19 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

WhatsApp gizlilik sözleşmesi: 15 Mayıs'tan sonra hesaplar silinmeyecek

Facebook'un bünyesinde bulunan mesajlaşma ve konuşma uygulaması WhatsApp tepkilere dayanamadı ve kararından vazgeçti. Bilindiği üzere WhatsApp kullanıcıların verilerini Facebook ile paylaşacağı bir gizlilik sözleşmesi çıkarmış ve çıkan tepkiler üzerine bu sözleşmeyi 15 Mayıs tarihine ertelemişti. 15 Mayıs tarihinden itibaren gizlilik sözleşmesini kabul etmeyenlerin hesaplarını sileceğini duyuran WhatsApp geri adım attı. HESAPLAR SİLİNMEYECEK Webtekno'nun Press Trust of India'dan aktardığı habere göre; WhatsApp, bir son dakika hamlesiyle kullanıcıları şaşırttı. Press Trust of India, Twitter'dan yaptığı bir açıklama ile şirketin yeni bir karar aldığını ve 15 Mayıs'ta hiçbir hesabın silinmeyeceğini, WhatsApp'ın bundan vazgeçtiğini iddia etti. WhatsApp tarafından yapılan açıklamalara göre şirket, kullanıcılara yeni bir gizlilik politikası sunacak ve bu politika değişikliğinin kullanıcılar tarafından kabul edilmesi gerekecekti. Bu gizlilik politikaları, kullanıcıların verilerinin Facebook ile paylaşılacak olması nedeniyle kullanıcıları rahatsız etmiş, politikanın uygulanmayacağı ülkelerde bile tepki gösterilmesine yol açmıştı. Tüm bu tepkileri hiçbir şekilde umursamayan WhatsApp ise yeni gizlilik politikalarının 15 Mayıs'a kadar kabul edilmesi gerektiğini söylemişti. Alınan son karar, bu kararın iptal edildiğini, WhatsApp'ın sıkı bir U dönüşü yaptığını gözler önüne seriyor. WHATSAPP YETKİLİSİ DOĞRULADI Kullanıcıları zor durumda bırakmak istemediklerini söyleyen bir WhatsApp yetkilisi, 15 Mayıs'ta hiçbir hiçbir hesabın silinmeyeceğini ve tüm kullanıcıların 14 Mayıs'ta olduğu gibi uygulamayı kullanmaya devam edebileceklerini duyurdu. Önümüzdeki süreçle ilgili de konuşan yetkili, kullanıcılara bildirim göndermeye devam edeceklerini söyledi. WhatsApp tarafından yapılan açıklamalarda kullanıcıların birçoğunun yeni koşulları kabul ettiği söyleniyor olsa da bunun ucunun çok açık olduğunu söylemek gerekiyor. Zira kullanıcılar, WhatsApp'a olan tepkilerini göstermek için Telegram ve Signal gibi alternatif uygulamalara adeta akın ettiler ve bu durum, resmi istatistiklere de doğrudan yansıdı. Şimdi alınan bu karar, bu gidişle WhatsApp'ın bu karardan tümüyle vazgeçebileceğini düşündürüyor. Ancak bu kez de WhatsApp ile Facebook arasındaki veri paylaşımı, kullanıcı izni olmadan devam edecek...

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Temennimiz, tüm müttefiklerimizin sığ siyasi hesapları artık bir yana bırakıp, Türkiye ile tam bir dayanışma sergilemesidir

