19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Fransa'da aşırı sağcı adaydan şok sözler: 'Müslüman isimlerini yasaklayacağım'

Gelecek yılki Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Emmanuel Macron'la karşı karşıya gelmesi beklenen ırkçı televizyon yorumcusu, politikacılara adil yayın süresi tahsis edilmesini gerektiren kurallar uyarınca düzenli sağcı talk show programından çıkarıldı. 2022 seçim kampanyası hızlanırken, göçmen karşıtı bir yazar olmasının yanı sıra, iki kez ırkçı veya dini provokasyonla suçlanan ve iki kez mahkum edilen bir polemikçi olan Eric Zemmour, Macron'a karşı durma niyetiyle ilgili ağır ipuçlarından sonra son haftalarda medyanın ilgi odağı oldu. Sağcı iş adamı Vincent Bolloré tarafından kontrol edilen ve ABD'de Fox News'a benzetilen bir TV kanalı olan CNews, Pazartesi günü, Zemmour'u haftada dört gece yayınladığı programlardan çıkardığını söyledi. Eric Zemmour, her fırsatta İslam ve Müslümanları hedef alan çıkışlarıyla tanınıyor. Konuk olarak katıldığı bir programda konuşan Zemmour, seçilirse özellikle Müslüman isimlerinin yasaklanması için sıkı önlemler alacağını söyledi. Irkçı söylemleriyle büyük tepki çeken bulunan Zemmour, "Müslümanların yeni doğan çocuklarına Muhammed ismini vermelerini yasaklayacağız" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Fransa'da aşırı sağcı derginin farklı etnik kökenden bebekleri kullandığı ırkçı kapak tepki topladı: Rezil, İslamofobik paçavra

Aylık yayımlanan Causeur dergisi, eylül sayısının kapağında, farklı etnik kökenleri yansıtan 5 erkek bebeğin fotoğrafını kullandı. Fotoğrafın üstünde "Gülün, iyi yer kaptınız" ifadeleri yer alırken, alt tarafta ise derginin bu ayki konusunun, Fransa'nın nüfus değişimi olduğunu anlatan "Limoges'dan Nimes'e. Belge ve rakamlarla Fransa'nın yeni demografisi" yazısı kullanıldı. Dergi, "İyi yer kaptınız (Vous etes grand-remplaces)" ifadesiyle, ırkçı, yabancı düşmanı, aşırı sağcı yazar Renaud Camus'un, Fransız ve Avrupa nüfusunun yerini yakın gelecekte öncelikle siyahi Afrika ile Kuzey Afrika kökenlilerden oluşan Avrupalı olmayan bir nüfusa bırakacağına dair "Büyük İkame (Grand Remplacement)" adlı komplo teorisine atıfta bulundu. Bakan Moreno'dan "rezil" nitelemesi Kadın-Erkek Eşitliğinden Sorumlu Bakan Elisabeth Moreno, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Causeur dergisinin kapağını "rezil" olarak niteledi ve "Büyük İkame" adlı komplo teorisinin kökeninde katıksız bir ırkçılığın yattığını vurguladı. Moreno, bakanlıklar arası ırkçılık ve antisemitizm karşıtı delegasyonun, derginin yayınıyla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. İktidardaki Cumhuriyet Yürüyüşü (LREM) partisinden Christophe Castaner ise Causeur dergisinin çocukları hedef alan bir ırkçılığı kapağına taşıdığına dikkati çekerek, tüm çocukların aynı haklarla doğduğu ve ayrımcılığın her zaman suç olacağı bir Fransa'yı savunmaktan gurur duyduğunu kaydetti. "İslamofobik paçavra" Cumhurbaşkanı adayı Sandrine Rousseau'nun sözcüsü Thomas Portes de derginin kapağını "aşağılık" olarak yorumladı ve bu ırkçı yayın için Causeur'e derhal bir yaptırım uygulanması gerektiğini aktardı. Gazeteci Aude Lancelin ise "İslamofobik paçavra" olarak nitelediği Causeur dergisinin, bebekleri yeterince beyaz görmeyerek, ırkçılığı katladığının altını çizdi. Causeur dergisinin genel yayın yönetmeni Fransız feminist gazeteci Elisabeth Levy, Ekim 2020'de, Fransa'daki başörtüsü tartışmalarına katılarak, başörtüsünün, Fransa'nın düşmanlarının üniforması olduğunu ileri sürmüş, ülkedeki başörtülü Müslümanların, 16 Ekim 2020'de başı kesilerek öldürülen öğretmenin anısına saygı için birkaç günlüğüne başörtülerini çıkartabileceğini söylemişti.

