26 Nisan Cuma 2024
3 yıl önce

Fitch Türkiye'nin notunu teyit etti görünümünü 'durağan'a çevirdi

Ratings, 21 Şubat'ta Türkiye'nin "BB-" olan kredi notunda değişikliğe gitmemiş, 22 Ağustos'taki ikinci değerlendirmesinde 'durağan' görünümü 'negatif'e çekerken "BB-" kredi notunu ise korumuştu. BÜYÜME TAHMİNİNDE BULUNMUŞTU Fitch 14 Ocak'ta yaptığı açaklamada, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci yarısından itibaren büyüyeceğini açıklamıştı. Fitch Direktörü Douglas Winslow, "Büyüme seviyesinin yüzde 3,5 olmasını bekliyoruz" demişti. Türkiye'nin ihracattaki atılımlarıyla son yıllarda rekabete yardımcı olduğunu belirten Winslow, "Turizmin toplanması, ihracat talebi ve politika sıkıştırmaları cari açığın önümüzdeki dönemde azalmasına zemin hazırlayacak." ifadelerini kullanmıştı.

2 yıl önce

Fitch, Türkiye büyüme beklentisini yükseltti

Fitch, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda; Türkiye için bu yılki büyüme beklentisini yüzde 7.9'dan yüzde 9.2'ye çıkardı. Türkiye'deki ekonomik toparlanmanın devam ettiğine dikkat çekilen raporda, bu yıl neredeyse son 10 yılın en yüksek ekonomik büyümesinin yaşanmasının muhtemel olduğu kaydedildi. Yüksek frekanslı verilerin ekonomik ivmenin bu yılın 2'nci yarısına kadar devam ettiğini gösterdiği belirtilen raporda, Türkiye'deki ekonomik büyümenin 2022'de yüzde 3.5'e gerilemesinin ardından 2023'te yüzde 4.5'e çıkmasının öngörüldüğü aktarıldı.

2 yıl önce

Fitch'in küresel lojistik analizi: Türkiye tedarik zincirinin yeni merkez üssü olma yolunda

