19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Meclisi'ne hitap etti... 'Bütün dünya bilsin ki' diyerek ilan etti

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar: İki devlet tek millet anlayışı ile saygı ve bahtiyarlıkla selamlıyorum. Bahtiyarım çünkü Karabağ'ı azad etmiş milli mecliste sizinleyim. Tüm bölge ülkeleri hatta tüm dünya kazançlı çıkacaktır. Refahın artması için üzerimize düşenleri yapmaya hazırız. Canı yananlar, kanı dökülenler sadece Karabağ’da yaşayan insanlardır. 30 yıl beni Azeri kardeşlerim kendi meskenlerinden uzaktaydı. 30 yıl sonra asıl sahiplerine ulaştılar. Kafkaslardaki barış ve huzurdan yalnız Azerbaycan değil Ermenistan da dahil olmak üzere tüm bölge ülkeleri, dünya kazançlı çıkacaktır. "BÜTÜN DÜNYA BİLSİN Kİ YARIN DA YANINDA YER ALACAĞIZ" Gözlerini kırpmadan Karabağ için kahramanca mücadele eden Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerini tebrik ediyorum. Bugün bütün imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanındayız. Bütün dünya bilsin ki yarın da yanında yer alacağız. Karabağ’ı ve işgal altındaki toprakları yakıp gidenler, işgali görmeyenler azadlık mücadelesini engellemek için seferber oldular. Fuzuli’yi görsünler, Karabağ’ı görsünler her şey ortada. Gelirken işgalci giderken tarumarcı idiler. Karabağ aynı zamanda dünyayı kendi siyasi ve ekonomik hırslarının arenası olarak görenlerin hesaplarının bozulduğu yerdir. "GELECEK YIL ŞUŞA'YI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ OLARAK GÖRMEKTEN MEMNUNİYET DUYARIZ" Şuşa’nın Azerbaycan kültür başkenti ilan edilmesi dünyaya verilen bir mesajdır. Gelecek yıl Şuşa’yı Türk Dünya’sı kültür başkenti olarak görmekten memnuniyet duyarız. 'KİMSE RAHATSIZ OLMASIN' Karabağ zaferi zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır. Kimse rahatsız olmasın savaşın değil barışın, kanın değil kalbin zaferidir. Nitekim bu zaferin ardından yapılacaklara bakıldığında çizdiğimiz tablonun nasıl ete kemiğe büründüğü görülecektir. Evlerinden 30 yıldır olan kardeşlerimize dönme yolu açılmıştır. 'PLATFORM OLUŞTURALIM' Kardeşimizle teklifimizi yaptık. 6 ülke; Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan ve Ermenistan olarak platform oluşturalım. Bu bölgenin barışa ihtiyacı var. Ermenistan Azerbaycan'la problemlerini çözdükçe Türkiye olarak biz de gereken adımları atacağız. Türkiye sınırının açılmasının Ermenistan'a faydası saymakla bitmez. Nahçıvan'la Bakü'yü birbirine bağlayacak Zengezur koridorunun bölgemize getireceği rahatlamanın ve zenginliğin tarifi mümkün değildir. Zengezur koridorundaki demir yoluyla Ermeniler de kolayca Moskova'ya ve dünyaya ulaşabilecek, böylece kendi kendilerine uyguladıkları ablukadan kurtulabileceklerdir. NATO’dan hamdolsun olumlu görüşmelerle döndük ama dünyanın sorunları bitmiyor. Barışı ve adaleti dünyada hakim kılacağımız vakitler yakındır. ALİYEV'İN KABRİNE ZİYARET Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in kabrini ziyaret etti.

2 yıl önce

BM'den Türkiye açıklaması: Dünyada ilk sıralarda...

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, bu yılki Küresel Eğilimler Raporu'nu açıkladı. Rapora göre geçen yıl koronavirüs salgını nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamalarına rağmen yaklaşık 3 milyon kişi daha evini terk etmek zorunda kaldı. YÜZDE 42'Sİ 18 YAŞ ALTI TRT Haber'in haberine göre, ülkesini terk edenlerin başında Suriyeliler, Venezuelalılar, Afganlar, Güney Sudanlılar ve Arakanlı Müslümanlar geliyor. Yerinden edilenlerin yüzde 42'sini 18 yaş altındaki çocuklar oluşturuyor. 2018-2020 yılları arasında yaklaşık bir milyon çocuğun sığınmacı olarak dünyaya geldiği ifade ediliyor. TÜRKİYE EN ÇOK SIĞINMACI KABUL EDEN ÜLKE Birleşmiş Milletler verilerine göre, en çok sığınmacı kabul eden ülkelerin başında Türkiye geliyor. 3 milyon 700 bin sığınmacıyı ağırlayan Türkiye'yi, 1 milyon 700 bin mülteci ile Kolombiya takip ediyor.

