29 Mart Cuma 2024
2 yıl önce

Macaristan: Türk savunma sanayisindeki tüm ürünleri değerlendiriyoruz

Türkiye, insansız hava araçları teknolojisindeki başarısıyla göz dolduruyor. Libya, Suriye ve son olarak Dağlık Karabağ'ın işgalci Ermenistan güçlerinden geri alınmasında büyük paya sahip olan SİHA'lar için birçok ülke satın alma seçeneğini değerlendiriyor. MACARİSTAN'DAN SİHA AÇIKLAMASI Halihazırda Katar, Azerbaycan ve son olarak Avrupa Birliği ve NATO üyesi Polonya tarafından satın alınan SİHA'larla yakından ilgilenen ülkeler arasında Letonya, Kazakistan, Macaristan ve Romanya da bulunuyor. Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Rus basınından Sputnik'e yaptığı açıklamada Bayraktar TB2'leri değerlendirdi. "GÖZÜMÜZ, TÜRK SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİNDE" "Bu konuda şu anda net bir plan yok." diyen Matis, görüşmelerin sürdüğünü ve en uygun olanı seçmeye hazır olduklarını kaydetti. Matis, "Sadece İHA/SİHA konusunda değil. Bizim gözümüz Türk savunma sanayisinin tüm ürünlerinde." ifadesini kullandı. "TÜRKİYE ÇOK İYİ İŞLER ÇIKARIYOR" Daha önce Macar basınında çıkan haberlerde, Türk savunma sanayisinin kaydettiği ilerleme okurlara aktarılarak, "Türkiye'nin başka ülkeleri zengin etmek yerine kendi bağımsız savunma teknolojisini geliştirdiği" vurgulanmıştı. ''Türkiye kendi savaş uçağını, uçak gemisini, zırhlı araçlarını geliştiriyor ve bu arada ürettiği İHA'lar da çok iyi işler çıkarıyor.'' denilmişti.

2 yıl önce

AB'den Rusya'ya karşı 'yeni yaptırım seçeneklerini değerlendirme' kararı

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nin ilk günkü bölümü tamamlandı. İlk günün ardından zirve bildirisinin Rusya ile ilgili bölümü açıklandı. AB Konseyi, Rusya yönetiminin daha yapıcı ilişki sergilemesi, ayrıca AB ve AB üyesi ülkelerle üçüncü ülkelere karşı eylemlerini durdurması yönündeki beklentiyi bildirdi. Bildiride, AB'nin tavrında değişiklik olabilmesi için Rusya'ya Minsk anlaşmalarını uygulaması çağrısı yer aldı. "AB üyeleri sağlam karşılık vermeli" Rusya'nın "zararlı, yasa dışı ve yıkıcı" faaliyetlerine karşı AB üyelerinin sağlam ve koordineli karşılık vermesinin öneminin altı çizildi. AB'nin ortaklarıyla koordinasyon içinde elindeki araçlardan tam olarak faydalanması gerektiğine vurgu yapılan bildiride, "Bu amaçla AB Konseyi, AB Komisyonu ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisini ekonomik yaptırımları da içeren ilave kısıtlayıcı tedbir seçeneklerini sunmaya davet etmektedir." denildi. AB liderleri ayrıca Birlik'in doğusundaki ülkelerle iş birliğinin geliştirilmesinin ve Orta Asya ile ilişkilerin derinleştirilmesinin önemini vurguladı. "Rusya'nın temel özgürlükleri sınırlandırılmalı" AB'nin, çıkarlarının bulunduğu alanlarda Rusya ile "seçici ilişki" kurulmasına açık olduğu belirtilen bildiride, özellikle iklim ve çevre, sağlık ile İran nükleer anlaşması, Suriye, Libya gibi uluslararası meselelerde şartları ve kozları da içerecek somut seçenekler geliştirilmesi için AB Komisyonu'na ve AB Yüksek Temsilcisine çağrı yapıldı. Bildiride, "AB Konseyi, bu kapsamda Rusya ile diyaloğun şartları ve formatlarını araştıracaktır." İfadesi kullanıldı. AB liderleri, Rusya'da temel özgürlüklerin sınırlandırılmasını ve sivil toplumun alanının daraltılmasını kınadı.

