28 Mart Perşembe 2024
4 yıl önce

Libya'da General Hafter'e bağlı silahlı güçlerden Trablus'ta bazı bölgelere roket saldırısı

libya, Türkiye, rusya, umh, hafter, selahaddin, er-ramla, roletli saldırı

4 yıl önce

Middle East Eye: Darbeci General Sisi, Libya'da Hafter'den desteğini çekmeyi düşünüyor

middle east eye, darbeci general abdülfettah es sisi, libya, hafter, desteğini, çekti, cezayir

3 yıl önce

The Times: İngiliz general Libya'daki Hafter'e destek amaçlı 80 milyon dolarlık komployu engelledi

İngiliz ordusunda görevli bir generalin, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'i desteklemek ve karşıtlarını kaçırmak ya da öldürmek için hazırlanan komplonun bozulmasına yardım ettiği belirtildi. İngiliz The Times gazetesinin özel haberine göre, Ürdün'de askeri danışman olarak görev yapan General Alex Macintosh, Libya'ya yönelik silah ambargosunu kırmak ve Hafter'e askeri destek sağlamak için yürütülen 80 milyon dolarlık komployu açığa çıkardığı için 2019'da Ürdün'deki görevinden kovularak İngiltere'ye geri gönderildi. Haberde Ürdünlü kaynaklara dayandırılan bilgiye göre, Macintosh, İngiliz iş kadını Amanda Perry ile bağlantılı paralı askerlere silah satışının engellenmesinde kilit rol oynadı. İngiliz silahlı kuvvetlerindeki görevine devam eden Macintosh'un bu müdahalesinin, Ürdün Kralı'nın danışmanlarından bazılarını kızdırdığı ve generalin birkaç ay içinde Londra'ya geri gönderildiği aktarıldı. LİBYA'DA HÜKÜMETİ DEVİRME PLANLARI GİZLİ BM RAPORUNDA ORTAYA ÇIKMIŞTI Birleşmiş Milletlerin (BM) 20 Şubat'ta ortaya çıkan gizli raporunda, Perry'nin yanı sıra ABD'li Blackwater şirketinin kurucusu Erik Prince ve Batılı özel güvenlik uzmanlarının, darbeci Halife Hafter'e askeri ve istihbarat desteği sağlayarak meşru hükümeti iki kez devirme planları gün yüzüne çıkmıştı. AA muhabirinin ulaştığı BM Güvenlik Konseyi Libya Yaptırım Komitesi uzmanlarının gizli raporuna göre, Haziran 2019'da Hafter'e destek için saldırı helikopteri, istihbarat desteği, keşif uçağı ve denizden destek ile son derece iyi finanse edilmiş bir operasyon planlandı. Opus (Project Opus) adı verilen operasyonda önemli üst düzey isimlerin kaçırılıp öldürülmesi planları da yer aldı. Operasyonun plan aşaması, yönetimi ve finansmanı için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli 3 şirket (Lancaster 6 DMCC, L-6 FZE ve Opus Capital Asset Limited FZE) kullanıldı. Bu üç şirket, Perry ile birlikte Avustralyalı Christiaan Paul Durrant ve Güney Afrikalı Stephen John Lodge tarafından yönetilip kontrol edildi. İlk planda Hafter'e destek için kullanılacak askeri helikopterlerin Ürdün'den alınması tasarlanırken Ürdünlü yetkililer, Macintosh sayesinde plandan haberdar olunca helikopterler satışını 18 Haziran 2019'da askıya aldı. Bunun üzerine "Opus" operasyonu için Güney Afrikalı bir şirketten 3 askeri helikopter, BAE'deki bir şirketten 3 helikopter, Bermudalı bir şirketten "Antonov AN-26B" modeli bir askeri uçak, Bulgar bir şirketten "LASA T-Bird" model keşif uçağıyla Avusturyalı bir şirketten "Pilatus PC-6 ISR" model keşif uçağı satın alındı. BM uzmanları, Batılı 3 güvenlik uzmanını ve Irak'ta sivillerin öldürülmesi skandalıyla anılmasının ardından kapatılan ABD'li güvenlik şirketi Blackwater'ın da kurucusu Eric Prince'i BM'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunu ihlal etmekle suçladı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emekli generallerin merkezinde CHP var, bildiri buram buram darbe kokuyor

