20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye'yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmalıyız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde 18. MÜSİAD EXPO Fuarı'nda açıklamalarda bulundu. "Milletimizin geleceğe güvenle bakabilmesi için bugün almamız gereken tedbirler neyse onları hayata geçirmekten kaçınmıyoruz. Gerekirse şu aşamada bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin de farkındayız." diyen Erdoğan, "Türkiye'yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmamız şarttır." diye konuştu

2 yıl önce

Merkez Bankası Başkanı'ndan faiz değerlendirmesi

Kavcıoğlu'nun mesajlarından satır başları şöyle: "Son dönemde aşılamaya dair olumlu gelişmeler, turizm başta olmak üzere salgından olumsuz etkilenen sektörlerde iktisadi faaliyetin normale dönmesine ve cari dengedeki süregelen iyileşmeye önemli ölçüde katkıda bulunacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve 2023 yılında orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşmiş ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edeceğiz. Piyasalardaki haklı bir gerekçeye dayanmayan erken gevşeme beklentilerinin tümüyle ortadan kalkması gerekiyor. Merkez Bankası kanunla kendisine verilmiş fiyat istikrarı amacına bağlıdır."

2 yıl önce

Fed faiz kararını açıkladı!

Uluslararası piyasalar ABD Merkez Bankası FED, faiz kararını açıkladı. Fed faizlerde beklentiler dahilinde değişikliğe gitmedi ve faizleri yüzde 0,00-0,25 aralığında tuttu. Fed en az 120 milyar dolar olan aylık varlık alım programını sürdüreceğini bildirdi. 2023'TE ARTIŞ GELİYOR Fed tahminlerine göre politika yapıcılar 2023 sonuna kadar iki faiz artışı öngörüyor. 13 Fed üyesi 2023'te faiz artışı bekliyor. Fed ayda 80 milyar dolar tutarında hazine kağıdı ve 40 milyar dolar tutarında mortgage destekli menkul kıymet alımını sürdürecek. - 2021 Yılı GSYH beklentisi yüzde 7,0 (Önceki yüzde 6,5) - 2022 Yılı GSYH beklentisi yüzde 3,3 (Önceki yüzde 3,3) - 2023 Yılı GSYH beklentisi yüzde 2,4 (Önceki yüzde 2,2) - Uzun dönem GSYH beklentisi yüzde 1,8 (Önceki yüzde 1,8) Ekonomik aktivite ve istihdam güçlendi. Enflasyon geçici faktörlerden kaynaklı olarak yüksek. Fed tahvil alımlarına hedeflerine doğru önemli ilerleme sağlanana kadar devam edecek. Fed, dolar likidite swaplarını 31 Aralık 2021'e kadar uzattı.  FAİZ TAHMİNLERİ YÜKSELDİ ABD Merkez Bankası(Fed) yetkililerinin 2021 ve 2022 yılı için faiz tahminleri değişmedi, 2023 yılı için yükseltti. Fed'in açıkladığı "Ekonomik Projeksiyon Raporu"na göre, bu yıl ve gelecek yıl için faiz tahminleri bir önceki raporda olduğu gibi yüzde 0,1 seviyesinde kaldı. Fed yetkilileri 2023 sonu için faiz tahminini yüzde 0,1'den yüzde 0,6'ya yükseltti. Fed yetkililerinin uzun dönem faiz tahmini yüzde 2,5 seviyesinde bulunuyor. 17 Fed yetkilisi 3 ayda bir ABD'nin işsizlik, enflasyon, ekonomik büyüme ve faiz oranlarıyla ilgili önümüzdeki 3 yıl ve uzun döneme ilişkin tahminde bulunuyorlar. 2020'Yİ SALGIN ETKİLEMİŞTİ Fed 2020'nin ilk toplantısında değişikliğe gitmemiş faizleri 1.50 – 1.75 aralığında bırakmıştı. Fed geçtiğimiz sene koronavirüs salgınının ekonomik etkilerini azaltmak için 18 Mart'taki toplantıyı beklemeden 3 Mart'ta 50 baz puan indirmiş ardından 16 Mart'ta faizleri 0-0,25 aralığına çekmişti. Fed'in özellikle pandemi etkisiyle adımları faiz arttırmamak yönünde olmuştu. FED 2021 TOPLANTI TAKVİMİ FOMC, her yıl olduğu gibi 2021'de de 8 kez toplanacak.  FOMC toplantılarının 2021 yılındaki tarihleri şöyle olacak: Fed Toplantıları Tarihler Faiz Kararı Birinci Toplantı 26-27 Ocak Sabit (Yüzde 0-0.25) İkinci Toplantı 16-17 Mart Sabit (Yüzde 0-0.25) Üçüncü Toplantı 27-28 Nisan Sabit (Yüzde 0-0.25) Dördüncü Toplantı15-16 Haziran - Beşinci Toplantı 27-28 Temmuz - Altıncı Toplantı 21-22 Eylül - Yedinci Toplantı 2-3 Kasım - Sekizinci Toplantı 14-15 Aralık