2 yıl önce

Van Gölü kıyılarında Ege’yi aratmayan manzaralar

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü kıyıları, hava sıcaklıklarının 30 dereceye yükselmesiyle birlikte vatandaşların akınına uğruyor. Kentin turist ağırlayan ilçelerinden olan Edremit kıyılarını tercih eden vatandaşlar, normalleşmeyle birlikte hizmet vermeye başlayan aquaparklara akın etti. Van Gölü sahilinde kurulan işletmelerin Antalya ve ya İzmir’i aratmadığını ifade eden vatandaşlar ise serinlemek için geldikleri sahillerde doyasıya eğlendiklerini kaydetti.

2 yıl önce

The Economist: Türkiye, denizaltılar ile Ege Denizi'nde Yunanistan'a karşı üstünlük elde etti

İngiliz The Economist dergisi Türk donanma gücü ile ilgili makalesinde "İzmit Körfezi'nin güney kıyısında, Gölcük tersanesinde, Türkiye'nin denizcilik geleceği yavaş yavaş şekilleniyor" cümlesine yer verdi. Yazıda, 6 TCG Piri Reis denizaltının da etkisiyle Türk donanmasının Akdeniz'de günden güne güç kazandığına dikkat çekildi. "Bu, Türkiye donanması için bir zafer, Yunanistan için de bir baş ağrısı" ifadesi kullanıldı. "Türkiye'nin donanması daha büyük ve daha yeni" Makalede, Yunanistan'ın bir dizi Fransız savaş uçağı satın aldığı, savunma harcamalarını ikiye katlayarak 5,5 milyar euroya çıkardığı hatırlatıldı. Ancak bunun yine de Türkiye'nin sahip olduğu gücün yarısından daha azı olduğuna işaret edilerek,  "Türkiye'nin donanması daha büyük ve daha yeni" denildi. Alman tasarımı TCG Piri Reis adlı denizaltıların, havadan bağımsız tahrik gücüne sahip olduğu, bunun da yakıt ikmal sorunu olmaksızın hareket etmesini sağladığı vurgulandı. "Su altında 3 hafta kalabiliyor" Geleneksel bir dizel-elektrikli denizaltının iki ya da üç gün su altında kalabileceği ancak Türk donanmasındaki 6 denizaltı için bu sürenin üç hafta olduğu belirtildi. Dergide yer alan makalede, "Bu, sığ sular için mükemmel bir özellik" yorumu yapıldı.

2 yıl önce

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa mutlaka yan yana yaşayan iki devletin egemenlik hakları temelinde bir anlaşma olabilir

