24 Nisan Çarşamba 2024
2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye sert tepki

ABD'nin İsrail'in Filistin'deki katliamlarını görmezden gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan açıklamalarına Dışişleri Bakanlığı'ndan yanıt geldi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Erdoğan'ın açıklamalarında sadece İsrail hükümetinin hedef alındığının altı çizildi. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik yer alan ithamları bütünüyle reddediyoruz. "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği hususların hedefi Yahudiler değil, günlerdir Filistin’e yönelik olarak ayrım gözetmeksizin sürdürdüğü saldırılarla, büyük bölümünü çocuk, kadın ve gençlerin teşkil ettiği çok sayıda masum Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden olan İsrail Hükümetidir. Öte yandan, Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail'in eski bir Başbakanının ifadelerini hatırlatmıştır. Tüm inançlara saygı duyan ve farklı din ve inanç gruplarının barış içinde birarada yaşama kültürüne sahip bulunan toplumumuzda Antisemitizm hiçbir zaman melce bulmamıştır. Ülkemiz toprakları, yüzyıllardır önce engizisyondan, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Holokost'tan kaçan çok sayıda Yahudiye vatan olmuştur. Cesur Türk diplomatları Holokost sırasında yüzlerce Yahudinin kurtarılmasına yardımcı olmuştur. Yahudi kökenli vatandaşlarımız bu topraklarda yüzyıllardır barış ve huzur içinde, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamaktadır. Türkiye Antisemitizmi ilk defa insan hakları ihlali olarak tanımlayan BM İnsan Hakları Konseyi kararının ana sunucuları arasında yer almaktadır. Antisemitizmin bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından müteaddit kereler insanlığa karşı bir suç olarak nitelendirilip telin edildiği de hatırlanmalıdır. Öte yandan, Antisemitizm kavramı, mevcut İsrail Yönetimi’nin Filistin halkına yönelik sürdürdüğü saldırılarının yanısıra, işgal altındaki topraklarda sistematik şekilde yürüttüğü etnik, dini ve kültürel temizlik politikaları eleştiriden muaf tutmak ve bu alanda İsrail Yönetimi’ne dokunulmazlık sağlamak amacıyla istismar edilmemelidir. İsrail’e dokunulmazlık sağlamaya yönelik girişimlerin hangi vahim boyutlara ulaştığı son olarak, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasından sorumlu bulunan BM Güvenlik Konseyi’nin, bir üye ülkenin engellemesi nedeniyle, İsrail-Filistin ihtilafı gibi önemli bir konuda devre dışı bırakılmasıyla görülmüştür. Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik haksız ithamların ve BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’e uluslararası dokunulmazlık sağlama girişimlerinin kaynağının aynı olması elbette tesadüf değildir. Öte yandan, tarihi açıdan tartışmalı bir nitelik taşıyan, hakkında hiçbir somut bilgi, belge ve kanıt bulunmayan 1915 olaylarını siyasi ve popülist sebeplerle "soykırım" olarak nitelendiren ABD Yönetimi'nin, tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden İsrail saldırılarına arka çıkması, ciddi bir çelişki teşkil etmekte olup, Sayın Cumhurbaşkanımız bu çelişkiye de dikkat çekmiştir. Hukuk temelli dünya düzeni ve uluslararası hukukun üstünlüğü söylemleriyle iktidara gelen ABD Yönetimi'nin halihazırda izlediği politikalar, esasen söz konusu söylemlerle de çelişmektedir. ABD Yönetimi’ni, liderlerimize yönelik haksız ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine, İsrail’in sivil halka yönelik saldırılarının durdurulması için çaba sarfetmeye davet ediyoruz. BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetonun kaldırılması bu alanda atılabilecek önemli bir ilk adım olacaktır."

1 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye sert tepki: Temelsiz iddia ve ithamlar içeren bu kararnameyi kınıyoruz

Dışişleri Bakanlığı, Barış Pınarı Harekatı döneminde ABD tarafından yayınlanan ve Türkiye'ye yönelik temelsiz ithamlar içeren başkanlık kararnamesinin yinelenmesini kınadı. Bakanlıktan yapılan açıklamada "ABD tarafından Ekim 2019’dan bu yana Suriye bağlamında 'Ulusal Acil Durum' başlığıyla yayınlanmakta olan başkanlık kararnamesi 12 Ekim 2022 tarihinde aynen yinelenmiştir. Ülkemiz hakkında temelsiz iddia ve ithamlar içeren bu kararnameyi kınıyoruz." ifadeleri kullanıldı. Kararnamede Türkiye'nin terörle mücadele, sınır güvenliğini korumak, Suriye’den kaynaklı bölücü terör tehditlerini ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı’na dair yer verilen iddiaların asılsız olduğu vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi: "BM Şartı'nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkı ve BM Güvenlik Konseyinin terörizmle mücadeleye ilişkin kararları uyarınca icra ettiğimiz Barış Pınarı Harekatı bölgede huzur ve istikrar ortamı sağlamıştır. PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin harekat bölgesinden çıkarılmasını temin etmiştir. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkıda bulunmuştur." Açıklamada ayrıca ABD'nin terör örgütü PKK/YPG ile angajmanını sonlandırması ve 17 Ekim 2019 tarihli ortak açıklamanın hükümlerini yerine getirmesinin beklendiği ifade edildi.