20 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye'yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmalıyız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde 18. MÜSİAD EXPO Fuarı'nda açıklamalarda bulundu. "Milletimizin geleceğe güvenle bakabilmesi için bugün almamız gereken tedbirler neyse onları hayata geçirmekten kaçınmıyoruz. Gerekirse şu aşamada bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin de farkındayız." diyen Erdoğan, "Türkiye'yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmamız şarttır." diye konuştu

3 yıl önce

Hazine ve Maliye Bakanı Elvan'dan enflasyon açıklaması: 'Tüm gücümüzle çalışıyoruz'

Bakan Elvan, "Enflasyonist beklentilerin iyi yönetilmesi ve fiyat istikrarının tesisi için, para ve maliye politikası araçlarımızı eşgüdüm içinde kullanacağız." dedi

2 yıl önce

Ümitcan Uygun ve ağabeyi hakkında flaş karar!

Ankara Mamak’taki evinde Esra Hankulu’nun şüpheli ölümünün ardından sürdürülen soruşturmada gözaltına alınan Ümitcan Uygun, Dilan C. ve Furkan G., iki günlük sorgularının ardından dün adliyeye sevk edildi.   Uygun, Emniyet’teki ifadesinde, 2 Ağustos’ta saat 21.30 sıralarında Esra Hankulu’nun “Furkan ve Dilan var, oturuyoruz geliyor musun” diyerek mesaj attığını kendisinin de “Biraz işlerim var haberleşiriz” yanıtını verdiğini belirterek özetle şu iddialarda bulundu: “Esra bana ‘Üzerime gelme zaten ilaçlıyım’ dedi. Ben de ‘Furkan sana ilaç mı veriyor’ dedim. Doğum günümde cezaevinde olduğumdan pasta yaptırmış, ben de yanlarına gittim. Salonda otururken Esra kendini kasmaya başladı. 'BU KIZ NEFES ALMIYOR' Şaka yapıyor diye müdahale etmedik. 03.00 sıralarında yatak odasına geçtik. Esra titremeye başladı. Furkan ve Dilan’a seslendim. Banyoya götürdük. Soğuk suyla yıkadık. Boğazına parmağımı soktum, kusturamadım. Yarı baygın kendine geldi. Tuzlu ayran içirdik, kusmaya başladı. Yatak odasına geçtik. Titremesi devam ediyordu. 10-15 dakika sonra uyudu. Saat 10.15’de avukatım ‘Adliyede bekliyorum ifaden var’ diye aradı. Ben çıkarken, uyanıktı. Saat 14.30 sıralarında Furkan ‘Bu kız nefes almıyor, morarmış’ diye aradı. ‘Kalbi atıyor mu diye bak’ dedim. Furkan da ‘Yok abi atmıyor’ dedi. Saat 18.30’da babam ve abim Erol’la, abimin evine gidip güvercin uçurduk sonra evime gittim. Polisler gelip beni aldı. 'ÜMİTCAN 'BENİ KARIŞTIRMAYIN' DEDİ' Dilan C. ise “Beraber alkol aldığımız sırada Esra fenalaştı. ‘Ne oldu?’ diye sorduğumuzda Ümitcan bize ‘Ne olduğunu sorup durmayın’ dedi. Birlikte banyoya geçtik, Esra’yı suya tuttuk, kendine geldi. Öğleye doğru odasına gittim. Esra’ya seslendim ama uyanmadı. Furkan’a söyledim, sağlık ekiplerini aradık. Aradığımızda Ümitcan ‘Bir sıkıntı olursa beni söylemeyin’ dedi” diye ifade verdi. Furkan G. de ifadesinde Uygun’un “Ambulansı arayın beni karıştırmayın” dediğini anlattı. Uygun ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklanırken, Furkan G. ile Dilan C. adli kontrolle serbest kaldı. Sosyal medyada devleti aşağılayan paylaşımlar yapan Ümitcan Uygun’un ağabeyi Erol Uygun da dün gece gözaltına alındı. ESRA'NIN HİKAYESİ YÜREK BURKTU Öte yandan günlerdir Türkiye'nin konuştuğu Esra Hankulu baba ocağı Çankırı'nın Alıca Köyü'nde defnedildi. Esra'nın babasını 1 yaşında kaybettiği de ortaya çıktı. Ankara Gölbaşı Belediyesi'nde çalışan baba Ahmet Hankulu'nun (25) Şubat 1997'de Moğan Gölü'ne düştüğü, cansız bedenine 3 ay sonra ulaşılabildiği öğrenildi. Babasıyla aynı