Elazığ'daki temaslarını sürdüren Tatar, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş'ı ziyaret etti. Daha sonra Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen "Geçmişten Günümüze Kıbrıs Türk'ünün Mücadelesi" konferansına katılan Tatar, yaptığı konuşmada, Elazığ'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tatar, Kıbrıs'ın tarihine bakıldığında yaşananların hafızalardan ve yüreklerden silinemeyeceğini belirterek, çocukluk yıllarında yaşadığı anıların ruhuna işlediğini, o duygusallıkla büyüdüğünü ifade etti. Lefkoşa'da binbaşı olarak görev yaptığı 24 Aralık 1963'te Rum çetelerin saldırısı sonucu eşi ve üç çocuğu şehit olan emekli tabip Tuğgerenel Nihat İlhan'a değinen Tatar, Kıbrıs'a gittiğinde kendisi ile bir görüşme fırsatı bulduğunu söyledi. Tatar, görüştüklerinde duygusal anlar yaşadıklarını anlatarak, "Elazığ'a gitmek isterim.' dedim ama salgından dolayı ziyaretim biraz gecikti. Allah nasip etti. Cumhurbaşkanı olarak geldim. Dolayısı ile bu duygularla sizlere sesleniyorum. Buradan bütün Türkiye'ye, dünyaya o mesajı veriyorum. Kıbrıs'ta bir mücadele vardır. Bu mücadelenin şehitleri vardır. Bu mücadele hala devam etmektedir. Sayın Valimizin dediği gibi tarihimizi unutmayacağız. Çünkü bunu unutursak gelecekte nerede olacağımızı bilemeyiz." diye konuştu. Kıbrıs'ın tarihinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Tatar, toplantılarda sürekli olarak muhataplara Kıbrıs'ta yaşananların kendileri için ne kadar önemli olduğunu aktardığını belirtti. Tatar, "Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa mutlaka yan yana yaşayan iki devletin egemenlik hakları temelinde bir anlaşma olabilir. Gerçekten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Elazığ arasında böyle yoğun duygu var. Bu bağların daha da güçlendirilmesi, münasebetlerimizin artması Tuğgeneral İlhan'ın da hep özlemi olmuştur. Bundan sonra da onun hedeflerini, düşüncelerini hayata geçirmek bizlerin görevi. Mücadele insanı ve bu kahramanı bir kez daha yad ediyorum. Ruhu şad olsun diyorum." ifadelerini kullandı. "KIBRISLI TÜRK HALKI HER ZAMAN TÜRKİYE'Yİ YANINDA BULMUŞTUR" 1963'ün aralık ayında Kıbrıslı Türklerin hafızasından asla silinmeyecek acı olaylar yaşandığını anımsatan Tatar, silahsız ve sivil insanlara yönelik yapılan bu hareketlerin hiçbir zaman açıklanamayacağını bildirdi. "Bu saldırılara dünyanın tamamı seyirci kalmıştır. O zaman Birleşmiş Milletler neredeydi?. İngiltere, garantör ülke, neredeydi? İngiltere'nin Kıbrıs'ta üsleri de vardı. Tamamı bize yapılan bu hareketlere seyirci kalmıştı. O zaman bir hayli insanımız göç etmişti. İnsanlar göç etmek zorunda kaldı. 1960 anlaşması Kıbrıs tarihinde en önemli anlaşmalarından biri." diyen Tatar, o dönem esas hedefin Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması olduğunu ifade etti. TATAR, SÖZLERİNİ ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ: "Yüzlerce insanımızın katledilişi, şehitlerimiz, Kıbrıs'taki Türk halkının 103 köyden kovulması, 103 köyün yakılıp, yıkılması, Kıbrıs'ta Türk halkının büyük ölçüde göçmen olması, çadırlarda hayatlarını sürdürmesi ve bu arada tabi Türkiye ile temaslarımız. Türkiye acaba garantör ülke olarak ne zaman gelebilecek? Benim