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: 'DÖNEM ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMA DÖNEMİDİR' Yaptığımız görüşmelerin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bölgesel aktörlerin karar alma süreçlerindeki etkisi ağırlığı günden güne artıyor. Son 1,5 yıldır insanlığın gündemini belirleyen korona salgını bu değişimi sağlamıştır. Salgın küresel sistemdeki açıkları ve yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ekonomiden ticarete kadar çok geniş yelpazede salgının artçı sarsıntılara maruz kalıyoruz. Demokrasi ve demokratik değerler yara alırken, sorun çözme mekanizmaları içtenliklerini kaybediyor. Salgınla beraber ekonomileri iyice kötüleşen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere olan yardımların şarta bağlanması hakkaniyete olan inancı aşındırıyor. Gelişmiş ülkelerin korumacı tedbirlere başvurması salgın kaynaklı ekonomilerin derinleşmesine sebep oluyor. Dünyanın içinde bulunduğu bu manzara bize ittifak ve dayanışma ruhunun önemini göstermiştir. NATO'nun hem belirleyici hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmıştır. Dönem sorumluluktan kaçma dönemi değil elini taşın altına koyma dönemidir. 'TERÖR HASSASİYETİMİZİ MÜTTEFİKLERİMİZE SUNDUK' Zirve vesilesiyle ABD Başkanı Biden'la az evvel bir araya geldim. NATO Brüksel Zirvesini küresel ölçekte kritik hadiselerin yaşandığı böyle bir atmosferde gerçekleştirdik. 2030 sürecine ilişkin önemli kararların alındığı zirveyi tamamladık. Güvenliğin bölünmezliği, dayanışma başta olmak üzere ilkelerinden taviz vermemesi için vurguladık. Türkiye'nin önceliklerini, hassasiyetlerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk. Terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan çarpık anlayış mevcudiyeti ne yazık ki koruyor. Böyle bir anlayış terörü yok edemeyeceği açıktır. DEAŞ tehdidinin yeni isimler altında varlığını sürdürmesi, çifte standartının olmadığını göstermiştir. Türkiye DEAŞ'a karşı mücadele etmiş, Suriye sınırından atılmasını sağlamış tek NATO ülkesidir. Son günlerde İdlib'e yönelik hem rejim hem de PKK' yoğunluklu saldırıların artması bu bölgeyi kaosa sürüklemeyi amaçlamaktadır. YPG örgütü 14 masumu katletmiştir. Bu örgütün kanlı çirkin yüzünü göstermeye kafidir. Gerek Zirve hitabımızda gerek ikili görüşmelerimizde PKK'ya verilen hizmetin sona erdirilmesini açıkça ifade ettik. Suriye'nin terör kampı olmasının önüne de geçmeye çalıştık. 'SON DERECE SAMİMİ VE YARARLI BİR GÖRÜŞME OLDU' Yakalayıp kaynak ülkelere teslim ettiğimiz teröristlerin ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşabilmesi hatta kimi ülkelerde eylem yapabilmesi zaafiyettir. Türkiye yabancı savaşçıların engellemesine yönelik çabalarında tek başına bırakılmıştır. Yaklaşık 10 yıldır ,3.6 milyon Suriyeliye sahip çıkan Türkiye'ye verilen taahhütlerin çoğu yerine getirilmemiştir. Meşru hükümetin daveti üzerine sağladığımız eğitim ve danışmanlık hizmeti, Libya'nın iç savaşa yönelmesini engelledi. Dağlık Karabağ'da 30 yıllık gecikmiş de olsa adalet tecelli etti. Husumetin yerine barışın alabileceği yeni bir dönemin kapıları aralandı. Zirve vesilesiyle ABD Başkanı Biden'la az evvel bir araya geldik. Uzun yıllara dayalı dostluğumuzun bulunduğu Biden'la kapsamlı bir görüşmede bulunduk. Etkin işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz bölgelerde sayın Biden ve ekibiyle görüştük. Doğrudan diyalog kanallarını koruma konusunda mutabık kaldık. Neticede son derece yararlı ve samimi bir görüşme oldu. Her alanda saygı ve çıkara dayalı verimli bir işbirliğini başlamasına yönelik olduğunu görüyoruz. Türkiye-ABD meselelerinde çözülemeyecek bir meselenin olmadığını düşünüyoruz. Avrupa'nın barış ve güvenliğine büyük katkı yapmış Türkiye'nin ABD ile aynı hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz. 