Geçen yılın şubat ayında arz şoku ve küresel ekonominin kapanmasıyla takip eden talep şoku, dünyanın hemen hemen her yerinde şirketlerin üretim stratejisi ve tedarik zincirlerindeki zafiyetleri ortaya çıkardı. Ekonomilerin canlanması ile artan talep karşısında özellikle Asya ülkeleri odaklı üretim ve tedarik zincirlerinde kesintiler yaşanmaya başlandı. Uzun mesafe taşımacılık maliyetlerinin katlanarak artması pek çok yabancı uluslararası şirket için konum ve maliyet avantajı sunan Türkiye'yi, cazip bir yatırım ve üretim merkezi haline dönüştürmeye devam ediyor. AVRUPALI ŞİRKETLER TÜRKİYE'YE YÖNELİYOR Özellikle Çin gibi Asya ülkelerinden tedarik sağlayan Avrupalı şirketler; üretim gecikmeleri, artan navlun maliyetleri ve konteyner krizi nedeniyle tedarik için Türkiye gibi daha yakın ve istikrarlı merkezlere yöneliyor. FITCH RATINGS ANALİZİ: KAZANAN ÜLKE TÜRKİYE Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in son analizine göre; Türkiye, Avrupa'da tedarik zincirlerindeki değişimden en fazla kazanç elde edecek ülke konumunda. Türkiye'yi; Çekya, Polonya ve Romanya izliyor. Yakın dönemde gıda, ilaç, mobilya elektronik ve paketleme gibi alanlarda faaliyet gösteren pek çok uluslararası şirket, güçlü lojistik altyapıya ve endüstriyel kapasiteye sahip Türkiye'ye yönelik yeni yatırım planlarını açıkladı. Küresel tedarik zincirinin, Asya ve özelikle Çin'e bağımlı bir ağdan üretim kalitesi ve lojistik imkanları nedeniyle Türkiye'ye yönelmesi ,bu alanda Türkiye'ye yönelik yatırımların artacağı beklentisini de beraberinde getirdi. TÜRKİYE'YE YATIRIMA ODAKLANAN MARKALAR İsveçli mobilya şirketi IKEA, Polonya hazır giyim firması LPP, Alman ilaç firması Boehringer Ingelheim ve Belçika paketleme şirketi DW Reusables Türkiye'ye yatırıma odaklandı. Hem jeopolitik risk hem de salgının maruz kaldığı güvenlik açıklarına bir yanıt olarak şirketlere baskılar da artıyor. Tedarik zinciri riskine karşı önde gelen üreticiler de daha fazla tedarikçi oluşturmak istiyor. İtalya merkezli Benetton Group, Asya'da düşük maliyetli üretim merkezlerinden kademeli olarak ayrılarak Sırbistan, Hırvatistan, Türkiye, Tunus ve Mısır'daki üretimini artıracağını açıkladı. Benetton Group İcra Kurulu Başkanı Massimo Renon, söz konusu üretim artışına ilişkin "Üretim süreci ve ayrıca nakliye maliyetleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olmak için stratejik bir karar." ifadelerini kullandı. Alman moda şirketi Hugo Boss'un üst yöneticisi (CEO) Daniel Grieder de Manager Magazin'e yaptığı açıklamada, ürünlerini sattıkları yere daha yakın merkezlerde daha fazla mal üretmeyi planladıklarını bildirdi. Grieder, "Yakın yerlerde üretimi önemli ölçüde genişleteceğiz. O zaman trendlere daha hızlı ve darboğazlara daha esnek tepki verebiliriz. Bu gerçek bir rekabet avantajıdır." değerlendirmesinde bulundu. KORONAVİRÜSTE TEDARİK ZİNCİRİ Harvard Business School Öğretim Üyesi Prof Dr. Willy C. Shih, konuya ilişkin değerlendirmesinde, kritik tıbbi malzeme başta olmak üzere bazı ürünlerdeki geçici ticaret kısıtlamaları ve diğer ürünlerdeki kıtlığın, belli ülkelere bağlılığın olumsuz yanlarını gösterdiğini belirterek, "ABD-Çin ticaret savaşıyla birleşen bu gelişmeler, ekonomik milliyetçilikte bir yükselişi tetikledi." ifadesini kullandı. Tüketicilerin düşük fiyatlar talep etmeye devam ettiğini aktaran Shih, Kuzey Amerika'ya satış yapan şirketlerin emek-yoğun üretimi Çin'den Meksika'ya ve Orta Amerika'ya kaydırmaya, Batı Avrupa'da kullanılan malzemeleri tedarik eden şirketlerin de üretimlerini Doğu AB ülkeleri, Türkiye ve Ukrayna'ya konumlandırmaya başladığını anlattı. Shih, küresel pazar paylarını korumak isteyen Çinli firmaların da düşük teknolojili, emek yoğun üretim için şimdiden Mısır, Etiyopya, Kenya, Myanmar ve Sri Lanka'ya baktıklarını bildirdi. Avrupa ve Orta Doğu'yu birbirine bağlayan Türkiye, küresel tedarik zincirlerindeki değişikliklerden yararlanmak için teşvik ve lojistik alanında çalışmalarını yoğunlaştırırken, siyasiler de "uluslararası yatırımcılara her zaman kapımız açık" mesajı veriyor. "GELİN HEP BERABER KAZANALIM" "Türkiye'ye güvenip yatırım yapan hiç kimse pişman olmaz. Tam tersine sağladığı büyük kazançla hep memnuniyet duyar." çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yatırımcılara "Ülkemiz ve dünyadaki tüm yatırımcıları küresel üretim ve lojistik sisteminin yeni baştan kurulduğu şu dönemde Türkiye'nin kendilerine sunduğu imkanları ve fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum. 