çocukluğum bu duygularla geçti. Değerli kardeşlerim Allah nasip etti, bu konuşmaları yapıyorum ama neticede geçmişi unutmak mümkün değil. Çünkü bütün davamızın, mücadelemizin altyapısı oradan başlar. O yıllarda her bölgede mücadele veren Kıbrıslı Türk halkı her zaman Türkiye'yi yanında bulmuştur. Türkiye'den gelen her türlü yardım ve katkı ile ayakta durabildik." "TÜRKİYE'NİN DESTEĞİYLE DEVLETİMİZİ GÜÇLENDİRMEYE DEVAM ETTİK" 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı ile o günden bu yana Kıbrıs Türk'ünün bağımsızlık, özgürlük ve hürriyet içinde yaşamaya devam ettiğini dile getiren Tatar, kendileri için hayatın yeniden başladığını söyledi. Şehitleri bir kez daha rahmetle andığını dile getiren Tatar, "Çünkü bu mücadele kolay olmamıştır. Büyük bedeller ödenmiştir ve 1974'ten sonra bir rahatlık gelmiştir. Kıbrıslı Türkler olarak Türkiye'nin desteğiyle devletimizi güçlendirmeye devam ettik. Neticede Türkiye 1974'te Kıbrıs'a barışı getirmiştir. Barış hala sürmektedir. Şimdi bazı muhalifler 'Kıbrıs'ta barış istiyoruz' dediklerinde kendilerine 'Barış budur' diyoruz. Çünkü 1974'ten sonra Kıbrıs'ta hiç kan dökülmemiştir. Kıbrıs'ın tarihinde bu kadar güvenlik içerisinde yaşanmış bir dönem hemen hemen yoktur." şeklinde konuştu. Ersin Tatar, şunları kaydetti: "Bu yıl 20 Temmuz'da bunun 47'nci yıl dönümünü kutlayacağız. O gün de Kurban Bayramının ilk günüdür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o gün büyük bir heyetle Kıbrıs'a gelecektir. Büyük bir tören olacaktır. Çünkü iki bayramı aynı anda kutlayacağız. Allah rast getirdi. Dolayısıyla 1974'ten 47 yıl sonra Kıbrıs'ta barış devam etmektedir. Çeşitli müzakere süreçleri, çeşitli toplantılar, gitmeler gelmeler, Sayın Rauf Denktaş'ın uzun yıllar verdiği mücadele hep bunları biliyoruz ama netice itibarıyla bizim kavgamız, mücadelemiz egemenlik mücadelesidir. Şu anda Türkiye'nin tam desteği ile yürüttüğümüz politikanın çok değerli, çok anlamlı olduğunu bir kez daha buradan paylaşmak istiyorum. Her zaman Türkiye ile var olduk, Türkiye'nin desteği ile buralara kadar gelebildik. Türkiye ile iş birliğimizin en iyi şekilde sürdürülmesi için ne gerekirse onun yapılması gerekiyor. Kıbrıs Türkleri ile Türkiye'nin beraber yürüttüğü bu davanın bu şekilde sürdürülmesi bizim ulusal çıkarımız, ulusal haysiyetimiz, onurumuzdur. Bu mücadeleyi bu şekilde sürdürmemiz lazım. Sizlerden istediğimiz, bağlarımızın daha güçlenmesi için var gücümüzle, bütün tecrübelerimizle Kıbrıs ile olan teması arttırmak. Kıbrıs- Türkiye birlikteliğimizin, gönül bağımızın, gönül birliğimizin, kader bağımızın daha da pekişmesiyle, güçlü bir millet, güçlü bir ülke ve Doğu Akdeniz'de daha da güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti..." Konuşmaların ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Göktaş tarafından "fahri doktora" unvanı verildi. Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları da Tatar'a "fahri hemşehrilik beratı" verdi. Konferansa, Vali Erkaya Yırık, AK Parti milletvekilleri Metin Bulut, Sermin Balık, Zülfü Demirbağ, Emniyet Müdürü Celal Sel, AK Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, MHP İl Başkanı Semih Işıkver, Kıbrıs gazileri ve akademisyenler katıldı.

