19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

Frontex: AB'ye giren düzensiz göçmen sayısı iki kat arttı

Frontex, Batı Balkanlardan AB’ye yasa dışı yollarla ocak ila temmuz ayları arasında 22 bin 600 düzensiz göçmenin giriş yaptığı tahmininde bulunarak, bunun geçen yıl aynı döneme oranla yüzde 90 artışa karşılık geldiğini açıkladı. Temmuz ayında geçen yıl temmuz ayına oranla AB’ye yasal olmayan yollardan giriş yapan düzensiz göçmen sayısı ise yüzde 67 artış gösterdi. Frontex, Batı Balkanlar ile birlikte diğer bölgelerin de ilave edilmesiyle AB’ye bu yılbaşından, temmuz ayına kadar giren düzensiz göçmen sayısının ise 82 bini bulduğunu ve bunun da yine geçen yıl aynı döneme oranla yüzde 59’a karşılık geldiğini aktardı. AB ülkelerinin Afganistan endişesi artıyor Afganistan’da iç savaşın giderek şiddetlenmesi yüzünden AB ülkeleri özellikle bu ülkeden çok sayıda düzensiz göçmenin AB sınırlarına yığılmasından endişe ediyor. AB İçişleri Bakanları, Çarşamba günü düzenlenecek toplantıda üye ülkelere yönelik kaçak göç sorununu masaya yatıracak. Bu toplantıda Belarus’tan Litvanya’ya yönelik kaçak göç yine ele alınacak konuların içinde yer alıyor. Frontex’a göre, Belarus’tan Litvanya’ya ocak ve temmuz ayları arasında 3 bin 700 düzensiz göçmenin giriş yaptı.

2 yıl önce

Yunanistan, AB vatandaşı FRONTEX çalışanı bir kişiyi sığınmacı sandığı için zorla Türkiye’ye gönderdi

The New York Times'ın haberinde, eylülde, Yunan sınır muhafızlarının sığınmacı sandıkları çevirmene önce saldırdığı, ardından da kendisini onlarca sığınmacı ile Türkiye sınırını geçmeye zorladığı belirtildi. Söz konusu çevirmenin Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi (FRONTEX) için çalışan ve AB'de yasal ikamet eden biri olması nedeniyle iddiaların Yunan yetkililer için sorun teşkil edebileceği vurgulanan haberde, çevirmenin iddialarına ilişkin kanıtları da yetkililere sunduğu kaydedildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Frontex yüzyılımızın kara kurumudur ve kollarına siyah bant takmak zorunda olan bir kurumdur

