26 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

CHP’li Tanrıkulu, ‘sevgili dostu’ Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret etti

Terör soruşturmalarından cezaevinde bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması için yaptıkları çağrıların yanında, CHP’li vekiller Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne’deki cezaevinde ziyaret etmeye devam ediyor

3 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan valilere ‘militan’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun dostlarına tavsiyem; tedaviye ikna edilmesidir”

PKK terör örgütünden tutuklanan belediye meclis üyeleri Militan değil... Birlikte hareket ettiğiniz kandilin partisinin teşkilatlarını elebaşının posterleriyle süsleyenler Militan değil.... Ancak terörle, uyuşturucuyla, her türlü suçla mücadele eden, şehirlerine, yaşayanlarına kendini adayan vali ve kaymakamlarımız militan... Kılıçdaroğlu’nun derdi belli... “Militanlarıma dokunma!” Dokunacağız... Bu tek parti döneminin sabıkalıları hakkında bakanlık olarak adliyeye verdiğimiz suç duyurusunun suretini de, militan denilerek hakaret edilen valilerimize bilgi olarak gönderdik. Tarihin en başarısız bürokratı da olan Kemal Kılıçdaroğlu, genelge diyerek yine bilgisizliğin ve cehaletin altına imza attı. Vali ve kaymakamlarımıza militan diyen Kemal Kılıçdaroğlu'na da ayrıca suç duyurusunda bulunacağız... Sayın Kılıçdaroğlu’nun dostlarına tavsiyem; tedaviye ikna edilmesidir...

3 yıl önce

CHP ve İYİ Parti’nin dostları ‘soykırım’ dedi

Terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) sözde Ermeni soykırımı ile ilgili propagandaya başladı. HDP her yıl olduğu gibi sözde 1915 olaylarına destek veren 'Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin' başlığıyla bir bildiri yayımladı. Bildiride, "Türkiye Ermeni Soykırımı ile 106 yıldır yüzleşmedi. Yüzleşilmeyen suç tekrarladı, yüzleşilmeyen suç, bugünlere taşındı. Büyük suç cezasız kaldı, ayrımcılık ve nefret suçları sıradanlaştı." ifadeleri kullanıldı. AK PARTİ VE MHP'DEN TEPKİ YÜKSELDİ AK Parti ve MHP'den HDP'nin bu bildirisine sert tepkiler yükselirken; seçimlere HDP ile gizli bir ittifakla giren liderler sessizliğe büründü. İTTİFAK İÇİN SESSİZ KALDILAR, TABAN RAHATSIZ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, HDP'nin Ermenistan'ın yalan tezlerini savunmasına karşı tepki gösteremedi. Türkiye'ye karşı alınan bu tavıra sessiz kalan liderler, partilerinin tabanları tarafından da eleştirildi. Seçim ittifakı için Türkiye'yi soykırımla suçlayan bir parti ile aynı çizgide olunması, özellikle İyi Parti'nin tabanında büyük rahatsızlık oluşturuyor. MİLLET İTTİFAKI'NIN GİZLİ ORTAĞI: HDP Millet İttifakı olarak seçimlere giren CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi, terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı HDP ile gizli bir ittifak içerisinde. Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener tarafından açık bir şekilde kabul edilmeyen bu ittifak, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan tarafından da açıklanmıştı. Buldan, seçimlerde sandık ittifakı yaptıklarını dile getirdi. Seçimler öncesinde HDP Eş Genel Başkanı olan Sezai Temelli de İstanbul ve Ankara'da seçimleri HDP oylarıyla kazanıldığını ifade ederek belediye başkanlarına uyarıda bulunmuştu.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu, "Dostlarımızla birlikte Türkiye'ye demokrasiyi getireceğiz" sözleri ile neyi kastetti?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu'nda düzenlenen 23 Haziran Demokrasi Şenliği'ne katılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün Türkiye'de alacağımız çok yol var. Türkiye'ye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Dostlarımızla beraber getireceğiz. Bunun mücadelesini veriyoruz." dedi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasındaki "dostlarımız" ifadesi soru işaretleri uyandırırken, Türkiye'ye demokrasi getirme amacıyla kurulduğu ifade edilen ABD'deki Turkish Democracy Project (Türk Demokrasi Projesi) grubunu akıllara getirdi. YÖNETİMDE FİRARİ FETÖCÜ VE TÜRKİYE DÜŞMANI DA VAR "Türkiye'nin son zamanlarda demokrasiden uzaklaşması ve otoriterliğe dönüşmesine yanıt olarak oluşturulan, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan uluslararası bir politika örgütü" olduğu ifade edilen ABD'deki Türk Demokrasi Projesi'nin başında eski CHP Milletvekili ve firari FETÖ'cü Aykan Erdemir bulunuyor. Turkish Democracy Project' ayrıca Türkiye düşmanı eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Mark D. Wallace, Joseph Lieberman, Süleyman Özeren, G.W.Bush'un kardeşi eski Florida Valisi Jeb Bush, İtalya'nın eski Dışişleri Bakanı Giulio Terzi di Sant'Agata gibi isimler üst düzey görev üstleniyor.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Tablonun yegane müsebbibi emperyalist ülkelerdir. Türkiye'nin Afganistan'daki varlığı meşrudur, dostanedir"