2 yıl önce

Fransa'da 'ayrılıkçı' yasa ile kıyıma devam ediliyor: Denetlenen 89 caminin 3'te 1'i kapatıldı

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, "ayrılıkçı" yasası yürürlüğe girmeden önce ülkede "aşırıcıların" bulunduğu 650 yerin kapatıldığı ve 24 bin yerin polis tarafından denetlendiğini belirtti. Kasım 2020'den bu yana "radikalleştiği" iddiasıyla 89 camide yapılan denetlemelerin sonucunda 3'te 1'inin kapatıldığını ifade eden Darmanin, Sarthe, Meurthe-et-Moselle, Cote-d’Or, Rhone ve Gard bölgelerinde 6 caminin daha kapatılması için işlemlerin başlatıldığını aktardı. Darmanin, Strazburg'da İslam Toplumu Milli Görüşüne (IGMG) bağlı Eyüp Sultan Camisinin inşasına, belediyenin iznine rağmen karşı çıktıklarını kaydetti. Bugüne kadar Müslümanlara ait ve "siyasal İslam" çizgisinde olduğu iddiasıyla 5 derneğin kapatıldığı bilgisini paylaşan Darmanin, "ayrılıkçı" yasasının bundan daha fazlasını yapmalarına imkan verdiğini, 4'ü ekimde olmak üzere toplamda 10 derneğin daha kapatılacağını belirtti. Darmanin, "ayrılıkçı" olduğu iddiasıyla 205 derneğin banka hesabına el konulduğu ve 2 imamın sınır dışı edildiği bilgisini paylaştı. "Bize terörü dayatmak isteyenlere terörü yayıyoruz." ifadesini kullanan Darmanin, 2023'ten itibaren ülkeye yurt dışından din görevlisinin gelemeyeceğini, burada bulunanların oturum izinlerinin yenilenmemesi için valilere talimat verdiğini kaydetti. Darmanin, ülkede uyuşturucu kaçakçılığı ve aile içi şiddet gibi nedenlerle ceza alan kişilerin oturum kartlarının yenilenmesini kabul etmediklerini belirtti. Cezayir, Tunus ve Fas vatandaşlarına verilen vize sayısında ciddi seviyede sınırlama getirdiklerini ifade eden Darmanin, bu ülkelerin Fransa'nın sınır dışı ettiği kişileri geri kabul etmelerini sağlamak için bu yola başvurduklarını dile getirdi. Fransa, ağustosta yürürlüğe giren "ayrılıkçı" yasasıyla Müslümanların hayatına müdahale ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Yasa ile ele alınan başlıca konular arasında, kamu hizmetinde tarafsızlık ve cumhuriyet değerleri ile prensiplerine uygunluk, çok eşlilik ve zorla evlendirme, uzaktan eğitimin kısıtlanması, özel okulların durumunun gözden geçirilmesi, derneklerin hem faaliyet hem finansal anlamda denetlenebilir olması yer alıyor.