yaşta hayatını kaybeden Esra, baba hasretiyle büyüdü. Zira ölümünden bir gün önce babasının mezarına gitmek için arkadaşları Fırat G. ile Dilan C.'yi evine çağırmıştı. Sosyal medyada ise babasının fotoğrafını paylaşarak onu çok sevdiğini ve özlediğini dile getirmişti. O gece evde Ümitcan Uygun da vardı. Baba ocağında son yolculuğa uğurlanan genç kızın cenazesi baba Ahmet Hankulu'nun başucuna gömülürken ve mezarın başına ise gelin duvağı asıldı. Esra Hankulu, 5 yıl önce Çankırı'da severek nişanlandığı, evlilik hazırlığı yaptığı sevdiğini de trafik kazasında kaybetti. Esra'nın amcası ve yengesi yürek yakan detaylar anlattı. Sabah gazetesinin haberine göre, amca Kazım Hankulu, "Kardeşim öldüğünde 25 yaşındaydı. Esra 1 yaşında çocuktu. O dönem çok acılar çektik. İçimiz yandı. Şimdi de yeğenimi kaybettim. Aynı acıyı tekrar yaşadık. Ölürsem babamın yanına gömün derdi. Sürekli bir baba hasreti yaşadı." diye konuştu. Amcası, "Olayın takipçisi olacağım. Sonuna kadar mücadelemiz devam edecek" dedi. Yenge Turçihan Hankulu ise, "Tertemiz bir kızdı. Çok akıllıydı. Baba özlemi ile yanar tutuşurdu. Ne olduysa 2-3 yıl içinde çevresi ve tanıştığı kişiler yüzünden oldu. Annesinden ayrı yaşıyordu." bilgisini verdi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "En kısa sürede enflasyonu kontrol altına alarak raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Ecdanın bize miras bıraktığı bu köklü kurumla iftihar ediyoruz. UNESCO'ya verdiğimiz dosyamızı Azerbaycan ve İran ile birlikte hazırladık. 2021 senesini Ahi Evran yılı olarak ilan ettik. Kardeşlerim ecdadımız dünyada Fetih kabiliyeti yanında devlet kurma kabiliyetiyle de maruftur. Bu devletler sadece kılıçla kurulmadı. Ahi Evran'ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Kadıları, ustaları, kalfaları, çırakları ile devleti erkanını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle etmiştir. Ahiliğin düsturları her çağda ve şartta geçerli kılan, onun özü ve fıtratıyla insanlığı merkezine almasıdır. Bugün adına toplam kalite yönetimi denen yaklaşımlar, ahilerimiz tarafından asırlardır zaten uygulanmaktadır. Ahiliğin sosyal yönü üreticiyle satıcı arasında olduğu kadar zengin ile fakir arasında kurduğu dengedir.  İnsanlığın bugün geldiği nokta, teknoloji ve bilimde kat edilen mesafe böyle bir birikimin neticesidir. Asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Yahya Kemal'in deyimiyle kökleri mazide olan ati olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak sonra herkese hatırlatmaktır. Hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Biz hep bu anlayışla hareket ettik, ediyoruz. İşte bunun için 2023 hedefleri diyoruz, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu diyoruz. "ESNAFIMIZI, BUGÜNÜMÜZ VE YARINIMIZIN MANEVİ TEMİNATI OLARAK GÖRÜYORUZ" Ahi olabilmek için öncelikle çalışmak, bir meslek sahibi olmak gerekir. Ahi Evran'ın da deri ustası olduğu riayet ediliyor. Bir ahinin tezgahı halka olduğu kadar Hakka hizmet yeridir. Mesela demiri döven bir zanaatkar o demirle birlikte nefsini de terbiye eder. Sizler böyle bir geleneğin önümüzdeki temsilcilerisiniz. Esnaf sadece alan, satan, ticaret yapan bir meslek değildir. Esnaf aynı zamanda o muhitin gözü, kulağı, yol göstericisidir. Türkiye'de ailesinde esnaf olmayan neredeyse kimseyi bulamazsınız. Bugünkü büyük şirketlerimizin hemen hepsinin de hikayesi küçük bir dükkandan, atölyeden başlar. Esnafımızı, milletimizin