2 yıl önce

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana bir ilk

ABD savaş uçaklarının, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez yabancı bir uçak gemisinden havalanarak muharebe görevi gerçekleştirdiği bildirildi. CNN'in aktardığına göre, ABD Deniz Piyade Kolordusu'na ait F-35B savaş uçakları, İngiltere'ye ait Queen Elizabeth uçak gemisinden havalanarak Ortadoğu üzerinde muharebe görevini yerine getirdi. Haberde bu uçuşun, 1943'ten bu yana bir ilk olduğu kaydedilerek ABD uçaklarının, 78 yıl önce Pasifik Okyanusu'nun güney kısmında, yine İngiltere'ye ait Victorious gemisinden havalandığı anımsatıldı. F-35B savaş uçaklarının hedefinde DEAŞ mevzilerinin olduğu belirtildi. Operasyona İngiliz savaş uçakları da katıldı. Queen Elizabeth uçak gemisinde toplamda, ABD ve İngiltere'ye ait 18 adet savaş uçağı bulunuyor.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kanal İstanbul sadece Türkiye'nin değil, belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren "rüyası" olduğunu belirttiği ve Başbakan iken 27 Nisan 2011'de "çılgın proje" olarak kamuoyuna duyurduğu, İstanbul'u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul, ilk köprünün temelinin atılmasıyla fiilen hayata geçirilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul üzerinde yapılacak olan Sazlıdere Köprüsü'nün temel atma töreninde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Tüm hemşehrilerime en kalbi duygularla sevgilerimi saygılarımız sunuyorum. Türkiye'nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Bugün ülkemizin gelişmesi için atılan adımlara bir yenisini daha ekliyoruz. Rahmetli Menderes, Rahmetli Özal, Rahmetli Erbakan, Demirel gibi sembol isimlerin ruhlarını bir kez daha şad ediyoruz. Kanal İstanbul projesinin ilk köprüsünün temelini atıyoruz. Bundan 11 yıl önce milletimizle paylaşmıştık. Türkiye'nin bu süreçte yaşadığı iç ve dış badireler sebebiyle projenin ilerlemesi biraz gecikti. İşte bugün tüm hazırlıkları tamamlayıp proje kapsamında ilk temeli atmak için bir aradayız. Sazlıdere Barajı'ndayız. Kanal İstanbul'a acaba bu proje neden gerekliydi? Gecikmeli de olsa bugün bu temeli nasıl atıyoruz. İstanbul Boğazı en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahiptir. 1930'larda yılda ortalama 3 bin gemi geçiyordu. Günümüzde bu rakam 45 bine ulaştı. Sadece şehir içi yolculuklar için 54 iskelede 500 bin kişilik insan trafiği söz konusudur. SÜRÜKLENEN SAVAŞ GEMİSİNİ UNUTMADIK Boğazda hem kuzey, güney, doğu, batı istikametinde her sınıftan ve kapasiteden yoğun gemi trafiği yaşanıyor. Petrolden organik ürüne kadar çok farklı türden yük taşıyan gemilerin kaza yapmaları durumunda denizdeki doğal hayat da çok büyük tehlikeye giriyor. Karaya çarpmaları halinde kültürel miras zarar görüyor, yıkım ve yangınlarla karşılaşabiliyoruz. Yaşı ilerlemiş olan İstanbulluların boğazda haftalarca yanan petrol gemilerinin görüntüleri mutlaka vardır. Z kuşağı gençlere sesleniyorum. Bütün bu olanlar bitenler 19-20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık, bilmeniz gerekiyor. Geçtiğimiz yılın ilk aylarında Kabataş'ta sürüklenen Rus savaş gemisinin endişesini unutmadık. PEK ÇOK FAYDAYI AYNI ANDA SAĞLAYACAK BİR PROJEDİR Büyük gemilerin geçişi için boğazın kapatılmak zorunda kalınması ciddi zaman kayıplarına yol açıyor. Bu tür gemiler için beklemede geçen her saat büyük maliyet demektir. Yapılan projeksiyonlar 2050 yılında boğazdan geçecek gemi sayısının 78 bini bulabileceğini gösteriyor. İstanbul Boğazı'nın güvenli geçiş kapasitesi 25 bindir. İstanbul Boğazı kirlilikten dolayı alarm zilleri vermeye başlayalı çok oldu. Müsilajla ilgili bakın Marmara ne durumda. Felaket dimi. Boğazı gemi geçişlerine kapatamayacağımıza göre yeni kanal inşasını gündeme getirdik. İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz. Kanal İstanbul projesiyle amacımız her şeyden önce İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Güvenlik altına almak için de bu projeye ihtiyaç vardır. Gemi trafiğinin hafifletilmesi, seyir zorluğundan kaynaklanan sıkıntıların ortadan kaldırılması da projenin amaçları arasında yer alıyor. Proje kapsamında yer alan 500 bin kişi kapasiteli yerleşim alanları, depreme hazırlık için gereken alternatif yer alanları oluşturulmasındaki eksikliğimizi de kapatacaktır. Pek çok faydayı aynı anda sağlayacak bir projedir. KİME SORULMASI GEREKİYORSA ONA SORULMUŞTUR 27 Nisan 2011 tarihinden itibaren proje en ince detayına kadar çalışıldı. Güzergah, sondaj, ön proje, etüt proje, ÇED süreci yürütüldü. Birileri kendi yetki alanlarında olmayan hususlarla ilgili bize sorulmadı diye sızlanıyorsa projenin her aşaması hukuka ve bilime göre yürütüldü, tamamlandı. Bize sorulmadı diyenlere sesleniyorum. Unutmayın, kime sorulması gerekiyorsa onlara sorulmuş ve yola böyle çıkılmıştır. Ya siz zaten bu ülkede bugüne kadar dikili ağacınız yok. Bu ülkede sizler Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Kanal İstanbul için nasıl çıldırıyorsanız orada da öyle çıldırdınız. Marmaray'ı yaptık, yine önümüzü kesmeye çalıştınız. Çılgınlar gibi ama yaptık. Avrasya Tüneli'ni yaptık, Osmangazi'yi yaptık. İstanbul, İzmir yolunu yaptık. Önünü kesmek istediniz. Sizleri dinlemiş olsaydınız bunların hiçbiri yapılamayacaktı. Birinci köprü, FSM'de de aynı şeyleri yaptınız. Dinlemedik ve dedik ki, kervan yürür ve kervan yürüdü. Bu hususlarda en küçük bir eksiklik, yanlışlık olsaydı şimdiye kadar çoktan ortaya çıkardı. BAY KEMAL BİZ NEYİ NEREDE KİMİNLE YAPACAĞIMIZI ÇOK İYİ BİLİRİZ Mevcut güzergah 5 ayrı alternatif arasından en makul arasından seçildi. Sadece proje çalışmalarında 11 üniversiteden 204 uzman görev yaptı. 