'Gelin hep birlikte kazanalım' diyerek kapılarımızın yatırımcılara sonuna kadar açık olduğunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum." mesajını verdi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ise Türkiye'nin her platformda güçlü üretim ve tedarik ağıyla ön planda yer aldığını belirterek, "Dışa bağımlılığı aşağı çekecek, istihdamı artıracak ve teknolojik dönüşümü hızlandıracak yatırımlara büyük önem veriyor; teşvik ediyoruz." dedi. Kovid-19 salgını gibi krizleri iyi yöneten ülkelerin, yarının küresel oyuncuları olacağını dile getiren Dağlıoğlu, "Hem dinamik hem rekabetçi hem de çevik ve esnek bir yapıya sahip olan Türkiye de başarılı hamleleriyle salgın sürecini başarıyla yöneten ülkeler arasında yer alıyor. Tüm bu gelişmeler ile, tüm dünyada tedarikte güvenliğin daha da öne çıktığı bir döneme girildi. Bu dönemde Türkiye’nin yatırımcılara sağladığı temel değerlerle, küresel tedarik zincirlerinde daha da kritik bir yer tutacağına ve önemli yatırımlar çekeceğine inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. TÜRKİYE ULUSLARARASI ŞİRKETLERE NE SUNUYOR Küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması, Türk ihracatçıları için fırsatlar sunarken, küresel değer zincirine katılım, bir ülkenin belli alanlardaki yetenekleri tarafından yönlendiriliyor ve ülkeler için önemli fırsatlar sunuyor. Pazarlara yakınlık, doğal kaynaklar, insan sermayesi, fiziksel sermaye (sermaye stoku), kurumsal sermaye, lojistik/bağlanabilirlik, ücrette rekabet ve pazar erişimi küresel değer zincirine katılımı sağlayan yetenekler olarak gösteriliyor. Salgının ani etkisi üretim ve tedarik zincirinde bozulma, küresel resesyon ve arz ve talep şokunda etkisini gösterirken, uzun vadede ise şirketlerin tedarik zincirinde esnekliğini artırması, ulusal ve bölgesel üretim kapasitelerini yükseltmesi bekleniyor. Küresel değer zincirindeki dönüşümün farkında olan Türk hükümeti de Türkiye'yi Kovid-19 sonrası değer zincirine hazırlamak için tüm paydaşlarla bir çalışma grubu kurdu. Türkiye'nin stratejik konumu, serbest ticaret ağı, güçlü lojistik altyapısı, üretim çeşitliliği, yüksek teşvikler, maliyet avantajlı nitelikli iş gücü, güçlü sanayi kümelenmesi ve liberal yatırım iklimi ile ülke, uluslararası şirketlere küresel değer zincirine bağlanmak için uygun bir ortam sunuyor. Türkiye'nin stratejik konumu bölgede üretim, ihracat ve yönetim merkezi olarak çok uluslu şirketleri çeken ve küresel değer zincirine katılımını sağlayan bir mıknatıs haline geldi. 26 TRİLYON DOLARLIK GSYH'YE SAHİP PAZARA 4 SAATLİK UÇUŞ MESAFESİNDE Türkiye, 1,3 milyar insanın yaşadığı ve 26 trilyon dolarlık GSYH'ye sahip Avrupa, MENA ve Orta Asya pazarına 4 saatlik uçuş mesafesinde. Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği ve 20'den fazla ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunuyor. Türkiye, iyi gelişmiş bir altyapı ve kesintisiz iş hizmetleriyle desteklenen, küresel değer zincirleriyle güçlü bağlantıları olan, çeşitlendirilmiş bir üretim üssüne sahip. Ayrıca, hükümet, özel teşvikler ve iş gücü geliştirme programları aracılığıyla küresel değer zincirine katılımı aktif olarak destekliyor. Türkiye, yatırımcılara vergi indirimi veya vergi muafiyeti, maaş ve eğitim desteği, muafiyetler sağlayarak üretim, istihdam ve AR-GE için teşvikler sağlıyor. Korumacılığın yükseldiği bir zamanda, liberal bir politika çerçevesi küresel değer zinciri