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen ay gerçekleştirdikleri 7. Olağan Büyük Kongrenin hemen ardından yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında, Merkez Yürütme Kurulu ile birlikte Grup Yönetiminde de bazı değişiklikler olduğunu anımsattı. Naci Bostancı'nın Grup Başkanı olarak görevine devam ettiğini; Grup Başkanvekillerinden Özlem Zengin'in artık görevini Genel Merkezde Halkla İlişkiler ve Sivil Toplum Başkanı olarak sürdüreceğini hatırlatan Erdoğan; bu dönemde Grup Başkanvekilliklerini ise Bülent Turan, Cahit Özkan, Mahir Ünal, Mustafa Elitaş ve Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun yürüteceğini söyledi. Görevlerine devam eden ve yeni sorumluluk üstlenenleri tebrik eden ve başarılar dileyen Erdoğan, "Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak, ülkeye ve millete Meclis çatısı altında verdiğimiz hizmetleri, inşallah bu yeni ekibimizle çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. Meclis gündemi zaten yoğundu. Mevcut kanun hazırlıkları ve görüşmelerinin yanı sıra, pek çok yeni konu, komisyonlarda ve Genel Kurul’da bizleri bekliyor. Yeni anayasa hazırlıkları sürecinde de ilerleyen dönemde Meclisimize ve dolayısıyla grubumuza önemli görevler düşecektir." diye konuştu. AK Parti Grubunun, tüm bu zorlu çalışmaları başarıyla yürüterek, Türkiye'yi 2023 hedeflerine adım adım yaklaştıracağına inandığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Her bir milletvekilimiz, kendi şehrinin temsili yanında, yasama faaliyetlerine de en aktif şekilde katılarak, bu yükü paylaşacaktır. Her dönemde olduğu gibi bugün de Meclis’in ve ülkenin lokomotifi sizler olacaksınız. Kongremizde temel çerçevesini ortaya koyduğumuz 2023’e kadarki yol haritamızın hayata geçirilmesini, hem Meclis’te hem illerimizde sizlerle birlikte sağlayacağız. Geçtiğimiz 19 yıldaki eserlerimizi ve hizmetlerimizi, yeni dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. Türkiye’nin 19 yıl önceki halini, yaşı 35-40’ın altındaki vatandaşlarımız pek hatırlamaz. Hükümete geldiğimizde, demokrasiden kalkınmaya kadar her alanda yokluk, yoksulluk, yasaklar ve zulüm arenası haline getirilmiş bir ülke devraldık. 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür' derler. Bunun için eski Türkiye ile bugünkü Türkiye’nin mukayesesini her fırsatta milletimizle paylaşmamız gerekiyor. AK Parti iktidara geldiğinde, CHP Genel Başkanı herhalde 50’lilerinin başındaydı. Kendisinden 20 yıl öncesinin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’sini, şöyle elini vicdanına koyarak karşılaştırmasını istiyoruz. Gittiği yollar aynı yollar mı, gördüğü binalar aynı binalar mı, aldığı hizmetler aynı hizmetler mi, ülkenin vizyonu aynı mı? Bir günden bir güne bu zatın ağzından, 'tamam, pek çok eksik ve hatta yanlış var ama memlekette şöyle iyi bir şey de yapıldı' sözünü duymadık. Tam tersine CHP Genel Başkanı ve şürekası, tüm konuşmalarında, hafıza-i beşerin nisyanına güvenerek, yarısı yalan, yarısı yanlış bir sürü iddia ortaya atıyorlar. Kendisi İzmir milletvekili. İzmir’e bir bak. İzmir’e neler yaptı bu iktidar? Çevre illerle, hatta uzak illerle, başta İstanbul, Ankara olmak üzere, buralara ne gibi bağlantılar yapıldı? Ne gibi yatırımlarla İzmir buralara bağlandı? CHP'nin geçmişinden bugüne İzmir'e yapılmış en ufak bir yatırım var mı?" ''BURAM BURAM DARBE İMASI KOKUYOR''  Erdoğan, CHP'nin, bir grup emekli amiralin, buram buram darbe iması kokan açıklamalarını, ekonomiyle ilgilendirerek "gündem saptırma" olarak aklamaya çalışacak kadar şirazesinden koptuğunu söyledi. "Darbecinin emeklisi-muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar bunlar cahil. Yoksa bu bir sinsilik mi? Orasının takdirini milletime bırakıyorum." diyen Erdoğan, bununla da kalmayıp kendilerini, herkesi terörist ve darbeci ilan etmekle