304 ayrı yerde 17 bin metrenin üzerinde sondaj, 248 adet jeofizik etüt gerçekleşti. Modellemede 35 ayrı ülkeden 3500 kişi görev aldı Bay Kemal. Biz neyi nerede kiminle yapacağımızı çok iyi biliriz. Bak bu çeşme açılış töreni değil, musluk takma töreni de değil. Dünyada örnek kanallardan birinin temelini atıyoruz. Kanaldan geçecek gemi boyutları ve trafik kapasitesi boğazdakinin yüzde 99'unu karşılayacak şekilde tespit edildi. Buna göre kanalın uzunluğu 45 kilometre. Genişliği minimum 275 metre, derinliği 21 metre olarak belirlendi. Bir başka ifade ile 275 metre uzunluğa kadar petrol tankerleri ve 350 metrelik konteyner gemileri bu kanaldan geçebilecek. Bunları İstanbul'dan kazasız belasız geçirmek kolay iş değil. Her an her türlü riski taşıyorlar. Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin 13 kat daha güvenli gerçekleşeceğini gösterdi. Toplamda 6 köprü inşaa edilecek. Mevcut karayolları için kanalın üzerinden köprüyle geçiş öngörülüyor. Demiryolu, temiz su, atık su gibi 25 altyapı projesinin tamamı da kanal kazılmadan tamamlanacak şekilde hazırlandı. Karadeniz çıkışının hemen sağında konteyner alanı ve lojistik merkezi olacak. Tam Karadeniz'e çıkıyoruz ve lojistik merkezi, muhteşem bir liman. Karadeniz çıkışının solundaki alan yenilebilir enerji alanı İstanbul'a değer katacak. İki tarafına planlanan 500 bin nüfuslu yerleşim alanı da İstanbul'daki baskıyı ortadan kaldıracağını inanıyoruz. Belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir. Proje alanının yüzde 52'si bu yönde kullanılacaktır. CHP ATILAN HER ADIMIN ÖNÜNÜ KESMİŞTİR Çevre Şehircilik Bakanlığı dediğimiz zaman bir duracaksınız. ÇED raporlarını rahatlıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verir, verebilir. Tüm bu süreçte görev alan sorumluluk üstlenen katkı sağlayan bakanlarımıza, firmamıza, belediyelerimize, uzmanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Nihayet kanalın ilk köprüsünün temelini atma aşamasına geldik. Hem kanal üzerindeki diğer köprüleri, altyapı deplase çalışmalarını, kanal kazısını başlatacağız. Kanal İstanbul'u yaklaşık 15 milyar dolarlık maliyetle 6 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Gemilerden sağlanacak gelir, liman ve diğer unsurlardan elde edilecek kazançla Kanal İstanbul kendi kendini finanse edecektir. Devletin kasasından kesesinden 5 kuruş çıkmadan dünya çapında bir esere daha kavuşulacaktır. Mevcut sürecini nasıl adım adım takip ettiysek bundan sonra da hassasiyetle takibini sürdüreceğiz. Kanal İstanbul ülkemizin en önemli değerlerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır. Rabbime bizlere bu günleri gösterdiği için hamd ediyorum. Aziz milletim cumhuriyetin kuruluş döneminde başlatılan kalkınma hamleleri kısa sürede varlığını sürdüren zihniyet tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Başlatılan projelerin önü bu zihniyet tarafından nasıl kesildiğini billyoruz. Kim bu, evet CHP. Atılan her adımın önünü kesmiştir. CHP nasıl ön keseriz diye çalışmalar içindedir. GENÇ NÜFUS BİLMİYOR Uçak yapan Nuri Demirağ'dan lokomotif geliştiren nice isimlere hazin hikayeleri milletimiz biliyor. Genç nüfus bunu bilmiyor. 19 yıl önce yaptıklarımızı da bilmiyor. Enerjide, sağlıkta, ulaşımda yaptıklarımızı bilmiyor. Yapılan bölünmüş yollar maalesef genç kuşak tarafından bilinmiyor. 6 bin kilometreden alınan yollar 27 bin kilometreye geldi ama genç kuşak bunları bilmiyor. İşte CHP'nin o engelleme politikalarının başlangıcı orası. Yeniden demiryolu inşasına başlayana kadar Türkiye bu kısırlığı yaşamaya devam etti. Nuri Demirağ'ın uçaklarına izin vermeyecek fabrikanın kapısına kilit vurulmasına neden oldular. Rahmetli Menderes Vatan Caddesi'nin de bulunduğu bulvarları açarken "Buraya uçak mı indireceksiniz" diye karşı çıktılar. Aşık Veysel gibi biz dağları deldik. GAP gündeme geldiğinde milletin hakkını yiyecekler diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Keban Barajı'nda üretilecek enerjiyi toprağa mı vereceksiniz diye eleştirdiler. İstanbul Boğazı üzerinde inşa edilen birinci köprüye buradan mutlu azınlık geçecek diye karşı çıktılar. Bittiğinde ilk kendileri geçtiler. Rahmetli Özal'ın köprü projesine hep karşı çıktılar. YSS kulesi için artık iki beton kuleden ibaret diyenler de bunlardır. Sabiha Gökçen genişletilirken CHP'nin başındaki zat uçağın inmediği yere havalimanı yapıyorlar demişti. Sabiha Gökçen en etkili havalimanlarından biri haline geldi. Yeni havalimanımıza da çalmadık kara kalmamıştı. Dünyanın ilk 3 havalimanından biri oldu. Ey CHP sizin gidecek yeriniz yok. Hatırlarsanız bu projeyi üstlenen firmalara atmadık iftira, etmedik laf bırakmadılar. İstanbul Havalimanı küresel marka haline gelmiştir. BUNLAR DEVLET TERBİYESİ DE GÖRMEDİLER Denizlerin altından farklı yerlere geçebiliyoruz. Millete hizmet eden ne kadar abide eser varsa bu çapsız zihniyetin karşı çıkmasına rağmen ülkemize kazandırıldı. Basiretsiz bu zihniyete rağmen projeleri yaptık. Şimdi de Kanal İstanbul'a karşı çıkıyorlar. Devlet adabını bile hiçe sayarak akıllarına ne gelirse söylüyorlar. Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Biz geliyoruz, geldiğimizde bilesiniz ki ödeme yapmayacağız. Bankaları tehdit ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir ya. Devletlerde devamlılık esastır. Bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları öğren. Bunlar tam manasıyla çaylak. Ödeme yapmazmış, bankalara ödeme yapmazmış. Milletimiz CHP kafasına kalsa, ülke ne baraj, köprü ve fabrikalara kavuşamayacağını bildiği için söylenenleri ciddiye almıyor. İNSAN ÖLÜR KALIR ESERİ, EŞEK ÖLÜR KALIR SEMERİ Eskilerin dediği gibi hep söylüyorum. İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Varsın birileri semer peşinde koşsun. Ülkemize ve milletimize eser kazandırma mücadelesini sürdüreceğiz. Yatırım yaparak, üreterek, istihdamı artırarak potansiyelimizi son sürat harekete geçirerek büyük ve güçlü Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. 19 yılda sağlıktan güvenliğe, ulaşımdan enerjiye her alanda neler kazandırdığımızın en yakın şahidi milletimizin kendisidir. Ayiesine iştir kişinin lafına bakılmaz. Bizim referansımız 84 milyon vatandaşımızın her birinin hayat kalitesini yükselten, geleceğini aydınlatan başarılara imza atmamızdır. Kanal İstanbul bu atılım zincirinin yeni bir halkasıdır.  Fatih, İstanbul'u fethederken gemileri karadan yürüterek dünyayı kendine hayran bırakmıştır. Çanakkale 18 Mart Köprüsü yapılıyor mu yapılıyor. Altın boynuz gibi Çanakkale'yi süsleyecek. Şimdi Marmara ve Karadeniz'i yeni bir boğazla Kanal İstanbul'la birbirine bağlayarak dünyayı kendimize hayran bırakacağız. Kanal İstanbul köprüsünün milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Mimar, mühendis, işçi hepsini tebrik ediyorum. Rabbim kazadan beladan uzak tutsun inşallah. 6 yıl içerisinde burayı tamamlamayı bize nasip etsin istiyorum. HAZIRLIK SÜRECİ Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'ın projeyi duyurmasının ardından 2011-2013'te çeşitli üniversitelerle Kanal İstanbul'un güzergah değerlendirmesi çalışmaları yapıldı. Kanal İstanbul için 5 farklı koridor belirlenirken, her koridor için ayrıntılı alt parametreler dikkate alındı. Koridorlar, arazi topografyası, yapılabilirlik, maliyet, gelişim planları ve su kaynaklarına etkileri açısından incelendiğinde Küçükçekmece-Sazlıdere Barajı-Terkos doğusunu takip eden güzergah en uygun koridor olarak belirlendi. Küçükçekmece Gölü-Sazlıdere Barajı-Terkos doğusunu takip eden kanal koridorunun yaklaşık 6 bin 149 metrelik kısmı Küçükçekmece sınırları içerisinde, yaklaşık 3 bin 189 metrelik kısmı Avcılar sınırları içerisinde, yaklaşık 6 bin 61 metrelik kısmı Başakşehir sınırları içerisinde ve yaklaşık 27 bin 383 metrelik kısmı Arnavutköy sınırları içerisinde yer alıyor. Kanal İstanbul için belirlenen güzergah üzerinde sondaj çalışmalarıyla elde edilen jeolojik ve geoteknik veriler ışığında güzergah ön projesi oluşturulması aşaması 2013-2014'te yapıldı. Proje güzergahında mevcut ve planlanan projelere ilişkin kurumlarla görüşülerek koordinasyon sağlanırken, dünyadaki yapay su yolu deneyimleri de incelenerek etüt proje işlerinin yol haritası belirlendi. Güzergahın detaylı projesi için kanal aksında, yamaçlarda, deniz ve göl ortamında ilave sondaj lokasyonları kararlaştırılırken, jeofizik etütler eklendi. Etüt proje için ön çalışmaları da 2014-2017'de yapıldı. Kanal İstanbul'un ayrıntılı saha, laboratuvar çalışmaları ve ÇED süreci 2017-2019'da gerçekleştirildi. Çalışmalardan elde edilen veriler ışığında kanal tasarımı tamamlanırken, jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik etütler ve nümerik modeller sonucu hazırlanan raporlar da ÇED raporuna zemin hazırladı. Bu süreçte tüm görüşler ve eleştiriler değerlendirilirken, İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı sonrası toplantıya katılan 56 kurum ve kuruluşun görüşleri doğrultusunda çalışmalar olgunlaştırıldı. 1595 sayfalık, ekleriyle 16 bin sayfa olan ÇED raporu, hazırlanan 18 aylık program dahilinde tamamlandı. Kanal İstanbul projesinde çeşitli üniversiteler ve kurumlardan 204 akademisyen ve uzmanla çalışıldı. Kanal İstanbul'un ÇED çalışmaları kapsamında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca düzenlenen halkın katılım toplantısı 27 Mart 2018'de Arnavutköy'de yapıldı. Toplantıda, kanalın geçeceği ilçelerdeki vatandaşlar, proje hakkında bilgilendirilirken, vatandaşların soruları yanıtlandı, görüşleri ve önerileri not alındı. KANAL İSTANBUL'UN MALİYETİ Kanal İstanbul için gerekli tesis ve yapılara ek proje bileşeni olarak 1 yat limanı, konteyner limanları, rekreasyon alanı ve lojistik merkezi yapılması planlanıyor. Kanal İstanbul'un işletme aşamasında fonksiyonlarını sağlıklı olarak yerine getirebilmesi için de Karadeniz ve Marmara Denizi giriş bölgesinde dalgakıranlar, acil bağlama alanları ve demirleme alanları, römorkör bağlanma alanları, deniz fenerleri, bakım istasyonları ve işletme binaları, gemi trafik sistemi ve seyir yardımcıları oluşturulması hedefleniyor. İnşaat maliyeti 75 milyar lira olarak öngörülen Kanal İstanbul'un, kamu-özel iş birliği kapsamında yapılması planlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan projeyi açıkladığı toplantıda, projenin tamamıyla milli kaynaklardan karşılanacağını da belirtmişti. ÜZERİNE 6 KÖPRÜ YAPILACAK İhale sürecinin ardından kanal inşaatı öncesi hazırlık çalışmalarının 1,5 yıl, kanal inşaatının 5,5 yıl sürmesi, projenin tamamlanma süresinin 7 yıl olması öngörülüyor. İstanbul'u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul'un üzerine 6 köprü yapılacak. Kanal İstanbul'un her iki tarafında 250 biner konutluk devasa şehirler kurulması planlanıyor.