'AVRUPA BİRLİĞİ KONUSUNDA GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNDUK' Salgın boyunca video konferans marifetiyle Merkel'le bu kez yüz yüze görüştük. Sayın Miçotakis'le görüşmemizde yeniden canlandırdığımız diyalog mekanizmasını kararlaştırdık. Pozitif gündemi destekleyecek adımların karşılıklı atılması konusunda fikir birliğine vardık. Biz görüşmelerimizi özel hattan yapmak suretiyle aramıza kimseyi sokmama kararını vardık. Bu görüşmelerde de ikili ve bölgesel konularla birlikte Avrupa'daki gelişmeleri ele aldık. Dün Litvanya ve Letonyalı mevkiidaşlarımla da görüşmeler oldu. Türkiye Avrupa Birliği konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Dün ayrıca Macaristan Başbakanıyla verimli bir görüşme yaptık. Belçika hükümetine, Stoltenberg'e teşekkürlerimi sunuyorum. Zirvenin hayırlara vesile olmasını diliyorum ABD İLE S-400 SORUNU: BAKANLARIMIZ GÖRÜŞECEK VE BİR SONUCA BAĞLAYACAKTIR Afganistan konusundaki düşüncelerimiz net olarak Biden'a ifade ettik. Türkiye eğer Afganistan'dan çıkmamız istenmiyorsa özellikle belirli bir desteğin verilmesi isteniyorsa diplomatik mali konularda ABD'nin vereceği destek önem arz ediyor. Taliban gerçeğini kenara koymak mümkün değil. S-400 konusunu burada yapılacak bir konuda gündeme gelmemesi mümkün değil. Bizim daha önce düşüncemiz neyse aynısını ifade ettim sayın başkana. Savunma sanayi ile ilgili olarak müşteri olarak yapacağımız adımlar neyse ifade ettim. Burada bitmiyor, Bakanlarımız bu konuları görüşecek bir sonuca inşallah bağlayacaktır. FRANSA'DAKİ İSLAM KARŞITLIĞI Fransa'yla da bugünkü görüşmemizde. Macron, İslam karşıtı anlaşılmaların kendisi açısından yanlış olduğunu, İslam'a karşı olmasının mümkün olmadığını ve bir dost olarak İslam'a karşı olmasının mümkün olmadığını söyledi. Vatandaş olarak söylemiyorum ama vatandaş olan olmayan Fransa'da bugün 750 bin Müslüman var. Bunu Türklerin dışındakileri de katarsak rakam daha da ileri gidebilir. Bu konuyla ilgili olarak da kendisi hassasiyetini ifade etti. Suriye Libya konusunda müşterek bir çalışmayı yapabilir miyiz diye üzerinde durdu. Biz yapabiliriz dedik. Bu konuyla ilgili de görüşmelerimize devam edeceğiz. 'MİÇOTAKİS'LE ARAMIZDA GÜZEL BİR GÖRÜŞME GEÇTİ' Sayın Miçotakis'in ifadelerine aynen katılıyorum. 'Sessiz sakin bir yıl olacak' düşüncesini paylaşıyorum. Aramızda güzel bir görüşme geçti. Gerek Ege'de olsun gerek bölgelerde olsun şunu söyledim. 3. ülke veya kişileri karıştırmayalım. Bu tür sıkıntılı durumlar olduğunda sizi özel hattan arayayım, siz de beni arayın. Herhangi bir sıkıntı yaşamadan, Türkiye- Yunanistan olarak adımlarımızı atalım. Bazı örnekler oldu. Mesela dedim şu: Bu konuyla ilgili olarak kararımızı verdiğimizde size verelim ve masanın üzerinden o sorunu kaldıralım. Ayrıca bizim sizden bir isteğimiz olduğunda siz onu masadan kaldırdığınızda, bu masa sorun masası olmaktan çıkıp çözüm masası haline gelmiş olacak. Ve bunu iki lider gerçekleştirmiş olacak. ERDOĞAN'DAN BIDEN'A DAVET Her şeyden önce şu anda yüz yüze görüşmemiz NATO'daki bu zirveyle gerçekleşiyor. Bu zirveyle birlikte şahsen Biden'la görüşmem yeni değil. Çok çok eski. Bu görüşmelerle birlikte bizim Patriotlar konusundaki düşüncemiz biliniyor. Bu konuda ABD'nin de tavrı belliydi. ABD ne yaptı, Patriotları vermedi. Biz de S-400'leri almak zorunda kaldık. Savunma sanayinde neler yapabiliriz, bakanlarımız görüşsünler dedik. Onların yapacakları görüşmelerden sonra biz de adımlarımızı atalım kararına vardık. 350 milyar dolarlık bir hedefimiz vardı. Bu konuda da kendisiyle mutabakatımız oldu. Aşı konusunu da görüşmemiz oldu. Sayın Biden'le ilk verimli görüşmemiz gerçekleşmiş oldu. İlişkilerin devamı açısından olumlu olduğunu söylüyorum. Kendisini de ayrıca Türkiye'ye davet ettim. Yoğunlukları aştıktan sonra Türkiye'ye gelebileceğini söyledi. RESMİ AÇILIŞ ÖNCESİ BİR ARAYA GELDİLER Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden, NATO Karargâhı'nda bugün öğle saatlerinde gerçekleştirilen resmi açılış programında da bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından karşılandı. Tüm liderlerin tek tek karşılanmasının ardından sosyal mesafe kuralına uyularak aile fotoğrafı çektirildi. Aile fotoğrafında ön sırada Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hemen solunda yer aldı. Erdoğan, fotoğraf çekiminin ardından toplantı başlamadan hemen önce ABD Başkanı Biden'la bir süre sohbet etti. GÖRÜŞME SONA ERDİ Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden'ın saat 19.00'de başlayan görüşme sona erdi. 45 dakika süren görüşmenin ardından başlayan heyetler arası görüşme de sona erdi. BIDEN'DAN İLK AÇIKLAMA Bloomberg'ün Beyaz Saray muhabiri Jennifer Epstein, Joe Biden'ın görüşme sonrasında "Çok iyi bir toplantıydı" değerlendirmesinde bulunduğunu aktardı.