dönüşümünde çok önemli bir rol oynarken, Doğrudan Yabancı Yatırım Hukuku ile Türkiye, güçlü bir yasal koruma mekanizmasına sahip olarak yatırımcıları cezbediyor. YÜKSEK VASIFLI İŞ GÜCÜ VE STRATEJİK COĞRAFİ KONUM Su sıkıntısı sorunlarına geliştirdiği teknolojilerle çözüm geliştiren Almanya merkezli su pompası üreticisi WILO’nun Gelişen Pazarlar Satışlarından sorumlu Başkan Yardımcısı Jens Dallendörfer, yaptığı açıklamada, ekonomileri bağımsızlaştırma (Çin’e bağlılıktan kurtarma) siyasi hedefiyle atılan adımların tüm dünyada ekonomileri etkilemeye devam ettiğini belirtti. Dallendörfer, Wilo Grubu’nun yeni bir küreselleşme biçiminin Kuzey Amerika, AB ve Asya olmak üzere üç büyük ekonomik merkezdeki değer zincirlerinin daha fazla bölgeselleşmesiyle sonuçlanacağı varsayımına dayanan 'bölgeden bölgeye' yaklaşımıyla uzun yıllardır bu değişikliklere yanıt verdiğini anlattı. "Bölgeden bölgeye" stratejilerinin bir parçası olarak, bölgesel veya yerel üreterek müşteri ihtiyaçlarına karşılamaya çalıştıklarını belirten Jens Dallendörfer, şöyle devam etti: “Zaten Wilo, 1992'den beri Türkiye pazarına güveniyor. Türkiye'nin yüksek vasıflı iş gücü ve Avrupa ile Asya arasındaki elverişli ve stratejik coğrafi konumu sayesinde üçüncü ülkelere ihracat için bir merkez olma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz." "TÜRKİYE, YENİ TEDARİK ZİNCİR YATIRIMLARI İÇİN İYİ BİR BÖLGE" Uluslararası hukuk firması Baker & McKenzie'nin uluslararası ticaret ortağı Mattias Hedwall, bütüncül bakış açısıyla Baker & McKenzie müşterileri arasında Türkiye'nin, yeni tedarik zinciri yatırımları için iyi bir yer olarak görüldüğünü belirtti. Hedwall, "Benim düşüncem, tedarik zincirlerinin nerede ve nasıl kurulacağına dair daha stratejik değerlendirmeler göreceğimiz yönünde. Bu, vergi ve istihdam etkilerini, yer değiştirme maliyetlerini, personel için giriş-çıkış ve vize konularını, yatırımdan çıkış olanaklarını ve gelecekteki değişikliklere hızla uyum sağlamayı içerecektir." ifadelerini kullandı. Kovid-19 salgınının tedarik zincirindeki çeşitli sistem ve süreçlerin ani şiddetli stres ve değişime nasıl tepki verdiğini gözlemlemek için benzersiz bir durum sunduğunu ifade eden Hedwall, "Şu anda görülebilen şey, daha fazla tedarik zinciri inovasyonu için fırsatlar sunabilecek teknoloji ve sürdürülebilirlikteki gelişmeleri dikkate alan yapısal çözümleme analizlerinin hızlandırılmasıdır. Birçok şirket, hem daha uygun maliyetli hem de sürdürülebilir ve çevre dostu olabilecek, işler daha az kırılgan hale getiren tedarik zincirinin çeşitlendirilmesine yol açabilecek olan üretimi müşterilere daha yakın hale getiriyor. Bu eğilimleri anlayan ülkeler bundan çok faydalanacak." şeklinde konuştu. "TÜRKİYE, ÇEKİCİ BİR ÜRETİM MERKEZİ OLMA FIRSATINI YAKALAYABİLİR" PwC Türkiye Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri Şirket Ortağı Tolga Baloğlu da geçen yıllarda uluslararası şirketlerin, küresel tedarikleri için Uzak Doğu'ya odaklanarak düşük maliyetli üretim faktörleri, satışları artırmayı, avantajlı teşvikler elde etmeyi ve stratejik satın alma hedeflediklerini belirtti. Baloğlu, "Bu, küreselleşmeden bölgeselleşmeye geçişe yol açıyor. Türkiye, üretim çeşitliliği ve büyüyen pazarlara yakınlığı ile potansiyel merkez konumlarının ön sıralarında yer almaktadır." dedi. Türkiye'nin küresel rekabet gücünü geliştirerek potansiyelini artırabileceğini vurgulayan Baloğlu, "Türkiye, son zamanlarda makroekonomik alan ve ürün piyasası verimliliğinde düşüş gösterirken, teknoloji benimseme, altyapı ve iş gücü piyasasında ilerleme kaydetti. Makroekonomik ortam ve iş gücü piyasası, gelişim için potansiyeli en yüksek alanlardır. Bu alanlardaki iyileştirmelerle ve büyük pazar büyüklüğünden yararlanarak Türkiye, bölgesel bir üretim, ticaret ve lojistik merkezi için daha da çekici bir yer olma fırsatını yakalayabilir." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Fitch Ratings: Omicron dünyada büyümeyi etkileyecek

