29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Enerjide büyük avantaj: Dışa bağımlılık azalıyor

Türkiye'nin enerji talebi, büyüyen ekonomisine paralel olarak gelişim gösteriyor. 2000- 2020 yılları arasında yıllık elektrik enerjisi talebi dünyada ortalama yüzde 3 artış gösterirken, ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 4.5 olarak gerçekleşti. Bu yüksek talep artışının güvenli bir biçimde karşılanabilmesi enerji politikasının temel önceliği oldu. Günümüze kadar hidrokarbon bakımından zengin rezervlere sahip olmayan Türkiye'de, yakın zamanda Sakarya Sahası'nda keşfedilen 540 milyar metreküplük doğalgaz keşfiyle birlikte enerji dinamiklerinin değişme sürecine gireceği tahmin ediliyor. PAZARLIKTA AVANTAJ SAĞLAR Sakarya Sahası'ndaki rezervin ve denizlerimizde bulunması muhtemel yeni rezervlerin üretime geçmesiyle birlikte, ülkemizin enerjide dışa olan bağımlılığının, cari işlemler ve dış ticaret açıklarının olumlu yönde etkilenmesinin yanı sıra, enerjide yüksek oranda dışa bağımlılık nedeniyle son kaynak tedarikçisinin katlandığı enerji maliyetlerinin azalması bekleniyor. Sabah'ın haberine göre, Keşfedilen doğalgazın, geliştirilen doğalgaz altyapısıyla birlikte, mevcut uzun dönemli doğalgaz alım anlaşmalarının yeniden müzakere edilmesi sürecinde başta fiyat olmak üzere önemli avantajlar sağlayacağı öngörülüyor. ARZ GÜVENLİĞİ ADIM Arz güvenliğinin yanı sıra, kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliği de sağlaması bakımından önem arz eden yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) iskele ve bağlantı hattı yatırımlarına ilişkin çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, her biri 1.5 milyar m3 /yıl doğal gaz sevk kapasitesine sahip Hatay-Dörtyol FSRU bağlantı hattı ile Edirne-Saros FSRU iskele ve bağlantı hattı yatırımlarına ilişkin çalışmalar sürdürülüyor. Gaz formundaki miktarı 102 milyon metreküpe eşit 170 bin metreküp LNG depolama kapasitesine ve 28 milyon metreküp/gün gazlaştırma kapasitesine sahip olan BOTAŞ'ın yeni FSRU gemisi Ertuğrul Gazi'nin iletim sistemine bağlantısı yapıldı. Arz güvenliği ve mevsimsel talep dalgalanmaları doğalgaz depolama kapasitesinin artırılmasını zorunlu kıldı. DEPOLAMA KAPASİTESİ ARTTI Avrupa ülkelerinin depolama kapasitelerinin yıllık tüketimi karşılama oranı ortalama yüzde 20 düzeyindeyken, ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 8 seviyesinde. 4.6 milyar metreküp depolama ve 75 milyon metreküp/gün geri üretim kapasiteli Kuzey Marmara Doğal Gaz Yer Altı Depolama Tevsii Projesi ile 5.4 milyar metreküp depolama ve 80 milyon metreküp/ gün geri üretim kapasiteli Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Projesinin tamamlanmasıyla birlikte, 2023'te Türkiye'nin toplam yer altı doğalgaz depolama kapasitesinin 10 milyar metreküpe ulaşması öngörülüyor. Doğal gazın ülke geneline yaygınlaştırılması hedefine yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu çerçevede, doğal gaza sahip olmayan ve merkez nüfusu en az 20 bin olan ilçeler ile belirli kriterleri haiz OSB'lere doğalgaz ulaştırılmasına yönelik çalışmalar sürüyor. 