Soylu, 'Frontex yüzyılımızın kara kurumudur ve kollarına siyah bant takmak zorunda olan bir kurumdur. Hayatları boyunca bunun sorumluluğunu üzerlerinde hissedeceklerdir. Temiz bir kurum değildir. Avrupa medeniyeti ve Avrupa, bu kurumun hesabını verecektir.' dedi. Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığındaki 2021 Yılı Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, dünyanın gördüğü gerçek ve klasik anlamdaki son imparatorluğun bakiyesi olan bir ülke olduğunu belirtti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyet'i bu birikim ve kültürün üzerine yeni bir vizyon, büyük bir emek ve fedakarlıkla kurduklarını dile getiren Soylu, "Bu birikim ve sorumluluğun gereği olarak, tarihin bu millete biçtiği rolün, bu coğrafyada ayakta kalabilmenin bir gereği olarak her meseleyi büyük düşünmekle, her meseleye sınırlarımızı aşan bir vizyonla bakmak durumundayız. Aksi takdirde bedel ödemekle karşı karşıya kalıyoruz." diye konuştu. Soylu, kendilerine çizilen sınırlara hapsolmuş, ideal yoksunu, korkak, ürkek bir politikayla bu coğrafyada ayakta kalınamayacağına dikkati çekti. Doğuda, istikrarsızlık üreten birden fazla nokta bulunduğunu dile getiren Soylu, Suriye-Irak hattı, Afganistan, Pakistan-İran, aynı yoğunlukta olmasa bile göç üretmesi açısından Orta Asya'daki ülkeler ile Afrika'nın bu alanlardan olduğunu aktardı. Bunların hepsini aynı botun içinde yakalayanların ve bu istikrarsızlığın ne ürettiğini en iyi bilenlerin Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli olduğunu ifade eden Soylu, "Bildiğimiz ve gördüğümüz bir şey daha var ki o da şudur: Eğer önümüzdeki birkaç yıl içinde, bu ülkelerin her birinin başına, aynı anda birer tane Recep Tayyip Erdoğan gelmeyecekse yakın bir gelecekte bu istikrarsızlık ve getirdiği sorunlar bitecek gibi değildir. Ya da Batı'nın başına, tüm bu istikrarsızlık politikalarını unutturacak, vazgeçirecek büyük bir felaket gelmezse yine bu akış bitecek değildir." şeklinde konuştu. Yerin altında Doğu'nun zengin, Batı'nın ise fakir; yerin üstünde de Batı'nın zengin, Doğu'nun ise fakir olduğunu dile getiren Soylu, şöyle devam etti: "ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi tarafından yayınlanan bir rapora göre, Kıbrıs, Lübnan, Suriye ve İsrail arasında kalan Levant Havzası'nda 3,45 trilyon metreküp doğal gaz ve 1,7 milyar varil petrol var. Nil Deltası Havzası'nda ise 6,3 trilyon metreküp doğal gaz ve 6 milyar varil sıvı doğal gaz var. Yani toplamda Doğu Akdeniz'de 30 milyar varil petrole eşdeğer hidrokarbon kaynağı var. Batı'nın bu enerjiye olan ihtiyacı ve bağımlılığı, Doğu'ya saldırmasına ve Doğu'da istikrarsızlığa yol açıyor. İstikrarsızlığın kaynağının temelinde de esas itibarıyla Batı'nın hem kendi sorunlarını doğuya yıkma talebi hem de Doğu'yu istikrarsızlaştırarak yeni bir sömürge anlayışını ortaya koyma süreci var. Yerin üstünde ise batılı ülkelerdeki refah seviyesi, Doğu'dan çok yüksek olduğu için, Doğu'daki istikrarsızlık ve çatışmadan kaçanlar batıya yöneliyor." "ANADOLU'NUN ÇEVRESİNDEN BİR TÜRLÜ KOPAMIYOR" Bakan Soylu, yer altıyla yer üstündeki bu Doğu-Batı dengesizliğinin bir istikrarsızlık ve göç paradoksu oluşturduğunu aktararak şunları söyledi: "Bütün problemimiz bu dengeyle bitiyor mu? Ne yazık ki hayır. Afganistan'dan çekilen, güneyimizden kısmen çekilen veya çekilmiş gibi yapan ABD, şimdi Balkanlara ve özellikle Karadeniz'in batısına yerleşmeye çalışıyor. Yani Anadolu'nun çevresinden bir türlü kopamıyor. Bunun bize ve bölge ülkelerine nasıl bir maliyet getireceğini, burada kimin hangi adımları atacağını, dengelerin nasıl değişeceğini, burada fiili olarak ne tür çatışmaların yaşanacağını, diplomasinin ne oranda çözüm üretebileceğini henüz net olarak bilebiliyor değiliz." Yaklaşık 10 gün