"Aciz, korkak ve tavizkar eğilimin kuşkusuz bedeli ağır olacaktır" Dünya coğrafyasının kilit ve stratejik noktalarından birisi olan Afganistan gittikçe karmaşıklaşan, günbegün çatallaşan belirsiz ve kaotik bir ortamın içine sürüklenmiştir. 2001 yılında ABD işgaliyle fitili tutuşturulan yıkım süreci etaplar halinde genişleyip derinleşerek nihayetinde çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Taliban'la mücadele propagandasıyla 20 yıldır Afganistan'da bulunan ABD, tıpkı 1975 Vietnam Saygon tahliyesini andıran görüntülerle diplomatik misyonunu ve diğer unsurlarını bu ülkeden çekmiştir. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde Kabil düşmüş, üstelik Taliban ele geçirdiği hiçbir meskun mahalde herhangi bir direnişle karşılaşmamıştır. Adeta tek bir kurşun atılmadan altın tepsi içinde Kabil teslim edilmiştir. Geçmişte DEAŞ'ın müessir olduğu dönemlerde, benzerlerine Irak coğrafyasında da şahit olunan bu aciz, korkak ve tavizkar eğilimin kuşkusuz bedeli ağır olacaktır. "Tablonun yegane müsebbibi emperyalist ülkeler"  Taliban'ın Kabil'i kontrol etmesi üzerine Afganistan Cumhurbaşkanı ülkeden kaçmış, hükümet dağılmış, pamuk ipliğine bağlı siyasi mimari çökmüştür. Afganistan'ın bugünkü alacakaranlık tablosunun yegane müsebbibi, bu ülkenin özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla toplumsal denge ve değerleriyle oynayan emperyalist ülkeler olmuştur. ABD'nin geri çekilmesiyle doğan boşluk Taliban'ın müdahalesiyle doldurulmuştur. Gelişmeleri stratejik bir akılla yorumlamak, bir adım sonrasını isabetle okuyan ve analiz eden zengin bir düşünce mirasına ve zeki bir siyaset marifetine tartışmasız ihtiyaç olduğu açıktır. "Afganistan'ın huzura ve istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir" Afganistan'ın iç barışa, toplumsal huzura ve siyasi istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir. Bu ülkeye sırt dönülmesinin, hadiselerin akışının uzaktan seyredilmesinin özellikle milli çıkarlarımıza ve hatta milli güvenliğimize yönelik ilave tehditlere neden olacağı herkesçe bilinmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Afganistan politikasının temel parametrelerini, dikkate alınmasını arzu ettiği bariz beklentilerini şu ana başlıklarla ifade etmek mümkündür: 1– Türkiye'nin Afganistan'daki varlığı meşrudur, dostanedir, barışçıdır, bu ülkenin istikrar ve güvenliğine destek mahiyetlidir. Bu nedenle askeri unsurlarımızın Afganistan'ı terki düşünülemeyecektir. Türkiye ile Afganistan'ın yüz yıllık tarihi, kültürel ve inanç bağları Kabil'deki mevcudiyetimizin mazereti ve mesnedidir. Afganistan'a yüz çevirmek, tarihin ve coğrafyanın gerçekleriyle terstir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın teklif ve temennileri ya cehaletinin ya da cüretkar korkaklığının sonucudur. Afganistan'dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir. Kılıçdaroğlu'nun aklı da, anlayışı da, siyaset kavrayışı da bunu idrak etmeye kafi değildir. 2– Afganistan Müslüman bir ülkedir ve tüm Afganlarındır. Bu tartışılmaz gerçeğe saygı duymak, gerek ve icaplarına riayet etmek insanlık onurunun bir farikası, bir faziletidir. 3– Afganistan, farklı etnik grupların mecmuundan ibarettir. Nüfusun yüzde 40'ı Peştun, yüzde 24'ü Tacik, yüzde 15'i Hazara Türk'ü, yüzde 11'i Özbek, yüzde 4'ü Türkmen, yüzde 3'ü Aymak, yüzde 2'si Beluci, yüzde 1'i de diğer etnik unsurlardan mürekkeptir. Afganistan'ın yeni siyasi tasarımında bütün grupların adil ve eşit temsiline dayalı bir yönetim muhtevasının sistematik teşekkülü ülkenin geleceği adına mutlak bir zorunluluktur. Sayıları 8 milyona ulaşan Türk varlığı Türkiye'ye inkar edemeyeceği sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluğun ifa ve icrası için Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı'ndaki varlığımızın sürdürülebilir nitelikte olması şarttır. Türkiye'nin Kabil'deki duruşu muharip maksatla değil, dostluk ve kardeşlik temeliyle matuftur. Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği zillet korosunun karamsarlık aşılaması, bir kaşık suda fırtına koparan sorumsuz ve şaibeli siyaseti Türkiye'nin önünü kapayan, çevresinden koparan mefluç ve müflis bir siyaset düşkünlüğüdür. 4- Hali hazırda, Mezar-ı Şerif ve Herat Başkonsoluklarımız çalışmalarını Kabil Büyükelçiliğimizden idame ve idare etmektedir. Türkiye'nin diplomatik misyonunu Afganistan'dan çekmesi için hiçbir mecburi ve mücbir sebep görülmemektedir. Kabil Büyükelçimiz ve diğer diplomatlarımız Afganistan'daki varlığını kararlılıkla ve kucaklayıcı bir vasıfla sürdürmelidir. 5- Afganistan'daki yeni yönetimle düzensiz göçün önlenmesi hususunda muhakkak surette anlaşma, temas ve fikir birliği temin edilmesi şarttır. Taliban'la görüşmek dahil her seçenek dikkate alınmalıdır. "Kin, nefret ve intikam duygusunun devamı halinde Afganistan'dan geriye bir şey kalmayacaktır" Sıcak çatışma ortamının Afganistan'a bir yarar sağlamayacağı, bu itibarla Taliban'ın bütün Afganları ülkelerinde yaşamaya teşvik ederek kucaklayıcı bir politika izlemesi elzemdir. Kin, nefret ve intikam duygusunun devamı halinde toplumsal parçalanmışlık vahim düzeylere tırmanacak, nitekim Afganistan'dan geriye bir şey kalmayacaktır. Kaldı ki Taliban, kendi insanına sahip çıkarak göçe mani olmalıdır. Diğer yandan Türkiye'nin Afganistan kaynaklı düzensiz göçü hazmetmesi mümkün değildir. Sınır güvenlik tedbirlerimiz bu kapsamda alarma geçirilmiş haldedir. Afganistan'da bulunuyor olmamız, aynı zamanda büyük bir tehlike olarak karşımızda duran ve milletimizi kaygılandıran düzensiz göçün engellenmesi hususunda bir fırsat sunacaktır. "Başkalarının huzuru için milli huzurumuzdan asla ödün veremeyiz" Türkiye göçmen kampı, göçmen barınağı, göçmelerin geçiş ve yuvalanma merkezi olamayacak, böyle de değerlendirilemeyecektir. Başkalarının huzuru için milli huzurumuzdan asla ödün veremeyiz. Sınırlarımıza yığılan Afganların ülkelerine güvenliklerini de gözeterek aynen iadeleri, ülkemizde bulunanların da süratle tespitinin yapılarak geldikleri gibi gönderilmeleri aziz Türk milletinin haklı bir talebidir. Milliyetçi Hareket Partisi de bu görüştedir. Fetihle girdiğimiz Anadolu coğrafyasını hiç kimseye peşkeş çekemeyiz, çektirmeyeceğiz. "Afganistan, İran ve Pakistan'la diyalog kurularak düzensiz göçün önüne kaynağında geçilmelidir" Önümüzdeki süreçte, 1,25 milyon Afgan'ın İran'a, 1,2 milyon Afgan'ın da Pakistan'a geçmesi beklenmektedir. Türkiye'nin hem Afganistan, hem İran, hem de Pakistan'la köklü ilişkileri vardır ve bilinmektedir. Bu üç ülkeyle anbean irtibat ve diyalog kurularak düzensiz göçün önüne kaynağında geçilmelidir. Pakistan'ın, Afganistan sınırında önlemler aldığı, 2700 km'lik sınırının yüzde 90'ına duvar çektiği, 50 bin kişilik güç konuşlandırdığı ve göçmen kampları inşa ettiği anlaşılmaktadır. İran'ın da benzer tedbirlere müracaat ettiği gelişmelerle sabittir. Şayet düzensiz göç akının önü alınmazsa Türkiye 6 milyona yaklaşan Afgan akınıyla yüz yüze kalabilecektir. Ülkemiz bu vahametin bilincindedir. Bu karşı yapılan mücadele de değerli, dengeli ve dirayetlidir. "Cumhur İttifakı, muazzam vatanseverlik şuuruyla Türkiye'yi sonuna kadar savunacaktır" Milliyetçi Hareket Partisi olarak Afganistan'ın siyasi istikrarını, iç güvenliğini, toplumsal mutabakat ve huzurunu sonuna kadar desteklediğimiz bilinmelidir. Ancak hepsinden önemlisi düşüneceğimiz, uğruna her şeyi feda edeceğimiz bir ülkemiz, bir milletimiz, bir vatanımız vardır. Köşesi ve çizgisi kalmayan Türkiye muhaliflerinin bu hassasiyetlerimizi anlamasını beklemek boş bir niyet, boşuna bir emektir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Doğal afetlerin açtığı yaralar, salgından kaynaklı hasarlar aşama aşama telafi edilirken, milli huzur ve istikbalimizin muhafaza mücadelesi de kahramanca devam edecektir. Cumhur İttifakı tarihin, milletin ve coğrafyanın müşahitliğinde sahip olduğu muazzam vatanseverlik şuuruyla Türkiye'yi sonuna kadar savunacaktır. Aziz milletim müsterih olsun, gecenin karanlığı kutlu bir şafakla dağılacaktır. O müjdeyle ve muvaffakiyetle perçinlenmiş günler ise uzak değildir.