suçladıklarını belirtti. Erdoğan, "Tabii kendileri teröristlerle al takke-ver külah ilişkisi içinde oldukları için teröriste 'terörist' dememizden rahatsız oluyorlar. Çünkü bakıyorlar ki Gabar, Cudi, Tendürek, Bestler Dereler çökertildi. Bütün bunları gördükçe rahatsız oluyorlar. Hatta ve hatta daha da ileri giderek, çıkmış bunlardan bir tanesi 'Suriye'nin sınırında bazı yerleşik durumlar olabilir, bu çok daha da isabetli olur.' diyecek kadar şirazesini kaybetmiş. Kim bu? Bu da sözcüleri." diye konuştu. ''BU EMEKLİ GENERALLERİN MERKEZİNDE CHP'NİN KENDİSİ VAR'' CHP'lilerin, tüm hayatları boyunca iktidarı darbe ve vesayet gölgesinde aradıkları için darbeciye "darbeci" demelerinden de huzursuzluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Teröristlerle ve darbecilerle mücadelemizi ekonomiyle ilişkilendirerek, güya kendi akıllarınca, bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapıyorlar. Hem teröristleri ve darbecileri aklıyorlar hem de ekonomi üzerinden milletimizin, özellikle de gençlerimizin umudunu kırarak, ülkemizi güven ve istikrar yerine kaos iklimine yönlendirmeye çalışıyorlar. Türkiye, daha 15 Temmuz acısının yaralarını saramamışken bir grup emekli askerin, aslı astarı olmayan meseleler üzerinden milli iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmelerini küçümseyen, darbecinin ta kendisidir. Çok açık net söylüyorum, şu anda bu emekli generallerin merkezinde CHP'nin kendisi vardır. Bu 104'ün içerisinde şu anda CHP üyesi olanlar vardır. İncelemeler devam ediyor, kim bilir daha ne kadar çıkacak. Hadi 15 Temmuz'da Bay Kemal, tankların arasından sıvışıp milletin sokakta verdiği mücadeleyi rahat koltuklarında kahve içerek televizyonda seyretmiş olabilirsin. Bu senin korkaklığındır. Ama bundan sonra yemezler, bundan sonra yutmazlar. Bundan sonra hesabını bu işin çok ağır vereceksiniz ve siz kaçacaksınız, biz kovalayacağız. Zira darbe heveslilerini bu derece hararetli bir şekilde savunmanıza asla millet müsaade etmez, biz ise hiç müsaade etmeyiz." Meselenin korkaklık, yüreksizlik ve geçmişinden utanmak olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Oturduğu koltuğa, mide bulandırıcı bir kaset kumpasıyla getirilen bu zata, diyet olarak darbecilerin sözcülüğü vazifesinin tevdi edildiği anlaşılıyor. Aksi takdirde, akıl ve izan sahibi hiçbir siyasetçi, doğrudan kendi varlığını hedef alan anti-demokratik bir girişim karşısında böyle bir tavır içine giremez. Kendi iktidarını, ülkenin ve milletin felaketinde gören bu habis zihniyeti, en az teröristler ve darbeciler kadar tehlikeli görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "SAĞLIK BAKANIMIZA DA BİNDİRİYOR. ATILACAK TIRNAĞI OLSAN NE ALA, DEĞİLSİN" Erdoğan, bazı video görüntülerini izlettikten sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Sağlık Bakanlığı Bilim Kuruluna yönelik sözlerini eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp işi salgınla mücadelede en önemli referans kaynağımız olan, ülkemizin kendi alanlarının en yetkin isimlerinden oluşan Sağlık Bakanlığı Bilim Kuruluna saldırmaya kadar vardırdı. Vah zavallı. Biz salgınla mücadeleyi siyaset üstü, 84 milyonun tamamının sağlığını ilgilendiren milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize kadar, bugüne kadar verdikleri hizmetler için de ben şahsım, ailem, grubum ve milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum. Bilim Kurulu başta olmak üzere sağlıkta bugüne kadar ölen nice kardeşlerimiz, arkadaşlarımız oldu. Bunlarla ilgili Bay Kemal, senin bir derdin oldu mu? Kılıçdaroğlu'nun bir dakikalık şov uğruna, bunca emeği silip atmasının, bilimin konuşulması gereken yerde, bilimi ayaklar altına almasının takdirini ben sağlık çalışanlarımıza ve milletimize bırakıyorum. Rabb'im ülkemizi bu habis zihniyetin tasallutundan, bu zihniyetin yol açacağı tahribattan, bu