önce Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanlığı ve ABD Sahil Güvenlik Komutanlığı arasında iş birliği anlaşması yapıldığını belirten Soylu, "Büyük ihtimalle Yunanistan'ın fakirliğini ve Türkiye fobisini sömürüp, istediklerini yaptıracaklar ve orada uzun bir süre kalacaklar. Barbaros Hayrettin Paşa, 'Denizlere hakim olan, dünyaya hakim olur.' diyeli yaklaşık 500 yıl geçti ama ifadesi hala doğrudur." dedi. Özellikle "verimli hilal"in tam ortasında yer alan Doğu Akdeniz'in, enerji kaynakları bakımından tüm dünyanın iştahını kabartan ilgili ilgisiz bütün büyük ülkelerin hak iddia eder hale geldiği yeni bir siyaset alanına dönüştüğüne dikkati çeken Soylu, bunun yanı sıra Kıbrıs Adası'nın, tam bir uçak gemisi konumuyla tarih boyunca var olan cazibesini 21. yüzyılda daha yüksek bir noktaya yükselttiğini vurguladı. Bölgeye sınırı olmamasına rağmen ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkeler Doğu Akdeniz'de var olmaya çalışırken Türkiye'nin bu denkleme dahil olma yönündeki çabalarına, "Ne işiniz var orada?" şeklinde ülke içinden gelen itirazların, anlaşılmaz ve üzücü olduğunu ifade etti. Soylu, "Nokta atışı mı dersiniz, kısmet mi dersiniz bilemiyorum ama böyle bir hikayenin tam ortasındaki ülkede, tüm bu olan bitenin cereyan ettiği denizlerde alabildiğine sorumluluk sahibiyiz." dedi. "DENİZCİ YETİŞTİRMEK KOLAY BİR İŞ DEĞİL" Denizci yetiştirmenin kolay bir iş olmadığını, özellikle de 15 Temmuz'dan ağır bir tahribat yemiş bir kurumda bunu yapmanın hiç kolay olmadığını dile getiren Soylu, "Sizlerin gayretiyle beraber, hep birlikte bunu başardık. Hiç şikayetlenmeden, büyük bir fedakarlıkla, görev bilinciyle, bu kurumun ve bu ülkenin denizciliğinin tarihine yakışır şekilde, bu sorumluluğun gereğini yerine getirdiğiniz için, garip gurebaya umut olduğunuz için, denizlerden can kurtardığınız için, uyuşturucu yakaladığınız için, kaçırılmak istenen tarihi eserlerimizi yakaladığınız için, denizlerimiz mavi kalsın diye uğraştığınız için, balıkçılığımızın geleceğini kaçak avcılardan koruduğunuz için, afetlerde, arama kurtarma çalışmalarında vatandaşımıza elinizi uzattığınız için her birinize minnet ve şükranlarımı ifade etmek isterim." diye konuştu. Sahil Güvenlik Komutanlığının gelecek 25 yıllık perspektifinde, iş yükünün hafifleyeceği değil, artacağının görüldüğünü anımsatan Soylu, şunları kaydetti: "Bu kurumun kapasitesini, belki birkaç kat arttırmak zorunda kalacağımız bir vizyona şimdiden sahip olmamız lazım. Birilerinin Türkiye Sahil Güvenlik vizyonu, kıyılarda balık tutmanın ötesine geçmeyebilir. Ancak bu bizim işimiz ve işimizle ilgili geleceği açıkça görüyoruz. Türkiye, son yıllarda güvenlik alanında attığı hiçbir adımda, ürettiği hiçbir söylemde, denizler dahil, kof kabadayılık yapıyor değildir. Bugün büyük hedeflere yürürken sonuç alabiliyorsak, sözümüzü dinletebiliyor, tezlerimizi hayata geçirebiliyorsak, her sözümüzün altını, 21. yüzyılda yükselttiğimiz gücümüzle doldurabildiğimiz içindir." Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığındaki 2021 Yılı Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, son yıllarda güvenlik alanında önemli adımlar attığını belirterek bu gelişimin, Sahil Güvenlik Komutanlığına da önemli yansımaları olduğunu dile getirdi. Sahil Güvenlik Komutanlığının personel sayısının 15 Temmuz 2016'dan bu yana yüzde 55 arttığını ifade eden Soylu, 2016'da yüzde 71 olan profesyonelleşme oranının ise yüzde 100'e ulaştığını bildirdi. Süleyman Soylu, teknik kapasitenin artırıldığını, Sahil Güvenlik Gözetleme Radar Sistemi Projesi'nin devam ettiğini anlattı. Sahil güvenlik görevi icra edilirken teknolojiden, sahil güvenlik radar sisteminden, yeni botlardan ve yetkinliklerden istifade edilmek zorunda olunduğunu vurgulayan Soylu, 14 sahil gözetleme istasyonunun kurulumunun