2 yıl önce

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, haftalık gösterge repo faizinde piyasa beklentileri doğrultusunda değişikliğe gitmedi. TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 19,00 olarak kaldı. MERKEZ BANKASI TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA ŞU İFADELER YER ALDI; Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla beraber, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.  Yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. İkinci çeyrekte, salgın kısıtlamalarına ve finansal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın etkisiyle krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte, kredilerin seyri ve kompozisyonu makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, kredilerdeki yavaşlama, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasının cari işlemler dengesinde başlayan iyileşmeyi hızlandırması beklenmektedir.  Son dönemde ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurlarının yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.  TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.  Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. "TEMMUZDA MERKEZ BANKASI 100 BAZ PUAN FAİZ İNDİRİMİ YAPAR" İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sefer Şener, CNN Türk'te Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirdi;  Merkez Bankası beklentileri karşılamış oldu. Piyasanın beklentisi de bu yöndeydi. Bunu gerektirecek birkaç sebep var baktığınızda. Dün açıklanan FED'in faiz kararı. Önceki günlerde açıklanan ECB'nin faiz kararları çok etkili. Çünkü dünyanın tamamında hem enflasyon yükseliyor. Hem de faizler yükseliyor. Merkez Bankası'nın enflasyona vurgu yapması çok önemli. Mayıs ayı enflasyonu 16,59 geldi. İlk defa düşüş eğilimine geçmişti. Merkez Bankası'nın bir sözü çok önemli. O da enflasyonda kalıcı emareler görünene kadar yani düşüşe dair... O zaman faiz düşüşleri gündeme gelir. Merkez Bankası'nın bu kararı almasında 2 etken var. Biri enflasyon etkisi diğeri ise küresel piyasalardaki gelişmeler. Enflasyon noktasında beklenti anketinin 14.50'lerde olması oradaki yıl sonu beklentisinin 15'e yakın bir enflasyonu öngörmesi gerçekleşenin de 16,59 olması önümüzdeki aylarda Merkez Bankası'nın bir faiz indirimine gideceğini görüyoruz. Eğer haziran ayı enflasyon rakamı da mayıstaki gibi ya da biraz daha altında çıkarsa temmuzda Merkez Bankası 100 baz puan faiz indirimi yapacak. Enflasyon önemli Merkez Bankası açısından. Merkez Bankası'nın taahhüdü var. Çünkü Merkez Bankası ben beklenen enflasyonun üzerinde bir reel politika faizi vereceğim diyor. Piyasalara güvence olarak verdi. Bu sözüne devam etmesi gerekiyor. Sözünü Merkez Bankası tutuyor. Enflasyonda kalıcı iyileşmeye kadar değişikliğe Merkez Bankası gitmeyecektir. (Kredilerle ilgili) Tabii faizlerden en çok etkilenen KOBİ ve işletmelerimiz. İş dünyasının talebi faizlerin düşük olması. İş dünyası finansmana erişelim, yatırımlarımızı ve istihdamı artıralım diyorlar. Kredilerde çok yoğun artış yok. Ilımlı artışın devam etmesi gelecek açısından önemli. Şunu diyor Merkez Bankası bu sıkılaştırma devam ettiği için krediler çok hızlı artmıyor. Bundan sonraki süreçte de sıkılaştırma ne zaman gevşetilir, faiz indirimi gelirse o zaman kredilerde artış göreceğiz. Sadece kurum değil bireysel kredilerde de. Merkez Bankası'nın faiz kararı hem tüketici kredilerini hem de işletmelerin finansal kredilerini etkiliyor. Rakamlar olumlu olduğu için son dönemde Merkez Bankası faiz düşüşüyle desteklerse büyüme, cari açıkla ilgili işletmelerin olumlu rakamları konuştuğu döneme gireceğiz.

2 yıl önce

İmamoğlu'nun Vali Seddar Yavuz'a hakaret davasında karar: Mahkeme, İmamoğlu'nun Yavuz'a 20 bin TL manevi tazminat ile birlikte faizinin ödemesine hükmetti

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 Haziran 2019 tarihinde Ordu - Giresun Havalimanı'nda ekibiyle VIP'den geçerken bir tartışma meydana gelmişti. İmamoğlu'nun bu sırada eski Ordu Valisi Seddar Yavuz'a hakaret etmişti. İBB Başkanlığı seçimleri döneminde yaşanan olay nedeniyle İmamoğlu aleyhine açılan manevi tazminat davası sonuçlandı.  İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 9. duruşması görülen davada mahkeme, İmamoğlu'nun Yavuz'a 20 bin TL manevi tazminat ile birlikte faizinin ödemesine hükmetti.  Vali Seddar Yavuz'un avukatı Resul Yılmaz, "İmamoğlu, Vali Yavuz’a 20 bin TL tazminat ile birlikte bu tutarın faizini ödeyecek" dedi.

2 yıl önce

Son dakika: Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB), haftalık gösterge repo faizinde 200 baz puan indirime gitti. TCMB Para Politikası Kurulu(PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 18,00'ten yüzde 16'ya çekildi. TCMB, önceki toplantısında beklentilerin aksine faizde 100 baz puan indirime gitmişti. TCMB Piyasa Katılımcıları Anketinde yıl sonu tüketici fiyatları beklentisi yüzde 17,63, 12 ay sonrası tüketici fiyatları beklentisi yüzde 13,91 seviyesinde oluştu. TCMB'nin enflasyon beklentisi 2021 yıl sonu için yüzde 14,1, 2022 yıl sonu için yüzde 7,8 seviyesinde bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) Eylül ayı için yıllık manşet enflasyonu yüzde 19,58, çekirdek enflasyonu yüzde 16,98 olarak açıkladı. TCMB'nin bir sonraki toplantısı 18 Kasım'da gerçekleştirilecek. Açıklamada şöyle denildi: "Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir. Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, Turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir. Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir. Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır. TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve Döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır."