2 yıl önce

Help Turkey etiketinde paylaşım yapan hesapların çoğunun sahte ve bot olduğunu tespit edildi

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak da görev yapan Mark Owen Jones, "Help Turkey" ve "Global Call" etiketleriyle yapılan paylaşımların gerçek insanlar ve ünlüler tarafından kullanılmakla birlikte, sahte ve bot hesaplar üzerinden yapay olarak yayıldığını ve bu yönüyle bir manipülasyon kampanyasının ürünü olduğunu açıkladı. https://twitter.com/marcowenjones/status/1422275280891269124?s=21 Görünürde Türkiye'de devam eden orman yangınlarına dikkati çekmek üzere uluslararası yardım çağrısı yapan İngilizce ve farklı dillerdeki mesajlar, çok sayıda hesap tarafından yinelenerek paylaşılmıştı. Jones, söz konusu etiketleri Twitter hesabında yaptığı seri paylaşımlarla analiz etti. Bot ve sahte hesaplar Jones, "Help Turkey" etiketi için dünya genelinde 46 bin hesaptan yapılan 160 bin etkileşim üzerine yaptığı ağ analizinde, etiketle en fazla paylaşım yapanların sahte ve bot hesaplar olduğunu tespit etti. Bu tür hesaplardan örnekler veren Jones, etiket ile en fazla paylaşım yapan "@ege20281770" adlı hesabın, aynı gün (2 Ağustos) içinde yaratılan bir hesap olduğuna ve etiket belirli bir yaygınlığa ulaştıktan sonra tüm paylaşımlarını sildiğine dikkat çekti. Jones ayrıca "Badboy2147" adlı mevcut bir hesabın da etiketi kullanarak yoğun paylaşımlar yaptıktan sonra kullanıcı adını değiştirdiğini ve tüm paylaşımlarını sildiğini belirledi. Etiketle en fazla paylaşım yapan 7 bin 400 hesaptan en az 70'inin isim değiştirdiğini veya kapatıldığını belirten Jones, tam rakamın belirlenebilmesi için daha detaylı inceleme yapılması gerektiğini vurguladı. Kopyala ve yapıştır Jones, etiket aracılığıyla yürütülen kampanyada bir diğer dikkat çekici noktanın, hazır mesajların kopyala yapıştır yöntemiyle paylaşılarak yayılması olduğuna işaret etti. Mevcut paylaşımı yeniden paylaşmak yerine içeriğini yeni bir "twit"e kopyalayarak paylaşmanın anlamsızlığına değinen Jones, bu yönteme başvuran 35 bin tekil paylaşım yapıldığının ve bu paylaşımların Türkiye'de gece yarısını geçen bir saatte yoğunlaştığının altını çizdi ve mesajların belirli bir merkezden yapay olarak üretilerek yayılmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu. Jones, Koreli pop müzik gruplarının hayran hesapları üzerinden yapılan destek paylaşımlarının da manipülasyon amaçlı kullanılmış olabileceğine vurgu yaparak "Help Turkey etiketinin çok fazla manipülasyon içerdiği açık. Gerçek insanlar ve ünlüler tarafından yayılmakla birlikte binlerce sahte hesap tarafından yapay olarak yönlendirilen bir etiket bu." dedi. "Help Turkey" bir manipülasyon kampanyası örneği Jones, "Help Turkey" etiketiyle yapılan paylaşımların "manipülasyon" kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Bu türden kampanyalarda etiketlerde birden çok şey bir arada bulunur. Gerçek, meşru kullanıcılar vardır, bu etiketleri teşvik eden ve yayan influencer'lar vardır ve özellikle bu örnekte gördüğümüz gibi manipülasyon vardır. Tek bir kişinin veya merkezin yönettiği çok sayıda bot ve sahte hesap etkileşimi arttırmaya ve etiketi trendler içine sokmaya çalışır. Mümkün olduğunca çok paylaşım yaparak etiketi Trend Topic (TT) haline getirmeye çalışırlar. 'Help Turkey' etiketinde bu manipülasyonun varlığını tespit edebiliyoruz." ifadelerini kullandı. Jones, böyle bir manipülasyonu kimin, neden yapmış olabileceği sorusuna, "Bunun manipülasyon olduğunu biliyoruz ama neden başladığını bilmiyoruz. Bu yöntemin zaman zaman reklam ve pazarlama amacıyla kullanıldığını biliyoruz. Ama burada amacın bu olduğunu söylemek mümkün değil. Bu sistematik manipülasyonun arkasında kimin olduğu belli değil. Genelde kişiler ve organizasyonlar bu türden operasyonları o ülkelerdeki hükümetleri zor duruma sokmak için yaparlar. Bunları yapan organizasyonların çok sayıda adı olabilir; PR ajansı, reklam ajansı vs. ama asıl amaçları budur; hükümeti zayıf göstermek." değerlendirmesinde bulundu. "İnsanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar" Bu türden siber saldırıların insanların bilgiye erişimini engellemeyi ve algısını etkilemeyi amaçladığını vurgulayan Jones, "Bu manipülasyonu yapanlar, 'Help Turkey' etiketine tıklayan insanları öfkeye, endişeye ve paniğe sürüklemek istiyorlar. Onları mevcut hükümetin işlevini yerine getiremediğine ikna etmeye çalışıyorlar. Saldırının amacı bu. Bu türden bir operasyonu yürütmek son derece geniş ve maliyetli bir çaba, bunu yalnızca paylaşımların sayısında gözlemlemek mümkün." şeklinde konuştu. Gençler kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmamalı Jones, sosyal medya kullanıcılarının bu türden sistematik saldırılara karşı korunmak için kaynağını bilmedikleri içerikleri paylaşmaktan kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, "Genç kullanıcılar kendilerini sosyal medya manipülasyonuna karşı eğitmeli. Kim olduklarını bilmedikleri, daha önce paylaşımlarını görmedikleri kaynakların içeriklerini paylaşmaktan kaçınmalı." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü’den Altındağ açıklaması: Suçlular adalet önünde hesap verecek ve hak ettikleri cezayı alacaklardır