2 yıl önce

Çin Dışişleri Bakanı Sözcüsü Wang Wenbin: ABD, diğer ülkelere karşı yaptırımlar uygulayarak ve askeri olarak tehdit ederek, dünya düzeninin en büyük yıkıcısı olmaktadır

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, ABD'yi dünya düzeninin "en büyük yıkıcısı" olmakla suçladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wenbin, düzenlediği basın toplantısında, "ABD, diğer ülkelere karşı yaptırımlar uygulayarak ve askeri olarak tehdit ederek, dünya düzeninin en büyük yıkıcısı olmaktadır." dedi. MÜTTEFİKLERİMİZİN ÇOĞU ABD İLE AYNI FİKİRDE DEĞİL ABD’nin kurallarının temelini oluşturduğu düzenin, ABD'nin egemen olduğu hegemonik bir sistem olduğunu dile getiren Wenbin, müttefiklerinin çoğunun ABD ile aynı fikirde olmadığını belirtti. DÜNYA DÜZENİ HEGEMONİK DEĞİLDİR Wenbin, "Dünya düzeni hegemonik değildir veya ABD liderliğindeki bir klik tarafından oluşturulmamıştır. Tüm ülkeler gerçek manada çok taraflılığı uygulamalı, uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini ilerletmeli ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir toplum inşa etmelidir." dedi.

