleri kapsamında hayata geçirilen ÖGNET Projesi ve kimlik kartı başvuru işlemlerinin e-Devlet entegrasyonuyla, yıllık yaklaşık 3 milyon 571 bin 612 adet kâğıt ise tasarruf edilecek.

2 yıl önce

Türkiye ile ABD dijital vergide anlaşma sağlarken Türkiye'nin ihracatına misilleme gelen ek gümrük vergisi kararı da kalktı

Türkiye'nin ABD ihracatında önemli bir kritik eşik daha aşıldı. Türkiye'nin Google, Facebook, Twitter, Amazon, Netflix, Spotify gibi şirketlerden aldığı Dijital Hizmetler Vergisi karşılığında misilleme yapan ABD, Türkiye'den alacağı 32 üründe yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulamasına gideceğini açıklamıştı. Önceki gün Türkiye ve ABD, Dijital Hizmetler Vergisi uygulayan Avusturya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya ile ABD arasındaki ortak uzlaşı metnine Türkiye'nin dahil olması konusunda anlaştı. Böylece mücevherden tekstile, halıdan cam ve seramik ürünlerine 32 ürünün ihracatında uygulanması planlanan yüzde 25'lik ek gümrük vergisi kalktı, ihracatçı nefes aldı. TARİHİ REKOR KIRDIK Sabah'ın haberine göre, Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, Türkiye ile ABD arasında yapılan anlaşmayla birlikte derin bir nefes aldıklarını söyledi. Sektörün 1-22 Kasım tarihleri arasında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 920 milyon dolar mücevher ihracatına imza attığı bilgisini veren Kamar, "Gerçekleştirilen bu ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 300'lük bir artışı simgeliyor, hem de 20 günde... Rekorlar kırdığımız bu noktaya ulaşmamızda ABD ile Çin arasında yaşanan ticari gerginliği tedarik zincirine yansıması etkili oldu. Tedarik zincirindeki yavaşlama, ABD kanadında yeni arayışlara yol açtı. Talebe hızlı ve kaliteli bir şekilde cevap vererek tercih edilir hale geldik" dedi. İHRACATTA İLK ÜÇTEYİZ 11 ayda 5.5 milyar dolar ihracatla hedeflerinin yüzde 170 oranında önünde performans sergilediklerini anlatan Kamar, şöyle devam etti: "5.5 milyar dolarlık ihracatın 800 milyon dolarını ABD'ye yaptık. Bu yıl sonunda ABD'ye ihracatımızı 1 milyar doların üzerine taşırız. Toplam ihracatımızı da 6 milyar doların üzerine taşırız. 2-3 yılda da ABD'ye ihracatta 3-4 milyar doları yakalarız. Şu anda ABD'ye mücevher ihracatında ilk 3'teyiz. 2023'te liderliğe oturacağımızı öngörüyoruz." MAKİNE HALISINDA PAZARIN LİDERİYİZ İstanbul Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Uğur Uysal, "Devletimiz çok önemli bir anlaşmaya imza attı, müteşekkiriz. ABD çok önemli bir pazar. Bu yılı 3 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedefliyoruz. Bunun neredeyse yarısı ABD'ye yaptığımız ihracattan geliyor. ABD'de makine halısında lideriz" dedi. Dünyada lojistik krizinin devam ettiğini anlatan Uysal, "ABD halı ithalatında Çin yerine Türkiye'yi tercih ediyor. Talep artışı devam edecek. 2022'de ihracatımızın yüzde 20 artacağını öngörüyoruz. Bunun yarısını ABD'ye yapacağız" diye konuştu. ANLAŞMA OLMASAYDI SIFIRA İNERDİ İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Gültepe de, alınan kararın özellikle ev tekstili sektörüne nefes aldırdığını belirterek, "ABD ev tekstili sektörü için çok büyük bir pazar. Eğer ek gümrük uygulaması devreye girseydi bu pazara ihracatımız sıfıra inebilirdi. Şu anda ABD'ye 800 milyon dolarlık ihracatımız var. Bunun yılsonunda 1 milyar doları bulacağını düşünüyoruz" dedi.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dijital faşizm tehdit unsuru