10.9 MİLYAR DOLAR YATIRIM 2017-2023 yıllarını kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamındaki eylemler için 2023 yılına kadar 10.9 milyar dolar düzeyinde yatırım yapılması ve enerji tüketiminde 23.9 MTEP tasarruf sağlanması hedefleniyor. Bu çerçevede, 2019 yılında yaklaşık 300 milyon arı parasal karşılığı olan 0.9 MTEP enerji tasarrufu sağlandığı, 2017-2019 döneminin toplamında ise yaklaşık 1 milyar dolar parasal karşılığı olan 2.7 MTEP enerji tasarrufu sağlandığı tahmin ediliyor. Enerji verimliliği yatırımlarından elde edilen tasarrufun önümüzdeki yıllarda önemli oranda artması bekleniyor. YUSUFELİ DÜNYADA ÜÇÜNCÜ 275 metre yüksekliği ile çift eğrilikli beton kemer baraj sınıfında Türkiye'nin birinci, dünyanın üçüncü en yüksek barajı olacak olan Yusufeli Barajı ve HES projesinde, 558 MW kurulu güce sahip olacak hidroelektrik santralinde yıllık ortalama 1.888 GWh elektrik üretimi öngörülüyor. Ayrıca, kamu tarafından işletilen mevcut barajlardan Keban, Karakaya ve Hirfanlı HES'lerinde, verimlilik ve emre amadeliğin artırılması amacıyla rehabilitasyon yatırımları devam ediyor. YEKA'LAR TAM GAZ SÜRÜYOR YENİLENEBİLİR enerji kaynaklarından elektrik üretimini teşvik etmek amacıyla uygulanan Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Destekleme Mekanizması kapsamında 1 Temmuz'dan sonra devreye giren lisanslı santraller için alım fiyatları, hidroelektrik santrallerine 40 TL kuruş/kWh, rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerine 32 TL kuruş/kWh, jeotermal enerji santrallerine 54 TL kuruş/kWh ve biyokütle santrallerine kullanılan kaynağa göre 32, 50, 54 TL kuruş/kWh olarak güncellendi. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla elektrik nihai kullanıcılarının tüketimlerini yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olarak gerçekleştirdiklerini belgelemelerini sağlayan Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi (YEK-G Sistemi) işletmeye alındı. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeli kapsamında güneş enerjisine dayalı YEKA GES-3 yarışmaları tamamlanarak, 74 ayrı yatırımcıya, 36 ili kapsayan ve her biri 10 MW, 15 MW ve 20 MW olmak üzere toplam 1.000 MW gücündeki kapasite hakkı sağlandı. YERLİ KÖMÜRE TEŞVİK Milli enerji ve maden politikası kapsamında, yerli kömürün kullanımının artırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, büyük linyit rezervlerinin elektrik üretiminde kullanılmasına yönelik madencilik açısından Kaynak Raporu ile Rezerv Raporu hazırlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Kurulu güç bakımından ülkemizin en büyük dördüncü hidroelektrik santrali olan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin altı türbininden ilki 19 Mayıs 2020'de altıncı türbini ise 24 Aralık 2020'de devreye alınarak elektrik üretimine başlandı. Ocak 2021-Eylül 2021 döneminde hidroelektrik santralinde 1.5 milyar kWh elektrik üretimi gerçekleştirildi. 1.200 MW kurulu güce sahip barajda yıllık ortalama 3 bin 833 GWh elektrik üretimi öngörülüyor. AKKUYU İÇİN GERİ SAYIM TEMELİ 2018 yılında atılan ve ülkemizin ilk nükleer santrali olacak olan Akkuyu Nükleer Santrali'nin tamamlanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Tamamlandığında Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacak olan ve 4.800 MW toplam kurulu güce sahip VVER 1200 tipi 1.200 MW kurulu güçteki 4 üniteden oluşacak olan santralin ilk ünitesinin 2023 yılında, diğer ünitelerinin de birer yıl arayla 2026 yılı sonuna kadar işletmeye alınması planlanıyor. Akkuyu dışında iki nükleer güç santralinin daha kurulmasına yönelik saha seçimi, yer lisansı, teknoloji sahibi şirket veya ülkelerle işbirliği gibi konularda çalışmalar sürdürülüyor.