zihniyetin sebebiyet vereceği yıkımdan muhafaza eylesin diyorum. Ve bununla da kalmayıp tabii Sağlık Bakanımıza da bindiriyor. Atılacak tırnağı olsan ne ala, değilsin. O kadar zavallısın." Erdoğan, CHP'lilerin örnek gösterecek bir eseri, iftihar edecek bir hizmet ve dikili bir ağacı bulunmadığını dile getirerek, "Siyasi hayatınızın tamamı, bizim projelerimizi engellemeye çalışmakla geçmiştir. Yüzsüzlükte ve arsızlıkta öyle tavan yapmış durumdalar ki dün engellemek için çırpındıkları eserleri ve hizmetleri, bugün sanki kendi projeleriymiş gibi sahiplenmekten de geri kalmıyorlar. İstanbul'da ne yapmışsak, şimdi onları sahiplenmeye çalışıyorlar. Bu ne utanmazlıktır, bu ne terbiyeden muaf kalmış bir haldir? CHP'ye gönül veren vatandaşlarımızın, tüm bu olup bitenleri ibretle takip ettiğine, günü geldiğinde de demokrasi ve kalkınma düşmanlarına hak ettikleri cevabı vereceklerine yürekten inanıyorum." ifadesini kullandı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diğer açıklamaları: ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRMEKTE KARARLIYIZ Dövizdeki dalgalanmalar ekonomik temelli değil. Son dönemde bir miktar artan enflasyonu tekrar tek haneye indirmekte kararlıyız. Bu konuda kararlıyız. İhracatımız 2002'deki 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Mart ayı ihracat rakamlarında tüm zamanların rekorunu kırdığımız bir dönem oldu. Salgından sonra eskisinden çok daha güçlü bir turizm gelirine sahip olacağız. Tabi bunları sayın Kılıçdaroğlu takip ediyor mu bilmiyorum. Uçuk saçık rakamlarla konuşmak ve milleti yalanla aldatmak sana bir şey kazandırmayacak.  Dün Kılıçdaroğlu kürsüde rakam vererek esnaf ve sanatkarlarımızı bize karşı kışkırtmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz yıl 99 bin 588 esnafımızın terkin yaptığını, yani işini terk ettiğini söyledi. Hakikati ifade ediyor mu? Hayır. Çünkü aynı dönemde 365 bin 533 esnaf tescil yaptırmış, yani işe başlama bildiriminde bulunmuştur. Kılıçdaroğlu, sen ne zaman doğru konuşacaksın. Bak rakamlar ortada. Esnafın derdini dile getirmek başka şey, rakamları eğip bükerek kışkırtıcılık yapmak başka şey. Kendisini yalancı ve provokatör ilan etmekten başka çaremiz kalmıyor. Reform paketlerimizi açıkladığımız takvime uygun şekilde hayata geçireceğiz.  Eğitime ayrılan bütçeyi 20 kattan fazla arttırdık. Okullardaki derslik sayısını 343 binden 600 bine çıkardık. Almanya'dan falan öndeyiz 1.5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız da 8 milyonun üzerine çıkmıştır. Bay Kemal biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerine verilen burs 45 liracıktı, şimdi ise 650 TL... Siz zaten bu makamlara gelecek değilsiniz. Gelseniz de bu tür destekleri verecek niyetiniz yok. Geçmişte olmadı ki şimdi olsun... Eğitime ayrılan bütçeyi 20 kattan fazla arttırdık. Okullardaki derslik sayısını 343 binden 600 bine çıkardık. Almanya'dan falan öndeyiz 1.5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız da 8 milyonun üzerine çıkmıştır. Bay Kemal biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerine verilen burs 45 liracıktı, şimdi ise 650 TL... Siz zaten bu makamlara gelecek değilsiniz. Gelseniz de bu tür destekleri verecek niyetiniz yok. Geçmişte olmadı ki şimdi olsun... ARNAVUTLUK GÖRDÜ, AYNISINI İSTEDİ Bunlar işte Adana'da pazar yerini hastane diye, hatta sahra da demiyorlar edepten yoksun olmayalım diye, 'işte biz hastane yaptık' diyorlar. Sizin ona gücümüz yetmez, o bizim şanımızdır. İşte biz 45 günde Atatürk Havalimanı'ndaki acil durum hastanesini yaptık. Niye buraları seçtik. uçak geldi, buraya insin, 5 dakikada hastaneye geçsin. Her birinde 18 ameliyathane var. Bunu Arnavutluk gördü, bizden bunu aynısını istedi. Bir müteahhidimizi görevlendirdik, 48 günde Arnavutluk'ta acil durum hastanesini yaptı. ve Başbakan Sağlık Bakanı'nı