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 4. Toplantısı’na video mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şunları kaydetti; Sizleri kültür, tarih, tabiat ve medeniyetler şehri güzel İstanbulumuzda ağırlamanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. Toplantınızın ve yapacağınız istişarelerin ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Görüşleri, değerlendirmeleri ve tartışmalarıyla toplantıyı zenginleştirecek herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Bugünkü toplantınız en çok istismar ve ihmal edilen alanlardan biri olan medya konusunda iş birliğimizin daha da gelişmesine katkı sağlayacaktır. Malumunuz Türk dünyası olarak geçen yıl Türk Devletleri Teşkilatı'nın tesisi ile birlikte aramızdaki dayanışmayı bir üst aşamaya taşıdık. Böylece siyasetten eğitime, ekonomiden güvenlik iş birliğine kadar pek çok alanda yeni dönemin temelini oluşturduk. Türk dünyası 2020 Vizyon Belgesi ışığında dayanışmamızı farklı sahalara teşmil ederek daha da güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Medya ve iletişim konuları, sosyal medya ile dezenformasyonla mücadele, siyasi ve sosyal bekamızın temini açısından hayati öneme sahiptir. Karabağ Savaşı sırasında şahit olduğumuz yalan ve iftira furyası bize hem bu meselenin önemini hatırlatmış hem de güçlerimizi birleştirmemizin ne kadar vazgeçilmez olduğunu göstermiştir. Savaş sadece sahada verilmemiş, yazılı ve görsel basından sosyal medyaya kadar pek çok mecrada 44 gün boyunca çetin bir mücadele yürütülmüştür. Yaşadığımız acı tecrübeler ışığında artık hepimiz şu gerçeği çok net biçimde görüyoruz, demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak nitelenen medya belli güçlerin, belli küresel şirketlerin, art niyetli çevrelerin elinde, hakikatleri tahrif eden gerçeğin üstünü örten bir manipülasyon aracına dönüşebilmektedir. Dijital Faşizm bugün milyarlarca insanın doğru ve tarafsız haber alma hakkını engelleyen bir tehdit unsuru haline gelmiştir. Bilhassa hiçbir oto kontrolün, denetimin, kuralın, etik değerlerin olmadığı sosyal medya mecraları tüm toplumlar için ciddi riskler oluşturmaktadır. Yalanın, iftiranın, çarpıtmanın kol gezdiği bu mecralarda hakikati aramak, hakikate ulaşmak, hakikati savunucusu olmak çok daha büyük önem kazanmıştır. İletişim konusunu bu bakımdan en az savunma, güvenlik ve sağlık gibi stratejik öneme haiz bir mesele olarak görüyorum. Bu tarz toplantılarla dezenformasyonla mücadele, bilgi güvenliği, milli bilgi teknolojileri hamlesi ve ortak kültürü önceleyen özellikle Film ve dizi projeleri gibi hususlarda aramızdaki iş birliğinin daha da gelişeceğini ümid ediyorum.