tamamlandığını aktardı. Bakan Soylu, 107 kontrol botunun 2022'de envantere girmesinin hedeflendiğini, denizlerin her tarafında görev alacak bu botların güce güç katacağını ifade etti. Boş söz söylemediklerinin altını çizen Soylu, Türk Sahil Güvenlik Teşkilatının yüksek bir kapasitesinin olduğunu dile getirdi. "FRONTEX BU DÜNYADAN ELİNİ AYAĞINI ÇEKMELİDİR" İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Önümüzdeki en önemli mesele, elbette ki düzensiz göçle mücadeledir ve burada özellikle Yunanistan tarafından yapılan geri itmeler hem ciddi bir sorundur hem de bütün dünyanın gözünün içine baka baka insanlık suçudur. Yunanistan unsurları, sınırlarına ulaşan düzensiz göçmenlerin yüzde 83'ünü geri itmektedir." diye konuştu. Bakan Soylu, geri itmeler nedeniyle geçen yıl 2 can kaybı ve 3 de kayıp vakası yaşandığını hatırlatarak 2021'de ise bu nedenle 8 can kaybının yaşandığını anlattı. Frontex'in de uluslararası hukuku hiçe sayarak bu suça ortak olduğunu söyleyen Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Frontex yüzyılımızın kara kurumudur ve kollarına siyah bant takmak zorunda olan bir kurumdur. Hayatları boyunca bunun sorumluluğunu üzerlerinde hissedeceklerdir. Temiz bir kurum değildir. Avrupa medeniyeti ve Avrupa, bu kurumun hesabını verecektir. Dünyanın en kirli kurumu Frontex'tir. Avrupa bu kurumdan vazgeçmelidir. Yargılamalarını yapmaktadırlar, bu yargılamaların sonunda Frontex kurumu mahkum olmalıdır ve elini ayağını dünyadan çekmelidir. 21'inci yüzyıldaki Avrupa'nın hakikaten kara zihniyetinin en önemli temsilcisi Frontex kurumudur. Bu utanç bunlara yeter ama anlarlar mı, elbette anlamazlar." Soylu, 28 Şubat 2020-21 Aralık 2021 arasında, geri itme sebebiyle toplam 1430 göçmen olayının kaydedildiğini, bu olaylarda 42 bin 879 göçmenin ölümden kurtarıldığını bildirdi. Geri itme olaylarının iyi takip edilmesini isteyen belirten Soylu, Frontex'e, Yunanistan'a ve Avrupa'ya dersinin verilmesi gerektiğini söyledi. "AYLAN BEBEK FOTOĞRAFI MAALESEF ACIMASIZ BATI'YI KENDİNE GETİRMEYE YETMEDİ" Her geri itme vakasının video kaydının, haberinin Batı'nın çirkin yüzü olarak değerlendirilerek yalanların yüzlere çarpılması gerektiğini dile getiren Soylu, "Bir Aylan bebek fotoğrafı maalesef acımasız Batı'yı kendine getirmeye yetmedi." dedi. Süleyman Soylu, düzensiz göç açısından hassasiyetle takip edilmesi gereken bir alan olan Karadeniz'in, 2017'de hareketlendirilmek istendiğini, hızlıca tedbir alınarak geçiş rotasının kapatıldığını anlattı. Son dönemde burada yaşanan gelişmelerin ve ABD'nin bölgeyle ilgilenmesinin, bu rotanın yeniden canlanması sonucunu doğurabileceğine işaret eden Soylu, "ABD ile Avrupa arasında bir rekabet var, burada bir karışıklık olması işine gelebilir ve tıpkı Afganistan'a gittiklerinde uyuşturucu ekimini hızlandırdıkları gibi, Karadeniz'e adım attıklarında da buradaki göç rotasını, saha ajanları ve PKK iş birlikleri sayesinde canlandırmayı denemeleri, uzak bir ihtimal değildir. Kaldı ki bu geçişlerin ara ara denendiği malumdur." şeklinde konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İtalya rotasının önemine değinerek jandarma, emniyet, sahil güvenlik, göç idaresi ve valilerle kurulacak entegrasyonla İtalya'yı hareketlendiren ana kaçakçılık örgütlerini tespit etmenin sorumluluk ve zorunluluk olduğunu vurguladı. Bu hattı canlandırmak isteyenlerin tasfiye edilmesi gerektiğini belirten Soylu, Ege Denizi'nde İtalya rotası üzerinde yaşanan can kayıplarını hatırlattı. Afetlerle mücadeleye de işaret eden Soylu, orman yangınlarında, sel afetlerinde arama kurtarma ve tahliye çalışmalarında Sahil Güvenlik Komutanlığının hızlı müdahalelerinin vatandaşa güven verdiğini kaydetti. Programa, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve sahil güvenlik personeli katıldı.