Çelik’in açıklamaları şöyle; Emirhan Yalçın kardeşimizin hayatını kaybettiği hadise hepimizi derinden üzmüştür. Emirhan kardeşimize Yüce Allah’tan rahmet, ailesine ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Güvenlik güçlerimiz Emirhan’ı katleden failleri yakalamıştır, yargı adaleti tesis edecektir. Bu çok üzücü hadise üzerinden bazı provokasyonlar tertip edilmeye çalışılıyor. Bu provokasyonların hedefi ülkemize ve insanımıza zarar vermektir. Suç bireyseldir. Suçlular adalet önünde hesap verecek ve hakettikleri cezayı alacaklardır. Sığınmacı düşmanlığı yapan provokatörler ile sığınmacı kılığındaki provokatörler aynı şeyi hedefliyorlar. Hepsi aynı madalyonun iki yüzüdür. Ülkemize ve insanımıza zarar vermek istiyorlar. Failleri etnik kimliği üzerinden tanımlayan ve toplulukları hedef gösterenler ülkemize zarar vermeye çalışan bir atmosfer oluşturmaya çalışıyorlar. Adaleti tesis etme yükümlülüğüne sahip yargı kurumları görevlerini yapacaktır. İnsan canına kastedenler gereken cezayı alacaktır. Kendilerini emniyet ve yargının yerine koymaya çalışarak insanları hedef gösterenler, bu ülkeye kötülük yapmak isteyenlerdir. Millet olarak birliğimizi ve dirliğimizi hedef alan provokasyonlara karşı sağduyulu olmalıyız. Sosyal medya üzerinden yapılan yalan haber ve dezenformasyonlara dikkat etmeliyiz. Büyük milletimiz sahip olduğu yüksek ahlaki değerler ve tarihten süzülen tecrübesiyle tüm provokasyonları boşa çıkaracaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan devletimiz hem mazlumları koruyacak hem de tüm provokatörlerle mücadele edecektir. Siyasette rekabet tabii ki gereklidir. Ancak ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı nefret dili asla muhalefet olarak değerlendirilemez. Bazı siyasilerin sığınmacılara yönelik uzun süredir kullandığı nefret dilinin yol açabileceği tehlikelerin ne kadar büyük olduğu ortadadır. Ne ülkemizde birilerinin sığınmacı kılığında provokasyon yapmasına müsaade ederiz, ne de sığınmacılara karşı nefret üretmeye çalışanlara müsaade ederiz. Tarihi tecrübemiz mazlumları korumaya ve her türlü kaos planını bertaraf etmeye yeter. Büyük milletimiz insanlık vicdanının temsilcisidir. Emniyet ve yargı kurumları görevinin başındadır. Kendini emniyet ve yargının yerine koymaya çalışanlar, milletimizin vicadanına saldırmak isteyenlerdir. Vatandaşlarımızın şikayetlerinin çözüm yeri emniyet ve yargı kurumlarıdır. Vatandaşlarımızın rahatsızlıklarının ve kaygılarının hepsini takip ediyoruz. Gerekli çalışmaları yapıyoruz ve tedbirleri alıyoruz.

2 yıl önce

Yangın ve sel destek hesaplarına yapılan yardım 260 milyon 930 bin 716 liraya ulaştı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), yangın ve sel afeti destek hesaplarına yatan bağışları paylaştı. AFAD'a SMS, Türk lirası, ABD doları ve euro olarak yapılan toplam bağışların 7 günde 260 milyon 930 bin 716 liraya ulaştığını aktaran Soylu, "Tüm hemşehrilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu millet, büyük millet" ifadesini kullandı. Bakan Soylu, kampanyaya 647 bin 343 vatandaşın 'ben de varım' diyerek SMS yoluyla katkı sunduğunu da bildirdi. Paylaşımda, 'YANGIN' veya 'SEL' yazıp 1866'ya SMS gönderilerek 10 lira bağışta bulunabileceği kaydedildi.