2 yıl önce

Fransa’dan İngiltere’ye tehdit: Sabrımızın sınırı var elektriği keseriz

Fransa’nın Avrupa Birliği İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune, Fransız basınına verdiği demetçe, İngiltere’nin Brexit sonrası erişim anlaşması kapsamında Fransız tekneleri tarafından talep edilen tüm balıkçılık lisanslarını vermeyi reddetmesine seyirci kalınmayacağını belirtti. SABRIMIZIN SINIRI VAR İngiltere’ye balıkçılık hakları konusunda baskı yapılacağını söyleyen Beaune, "Sabrımızın bir sınırı var, 9 aydır sakin ve güzel bir şekilde pazarlık ettik ama bu kadar yeter. Önümüzdeki günlerde İngiltere üzerinde Avrupa veya ulusal düzeyde baskı önlemleri alacağız" dedi. 'ELEKTRİĞİ KESERİZ' UYARISI Fransa’nın Manş Adaları’ndaki elektrik kaynağını kesebileceği konusunda İngiltere’ye uyarıda bulunan Beaune, İngiltere’nin Manş Adaları’ndan enerji tedariki için Fransa’ya bağlı olduğunu ifade etti. Bakan Beaune, İngiltere hükümetine atıfta bulunarak, "Tek başına yaşayabileceklerini düşünüyorlar, dahası Avrupa’ya saldırıyorlar ve bu işe yaramadığı için hem riskler artıyor hem de saldırganlaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Aynı tehdit Fransa Denizcilik Bakanı Girardin’den de gelmişti Fransa Denizcilik Bakanı Annick Girardin de daha önce, ülkesinin yüzde 95’i Fransa’dan su altı kablolarıyla sağlanan Jersey’nin elektrik arzını kesme tehdidinde bulunmuştu. Girardin Fransız parlamentosuna, Manş Adaları sularına erişimi düzenleyen yeni kuralların "kabul edilemez" olduğunu ve Fransa’nın misilleme tedbirlerinin kullanıma hazır olduğunu belirtmişti. Girardin, "Durumun buraya gelmesinden dolayı üzgünüm ancak mecbur kalırsak yapacağız" ifadelerini kullanmıştı. NE OLMUŞTU? Avrupa Birliği (AB) teknelerinin İngiltere sularında balık tutma hakkı, İngiltere’nin 1 Ocak 2021’de AB’den ayrılmasının ardından Londra ve Brüksel arasındaki Brexit sonrası ticaret anlaşması müzakerelerinin önünde önemli bir engel olmuştu. İngiltere, Brexit sonrası yapılan anlaşmada Fransız gemilerine özellikle Jersey’de balıkçılık izni vermek için öngörülmeyen şartlar getirmişti. Kendine has bir yönetimi olan ve uluslararası arenada İngiltere tarafından temsil edilen Jersey hükümetinin, İngiltere-Avrupa Birliği Ticaret ve İşbirliği Anlaşması (TCA) kapsamında uygulamaya koyduğu yeni lisans sistemi, Fransız teknelerinin Jersey sularında balıkçılık geçmişine sahip olduklarını göstermelerini gerektirirken, Fransız yetkililer bu karara tepki göstermişti. Fransız yetkililer, Manş Adaları açıklarında balık tutmak için "yeni teknik önlemlerin" Avrupa Birliği’ne (AB) iletilmediğini ve bu durumun da yeni önlemleri "geçersiz" hale getirdiğini belirtmiş, söz konusu anlaşmazlık, geçtiğimiz mayıs ayında yaklaşık 50 Fransız gemisinden oluşan bir filonun Jersey’deki Saint Helier limanının önünde düzenlediği protesto ile iyice alevlenmişti. Fransız balıkçılar daha sonra, yeni erişim lisansları için başvuruda bulunmuştu.

2 yıl önce

Özür dilemedi: Papa, Fransa'da 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olması nedeniyle üzgün

Vatikan Basın Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Fransız rahipler hakkında çıkan rapor konusunda bilgilendirilen Papa’nın, raporun içeriğini acıyla öğrendiği belirtildi. Açıklamada, Papa'nın düşüncelerinin mağdurlarla olduğu kaydedildi. Ruhani liderin, bu hadiseleri bildirmelerinden ötürü mağdurların cesaretlerine ve Fransa Kilisesine minnettar olduğu ifade edildi. Papa Franciscus'un istismarlar nedeniyle mağdurlardan özür dilememesi dikkati çekti. Fransa'daki kiliselerde 1950'den bu yana 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğu tespit edilmişti. Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean-Marc Sauve, Katolik Kilisesinin cinsel istismar olaylarına karşı gerekli önlemleri almadığını belirtmişti.