2 yıl önce

Dostları için hayır dedi

CHP, HDP’nin tezkereler için ‘hayır oyu verin’ talimatına uydu. TBMM Genel Kurulu’nda dün Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkereler görüşüldü. Türkiye’nin sınır güvenliği için kritik öneme sahip tezkere oylaması CHP-HDP ittifakına dönüştü. Tezkere görüşmelerinde gözler, günler öncesinde HDP’nin Millet İttifakı paydaşlarına gönderdiği gözdağı niteliğindeki mesaj nedeniyle CHP’nin takınacağı tavra odaklandı OYLAMA GÜNÜ TEHDİT Daha önce tezkere üzerinden CHP’ye gözdağı veren HDP, son tehdidi oylamanın yapılacağı gün yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Bu tezkereye evet demeyin” diyerek tehdit etti. Mesajın adreslerinden İYİ Parti tezkerelere evet oyu kullanacağını söylerken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu topu MYK’ya atmıştı. SAATLER KALAHAYIR KARARI CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, oylamaya saatler kalmışken tezkereye ‘hayır’ yönünde oy kullanacaklarını açıkladı. TBMM’de CHP Grubu adına konuşan Ünal Çeviköz de “Suriye’de askerlerimizin daha fazla kalmasına karşı çıkıyoruz. Biz bu tezkereye hayır diyoruz” ifadelerini kullandı. HDP İSTEDİ, CHP UYDU Genel Kurul’da CHP Grubu adına konuşan Genel Başkan Danışmanı Ünal Çeviköz, “Suriye topraklarında macera aranmasından vazgeçilmeli. Suriye’de askerlerimizin daha fazla kalmasına karşı çıkıyoruz. Askerlerimizin canlı kalkan olmasına karşı çıkıyoruz ve biz bu tezkereye hayır diyoruz” dedi. CHP’YE RAĞMEN GEÇTİ Irak ve Suriye’ye asker göndermeyi içeren tezkerenin süresi, CHP ve HDP’nin “hayır” oylarına karşı AK Parti, MHP ve İYİ Parti’nin “evet” oylarıyla 2 yıl daha uzatıldı. Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamındaki Lübnan tezkeresi ise 1 yıl süreyle uzatıldı. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Ben inanıyorum ki muhalefet partileri, özellikle ana muhalefet partisi bu tezkere konusunda geçmiş tavrından farklı bir tutumu gündemine alacaktır, almalıdır. Aksi takdirde bu iktidarın savaş politikalarının Türkiye’de demokratik yeni başlangıç arayışlarını boğmaya yönelik olduğu gerçeğini ıskalamış oluruz” demişti. Buldan kabul etti! Tezkerenin işari oylamasına HDP Eş Başkanı Pervin Buldan damga vurdu. Buldan oylama sırasında yanlışlıkla ‘kabul edenler’ sorusuna elini kaldırdı. Bu arada İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray gruplar adına yaptığı konuşmada, Osman Kavala için AİHM kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi. Milli güvenlik hassasiyeti yok AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten Suriye ve Irak tezkeresine ‘hayır oyu’ vereceğini açıklayan CHP’ye tepki geldi. Çelik, “Yüce Meclisin takdirine sunulan tezkereler Türkiye’nin milli güvenliği açısından gerekli iradeyi temsil eder. Bu tezkerelere karşı çıkanların gerekçelerini bugün dinledik. Bu mantıksız gerekçeleri üretenlerin hiçbir şekilde Türkiye’nin milli güvenliği konusunda hassasiyeti yok” dedi. Kandil’in talimatı AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, CHP’nin Kandil’den gelen talimatla hayır oyu verdiğini söyledi. Özkan, “Dün sözde ‘evet’, özde ‘hayır’ diyen CHP, bugün sözde de özde de ‘hayır’ demek suretiyle Kandil’in, HDP’nin talimatıyla siyaset yapıyor” dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu da, “HDP, ‘Tezkereye hayır deyin.’ çağrısı yaparken bir de baktık ki CHP, tezkereye ‘hayır’ diyeceğini açıkladı. Şapka düştü, kel göründü” ifadelerini kullandı. ‘Hayır’a 2 yıl bahanesi Tezkerelerin daha önceki dönemlerde 6 ay ve 1 yıllık getirildiğini vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, parti grubunda konuya değindi. Kılıçdaroğlu, hayırı şu şekilde savunmaya çalıştı: “Neden 2 yıl? ‘Ben iki yıl getiriyorum sen de oy vermek zorundasın’ niye kardeşim? Ama biz CHP’yiz. Biz bu ülkenin menfaatini ve çıkarlarını düşünüyoruz. Senin her dediğine ‘evet’ deseydik o zaman ayrı parti diye kurulacak? Biz milli kurtuluş savaşı geleneğinden gelen bir partiyiz. Ne değişti de bu kararı verdiniz? Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, “CHP’nin ‘hayır’ oyu vermesi, bizim partiden istifa gerekçelerimizi netleştirmiş oluyor” dedi. Çelebi, “Çünkü 2019’da ‘evet’ verilmişti. Değişen hiçbir şey yoktu” dedi.