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Halkımızı yüksek faize ezdirmeyeceğiz, faizde düşüş devam edecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde: Menemen bana şimdiden 2023’ün müjdesini veriyor. Durmak yok yola devam. Kadın kardeşlerimize özellikle en kalbi duygularla selam, sevgi, saygılarımı sunuyorum. Gençler sizleri de selamlıyorum. İnşallah şimdiden 2023’e hazırlanıp sandıkları patlatacağınıza inanıyorum. Bugün güzel İzmirimizin güzel ilçesi Menemen’de sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bizde biliyorsunuz laf ola beri gele yok. Biz sözü verdik mi verdik. Süratle bu deprem konutlarını bitirip teslim edeceğiz dedik. Zamanında da teslim ettik. "YALANDAN BAŞKA SERMAYESİ YOK" Toplam yatırım tutarı 2 milyar 250 milyon lirayı bulan bu konut ve dükkanların İzmir’imize hayırlı olmasını diliyorum. Hanım kardeşlerim Bay Kemal’in vurulacak yeri kalmadı. Yalandan başka sermayesi yok. Dürüstlük hak getire. Devlet olarak vatandaşlarımızın mağduriyetini ortadan kaldırma iradesine sahibiz. Mustafa Denizli Stadı'nı Altay ve Altınordu beraber kullanacaklar. Kardeşlerim bugün burada şehrimize kazandırdığımız toplam yatırım bedeli 668 milyon lirayı bulan 100 eser ve hizmetin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Tüm bu eser ve hizmetlerin ülkemize, şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, mimarından işçisine herkesi tebrik ediyorum. CHP ekibi ülke yandı bitti diye ortalığı birbirine katıyor. Bu ülke onların yönetimde sorumluluk üstlendiği dönemde gecelik yüzde 7500’leri bulan faizleri gördü mü?  Bu ülke onların döneminde başbakanlığın önüne yazar kasa fırlatıldığı zamanları yaşadı mı? Bunları 18 yaş altı grup bilmez. Bu ülke onların döneminde bankaların içleri boşaltılarak milletin cebinden 100 milyarca doların çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan böyle bir ülke devraldık. Geçmişte yıllarca çok ciddi çileler çekti milletimiz. Büyük atılımımızın rahatsız ettiği malum çevreler rahat durmadı. Partimizi kapatmaya çalışmaktan sokakları karıştırmaya, ekonomik sabotajlara kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bu süreçte çalıştık çabaladık bir şeyi hiç aklımızdan çıkarmadık. MERKEZ BANKASI REZERVLERİ 127 MİLYAR DOLAR İktidara gelir gelmez IMF reçetelerini bir kenara bıraktık. IMF’yi bu ülkeden kim çıkardı? CHP’nin parti sözcü IMF ile el ele kol kola geziyor. Çünkü onlar IMF’nin dilinden anlar. Biz 23.5 milyar Dolar borcu Mayıs 2013’te ödedik ve gönderdik. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı şimdi 127 milyar dolar. Nereden nereye… Attığımız her adımın ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmetin gerisinde Türkiye’yi kendi imkan ve gayretleriyle yoluna devam edebilecek bir ülke olma gayreti vardı. Dünya 5’ten büyüktür diyoruz ya işte ekonomide de aynısını söylüyoruz. IMF ve Dünya Bankası üzerinden küresel ekonomiyi haraca bağlayanlara dünya ekonomisi 5’ten büyüktür diyerek karşı çıkıyoruz. YÜKSEK FAİZE HALKIMIZI DA ÇİFTÇİMİZİ DE EZDİRMEYECEĞİZ Ülkemizdeki mandacı siyasetçiler ise bu kurtuluş mücadelesini tam tersi gibi göstermeye çalışıyorlar. Var güçleriyle üzerimize geliyor. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı politikamızdan geri döndüremeyecekler. Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Bu faizler düşecek. Ülkemizin ihracatını 36 milyar dolardan aldık 216 milyar dolara çıkardık. Ülkemizi 2008 ve 2019 krizi yılları dışında hep büyüttük. Şimdi gelirken traktörleri gördüm çiftçilerimizi gördüm Allah’ıma hamdettim. Türkiye dimdik ayakta ve istikrarla yoluna devam ediyor. Her alanda ülkemizi Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkardık. Savunma sanayisinde yüzde 20’lerdeydik şimdi yüzde 80’e çıktık. Gelişmiş, büyümüş, zenginleşmiş ülkeler ne yapıyorsa onu kendi şartlarımıza uyarlayarak yeni bir yol haritası çiziyoruz. Ülkemizdeki mandacı iktisatçılar ve mandacı siyasetçiler, Türkiye'nin en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi göstermeye çalışıyorlar. Bu mandacıların kendilerine sunulan hazır reçeteler dışında milletin hayrına bir eser üretme gayretleri de olduğu görüşmemiştir. NE YAPARLARSA YAPSINLAR EKONOMİ PROGRAMIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, küresel siyaset ve para baronlarının şantajıymış… Bunların hiçbiri insanımızın aşından, geleceğinden daha önemli değildir. Bu mandacılar var güçleriyle üzerimize geliyorlar ama ne yaparlarsa yapsınlar ekonomi programımızdan vazgeçmeyeceğiz. Döviz Kuru üzerinden karanlık senaryolar üretmeye çalışıyorlar, bu mandacıların ülke ve milletin hayrına bir eser üretme gayretleri olduğu da görülmemiştir. Türkiye 1970’lerin 90’ların Türkiye’si değil. Mandacı iktisatçılar ve siyasetiler de kabak gibi ortada kalır. Biz bunu terörle, darbecilerle mücadelemizde gördük. Onların yanında kimler vardı kimler. Bugün faiz, kur, enflasyon üzerinden ahkam kesenlerin yarın havaya bakarak, ıslık çalarak başka mecralara yelken açacaklarından hiç kuşkunuz olmasın. TÜRKİYE BÜYÜYECEK, GELİŞECEK, ZENGİNLEŞECEK Değerli kardeşlerim buradan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Menemen'den ekran başında bizi izleyen milletime sesleniyorum. Bunlara verilen görev emperyalistlerin 1923’te bozulan oyununu 2023’te tekrar devreye almaktır. Yine başaramayacaklar. Bu ekonomi politikasını akşamdan sabaha düşünüp hayata geçirmedik. 19 yıldır hazırlık yapıyoruz. Biraz önce 19 yılda bu gaye ile nasıl bir altyapı kurduğumuzu sadece başlıkları ile anlattım. Şimdi şirketlerimiz, hiç endişe etmeyin daha çok kazanacak. Çalışanlarımız daha iyi ücret alacak. Esnafımız daha iyi kazanacak. Ülkemizdeki bireylerin bundan sonraki süreçte eli bolluk içerisinde olacak. Hiç endişeniz olmasın. Halkıma inanıyorum, güveniyorum. Türkiye büyüyecek, gelişecek, zenginleşecek. İşte bunun için 2023 çok önemli. Bay Kemal mandacı siyasetçi. Bay Kemal terör örgütünün yandaşları ile yürüyor. Benim genç kardeşlerim bunlara prim vermez. Çünkü biz milliyiz, yerliyiz. Çünkü biz Türkiye’yiz.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni ekonomi modelini tek tek anlattı: Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz

Katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz ve enflasyona ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Küresel salgın döneminde Türkiye’nin 3 çeyrekte de farklı bir ayrışım ortaya koyduğunu, yılsonu itibariyle de pozitif ayrışmayı devam ettireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye’nin beklentileri de aşarak böyle bir konuma gelmiş olması da özellikle aç kurtlar gibi bekleyenleri de şaşırttı. Biz şaşırmadık. İkinci ve üçüncü çeyrekte aldığımız sinyallerle beklentimiz 10'u bulacağız. Şüphemiz yok. Yılsonu itibariyle enflasyonda da kendisini gösterecek. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Faizi düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz” diye konuştu. “Kritik dönemde iki önemli destek paketi hazırladık. Bunlardan bir tanesi ilave istihdama destek paketi, diğeri de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, destek paketlerine ilişkin bilgi verdi. İstihdam oluşturacak girişimcilere müjde veren Erdoğan, “Bu girişimcilerimizin hazine destekli kredi garanti fonu kefaleti ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteği ile yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten Hamle programı kapsamında diğer illerimizde faydalanabilecektir. İşletmelerimize girişimcilerimize hayırlı olsun” şeklinde konuştu. Uygulamaya konulan ekonomi modelinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zengini zengin yapan model faizciliktir. Faiz zengini daha zengin yapar, fakiri de daha fakir yapar. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa döviz kuru üzerinden manipülatif baskı ile karşı karşıya kalkmıştır. Ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan engellenmiştir. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bir defa bu kur-faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar var, bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Bu bizim için ideal değildir. Bir süre sonra bu fonlar yüksek faiz kazancını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kur yeniden yükselir. Yükseler kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür. Şuanda bunu yaşıyoruz. Kur-faiz-enflasyon sarmalana böyle sokulduk. Biz de diyoruz ki, kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatarımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi yeniden bu oyuna çekmek istiyorlar. Küresel finans çevreleri ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar. Özellikle maliyet enflasyonu denilen bir tez var, sıkıntı bu değil mi? Sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse, onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki, yatırımda gücünü artıralım, uluslararası ihracatta o yatırımcı yarışa güçlü bir şekilde girsin. Türkiye’nin temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Bunu dışarıdan birileri zayıf göstermenin gayretine giriyor. Bizim ekonomik göstergelerimiz gayet iyi durumda. Ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir, biz buradan geriye dönmeyeceğiz. Salgın sonrasında dünya ekonomisinde oluşan yeni dengeler bu süreci hızlandırmıştır. Bu olay sadece ülkemizde mi var? Amerika’da var, Almanya’da, İngiltere’de, Hollanda’da var. Hepsi de bu kısır döngü içinde kıvranıyor. Bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanıdır. Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır” ifadelerini kullandı. Türkiye’deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK’nın kendilerine cevap yetiştirmeye kalkmasının çok manidar olduğunun altını çizen Erdoğan, “Eğer kredi istiyorsanız kamu bankaları kredi vermeye hazır. Bizim derdimiz var, bizim derdimiz, kur-faiz sarmallı değil, yatırımı yapacak güçlü yatırımcıları arıyoruz. Biz yeni ekonomi modeli ile yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersi ile itiyoruz. Düşük faizle yeni yatırımları, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz. Özellikle kamu bankalarının yöneticilerine hep onu söylüyorum, siz özel sektör bankaları ile faiz noktasında yarışa girmeyeceksiniz. Tam aksine düşük faizle yatırımcımızı teşvik edeceksiniz. Biz şuanda ihracatta gayet iyi bir konumdayız. 