emaneti, bugünümüz ve yarınımızın manevi teminatı olarak görüyoruz. Kapısı 72 millete açık olan esnafın olduğu yerde din, dil, ırk ayrımı olmaz. Usta çırak ilişkisiyle kazanılan kabiliyetler, aynı zamanda gençlere vatan ve millet sevgilisi, saygıyı, dürüstlüğü de öğretir. Devirler geçse de dünya değişse de değişmeyecek olan bizim birliğimiz, kardeşliğimizdir. Bu millet ne imtihanlardan geçti. Son 8 yılda yaşadıklarımız bile bir ibret vesikasıdır. Kardeşliğimiz sayesinde, milletimizin desteği, tüm bunlarla beraber hepsinin üstesinden geldik. Bundan sonra da aynı şekilde büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını birlikte gerçekleştireceğiz. KORONAVİRÜS DÖNEMİNDEKİ DESTEKLER 2 yıldır dünyayı sarsan, her ülkeye ağır darbeler vuran bir salgınla mücadele veriyoruz. Bu salgın bizi de etkiledi. Kaybettiğimiz her vatandaşımızla birlikte yüreğimize ateş düşüyor, canımız yanıyor. Ülkemizde vakaların görülmeye başladığı günlerden itibaren salgının esnafımız üstündeki yükünü azaltmak için tedbirler aldık. Halkbank vasıtasıyla işletme kredisi ve ticari kredi kartı desteklerini hayata geçirdik. 760 bin esnafımız yaklaşık 19 milyar TL faiz indirimi kredisi kullandı. 2020 yılı içinde toplam kullanılan kredi miktarı 43 milyar TL'ye ulaştı. Ağustos sonu itibariyle 2021 yılında ise 140 bin esnaf ve sanatkara 17 milyar TL kredi temin ettik. Salgın nedeniyle iş yapamayan esnafımızın kredi sicillerine mücbir sebep kaydı düşülmesine imkan sağladık. Kredilerden yararlanma şartlarını kolaylaştırdık. Gelir kaybı desteği başlığı altında 5 milyar TL'nin üstünde hibe desteği verdik. Toplamda 4.3 milyar TL'nin üzerinde ödeme yaptık. İcra ve haciz takip işlemlerini durdurduk. Yıllık gelir vergisi, beyanname verilme ve ödeme süresini uzatıp SGK prim ödemelerini erteledik. KDV oranlarını asgari düzeye indirdik. Tezgahını açık tutmanızı sağlamak için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Ülkemizde kökünü bir türlü kurutamadığımız endişe havasını yaymak için uğraşsa da sizler bu samimi adımlarımızı biliyorsunuz. Hamdolsun, gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadığı dönemde biz kayıplarımızı kısa sürede telafi ederek yolumuza devam ediyoruz. Sıkıntılarımız, sorunlarımız, dertlerimiz yok mu? Elbette var ama hiçbiri üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değildir. Ekonomideki son gelişmeleri sizler de görüyorsunuz. Dünyanın en yüksek büyüme rakamlarına biz ulaştık. İhracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdam salgın dönemi öncesinin dahi üstüne çıktı. "ENFLASYONU KONTROL ALTINA ALARAK FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARININ ÖNÜNE GEÇECEĞİZ" Bu başarıları yakaladığımıza özellikle dikkat çekmek istiyorum. Hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıları da biliyoruz. Fırsatçılarla mücadele etmek suretiyle enflasyonu kontrol altına alarak fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz. Her sorunumuz kendiliğinden çözüm yoluna girecektir.  "ŞEKER PANCARI ALIM FİYATI TON BAŞINA 420 LİRADIR" 2021 alım fiyatlarını da açıklamak istiyorum. Geçtiğimiz yıl 23 milyon tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştık. Bu yıl da bereketli bir yıl geçireceğimize inanıyorum. Bu yılki şeker pancarı alım fiyatımız ton başına 420 liradır. Yüzde 25'lik bir artışı ifade eden şeker pancarı alım fiyatının ülkemize ve çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.