1 yıl önce

Kavcıoğlu: Dijital Türk lirasının ilk pilot uygulamasını yılın ilk çeyreğinin sonu gibi denemeyi düşünüyoruz

Kavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen yılın ilk Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nın ardından ekonomistlerin ve basın mensuplarının sorularını cevapladı. Dijital Türk lirası ile ilgili önemli bir çalışma sürdürdüklerini ifade eden Kavcıoğlu, "Kapalı devre içinde ilk kullanımını yaptık. Dijital Türk lirasının ilk pilot uygulamasını yılın ilk çeyreğinin sonu gibi denemeyi düşünüyoruz. Daha sonra test aşamasının ne kadar süreceği ve başarısına göre gerekli kanun değişiklikleri, ne zaman geçileceği belirlenecek. Bu çok zor bir süreç. Dünyada bunun uygulaması yok, pilot uygulamasına geçmiş bir iki ülke var, onlar da pilot süreci devam ettiriyorlar. Biz bu süreci en hızlı ve başarılı bir şekilde yürüten merkez bankalarının başında geliyoruz. Umarım pilot aşamasını da en doğru şekilde yönetir ve ilk dijital parayı kullanan ülkelerin başında oluruz." diye konuştu. Kavcıoğlu, TCMB'nin, firmaların yurt dışı kaynaklı dövizlerinin TL'ye dönüşümüne getirdiği desteği, sektörlerden gelen talep üzerine hayata geçirdiklerini ifade ederek, yurt dışına hizmet veren sektörlerin ya da yurt içinde olup yurt dışından gelen turistlere hizmet veren turizm gibi tüm sektörlerin bu desteklere dahil olduğunu söyledi. Söz konusu düzenlemenin yurt dışından paraların daha hızlı bir şekilde gelmesi noktasında bir teşvik olduğunu dile getiren Kavcıoğlu, "Oradan gelecek önemli bir tutar bekliyoruz. Türkiye'nin turizm, hizmet ve diğer sektörlerin desteklenmesine önemli bir katkı yapacağını öngörüyoruz. Sektörlerin talepleri bu yöndeydi, biz de taleplerine karşılık verdik. Sektörlerin de buna nasıl cevap vereceklerini süreç içinde izleyerek göreceğiz." ifadelerini kullandı. "BU YIL ENERJİYE YAKLAŞIK 25 MİLYAR DOLAR DAHA DÜŞÜK ÖDEME YAPMAMIZ SÖZ KONUSU" Kavcıoğlu, henüz ruble ile enerji ödemesinin olmadığını, konuşulmaya devam edildiğini belirterek, Türkiye'nin 2022 yılında ithal ettiği enerjinin parasını ödediğini, borcunun olmadığını bildirdi. Türkiye'nin 2022 yılında bir önceki yıla kıyasla sadece enerjide 50 milyar dolar civarında fazla ödeme yaptığını belirten Kavcıoğlu, "Şu anda bir sıkıntı yok. Bu yıl itibarıyla aynı miktarda enerjiye yaklaşık 25 milyar dolar daha düşük ödeme yapmamız söz konusu. Bu neredeyse bizim cari açığımıza denk gelecek bir rakam. Bu şekilde devam ederse bu rakamın ödemeler dengesine çok önemli bir katkı yapacağını rahatlıkla söyleyebilirim." diye konuştu. Enflasyon tahminlerini olabilecek tüm riskleri dikkate alarak belirlediklerini söyleyen Kavcıoğlu, "Hemen hemen tüm riskler bu enflasyon tahminlerimiz içinde var. Kendi yerli doğal gazımız mart ayında bekleniyor. Muhakkak daha olumlu katkı yapacaktır. Fiyatların yukarı gitmesi noktasında da geçen seneki süreci yaşamış oluruz ki onun için de hazırlığımız var. Merkez Bankamızın rezervleri hazırlıklı." dedi. Kavcıoğlu, gıda enflasyonunda kuraklık riskine dair de şimdiden bunu tahmin ederek konuşmanın çok doğru olmadığını belirterek, "Şubat sonrası için dua ediyoruz, temenni ediyoruz. Ülkemiz ve dünya için iklim şartları önemli ama ülkemizdeki gelişmeler ve tahminler şubattan sonra özellikle yağmurların daha fazla