215-220 milyar dolarlara çıktık. Yılsonuna kadar 220’nin üzerine çıkacak” dedi. Erdoğan, “Benim de yakın çevremde birçok insan bunları geçmişte de savunmadılar. Biz ‘6 sıfırı atıyoruz’ dediğimiz zaman ‘Taksim Meydanı’nda anırırım’ diyenler vardı. En yakınımda olanlardan bile, şuanda o da siyasette ‘kurmayacağım’ dediği halde bir parti kurdu. Daha sonra 6 sıfırı atacağız dedim ben, Başbakanım çünkü. Şimdi de onunla övünüyor. ‘biz 6 sıfır attık’ diyor. Ne sen attın. Başbakan olarak talimatı verdim ve 6 sıfırı attık. Ondan sonra onlar övünmeye başladılar. Benzer birçok ekonomik kararların altında benim imzam var. Sen benim bir bakanımsın, karar merci değilsin ki. Şimdi bir yere geldik. Artık cari açık verip bu açığı dış borç ile finanse eden değil döviz kazanıp cari fazla veren bir ekonomi olma hedefiyle hareket ediyoruz. Bu hedefe de çok yakınız. Döviz kurunda kalıcı istikrar, yüksek faiz ile kısa vadeli ödünç döviz çekerek değil, ihracat, turizm ve diğer hizmet gelirleri ile döviz kazanarak mümkün olabilir. Faizleri artırmanın çözüm olmadığını defalarca gördük, yüksek faiz ile sıcak para çekerek döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmak enflasyonla mücadele değildir. Bize dayatılan yük ek faiz politikası yeni bir olay değil. Yerli üretimi yok eden, üretim maliyetlerini artırarak yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir modeldir. Bu model sıcak para her çıktığında kur artışı ile enflasyonun yeniden tetiklendiği ve yeni faiz artırımlarının gündeme getirdiği sonu olmayan bir sarmaldır. Biz bu sarmala son veriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın, bu oran önemli, ithalatımızı karşılama oranları yüzde 90’lara ulaştı. Turizmde toparlanma süreci içindeyiz. Yıllık cari açığımızı aydan aya azaltıyoruz. Önümüzdeki sene yıllık bazda cari fazlaya geçeceğimiz anlaşılıyor ve buna da inanıyorum” diye konuştu. “Ekonomik güvenlik, ulusal güvenliğin bir parçasıdır” Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomik gelişmelerin MGK’da görüşülmesine gösterdiği tepkinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Ekonomik güvenlik, ulusal güvenliğin bir parçasıdır. Türkiye ekonomisi güçlüdür. Makro göstergelerimiz ve son dönemdeki ekonomik performansımız gayet iyidir. Döviz kurunda gördüğümüz son hareketliliğin ekonomik temeli olmadığı açıktır. Üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı ve bununla birlikte gelişen politikalarla ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız politikalar izleyecek konuma gelmesi bazılarını rahatsız ediyor. Ana muhalefetin başındaki kişi bundan ciddi manada rahatsız oluyor. MGK bu konuların görüşüldüğü yer olamazmış. Bu kişi siyaseti anlamış değil, siyaseti bilmiyor, hala aynı yerde. SSK’yı batıran o kafa hala aynı yerde. Sen zaten SSK’yı batırdın. Sen değil misin SSK hastanelerinde insanların morglarda öldüğü dönemin sorumlusu? Hiç umurunda değil. Sorumlusu sensin. MGK’da bunları görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz? MGK bu işlerin en hassas noktada görüşüldüğü ve görüşüleceği yerdir. Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye finans piyasaları üzerinden, ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz, geçti onlar. Reel ekonomimiz bu tehditleri boşa çıkartacak güç ve kabiliyettedir. Bu tehditlere karşı rahatlıkla durabiliyoruz. Algı operasyonları ile bizi zayıflatmak ve engellemek artık mümkün değildir. Bu tehditlerin farkında olduğumuzu, tehditler karşısında gereğini yapacak güçte ve kararlılıkta olduğumuzu MGK’da teyit etmiş olduk” diye konuştu. “Yanındaki sözcü olan zat da iyi bir faizcidir” “Kur baskısı ne zaman ve nasıl kırılır?” sorusuna cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim normal vatandaşım faiz sarmalı altında inim inim inler. Ana muhalefetin başındaki zat ‘indirin bire, biz destekleriz’ diyor. Ben aksini söylemiyorum. Benim tek başıma bu tür kararı almaya yetkim yok. Ben dikkat edilirse başından beri ilgili mercilere, hatta kendileri ‘merkez Bankası bağımsız değil’ diyor. Merkez Bankası bağımsız değil de sen bağımsız olmayan Merkez Bankası’ndan randevu talep ettiğinde Tayyip Erdoğan bunu engelledi mi? Gidip Merkez Bankası’nı ziyaret ettikten sonra yaptığın açıklamalar belli, işin ahlaki boyutu da yok. İnsan böyle bir ziyareti yaptıktan sonra dışarıda tam aksi, Merkez Bankasını yıpratacak açıklamalar yapar mı? Bunları yaptı. 