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, son zamanlarda dünyanın gündemini yerinden sarsan Omicron varyantının ekonomik olarak etkilerini ele aldı. OMICRON VARYANTININ POLİTİKA OLUŞTURMADA ZORLUK ÇIKARDIĞI BELİRTİLDİ Fitch Ratings, varyantın büyümeye yönelik riskleri ve politika oluşturma zorluklarını artırdığını bildirdi ve Omicron varyantının etkileri, bulaşıcılığı ve ciddiyeti hakkında daha fazla bilgi edinilene kadar ekonomik büyüme tahminlerine dahil edilmesi için çok erken olduğu belirtildi. Halihazırda 2020'nin ilk yarısında görülen büyük, senkronize bir küresel gerilemenin pek olası olmadığına inanıldığı kaydedilen açıklamada, ancak enflasyondaki artışın yeni varyantın etkili olması halinde makroekonomik tepkileri zorlaştıracağı ifade edildi. VARYANTIN KÜRESEL EKONOMİ İÇİN BİR RİSK OLDUĞU VURGULANDI Açıklamada, yayılmasını kontrol altına almak için önemli farmasötik olmayan müdahaleler gerektiren yeni bir varyant olasılığının küresel ekonomi için devam eden bir risk olduğu vurgulandı. Turizm ve uluslararası seyahat gibi sektörlerde salgın öncesi seviyelere dönüşün yeni varyant nedeniyle kesintiye uğrayacağı belirtilen açıklamada, mal tüketiminden hizmetlere dönüşün de yavaşlayabileceği bildirildi. Açıklamada, enflasyondaki son artışların Omicron varyantına yönelik herhangi bir politika tepkisini zorlaştıracağı vurgulanarak, "Merkez bankalarının yanıt olarak para politikası ayarlarının normalleşmesini geciktirmekten çekinebileceklerine inanıyoruz." değerlendirmesinde bulunuldu.