arayıp teşekkür etti. Ben anacığım rahatsızlandığı zaman Okmeydanı SSK Hastanesi'ne sabah namazından sonra gider, numarayı alır, anacığımla orada muayeneye giderdim. Aynı hastanede benim bir dava arkadaşım eşi doğum esnasında rahmetli oldu. Ve eşini maalesef doğum esnasında çocuk ve hanımı rahmetli, ödeme yapılmadı diye vermiyorlar. Ne yapıyorlar? Rehine alıyorlar. Bay Kemal senin SSK Genel Müdür olduğun dönemde. Sen bu ülkede bunları yapmış bir adamsın. BUGÜN YAPTIKLARI MUHTAR EDEBİYATININ NE KADAR SAHTE OLDUĞUNU SÖYLEMEYE BİLE GEREK YOK Eser ortada, gider şehir hastanelerini gezersin. Neyin ne olduğunu beğenmediğin Sağlık Bakanımız saba anlatır. Git, gez gör. Engelli maaşlarını 24 liradan 914 liraya çıkardık.  Geçenlerde muhtarlarla ilgili abuk sabuk şeyler söylüyor. yapacağından değil de kendilerine özel kalem atayacakmış. Biz muhtar maaşlarını 97 liradan aldık 2445 liraya çıkarttık. Niye aldatıyorsun milleti. Bu süreçlerden geçtiniz.  Geçmişte muhtarların mühürlerini toplatarak tüm muhtarlıkların kapısına kilit vurmaya kalkanların, bugün yaptıkları muhtar edebiyatının ne kadar sahte olduğunu ise söylemeye bile gerek duymuyorum. Kendisinin yakasına rozet taktığı adam güneyde diyor. Bırak sen güneyi... EMEKLİ AMİRALLER TALİMATI KILIÇDAROĞLU'NDAN ALIYOR Buradan Genelkurmay Başkanı'ndan erine kadar kahraman ordumuzun tüm mensuplarına şükranlarımı gönderiyorum. Milletimizle birlikte biz de tüm kalbimizle, darbecilerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız, yanında olmayı sürdüreceğiz. Rabbime, bana böyle bir ordunun 'başkomutanı' sıfatını bahşettiği için binlerce kez hamdüsenalar ediyorum. Tabii emekli amiraller bu işin dışında. Onları karıştırmayalım. Bu emekli amiraller ne yazık ki talimatı kendi başkomutanları Kılıçdaroğlu'ndan alıyor. Zaten onun imzası var. Önce onun temizlenmesi lazım. Temizlenmedikten sonra kendini kurtaramaz. 15 Temmuz gecesi kaçtın Bakırköy'e gittin. Ama şimdi kaçacaksın, kovalayacağız. Sadece bu yıl çiftçimize 24 milyar liralık destek vereceğiz. Türk sanayinin böyle zorlu bir dönemde ortaya koyduğu performans yabancı yatırımcının da ilgisini cezbediyor. Xiaomi ve Oppo'nun akıllı dönem yatırımları işte bu dönemde gerçekleşti. Dünyada ilk olan Getir'in 2.6 milyar dolarlık değerlemeye ulaşması da girişimcilerimizin iftihar tablosuna örnektir. 2002'de bütçesi 5.5 milyar olan 62 proje yürütülürken bu sayı bugün 750 projeyi geride bıraktı. Taksim meydanında muhteşem camiyi de Ramazan'ın son cumasında Müslümanların hizmetine alacağız. Kadir gecesinde de Zonguldak'ta sahilde Uzun Mehmet Camisi'ni de hizmete alacağız. KANAL İSTANBUL İLEİLGİLİ HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLADIK Buradan milletimize bir müjde vermek istiyorum. Ülkemizin en büyük ve en stratejik altyapı projesi olan Kanal İstanbul ile ilgili hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Projenin ÇED raporu, 56 kurum ve kuruluşun, 200’den fazla bilim insanının, medyanın ve vatandaşlarımızın katkılarıyla tamamlandı. İki yakasında kurulacak 500 bin nüfuslu şehir İstanbul'un depreme hazırlığını da hızlandıracaktır. Karadeniz'de hem biz hem de kıyısı olan ülkeler sürekli büyük ve yeni limanlar yapıyor. Bu durum gemi trafiğinin daha da artacağına işaret ediyor. Tehdit ediyor. Bütün müteahhitlerin elinden geliyoruz, geldiğimizde ödemeleri vs ellerinden alırız ve kendilerini de kenara koyarız. böyle bir devletin devamlılığına inanmak olabilir mi? Şartları zorlayarak Boğaz'daki gemi trafiğini sürdürüyoruz. İnşa edeceğimiz 45 kilometre uzunluğa, 21 metre derinliğe, 275 metre taban genişliğine, en dar yerinde 360 metre su yüzeyi genişliğine sahip Kanal İstanbul, bölge için yeni bir nefes borusu olacaktır. İsteseniz de istemeseniz de biz Kanal İstanbul'a başlıyoruz, yapacağız ve milletimizin emrine amade edeceğiz.