2 yıl önce

Türkiye kirli planlarını altüst etti! Darbeci dostu Hafter'in bozguna uğratılmasını hazmedemeyen Macron, Türkiye'yi hedef aldı

Ankara, Türk askerlerinin Libya hükümetinin resmi daveti üzerine ülkede bulunması nedeniyle, Rusya'nın Wagner paralı asker grubunun aksine Türk kuvvetlerinin yabancı savaşçı olarak sınıflandırılamayacağına defalarca işaret etti. Ancak desteklediği diktatör Hafter'in bozguna uğramasıyla planları suya düşen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aynı yalanı sürdürmeye devam ediyor. Türkiye hazımsızlığı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris'te düzenlenen Libya konulu uluslararası konferansın ardından yaptığı açıklamada, hazımsızlığını yalanlarla dile getirdi. Türkiye ve Rusya'nın, varlığının bölgedeki güvenliği tehdit ettiğini söyleyen Macron, 'Türkiye ve Rusya'ya bağlı paralı askerler acilen Libya'dan çekilmeli dedi. Macron'un darbeci katil dostu Nisan 2019'da Libya'da binlerce sivili katleden darbeci General Halife Hafter ile Mısır, Rusya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen güçleri, başkent Trablus'u ele geçirmek için bir saldırı başlattı. 14 aylık plan ve Trablus'taki meşru hükümeti bitirme hayali, Türkiye'nin BM destekli hükümete askeri desteğini artırmasıyla suya düştü. Böylece Trablus'un düşmesi önlendi. Devam eden süreçte, Hafter'i geri püskürten meşru hükümet, kritik noktaları yeniden ele geçirmeye başladı. Hafter destekçileri, kirli planlarını altüst eden Türkiye'ye her fırsatta benzer suçlamalar yöneltiyor.

2 yıl önce

AFAD: Lodosta 4 kişi hayatını kaybetti, 19 kişi yaralandı

İstanbul'da öğleden sonra hızını artıran rüzgar, hayatı olumsuz etkiliyor. Birçok ilçede şiddetli fırtına nedeniyle binaların çatıları uçtu, kazalar meydana geldi. AFAD Başkanlığı, lodosta 4 kişinin hayatını kaybettiğini, 19 kişinin yaralandığını bildirdi.

1 2 3 4 5