yağarak kuraklık noktasındaki olumsuz beklentileri olumlu olarak değiştireceğini düşünüyorum. Kuraklığı şahsen çok beklemiyorum." ifadelerini kullandı. TCMB Başkanı Kavcıoğlu, seçimin enflasyona etkisine ilişkin de "Seçim dönemi bizim fiyatlamalarımızın, beklentilerimizin içinde. Çok olumsuz, fiyatlara farklı yansıyacak bir durum öngörmüyoruz. Türkiye bugüne kadar çok seçim geçirdi, bir tane daha geçirir, fiyatları çok etkileyecek bir gelişme olacağını tahmin etmiyorum." diye konuştu. Kavcıoğlu, kaynakların hedefli ve selektif kredi kanallarına daha doğru yönelmesini sağlamaya çalıştıklarını vurgulayarak, bunun da GSYH'ye olumlu katkı sağlayacağını, hem liralaşma hem de enflasyonla mücadeleye katkı yapacağını anlattı. Yatırımda, KOBİ'lerde, tarım sektörlerinde hiçbir makro ihtiyati tedbir olmadığını, aralık ayının en fazla kredi kullanımında artışın gerçekleştiği ay olduğunu söyleyen Kavcıoğlu, kredi kullanımında şu an itibarıyla bir sıkıntı olmadığının altını çizdi. "GEREKLİ ADIMLARI ATMAKTAN ÇEKİNMEYİZ" TCMB Başkanı Kavcıoğlu, faiz politikasına ilişkin olarak da Para Politikası Kurulu metinlerinde yaklaşımlarını ifade ettiklerini hatırlatarak şunları kaydetti: "2023 yılındaki gelişmelere de arkadaşlar çalışıyorlar. Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında Türkiye'nin üretimini, yatırımını, ihracatını, istihdamını destekleyecek şekilde, cari fazla vermemizin önündeki engelleri kaldırarak daha fazla üretim yapacak sektörleri destekleme noktasında, finansmanın daha ucuz maliyette erişilebilmesi noktasında para politikası çerçevemizi oluşturuyoruz. Bu gelişmelere göre ileriki dönemlerde de gerekli adımları Merkez Bankası olarak atmaktan çekinmeyiz." Liralaşmayı çok önemsediklerini vurgulayan Kavcıoğlu, swapların süre içinde azaltılması ve Merkez Bankası para politikasının buna göre şekillendirilmesi noktasındaki hedeflerini çok net bir şekilde ifade ettiklerini söyledi. Şahap Kavcıoğlu, KKM uygulamasına yönelik soru üzerine, "Kur korumayla ilgili tarafta gayet iyi bir gidişat var. Liralaşmaya çok önemli katkı veren bir alan, oradaki gelişmeden, gidişattan memnunuz. Dün akşam aldığımız kararların da buna olumlu tarafta katkı yapacağını düşünüyoruz." diye konuştu. Kavcıoğlu, "Liralaşma stratejisiyle beraber kendi mecrasında yolunu bulacaktır, gidişat da onu gösteriyor. Bu anlamdaki öngörülerimizde bir değişiklik, yanılma söz konusu değil, gayet iyi gidiyor. Liralaşma stratejisi içinde hem bankaların kaynak yaratması hem rezervlerimizin artması noktasındaki işlevi önemli şekilde artarak devam ediyor." ifadelerini kullandı. "Sudi Arabistan'dan Merkez Bankasına 5 milyar dolarlık mevduat yatırılmasıyla ilgili gelişme olup olmadığı" sorusuna karşılık Kavcıoğlu, çeşitli ülkelerle bu anlamda görüşmeler yaptıklarını, ancak herhangi bir gelişme olmadığını bildirdi. Kavcıoğlu, bankalarla olan ilişkilerini basınla paylaşmadıkları ifade etti. "BÜYÜK FİRMALARA KREDİ GİTMİYOR ALGISI DOĞRU DEĞİL" Kavcıoğlu, büyük ölçekli ve KOBİ düzeyindeki firmalara kredi kullandırılmasına yönelik soruya yanıt verirken, büyük firmalara destek verilmemesinin söz konusu olmadığını ancak "ekonominin bel kemiği" olan KOBİ'lerin daha fazla desteklendiğini söyledi. "Oradan alıp bir yere bir şey vermiyoruz." diyen Kavcıoğlu, "Yatırım yapılması noktasında hiçbir firma, ne boyutta olursa olsun hiçbir makro ihtiyati tedbire tabi değil." değerlendirmesinde bulundu. 