2 yıl önce

Yunanistan panikte: Almanya Ege'de Türkiye'yi destekliyor

Yunanistan'da Türkiye korkusu manşetlere taşındı. Basında yer alan haberlerde, Türk Alman ilişkilerine değinildi. Almanya'nın Türkiye'nin yanında olduğu ifade edilirken, bu durumun Yunanistan için endişe verici olduğu ifade edildi. Yunan basınında yer alan haberlerde, "Almanya hem göçmen sorunu hem de stratejik ve ekonomik nedenlerle Türkiye ile anlaşmazlıktan kaçınıyor; Yunanistan'ın, AB'nin Ankara'ya askeri ambargo uygulanmasına yönelik taleplerine rağmen, Türkiye'yi desteklemeye devam ediyor." ifadeleri kullanıldı. "TÜRKİYE'YE DENİZLATI SATIŞININ DURDURULMASINI TALEP ETTİLER" Tedirginliğin arttığı Yunanistan kanadında, Türkiye'nin önünü kesme amaçlı girişimler ise sonuçsuz kaldı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Haziran ayında Berlin'de gerçekleştirdiği temaslarda Alman makamlarından, Türkiye'ye yönelik denizaltı satışının durdurulmasını talep etti. Ancak bu talep reddedildi. Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, satışın durdurulamayacağını, hatta ertelenemeyeceğini söyleyerek Yunanistan'ın talebini reddetti. Öte yandan Thyssen şirketi, 6 adet U-214 tipi denizaltının inşası için gerekli sözleşmeyi Türkiye ile 2002 yılında imzalamıştı. "SU ALTINDA GÜÇLENDİRİLMİŞ TÜRK DONANMASI" Basında yer alan haberlerde Türk donanmasının güçlendirildiğine dikkat çekildi ve Yunan gazeteci Philip Chrysopoulos'ta, "Bugün Atina'nın görmek isteyeceği son şey, özellikle su altında güçlendirilmiş bir Türk Donanması. Ancak Yunanistan'ın, AB'nin Ankara'ya askeri ambargo uygulanmasına yönelik taleplerine rağmen, Almanya bu konuda Türkiye'yi desteklemeye devam ediyor." denildi. Chrysopoulos'a göre, Almanya hem göçmen sorunu hem de stratejik ve ekonomik nedenlerle Türkiye ile anlaşmazlıktan kaçınıyor. "YUNANİSTAN ENDİŞE İLE İZLİYOR" Greek Reporter'da (GR) yer alan bir habere göre, "Yunanistan, U-214 tipi yeni Alman denizaltıları faaliyete geçtiğinde Türkiye'nin denizaltı gücünün artacağını biliyor ve Erdoğan'ın donanma cephaneliğini güçlendirmesini endişeyle izliyor." Haberde denizaltıların özellikleri anlatılarak, "Bu denizaltılar, dizel motorunu besleyen oksijene erişmek için yüzeye çıkmak zorunda kalmadan çalışabiliyor. Böylece denizaltı haftalarca görünmeden ve neredeyse hiç ses çıkarmadan su altında seyredebiliyor." denildi. Öte yandan, Yunanistan da U-214 tipi dört adet denizaltıya sahip. Çıkan haberlerde "Almanya'nın bu gemilerin Türk tersanelerinde inşa edilmesini kabul etmesi ve bu teknolojiyi Ankara'ya satarak Türkiye'yi desteklemesi Atina'nın avantajını ortadan kaldırıyor." ifadeleri kullanıldı.

2 yıl önce

İBB'den halk ekmeğe zam!