2 yıl önce

FETÖ sanığı tuğgeneral: Tamamıyla rezil oldum

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Milli Savunma Bakanlığı Personel Daire eski Başkanı emekli Tuğgeneral Nuri Cankıymaz hakkında, 27 Ocak'ta gözaltı kararı verildi. Arama çalışmaları sürerken, firari Cankıymaz hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Cankıymaz, 25 Şubat’ta yasa dışı yollarla Yunanistan’a kaçmaya çalışırken, Edirne'de güvenlik güçleri tarafından yakalandı. Ankara'da çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Cankıymaz'ın 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından yargılanmasına Ankara 15'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmaya Nuri Cankıymaz ve avukatı, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. 'TAMAMIYLA REZİL OLDUM, KAÇMA ŞÜPHEM YOK' Sanık Nuri Cankıymaz, iddianamede geçen örgütün 'mahrem imam'ları ile ankesörlü, kontörlü büfe telefonlarından periyodik ve ardışık arama sistemiyle haberleştiğine dair tespiti kabul etmeyerek, "Ankara'daki büfe telefonlarından arandığım söylenen tarihlerde Erzincan'da görev yapıyordum. Aramalar da ardışık değildir. Benle aynı zamanda aranan kişileri de tanımıyorum" diye konuştu. Cankıymaz, örgüt evlerinde kalmadığını öne sürerek, "34 yıllık görev süremde hiçbir yanlış yapmadım. Darbe girişiminden sonra yasal olarak 2 kez yurt dışına çıktım. 2020'nin Eylül ayında evde yokken evime baskın yapıldı. Kayınvalidemin evindeydim. O dönem generallerin gözaltına alınma görüntülerini görünce yasa dışı yollardan yurt dışına çıkma kararı aldım. Üzgünüm. Tamamıyla rezil oldum. Bu saatten kaçma şüphem yoktur. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. 'BERABER KAÇTIĞIM ASKERLERİ TANIMIYORUM' Mahkeme başkanının "Yurt dışına neden normal yollardan çıkmadın da başkasına ait kimlikle çıktınız?" sorusu üzerine sanık Cankıymaz, "'Yakalama kararım vardır' diye düşündüm. İnternetten tanımadığım kişilerle irtibat kurdum. Kimlik için 600 lira, yurt dışına çıkış için de 1200 avroya anlaştım. İstanbul Şişli'de otobüs durağında buluştuk. Kimliği teslim aldım" dedi. Nuri Cankıymaz, "Nasıl oldu da seninle yasa dışı yollardan yurt dışına kaçacakların hepsi FETÖ şüphelisi asker çıkıyor?" sorusuna da "Edirne'dekiler tanımadığım insanlardı. Galiba biri yüzbaşıydı. Hiçbirini tanımıyorum" yanıtını verdi. Mahkeme heyeti, sanık Nuri Cankıymaz'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 23 Eylül'e erteledi.