50-100 firma tarafından kullanılan kredileri 6 bin şirketin kullanabildiği bir noktaya getirdiklerini belirten Kavcıoğlu, şöyle devam etti: "Büyük firmalara kredi gitmiyor algısı doğru değil. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı kredilerin 2-3 kat arttığını söylüyor ama Oda başkanımız krediye ulaşamadıklarını söylüyor. Buradaki sıkıntıyı iyi görmek lazım. Kredilerin doğru şekilde hedefli ve selektif kullandırılması noktasında çaba sarf etmemiz lazım. Hatamız varsa da düzeltiriz. Şikayetler geliyor, firmalarımızdan ulaşamayanlar, kullanamayanlar var. Bunları da takip ediyoruz. Bizim için üretim, yatırım, istihdam sağlayacak, ihracat yapacak firmaların krediye ulaşımı çok önemli. Bunu kendimize görev addediyoruz. Dün gece aldığımız karar da bu sektörlerin desteklenmesine yönelik bir karardır." "SEÇİM SÜRECİ DİKKATE ALINDI" Kavcıoğlu, enflasyon öngörülerini oluştururken seçim sürecini dikkate alarak fiyatladıklarını söyledi. Hükümetin hayat pahalılığını minimize seviyede tutacak tedbirler aldığını dile getiren Kavcıoğlu, Merkez Bankasının da fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlayacak politikaları taviz vermeden uygulamaya devam ettiğini belirtti. Kavcıoğlu, banka personelinin işten çıkarılması, zorla bir yere gönderilmesinin söz konusu olmadığını, personelin maaş zammının da kamuyla aynı olduğunu ifade etti. "KREDİLERDE ANORMAL BİR ARTIŞ YOK" Kavcıoğlu, TCMB taraflı KKM sisteminde faiz üst sınırının kaldırılmasına ilişkin de katılım finans tarafı için bu tür bir uygulama yapılamadığını ve KKM hesaplarında bankalar arasında geçişlerin söz konusu olduğunu ifade etti. Merkez Bankasına ve Hazine'ye yük getirilmemesi için politika faizinin altında bir faiz verilmemesinin kendileri için önemli olduğunu söyleyen Kavcıoğlu, bankalar ile finans kurumları arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak için söz konusu düzenlemeyi gerekli gördüklerini belirtti. Kredi dağılımında dönemsel olarak kaynakların bazen KOBİ'lere bazen bireysel kredilere kayabildiğini ancak şu anda anormal bir artış görmediklerini dile getiren Kavcıoğlu, bireysel kredilerde 2022'de yüzde 3,6 aylık artış olduğunu, orada anormal bir artış olursa gerekli tedbirleri alabileceklerini söyledi. Firmaların, özellikle büyük şirketlerin, tahvil ihracıyla dış borçlanmasının tavsiye ettikleri bir araç olduğunu belirten Kavcıoğlu, bunun hem banka bilançolarındaki yükü hafifleteceğini hem de sermaye piyasalarının daha fazla derinleşmesini sağlayacağını vurguladı. Süreç içinde firmaların ve bankaların bu yönde hareket etmesini sağlayacak teşvikleri de yapacaklarını ifade eden Kavcıoğlu, "Ama bu 4 aylık tahvil ihracı olmaz bizim karşı olduğumuz nokta bu, 2-5 yıl yapsın tahvil ihracını, banka satın alsın bana da gelsin daha ucuz bir şekilde Merkez Bankasından borçlansın. Bizim destek ve teşvikimiz bu yönde olacak." dedi. "İKİLİ KUR SİSTEMİ YOK" Kavcıoğlu, ihracatçıya döviz çevrimlerinde yüzde 2 prim ödenmesi uygulamasının ikili kur uygulaması olarak yorumlandığı eleştirine yanıt verirken de şunları ifade etti: "Türkiye'de şu anda öyle farklı bir kur yok, bankalarda ihracatçıya ayrı kur uygulaması yok. Kur