Toplu taşıma zammıyla İstanbulluyu çileden çıkartan CHP vatandaşları isyan ettirmeye devam ediyor. CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi halk ekmeğe de zam yaptı. CHP'nin yüzde 25'lik zammı tepkilere neden oldu. İSKİ'nin geçen ay gerçekleştirilen genel kurulunda ise zam talebi kasım ayında görüşülmek üzere reddedilmişti. Öte yadan, CHP yerel seçimlerde “ekmek, su, süt” ücretsiz olacak demişti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir gelecek arzu eden tüm taraflara bu tarihi fırsatı değerlendirmeleri yönündeki çağrımı tekrarlıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: 20 Temmuz törenlerine katılmak üzere az sonra Lefkoşa'ya hareket edeceğiz. Adadaki kardeşlerimizle birlikte çifte bayram yaşayacağız. Harekatla Rumlar'ın Kıbrıs Türklerine 1963'ten sonra yoğunlaşan mezalimi sona erdirmiştir. Lefkoşa'da bugün ayrıca Meclis'te tertiplenecek özel oturuma katılarak bir hitap gerçekleştireceğim. Ersin Tatar'la farklı alanlardaki projelerin açılışını gerçekleştireceğim. Kıbrıs Türkü yarım asırdan fazla süredir eşitlik ve adalet mücadelesi veriyor. Sayın Tatar tarafından Cenevre'de sunulan öneri tarihi bir fırsattır. Kıbrıs Türk tarafı dünyaya kimin çözümden yana olduğunu göstermiştir. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı gelecek arzu ede taraflara tarihi fırsatı değerlendirmeleri yönündeki çağrımı tekrarlıyorum. KKTC her türlü zorluğa rağmen kendi ayakları üzerinde duran bir devlettir. Türkiye ve Türk halkının her bir ferdi de Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edecektir. MÜJDE İLE İLGİLİ İPUCU VERİR MİSİNİZ? KKTC Parlamentosunda yapacağım konuşmada inşallah orada açıklayacağım. 'KOSOVA'NIN TANINMASI KONUSUNDA MÜŞTEREK ÇALIŞMA YÜRÜTELİM' Başta Azerbaycan olmak üzere değişik ülkelerle temasların üst düzey kurulması gayretimizdir. Bunları devam ettireceğiz. Benzer çalışmaları nerede mağdur, mazlum varsa yapıyoruz. Kosova için... Şu anda 114 olan sayı daha da arttıralım istiyoruz. Bu yıl BM Genel Kurulu'nda Biden ile orada yapacağım görüşmede bu konuları ele alacağız. Kosova'nın tanınması konusunda müşterek çalışma yürütelim. Bunu kendilerine teklif edeceğim. YUNANİSTAN'IN GERİLİMİ ARTTIRICI AÇIKLAMALARI Savunma Bakanım öyle bir haber çıktı ama gerçekle alakası yok diyor. Öyle bir yanlışın içine girmeleri onları zora sokar. Gereği neyse anında gereğini yaparız. Cenevre'deki toplantılarda Ersin Bey'in de dediği gibi eşit, egemen iki devletli çözümden bahsediyoruz. 40-50 senemizi onların söyledikleri ile geçirdik, netice alamadık. O devir bitti, kapandı. Azınlık felsefesini de kabul etmiyoruz. Öyle bir şey yok ALMANYA'DAKİ İŞLETMELERE BAŞÖRTÜSÜ KISITLAMASI KARARI Adalet Divanı ile ilgili bu atılan adım, söylenen sözler bu konuda parti sözcümüzün açık, net, güzel bir açıklaması var. Adalet Divanı'nın ismini değiştirmesi lazım. Adalet Divanı ile uzaktan yakından alakası yok. Önce inanç özgürlüğü nedir bunları öğrenmesi lazım. Acaba kipayı takanlar için bu tür bir şeyler söyleyebilirler mi? Önce gitsinler kipa ile ilgili kararlarını da gözden geçirsinler. TÜRKİYE'NİN AFGANİSTAN'DAKİ KABİL HAVALİMANININ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMASI Taliban'ın yaptığı açıklamada Türkiye'yi istemiyoruz açıklaması yok. Onlar kendilerine göre açıklama yapmış durumda. Bu konuda Türkiye'deki yönetimin ne konuda olduğunu Taliban gayet iyi biliyor. Türkiye yönetimi olarak bazı planlarımız var. Planlarımızın da gereğini yerine getiriyoruz. Gerek Dışişleri, gerekse şahsım olarak adımları atıp inşallah Taliban'la ne gibi görüşmeler yapacağız, nereye ulaşacağız bunun gayreti içindeyiz. Taliban'ın Afganistan'daki yaklaşımı bir müslümanın diğer müslümana yaklaşımı değildir. Taliban'ın işgal hareketini devam ettirmesi doğru bir yaklaşım değildir. Bu işgal hareketini bırakması lazım. Bir an önce Afganistan'ın genelinde barışın egemen olduğunu dünyaya göstermek lazım. KORONAVİRÜS SALGININDA SON DURUM Öncelikle benim burada sizler vasıtasıyla tüm halkıma seslenmem şudur: Maske-mesafe kuralı devam etmeli. Taviz verilmesi doğru değil. Yine de dükkanlar açılsın, çalışmalar başlasın dendi. E biz de bunları kaale aldık, açılması noktasında adımı attık. Attık da noldu? Hemen rakamlar yükselmeye başladı. Dün, evvelsi gün vefat sayılarında düşüş oldu, dün itibariyle vefat sayıları da ciddi manada arttı. 77'ye falan çıktı yanılmıyorsam. Rakam 7 binleri falan tekrar yakaladı. Bu bizim için bir tehdittir. Bu tehdide fırsat vermemek gerekiyor. Toplu bulunduğumuz mekanlarda kesinlikle mesafe ve maske kuralına çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Aşının önünü açmış bulunuyoruz. Aşı olmayanlar aşısını muhakkak yaptırmalı. Kendi aşımızı da inşallah yıl sonuna kadar üretmek suretiyle aşıda ihtiyaç veya dışardan gelir mi gelmez böyle bir sıkıntıya girmeden inşallah bunu da çözmüş olacağız. Olumsuz propagandalara kanmadan aşımızı da yaptırmalıyız. O bizim önemli bir teminattır.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 29 30