2 yıl önce

Fitch Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 10,5'e yükseltti

Fitch'ten yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkili olmaya başladığı 2020'de gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 1,8 arttığı anımsatılan açıklamada, ülke ekonomisinin 2021'de ise yüzde 10,5 büyümesinin tahmin edildiği aktarıldı. Fitch, eylül ayında yayımlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 9,2 büyüyeceğini öngörmüştü. Açıklamada, ülke ekonomisine ilişkin 2022 yılı büyüme tahmininin ise yüzde 3,5'ten yüzde 3,6'ya yükseltildiği kaydedildi. Türkiye'nin büyümesi emsallerine göre güçlü Türkiye'nin ekonomik büyümesinin, emsallerine göre güçlü olduğuna işaret edilen açıklamada, ancak ülkede kişi başına düşen milli gelirin dolar bazında 2013'ten bu yana düşüş eğiliminde olduğu ifade edildi. Türkiye'nin kredi notunun "BB-" olarak teyit edildiği belirtilen açıklamada, ülkenin kredi not görünümünün ise "durağan"dan "negatif"e çevrildiği kaydedildi.

2 yıl önce

Fitch Ratings: İstanbul, İzmir ve Antalya belediyeleri iflasın eşiğinde

CHP'li İstanbul, İzmir ve Antalya büyükşehir belediyelerinin borcu Fitch'in gündemine geldi. Ekrem İmamoğlu'nun Alman ve Fransızlardan aldığı borçlar ortaya çıkarken, Tunç Soyer'in skandallarıyla tükettiği İzmir'in borcunun 4 kat artarak 10 milyar lirayı aştığı da tescillendi. Fitch, dövizdeki dalgalanmanın borcunun büyük kısmı hedge edilmemiş aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi de bulunan, büyükşehir belediyelerinin sürdürebilir borçlarını olumsuz etkileyebileceği konusunda uyardı. Fitch Ratings, CHP'li İstanbul, İzmir ve Antalya belediyelerinin iflasın eşiğinde olduğunu duyurdu. Açıklama, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Alman ve Fransızlardan aldığı toplam 203 milyon Euro'luk kredileri akıllara getirdi. İSTANBUL, İZMİR VE ANTALYA'YA DİKKAT Bu ihtimalin baz senaryo olmadığını belirten Fitch, yayımladığı raporda büyükşehir belediyelerinin operasyonel dengelerinin sağlam kalmasını beklediklerini ve en çok etkilenecek belediyelerin toplam ortalama borç stoklarının yüzde 77'si dövizden oluşan ve hedge edilmemiş olan İstanbul, İzmir ve Antalya olduğunu belirtti. İMAMOĞLU, ALMAN VE FRANSIZLARDAN KREDİ ALMIŞTI İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı İmamoğlu, bugün Fransız Kalkınma Ajansından 93 milyon euro kredi almak için imza attı. Seçim öncesi belediyenin öz kaynaklar ile yönetileceğini söyleyen İmamoğlu, Alman Deutsche Bank'tan da 110 milyon euro kredi almıştı. BORÇ YÜKÜ TESCİLLENDİ İzmir Büyükşehir Beleiye başkanı Tunç Soyer'in kötü yönetimi sonucu ortaya çıkan mali kriz uluslararası raporlara da yansıdı. Hemen hemen her meclis toplantısında dış borçlanma için belediye meclisinden yetki isteyen Soyer'in kötü yönetimi Uluslararası Kredilendirme Kuruluşu Fitch'in raporlarına da girdi. BU SEFER UYARDI Geçmiş dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin dengeli mali yapısı konusunda olumlu görüşler veren Fitch bu sefer uyarıda bulundu.