2 yıl önce

Yunanistan, Fransa’dan sonra ABD’yi de kalkan olarak görüyor

Yunan basını, dün imzalanan ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İş birliği (MDCA) Anlaşması'nın Atina’nın "tehdit" olarak algıladığı Türkiye’ye karşı büyük bir destek olduğunu ileri sürdü. Yunan Devlet Ajansı AMNA, "MDCA Yunanistan için bir kalkan-ABD, 'casus belli'yi kınıyor" başlıklı haberinde, iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzalanan benzer anlaşmaların ardından Yunanistan için koruyucu bir kalkan oluşturduğunu savundu. Ajansın, diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberde, Yunanistan’ın toprak bütünlüğünün hem anlaşmadaki ifadelerle hem de ABD güçlerinin Meriç ve Girit’te öngörülen varlığı ile korunacağını iddia ederek, anlaşmadaki "tarafların karşılıklı olarak birbirlerinin güvenlik, egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü, silahlı saldırı ya da saldırı tehdidine karşı koruyacaklarına" ilişkin taahhüdü ABD’nin "casus belli"yi kınaması olarak yorumladı. Yunan basınının yayımladığı, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e yönelik yazdığı 12 Ekim 2021 tarihli mektup da ABD’nin Yunanistan’a desteğinin bir göstergesi olarak kamuoyuna sunuldu. Diplomatik kaynaklar, mektupta yer alan "ABD’nin Yunanistan ana karası ya da adalarında eğitim ve operasyon yapabileceğine" ilişkin ifadenin, ABD’nin Yunanistan’ın adalardaki tam egemenlik hakkını ve adaların silahlandırılabilmesini "fiili" olarak teyit ettiğini ileri sürdü. MUHALEFETTEN ANLAŞMAYA TEPKİ VAR Ana muhalefetteki Radikal Sol İttifak (SYRIZA) Partisi, anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, Dedeağaç’ta bulunmalarının ABD güçlerine, Bulgaristan ve Romanya’ya kolay geçiş imkanı sağlarken, Yunanistan’ı da Karadeniz’deki tehlikeli gerginliklerin ön sırasına yerleştireceğini belirtti. Açıklamada, buna karşılık hiçbir ABD varlığının Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı Ege ve Doğu Akdeniz’de korumadığı, anlaşmanın bağımsız, itibarlı bir Yunanistan’a yakışmadığı ifade edildi. Yunanistan Komünist Partisinin (KKE) anlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Adı 'savunma' anlaşması olan ancak gerçekte saldırgan olan Yunanistan-ABD anlaşması, ülkemizin, ABD’nin ve NATO’nun savaş planlarına tehlikeli bir şekilde dahil edilmesidir" ifadesine yer verilerek, "Türkiye tehdidine" karşı ülkenin güvenliği ve sınırları korunuyor iddiasının gerçekçi olmadığı kaydedildi. Yunan Çözümü Partisi de açıklamasında, "Hükümetin, gelecekteki iktidarları Yunanistan’ın egemenlik haklarını garanti altına almayan ve Türkiye’nin savaş tehdidini ortadan kaldırmayan bir anlaşma için taahhüt altında bırakmaya hakkı olmadığını" belirtti. ABD-YUNANİSTAN KARŞILIKLI SAVUNMA İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALAMIŞTI ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile 14 Ekim’de ABD'nin Yunanistan'daki faaliyet alanını genişleten güncel ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İş birliği Anlaşması'nı imzalamıştı. Yunanistan, Fransa ile de 28 Eylül'de imzalanan ve iki ülke arasında savunma, dış politika ve silahlanma alanlarında iş birliğini öngören bir anlaşma yapmıştı.  

2 yıl önce

Le Monde: “Fransa'nın Mağrip'te Türkiye takıntısı"