2 yıl önce

Pentagon'dan Afganistan'da 'başarısızlık' itirafı: Yanlış hesapladık

Pentagon'un Afganistan'ın Yeniden İnşasından Sorumlu Genel Müfettişi John Sopko'nun kaleme aldığı "20 Yılda Alınan Dersler" başlıklı raporda dikkat çekici ifadeler yer aldı. YANLIŞ HESAPLADIK Taliban'ın kontrolü ele almasından önce tamamlanan raporda Sopko, "Afganların tarihini, kültürünü anlamadık, ülkenin yeniden inşası için gereken zamanı yanlış hesapladık" ifadesini kullandı. Raporda, harcanan 145 milyar dolar paranın çoğunlukla boşa gittiği ve yanlış planlama nedeniyle sürdürülebilir verim alınamadığına dikkat çekildi. Afganistan'a harcanan paraların çoğunun, ülkenin yeniden inşasından çok askerlerin üniformasına, yiyeceğe ve silahlara ayrıldığı kayıtlarda yer alıyor. YOLSUZLUK VURGUSU John Sopko, Afgan hükümeti ve bürokrasisindeki yolsuzluğa dair raporların Washington tarafından görmezden gelindiğini ifade etti; "Aylarca maaş alamayan, yiyeceğine üstleri tarafından el konulan ve mermisi olmayan Afgan askerlerinin savaşmadığı için suçlanmaması gerekiyor." dedi. Sopko'ya göre Afganistan'ın yeniden inşası için hesaplanan süre de gerçekçi değildi. ABD, uzmanlık ve personel eksikliği yaşadı. BIDEN HEDEFTE ABD Başkanı Biden ise, Taliban'ın ülkede kontrolü hızla ele alması ve Kabil havalimanındaki kaotik görüntüler nedeniyle hedefte. Cumhuriyetçiler kadar Demokratlar da Biden'ın krizi ele alış şekline tepkili. Biden'ın süreci iyi yönetemediği; Taliban'ın ilerleyişine dair raporları da göz ardı ettiğine dair açıklamalar da sıkça ABD basınında yer alıyor.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tarih, CHP gibi Cumhuriyetin en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır"