2 yıl önce

CHP’li belediyeler borç batağında: Fitch Ratings iflas uyarısı yaptı

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in dikkat çektiği İstanbul, İzmir ve Antalya Büyükşehir Belediyelerinin borçları son iki yılda katlandı. CHP yönetimindeki 3 büyükşehir belediyesindeki iflas uyarısı sonrası gözler bu belediyelere çevrildi. Toplamda 62,2 milyar lirayı bulan 3 büyükşehir belediyesinin borç detayları ortaya çıktı. İstanbul ve İzmir’de 30 ay ay önce koltuğa oturan CHP’li başkanların 2,5 yılda borçları katlamaları dikkat çekiyor. İBB’NİN BORCU 43 MİLYAR LİRAYA ÇIKTI İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, CHP yönetiminin saplandığı borç batağını gözler önüne serdi. AK parti yönetiminin belediyeyi devrederken toplam borcun 28 milyar lira olduğunu söyleyen Göksu, “Şu anda toplam borç 43 milyar lira. Bu yıl planlanan programı gerçekleştirebilmek için İBB 16 milyardan daha fazla borç para bulmak zorunda. Bu yıl İBB’nin borç riski 73,1 milyar lira. 2022,2023 ve 2024 projeksiyonu tutulmuş bu planlamalara göre İstanbul Büyükşehir Belediyesine 93 milyarlık borç bırakıp gidecek. İBB 2021 yılında her gün günde 72,5 trilyon para harcamış” açıklamasında bulundu. İZMİR’İN BORCU 5’E KATLANDI CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin borcu ise Tunç Soyer döneminde Aziz Kocaoğlu dönemine göre 5 kat arttı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “12 milyar lira borcun yaklaşık yüzde 70’i döviz bazlı. Borçlandığı tarihten günümüze kadar süreci ele aldığımızda toplam 3 milyar civarında fazladan döviz farkı söz konusu diyebilirim. Bir önceki belediye başkanlığında dış borçlar vardı ama bu kadar yoğunlukta değldi. Önceki belediye başkanlığında yaklaşık 2,5 milyar lira borç vardı. Yaklaşık 5 katı kadar artmış bir borçtan bahsediyoruz. Hizmet anlamında, başlamış ve bitmiş bir proje yok. Yatırıma dönük ve hizmete açılmış bir proje yok. Bunlar kendi şehirlerinin geleceklerini karartan borçlanma yöntemleri" dedi. ANTALYA 30 AYDA 500 MİLYON TL ALDI CHP’li Muhittin Böcek yönetimindeki Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ise 2021 Mayıs itibarıyla toplam 7,2 milyar lira borcu var. 24 Kasım 2021 tarihi itibariyle toplam 242 milyon avro yurt dışı borcu bulunuyor. Döviz bazlı borçlardan kaynaklı meblağ 4 milyar 590 milyon liraya çıktı. CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi, belediye meclisinden aldığı yetkilerle son 30 ayda 500 milyon lira borçlandı. Borçları bütçelerini aşıyor Borçlu İstanbul, İzmir ve Antalya büyükşehir belediyelerinin toplam borcu bütçelerini aşıyor. İstanbul için bu yıl planlanan ve kabul edilen bütçe 43,6 milyar lira olurken, gelirinin 35,6 milyar lira olması dikkat çekiyor. İBB’nin toplam borcunun yıllık bütçesini geçmesi ise Fitch Ratings’in dikkat çektiği riskin gerekçesi oldu. İzmir’de ise bu yılın bütçesi 12,5 milyar lira olarak kabul edildi. Borcu kadar yıllık bütçesi olan belediyenin ödeme planı ise merak ediliyor. Antalya’da da 7,2 milyar liralık borç yıllık bütçeyi ikiye katlıyor. Antalya’da bu yılın bütçesi 3,5 milyar lira olarak kabul edildi.

1 yıl önce

Fitch, 2022 büyüme tahminini küresel ekonomi için düşürdü, Türkiye için yükseltti