2 yıl önce

FETÖ'cü eski Tuğgeneral Serdar Atasoy tutuklandı

Eski Tuğgeneral Serdar Atasoy, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, 'FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak' suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 27 Ocak 2021’de gözaltına alındı. Savcılık sorgusunda itirafçı olan Atasoy, çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından, adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma tamamlanarak, Atasoy hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Dava görülürken, Atasoy, tanık sıfatıyla dinlendiği Çanakkale ve Ankara ağır ceza mahkemelerindeki beyanlarında etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadelerinden vazgeçtiğini söyledi. Bunun üzerine Atasoy hakkında, sanık olarak yargılandığı Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, ‘kaçabileceği veya kaçma girişiminde bulunabileceğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu’ gerekçesiyle, yakalama kararı çıkartıldı.

2 yıl önce

Cezası kesinleşen emekli generallerin 'rütbeleri sökülsün' talebi

Alınan bilgiye göre, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, cezası kesinleşen hükümlüler, Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker'e ait kesinleşme şerhlerini, Genelkurmay Başkanlığına ve Milli Savunma Bakanlığına iletti. Mahkemenin yazısında, kesinleşen karara göre, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 30 ve 31. maddelerine göre gereğinin yapılması istendi. Askeri Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri Askeri Ceza Kanununun 30. maddesi, asker kişiler hakkındaki hükümlülük halinde, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası" verilmesini düzenliyor. Kanunun 31. maddesinde ise Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, "hükümlünün Silahlı Kuvvetlerle ilişiğinin kesilmesi" olarak yer alıyor. Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi sonuçlarını doğuruyor.

2 yıl önce

Jandarmada atamalar gerçekleşti! 15 general ve albay bir üst rütbeye terfi ettirildi…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan kararlara göre, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığına bağlı tuğgeneraller Hakan Saraç, Turgay Aras, Ali İhsan Ersoy ve Alper Sır 30 Ağustos, albay rütbesindeki Abdullah Ateş, Cengiz Yurtcan, Ahmet Camuz ve Yüksel Çiçek ise 15 Eylül itibarıyla emekliliğe sevk edildi. Jandarma Genel Komutan Yardımcıları Ali Çardakçı orgeneral ve Halis Zafer Koç korgeneral olurken, Yusuf Kenan Topcu, Aykut Tanrıverdi ile Ali Doğan da tümgeneralliğe terfi ettirildi. Jandarma kıdemli albaylar Hüseyin Bekmez, Gökhan Çiloğlu, Sinan Şen, İsmail Sıkı, Ali Gemalmaz, Necip Çarıkcıoğlu, Mustafa Çekiç, Hidayet Arıkan, Eyüp Subaşı ve İbrahim Güven’in rütbesi ise tuğgeneralliğe yükseltildi. Ayrıca, 28 generalin yeni görevlerin ataması yapılırken, 32 albayın da il jandarma komutanı olarak atamaları gerçekleştirildi.

1 2 3