2 yıl önce

Frontex, 2021 yılında 18 bin 300 sığınmacıyı ülkesine geri gönderdi… İnsan hakları örgütleri: Frontex feshedilsin

AB ülkelerinin sınırlarına gelen düzensiz göçmen ve sığınmacılara müdahale etmekle görevli Frontex, 2021 yılında toplamda 18 bin 300 kişiyi ülkelerine geri gönderdiklerini açıkladı. 2021 yılındaki faaliyetlerini özetleyen raporunda Frontex, özellikle Güney Kıbrıs sınır yönetimine yardımcı olurken diğer yandan Batı Balkanlarda çalışmalarını büyüttüklerini ve Yunanistan'da aerostat balonlarıyla sınır gözetimi yaptıklarını belirtti. Raporda, 18 bin 300 kişiden yüzde 25'nin 'gönüllü geri dönüş' olduğunu ifade edildi. Frontex raporunda ayrıca AB dış sınırlarında 2021 yılında görevli 2 bin çalışanı olduğunu belirterek hedeflerinin, 2027 yılına kadar bu sayının 10 bin çalışana yükseltmek olduğunu açıkladı. İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ: FRONTEX FESHEDİLSİN İtalya merkezli Saving Humans Mediterranea ve diğer onlarca insan hakları örgütü, Haziran 2021'de Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'na yazdıkları açık mektupta, AB'nin dış sınırlarının korunmasından sorumlu kurumu Frontex'in feshedilmesi çağrısında bulundu. Saving Humans Mediterranea'nın resmi internet sitesinden yayınlanan mektupta, "Bu yıl şimdiye kadar 740'tan fazla insan güvenli bir yer aramak için Akdeniz'i geçmeye çalışırken öldü. AB'nin sınır rejimi (Frontex) onları genellikle denize açılmaya elverişli olmayan gemilerde tehlikeli göç yolları kullanmaya zorladı. Onları yolda durdurmak için komşu ülkeleri görevlendirdi. Onları şiddetle karşılayarak ya da kurtarmayı reddederek denizde boğulmaya terk etti" denildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan AB ve Frontex’e tepki: Ege bir can pazarına daha şahitlik etti, vicdanını rafa kaldıran Avrupa, seyretmeye devam ediyor

https://twitter.com/genelgundem/status/1491675082539909123?s=21 Soylu paylaşımında, "Ege, bir can pazarına daha şahitlik etti. Sorumlular sorumsuz. Vicdanını rafa kaldıran Avrupa, seyretmeye devam ediyor... Avrupa Birliği ve Frontex kafalarını kuma gömüp seyrettiği her gün, bu insanlık suçuna daha fazla ortak oluyorlar..." ifadesini kullandı.  https://twitter.com/suleymansoylu/status/1491678486171467779?s=21

1 yıl önce

Araştırma: Frontex, Ege'de göçmenlerin geri itilmesinde rol aldı

"Lighthouse Reports", "Der Spiegel", "SRF Rundschau", "Republik" ve "Le Monde" tarafından yürütülen ortak araştırmaya göre, Frontex'in veri tabanında, yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtlar yer aldı. Ajansın, Mart 2020 ile Eylül 2021 arasında kadın ve çocukların da aralarında olduğu 957 sığınmacının denizde geri itilmesinde rol aldığı belirtilirken, bu vakaların Frontex'in "Jora" adlı veri tabanında çıkış noktalarından "ayrılmanın önlenmesi" şeklinde etiketlendiği kaydedildi. Bu bağlamda, Yunan Sahil Güvenlik unsurlarının yaptığı geri itmelerin AB yetkililerince "düzensiz göçmenlerin AB dışı ülke makamları tarafından denizde durdurularak çıkış noktalarına geri gönderilmesi" olarak tanımlandığı dile getirildi. Söz konusu veri tabanındaki kayıtlara göre, 22 farklı vakada sığınmacılar, Yunan sahil güvenlik güçlerince durdurulmasının ardından botlara bindirilerek denizde terk edildi. Yunanistan'ın denizde terk ettiği göçmenler 28 Mayıs 2021'de yaşanan bir olayda, Midilli Adasına gelen yaklaşık 50 düzensiz göçmenin, Norveçli sivil toplum kuruluşu "Egean Boat Report"a konumlarını bildirdiği ve bazı Whatsapp mesajları attığına işaret edilirken, bu bildirimi yapan gruptan bazılarının daha sonra Türk Sahil Güvenlik güçlerince denizde bir botta bulunduğuna dikkat çekildi. Bu vakanın da Frontex kayıtlarına "ayrılmanın önlenmesi" şeklinde geçirildiğinin altı çizildi. Avrupa Parlamentosunun Hollanda milletvekili Tineke Strik, Frontex'e Yunanistan'daki operasyonlarını durdurma çağrısında bulunurken, Frontex ve Yunan makamları, söz konusu iddiaları reddediyor. Alman "Der Spiegel" dergisinin Ekim 2020'de yayımladığı haberde, Frontex'in Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri açık denize geri itmesine destek verdiği, uluslararası hukuka aykırı davrandığı, kurtarması gereken mülteci botlarını Türkiye sınırına püskürttüğü ileri sürülmüştü. Frontex'in Direktörü Fabrice Leggeri’nin, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde düzensiz göçmenleri geri ittiğine ilişkin bir olayda delilleri sildirdiği savunulmuştu. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF), Frontex hakkında Ege'de göçmenlerin geri itilmesi ile taciz ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar nedeniyle soruşturma başlatmıştı.