korumalı ile saat başı verdiğimiz kur var, o piyasa kuruyla aşağı yukarı aynı. Bankacılıkla kapalı çarşı arasında farklı kur uygulanmasında anormal durum söz konusu değil. Eskiden beri kapalı çarşı bir tık piyasanın üzerindedir. Kapalı çarşıya gidenle bankacılıkta işlem yapan aynı müşteri değil zaten. İhracatçının, ithalatçının, banka müşterisinin kapalı çarşıda ne işi var? İkili bir kur sistemi yok bir kere onu çok net ifade edeyim. Banka kuru ile kapalı çarşı arasında her zaman bir fark olabilir ama o bir ikili kur değil." Burada mali sektörde oluşan farklı kur olup olmadığına bakılması gerektiğine işaret eden Kavcıoğlu, "Biz ikili kur uygulamıyoruz, sadece ihracat değil, yurt dışından gelen kaynağı teşvik için ödediğimiz bir prim. Bunun içinde turizmci, ihracatçı, müteahhit, ulaşım var. Tüm kesimler var." diye konuştu. Kavcıoğlu, firmaların finansmana erişimde sorun yaşadığı ve Coca Cola'nın yüzde 30 faizle tahvil ihraç ettiğine ilişkin soru üzerine de "Çok kötü örnek verdin. Coca Cola dünyanın en büyük firması. Coca Cola'nın finansmana erişim noktasında sıkıntısı varsa bu sıkıntı dünyada var demektir, sadece Türkiye'de değil. Bu örnek ne kadar haklı olduğumuzu gösteren, uygulamalarımızın ne kadar iyi yönetildiğini gösteren örnek oldu. Finansmana erişimde problemler olabilir ama bunu genel problemler gibi aktarmak doğru değil." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'de ithal ikamesi alanlara yatırım yapan çok değerli firmalar olduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, "Bizim işimiz onlarla. Onlar daha fazla yatırım yapsın, biz gece gündüz onların hizmetindeyiz. Türkiye'ye üretim, yatırım yapan herkes bizim radarımızda ve onların hizmetindeyiz. Türkiye'den daha fazla hem finansman hem döviz piyasasında hem diğer işlemlerde bu konuların rahatlıkla yapıldığı bir başka ülke yok." ifadelerini kullandı. "YIL SONUNDA CARİ FAZLA VERECEĞİZ" Kavcıoğlu, hangi koşullar altında faiz indirimine gidileceğine ilişkin soruya cevap verirken şunları kaydetti: "Temmuz, ağustos ayındaki Para Politikası Kurulu metnine bakarsanız hangi şartlarda faiz indirimine gittiğimizi çok net görürsünüz. Metinleri okuduğunuzda ileriye dönük nasıl öngörümüz olduğunu çok net görürsünüz. Hangi şartlarda faiz indirimine gideceğimiz, pas geçeceğimiz, nasıl duruş sergileyeceğimize ilişkin öngörümüzü orada bulursunuz. Büyük bankalar, büyük merkez bankaları bile 'faiz artırımını nasıl yapmayalım' diye konuşuyorlar. Bizi çok eleştirdiniz, ancak bu ne kadar doğru şekilde bu süreci yöneterek geldiğimizi gösteriyor. Türkiye, bu faiz politikasıyla sadece ödemeler dengesinde bir önceki yıla göre 100 milyar dolar fazla ödemiş. Kimseye bir kuruş borcumuz yok. Faiz politikamızın ne kadar doğru yönetildiğinin fotoğrafı. Şu 100 milyar doları kimse konuşmadı. Bir önceki yıla göre enerji farkını düştüğünüzde Türkiye cari fazla veriyor. Rusya-Ukrayna Savaşı çıkmasaydı Türkiye zaten cari fazla veriyordu. Biz faizi bunun için indirdik. Biz ödemeler dengesinde cari fazla verecek duruma gelmiş noktadayız. Türkiye, her şeye rağmen dışardan bir kuruş yardım almadan bu bilançoyu Merkez Bankası olarak yönetti. 100 milyar dolar ilave farkı da Merkez Bankası bu ülkenin kaynaklarından ödedi. Biz bugünden itibaren yıl sonunda cari fazla vereceğiz."

1 2