2 yıl önce

AK Partili milletvekilleri sahaya indi: İş dünyası için özel çalışma

TBMM'nin tatile girmesi ile birlikte milletvekilleri Türkiye'nin dört bir yanına giderek teşkilatlar ve vatandaşlar ile bir araya gelmeye başladı. Bir grup milletvekili illeri gezip meslek örgütleri, sanayiciler, KOBİ'ler ile toplantılar yapmaya başladı. Sorunlar tespit edilip hızla çözüm yolları bulunacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekilleri ile yaptığı toplantılarda yeni bir süreç başlattığını belirterek herkesin illerine gidip vatandaş ile kucaklaşması, sorun ve sıkıntıları dinlemesi talimatı verdi. Milletvekilleri de bayram ile birlikte pandemi nedeniyle kesintiye uğrayan vatandaş ziyaretlerine başladı. Bu kapsamda küçük esnaf ile de temasa geçiliyor. Sabah gazetesinden Zübeyde Yalçın'ın haberine göre, pandemi döneminde sanayiciler, KOBİ'ler başta olmak üzere iş dünyasının yaşadığı sıkıntıları tespit, bunların çözümleri, beklentilere yönelik de çalışma başlatıldığı öğrenildi. Bu kapsamda ekonomi ve iş dünyası kökenli milletvekilleri İstanbul başta olmak üzere sanayi şehirlerine ve diğer illere gidip sorunları, öneri ve beklentileri dinliyor. ÇÖZÜM ÜRETİLECEK Bu toplantılardan çıkan sonuçlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da iletilecek. Bakanlıklar yasa gerektirmeyen konulara ilişkin hızla adım atacak. Yasal düzenleme gerektirenler için ise TBMM'nin tatilden dönüşü olan 1 Ekim beklenecek. BEKLENTİLER NEDİR? Yapılan görüşmeler sırasında iş dünyasının beklentileri istikrar, güven ortamının devamı, stabil ve öngörülebilir ekonomik düzen, üretim alt yapısının iyileştirilmesi, sektörün kredi uygulaması, standart kredi ve yardım yerine sektörlere göre özel kredi ve destekler geliştirilmesi olarak sıralandı. GELİR DAĞILIMI DENGESİ Pandemi nedeniyle sanayiciler ve gıda sektörü büyürken küçük işletmeler ve esnaf sıkıntı yaşadı. Bu durum gelir dağılımı da olumsuz etkiledi. Önümüzdeki dönemde atılacak en önemli adımların bu dengeyi tekrar eski haline döndürmek olacağı bildirildi.

2 yıl önce

Süleyman Soylu: “Dünyada bizim gibi kapsamlı göç yönetimi olan ülke göstersinler, ben de adımı değiştireyim”