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nun haziran sayısını "Sıkı Para Politikasının Dönüşü" başlığıyla yayımladı. Raporda, enflasyon ve kısıtlayıcı para politikasının dünya ekonomisinin büyüme hızını azaltacağı belirtildi. Küresel enflasyon baskılarının büyüme görünümü üzerinde giderek artan olumsuz etkilerle birlikte yoğunlaşmaya devam ettiğine işaret edilen raporda, Çin'deki son karantina önlemlerinin küresel imalat tedarik zinciri baskılarına katkıda bulunduğu kaydedildi. Raporda, Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan enerji ve gıda arzında yaşanan kesintilerin de Avrupa enflasyonunu beklenenden daha hızlı etkilediği aktarıldı. Fitch'in raporunda, enflasyon baskılarının özellikle sıkı iş gücü piyasalarının nominal ücret artışını desteklediği ABD ve İngiltere'de hizmet sektöründe de arttığı belirtildi. ABD VE AVRO BÖLGESİ BÜYÜME TAHMİNLERİAŞAĞI YÖNLÜ REVİZE EDİLDİ Küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerinin düşürüldüğü raporda, dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,9, 2023 ve 2024'te yüzde 2,7'şer büyümesinin beklendiği kaydedildi. Fitch, mart ayında açıkladığı tahminlerinde küresel ekonominin 2022'de yüzde 3,5 ve 2023'te yüzde 2,8 büyüyeceğini öngörmüştü. ABD ekonomisinin 2022 yılı büyüme tahmininin yüzde 3,5'ten yüzde 2,9'a çekildiği belirtilen raporda, ülkenin 2023 yılı büyüme beklentisinin ise yüzde 1,6'dan yüzde 1,5'e indirildiği aktarıldı. ABD'nin 2024 yılı büyüme beklentisinin ise yüzde 1,3 olduğu bildirildi. Raporda, Avro Bölgesi ekonomisinin 2022 yılı büyüme tahminin de yüzde 3'ten yüzde 2,6'ya indirildiği, 2023 yılı büyüme tahminin ise 2,3'ten yüzde 2,1'e düşürüldüğü kaydedildi. Avro Bölgesi ekonomisinin 2024 yılı büyüme beklentisinin ise yüzde 2,1 olarak belirlendiği aktarıldı. EN BÜYÜK REVİZYON ÇİN EKONOMİSİNDE "Sıfır Covid-19" politikası kapsamında Şanghay'da alınan karantina önlemlerinin Çin ekonomisinin büyüme hızının düşmesine neden olacağına işaret edilen raporda, en büyük revizyonun Çin ekonomisine ilişkin tahminlerde yapıldığı belirtildi. Raporda, Çin ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahminin yüzde 4,8'den yüzde 3,7'ye düşürüldüğü, 2023 yılı beklentisinin ise yüzde 5,1'den yüzde 5,3'e çıkarıldığı aktarıldı. Çin ekonomisinin 2024'te ise yüzde 5 büyümesinin öngörüldüğü kaydedildi. TÜRKİYE'NIN 2022 YILI BÜYÜME TAHMİNİ YÜKSELTİLDİ Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerin de yer aldığı raporda, ülke ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde beklenenden çok daha iyi performans gösterdiği bildirildi. Raporda, ithalat ihracata kıyasla hızlı düşüş gösterirken yatırımların ek destek sağladığı, net ticaretten gelen artışın büyümeye yardımcı olduğu ifade edildi. Kredi derecelendirme kuruluşunun raporunda, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4,5, 2023'te yüzde 3 ve 2024'te yüzde 2,9 büyümesinin beklendiği kaydedildi. Fitch, daha önce Türkiye'nin bu yıl yüzde 2,4 ve 2023'te yüzde 3,2 büyüyeceğini öngörmüştü. MERKEZ BANKALARI ENFLASYONA YANIT VERMEK ZORUNDA KALIYOR Raporda, dünya genelinde enflasyon zorluklarının belirgin hale geldiği ve merkez bankalarının yanıt vermek zorunda kaldığı ifade edildi. Ücret-fiyat dinamikleri geliştikçe ve fiyat beklentileri yükseldikçe enflasyonun kalıcı hale gelme riskinin belirgin olduğuna dikkat çekilen raporda, ücret enflasyonunun yüksek olduğu ABD ve İngiltere'de iş gücü piyasalarının çok sıkı olduğu aktarıldı. Raporda, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz oranlarını bu yılın son çeyreğine kadar yüzde 3'e ve 2023'ün ilk çeyreğine kadar yüzde 3,5'e yükseltmesinin beklendiği belirtildi. Rusya'nın Almanya ve İtalya'ya yaptığı tüm doğal gaz akışının aniden durması riskinin ise şimdilik önlendiğine işaret edilen raporda, ancak çatışma sürerken bu riskin yüksek kalmaya devam ettiği kaydedildi. Raporda, "Riskler o kadar yüksek ki böyle bir senaryoda Avro Bölgesi'nin resesyondan kaçınacağından şüpheliyiz." değerlendirmesi yer aldı.

1 2 3