1 yıl önce

Ege Denizi'ndeki geri itmelerde suçlanan Frontex'in direktörü istifa etti

Avrupa basınında çıkan haberlerde Leggeri'nin istifa mektubunu Frontex yönetimine sunduğu belirtildi. https://twitter.com/genelgundem/status/1519909434809622530?s=21&t=YN6ug5uTLeraRveISvXzcw AB Komisyonu sözcülerinden Anitta Hipper de günlük basın toplantısında konuyla ilgili soru üzerine, Frontex yönetim kurulunun olağanüstü toplantıda olduğunu, toplantının sonucunun öğleden sonra açıklanacağını söyledi. Frontex ve Leggeri, son yıllarda Akdeniz ve Ege'de AB ülkelerine gitmek isteyen kişilerin geri itildiğine yönelik haberlere sıkça konu oldu. Son olarak dün "Lighthouse Reports", "Der Spiegel", "SRF Rundschau", "Republik" ve "Le Monde" tarafından yürütülen ortak araştırmada, Frontex'in veri tabanında yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtların yer aldığı belirtildi. Ajansın, Mart 2020 ile Eylül 2021 arasında kadın ve çocukların da aralarında olduğu 957 sığınmacının denizde geri itilmesinde rol aldığı, bu vakaların Frontex'in "Jora" adlı veri tabanında "çıkış noktalarından ayrılmanın önlenmesi" şeklinde etiketlendiği kaydedildi. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF), Frontex hakkında Ege'de göçmenlerin geri itilmesi ile taciz ve görevi kötüye kullanma gibi suçlamalar nedeniyle soruşturma başlatmıştı. OLAF'ın Frontex hakkında yürüttüğü soruşturmanın sonuç raporundan bulgular da geçen ay yine Avrupa basınında yer almıştı. Sonuç raporunda Frontex Başkanı Leggeri ve diğer üst düzey yetkililerin, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki geri itmelerini yalnızca bildikleri değil, aynı zamanda örtbas ettikleri iddia edilmişti. Avrupa basınındaki birçok haberde, Frontex'in Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri açık denize geri itmesine destek verdiği, uluslararası hukuka aykırı davrandığı, kurtarması gereken mülteci botlarını Türkiye sınırına püskürttüğü ileri sürülmüştü. Leggeri'nin, Yunanistan'ın düzensiz göçmenleri geri ittiğine ilişkin bir olayda delilleri sildirdiği savunulmuştu. Frontex ve Yunanistan makamları, geri itmelerle ilgili iddiaları bugüne kadar reddetti.

1 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan Frontex açıklaması: “Bütçenin bir kısmı göçmenlerin geri itilmesinde kullanıldı”

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ankara’da Liberya Dışişleri Bakanı Dee-Maxwell Saah Kemayah ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu AP'nin Frontex'in bütçesine onay vermemesiyle ilgili gündemi yorumladı. Bakan Çavuşoğlu kayıp Türk kaptanla ilgili: İnsanlık dışı uygulamalara Frontex katıldı. Bütçenin onaylanmaması Frontex'i aklamaz. Bu geri itmeler sonrasında ölümler meydana geldi. Haberler çıkınca Cakarta Büyükelçiliği'ne haber verdik. Kayıp Türk kaptan bu sabah bir balıkçı tarafından Bali açıklarında bulundu. Durumu iyi. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra geri dönecek. Gerekli tedavileri gördü, şimdi göç idaresinde. 66 saat suda kaldı. Ama sağlık durumu şu an gayet iyi. Ayrıntılar geliyor…

1 2