Alçı'nın yazısı şöyle: Salı günü yayınlanan “Yükselen faşizme inat insanlığı savunmak” başlıklı yazımda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bir çağrı yapmıştım… Dediğim şuydu: “ABD’deki Yeşil Kart benzeri bir Turkuaz Kart projesiyle bu ülkede yaşayan ve üreten, kriminal işlere bulaşmamış tüm göçmenler kayıt altına alınsın.” Bu yazım üzerine Süleyman Soylu aradı. “Turkuaz Kart var zaten Nagehan Hanım, 5 yıl önce çıktı. Adı da tam yazdığınız gibi Turkuaz Kart” diyerek girdi söze. Şaşırdım, ismini bile tutturmuşum ama kesinlikle daha önce böyle bir teşebbüsü duymamıştım. “Duymamamış olabilirsiniz' dedi Bakan. İsmi Turkuaz Kart olan bir kart 2016 yılında, Soylu’nun Çalışma Bakanlığı döneminde oluşturulmuş. Bizzat kendi hazırlamış projeyi Süleyman Soylu. Kanuni altyapısı ve tüm hazırlıkları tamammış ancak kanun çıkmasına rağmen henüz uygulamaya geçilmemiş, yani proje olarak hazır ama bu kartlar dolaşımda değil. Bilmeden çok önemli bir noktaya parmak basmışım. Madem 5 yıldır hazır bekleyen, ABD’deki Green Card gibi Turkuaz Kart projesi var. Tam da şimdi, göçmenler meselesi bu kadar tartışılırken neden hayata geçirilmesin? “Evet, kartların her şeyi hazır, bu süreçte aktive edilebilir. Ancak son günlerde yapılmaya çalışılan başka bir şey var. Size rakamları da vereyim Nagehan Hanım zira tamamen algılar üzerinden bir operasyon yapılıyor şu sıra Türkiye’de” dedi ve şunları ekledi: “Ülkemizdeki yabancı sayısı tam 5.5 milyon. Bunun 3 milyon 650 bini Suriye kökenli. Suriyelilerin 1 milyon 150 bini ikametli, 400 bini mülteci, geri kalanı da geçici koruma statüsünde. Toplam sayı içinde kayıtsız yani yasadışı göçmen sayısı sadece 200 bin civarında. Bunların içinde vize vs gibi normal yollarla gelip kalmış olanlar da var." Suriyeliler üzerinden başlayan ama son günlerde Afgan mülteciler üzerinden alevlenen göçmen karşıtlığı dalgası hakkında ne düşündüğünü sordum Soylu’ya. “Afganistan ve Pakistan meselesi son 6 ayın meselesi değil. Yıllardır oradaki kaos ve terörden kaçan insanların oluşturduğu göç dalgaları var. Ancak ABD’nin çekilmesinden sonra Taliban’dan dolayı yeni, ciddi bir göç dalgası henüz oluşmuş değil.” (Bu noktada "Bekliyor musunuz böyle bir dalga?" diye sordum, "Gelişmelere bağlı" diye yanıtladı Soylu-dan) Afgan göçmenlerle ilgili son günlerde giderek artan olumsuz haber ve yorumlarla ilgili; “Afganistan ve Pakistan’dan gelenler bizim insanlarımız Nagehan Hanım. Bize hep kardeş olmuş iki ülkeden bahsediyoruz. Kaldı ki şu sıra oradan gelen büyük bir dalga da yok. 2019’da düzensiz göç kapsamında ülkeye girmeye çalışan 201 bin Afganlı yakalamıştık o yıl yakalanan kayıtsız ve yasadışı göçmenlerin toplamı 400 bindi. Bu yıl ise yasa dışı yollardan girmeye çalışan 70 bin kişi tespit ettik, bunların içinde Afganların rakamı 25 bin. 201 bine 2019’da ses çıkarmayanlar bu gün 25 bin ile ortalığı inletiyorlar. Bu tamamen algılar üzerinden bir operasyon” dedi Soylu. SURİYELİLERİN MİTİNG YAPACAĞI YALANI SİYASİ BİR PROVOKASYON Süleyman Soylu’ya Suriyelilerin bir ‘karşı miting’ düzenleyeceği yönündeki yalan haberleri de sordum. “Maalesef siyasi bir provokasyon ve tamamen asparagas” diye yanıtladı. Sonrasında bana “yazılmamak kaydıyla” bazı bilgiler iletti. Şimdilik, Bakan’ın izni olmadan onları yazmıyorum. Bana göre de bu sahte miting ve sahte afiş işi çok ciddi bir kötülük organizasyonu. Ülke içi bir çatışma ortamı yaratılmak isteniyor. Devletin bu sahte afişi hazırlayıp yayanlarla ilgili acil işlem yapması gerekir. Son yazılarımda göçmen karşıtlığının ırkçılığa varan tedirgin edici yükselişinden bahsediyor ve bu dalganın tehlikesine dikkat çekiyorum. Önceki gün Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan bu dalganın somut bir göstergesi niteliğinde bir öneri attı ortaya. "İNSANLAR KÖTÜLÜĞÜN GÜCÜNÜ GÖRSÜNLER İSTEDİM" Özcan’ın Bolu’da yaşayan göçmenlerden 10 kat elektrik, su faturası alınsın, çağrısını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordum. “Nagehan Hanım siz de yazınızda bu tavrın insanlıkdışı olduğunu belirtmişsiniz. Ben bu insanlığa aykırı çağrıya özellikle sessiz kaldım. İnsanlar kötülüğün gücünü görsün istedim” dedi ve şunları ekledi: “Yabancı düşmanlığı ya da göçmen düşmanlığı bizim özümüzde yoktur. Batı’daki ırkçı akımlardan kaynaklıdır bu. Bizim geleneğimiz, inancımız, kültürümüz din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanı sevmeyi öğretir. Türk töresi bunu gerektirir.” DÜNYADA BU POLİTİKAYI UYGULAYAN TEK LİDER ERDOĞAN, ANLAYAN TEK LİDER MERKEL Bu noktada İçişleri Bakanı’na; "Bugün göçmen karşıtlığı yapanlar biz iktidarın düzensiz, başıboş göç politikasına karşıyız, diyorlar, onlara ne dersiniz?" diye sordum. “Bakın Afrin’de Şifa Hastanesini bombaladılar, yatan hastaları öldürdüler. Bu uluslararası literatürde bir insanlık suçudur. Şimdi Suriyelileri geri gönderelim diyenlere soruyorum: Nereye dönecek bu insanlar? Evleri yıkılmış, yaşam şartları yok, hastaneler dahi bombalanıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Kaldı ki Türkiye İdlib’de milletimizin bağışları ile 50 bin briket ev yaptı, önümüzdeki süreçte 50 bin daha yapılacak. Orada yaşam koşulları oluşturmaya çalışan da yine biziz. Düzensiz göç iddialarına yönelik de rakamlar vereyim Nagehan Hanım: Bakın Avrupa’da toplam geri gönderme merkezi sayısı 21 bin. Bizde ise bu rakam 20 bin. Yani neredeyse Avrupa’nın tamamı kadar geri gönderme merkezimiz var. Bizim göç kurulumuz var. Türkiye insani göç politikaları izliyor. Hem kendini düzensiz göçten koruyor hem de hayatını kurtarmak için bize sığınanlara yönelik insani vazifesini yapıyor. Bu konuda çok iddialıyım Nagehan Hanım, dünyada bizim kadar kapsamlı ve sağlıklı işleyen bir göç yönetimi göstersinler adımı değiştireyim. Bu politikayı yapan ve uygulayan tek lider var: Recep Tayyip Erdoğan. Yapılanın önemini tek anlayan lider ise Angela Merkel.”