2016’dan bu yana bunları tekrar tekrar söyledi. Yanındaki sözcü olan zat da iyi bir faizcidir. Kendisi bu işlerden zaten anlamaz. Biz inşallah seçim öncesine kadar ciddi manada faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüşü sebebiyle kurda olumlu iyileşmenin olduğunu hep birlikte göreceğiz, buna enflasyon da dahil. Tabi ki takvim veremem ama muhalefetin faiz indirimi konusundaki itirazları bizim doğru yolda olduğumuzun teyididir. Demek ki bu noktaya geldiler. Hemen çark ederler mi onu bilemem. Ben tezimin savunucusuyum” şeklinde konuştu. Gelişmiş ülkelerden büyüme oranları ve enflasyon rakamları hakkında örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim derdimiz yatırımları ve yerli üretimleri desteklemek ve artırmaktır” açıklamasında bulundu. “Stokçuluk bir nevi hırsızlıktır” Stokçuluk yapanlara ilişkin konuşan Erdoğan, “Stokçuluğun cezai müeyyidesi bir puan. Bunu yeniden düzenleyip cezai müeyyidesi artması yazım. Stokçuluk dinimizde yeri olmayan bir konudur. Stokçuluk bir nevi, ‘spekülatif hareketler’ deniyor ama hırsızlıktır. Fahiş fiyatlarla mücadele noktasında ilgili bakanlarımıza dedik ki, bu adımları atacaksınız, bununla ilgili gerekirse bir yasan düzenleme yapıp bu fahiş fiyat artışına gidenleri tespit edelim, stoklama yapmak suretiyle malı piyasadan çekenleri yakaladığımızda bunlara gerekli müeyyideleri uygulayalım” dedi. Erdoğan, “Biz kamu maliyesindeki imkanlarımızı kullanarak başta enerji olmak üzere küresel fiyatlardan kaynaklanan maliyet artışlarını vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri yapıyor. Bugün gelinen noktada geçici olacağı öngörülen küresel kaynaklı bir enflasyon artışı söz konusu, yılsonu itibariyle fırsatçıları da defederek olumlu neticeler alacağız” diye konuştu. Özellikle enerjide ve doğal gaz da Avrupa ile mukayese edilemeyecek derece fiyatların ucuz olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu gerçeği muhalefet görmek istemiyor. Avrupa’da fiyatlar bizimle mukayese edilemeyecek derecede pahalı. Biz ise bu kadar ucuz fiyatla doğal gazı verirken, enerjiyi verirken yalan yanlış her türlü haberleri uyduruyorlar. Biz yalancı ile nereye kadar bu şekilde yarışacağız? Biz hanelere doğal gazi dörtte bir, elektriği ise yarı fiyatına veriyor. Sen ne dersen de onlar buna inanmıyorlar. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” şeklinde konuştu. “Babayiğitlik bize yakışır” Asgari ücret ile ilgili ilgili bakanlar ve parti yönetimi ile müzakereleri yaptıklarını belirten Erdoğan, “Asgari ücret konusunda 2002 yılından itibaren ülkemiz adına önemli kazanımlar elde edildi. 2002 yılı sonunda bekar ve çocuksuz bir işçinin eline geçen net asgari ücret 184 lirayken, 2021 yılında bu tutarı 2 bin 825 liraya biz çıkarttık. Asgari ücret 2002’den bu güne kadar nominal olarak 15,3 kat arttı. Asgari ücretin reel oranı yüzde 131 olarak gerçekleşti. Asgari ücretin reel değerinin artması işçilerimizin satın alma gücünün arttığının bir göstergesidir. Uluslararası verilere göre asgari ücretin işçiye bulunduğu ülkede sağladığı satın alma gücüne bakıldığında Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın yer aldığı endekste 2002 yılında 14. sırada olan ülkemiz, 2021 yılında 10. sıraya ilerledi. İşçilerimizin satın alma güçlerini yükseltmeyi sürdüreceğiz” dedi. Erdoğan, “Bu asgari ücret çalışmasında işçimizi enflasyondan, fiyat artışlarının olumsuz etkilerinden koruyacağız. Babayiğitlik bize yakışır. Biz de babayiğitliğimizi inşallah gerek ilgili bakanım, gerekse heyeti, gerekse çalışma arkadaşlarım hep birlikte geniş bir istişare yapmak suretiyle fazla uzatmadan kararımızı vereceğiz” diye konuştu. Emekliler için bu zamana kadar yapılanları anlatan Erdoğan, “Emekliler bizim önceliklerimiz arasında yer aldı, bundan sonra da aynı şekilde olacak” ifadelerini kullandı. “Üretimi yaptıkça doğal gazı milletimizle paylayacağız” Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmalarına ilişkin bilgi veren Erdoğan, “Biz iktidara geldiğimizde kiralama yöntemi ile bu işi yürütüyorduk ama para vermiyorduk. ‘Bulursanız doğal gazı bunu yüzde 50, yüzde 50 paylaşırız’ diyorduk. Sondaj çalışmaları, sismik çalışmaları yapılıyordu ama bir sonuç alınamıyordu. Biz kendimiz bu adımı attık. Berat Bey’in Enerji Bakanı olduğu dönemde 2 tane sismik araştırma gemisi ve sondaj gemileri aldık. Gemilerimizin sayısı 5’e çıktı. Şimdi 6. gemimize sondaj gemisi olarak kavuştuk. Bunlarla Karadeniz, Akdeniz’de çalışmalarımızı yoğun ve özgüvenli yapmış olacağız. Bu birilerini rahatsız ediyor. 2022 yılı içinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonlarının bitmesini planlıyoruz. Hedef bu. Bir taraftan da deniz tabanı üretim sistemleri ile kara tesislerinin malzeme temini ve inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Dağıtım hattının deniz tabanına yerleştirilmesi için tüm çalışmaları 2022 yılının ilk yarısında başlatmayı öngörüyoruz. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla 2023 yılı Ocak ayı itibariyle Sakarya Gaz Sahası’nda ilk gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası’nda ilk fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı planlıyoruz. İkinci fazın tamamlanmasının ardından açılacak kuyu sayısına bağlı olarak bu rakam 40 milyon metreküpe çıkacak. Yeni müjdeler için ekiplerimiz hem arama hem de sondaj faaliyetleri ile bölgede yoğun bir çalışma yürütüyor. Olumlu netice aldıkça müjdeleri milletimizle paylayacağız. Üretimi yaptıkça doğal gazı milletimizle paylayacağız” dedi. “Söz verdiğimiz gibi vatandaşlarımızın yanında olduk” İzmir depreminin ardından yapılan konutların hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Devlet olarak söz verdiğimiz gibi vatandaşlarımızın yanında olduk. Bu güzel binaları inşa ettik. Depremzedelerin yarasını sarmak için Elazığ, Malatya ve İzmir’de toplamda 35 bin 28 konut, 4 bin 104 köy evi ve 353 işyeri inşa ediyoruz. Elazığ’da 23 bin 677 konut ve 2 bin 515 köy evi, Malatya’da 6 bin 287 konut ve bin 555 köy evi yapıyoruz. Bir yıl geçmeden konutları teslim etmeye başladık. İzmir depreminin ardından Bayraklı’da yerinde bin 391 konut ve 302 işyeri ve rezerv alanda 3 bin 649 konut ve 511 işyeri inşa etmek için harekete geçti. Bornova Eğridere’deki 34 köy evi ile birlikte İzmir depreminin ardından toplam 5 bin 74 konut ve 353 işyeri yapma kararı aldık. Bu evleri de bir yıl içinde teslim etme sözünü verdik” dedi. Kılıçdaroğlu’nun “Bir Kızılay çadırı bile yok” sözünün hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Maalesef içine girdiği çadır Kızılay çadırı. Bu görecek gözü de yok” diye konuştu. “Gündemi seçimle meşgul ederek sözüm ona siyaset yaptıklarını sanıyorlar” Erken seçim söylemlerine ilişkin konuşan Erdoğan, “Kaç defa söyledik bilemiyorum ama daha kaç kez söyleyeceğiz. Söyleyecek herhangi bir sözleri olmayınca bununla oyalanıyorlar. Sayın Bahçeli’nin bugün konuşmasında ifade ettiği gibi bu tavizsiz karar ve irade beyanına sevse de sevmese de alışmalarını ve riayet etmelerini kendilerine tavsiye ediyorum. Millete hayrı, faydası olmayanlar gündemi seçimle meşgul ederek sözüm ona siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Küresel gelişmelere bağlı olarak tüm bu yaşanan döviz hareketliliğini bahane ederek seçim çağrısında bulunanlar son olarak halkı sokağa çıkartmaya çağırdılar. Bunların geçmişten beri alışkanlığı budur. Birkaç marjinal grubun çağrısına sağduyulu olan halkımız itibar etmediği gibi güvenlik güçlerimiz de halkı kışkırtanlara karşı gerekli işlemleri başlattı. Ben milletime verdiğim sözü tutan bir siyasetçiyim. AK Parti sözünde duran kadrolardan müteşekkil bir parti, Cumhur İttifakı da sözün erlerinin kurduğu bir ittifaktır. İnşallah vatandaşlarımız Haziran 2023’te sandık başına gidecek ve tercihini yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanacaktır” ifadelerini kullandı. “Bu ülkenin yüzde 52’sine gayri milli diyeceksin, sonra da helalleşmeye çıkacaksın” Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına ilişkin yayınlanan videonun ardından Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Ülkenin vatandaşlarına, ‘AK Parti’ye oy verdiler’, ‘Erdoğan’ı desteklediler’ diye kullanılan oylarda gayri milli ifadesini kullanmak aymazlıktır, gafilliktir. Bu ülkenin yüzde 52’sine ‘gayri milli’ diyeceksin, sonra da helalleşmeye çıkacaksın. Bu durum bile Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunu gösterir. Bunların helalleşmesi gereken dosya o kadar kabarık ki. Tehdit ettikleri, mağdur ettikleri ile helalleşmeye başlasa bile hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini sanmıyorum. CHP zihniyeti arkasında o kadar çok mağdur bıraktı ki, onlarla helalleşmesi bu dünyada bitmez. Başörtülülerden helallik dilemesi lazım. Boraltan faciasında katledilmesine vesile oldukları 146 Azerbaycanlı kardeşlerimizden helallik dilemeleri yazım. 1944’de 146 Azerbaycanlı kardeşimiz Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınmıştı, dönemin CHP yönetimi ne yazık ki 146 kardeşimizi Stalin’in askerlerine teslim etti. Azerbaycanlı kardeşlerimiz Boraltan Köprüsü’nden karşı geçti ve askerlerimizin gözleri önünde katledildiler. Karşıya geçerken, ‘bizi onlara bırakmayın, bizi siz öldürün’ dediler. Hani bir türkü var ya, ‘düşman bekler karşıda önüne kattı beni, can alınan çarşıda gardaşım sattı beni.’ CHP bu. Varsayalım ülkemizdeki vatandaşlarımızla, mağdur ettiği kesimlerle helalleştiler, ya mazlum Suriyelilerle, Filistinlilerle, Libyalılarla, Afrikalılarla nasıl helalleşecekler. Biz gönül coğrafyamıza ulaştıkça, mazlumlara destek çıktıkça, fakir halklara gıda ve tıbbi yardımda bulundukça demedikleri kalmadı. Bay Kemal ‘Adalet Bakanlığı kadrolarını parti örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim’ diyen eski CHP’li bakanların mağdur ettiği kişilerden helalliği nasıl alacak bunu hiç düşündü mü? Bay Kemal SSK Genel Müdürlüğü döneminde beceriksiz yönetimi nedeniyle hastane köşelerinde hayatını kaybeden, tedavi borcu nedeniyle evladının cenazesini alamayan vatandaşlarla önce bir helalleşsin. Her darbenin, antidemokratik eylemin arkasında duran CHP zihniyeti helallik almak için çok ama çok geç kaldı. Her seçim öncesi CHP’liler muhafazakar seçmene şirin görünmek için hep takla atmaya başlarlar. Bu helalleşme atağı aynı minvalde bir harekat ama bu biraz erken oldu sanki. Çünkü Bay Kemal seçimler Haziran 2023’te” açıklamasında bulundu. “Fransız çimento devi Lafarge’ın terör örgütlerini desteklemesi” Fransız şirket Lafarge’ın terör örgütlerine destek vermesi ile ilgili Macron ile görüştüğünü belirten ve Macron’un işten sıyrılmaya çalıştığını söyleyen Erdoğan, “Suriye ihtilafının olumsuz sonuçlarından en fazla zarar gören ülke biziz. Suriye halkını, ülkenin toprak bütünlüğünü ve milli güvenliğimizi tehdit eden terör bu sonuçlardan belki de en önemlisidir. Suriye’deki terör sorununun gerekçelerinin başında terör örgütlerine verilen dış destek geliyor. DEAŞ ile mücadele bahanesiyle bazı ülkeler tarafından terör örgütü PKK-YPG’ye verilen destek kabul edilemez. PKK-YPG’nin terörist kimliği başka isimler atfedilerek değiştirilemez. DEAŞ ile mücadele ettiği iddiasıyla PKK-YPG’ye destek verenlere ülkemizin DEAŞ ile sahada göğüs göğse çarpışan yegane koalisyon ve NATO üyesi olduğunu, 4 bin 500’den fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getirdiğimizi, DEAŞ terörüne en az onlar kadar maruz kaldığımızı hatırlatmak isteriz. Zaman zaman ülkemize yönelik DEAŞ bağlamında asılsız iddialar dile getirenler var. Evvelemirde kendi tutumlarını bunlar gözden geçirmelidir. Lafarge firmasının DEAŞ ile bağlantılı faaliyetleri bu çerçevede Fransız yargısı tarafından ortaya konulmuş ve Fransız yargısı bunu hükme bağlamıştır. Bundan daha başka delil olabilir mi? Bunu Mocron’un kendisine de söyledim. Lafarge’ı nereye koyacaksın? Hiç bilgisi yokmuş, haberi yok muş gibi ayaklara giriyor, işi sıyırmaya çalışıyor. Bunlar maalesef ikiyüzlü. Mehmetçiğimiz orada verdiği mücadele ile onları oraya gömdü” dedi. “Hepsi ile münasebetlerimizi çok daha iyi yerlere getireceğiz” Birleşik Arap Emirlikleri ile yürütülen ilişkilerin yeniden inşa edilmesi, dış politikadaki gelişmeler ve CHP’nin eleştirilerinin sorulması üzerine Erdoğan, “Önce Katar ile başladılar, o tutmadı, biz Katar’a BMC’yi satmadık. Sadece Katar BMC’ye ortak oldu. Yüzde 49 onlar, yüzde 51 biz. Ürettiklerimizin belli yerlere satılmasında onların da olumlu gayretleriyle Arifiye’deki palet fabrikasının restorasyonu ve elden geçirilmesine bu ortaklığın çok büyük faydası oldu. Şimdi ise Abu Dabi yönetimi ele attığımız bu adım tarihi bir adım. 11 milyar dolarlık bir ön anlaşma yapıldı. Yaptığımız ikili görüşmede de Şubat ayı gibi benim bir ziyaretim olacak. BAE ile olan süreç farklı bir konuma erişecek. Biz dargın, küskün olduğumuz zaman ondan kendilerine sermaye çıkartmaya çalışıyor CHP, beraber adım attığımız zamanda da ‘niye bunlar barıştılar’ deyip oradan kendilerine sermaye çıkartmaya çalışıyor. Çatlasanız da patlasanız da hepsi ile münasebetlerimizi çok daha iyi yerlere getireceğiz. Bahreyn’in bize gelme durumu var, onlarla görüşmelerimizi yapacağız. Suud ile olan münasebetleri daha iyi konuma getirmenin gayreti içinde olacağız. Mısır’da da çok farklı gelişmeler olmaz demiyorum, olabilir. Tüm bu bölgenin insanlarının birbiri ile münasebetleri farklı. Kadim tarihi biz beraber inşa ettik, paylaşıyoruz. Bizim Körfez ülkeleri ile aramızda çok ciddi bir işbirliği potansiyeli mevcut. Karşılıklı faydaya dayalı yeni işbirliği projelerini ortak yatırımlar için bir fırsat olarak görüyoruz” diye konuştu.

1 2 3 4 5 6 7