2 yıl önce

Enflasyon rakamları belli oldu

Yıllık en düşük artış %1,80 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla, %4,99 ile haberleşme, %7,32 ile giyim ve ayakkabı ve %12,45 ile eğlence ve kültür oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, %28,79 ile gıda ve alkolsüz içecekler, %23,27 ile ev eşyası ve %23,27 ile lokanta ve oteller oldu. Aylık TÜFE'ye göre 7 ana grup daha düşük, 5 ana grup daha yüksek değişim gösterdi Aylık düşüş gösteren tek ana grup %0,16 ile giyim ve ayakkabı oldu. Ana harcama grupları itibarıyla 2021 yılı Eylül ayında en az artış gösteren ana gruplar %0,05 ile alkollü içecekler ve tütün, %0,47 ile haberleşme ve %0,50 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Buna karşılık, 2021 yılı Eylül ayında artışın yüksek olduğu gruplar ise sırasıyla, %5,15 ile eğitim, %3,33 ile ev eşyası ve %2,34 ile konut oldu. Eylül 2021'de, endekste kapsanan 415 maddeden, 51 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 46 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 318 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %18,63, aylık %1,50 arttı İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'de 2021 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %1,50, bir önceki yılın Aralık ayına göre %12,65, bir önceki yılın aynı ayına göre %18,63 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,72 artış gerçekleşti.

2 yıl önce

Şahap Kavcıoğlu: Enflasyondaki yükseliş, geçici faktörlerden kaynaklanıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sunum yaptı. Kavcıoğlu, komisyonda bankanın faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulundu. ENFLASYON VE REZERVLER Şahap Kavcıoğlu, ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin iki önemli açıklama yaptı. Yüzde 20 seviyesine yaklaşan enflasyona dair konuşan Kavcıoğlu, "Enflasyondaki yükseliş, geçici faktörlerden kaynaklanıyor." dedi. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, rezervlere ilişkin ise "Bu hafta açıklanacak rezerv rakamımız 123,5 milyar dolar seviyesine yükselmiştir." ifadesini kullandı. REZERV BİRİKİMİ DEVAM EDECEK Kavcıoğlu, gelecek dönemde Merkez Bankası olarak para politikasının aktarım mekanizmasını kuvvetlendirmek amacıyla rezerv birikiminin devamını amaçladıklarını söyledi. "CARİ İŞLEMLER HESABININ FAZLA VERMESİ BEKLENİYOR" TCMB başkanı, "İhracattaki güçlü artış eğilimi, aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizmi canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir." diye konuştu.

2 yıl önce

Ümitcan Uygun soruşturmasında flaş gelişme: Esra Hankulu'nun ölüm nedeni belli oldu

Esra Hankulu'nun evde ölü bulunmasıyla ilgili Ümitcan Uygun'un tutuklandığı soruşturma kapsamında adli tıp kurumu raporunda Hankulu'nun kült kafa travması sonrası meydana gelen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği belirtildi

2 yıl önce

Elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütü soruşturmasında flaş gelişme: 92 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı

İddianamede, suç örgütü lideri olan Sedat Peker'in Çekmeköy'de 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Peker'in, ayrıca "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da toplam 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 30 kişi mağdur, Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de silahlı saldırı sonucu öldürülen Cahit Çetin ise maktul olarak yer aldı. İddianamede, 26'sı tutuklu 92 şüpheliden Sedat Peker'in örgüt lideri, 9 şüphelinin örgüt yöneticisi, 82 şüphelinin bir kısmının örgüt üyesi, bir kısmının da örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler olduğu belirtildi. İddianamede, suç örgütü lideri Sedat Peker'in Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Sedat Peker'in ayrıca 19 ayrı eylemde birçok müştekiye karşı "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme" suçundan 250 yıldan 360 yıla kadar, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, 3 mağdura yönelik "tefecilik" suçundan 6 yıldan 18 yıla, 2 kişiye karşı silahla kasten yaralama" suçundan da 1 yıl 8 aydan 4 yıl 2 aya kadar olmak üzere toplamda 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede, örgüt yöneticisi olan 9 şüphelinin "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar, örgüt üyesi 46 şüphelinin "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma" suçundan 2 yıl 6 aydan, 6'şar yıla kadar hapsi istenen iddianamede, 22 şüphelinin de "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan ikişer yıldan, dörder yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer şüphelilerinden de çeşitli suçlardan cezalandırılması talep edildi. Öte yandan iddianamede, örgüt yöneticisi, üyesi ve örgüt adına suç işleyen şüphelilerin, ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme", "var olan suç örgütün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da değişik oranlarda hapisle cezalandırılmaları öngörüldü. "Baba, abi, reis ağa" gibi unvanlarla suç örgütü yapılanması içerisine girdiler Hazırlanan iddianamede, ülkenin siyasi ve ekonomik yapısının değişimi ile paralel bir seyir izleyerek ekonomik sıkıntıların arttığı dönemlerde taşrada "eşkıya", şehirde ise "kabadayı" olarak bilinen bir kısım şahısların devlet kontrolünün zor olduğu alanlarda kendi çıkarlarına uygun bir şekilde kimi zaman kaba kuvvet, kimi zaman da silahlı baskı ve korku yaratarak çıkar elde etmeye başladıkları anlatıldı. Bu şekilde elde edilen maddi çıkarların bir kısmını göstermelik yardımlar yaparak halkın gözünde sempati kazanmaya çalıştıkları aktarılan iddianamede, bu kapsamda 1970 ve 1980'li yıllarda meydana gelen siyasi değişikliklerden kaynaklı eşkıya ve kabadayı olarak isim yapan şahısların etraflarındaki adamlarının artmasıyla toplum içerisinde ciddi korkuların oluşmaya başladığı bilgisi verildi. İddianamede, bu korkuların giderek bu şahıslara toplum nezdinde saygıya dönüştüğü vurgulanarak, toplum içerisinde bu şahısların "baba, abi, reis ağa" gibi unvanlar alarak hemşehrilik ve akrabalık ilişkilerinden kaynaklı etrafına topladığı adamlar ile birlikte kamuoyunda mafya olarak bilinen çıkar amaçlı suç örgütü yapılanması içerisine girdikleri anlatıldı. Bu şahısların suç örgütü haline gelmesinden sonra devletin ve kanun koyucunun yerine kendilerini koyarak hem ceza kesen ve hem de adalet dağıtan bir görünüme kavuşup, bu sayede maddi menfaatlerini arttırma çabası içerisinde oldukları kaydedilen iddianamede, legal veya illegal iş sahibi olan bir kısım işletme sahiplerini koruma adı altında haraca bağlayarak maddi menfaat temin ettikleri, çek-senet tahsilatı yaptıkları ve bu şekilde toplumda korkutucu güç olarak maddi menfaat elde etmeye çalıştıkları bilgisi verildi. Sedat Peker