Erdoğan, partisinin, yeni yasama yılındaki ilk Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, partilileri selamlayarak sözlerine başladı. Yaklaşık 2,5 aylık aradan sonra gazi Meclis çatısı altında milletvekilleriyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Geçtiğimiz yasama döneminde gerçekten çok çalıştınız, çok önemli faaliyetler gerçekleştirdiniz. Yaz aylarında şehirlerinizde teşkilatlarımızla birlikte yürüttüğünüz çalışmaları da yakından takip ettim. İnşallah bundan sonra hem Meclis'te hem de şehirlerinizde aynı gayretle yolunuza devam edeceğinize inanıyorum." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'in 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın, çok daha verimli bir çalışma dönemi olarak geçeceğini kaydederek, "Şimdiden her birinize Genel Kurul, komisyon ve grup çalışmalarına yapacağınız katkılar için şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı. Milli iradenin tecelligahı olan Meclis'te görev alan milletvekillerinin, aynı zamanda halkla yönetim organları arasındaki irtibatı sağlama görevini de yürüttüğüne işaret eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri netleştirirken, uyumu da en üst noktaya çıkardık. Bugün burada Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük partisinin Genel Başkanı sıfatıyla bulunmam bile yeni yönetim sisteminin başarısının ifadesidir." değerlendirmesinde bulundu. YENİ ANAYASA: UZLAŞMA OLURSA YASAMA YILI BİTMEDEN YENİ ANAYASAYI NETİCEYE ULAŞTIRIRIZ Meclis'in, milli mücadeleyi zafere taşıdığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Meclis, Cumhuriyetimizi kurmuştur. Ülkemizi çok partili siyasi hayata geçirmiştir. Her darbe döneminin ardından milli iradeyi yeniden ayağa kaldırmıştır. Demokratik ve ekonomik kalkınma hamlelerine destek olmuştur. Yeni yönetim sistemimizi inşa etmiştir. Maziden atiye kurduğumuz demokrasi ve kalkınma köprüsünün adeta kilit taşı olan Meclisimiz, kurucu ve devrimci vasfıyla hem kazanımlarımıza sahip çıkmakta hem de ufkumuzu aydınlatmaktadır. İnşallah bu Meclis, Türkiye'nin milli iradenin temsilcileri eliyle yapılan ilk anayasasını hayata geçirme şerefine de nail olacaktır. Biz, Türkiye'nin gündemine getirdiğimiz, ülkemizin ilk sivil anayasasını hazırlama teklifimizde gerçekten samimiyiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Meclis'teki diğer partilerden de kendi hazırlıklarını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz. Şayet diğer partilerin anayasa teklifleri ile kendi hazırlıklarımızı uzlaştırabilirsek yasama yılı bitmeden Meclis bünyesinde bu işi neticeye ulaştırabiliriz. Tabii bunun için öncelikle diğer partilerin anayasa tekliflerini kamuoyuna açıklamaları gerekiyor. Uzlaşma sağlanamaması durumunda ise siyasi partiler olarak zaten yaklaşmakta olan 2023 seçimlerinde hep birlikte milletin terazisine çıkarız. Milletimizin sandıktaki kararı da başımız gözümüz üstünedir. Hiç şüphesiz burada temel belirleyici, ülkemizin yönetim sistemi ile ilgili farklı görüşlerin nasıl bir araya getirilebileceğidir." Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile elde ettiği avantajların ne kadar kritik öneme sahip olduğunun, salgın döneminde hep birlikte yaşandığını ve görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Gelişmiş ülkeler dahil pek çok devlet, halen süren nice siyasi, ekonomik, sosyal sancılarla kıvranırken, biz sağlıktan sanayiye her alanda kendimizi pozitif yönde ayrıştırmayı başardık. Tarihimizin en köklü yönetim reformunda üçüncü yılımızı tamamlarken geriye dönüp baktığımızda 'Evet, gerçekten iyi bir iş yaptık' diyebiliyoruz. Eksikler, aksaklıklar, düzeltilmesi gereken hususlar yok mudur? Elbette vardır. Hepsinin de farkındayız, hatta bu doğrultuda yaptığımız kapsamlı çalışmalar da elimizde mevcuttur. Bunların hepsi de çok basit dokunuşlarla, küçük revizyonlarla düzeltilebilecek tali meselelerdir. Yeni anayasa süreci başarılı bir şekilde neticelenirse devamında bu sorunlar zaten kendi mecrasında çözülür. Böyle bir imkanın olmaması halinde ise seçim sonrasına kadar ortaya çıkacak tecrübeye ve birikime göre biz Cumhur İttifakı çatısı altında kendi düzenlemelerimizi hayata geçirme yoluna gideriz. Milletimize her hal ve şart altında 2023 sonrası için büyük ve güçlü Türkiye hedefimiz doğrultusunda daha kolay ve hızlı ilerlememizi sağlayacak yeni bir yol taahhüt ediyoruz. Türkiye'nin en devrimci, en yenilikçi, en reformcu, en vizyoner partisi olarak Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle işte bu yol haritası istikametinde ülkemizi önce 2023'e sonra da 2053'e taşıyacağız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: BİRİLERİ ÇIKIYOR 'GEREKİRSE İLK 4 MADDEYİ DEĞİŞTİRİRİZ' DİYEREK PKK GÜDÜMÜNDEKİ SİYASİ YAPIYA GÖZ KIRMAYA ÇALIŞIYOR Sırf günü kurtarmak için aklına geleni söyleyenden siyaset adamı olmaz, devlet adamı hiç olmaz. Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor 'Gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz.' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. İlk 4 maddeyi değiştirme fikri CHP ve tüm CHP'lilerin iradesi midir, yoksa Kılıçdaroğlu'nun kişisel işi midir?  Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirme fikri, eğer bu CHP'nin kurumsal iradesiyse ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. HDP, MİLLET İTTİFAKI'NDAKİ GİZLİ ORTAKLIK HAKKINI KULLANARAK BU HANIMEFENDİYİ VETO ETMİŞTİR Biliyorsunuz bugün 6-8 ekim olaylarının 7. yıldönümü. HDP'nin o dönemki yöneticileri yandaşlarını sokaklara salmış ve onlarca insanın kanını dökmüştü. Bu gözü dönmüş alçakların masum insanları nasılca vahşice katlettiğini daha dün gibi biliyoruz. Azgın güruhu harekete geçirenler bugün cezaevinde ellerindeki kanın hesabını veriyorlar. Kılıçdaroğlu, hesabı sormak yerine bunlara arka çıkmıştır. Bu partinin yerli de milli de olmayan politikalarını milletimize her fırsatta tekrar tekrar anlatacağız. Tarih, CHP gibi Cumhuriyetin en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır. Diğer yanda CHP'nin başını çektiği ittifakın diğer ortağı olan parti ve başındaki hanımefendi var. İYİ Parti'nin kendi konumunu koruma çabası artık sürdürülebilir değildir. Başbakanlığa talip olması da trajikomik görüntüyle ilgili değildir. HDP kanadı, hanımefendinin Başbakanlığını kabul etmeyeceğini zaten söylemiştir. HDP, Millet İttifakı'ndaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir. Hayali bir makama talip olmasının gerisinde bu vetonun sineye çekilmesi vardır. Allah kimseyi böyle bir konuma düşürmesin. Mücadeleyi milletin önünde yapmak yerine kapalı kapılar ardından yürütmek zorunda kalanların akibeti işte böyle olur. Gerçi çıkıp şimdi buna da itiraz edecekler. Bir yanda HDP'nin sufleleri ile siyaset yapan bir partinin genel başkanı. Bu hanımefendinin ''28 Şubat kararlarına imza attım, hepsine de gönülden inanıyorum'' sözünü de unutmadık. İnsanda ilkeve omurga olmayınca her devirde ne söylemesi gerekiyorsa onu ağzından saçmaktan geri kalmaz.  BU KİŞİ ARTIK MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR Her şey bir yana Türkiye, Türk siyaseti böyle bir fotoğrafı hak etmiyor. Birbirlerinden hiçbir farkı yok. Akşam yalan, sabah yalan... Gavurun kılıcını çalan bir anlayışla yapılan işin adı muhalefet değil, taammüden bu ülkeye ve bu millete düşmanlıktır. Bu kirli muhalefet tarzını reddediyoruz. CHP'nin başındaki zatın yalanlarını ortaya sermekten biz yorulduk ama bu zat, aynı ahlaksızlıkları tekrarlamaktan vazgeçmiyor. Dün yine çıkmış MB'nin İstanbul'daki binasından ilgili ilgisiz bakmadan aklına ne gelirse sallamış da sallamış. Bay Kemal, eğer uyuşturucu arıyorsan aynaya bak. AK Parti çatısı altında uyuşturucuyla iştigal eden insan bulamazsın, böyle bir iftirayı AK Parti'ye atamazsın. Yatırım nasıl yapılır konusunda en küçük bir fikri olmayan bu zatın zırvalarına tek tek cevap vermeyi zul kabul ediyorum. Kendisinin yalancılığı ve müfteriliği yargı kararıyla da tescil edilmiştir. Bu kişi artık milli güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Türkiye'de bir iktidar sorunu yoktur ama ciddi bir muhalefet problemiyle karşı karşıya olduğumuz gerçektir. 2023, sadece Cumhur İttifakı eliyle büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının değil, aynı zamanda muhalefetin bu prangadan kurtuluşunun müjdesini alacağımız yıl olacaktır. SULAR AKMIYOR... HANİ BELEDİYE? Ülkemizde herhangi bir bireyin hak, hukuk, özgürlük talebi mi var, çözümü biz üreteceğiz. Sivil bir anayasa girişimi bile bu konuda önümüze kimsenin geçemediğinin işaretidir. Nerede bir dikili taşınız var. Ankara, İstanbul büyükşehir belediyelerini kazandınız. Asfaltlarını yenileyemiyorsunuz, asfaltlarını. Çukurlardan geçemiyoruz. Nerede belediye? Sular akmıyor, hani nerede belediye? Niye suları akar hale getiremiyorsunuz? MERKEZ BANKASI'NI ORAYA TAŞIYACAĞIZ İstanbul'da Merkez Bankası binası yapıldı. Çıkmış 'Geldiğimde orayı öğrenci yurduna dönüştüreceğim' diyor. Ya bu adama ne dersiniz? Merkez Bankası'nı da oraya taşıyoruz, taşıyacağız. Senin gücün ona yetmez. Aklı erse New York'ta yaptığımız Türkevi'ni yurt yapma kararı olarak açıklayabilir, o da 36 kat. Ülkemizde kadınların herhangi bir sorunları mı var, öncüsü biz olduk, biz olacağız.  Ülkemizde gençlerimizin teknolojide ihtiyacı mı var, hepsinin de projelerini biz hayata geçiriyoruz. Bir TEKNOFEST kuşağını inşa ediyoruz. Aslında onları bizim anladığımızı görüyoruz. Roketten yapay zeka yazılımlarına kadar her alanda gençlerimizle çok daha yakın bir yoldaşlık yapıyoruz.  TÜRKİYE, DÜNYADA EN FAZLA ÖĞRENCİ YURDU KAPASİTESİNE SAHİP ÜLKE Utanmadan sıkılmadan 'Bu iktidar fabrika açımıyor' diyor. Ya geçenlerde ben 26 fabrika açılışı yaptım. Bu hafta Adana'da fabrika açılışı yapacağım. Türkiye'nin en büyük mesafeleri katettiği alanlardan biri de yüksek öğretimdir. Türkiye dünyanın açık ara en fazla öğrenci yurdu kapasitesine sahip ülkesidir. Türkiye'nin bir milyonun üzerinde kapasitesi varken İngiltere'de bu rakam 550 bin. Bu yıl ortaya çıkan kargaşanın nedeni, geçtiğimiz yıl ile bu yılki başvuruların üst üste binmesidir. Açıkta kalan öğrencilerimizle ilgili çözüm çalışmalarımız devam ediyor. 76 üniversite ile devraldık, şimdi ise 207 üniversitemiz var. Hakkari'deki evladımız Ankara'ya İstanbul'a gelmesin, üniversiteyi onun ayağına götürelim sitedik ve bunu başardık. Bir zamanlar üniversite açılırken bir numaralı tartışma konusu harç konısuydı. bunu biz ortadan kaldırdık. ÜNİVERSİTELERİMİZİ TERÖR KILIKLILARA BIRAKAMAYIZ Kendi hocalarına bile saygısı olmayan bu tipleri biz öğrenci olarak kabul etmiyoruz. Avrupa’da, ABD’de bu tiplerin hiçbirini bir gün bile üniversitede tutmazlar. Sırf hükümete sıkıntı çıkarıyorlar diye, saygısız, sevgisiz, kötü niyetli adeta terörist tiplere sahip çıkılıyor. İnşallah bu sorunu da kendi mecrası içinde kötü niyetlilere meydanı bırakmadan en kısa sürede çözeceğiz. Biz üniversitelerimizi terör kılıklılara bırakamayız.  Paris İklim Anlaşması'ndan Avrupa Yeşil Anlaşması'na kadar her adımın içinde yer alıyoruz. Sosyal ağların alt yapısı ile ilgili soru işaretlerinin arttığı dönemde önümüze açılan fırsat pencerelerini değerlendirmekte kararlıyız. Önümüzde tarihimizin en büyük küresel fırsatı vardır. Bunu değerlendirebilmemizin yolu birliğimize, kardeşliğimize, istikrar iklimine sıkı sıkıya sarılmaktan geçiyor.  

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 13 14