Orta Doğu uzmanı Fransız tarihçi Jean-Pierre Filiu, Le Monde gazetesinde "Fransa'nın Mağrip'te Türkiye'ye yönelik garip takıntısı" başlıklı blog yazısı yayımladı. "Cumhurbaşkanı Macron, Mağrip hakkındaki açıklamalarında sadece Türkiye'yi hedef alıyor. Halbuki Rusya ve BAE, Mağrip'te Fransız etkisini baltalamaya çalışıyor." ifadesini kullanan Filiu, Macron'un Cezayir ve Türkiye'ye yönelik açıklamalarını hatırlattı. Filiu, Macron'un özellikle Ekim 2020'de Hazreti Muhammed'e yönelik karikatürlerle ilgili yaşanan tartışmalar sırasında "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan ilham alan" Fransa'ya yönelik karalama kampanyaları konusunda endişe duymasının "meşru" olduğunu kaydetti. Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un Ankara'ya gerçekleştireceği ziyaretle Cezayir ile Türkiye arasındaki ilişkilerde zirve noktaya ulaşılacağını ifade eden Filiu, "Macron, Erdoğan'a çok fazla odaklanarak Mağrip'te Fransız etkisine yönelik en ciddi tehditlerin daha çok Rusya ve BAE'den geldiğini unutuyor. Fransız Cumhurbaşkanının Mağrip'teki basiretsizliği, görev süresinin ilk üç yılında Libya'da izlediği hatalı politikadan kaynaklanıyor." değerlendirmesinde bulundu. Filiu, Macron'un Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'e verdiği desteğin, ülkede 2019'da "sivil savaşın" yeniden başlamasına ve Birleşmiş Milletlerin (BM) arabulucu çalışmalarının baltalanmasına neden olduğunu belirtti. Fransa'nın böylece "gizlice" Rusya, BAE, Mısır ve Suudi Arabistan'ın yanında yer aldığını kaydeden Filiu, "Hafter'in saldırısı Trablus hükümetini Türkiye'nin kollarına atmakla sonuçlandı. Türkiye'nin müdahalesi askeri durumu tersine çevirdi ve Hafter'in safında yer alan Rus 'paralı askerleri' dağıttı." ifadesini kullandı. Filiu, bu bağlamda Fransa'nın Rusya'nın Mağrip'e yönelik hedeflerine "hoşgörü" ile bakarken Türkiye'nin amaçlarını "düşmanca" değerlendirdiğine dikkati çekti. Ayrıca Cezayir'in açık ara ilk askeri ortağının Moskova olduğunu ifade eden Filiu, "Fransız Cumhurbaşkanının, böyle bir sistemin ana müttefiki Rusya'yı zikretmeden Cezayir'deki Fransa karşıtı, hafıza rantı üzerine inşa edilmiş siyasi-askeri sistemi kınadığını duymak paradoksaldır. Macron, Rus 'paralı askerlerine' başvurmayı istediklerinde Malili yetkilileri azarlamaktan çekinmediği için (Cezayir-Rusya askeri ortaklığı konusundaki) sessizlik daha da rahatsız edici." yorumunda bulundu. Filiu, Macron'un BAE Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed Al Nahyan ile yakınlığını, hatta "ortaklığını" açık şekilde dile getirdiğini aktardı. BAE'nin İsrail ile Eylül 2020'de "barış anlaşmasını" imzalamasıyla Fransa'nın Abu Dabi'ye yönelik çekincelerinin ortadan kalktığını anlatan Filiu, "Ancak Muhammed Bin Zayed'in kendisinin, Çeçen Kadirov başta olmak üzere Fransa'nın belli olan düşmanlarıyla açık ilişkiler sürdürdüğü unutuldu." ifadesine yer verdi. Filiu, Nahyan'ın Hafter'in Libya'da aldığı yenilginin "intikamını" Tunus'ta "demokratik tecrübeyi" sabote ederek aldığına işaret etti. BAE ve Mısır'ın Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in ülkesinde "anayasal süreci askıya alma" kararında önemli rol oynadığını savunan Filiu, BAE'nin Cezayir ile Fas arasındaki gerginliğinin tırmanmasına da katkı sağladığını aktardı. Filiu, "Macron'un Cezayir rejimine kısa süre önce gösterdiği açıklığın, BAE'nin bölgedeki hedefleri için de gecikmeden geleceğini umuyoruz. Aksi halde, Fransa-Mağrip ilişkileri, Türkiye'nin sebep olmadığı ancak doğal olarak faydalanacağı, artan türbülans alanına girecektir." yorumunda bulundu. Macron'un Cezayir ve Türkiye'ye yönelik açıklamaları Macron, yaptığı açıklamada, "Cezayir'in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomendir. Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı? Soru bu. (Cezayir'de) Daha önce sömürgeler vardı. Türkiye'nin Cezayir'de oynadığı rolü ve kurduğu hakimiyeti tamamen unutturabilmesi beni büyüledi ve tek sömürgecinin biz olduğumuzu açıklamak, bu harika. Cezayirliler buna inanıyor." ifadesini kullanmıştı. Fransa'nın Cezayir'deki sömürge faaliyetlerine ilişkin "resmi tarihin gerçeklere dayanmayan şekilde yeniden yazılmasına" tepki gösteren Macron, bu tarih yazımının "Fransa nefreti üzerine bir söyleme" dayandığını iddia etmişti. "1962 sonrası Cezayir ulusu bir hafıza rantı üzerine inşa edildi. Tüm sorun Fransa gibi gösteriliyor." yorumunu yapan Macron, Mağripte "daha çok Türkler tarafından yapılan dezenformasyon ve propaganda" ile "yeniden yazılan tarihe" karşı Arapça ve Berberice yayınlar üretmek istediklerini belirtmişti.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Roma'daki G20 Liderler Zirvesi temasları kapsamında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü. Zirvenin yapıldığı Nuvola Kongre Merkezi'nde iki lider basına kapalı, baş başa bir araya geldi. Görüşme, 50 dakika sürdü.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 16 17