bugüne nasıl geldi? İddianamede, Sedat Peker'in 1990'lı yıllarda mafya oluşumu içerisinde yer aldığı, bu oluşum içerisinde beraberindeki şahıslar ile birlikte işlediği bir kısım suçlardan dolayı 1997 ve 1998 yıllarında hakkında soruşturma başlatıldığı, ülke çapında aranması bulunan Sedat Peker'in Romanya'ya kaçtığı, 7 ay sonra teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos 1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildiği ve Bayrampaşa cezaevine konulduğu hatırlatıldı. Peker'in bu dönemde hakkında çıkan haberler ile adından çok fazla söz ettirdiği kaydedilen iddianamede, cezaevindeki lüks yaşamının gazetelere manşet olduğu, hakkında açılan davanın sonuçlanması neticesinde yanındaki 12 adamı ile birlikte "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve değişik suçlardan yargılaması tamamlanarak cezaevinde geçirdiği sürelerde dikkate alınarak 24 Mayıs 1999'da tahliye edildiği aktarıldı. İddianamede, Sedat Peker'in cezaevinden çıkınca suç örgütündeki kişi sayısını arttırmaya çalıştığı, 2002 yılında vermiş olduğu davet ve karıştığı olaylar, 2001 yılında 14 yaşındaki bir çocuğu istismar eden pilavcıya kendi usulünce ceza vermesi şeklinde yaptığı olaylar nedeniyle medyada sık sık yer almaya başladığı ve bu şekilde kendisini halk nezdinde daha fazla tanıttığı, ayrıca siyasi düşünceleri ve yaptığı konuşmaları ile bir kısım vatandaşlar üzerinde sempati oluşturduğu kaydedildi. Peker'in, cezaevinden çıktıktan bir kaç yıl sonra "www.öztürkler.com" isimli web sitesini kurarak dünyadaki Türkleri bir araya getirme projesini hayata geçirdiği ve bu projenin açılışına değişik mesleklerden ün yapmış kişileri davet ederek kendisini ve yapılanmasının daha çok tanınmasını sağladığı aktarılan iddianamede, Peker'in ayrıca lüks yaşamı, etrafındaki koruma sayısının fazlalığı ile kendisini her zaman gündemde tutmaya ve çevresindeki insanların sempatisini kazanmaya çalıştığı ifade edildi. Villası silahlarla donatılmış İddianamede, Sedat Peker suç örgütünün bu şekilde kurularak ülkede büyümeye başladığı, "silahlı tehdit", "adam kaçırma" ve "örgüt kapsamında korku-baskı oluşturarak kişi veya firmaların mal varlığına çökmek suretiyle yağma" ve benzeri eylemler neticesinde büyük meblağlarda maddi çıkar elde ettiği vurguladı. Sedat Peker suç örgütünün, medyayı da sık ve etkili kullanarak örgütün korkutucu gücünü kullanıp bir kısım insanları tehdit ederek hem etkinliğini arttırmaya çalıştığı ve hem de genç kesime yönelik sempati kazanma çabaları içerisinde olduğu ifade edilen iddianamede, bu örgütün eylemlerinin bizzat örgüt lideri olan Sedat Peker tarafından yapılmadığı, kendisinin özellikle bu konuda hassasiyet göstererek eylemleri hiyerarşik yapıda yer alan örgüt üyelerine yaptırarak kendisinin hukuksal bir problem yaşamasından sürekli kaçındığı anlatıldı. İddianamede, ancak Peker'in yapılacak eylemleri bizzat kendisi belirleyerek talimat vermek ve azmettirmek suretiyle gerçekleştirdiği, bazı mağdurları İstanbul Beykoz'da bulunan ve ailesi ile birlikte yaşadığı villasına getirterek burada bu kişiler üzerinde korku ve baskı uygulayarak amacına ulaşmaya çalıştığı bildirildi. Örgüt elebaşı olan Sedat Peker'in ikamet ettiği söz konusu villanın çeşitli silahlar ile donatılmış çok sayıda korumalar ile korunduğu açıklanan iddianamede, villanın bulunduğu tüm sokak giriş ve çıkışlarının kameralar, güvenlik görevlileri ve uzaktan kumandalı bariyerler ile kontrol edildiği, bu şekilde güvenlik tedbirleri alınan villanın örgütün görüşmeler, toplantılar ve örgüt faaliyetleri için kullanıldığı kaydedildi. Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere Anadolu Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 15 16