dışişleri bakanlığı, sözcü, hami aksoy, Türkiye, libya, ulusal mutabakat hükümeti, destek
dışişleri bakanlığı, abd, terör örgütü, pkk, sdg, petron, pyd
dışişleri bakanlığı, fransa, İslam, ayrımcılıkla mücadele, Türkiye, fransa
fransa ankara büyükelçiliği maslahatgüzarı, dışişleri bakanlığı, çağrıldı, charlie habdo, şiddetle, kınandı
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sismik araştırma faaliyetlerine ilişkin yaptığı açıklamaya yanıt verdi
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısı yapan açıklamasına 28 Temmuz 2020 tarihinde yanıt verildiğini hatırlatan Aksoy, aynı içerikteki ikinci açıklamanın da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığının altını çizdi. "Herkes bu süreçlere saygı duymak zorundadır" "Osman Kavala hakkında bağımsız mahkemelerce yürütülen yargı süreçleri devam etmektedir. Herkes bu süreçlere saygı duymak zorundadır" diyen Aksoy şu ifadeleri kullandı: "AİHM'in Osman Kavala kararının icrasının takibi Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'nin insan hakları konulu toplantısında gerçekleştirilmektedir. Hükümetimiz bu çerçevede gerekli bilgileri sunmaktadır. Türk demokrasisine darbe girişiminde bulunan FETÖ elebaşının ülkemize iadesi konusunda hukuki süreçleri bahane gösteren bir ülkenin, Türkiye'de devam eden bir hukuki sürece müdahale etme gayreti ilkesiz ve tutarsız bir yaklaşımdır. Türkiye bir hukuk devletidir. Hiçbir devlet veya hiç kimse Türk mahkemelerine yargı süreçleri hakkında emir veremez."
ABD Dışişleri Bakanlığınca her yıl 190’dan fazla ülke için hazırlanan İnsan Hakları Raporları, 30 Mart 2021 tarihinde yayımlanmıştır. Bu çerçevede hazırlanan Türkiye İnsan Hakları Raporunun, bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar temelinde, objektiflikten uzak bir şekilde kaleme alındığı ve ülkemize yönelik asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar içerdiği görülmektedir. Demokrasimize kasteden, yüzlerce vatandaşımızı şehit eden, 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili FETÖ’den, bu yıl da raporda “Gülen hareketi” olarak bahsedilmesi, ABD’nin bu terör örgütüyle haklı mücadelemizi halen idrak edemediğini, bu terör örgütüne ilişkin ortaya koyduğumuz somut delilleri gözardı ettiğini, raporu hazırlarken de yine malum çevrelerin görüşlerine alet olduğunu göstermektedir. Suriye’deki terörle mücadele harekatlarımız bağlamındaki iddialar kabul edilemezdir. Bu iddiaların, daha önce çeşitli vesilelerle reddedilmesine rağmen tekrarlanmasının izahı bulunmamaktadır. Öte yandan, raporda muhtelif hak ihlalleri bağlamında atıfta bulunulan PKK/YPG terör örgütünün Suriyelilere yönelik terör eylemlerine değinilmemesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğü aleyhine attığı ayrılıkçı adımlarına yer verilmemesi dikkat çekicidir. Raporda, PKK bağlamında bu örgütün terörist kimliğini gözardı eden ve terörle iltisaklı çevrelerin söylemlerine destek mahiyetindeki iddialara yer verilmesi de keza kabul edilemezdir. Ülkemizin, insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik iradesi tamdır. İki yıl önce açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’nin ardından ahiren kamuoyuyla paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planı, bu iradenin somut göstergesidir. Türkiye, demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde, kendi vatandaşlarına ilaveten, evsahipliği yaptığı milyonlarca kişinin haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarını kesintisiz sürdürecektir.
İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist, "SDG" adını kullanan terör örgütü YPG/PKK'nın sözde genel komutanı 'Mazlum Kobani' kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile görüşme gerçekleştirdi. İsveçli Bakan, görüşmede teröristbaşına "İsveç olarak, sizlerle uzun süre iş birliği yapmaya ve yardım etmeye hazırız" dedi. Büyükelçiye nota Skandal toplantının ardından İsveç'in Ankara Büyükelçisi Herrström, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Büyükelçiye, teröristler ile toplantı yaparak "yardım" vaad eden İsveçli Bakan Hultqvist ve PKK'ya verilen destek konusunda duyulan rahatsızlıklar iletildi.