2 yıl önce

Baykar Teknoloji Lideri Bayraktar 'Türkiye, İHA'lar konusunda dışa bağımlılıktan kurtuldu' dedi ve açıkladı: Türkiye dünyada ilk üçte

Baykar Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna verdiği röportajda, yerli teknolojiyi, Türkiye'nin İHA'ları geliştirme öyküsünü ve yeni nesil İHA'lardaki rolünü anlattı. Öncelikle otomatik şekilde uçabilen uçak üretmek için küçük bir projeyle ilk adım attıklarını aktaran Bayraktar, İHA'ların yapımına ilk olarak küçük bir atölyede başladıklarını söyledi. Bayraktar, ilk ürettiklerinin küçük uçaklardan oluştuğunu, havada 1 saat kalabilen ve 15 kilometre gibi kısa mesafe uçabildiğini hatırlattı. Bayraktar TB2 SİHA projesine 2010 yılında başladıklarını dile getiren Selçuk Bayraktar, 2014 yılında Savunma Sanayi Müsteşarlığı çalışmaları sonucu Silahlı Kuvvetler envanterine katıldığını ifade etti. Bayraktar, "TB2'ler terörle mücadelede ve Türkiye dışındaki operasyonlarda gerçekten başarılıydı." dedi. Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı'na (TİHA) 2016 yılında başladıklarını belirten Bayraktar, "Akıncılar büyük uçaklar, içinde 100 adet bilgisayar taşıyor. TB2'ler ise 40 bilgisayar." ifadelerini kullandı. Oldukça yüksek kapasiteler "Türkiye eskiden İsrail'den İHA alırdı ama yurt dışından gelen uçaklar otomatik olarak inip kalkamazdı ve İsrailli pilotlar insansız hava araçlarını manuel kontrol cihazı ile kaldırır ve indirirdi." diyen Bayraktar, Türkiye'nin ardından daha küçük hacimli İHA'larla başlayarak ülkede geliştirilen yazılımlar sayesinde uçakların otomatik iniş kalkış yapabildiğine dikkati çekti. TB2'lerin dünyada en meşhur SİHA'lar olduğunu ve 16 ülkede çalıştığını dile getiren Bayraktar, "TB2'ler havada 27 saat kalarak yüzlerce kilometre menzile sahip, 130 kilogram ağırlık taşıyabiliyor, oldukça hassas akıllı askeri teçhizatla donanmış durumda." ifadesini kullandı. Bayraktar, Akıncı TİHA'ların, stratejik görevleri yerine getirebilen, cruise (seyir) füzesi taşıyabilen, hava çatışmalarına girebilen ve uydular üzerinden yönetme imkanı veren, oldukça yüksek güce sahip olduklarının altını çizdi. Türk İHA'larının başka özelliklerine de değinen Bayraktar, radarlar tarafından tespitinin zor olduğunu, tanklara ve savunma sistemlerine karşı büyük başarılar elde ettiğini belirterek Suriye'nin İdlib kenti ve Azerbaycan'ın Karabağ bölgesindeki başarılarını örnek gösterdi. Yerli geliştirme Selçuk Bayraktar, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki geçen 20 yıl içindeki dönüşümün sırrını "Çalışmaya kendini adama ve dışa bağımlılıktan kurtulma" olarak özetledi. Ülkesinin savunma sanayii alanında geçmişte yüzde 85 dışa bağımlı olduğunu hatırlatan Bayraktar, Türkiye'nin artık kendine güvenir hale geldiğini ifade etti. Tüm iş tasarımlarının ve ana bileşenlerin ülkede geliştirildiğini aktaran Bayraktar, savunma sanayii alanında malzeme veya ana bileşenlerin güvence altına alınması konusunda Türkiye'nin artık dışa bağımlılığının kalmadığını vurgulayarak "Tüm bilgisayarlar ve elektronik yazılımlar yeri üretimdir." şeklinde konuştu. Bayraktar, insansız hava araçları sanayii alanının ABD, Çin ve İsrail tarafından işgal edildiğini ancak Türkiye'nin dünyada ilk üçte olduğuna dikkati çekti. Türk SİHA'larının hassaslık konusunda daha iyi olduğunu belirten Bayraktar, hali hazırda üzerinde insansız savaş uçakları üzerinde çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti. Bayraktar, "Avrupa, Türkiye ile kıyaslanabilir platformlara sahip değil, şu anda Türk SİHA'ları Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor." dedi.