2 yıl önce

Türkiye’de yangınlar kontrol altına alınırken dünya hala yanıyor

Aşırı sıcaklarla karşı karşıya olan Akdeniz ülkeleri İtalya ve Yunanistan yangınlarla boğuşuyor. Rekor sıcaklıkların etkisini göstermesi beklenen Akdeniz kıyı ülkelerinden İtalya’da 200’den fazla yangınla mücadele edilirken, 2 günde 116 yangının çıktığı Yunanistan’da başta Mora yarımadası olmak üzere, Rodos ve Mikonos adalarında da alevlerin önüne geçilemiyor. Yunanistan’da geçen hafta da başta Atina yakınlarındaki Dionisos bölgesi olmak üzere Magnisia ve Preveza bölgelerinde yüzlerce hektarlık ormanlık arazi kül olmuş, çok sayıda ev ve araç kullanılamaz hale gelmişti. İtalyan itfaiye kurumunun resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımlarda, dün itibarıyla ülke genelinde 800 yangının devam ettiği, bunlara havadan ve karadan 600’den fazla müdahalede bulunulduğu bildirildi. SİCİLYA MERKEZLİ MÜCADELE İtalya'da hafta ortasından bu yana yangınların sürdüğü Sicilya’nın özellikle Messina kenti ve civarındaki Santa Domenica Vittoria, Librizzi, Terme Vigliatore beldelerinde yangınlarla mücadelesinin aralıksız sürdüğü kaydedildi ve Aidone beldesindeki yangınlara da Canadair model yangın söndürme uçaklarıyla havadan müdahale edildiği aktarıldı. DRAMATİK SAHNELER YAŞANIYOR Yangınlardan en çok etkilenen yerlerin başında gelen Sicilya adası için Başbakan Mario Draghi, sivil savunma imkanlarının seferber edilmesine yönelik bir kararname imzaladı. Adaya, yangın söndürme çalışmalarına katılmak üzere diğer bölgelerden takviye ekipler gönderildi. İtalyan ANSA ajansının haberinde de Pescara’da “dramatik sahnelerin yaşandığı” ifade edilirken, şu ana kadar alevlerden etkilenen 5 kişinin hastanelere kaldırıldığı bildirildi. MORA’DA KÖYLER BOŞALTILDI Yunanistan’ın Mora Yarımadası’nda da Zeria ve Ahaia bölgesinde çıkan yangını söndürme çalışmalarına 294 itfaiye personeli, 7 piyade ekibi, 77 itfaiye aracı, 7 helikopter ve 5 uçak ile müdahale edildiği aktarıldı. Ziria, Kranidi ve Almiro bölgelerinde bazı köylerin tedbir amaçlı boşaltıldığı bildirildi. Yunan basınındaki haberlerde, sahil şeridindeki Panagopulos bölgesinde, yoğun dumandan etkilenen yaklaşık 110 çocuğun bulunduğu bir tatil kampının tahliye edildiği, yangın nedeniyle Rio Antirio köprüsünün bir süre trafiğe kapatıldığı kaydedildi. RODOS’A TAKVİYE GÜÇ İSTENDİ Öte yandan Rodos Adası, Mikonos Adası ve Türk-Yunan sınırı yakınlarındaki Sofulu bölgesinde de öğlen saatlerinde yeni orman yangınları çıktığı duyuruldu. Yangının Rodos Adası'nın kuzeyinde etkili olduğu, uçak ve helikopterle müdahalede edildiği bildirildi. Atina’dan adaya takviye güç talebinde bulunuldu. Sosyal medyada "Rodos için dua edin" etiketleri açıldı. Kanada kavruluyor Kanada’da her yıl mevsimsel olarak yaşanan orman yangınları bu sene aşırı sıcaklar nedeniyle önceki yıllara nazaran etkisini daha da artırdı. Kanada Kurumlararası Orman Yangını Merkezi’nden alınan verilere göre, 28 Temmuz itibarıyla, farklı illerde 228 aktif yangın tespit edildi ve bu sayının 172’si kontrol altına alındı. Ülkenin British Columbia, Ontario, Alberta, Saskatchewan ve Manitoba eyaletlerinde bu sene yaklaşık 4 bin 800 yangın tespit edildi. Sibirya bir aydır yanıyor Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Yakutistan’da geçtiğimiz temmuz ayı ortalarında başlayan orman yangınları devam ediyor. Yüzde 80’i ormanlık alanlarla kaplı olan Yakutistan’daki yangın söndürme çalışmalarına Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’na bağlı 2 bin 250 personelin yanısıra 284 yangın söndürme aracı katıldı. Hala ek kuvvetlerin gönderilmeye devam edildiği Yakutistan’da temmuz ayı itibarıyla 163 ayrı noktada yangın çıktı. Rusya Acil Durumlar Bakanlığı tarafından 163 yangından 138’inin hala devam ettiği ve bu bölgelerde yangınlara karşı mücadele edildiği aktarıldı. Kırsal bölgelerde ilerleyen yangın nedeniyle de birçok hayvan telef oldu. Öte yandan, Türkiye’de yangınların çoğu kontrol altına alındı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 32 33